Pleva Hastalığı
Pleva, daha çok yetişkinlerde görülen iltihabi bir cilt hastalığı akut formu olup çoğu zaman tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden geçmektedir.
Pleva, pityriasis lichenoides olarak bilinen iltihabi cilt hastalığının akut formudur. Kronik formu daha çok yetişkinlerde görülmekte ve oldukça uzun sürmektedir. Kronik pityriasis lichenoides, PLC olarak kısaltılır. Bu yazıda hastalığın akut formu olan pleva anlatılacaktır.
Pleva hastalığı, pityriasis lichenoides et varioliformis acuta olarak bilenen hastalığın baş harflerinin kısaltılışıdır. Pleva hastalığı nadir görülen bir cilt problemidir. Lezyonlar daha çok göğüste, kollarda ve bacaklarda görülür. Pleva hastalığı bebekler dâhil her yaşta görülebilir. En sık çocuklarda ve genç yetişkinlerde görülür. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmektedir.
Pleva hastalığına sahip kişilerin ciltlerinde sayısı yüze kadar ulaşabilen papüller meydana gelir. Papüller küçük gruplar halinde bulunur. Papül, 1 cm’den küçük cilt lezyonlarıdır. İçlerinde kan ve irin gibi sıvılar bulunur. Kırmızı- kahverengi kabuklu lekeler şeklindedir. Papüller kaşıntılı ve yanıcı olabilir. Bazı hastalarda eklem ağrısı ve ateş şikâyetleri görülebilir.
Tanıyı koymak için cilt biyopsisi almak gereklidir. Biyopsi ile ciltte örnek materyaller alınır ve mikroskop altında incelenir. Hastalığa tam olarak neyin neden olduğu bilinmemekte ancak bazı bilim insanları bağışıklık sisteminin, bir enfeksiyona veya aşırı akyuvar üretimine yol açan bir hastalığa (lenfoproliferatif hastalıklar) karşı aşırı yanıt vermesi sonucu oluştuğunu düşünmektedir.
Pleva hastalığı birkaç haftadan bir yıla kadar uzun bir süre devam edebilir. Bu süre içinde hastalık kendiliğinden kaybolup yeniden görülebilir. Yetişkinlerde görülen tip çocuklarda görülenden daha uzun sürer.
Hastalığın bir diğer ismi Mucha-Habermann hastalığıdır. Hastalığın en şiddetli formu olan Febril ülseronecrotik Mucha-Habermann hastalığı hayatı tehdit eden bir durumdur. Ateş, şiddetli ağrı ve büyük açık yaralar görülür. febril ülseronekrotik Mucha-Habermann hastalığı tedavi edilmediği taktirde ölüm ile sonuçlanabilir.
Akut, kronik ve şiddetli form bir nevi hastalığın derecesini de belirler. Bu 3 tip genellikle tek başına görülür ancak birbirlerine dönüşme ihtimali de vardır.
Tedavi gerekli görüldüğünde antibiyotikler, güneş ışığı, topikal steroidler, immünomodülatörler (bağışıklık sisteminin normal düzeylere gelmesi için verilir), fototerapi verilebilir.
Pleva Hastalığı Nedenleri
Pleva hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Çoğu vakada hastalığa neden olan etken tespit edilemeden hastalık iyileşir. Hastalığın mekanizmasının basit ve kendiliğinden sınırlanan lenfoproliferatif bir hastalığın, enfeksiyöz bir ajana ya da bilinmeyen bir antijene karşı verdiği aşırı bağışıklık yanıtı olduğu üzerinde durulmaktadır. Lenfoproliferatif hastalıklarda bir tür akyuvar olan lenfositlerin fazlaca üretimi söz konusudur. Fazlaca bulunan lenfositler organlarda ve dokularda hasara yol açar. Lenfomalar bu tür hastalığa örnektir.
Pleva gibi diğer ciltte ani olarak gelişen kabartı hastalıklarında da enfeksiyöz bir etkene karşı gelişen aşırı bağışıklık sistemi yanıtının hastalığın ana nedeni olduğu düşünülmektedir. Aile bireylerinde birlikte görülmesi, vakaların belli bir bölgede yoğunlaşması bu düşünceyi desteklemektedir ancak kesin bir durum söz konusu değildir.
Bazı gelişmiş testler ile neden olan etkene karşı geliştirilen antikorlar ölçülebilir. Bu testler sayesinde hangi tip virüsün hastalığa neden olduğu görülebilir. Sonuçlara göre en çok görülen etkenler şunlardır: Toxoplazma Gondii, Epstein-Barr virus (EBV), Human immunodeficiency Virus (HIV).
Bunların dışında neden olduğu bilinen diğer etkenler şunlardır:
- Sitomegalovirus (CMV)
- Parvovirus (beşinci hastalık)
- Stafilokokkus aureus
- A grubu beta-hemolitik streptokoklar
Pleva Hastalığı Görülme Sıklığı
Pleva hastalığı oldukça nadir görülür. Eldeki veriler oldukça azdır. Akut ve kronik form birbirine eşit sıklıkta görülür.
Pleva hastalığı en sık genç yetişkinlerde ve çocuklarda görülür. Genellikle okul çağı çocuklarında (5-10 yaş) görülür. Ortalama başlangıç yaşı 6.5tir Çocukluk çağında görülen vakalar tüm vakaların %19-38’ini oluşturur. Kadınlara nazaran erkeklerde daha sık görülür. Yeni doğan bebeklerde görülen vakalar da olmuştur.
Pleva Hastalığı Belirtileri
Pleva ciltte aniden ortaya çıkan kırmızı lekelerle karakterize bir hastalıktır. Kırmızı lekeler kısa sürüde pullu papüllere dönüşür. Papül, 1 cmden küçük alanda görülen kabartılı cilt lezyonlarıdır. Farklı şekillerde renklerde ve boyutlarda olabilir. Papül bir hastalık değildir. Genellikle cilt hastalıklarının bir belirtisi olarak karşımıza çıkar. Papüllerin içi kan, irin gibi sıvılarla dolu olabilir. Ayrıca lezyonların görüldüğü yerlerde kaşıntı ve yanma görülebilir.
Bazı vakalarda papüllerin görülmesinden önce enfeksiyöz belirtilerin de görüldüğü bildirilmiştir. Ateş, halsizlik, öksürük, eklem ağrısı, baş ağrısı gibi belirtiler enfeksiyon sonucu görülebilecek belirtilerdir.
İyileşme sürecinde papüllerde renk değişikliği görülebilir. Kahverengimsi-kırmızı renkten hastanın ten rengine doğru renk değişimi görülür.
Pleva tüm vücudu etkileyebilir ancak en sık göğüste, kollarda ve bacaklarda görülür. Papüllerin sayısı birkaç taneden yüz adete kadar çıkabilir. Her bir papülün kalma süresi yaklaşık birkaç haftadır ancak tüm papüller aynı sürede ortaya çıkmaz. Bu yüzden papüller uzun süre kalmış gibi görülür. Pleva birkaç haftadan bir yıla kadar uzun sürebilir. Bu süre zarfında iyileşme ve hastalanma periyodları görülür.
Cilt belirtileri dışında ilave belirti ve bulguların görülmesi görülmez ancak yukarıda da bahsedildiği gibi enfeksiyona ait belirtiler görülebilir.
Nadir görülen bir pleva tipi olan Febril ülseronekrotik Mucha-Habermann hastalığında papüller hızlıca ağrılı, büyük ülserlere dönüşürler. Bu papüllerin iltihap kapma ihtimalleri vardır. Ateş, boğaz ağrısı, ishal, karın ağrısı, nörolojik anomaliler, akciğer hastalıkları ve diğer belirtiler eşlik edebilir. Bazı vakalarda Febril ülseronekrotik Mucha-Habermann hastalığı ölümcül olabilir.
Pleva Hastalığı Teşhisi
Pleva hastalığının tanısı genellikle hastalığa ait karakteristik belirti ve bulgulardan şüphelenilerek konulur. Cilt biyopsisi tanıyı doğrulamak için gereklidir. Cilt biyopsisinde lezyondan örnekler alınır ve laboratuvar ortamında mikroskop altında incelenir.
Öykü-anamnez
Anamnez hastalık ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabilmek için soru sormaktır. Hastalığın ne zamandan beridir başladığı, öncesinde kullanmış olduğu bir ilaç olup olmadığı veya enfeksiyon geçirip geçirmediği öğrenilir. Hastanın cinsiyeti, yaşı mesleği hastalığın tanısı koymada önemli ipuçları verir.
Fizik muayene
Fizik muayene doktor tarafından hastanın şikâyetleri ile ilgili daha fazla bilgi toplamak için yaptığı gözlemlerdir. Gözle yapılan fizik muayeneye inspeksiyon denir. İnspeksiyon ile lezyonların rengi, boyutu, sayısı görülebilir.
Laboratuvar çalışmaları pleva hastalığının tanısında önemli bir role sahiptir. Hastalığın kendi içindeki formlarının birbirinden ayrılması oldukça önemlidir. Febrile ülseronecrotic Mucha-Habermann hastalığının teşhisinin geç kalması durumunda hayati tehlike içerebilir.
Aşağıdaki laboratuvar testleri hastalığın hem kendisini hem de diğer formlarından ayırmak için gereken testlerdir:
- Antistreptolizin O titresi
- EBV IgM/IgG ve nükleer antijen antikor
- Eritrosit sedimentasyon oranı
- Hepatit B yüzey antijeni, antisurface antikoru ve antikor IgM
- Hepatit C antikoru
- HIV taraması
- Boğaz kültürü
4mm civarı punch biyopsisi veya daha büyük bir kesitten alınan shave biyopsisi tanıyı doğrulamak için yapılmalıdır. Sürüntü çubuğu yardımıyla lezyondan küçük örnekler alınır. Alınan örnekler patoloji laboratuvarın patologlar tarafından mikroskop altında incelenir.
Pleva Hastalığı Tedavisi
Pityriasis lichenoides et varoliformes acuta hastalığı (Pleva) genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında kendiliğinden geçmektedir. Hastanın kondisyon durumu, belirtilerin şiddetine göre tedaviye gerek kalmayabilir.
Tedavi gerekli görüldüğünde, birçok farklı tedavi şekli vardır. Her birinin başarı şansı birbirinden farklıdır.
Tedavi şekilleri şunlardır:
- Oral antibiyotikler: en yaygın kullanılan antibotikler eritrmomisin ve tetrasiklinlerdir. Hem pleva hastalığı için PLC için kullanılabilirler.
- Güneşlenme: güneş ışığı lezyonların iyileşmesine katkı sağlayabilir ancak güneş yanıklarına dikkat edilmelidir.
- Topikal steroidler: hassasiyet, kaşıntı gibi belirtileri iyileştirmek için kullanılır. Yan etkilerinden dolayı artık pek tercih edilmemektedir. Bunların yerine NSAID tipi ilaçlar kullanılmaya başlanmıştır.
- İmmünomodülatörler: hastalığın altında yatan aşırı bağışıklık yanıtına yönelik bir tedavidir. Bağışıklık sistemini baskılayarak etki ederler.
- Fototerapi: yapay ultraviyole ışınlar kullanılarak cilt lezyonlarının iyileşme sürecini kısaltır.
- Sistemik steroidler: vücutta doğal olarak bulunan kortizol hormonun yapay olarak üretilen ilaçlarıdır. Steroidlerin vücutta birçok önemli fonksiyonu vardır. İltihabı azaltmak da bunlardan biridir.
Pleva hastalığı ne yazık ki tedaviye her zaman olumlu yanıt vermeyebilir ve yeniden gelişme ihtimali vardır.
Büyük alanlarda ülserleşmiş febril ülseronecrotic tipte yara bakımı oldukça önemlidir. Topikal antibiyotikler ve kıyafetlerin günde 2 kez değiştirilmesi önerilen uygulamalardandır. İlaç tedavilerinin pleva hastalığında başarılı olduğu ile ilgili yeterli veri henüz yoktur. Hastalık kendi kendine iyileşme eğiliminde olduğundan hastanın tedaviye ihtiyacının olup olmadığının iyi bir takibi gereklidir.
Fototerapi, pleva için tedavi yöntemlerinin içinden en başarılısıdır. Işık veya diğer elektromanyetik radyasyon kullanılarak yapılan tedavi şeklidir. Radyasyon ve ışık tıbbi bir cihaz tarafından üretilir.
Pleva Hastalığı İlaçları
Enfeksiyonun neden olduğu pleva hastalığında antibiyotikler, hastalığın hem ilerlememesi hem de yeniden oluşmasının önlenmesi açısından önemlidir. Birkaç ilaç genellikle birlikte kullanılır.
Antibiyotikler
Antibiyotiklerin bağışıklık sisteminin kontrol altına alınmasında olumlu etkileri olabilir. Seçilecek antibiyotiklerin kapsamlı ve geniş bir bakteri grubuna etki etmesine dikkat edilmelidir.
- Tetrasiklinler (sumycin): gram pozitif ve gram negatif organizmalara etki ederler. Bunların yanında mikoplazmaların, klamidyaların ve riketsiyaların neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de kullanılabilmektedir. Bakteri ribozomlarının 30S ve 50S alt birimlerine bağlanarak etki eder.
- Eritromisin: bakteriyel büyümeyi engeller. Stafilokokkal ve streptokokkal enfeksiyonlar için kullanılır.
Psoralenler
UV radyasyon ile birlikte kullanıldığında başarılı sonuçlar alınmaktadır. DNA sentezi ve hücre bölünmesini engeller.
- Methoxsalen: ultraviyole ışınla aktif edildiğinde bakterilerin bölünüp çoğalmasını engeller.
Retinoidler
Retinoidler hücre büyümesini ve çoğalmasını kontrol ederler.
- Acitretin: retinoik asid analogudur. Yani retinoik asidin etkilerini taklit eder.
Antimetabolitler
Metotreksat, dihidrofolat redüktaz enzimini engelleyerek etki eder. DNA sentezini ve hücre bölünmesini bloklar.
- Metotreksat: bağışıklık sistemini baskılar. İltihaba bağlı belirtileri hafifletir. Kullanıldıktan 3-6 hafta sonra etkisini gösterir.
Pleva Hastalığı için Hangi Doktora Gidilmeli?
Pleva hastalığı için “cildiye- dermatoloji- deri ve zührevi hastalıklar” servisine “dermatolog”a gidilmelidir.
Ciltte aniden gelişen çapı 1cm’den küçük, kırmızı- kahverengimsi, bazen kaşıntılı-ağrılı birkaç hafta süren lezyonlar olması durumunda doktora başvurulmalıdır. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ciltte bu tarz lekelerin olması ihmal edilecek bir durum değildir. Hastalığın en ağır formu olan Febril ülseronekrotik Mucha-Habermann hastalığı oldukça tehlikelidir. Ölüme varan sonuçlar doğurabilir.