Ağız Ülseri

Ağız ülseri; yanaklar, dil, damak ve dudağın iç kısımlarında ortaya çıkan, yuvarlak veya oval şeklinde olan ağrılı yaralardır. Şikayetler genel seyir anlamında bir veya iki hafta içinde kendiliğinden iyileşmektedir.

Ağız Ülseri Nedir? 

Ağız ülseri; yanaklar, dil, damak ve dudağın iç kısımlarında ortaya çıkan kenarları kızarık ve iç kısmı sarı veya beyaz renkte olabilen, yuvarlak veya oval şeklinde olan ağrılı yaralardır. En yaygın görülen ağız ülser şekli ise sık sık tekrarlayan ve kendiliğinden iyileşen ağrılı aftöz ülserlerdir. Halk arasında “ağız yarası” olarak da bilinen bu ülserler, ağız mukozasının herhangi bir noktasında ortaya çıkabilmektedir. 

Ağız ülserleri nedeniyle hissedilen ağrı, yemek yemeyi, bir şeyler içmeyi, diş fırçalamayı ve bazen de konuşmayı engelleyecek kadar ciddi olabilir. Ağız mukozasında gelişen ülserlerin boyutu ve belirtileri ülserin türüne ve hastanın sağlık durumuna göre değişmektedir. Çoğu ağız ülseri vakalarında ağız ülserleri zararsız ve herhangi bir tedaviye ihtiyaç duymadan 10 gün içinde kendiliğinden iyileşmektedir. Ağız ülserleri toplumda yaygın görülebilen bir rahatsızlıktır. 

Ağız ülserleri klinik olarak üç farklı gruba ayrılmaktadır. 

Minör ülserler en yaygın görülen türdür ve tüm ağız ülseri vakalarının %80’ini oluşturur. Ağız içindeki ülserlerin çapları küçüktür (2-8 mm çapında) ve genellikle 10-14 gün içinde iz bırakmadan kendiliğinden iyileşmektedir. Bu ülserler hafif/orta şiddetli bir ağrı ile karakterizedir. 

Majör ülserler, minör ülserle göre daha derin, büyük ve genellikle kabarık veya düzensiz bir sınıra sahiptir. Çoğunlukla 1 cm’den büyük çapta ve derinde olan ülserlerdir. Majör ülserlerin iyileşme süresi daha uzun sürer (birkaç hafta) ve iyileştikten sonra geride yara izi bırakabilir. Ayrıca hastaların belirtilerine ateş ve halsizlik eşlik edebilir. 

Herpetiform ülserler, çok sayıda toplu iğne başı büyüklüğündeki yaraların oluşturduğu bir ağız ülseri tipidir. Ülserlerin sayısı 5-100 arasında değişebilmektedir. Küçük ülserler, daha büyük ve düzensiz şekilli yaralar oluşturmak için birleşirler. Genellikle çok ağrılı olup ağız ülserleri vakalarının yaklaşık %5-10’u oluşturmaktadır. İyileşme süresi genellikle 7-30 gün arasında değişmektedir. Herpes Simpleks Virüs (HSV) ile ilişkili değildir. 

Ağız Ülseri Belirtileri 

Ağız ülserleri genellikle 10-40 yaş arasındaki insanlarda sık yaşanmaktadır. Ağız ülserleri insanlarda sık sık tekrar edebilir; ancak her ülser atağı arasında günler, haftalar, aylar veya yıllar olabilir. İnsanlar yaşlandıkça ağız ülserleri daha az tekrarlama eğilimindedir. İnsanların yaşlanması ile ağız ülserinin tekrarlama sıklığı azalarak ortadan kaybolur.  

Ağız ülserleri ortaya çıkmadan birkaç gün önce özellikle yanağın iç kısımlarında yanma hissedilebilir. Ağız ülserleri, etrafı kızarık ve orta bölgesi beyaz-kirli gri renkte olan yuvarlak veya oval şeklinde olan yaralardır. 

Ağız ülserinin diğer belirtileri ise şunlardır:

• Yanak, dil kökü, dudağın iç yüzleri, diş etleri, damak ve bademcik bölgesinde bir veya birden fazla ağrılı ülser veya yara görülür

• Yemek borusunda etkili olduğunda yemek yemede güçlük, yutma anında ağrı hissedilir

• Ses tellerinin olduğu bölgede etkili olursa ses kısıklığı yaşanabilir

• Ülserlerin etrafı kızarık ve şişmiş olabilir

• Dil ve dudakta veya ağızın bir kısmında uyuşukluk hissi olabilir

• Boğaz bölgesinde bir şey takılıyormuş hissi ve boğaz bölgesinde ağrı yaşanabilir

• Çene bölgesinde şişlik ve ağrı nedeniyle protez diş kullanımda zorluklar çekilebilir

• Tuzlu, baharatlı veya ekşi gıdaların yenmesi ile ülser daha da tahriş olabilir

• Özellikle ciddi şekilde ağız ülseri yaşayan kişilerde iştah ve kilo kaybı yaşanabilir 

Ağız içindeki ülserlerin çapı ve sayısı büyük olduğunda yüksek ateş, halsizlik ve lenf bezlerinde şişlik görülebilir. 

Ağız Ülseri Nedenleri 

Ağız ülserlerinin alt gruplarına göre nedenleri vardır. Ağız ülserlerine enfeksiyonlar, sistemik hastalıklar, fiziksel ve kimyasal tahriş edici ürünler veya alerjik reaksiyonlar neden olabilir. Genel olarak ağız içindeki tükürük akışı ağız mukozasını korumaya yardımcı olduğundan dolayı tükürük üretimini azaltan (ağız kuruluğu) herhangi bir durum ağız içinde yara veya ülser oluşma olasılığını artırmaktadır. 

Ağız ülserlerinin en yaygın nedenleri şunlardır: 

Viral enfeksiyonlar: Virüsler, ağız ülserlerinin en yaygın enfeksiyon kaynaklı nedenleridir. Özellikle Herpes Sımplex ve Herpes Zoster, ağız ülseri yapan en yaygın virüslerdir. Virüs kaynaklı ağız ülserleri iyileşse dahi ağız içinde uzun bir süre ağrı hissedilebilir.

Diğer enfeksiyonlar: Bakteriyel enfeksiyonlar ağız ülserlerine ve ağız içinde şişliklere neden olabilir. Enfeksiyon, ağız içinde zararsız bir şekilde bulunan bakterilerin aşırı çoğalmasından veya sifiliz (frengi) ve gonore (bel soğukluğu) gibi enfeksiyonlara neden olan bakterilerden kaynaklanabilir. Diş veya diş etlerinden kaynaklanan bakteriyel enfeksiyonlar içi iltihap dolu kesecik (apse) oluşturacak şekilde yayılabilir ya da ağız içinde yaygın bir iltihaplanmaya neden olabilir.  

Candida Albicans (maya mantarı) adlı mantar ağız içinde normalde tehlikesiz bir şekilde varlığını sürdürürken antibiyotik ya da kortikosteroid ilaç kullanımı sırasında veya AİDS gibi bağışıklık sisteminin zayıf olduğu durumlarda aşırı çoğalabilir. Bu fırsatçı mantarlar ağız mukozasında halk arasında “Pamukçuk” olarak bilinen kremsi/beyaz lezyonlara neden olmaktadır.

Yaralanmalar veya tahriş: Yanağın iç kısmının yanlışlıkla ısırılması, sivri uçlu diş çıkıntıları ya da tam oturmayan protez dişler nedeniyle oluşan kesikler ağız içinde kabarcıklara ya da ülserlere neden olmaktadır. Özellikle oluşan kabarcıkların yüzeyi çok hızlı bir şekilde yırtılarak ülsere dönüşebilir. Birçok gıda ürünü ve bazı kimyasalların tahriş edici özelliği ağız içinde yaralanmalara neden olabilir. Diş macunları, asitli içecekler, ağız gargaraları, aşırı şekerli tatlılar veya sakız gibi ürünler ağız içinde tahriş oluşmasını hızlandırabilir. 

Tütün ürünleri: Tütün ürünlerindeki toksin ve kanserojen maddelerin ağız içini tahriş edici özellikleri vardır. Ayrıca tütün ürünlerinin kullanımına bağlı olarak gelişen ağız kuruluğu nedeniyle ağız içindeki asit dengesini bozulur ve viral, bakteriyel ve mantar enfeksiyonlara karşı ağız içindeki savunma direnci düşer. 

İlaçlar ve radyoterapiAğız içinde ülser oluşumunu hızlandıran en yaygın ilaç grubu kemoterapi ilaçlarıdır. Radyoterapi tedavisi de ağız ülserlerinin bir nedenidir. Nadiren antibiyotik kullanımında ağız içi ülser oluşumuna katkıda bulunmaktadır. 

Sistemik hastalıklar: Birçok sistemik hastalık, vücudun diğer bölgelerini etkilediği gibi ağız mukozasını da etkilemektedir. Pek çok organı etkileyen Behçet hastalığı, tekrarlayan ve ağrılı ağız ülserlerine (aftöz ülser) neden olmaktadır. Ciddi bir alerjik reaksiyon olan Stevens-Johnson sendromu ağız içinde kabarcık ve ülserlere neden olmaktadır. Ayrıca çölyak ve inflamatuar bağırsak hastalığı (Crohn ve ülseratif kolit) olan kişilerde de sıklıkla ağız ülserleri gelişmektedir. 

Demir, B ve C vitamini eksiklikleri de ağız ülserlerine neden olabilir. 

Ağız Ülseri Teşhisi  

Hafif şiddetteki ağız ülseri şikayetleri doktor muayenesine ihtiyacı duyulmadan 10-12 gün arasında kendiliğinden iyileşmektedir. 3 haftadan uzun süren, ciddi ağrı yapan ve tekrarlayan ağız ülseri vakalarında doktor muayenesi gerekmektedir.  

Doktorlar, ağız ülserlerinin ayrıntılı tanısı için fiziksel muayene rutini içerisinde ağız içindeki yara ve ülserleri ayrıntılı bir şekilde inceler. Doktorlar, ağız içindeki ülserlere neyin sebep olduğunu anlamalarına yardımcı olması için hastaların tıbbi geçmişini (hasta öyküsü) alırlar. Hastanın sindirim sistemine ait belirtilerinin olması başka bir hastalığın varlığına işaret edebilir. Özellikle çölyak ve inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişiler de ağız ülserlerinden şikayet ederler. Bu nedenle bu hastalıkların teşhis ve tedavisi çok önemlidir. 

Hastaların tekrarlayan ağız ülserleri varsa doktorlar ağız ülserlerinin altında yatan nedeni belirlemek için bir takım sorular sorabilir. Örneğin, 

  • Ülserler hangi sıklıkla oluşuyor?
  • Ülserler ne kadar sürede iyileşiyor?
  • Ağrı ne kadar şiddeti ?
  • Ne çeşit tedaviler uygulandı? 

Doktorlar teşhis konusunda soru işaretleri yaşarsa ülserlerin tekrar etmesine neden olabilecek durumları ekarte etmek isteyebilir. Bu nedenle doktorlar hastalarından tam kan sayımı isteyebilir. Tam kan sayımı, genel sağlık durumu göstermede yardımcı olmaktadır.

Sedimantasyon (ESR) testi sonuçları ile vücutta bir patolojinin veya iltihaplanmanın olduğu netleşir. 

Kanda ferritin (demir deposu) değerinin düşüklüğü demir deposu seviyesinin düşüklüğüne işaret etmektedir. Demir eksikliği, tekrarlayan ağız ülserlerine neden olabilmektedir. Serum B12 vitamin düzeyi ölçülür. B12 vitamini eksikliği de tekrarlayan ülserlerine yol açabilir. 

Ağız Ülseri Tedavisi  

Ağız ülseri şikayetleri genel seyir anlamında bir veya iki hafta içinde tıbbi bir tedaviye ihtiyaç duymadan kendiliğinden iyileşmektedir. Üç haftadan uzun süren ve sık sık tekrarlayan ağız ülserleri için uygulanan tedavinin amaçları şunlardır: 

• Ağız ülserleri nedeniyle yemek yemede zorluk ve iştahsızlık çeken insanların yeniden uygun miktardaki besin ve sıvıyı almasını sağlamak

• Ağız ülserleri nedeniyle oluşan ağrıyı hafifletmek

• Sık sık tekrarlayan ülserlerin tekrarlamasını azaltmak

• Özellikle majör ülserin tedavi süresini hızlandırmak ve ülser sayısını azaltmak 

Ağız ülserinde tedavi altta yatan nedenlere göre değişmektedir; ancak altta yatan nedenler bilinmiyor ya da düzeltilemiyorsa tedavi, belirtileri hafifletmek üzerine kurulur. İyi bir ağız hijyeni sağlamak ve antiseptik gargara veya sprey kullanmak ağız içinde oluşabilecek ikinci bir enfeksiyonu önleyebilir ve iyileşme süresini hızlandırabilir.  

Topikal (ağız mukozasına direk uygulanan) analjezik ilaçlar ağrıyı azaltabilir. Topikal (jel veya kremler) veya sistemik steroid ilaçlar inflamasyonu (iltihaplanma) şiddetini hafifletebilir. Uzun süre steroid kullanmak zorunda olan kişilerde ağız mantarı (Candida albicans) gelişme riski yüksektir. Bu nedenle bu hastalara antiviral ilaçlar reçete edilebilmektedir. Tekrarlayan ağız ülserleri tedavisinde B12 vitamininin etkili olduğu gösterilmiştir. 

Kriyoterapi (Soğuk oda), hastalar kemoterapi veya radyoterapi öncesinde, sırasında ve sonrasında soğuk odada kısa bir süre bekletilir. Bu yöntem ile dokulara olan kan akışının azalması ve yüksek kimyasal veya radyasyona daha az maruz kalınması sağlanarak kişilerin ağız ülseri oluşumundan korunduğu bilinmektedir. 

Düşük seviyeli lazer tedavisi: Araştırmalar, baş ve boyun bölgesine alınan radyasyon tedavisinden kaynaklanabilecek ağız ülserlerini önlemek için düşük seviyeli lazer tedavisi kullanmanın faydaları göstermiştir  

Ağız Ülseri Tedavi Edilmezse  

Ağız ülserleri nadiren komplikasyonlara neden olur. Zamanla çoğu ağız ülseri doğal seyri içinde kendiliğinden iyileşmektedir. Tedavisine geç kalınmış ağız ülserlerinin neden olabileceği komplikasyon bakteriyel bir enfeksiyondur. Ancak bunun gelişmesi çok nadir olmaktadır.  

Enfekte olmuş ülserler bakteriyel bir oluşuma neden olur ve bu oluşum ağızın diğer kısımlarına yayılabilir. Özellikle diş bölgesinde apse oluşumu görülebilir. Bu durumda hastalarda görülen belirtiler şunlardır: 

• Yemek yeme, konuşma ve diş fırçalama anında rahatsızlık veya ağrı hissetme

• Yorgunluk veya halsizlik

• Ateş

• Fasiyal selülit 

Ağız Ülserine Ne İyi Gelir?

• Dudakları vazelin, hafif bir dudak kremi veya kakao yağı ile nemli tutmak

• Sağlık durumu müsait olan kişiler her gün en az 2-3 litre sıvı tüketmeli

• Yemeklerden 15-20 dakika öncesinde ağız içindeki ağrılı ülserler üzerine topikal ilaçlar sürmek

• Soğuk yiyecek veya içecekler tüketmek

• Yutması kolay yumuşak ve çok katı olmayan gıdalar tüketmek 

• İçeçekleri pipet yardımı ile içmek

• Tuzsuz ve baharatsız yiyecekler tüketmek. Çiğ sebze ve meyvelerden, cips veya çubuk kraker gibi sert,kuru veya ağızda kolay dağılan gıdalardan kaçınmak

• Gazlı içeceklerden, alkol ve tütünden uzak durmak

• Domates, portakal, greyfurt ve limon gibi asitli meyvelerden veya meyve sularından kaçınmak.

• Yeterli miktarda vitamin içeren sağlıklı ve dengeli bir diyet takip etmek

• İyi bir ağız hijyeni sağlamak ve tahriş yapmayan yumuşak uçlu diş fırçası kullanmak

Stresi azaltmak ve bol bol uyumak 

Ağız Ülserine Ne İyi Gelmez? 

• Çok baharatlı, tuzlu veya asitli yiyecekler tüketmek

• Kızarmış ekmek veya cips gibi sert, gevrek yiyecekler yemek

• Meyve suyu gibi asitli içecekler tüketmek

• Özellikle şekerli sakız çiğnemek

• Sodyum lauryl sülfat (Sodium lauryl sulfate – SLS) içeren diş macunları kullanmak

• Sert uçlu ve tahriş edici diş fırçaları kullanmak

• Limon, portakal veya greyfurt gibi asit değeri yüksek meyveleri çok tüketmek

• Tütün ürünleri içmek

• Gazlı içecekler veya alkol içmek

• Gündelik ağız bakım önerilerini uygulamamak 

Ağız Ülseri İlaçları 

Antiseptik ve antibiyotik tedavisi: Doktor tavsiyesi üzerine Klorheksidin içeren ağız gargaralarını günde iki kez kullanmak ağız ülserleri tedavisinde faydalı olmaktadır. Nadir durumlarda doktorlar, ağız ülseri tedavisinde etkili olabilecek Tetrasiklin ve Minosiklin gibi topikal ya da sistemik antibiyotikler reçete edebilir.

Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar: Aasetilsalisilik asit ve İbuprofen, ağrı ve inflamasyonun (iltihaplanma) olduğu ağız ülseri tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Özellikle ateş ve ağız içinde şişlik yaşayan kişilerde de etkili sonuçlar vermektedirler. 

Steroid tedavisi: Diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınmadığı zamanda topikal ve nadiren sistemik steroid tedavisi hastalara verilmektedir. Hidrokortizon ve Beklometazon sıklıkla hastaların tedavisine eklenmektedir. 

Gebelikte Ağız Ülseri 

Ağız ülserleri, kadınlarda özellikle hamilelik döneminde sıklığını artıran bir rahatsızlıktır. Genelde hamilelik dönemde çıkan ülserlerin çoğu kendiliğinden iyileşerek endişe verici bir durum yaratmazlar. Ağız ülserlerinin hamilelik döneminde yaşattığı ağrı bazı vakalarda yaşam kalitesini düşürmektedir. 

Hamilelik döneminde sıklığı artan ağız ülserlerinin oluşmasında etkili olan faktörler şunlardır:  

Hormonal değişiklikler: Hamilelik sırasında hormonal düzeydeki dalgalanmalar dudak, yanağın iç kesimlerimi ve dil kökünde ülserlerin gelişmesinde etkili olmaktadır. 

Stres ve travma: Fiziksel travmalar (diş fırçası, dil veya yanak ısırığı vb.) veya stres de ağız ülserlerine neden olmaktadır 

Yiyecek hassasiyeti: Özellikle asidik ve baharatlı gıdalar ülser gelişiminden sorumlu olabilmektedir. 

Hematinik eksiklikler: Folat, demir ve B12 vitamini eksikliği hamilelik döneminde görülen ülserlerin gelişiminden sorumlu olmaktadır. Bunula birlikte doktor tavsiyesi ile alınan uygun besin takviyeleri ile ağız ülserleri hızlı bir şekilde ortadan kalkmaktadır. 

Hamilelik öncesinde ağız ülserlerine neden olan virüse (Herpes Simpleks) bağışıklık kazanmış kadınların bebekleri ağız ülserinden etkilenmeyecektir. Ülserler lokalize bir enfeksiyondur ve plasentayı geçip bebekleri etkileyemezler.  

Hamilelik döneminde ilk kez Herpes Simpleks tip 1 virüsü (HSV-1) ile tanışan kadınlarda herhangi bir koruyucu antikor gelişmemiştir. HSV-1 genellikle ağız ülseri ile ilişkilendirilir. Fakat bu virüs doğum kanalından geçerken bebekler için tehlikeli olabilecek bir genital herpes enfeksiyonuna dönüşebilir. Bu nedenle hamilelik sırasında herhangi bir ağız ülseri ya da yarası geliştiğinde uzman kadın doğum doktoru ile görüşülmesi önemlidir. 

Bebeklerde Ağız Ülseri 

Bebeklerde ağız ülseri gelişmesinin birçok nedeni vardır. Bebekler, genellikle diş çıkarma döneminde yanaklarının iç kısımlarını ısırması ile ağız içinde yara veya ülserler ortaya çıkabilir. Sert bir cisim çiğneme veya keskin dişler ile dudakların ısırılması gibi fiziksel hasarlardan sonra da ağız içinde ülserler gelişebilir. Bazı durumlarda ağız ülseri vitamin eksikliğinin veya enfeksiyonun bir işareti olabilir. Ayrıca besin alerjisi olan bebeklerde bazı besinler ve tahriş edici gıdalar ağız ülserine neden olmaktadır. 

Ebeveynler bu dönemde bebeklerinin yeterli miktarda su veya süt içtiğinden emin olmalıdır. Bebeklerde gelişen ağız ülseri vakaları herhangi bir tıbbi tedavi almadan kendiliğinden iyileşmektedir. Ebeveynler, viral bir enfeksiyondan şüphelenir veya ağız ülserleri sık sık tekrar ederse uzman bir doktordan destek alınması gereklidir. 

Çocuklarda Ağız Ülseri 

Çocuklarda yetişkinler kadar ağız ülserlerine karşı hassastır. Çocuklarda ağız ülseri çok çeşitli nedenlerden kaynaklanmaktadır. Çocuklarda ağız ülseri tedavisi çok karmaşık olmamakla birlikte çocuklarda gelişen ilk ağız ülserlerinin ağrısı şiddetli olmaktadır. Okul çağındaki çocuklarda ağız ülserleri daha yaygın olarak görülmektedir. 

Genelde çocuklar ağız ülseri şikayeti yaşadıklarında sinirli olurlar. Bazen ağızlarının yandığını ve bir şeyler yuttuklarında ağrının artığını dile getirirler. Bu dönemde yaşanılan sindirim sistemindeki bozukluklar, yoğun stres, yanlışlıkla dil veya yanakların ısırılması, el, ayak ve ağız hastalığı gibi viral hastalıklar ve dehidrasyon (su kaybı) çocuklardaki ağız ülserinin en sık nedenlerdir. Ağız ülseri çok nadir olarak ciddi bir sağlık probleminin işareti olmaktadır.

Çölyak hastalığı bu sağlık problemlerinden birisidir. 

Çocuklardaki ağız ülserleri kısa bir süre içersinde kendiliğinden geçmektedir. Çocuklarda gelişen ağız ülserlerine şu belirtiler eşlik ediyorsa derhal bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır: 

• Kilo kaybı

• Karın ağrısı

• Açıklanmayan ateş

• Dışkıda kan veya mukus

• Boyun bölgesinde sertlik veya tutukluk

• Anüs çevresinde ülser veya yara 

Bu belirtiler özellikle çölyak ve inflamatuar bağırsak hastalığının (ülseratif kolit ve crohn hastalığı) bulguları arasında yer almaktadır. 

Ağız Ülseri için Hangi Doktora Gidilir? 

Ağız ülserleri birçok hastalığın neden olduğu kompleks bir durumdur. Bu nedenle ağız ülseri olan kişilerin önce kendi aile hekimlerinin görüşünü alması daha faydalı olacaktır. Daha sonra aile hekimimin yönlendirmesi üzerine hastalar, Dahiliye (iç hastalıkları), Dermatoloji (cildiye) ve Kulak Burun Boğaz (KBB) polikliniklerindeki uzman doktorlar tarafından detaylı bir şekilde muayene olabilirler. 

Basit ağız ülserleri genellikle tıbbi bir tedavi almadan kendiliğinden iyileşmektedir. Doktor muayenesinin gerekli olduğu durumlar ise şunlardır: 

• İyileşmesi üç haftadan daha uzun süren ağız ülserleri varsa 

• Ağız içindeki ülserler zamanla giderek daha ağrılı ve enfeksiyon kapmış gibi görünüyorsa (iltihaplanma)

• Ağız içindeki ülserler vücudun başka noktalarında da varsa

• Genel olarak halsizlik, yorgunluk ve ateş eşlik ediyorsa

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın