Bel Ameliyatı Nedir?

Bel ameliyatı, en yaygın hastalıklardan bir tanesi olan bel fıtığı sorunu için uygulanan kolay ve hızlı bir tedavi yöntemi sunan bir operasyondur.

Bel ameliyatı, Türkiye üzerinde en yaygın hastalıklardan bir tanesi olan bel fıtığı sorunu için uygulanan ve kolay-hızlı bir tedavi yöntemi sunan bir operasyondur. Bel fıtığı operasyonları için açık ve kapalı gibi türlü yöntemler uygulanabilmektedir. Tam kapalı bel fıtığı operasyonu ile daha hızlı ve kolay bir tedavi sağlanmış olur. Bu tam kapalı yöntemle yapılan ameliyatta, geleneksel ameliyat şekillerine oranla enfeksiyon ve yapışıklık riskleri minimuma indirilir. Ayrıca çok daha acısız ve ağrısız bir şekilde hastalar, yaklaşık 45 dakikada tamamlanan ameliyat ardından aynı gün içerisinde ayağa kalkar, yürüyebilir.

Bel fıtığı hastalıklarında tek çözüm, hastanın bel fıtığı ameliyatı olması değildir ama gerektiği durumlarda bel ameliyatlarına başvurulduğu da bir gerçektir. Bu konuda uzmanlar, açık bel operasyonları yapılmış hastaların %90 kadarının, aslında tam kapalı bel ameliyatı tekniği uygulanıp kısa bir zamanda çözüme kavuşturulabileceğini düşünmektedir.

Tam kapalı yöntemle yapılan bel ameliyatı ise bel fıtığı kaynaklı ağrılardan kurtulamamış, yapışıklık ve enfeksiyon riski olan ve açık yöntem ameliyatlarından korkan hastalar açısından umut ışığı olarak görülmüştür. Pek çok hasta, yineleyip duran ağrılarından, enfeksiyon ve uzun süren iyileşme dönemlerinden şikayetçi olmaktadır ancak “tam kapalı yöntemle bel fıtığı ameliyatı” sayesinde bu şikayetler minimuma indirilebilmektedir. Tam kapalı bel fıtığı ameliyatı ise tıp literatüründe “Perkütan Endoskopik Diskektomi” şeklinde ifade edilir.

Bel Fıtığı Ameliyatı Çeşitleri

Bel fıtık ameliyatı yöntemleri uygulanarak amaçlanan, fıtıklaşmış olan diskin temizlenebilmesi ve aynı zamanda sinir üstünde oluşan basının kaldırılmasıdır. Bu noktada üç farklı yöntem kullanılabilir. Bu yöntemler arasında “Açık Diskektomi Yöntemi”, “Mikrodiskektomi Yöntemi” ve “Endoskopik Yöntem” yer alır. Buna göre bu tabirler kısaca şu şekilde açıklanabilir:

  • Açık Diskektomi Yöntemi: Açık yöntemle, hastanın bel bölgesi üzerinde bir kesi açılarak bası yapan anormal diskin cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
  • Mikrodiskektomi Yöntemi: Mikro cerrahi yöntemle, hastanın bel bölgesi üzerinde küçük küçük delikler açılarak bel fıtığı ameliyatı yapılmasıdır.
  • Endoskopik Yöntem: Hastanın kamera (endoskop) kullanılarak bel fıtığı sorunun ameliyat edilmesidir. 

Genel olarak ise klasik yöntemler ve mikrocerrahi yöntem olmak üzere iki ayrı grupta yer alan bu ameliyat yöntemlerine dair genel bilgiler şu şekildedir:

Klasik Yöntemle Ameliyat

  • Hastanın iyileşme süreci daha uzun sürer. 
  • Ameliyatta hastaya açılmış olan kesi büyüktür. 
  • Bu yüzden enfeksiyon ve kanama gibi riskler yüksek olur. Hastanın hareket etmesi, uzun zaman engellenir. 
  • Ayrıca bu yüzden de pıhtı oluşma sorunu görülebilmektedir. 
  • Sinir tahribatı konusundaki risk ise çok fazladır. 

Mikrocerrahi Yöntemle Ameliyat

  • Hastanın iyileşme süreci daha kısa sürer.
  • Hastada kanama ve enfeksiyon görülme riskleri çok daha düşüktür.
  • Ameliyatta hastaya küçük bir kesi yapılır.
  • Bu sayede hastanın ağrı hissi en aza indirilmiş olur.
  • Hastalar, bu yöntem sonrası kısa bir zamanda günlük hayatlarına dönebilirler. 

Bel Ameliyatı Hangi Hastalıklarda Yapılır?

Bel ameliyatı yapılan hastalıklar/durumlar, bel fıtığı sorunu yaşayan hastalarda fizik tedavi uygulanmasına rağmen şu sorunların devam ediyor olduğu durumlar olarak özetlenebilir:

  • Hastanın ağrıları geçmiyor ve devam ediyorsa,
  • Geriletilemeyen şekilde bir güç kaybı yaşanıyorsa,
  • İdrar tutamama durumu varsa,
  • Bacakta bir incelme varsa,
  • Dayanılmaz derecede ağrılar oluyorsa,
  • Ayrıca MR filmlerinde hastanın diskinden kopan bir parça olduğu tespit edilirse ameliyat ile çözüm yoluna gidilir. 

Bu ameliyat ile hastanın omurilik kısmından çıkan sinirler üzerindeki mekanik bası ortadan kaldırılmalıdır ancak ameliyat yapılmazsa ve sinir üzerine oluşan bası sürerse hastada şu sorunlar ortaya çıkabilir:

  • İdrar tutamama,
  • Ayaklarda güçsüzlük,
  • Seksüel açıdan güç kaybı.

Bel Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Bel ameliyatı yapılışı, farklı teknikler kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Bu noktada en güvenilir yöntemlerden biri olan tam kapalı bel ameliyatı, genel olarak lokal anestezi ile uygulanır. Lokal anestezi, sinir dokusu üzerine dokunulduğu zaman hasta bir tepki verebilecek durumda olacağı için tercih edilmektedir. Ancak buna karşın Almanya’da bazı cerrahlar, ameliyatı genel anestezi altında gerçekleştirmeyi tercih etmektedir. Tam kapalı bel fıtığı ameliyatı yapılırken takip edilen adımlar ise şu şekildedir:

  • Ameliyathanede hem endoskopik hem de radyolojik görüntüleme aletleri kullanılarak bu ameliyat yapılır.
  • Hasta, yüzüstü bir şekilde ameliyat masası üzerine yatırılır ve ameliyat edilir.
  • İlk olarak radyolojik görüntüleme tekniği ile arka-yan kısımdan bir iğne kullanılarak disk içerisine girilir.
  • Sonra “indigo carmin” ismi verilen bir boya türü ile bu disk boyanır. 
  • Ardından da sırayla, önce obturator (tıkayıcı) ve sonra “çalışma kanülü” (vücuda yerleştirilen bir çeşit tüp) bu disk içerisine yerleştirilir. 
  • Çalışma kanülü içerisinden endoskop (yani kamera) ilerletilir. 
  • Kamera içerisinde yer alan kanal içinden bazı özel aletler kullanılarak operasyon tamamlanır.
  • Bu ameliyat, (tipik bir vakada) yaklaşık olarak 45 dakikada tamamlanabilmektedir. 

Bel Ameliyatı Riskleri

Bel ameliyatı riskleri arasında, pek çok ameliyatta da görülebilecek bazı riskler söz konusudur. Buna göre bel ameliyatı riskleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Her cerrahi operasyonda görülebilecek olan yara bölgesi problemleri yaşanma riski vardır.
  • Hastada ameliyat sonrasında enfeksiyon meydana gelme riski vardır.
  • Hastanın dikişlerinde nadir de olsa problemler yaşanması riski vardır. 
  • Ancak bu riskler bir problem teşkil etmez. Ayrıca cerrahi sonrasında hastaların ağrılarının yok olma oranı, oldukça yüksektir. 

Bel Ameliyatı Sonrası

Bel ameliyatı sonrası hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Buna göre ameliyat sonrası süreçle ilgili bilgiler şu şekildedir:

  • Ameliyat sonrası hasta, tedaviye uygun görülen yaşam şeklini benimsemelidir. Buna uyduğu sürece ortalama 3 ila 4 haftalık bir süreçte işine dönebilir ve normal yaşantısını sürdürebilir.
  • Ameliyat sonrası hastanın cinsel fonksiyonlarında herhangi olumsuz etkiler görülmez. Sadece ayaklar üzerinde felç gelişmiş, geç kalınmış, hastalarda ameliyat öncesinde mevcut olan sorunlar, sonrasında da düzelemeyebilir. 
  • Ameliyat sonrası hasta, istirahat süresine uymalıdır. Kilo düzenlemesi yapılmalıdır. Ayrıca düzenli olarak egzersizler yapması ve doğru şekilde oturması/kalkması konularında bilgilendirildiği sürece, hastalığın nüksetme ihtimali %5 oranın altına düşer. 
  • Bel ameliyatı sonrası egzersiz, kişinin doktoru tarafından önerilir. Bel fıtığı egzersizleri, hem düşük düzeyde olan fıtıklar açısından hem de bel ameliyatı sonrası iyileşme açısından çok önemli bir destektir. Kişideki bel kaslarının daha kuvvetli olabilmesi adına doktor ya da fizyoterapistin önerdiği egzersizler, ev ortamında rahatlıkla uygulanabilir. Bu noktada başarılı bir cerrahi operasyon kadar başarılı bir fizik tedavi süreci de kişinin iyileşmesinde çok önemli olmaktadır.
  • Bel ameliyatı sonrası ağrılar ve kas spazmlarının daha az olması, ameliyatta uygulanan mikrodiskektomi yöntemiyle sağlanır. Operasyonda kullanılan mikroskop, aynı zamanda ameliyat sonrasında kişide komplikasyon oluşma ihtimalini azaltmaktadır.  
  • Başarısız bel cerrahisi, hastanın bazı yakınmalarından kurtulamamasına neden olabilir. Bu noktada bel ameliyatı sonrası bacak ağrısı, bel ağrısı gibi ağrıları geçmeyen hastalara “epidural lizis” (bel ameliyatı sonrası geçmeyen ağrılarda omurilik dışında kalan aralığa kateter konularak sinir basılarının giderilmesi amacıyla ilaç verilmesi yöntemi) gibi yöntemler uygulanmakta ve ağrılar geçirilmektedir. 
Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Bel Ameliyatı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Bel ameliyatı platin takılması hangi durumlarda tercih edilir?

Bel ameliyatı platin takılması için birtakım gereklilikler vardır. Buna göre omurga kırıklarının meydana geldiği durumlarda, hastanın omurgaları arasında oluşmuş kaymalarda, 3 seviye ya da üzeri uygulanan omurga kanal ameliyatlarında, 3 seviye ya da üzeri uygulanan bel fıtığı ameliyatlarında, 3 veya daha fazla yineleyen bel fıtığı ameliyatlarında hastaya platin takılmaktadır.

Dr. Merve Ergüven

Bel ameliyatı kaç saat sürer?

Bel ameliyatı süresi, ortalama olarak yarım saat ile bir saat kadar bir süreyi bulur. Bu nedenle genelde tahmini süre olarak 45 dakika öngörülmektedir. Ameliyatta kan kullanılmaz ve hasta anestezi altında tutulur. Dünyanın hemen her noktasında bu süreyi bulan bel fıtığı ameliyatları, bugün mikro cerrahi yöntemiyle uygulanmaktadır. Kısa süren ameliyat ardından hastalar, 1 gün süre sonrasında evlerine ve günlük yaşantılarına geri dönebilirler.

Dr. Merve Ergüven

Bel ameliyatı öncesi dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Bel ameliyatı öncesi süreçte hastanın detaylı bir muayeneden geçmesi ve genel bir sağlık kontrolüne tutulması gerekir. Sonrasında hasta, ameliyat öncesi anestezi ve operasyon için hazırlanmalıdır. Bu noktada özellikle de damar ve kalp sorunu bulunan hastalar için gereken tedbirler alınmalıdır. Hastalara operasyondan önceki gün içerisinde duş alması tavsiye edilir. Bunun nedeni se ameliyat sonrasında 2 ya da 3 gün boyunca banyo yapılmasının sakıncalı bulunmasıdır. Ayrıca ameliyat öncesi süreçte hastalar, yaklaşık 8 saat kadar aç kalmalıdır. Hastanın, operasyon öncesi kan sulandırıcı etkideki ilaçları kullanmaması ve besinleri tüketmemesi tavsiye edilir. Sağlıklı şekilde beslenmesi de önemlidir.

Dr. Merve Ergüven

Bel fıtığı probleminde hangi aşamada ameliyat gerekir?

Bel fıtığı probleminde şu aşamalarda ameliyat gerekmektedir: Hasta gece ağrıları çekiyorsa, oturma ve kalkma gibi hareketlerde sorun yaşanıyorsa, yürüme sırasında kısıtlılık yaşanıyorsa, hastada idrar kaçırma varsa ve cinsel işlev bozuklukları meydana geliyorsa, bel fıtığı problemi yaşayan hastalarda artık cerrahi yönteme geçilmesi gerekli görülür.

Dr. Merve Ergüven