Traksiyon Tedavisi Türleri ve Uygulama Alanları


Traksiyon, vücudun belirli bölgelerine kontrollü bir çekme kuvveti uygulayarak kemik, eklem ve yumuşak dokular üzerindeki baskıyı azaltmayı hedefleyen bir tedavi yöntemidir. Özellikle ortopedik problemlerde ve nörolojik sıkışmalarda sıklıkla başvurulan bu teknik, ağrıyı hafifletmek, hareket açıklığını artırmak ve iyileşme sürecini desteklemek amacıyla kullanılır.

Traksiyon Türleri ve Kullanım Amaçları
Traksiyon, uygulama şekline göre farklı türlere ayrılır. Mekanik traksiyon, özel cihazlar yardımıyla sabit bir kuvvetle yapılır ve genellikle bel veya boyun fıtığı gibi kronik durumlarda tercih edilir. Manuel traksiyon ise fizyoterapistlerin elleriyle uyguladığı bir yöntemdir; eklem mobilizasyonu veya kas spazmlarını çözmek için kısa süreli kullanılır. Cerrahi traksiyon, kırık kemiklerin doğru pozisyonda kaynamasını sağlamak için ameliyat sonrası dönemde uygulanır.

Traksiyonun En Sık Kullanıldığı Durumlar

  • Boyun veya bel bölgesindeki fıtıklarda sinir kökü baskısını azaltmak
  • Omurga eğrilikleri (skolyoz) tedavisinde destekleyici yöntem olarak
  • Kalça veya diz ekleminde dejeneratif değişiklikler nedeniyle oluşan ağrıyı yönetmek
  • Kırık sonrası kemik uçlarının hizalanmasını sağlamak
  • Kronik kas spazmlarını çözerek hareket kabiliyetini artırmak

Traksiyon Tedavisinin Uygulama Süreci
Tedavi öncesinde hastanın tıbbi öyküsü ve görüntüleme sonuçları (MR, röntgen) değerlendirilir. Örneğin bel fıtığı olan bir hastada, mekanik traksiyon genellikle 15-20 dakikalık seanslar halinde uygulanır. Çekme kuvveti hastanın kilosuna ve patolojinin şiddetine göre ayarlanır. Seans sırasında hasta hafif bir gerginlik hissedebilir, ancak keskin ağrı oluşması durumunda uygulama durdurulur.

Traksiyonun Avantajları ve Riskleri
Traksiyonun en önemli avantajı, cerrahi gerektirmeyen durumlarda ağrıyı hızla kontrol altına alabilmesidir. Özellikle sinir kökü irritasyonunda etkili sonuçlar verir. Ancak kontrolsüz uygulamalar, ligament zedelenmeleri veya kas yırtıkları gibi riskler doğurabilir. Osteoporozu olan hastalarda veya omurgada tümör şüphesi varsa traksiyondan kaçınılmalıdır.

Evde Traksiyon Uygulamaları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hafif şiddetli vakalarda doktor önerisiyle ev tipi traksiyon cihazları kullanılabilir. Boyun traksiyonu için tasarlanan şişme yastıklar veya bel traksiyonu için kullanılan masalar bu gruba girer. Ancak evde uygulama yaparken çekme kuvvetinin 7-10 kg’ı geçmemesine ve seans süresinin 10 dakikayı aşmamasına dikkat edilmelidir.

Traksiyon Sonrası Fizik Tedavi ve Egzersizler
Traksiyon tedavisinin etkisini kalıcı hale getirmek için fizik tedavi programlarıyla desteklenmesi önerilir. Örneğin bel traksiyonu sonrası pelvik tilt egzersizleri veya boyun traksiyonu sonrası izometrik germe hareketleri yapılabilir. Bu egzersizler, kasları güçlendirerek tekrar zedelenme riskini azaltır.

Hangi Durumlarda Traksiyon Tercih Edilmez?

  • Omurga enfeksiyonu veya tümörü olan hastalar
  • İleri derecede osteoporoz tanısı alan bireyler
  • Kanama bozukluğu veya antikoagülan kullananlar
  • Hamileliğin son trimester dönemi

Traksiyon ve Diğer Tedavilerle Kombinasyon
Traksiyon, sıcak-soğuk uygulamalar, elektroterapi veya masaj gibi yöntemlerle kombine edildiğinde daha etkili sonuçlar verebilir. Özellikle kronik ağrı sendromlarında bu multidisipliner yaklaşım, tedavi başarısını artırır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir