Embriyonik Kök Hücre Nedir?
Embriyonik kök hücreler, memeli idrar kesesi içerisindeki iç hücre kitlesinden elde edilebilen pluripotent hücrelerdir.
Embriyonik kök hücreler, memeli idrar kesesi içerisindeki iç hücre kitlesinden elde edilebilen pluripotent (neredeyse tüm kök hücrelere dönüşebilen hücreler) hücrelerdir. Bu hücreler kendilerini yenileyebildiği ve hücrelerini farklılaştırma kabiliyetleri olduğu için kök hücre tedavilerini kapsayan bir alanda kullanılabilme ihtimalini ortaya çıkarmıştır.
Embriyonik kök hücre, embriyo içerisinde erken evrede olan totipotent kök hücreler şeklinde tanımlanabilirler. İnsanda bulunan embriyonik kök hücreleri, birtakım hastalıklar üzerinde transplantasyon (organ aktarım) tedavisi açısından değerli bulunmaktadır. Ancak buna karşın türlü sebeplere dayanarak kullanımları da sınırlı şekildedir.
Embriyonik kök hücrelerde bulunan genel özellikler; elde edilme yöntemleri, transfer edilebilmeleri, farklılaştırılma ve çoğaltılabilme teknikleri ile ilgilidir. Bu noktada farklı yöntemler kullanılarak elde edilir; doğrudan hastaya uygulanması veya saklanıp daha sonra kullanılması yoluna gidilerek kök hücre tedavisi ve nakli gerçekleştirilir. Araştırmalar, bu konuda hala devam etmekte ve kimi ülkelerce kök hücre tedavisinin uygulanabilirliği konusundaki sınırlar, daha geniş tutulmaktadır.
Embriyonik Kök Hücre Elde Edilme Yöntemleri
Embriyonik kök hücre elde edilme yöntemleri, farklı yollar üzerinden gerçekleştirilmektedir. İnsan vücudunda bulunan bütün yapıların kökenini meydana getiren ve kendini yenileme özelliği olan kök hücreler, birçok farklı hastalığın tedavisinde kullanılır.
Kişilerin kendilerinden, uyumlu olan veya yarı uyumlu durumdaki donör kişiden alınan bu kök hücrelerin, hastaya nakledilip hasarlı olan doku, hücre ve organların yenilenebilmesi amacıyla uygulanan bir tedavi tekniğidir. Önceleri farklı yöntemlerle elde edilen kök hücreler, şu yöntemlere başvurularak elde edilmektedir:
- Önceki yöntemler kemik iliğinden kök hücre almayı kapsardı.
- Günümüzde dolaşımda bulunan, yani aslında periferik ve kordon kanından kök hücre alınabilmektedir.
- Son dönemlerde eklenen yönteme göre ise yağ dokusu üzerinden kök hücre, yumurtadan ise embriyonik kök hücre alınmaktadır.
Embriyonik Kök Hücre Çalışmaları
Embriyonik kök hücre çalışmaları ve bu alandaki uygulamalar, Türkiye’de eksik yasal düzenleme ve mevzuat sebebiyle sınırlı durumdadır. “Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi” kapsamına göre bakıldığında ise embriyonik kök hücresi çalışması ve araştırma için insan embriyosunun meydana getirilmesi yasaktır.
Özellikle de embriyo üzerinden elde edilmiş olan hücrelerin, deneysel temelde kullanılması, etik açıdan çok tartışmalı durumdadır. Kök hücre alanındaki çalışmalar başladığı zamandan beri bu çalışmaların çok büyük kısmı, deney hayvanları üzerinde yapılmıştır. Buna karşın etik araştırmaların temelinde ise çoğunlukla insanlar yer almıştır. Bu noktada insanların yaşayabilecekleri olası problemler üzerine odaklanılmıştır.
Dünya geneline bakıldığında ise embriyonik kök hücre konusunda araştırma gerçekleştiren laboratuvarların sayısı çok hızlı şekilde artmaya devam etmektedir. Ayrıca kök hücrelerin farklı hücre serilerine değişmesini ve farklılaşmasını sağlamakta olan pek çok protokol de geliştirilmiş durumdadır. Neticede bunca gelişme ve ilerlemeye karşın bugün hala embriyonik kök hücre tedavisine ilişkin çözüme ulaştırılması gereken çok sayıda sorun mevcuttur.
Kök Hücre Tedavisi Hangi Hastalıkların Tedavisi İçin Kullanılır?
Kemik iliği yoluyla yapılan bu tedavide gün geçtikçe gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde çok sayıda hastalığın tedavi aşamasında kök hücre tedavisi yapılmaktadır. Dolayısıyla kök hücre tedavisi, yaş ve fiziksel özellikleri uygun olan çok sayıda hastanın iyileşmesi için uygulanan bir yöntem durumuna gelmektedir. Kök hücre tedavisinin kullanıldığı hastalıklar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
- Kemik İliği Kanseri,
- Hodgkin Lenfoma (Bağışıklık sistemi hücrelerinde başlamış olan kanserdir.),
- Anemi (Kansızlık),
- Organ Kanserleri,
- Kemik İliği Yetmezliği,
- Doğuma Bağlı ve Kalıtsal (Genetik) Kan Hastalıkları,
- Kalıtsal (Genetik) Metabolik Hastalıklar,
- Lenfoma (Bağışık sisteminde bulunan parçalardan bir tanesi olan lenfatik sistemdeki kanserleri ifade eden genel bir terimdir.),
- Lösemi (Kan Kanseri),
- Akdeniz Anemisi (Akdeniz Ateşi),
- Plazma Hücre Rahatsızlıkları,
- Multiple Myeloma (Bir tür kemik iliği kanseri tipi),
- İmmün (Bağışıklık Sistemi) Yetersizliği Kaynaklı Gelişen Hastalıklar.
Embriyonik Kök Hücre Tedavisi Nasıl Yapılır?
Embriyonik kök hücre tedavisi yapılışı ile ilgili genel prosedür şunları içermektedir:
- Kök hücre tedavisi, yaygın şekilde kemik iliği, kordon ve periferik kanından elde edilerek yapılır.
- Kök hücre tedavisinin uygulanması için kişinin kendisinden alınmış olan kök hücrelerin hasarlı alana nakledilmesi işlemine otolog nakil denmektedir.
- Hasta için başka kişilerden alınmış olan kök hücrelerin, hasta kişiye nakledilmesi işlemine ise allojenik nakil denmektedir.
- Kök hücre tedavisi uygulanırken, kişinin kendisinden ya da uyumlu olan bir donör kişiden kök hücre alınamaması halinde, yarı uyumlu olan kişiden alınmış kök hücreler ile yapılan tedaviye ise haploidentik nakil denmektedir.
- Uygun olan kök hücrenin elde edilmesi sonrasında hastanın damar yolu üzerinden veya hasarlı olan bölgesi üzerinden doğrudan enjekte sağlanır.
- Bu tedavinin başarılı sonuç verme oranı ise kişinin hastalığının türüne, hastanın yaşına ve yaşanabilecek bazı komplikasyonlara bağlı olarak değişmektedir.
- Bazı durumlarda, hastaya verilen kök hücreler, hasarlı bölgeye tutunamayabilir. Böyle bir durumda ise yapılan kök hücre naklinin yinelenmesi gerekmektedir.
Embriyonik Kök Hücre Tedavisi Yan Etkileri
Embriyonik kök hücre tedavisi yan etkileri ve olası riskleri şu şekilde sıralanabilir:
- Akrabadan ya da akraba dışında donörlerden alınıp gerçekleştirilen allojenik kök hücre transferi sonrasında kişi, GVHH (Graft Versus Host Hastalığı) olabilmektedir. GVHH hastalığı, kök hücre tedavisinde vericiden alınan hücrelere aşırı tepki verilmesi sonucunda kişinin cilt, akciğer ve mide-bağırsak sisteminde zarar meydana gelmesiyle oluşan hastalıktır.
- Hastadaki hücreler, nakil ardından verilmiş olan ilaçların ve ışının etkisi sebebiyle savaşamaz bir duruma gelebilir. Bu durumda ise bakteriler, mantarlar ve virüsler, hastada enfeksiyon oluşmasına neden olur.
- Kök hücre tedavisi sonrası hastanın, 2 ila 4 hafta kadar kan değerlerinde yükselme olmayabilir. Kan değerleri düşük olduğu için de hastanın enfeksiyon geçirme riski artmaktadır. Taburcu olunmasının ardından kan değerlerindeki bu düşme gözlemlenebilir. Böyle bir yan etki geliştiğinde nakil ekibi bilgilendirilmeli, gerekli müdahalede bulunması sağlanmalıdır.
- Kansızlık yüzünden, kişinin organlarına giden oksijenin taşınması negatif yönde etkilenir. Bu nedenle kişide, yorgunluk ve bitkin hissetme gibi yan etkiler gözlemlenebilir.
- Trombositler, vücuttaki kanın pıhtılaşması noktasında yardım etmektedir. Ancak trombositlerde düşme olabilir ve bu da kanamaya neden olabilir. Bu durumda nakil ekibi, hastaya trombosit verilmesi yoluna gidebilir.
Kök Hücre Nakli Sonrası
Kök hücre tedavisi sonrası ile ilgili hastaların bilmesi gereken belli başlı noktalar şu şekilde sıralanır:
- Hücre nakli öncesi ile sonrası süreçlerde kullanılan ilaçlar, hastanın savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. Bunu engellemek için hastaya verilen oda, hastayı tüm enfeksiyon risklerinden koruyacak biçimde ayarlanmıştır. Nakil sonrasında hastaların sağlıklı bir iyileşme süreci geçirebilmesi adına hastane şartlarına benzer şekilde evlerinde bir oda hazırlaması gerekmektedir.
- Nakli yapan doktor, izin verinceye kadar olan süreçte hastanın kendi ev temizliğini yapmaması gerekmektedir. Kök hücre tedavisi sonrası hastaların odalarının temizliği, hasta odada değilken yapılmalıdır.
- Tedavi sonrası hasta, evine gelmeden ona özel eşyaların olduğu ancak çok az sayıda eşyanın bulunduğu bir oda ayarlanmalıdır. Ayrıca temizlik ve hijyen kurallarına dikkat edilmeli, oda havalandırılarak kullanılmalıdır.
- Bakteri ve mantar oluşma riskinin önlenebilmesi amacıyla mümkünse hastanın kalacağı odanın duvarları boyatılmalıdır. Henüz yeni boyalı olan bir oda ise odanın duvarlarının silinmesi yeterlidir.
- Tedavi sonrası hastaların kendilerine özel bir havlu ve sabun kullanması gerekir.
- Tedavi sonrası hastalar, aşırı sıcak derecede bir suda banyo yapmamalıdır.
- Tedavi sonrası düzenli olarak egzersiz yapılması, hastaların iyileşme süreci açısından çok önemli bir konudur. Ancak nakilden sonra özellikle de ilk aylar içerisinde çok aşırı yorgunluk verecek egzersizler yapılmaması tavsiye edilmektedir.
Embriyonik Kök Hücre ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kök hücre bağışı nasıl yapılır?
Kök hücre bağışı için 18-50 yaş aralığında bulunan her sağlıklı kişi, embriyonik kök hücre bağışçısı olabilmektedir. Periferik kandan, yani kişinin dolaşımındaki kandan kök hücre toplanması, en çok uygulanan bağış yöntemidir. Tıpkı kan bağışına benzerlik gösteren bu yöntem uygulanarak uygun herkesten kök hücre bağışı gerçekleştirilebilir. Alınmış olan kök hücreler ise hastaya hemen verilebilir; dondurulup ileride kullanılması amaçlı da saklanabilir. Bir başka bağış yöntemi de donörün kemik iliğinden kök hücre toplanmasıdır. Bu yöntem kullanılarak yine kök hücre bağışı yapılabilir.
Kök hücre çeşitleri nelerdir?
Kök hücre çeşitleri, üç çeşit olarak görülmektedir. Buna göre embriyonik kök hücreler şu şekilde çeşitlenir: Yetişkin kök hücreler, Embriyonik kök hücreler, Özel Pluripotent kök hücreler. Ayrıca kök hücreler, genel özelliklerine göre vücutta özelleşmiş hücre tiplerine dönüşebilme şeklinde benzersiz bir yeteneğe sahiptir.
Embriyonik kök hücreler nereden elde edilir?
Emriyonik kök hücrelerin elde edildiği yerler, insan vücudundaki birçok organ ve doku olarak sayılabilir. Buna göre insan vücudunda kök hücre odakları içeren yerler şu şekilde sıralanır: Kemik iliği, beyin, kalp, cilt, bebek kordon kanı, bebek göbek kordonu, sinir sistemi, sindirim sistemi, akciğer, yağ dokusu.
Embriyonik kök hücre nasıl toplanır?
Embriyonik kök hücre toplanması, verici kişinin dolaşımındaki kandan “aferez” denilen bir yöntemin uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Verici kişilerin kan bankalarında tıpkı kan bağışlaması yöntemine benzeyen bir yoldur. Aferez ünitesi içerisinde verici kişinin ya da hasta kişinin kök hücreleri toplanmaktadır. Yapılan bu işlemin süresi, kişiden kişiye değişmekle beraber 2 ila 4 saat kadar sürebilmektedir.