Biotinidaz Eksikliği
Biyotinidaz eksikliği, doğuştan yetersizlik sonucu biyotin adındaki bir vitamin türünün vücutta kullanılmasındaki aksaklıklar ile meydana gelen bir hastalıktır. Tedavide tek seçenek günde 5-10 mgr oral (ağızdan) biyotin desteğidir.
Biotinidaz Eksikliği Nedir?
Biyotinidaz eksikliği, biyotinidaz denilen bir enzim aktivitesindeki doğuştan yetersizlik sonucu biyotin adındaki bir vitamin türünün vücutta kullanılmasındaki aksaklıklar ile meydana gelen otozomal resesif (çekinik) bir hastalıktır.
Hastalık doğuştan gelir yani genetik bir hastalıktır ve bu hastalığı taşıyan genler anne ve babasından bebeğe aktarılıp akraba evliliklerinde hatalı genlerin bir araya gelme ihtimali artacağından bu hastalığın ortaya çıkma olasılığı daha yüksek olmaktadır.
Biyotin B vitamini türevlerinden biridir. B7 vitamini, H vitamini veya Koenzim R olarak da adlandırılabilmekte ve vücutta birçok işlevi vardır. Bu vitamin türü yediğimiz gıdalardaki yağ ve karbonhidrat türlerini parçalamak ve içindeki enerjileri açığa çıkarmakla görevlidir. Vücutta yürütülen birçok mekanizma için yakıt oluşturmaktan sorumludur. Ayrıca organizmada LDL kolesterolü (kötü kolesterol) ve kan şekerini düzenlemekle görevli vitamin türlerinden biridir. Cilt sağlığı üzerine önemli etkileri vardır. Saçlarımızda ve tırnaklarımızda bulunan ve onları destekleyip güçlendiren keratin proteini üretimini de biyotin sağlamaktadır. Bu şekilde vücutta birçok işleve sahip olan biyotinin, biyotinidaz eksikliğinde vücutta azalması bu işlevlerde aksaklıklara yol açar ve vücutta sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Çünkü biyotin yağda değil suda çözünen bir vitamindir ve bu onun vücutta depolanmadığı anlamına gelir ve vücutta doğal yollarla kendiliğinden üretilemez. Bu sebeple eksikliğinde oluşan belirtiler depo kaynaklarla yerine konulamadığından hastalığa sebep olur. Biyotin vitamini yeterli miktarda dışarıdan alınsa bile biyotinidaz eksikliğinde gerekli formlara dönüştürülüp vücut için yararlı form elde edilemez.
Biyotinidaz eksikliğini kısmi ve derin biyotinidaz eksikliği olarak iki ana başlık altında inceleyebiliriz. Kısmi biyotinidaz eksikliği hastalığın hafif bir formu olup belirtiler daha çok bazı hastalıklar, enfeksiyonlar ve bunlar gibi bazı tetikleyiciler ile ortaya çıkarken derin biyotinidaz eksikliğinde belirtiler ağırlaşır ve yaşam boyu tedavi gerektirir.
Biotinidaz Eksikliği Belirtileri Nelerdir?
Biyotinidaz eksikliği doğumda teşhis ve tedavi edilmezse belirtiler genel olarak bebekliğin ilk birkaç ayında ortaya çıkar ancak bazı nadir durumlarda çocuklukta da fark edilebilmektedir.
Biyotin eksikliği diğer vitamin eksiklikleri kadar yaygın olmayıp sağlıklı ve dengeli beslenen insanlarda biyotin eksikliğinin ortaya çıkma ihtimali düşüktür. Çünkü alınan birçok besin maddesinde doğal olarak biyotin bulunmaktadır ve alınan besinlerle vücudun ihtiyacı karşılanabilmektedir. Buna rağmen doğuştan gelişen biyotinidaz eksikliği olan bireylerde biyotin üretilip aktif olarak kullanılamaz ve bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler de hastalığın kısmi veya derin formlarına göre değişiklik göstermektedir. Derin biyotinidaz eksikliğinde kas güçsüzlükleri, nöbetler, solunum güçlükleri, hareket ve denge sorunları, işitme kaybı, görme kaybı, zekâ geriliği, gelişme geriliği gibi ağır problemler ön planda iken kısmı biyotinidaz eksikliğinde ise saç dökülmeleri, kas zayıflıkları gibi daha hafif belirtiler yaygındır. Genel olarak bu eksiklikte karşılaşılan belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Ciltte kırmızı döküntüler
- Kuru yüz
- Kuru gözler
- Kırılgan saçlar
- Saç dökülmesi (alopesi)
- Mantar enfeksiyonları (kandidiazis)
- Yorgunluk
- Uykusuzluk ve uyumakta zorluk
- İştah kaybı
- Mide bulantısı
- Depresyon
- Ellerde ve ayaklarda yanma
- Ellerde ve ayaklarda karıncalanma
- Ağız kenarlarında kuruma ve çatlamalar
- Bağırsak ve mide rahatsızlıkları
- Yürümede zorluk
- Hareket ve denge problemleri (ataksi)
- Nöbet
- Havale
- İşitme kaybı
- Görme kaybı
- Gelişme geriliği
- Zekâ geriliği
- Zayıf kas tonusu (hipotoni)
Biotinidaz Eksikliği Nedenleri Nelerdir?
Biyotinidaz eksikliğinde karşımıza çıkan temel sebep biyotinidaz enzimini kodlayan proteinleri sağlayan BTD isimli gendeki mutasyonlar yani hatalardır. BTD geni biyotinidaz enziminin sağlanması için gerekli emirleri verir, böylece biyotinidaz enzimi üretilir ve biyotin vitamini üzerindeki etkilerini doğru bir biçimde yerine getirip vücutta doğru şekilde kullanılmasına olanak sağlanmış olur. Ancak bu gendeki herhangi bir hata enzimin doğru oluşmasını engeller, dolayısıyla da enzimin görevleri yerine getirememesine ve bu da biyotin vitamininin vücutta yeterince kullanılamamasına neden olur.
Biyotinidaz, alınan besinlerdeki protein yapılarına bağlı olan biyotinin ayrılıp serbest hale gelmesini sağlar. BTD genindeki bu mutasyonlar biyotinidazın bu aktivitesinin azalmasına veya tamamen ortadan kalkmasına sebep olabilir. Bu aktivitenin ne kadar sağlandığına bakıp hastalığı kısmi ve derin biyotinidaz eksikliği olarak ikiye ayırabiliriz. Aktivite normalin %10’undan daha az ise derin biyotinidaz eksikliği, %10 ile %30 arasında ise kısmi biyotinidaz eksikliği olarak adlandırılır ve hastalığın seyri buna göre şekillenmeye başlar. Vücutta yeterli miktarda bulunmayan biyotinidaz sebebiyle gerekli miktarda biyotin serbest forma geçemez ve açığa çıkan serbest biyotin eksikliği vücutta toksin madde birikimine yol açar. Bu durum tedavi edilmediği zaman da hücrelerde ve dokularda biriken toksin maddeler belirtilere yol açmaya başlar.
Biotinidaz Eksikliği Teşhisi
Biyotinidaz eksikliği teşhisinde günümüzde ön planda olan yaklaşım tarama testi olarak yapılan bebeğin topuk kanından alınan örneklerle olmaktadır. Bebek yeterice beslenmeye başladığı ve oral besin alımının ardından sonraki 48. saatte topuk kanı örneği alınmalıdır. Türkiye’de de 2008 yılından bu yana her yeni doğan bu taramadan geçmektedir ve bu sayede erken teşhis ve tedavi olanağı sağlanmaktadır. Ancak bu tarama testleri kesin tanı için yeterli değildir ve tarama testi ardından kesin tanı için ileri tetkikler yapılmalıdır.
Topuk kan testi: Her yeni doğan bebekten doğum sonrası oral (ağızdan) beslenmenin başlamasından 48 saat sonra topuk kanı alınabilir. Fakat örnek alınan bebek sayısını arttırmak amacıyla hastanelerde doğan bebeklerden hastaneyi terk etmeden hemen önce örnek alınmaktadır. Ardından ilk hafta aile hekimlerinde yeniden topuk kanı verilmesi istenir.
Klinik belirti ve bulgular da tanıyı desteklemek için önemli olabilmektedir. Yetersiz serum biyotinidaz aktivitesine ek olarak hastadaki belirtiler tanıyı doğrulamak için kullanılabilir. Bu sebeple bebeğin ya da çocuğun dikkatli fizik muayenesi yapılmalı ve ayrıntılı öyküsü sorgulanmalıdır. Bebeğin yaş durumuna göre göstermesi gereken gelişim basamakları ayrıntılı olarak değerlendirilmeli ve kas gücü, zekâsı, vücut yapısı değerlendirilmeli, görme ve işitme muayeneleri yapılmalıdır. Bu durumda biyotinidaz eksikliği ile ilgili olabilecek belirtiler gözden kaçırılmamalıdır.
Yapılan taramalar sırasında biyotinidaz eksikliği teşhisi alan hastalar aile sağlığı merkezinden metabolizma hastalıkları bölümlerine gönderilir ve biyotinidaz enzimi düzeylerinin değerleri araştırılır ve bu araştırma sürecinde bebeğe ilaç başlanır. Kesin tanılar için anne ve babanın genetik testleri yapılır.
Daha önce biyotinidaz eksikliği ile doğmuş çocukları olan aileler gibi risk altındaki ailelerde doğum öncesi taramalar mümkündür. Ayrıca amniyon hücre kültürü ve koryon villüs hücrelerinden yapılan biyotinidaz enzim aktivitesi düzeyi ölçümleri de beraberinde yapılan genetik mutasyon testleri ile prenatal (doğum öncesi) tanı koymak riskli çiftler için mümkün olabilmektedir.
Biotinidaz Eksikliği Tedavisi
Biyotinidaz eksikliği diğer doğumsal metabolik hastalıklar arasında tedavisi ve kontrolü en kolay olanlardan biridir. Ancak tedavi yaşam boyu devam eder ve ilaç kullanımı bırakıldığında belirtiler yeniden ortaya çıkmaya başlar.
Tedavide tek seçenek günde 5-10 mgr oral (ağızdan) biyotin desteğidir.
Ayrıca biyotinidaz eksikliği olan bebeğin ailesine genetik danışmanlık verilmeli ve daha sonra doğacak olan çocukları için erken teşhis ve taramalar sıklaştırılmalıdır. Bu sayede diğer çocuklarda bu eksikliğin önüne geçilebilir ya da erken teşhis ve tedavisi başlanır.
Diğer aile bireyleri de bu eksiklik açısından taranmaya başlanabilir ve varsa onlara da hemen tedavi başlanır. Nadiren de olsa belirti göstermeden büyüyen çocuklar olabileceğinden biyotinidaz eksikliği tanısı alan bebeklerin kardeşleri bu hastalık için mutlaka taranmalıdır.
Avidin (biyotin bağlayıcı bir madde) içermesi sebebiyle çiğ yumurtalardan uzak durulmalıdır. Pişirilen yumurtalarda avidinin bağlanma etkisi azaltılabilir ve daha sağlıklı kullanımı olur.
Biotinidaz Eksikliği Tedavi Edilmezse
Biyotinidaz eksikliği ne kadar erken tanı ve tedavi alırsa hastalığın seyri de ona göre şekillenmektedir. Hastalığın açığa çıkmış bulguları da tedaviye başlama süresiyle orantılı olarak düzelmeye başlar. Yapılan tedavi ile deri bulguları ve nörolojik bulgular hemen düzelme gösterirken işitme ve görme bulguları tedaviye daha fazla direnç gösterir ve düzelmeleri daha uzun zaman alabilir.
Doğumla birlikte tedavi edilmezse yaşamın ilk aylarında belirtiler başlar ve ilerler. Hafif belirtiler şiddetlenmeye başlar ve işitme kaybı, görme kaybı, zekâ geriliği, gelişme geriliği ile birlikte son dönemlerde koma ve ölümle sonuçlanır.
Optik atrofi (beyne görüntü ileten sinirin zarar görmesi), işitme kaybı veya gelişimsel gecikme gibi bazı özellikler geliştiğinde, bunlar biyotin tedavisi ile geri döndürülemeyebilir.
Biotinidaz Eksikliği İlaçları
Biyotinidaz eksikliğinde kullanılan tek ilaç biyotindir. Günde 5-10 mgr oral (ağızdan) verilir. Bu biyotin hastanın ihtiyacı olan serbest form olup proteinlere bağlı değildir. Bu sayede hastanın dışarıdan besin yoluyla aldığı biyotinden farklı olarak direkt olarak vücudun ihtiyacını karşılayabilmektedir. Yeni doğan taraması veya belirtiler gelişmeden tanı konulan hastalarda belirtileri hafifletmekten belirti gelişmesini engellemeye kadar faydalı olabilir. Bilinen ciddi bir biyotin tedavisi yan etkisi henüz gösterilememiştir.
Hamilelikte Biotinidaz Eksikliği
Hamile kadınlarda daha önce teşhisi konmuş olan biyotinidaz eksikliğinde genetik danışmanlık verilip doğacak çocuklarda erken teşhis sağlanabilir. Hamilelik süresince doğumdan önce de yapılan prenatal testlerle taramalar mevcuttur. Bunlara örnek olarak amniyon hücre kültürü ve koryon villus örneklemeleri verilebilir. Bu testler kadın hamileyken yapılıp çocukta belirtilerin başlamasının önüne geçilmiş olur.
Çocuklarda ve Bebeklerde Biotinidaz Eksikliği
Biyotinidaz eksikliği doğumdaki taramalarla bebeklerde teşhis edilir ve biyotin desteğine hemen başlanır. Eğer teşhis edilmezse bebeklerde doğumdan sonraki ilk aylarda belirti vermeye başlar ve nadiren çocukluk çağına kadar belirtisiz ilerleyebilir. Bu durumda da çocukluk çağında belirtiler görülmeye başlanır. Doğumla tespit edilip tedavi edilmezse bebeklerde kas güçsüzlüğünden gelişme ve zekâ geriliğine ve hatta ölüme kadar ilerleyebilir.
Biotinidaz Eksikliği için Hangi Doktora Gidilir?
Aile sağlığı merkezi, yapılan topuk kanı taramasında tanıyı koyan bölümdür. Ardından pediatrik (çocuk) beslenme ve metabolizma hastalıkları merkezleri, çocuk hastalıkları (pediatri) bölümleri tanı alan hastaların ileri incelemelerinde ve tedavilerinde biyotinidaz eksikliği olan çocuklarla ilgilenen bölümlerdir.
Biyotinidaz eksikliğinde temel olarak yapılan doğum sonrası topuk kan testinden sonra sonuç için hastalar pozitif olduğunda aranmaktadır ve bu durumda mutlaka gidip aile hekimiyle görüşülüp ileri aşamalar için testler yapılmalıdır. Bunun dışında ayrıca hastalığın belirtilerinde şiddetlenme olduğu düşünüldüğünde, işitme kaybı, görme kaybı, nöbet, havale gibi acil durumlarda hemen çocuk doktoruna başvurulması gerekir.