Spinal Kord Yaralanması
Spinal kord, beynin alt kısmından başlayarak sırt bölgesinde omurgalar içinde ilerleyen bir sinir paketidir. Yaralanmalarında hasarı geriye döndürmenin çok fazla bir olasılığı bulunmamaktadır.
Spinal Kord Yaralanması Nedir?
Spinal kord ya da daha fazla kullanılan ismi olan omurilik, beynin alt kısmından başlayarak sırt bölgesinde omurgalar içinde ilerleyen bir sinir paketidir. Omurgalar boyunda 7, göğüs kısmında 12, bel kısmında 5, kalça kısmında 5 ve kuyruk sokumu kısmında 4 tane olmak üzere tane olmak üzere toplam 33 adettir. Bu omurlar omuriliği yaralanmalara karşı korur. Omuriliğin ana kısmından dal vererek çıkan ve kol, bacak, karın, göğüs gibi bölümlere ilerleyen 31 çift sinir bulunmaktadır. Bu omurilikten çıkan sinirler, beyin tarafından oluşturulan sinyallerin kol, bacak gibi uzuvlara ileterek hareket etmelerini sağlar.
Her bir uzuv için var olan sinirler omuriliğin belli bir seviyesinden dal verir. Örneğin kolları kontrol eden sinirler omuriliğin üst kısmından çıkarken bacaklara giden sinirler omuriliğin alt kısmından çıkar. Spinal korddan çıkan bu sinirler uzuvlar dışında ayrıca kalp, akciğer, bağırsak ve mesane gibi organ işlevlerini de yönetir. Omurilikten çıkan sinirler olduğu gibi organ ve uzuvlardan çıkıp omuriliğe giren sinirler de bulunur. Bunlar dokunma, ağrı, sıcaklık ve pozisyon bilgisi gibi duyuları vücuttan alarak beyine taşınmasına katkı sağlar.
Spinal kord yaralanması, omuriliği koruyan omurgalar olmasına rağmen bazı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Vücudun çoğu diğer kısımlarından farklı olarak, omurilik hasar gördüğü takdirde kendini onaramaz. Omurilik bölgesine alınan travmalar, omuriliğe sağlanan normal kan akışının kaybı, tümör veya enfeksiyon omurilik yaralanmasına neden olabilir.
Omurilik yaralanmaları komplet ve inkomplet olmak üzere ikiye ayrılır. Komplet spinal kord yaralanmasında, yaralanma seviyesinin altında tam bir his kaybı ve kas fonksiyon kaybı vardır. İnkomplet spinal kord yaralanmalarında ise yaralanma seviyesinin altında bir miktar işlev kaybı vardır. Her iki durumda da genelde vücudun her iki tarafı eşit şekilde etkilenir.
Spinal kord yaralanmalarında etkilenen bölge yaralanmanın olduğu seviyeye bağlı değişiklik gösterir. Örneğin boyun kısmındaki omuriliğin üst kısmından başlayan bir yaralanmada her iki kol ve her iki bacak felç olabilir. Sırt bölgesinde var olan bir yaralanmada ise sadece her iki bacakta felç görülebilir.
Spinal Kord Yaralanması Belirtileri Nelerdir?
Spinal kord yaralanmasından sonra görülen belirtiler, yaralanmanın olduğu omurilik kısmı ve yaralanmanın şiddetine göre değişiklik gösterir. Yaralanmadan sonra normal kalan omuriliğin en alt kısmı yaralanmanın nörolojik seviyesi olarak adlandırılır. Omuilik yaralanmalarının ciddiyeti ve belirti türlerinin sınıflanması, yaralanmanın komplet veya inkomplet olmasına göre değişiklik gösterir.
Komplet spinal kord yaralanmalarında, ağrı, sıcaklık, basınç hissetme gibi tüm duyusal ve hareket etmek için gerekli olan motor fonksiyonlar kaybolmuştur. Bu kayıplar etkilenen omurilik seviyesinin altında görülür. İnkomplet spinal kord yaralanmalarında ise yaralanmanın olduğu bölgenin altında en az bir motor veya duyusal fonksiyon vardır. Yani yaralanmadan tamamen etkilenme olmaz ve bir kısım vücut işlevi varlığını sürdürür. Spinal kord yaralanmalarında görülen felç durumları şu şekilde sıralanabilir:
a-) Tetrapleji: Quadripleji olarak da bilinen bu tür felçte kollar, eller, gövde, bacaklar ve kalça bölgesinin hepsi omurilik yaralanmasından etkilenmiştir. Oluşabilecek en ağır felç türüdür.
b-) Parapleji: Paraplejide, gövde, bacaklar ve kalça bölgesi organların tamamı veya bir kısmı etkilenmiştir.
Genel olarak bir spinal kord yaralanmasında aşağıdaki semptomların biri veya birçoğu görülebilir:
a-) Hareket kaybı
b-) Sıcaklık ve soğukluk algısı, dokunma duyusu, ağrı gibi duyuların hissinin kaybolması veya değişmesi
c-) Bağırsak veya mesane kontrolünün kaybı
d-) Abartılı refleksler ve kas spazmları
e-) Cinsel işlev bozuklukları
f-) Omurilikteki sinir liflerinin hasar görmesinden kaynaklanan ağrı veya yoğun bir batma hissi
g-) Nefes almada zorluk, öksürme veya balgam gibi sekresyonları temizleme zorluğu
Spinal kord yaralanmasına neden olabilecek bir kaza sonrasında oluşabilecek ani belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
a-) Boyun, baş veya sırt bölgesinde aşırı ağrı ve basınç hissi
b-) Vücudun herhangi bir yerinde güçsüzlük, koordinasyon bozukluğu veya felç
c-) Ellerde, parmaklarda, ayaklarda uyuşma, karıncalanma veya his kaybı
d-) Mesane kontrolünün kaybına bağlı idrar kaçırma
e-) Denge kurmada zorlanma ve yürüme güçlüğü
f-) Yaralanma sonrası solunum bozukluğu
Spinal Kord Yaralanması Nedenleri Nelerdir?
Spinal kord yaralanmalarında omurgaya, omurları tutan bağlara, omurgalar arasında bulunan disklere veya doğrudan omuriliğe bir hasar alınmış olma ihtimali vardır. Travmatik omurilik yaralanması, omurgaların kırılması, yerinden çıkması, ezilmesi veya sıkışmasına neden olan ani, travmatik bir darbeden kaynaklanabilir. Ayrıca omuriliğe zarar veren bir ateşli silah veya bıçak yaralanmasından da kaynaklanabilir.
Travmatik olmayan bir spinal kord yaralanmasına, eklemlerin yapısının bozulduğu bir hastalık olan artrit, kanser, iltihap, enfeksiyonlar veya omurganın disk dejenerasyonu (yıkımı) neden olabilir. Spinal kord yaralanmalarının rastlanan en sık sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
a-) Taşıt kazaları: Otomobil, otobüs veya motosiklet gibi taşıtlarla oluşan kazalar, spinal kord yaralanmalarının en sık sebeplerinden biridir. Hatta her yıl neredeyse bu yaralanmaların yarısını oluşturmaktadır.
b-) Düşmeye bağlı travma: Düşmeye bağlı oluşan spinal kord yaralanmaları çoğu zaman yaşlıları etkileyen bir durumdur. Özellikle 60 yaşından sonra düşmeye bağlı travmalar oldukça sık görülmektedir. Genel olarak bakıldığı zaman düşmelere bağlı omurilik yaralanmaları toplumlara göre değişiklik gösterse de ortalama % 25-30 civarında bir orandadır.
c-) Ateşli silah yaralanmaları: Ateşli silah yaralanmaları, ortalama % 15 civarında spinal kord yaralanmalarının sebebidir. Şiddet içerikli kavgalarda bıçak gibi aletlerle yaralanma da görülebilmektedir.
d-) Spor yaralanmaları: Özellikle darbelere maruz kalınan sert sporlarda ve sığ suya dalma gibi hatalarda spinal kord yaralanmaları görülebilmektedir.
e-) Alkol: Alkol direkt olarak spinal kord yaralanma sebebi olmasa da, alkol kullanımı sırasında insanlarda oluşan bilinçsiz hareketlere bağlı yaralanmalar görülebilmektedir.
f-) Bazı hastalıklar: Kanser, bir eklem hasarı türü olan artrit, kemik erimesi (osteoporoz) ve omurilik iltihabı da spinal kord yaralanmalarına neden olabilir.
Spinal kord yaralanmaları çoğu zaman bir kaza sonucunda oluşmasına rağmen belli risk faktörleri bu yaralanmaları arttırabilmektedir. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:
a-) Erkek olmak: Spinal kord yaralanmaları, erkeklerde kadınlara göre çok daha fazla bir oranda görülmektedir. Bunun nedeninin erkeklerdeki hareketliliğin ve yapılan sert sporların daha sık olmasının olduğu düşünülmektedir.
b-) 60 yaşından büyük olmak: 60 yaş üzerindeki insanlarda hem düşmelere bağlı spinal kord yaralanmaları sık görülmekte hem de kemik erimesi gibi durumlara bağlı omurgalarda oluşan zayıflıklar, spinal kord yaralanmalarına kişileri daha açık hale getirmektedir.
c-) Kişinin kemik veya eklem bozukluklarına sahip olması: Artrit gibi eklemleri etkileyen hastalıklar ve osteoporoz yani kemik erimesi gibi kemikleri güçsüzleştiren hastalarıklar, spinal kord yaralanması riskini arttıran faktörlerdir.
Spinal Kord Yaralanması Teşhisi
Kaza gibi durumlarda ani oluşan spinal kord yaralanmalarında, acil servisteki hekim, duyu ve motor fonksiyonlar açısından fizik muayene yaparak ve bazı konularda tıbbi öykü alarak spinal kord yaralanması hakkında bir fikir sahibi olabilir. Ancak yaralanan kişinin bilinci açık değilse, bariz motor fonksiyonlarda yani hareket etmede problem varsa acil tanı tetkikleri yapmak gerekir. Bu tetkikler şu şekilde sıralanabilir:
a-) Röntgen: Röntgen aslında spinal kord yaralanmasından şüphelenilen kişiden ilk istenecek görüntüleme testlerinden biridir. Röntgen, X-ışınlarını kullanarak omurgadaki problemlerin, tümörlerin, kırıkların veya yıkıcı değişikliklerin ortaya çıkarılmasında oldukça yardımcı olabilmektedir.
b-) Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması: Tomografi taraması genelde röntgende tam olarak ayırt edilemeyen durumları incelemek için kullanılan ileri bir yöntemdir. Tomografi ile omurgaların, disklerin ve diğer problemli yapıların daha iyi bir şekilde taranması mümkündür.
c-) Manyetik rezonans görüntüleme (Emar): Emar yine güçlü manyetik dalgaların kullanılmasıyla omurganın, disklerin veya diğer yapıların incelenmesini sağlayan bir yöntemdir.
Yaralanmadan birkaç gün sonra, ani oluşan şişlik ve travma etkileri kaybolmaya başladığında hekim kalıcı durumları saptamak amacıyla daha ayrıntılı ve kapsamlı bir nörolojik muayene yapacaktır. Bu muayenede hastanın duyusal durumu ve kas fonksiyonları değerlendirilir.
Spinal Kord Yaralanması Tedavisi
Tamamen oluşan spinal kord yaralanmalarında hasarı geriye döndürmenin çok fazla bir olasılığı bulunmamaktadır. Çünkü hasarlanan sinir kendini iyileştirme yeteneğinden yoksundur. Ancak sinir hücrelerinin yenilenmesini uyarabilecek veya hasarlanmamış olan sinirlerin daha iyi çalışmasını sağlayabilecek bazı yöntemler bulunmaktadır. Ancak bunların üstündeki çalışmalar da hala devam etmektedir. Spinal kord yaralanmalarının tedavisindeki amaç, yaralanmanın olduğu kişilerin günlük işlerine olabildiğince benzer şekilde dönebilmesini sağlamaktır.
Ani oluşan acil spinal kord yaralanmalarında öncelikle önemli olan acil tedavinin iyi bir şekilde yapılmasıdır. Bunun için acil durum hekimleri hastayı hastaneye ulaştırana kadar oluşabilecek hasarı en aza indirmek için kaza yerinde hastaya sert bir boyunluk takarak omurgayı sabitlemeye çalışır. Bu süreçte hasta olabildiğince az hareket ettirilmeye çalışılır. Acil müdahale sırasında odaklanan amaçlar şu şekilde sıralanabilir:
a-) Düzgün nefes almayı devam ettirmek
b-) Şokun önlenmesi
c-) Daha fazla omurilik hasarını önlemek için boynu hareketsiz bir biçimde tutma
d-) Dışkı veya idrar retansiyonu yani bunların vücut dışına çıkarılamaması, solunumsal veya kalp ile alakalı zorluklar gibi olası komplikasyonlardan kaçınmak
Spinal kord yaralanmalarında hastalar genellikle yoğun bakım ünitelerinde takip edilir. Ayrıca nöroşirürji hekimleri, ortopedik cerrahlar, psikologlar, hemşireler, terapistler gibi birçok alandaki sağlık çalışanları birlikte çalışır. Spinal kord yaralanması tedavisinde kullanılabilecek yöntemler şu şekilde sıralanabilir:
a-) İlaçlar: Spinal kord yaralanmalarında, damar yolundan verilen metilprednizolon geçmişte bir tedavi seçeneği olarak kullanılmıştır. Ancak son araştırmalara göre, bazı yan etkilerinin olası faydadan daha fazla olabileceği için rutin olarak kullanımı önerilmemektedir. Yani bu tür ilaçların kullanılması hastanın durumuna ve hekimin tercihine bağlı değişiklik gösterir. Ayrıca spinal kord yaralanması sonucunda oluşabilecek mesane fonksiyon kaybı gibi komplikasyonlara yönelik ilaç tedavileri de kullanılabilmektedir.
b-) İmmobilizasyon: İmmobilizasyon yani hastanın hareketsiz kalmasını sağlamak, omurgayı stabilize etmek, omurgayı uygun hizaya getirmek veya her ikisini birden yapmak için gerekli bir yöntemdir.
c-) Ameliyat: Genellikle omurgayı sıkıştıran kemik parçaları, yabancı cisimler veya fıtıklaşmış diskler için ameliyat gerekli olmaktadır. Gelecekteki oluşabilecek ağrıları veya deformiteleri yani vücut bozukluklarını önlemek için de cerrahi gerekebilmektedir.
Spinal kord yaralanmalarında normal vücut fonksiyonlarını geri kazanmak için rehabilitasyon yöntemleri de önem arz etmektedir. Spinal kord yaralanması rehabilitasyonu için özellikle ilgilenenler fizyoterapistler ve fizik tedavi uzmanlarıdır. Rehabilitasyon sırasında amaç genellikle mevcut olan kas fonksiyonlarının güçlendirilmesi, yemek yeme gibi ince motor fonksiyonların geri kazanılmasının sağlanması ve hastayı günlük işerini yapabilecek duruma getirmektir.
Spinal Kord Yaralanması Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Spinal kord yaralanması tedavi edilmediğinde veya hasarın geri döndürelemediği durumlarda oluşabilecek bazı komplikasyonlar bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
a-) Mesane kontrolü kaybı: Mesane, böbreklerde oluşan idrarı depolamaya yarayan bir organdır. Omurilik yaralanmalarında, mesaneye idrarı boşaltma emri veren sinirler hasar görebilir. Bu durumda da mesanede idrar sürekli birikmeye devam eder ve boşaltılamaz. Hasta mesane üzerindeki kontrolünü kaybetmiş olur. Mesane kontrolündeki değişiklikler idrar yolu enfeksiyonu riskini arttırır. Değişiklikler ayrıca böbrek veya mesane taşlarına neden olabilir.
b-) Bağırsak çalışmasında değişiklikler: Omurilik yaralanmalarında, bağırsaklar üzerindeki sinirler de hasar görebileceği için bağırsakların normal çalışması bozulabilir. Hastalar bir neden olmadan sürekli ishal veya kabız olabilmektedir. Bu durum hekim tarafından değerlendirilip mümkün mertebe tedavi edilebilir.
c-) Cilt duyularında kayıp: Spinal kord yaralanmalarında etkilenen seviyenin altındaki cilt duyularının bir kısmı veya tamamı kaybolmuş olabilir. Ayrıca ciltte basınç, sıcak, soğuk gibi duyularda hissedilemediği için bu durumlar kişiye zarar verecek düzeye geldiğinde bile hasta bunları farkına varmayabilir.
d-) Dolaşım problemleri: Omurilik yaralanması durumunda sinirlerle ilişkili olan dolaşımsal problemler görülebilir. Ayağa kalkıldığında tansiyon düşmesi durumu olan ortostatik hipotansiyon görülebilir. Ayrıca hareketsizliğe bağlı olarak bacaklardaki toplardamarlarda pıhtıların oluşması durumu olan derin ven trombozu ve buna bağlı bu pıhtının akciğerlere atması durumu olan pulmoner emboli gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.
e-) Solunum sistemi problemleri: Yaralanma sonucunda karın ve göğüs kasları etkilenirse, nefes almada problemler oluşabilir. Ayrıca yaralanmanın türüne bağlı olarak zatürre gibi hastalıkların gelişme riskinde artış oluşabilmektedir.
f-) Kas tonusu bozuklukları: Spinal kord yaralanmalarında kaslarda sertlik, kasılma yani spastisite veya tam tersi kas tonusunda azalmaya bağlı kaslarda yumuşama, güçsüzleşme görülebilmektedir.
Spinal Kord Yaralanması Ameliyatı
Spinal kord yaralanmalarında yapılabilecek tedavileri ek olarak bazı durumlarda cerrahi yöntemlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Omurilik yaralanmasında yapılacak ameliyatların amaçları şu şekilde sıralanabilir:
a-) Omurilikte basınç yaratan ve hasarın derecesini arttıran kemik parçaları, tümörler veya omuriliği sıkıştırabilecek herhangi bir şeyden kurtulmak
b-) Omuriliği korumak için omurgayı sabitlemek
c-) Omurilik sinirlerinde ve omurgada oluşabilecek daha fazla hasarı azaltmak
d-) Hasarlanan bölgede oluşan kan pıhtılarını çıkarmak ve fıtıklaşmış diskleri onarmak
e-) Kırık omurları onarmak
f-) Hastanın yaşam kalitesini arttırmak
Spinal kord yaralanması ameliyatlarının kararını almak kolay bir durum değildir. Çünkü ameliyatın da kendi içinde bazı komplikasyonlara neden olabilme riski bulunur. Bu kararı vermek çoğu zaman hastanın yaşına, genel sağlık durumuna, yaralanmanın konumuna ve yaralanmanın hastanın yaşamını ne kadar etkilediğine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Omurilik yaralanmasından sonra hastada yürüme mümkün değilse, günlük işlerini yürütemiyorsa, mesane, bağırsak veya cinsel sorunlar ortaya çıkmışsa hasta eğer ameliyat için uygunsa ameliyat kararını düşünmek gerekir. Ancak bu karar sadece hekim ve hasta tarafından verilebilir.
Spinal yaralanma sonrası yapılan ameliyatlardan en sık olan, omuriliği saran omurganın sıkışmasını ve daralmasını engellemek için yapılanlardır. Omurga kemiklerinde bulunan lamina adı verilen bir bölgenin, omurilik üzerindeki basıncı azaltmak için çıkarılması işlemine laminektomi adı verilir ve sıkça uygulanan bir yöntemdir. Foraminotomi adı verilen yöntem ise sinirlerin omurgayı terk ettiği yerde bir basınç olması durumunda kullanılan ve omuriliği rahatlatan diğer bir cerrahi yöntemdir.
Spinal Kord Yaralanmasında Hangi Doktora Gidilir?
Spinal kord yaralanmalarında gidilmesi gereken bölüm beyin ve sinir cerrahisidir. Ancak ani oluşan spinal kord yaralanmalarında ilk müdahaleyi acil hekimleri yapabilir. Yine tedavinin aslı ve en doğrusu beyin cerrahisi hekimleri tarafından yapılmaktadır. Spinal kord yaralanmaları oldukça ciddi sonuçları olabilen bir durumdur. Bu yüzden herhangi bir şüphe halinde derhal bir hekime başvurulmalıdır. Omurilik yaralanmasına neden olabilecek bir durum sonrasında aşağıdaki belirtilerin görülmesi halinde hastaneye başvurulmalıdır:
a-) Boyun, baş veya sırtta aşırı ağrı veya baskı hissi
b-) El, ayak gibi bölgelerde karıncalanma veya tamamen his kaybının olması
c-) Vücuttaki herhangi bir uzuvda güç veya kontrol kaybı
d-) İdrar çıkaramama
e-) Nefes almada zorluk