Eritroplaki

Ağız içerisindeki müköz zarda, sıklıkla ağız tabanında veya dilde ortaya çıkan, kazımakla soyulamayan, sıklıkla çapı bir buçuk santimetreden küçük, kırmızı plaklardır. Kanserleşme ihtimalinin hızlı bir şekilde azaltılması için çeşitli tedaviler uygulanır.

Eritroplaki Nedir? 

Ağız içerisindeki müköz zarda, sıklıkla ağız tabanında veya dilde ortaya çıkan, kazımakla soyulamayan, sıklıkla çapı bir buçuk santimetreden küçük, kırmızı plaklardır. Eritroplaki ismi, kırmızı plak anlamına gelmektedir. Plak yapıları, cilt yüzeyinden kabarık olan doku yapısı değişiklikleridir. Eritroplaki yapıları sıklıkla, kendileri ile benzer özellikler gösteren lökoplaki yapıları ile birlikte bulunur. Lökoplakiler şekil ve deriden kabarıklıklarıyla eritroplaki benzeri doku bozukluklarıdır, ancak eritroplakilerin aksine lökoplakiler beyaz renktedir.

Eritroplakiler ve lökoplakiler, benzer çevresel etkenlere bağlı olarak ağız içerisinde birlikte oluşabilirler. Bu oluşumların tedavi ile kontrol altına alınmaması halinde kanserleşebildiği görüldüğü için tespit ve tedavisi hayati önem taşımaktadır. Eritroplaki gelişimi genellikle ağrılı değildir. Bu sebeple kişiler, sıklıkla eritroplakileri kendileri fark edemez ve eritroplakiler diş hekimleri tarafından fark edilir. 

Eritroplakilerin teşhisi sırasında alınan örnekler, bu yapılarda kanserleşme potansiyeli yüksek hücreler bulunabildiğini göstermektedir. Tedavi edilmeyen eritroplaki yapılarının kanserleşme oranları farklı çalışmalara göre %14 ila %50 arasında değişen oranlarda bulunmuştur. Lökoplaki yapılarının da zaman içerisinde kanserleşme riski bulunmaktadır, ancak ağız içerisinde kanserleşme riski bulunan yapılar arasında en yüksek riske sahip olanı eritroplakidir. 

Eritroplaki Belirtileri Nelerdir? 

Eritroplaki; ağız içerisinde, deriden kabarık, kırmızı renkli ve genellikle ağrısız doku bozukluklarıdır. Kişide eritroplaki görülme riskini artıran ve kişinin ağzının eritroplaki açısından muayene edilmesi gerektiğini gösteren bazı durumlar şunlardır:

  • Kötü ağız hijyeni
  • Lökoplakiler
  • Tütün kullanımını gösteren belirtiler; bıyıklarda sararma, dişlerde çürüme
  • Ağız içerisindeki kırmızı lekenin kazınmakla kaldırılamaması, kazınması halinde kanama görülebilmesi
  • Ağız içerisindeki kırmızı plakların, ağızdaki sağlıklı bölgeden keskin sınırlarla ayrılması (demarkasyon hattı)
  • Kırmızı bölgenin yumuşak, kadifemsi dokuya sahip ve düzgün yüzeyli olması
  • Orta yaşlı veya yaşlı olmak

Eritroplaki, sıklıkla kırk yaşın üzerindeki kişilerde görülür. Eritroplaki gelişiminin temelinde riskli davranışların uzun süreler tekrarlanması ile hücrelerin kronik olarak zarar görmesi yatmaktadır. Genç yaşlarda başlanan, ağızda harabiyete sebep olan alışkanlıkların erken dönemde bırakılması, eritroplaki gelişiminin önüne geçebilir.

Eritroplaki Nedenleri Nelerdir?

Eritroplakiye sebep olan etkenler, genel olarak ağızda bulunan hücrelerde displaziye sebep olan etkenlerdir. Displazi, hücre yapılarının bozularak kanserleşme eğilimine girmesi anlamına gelir. Eritroplakiye sebep olan etkenler aynı zamanda lökoplakilerin ve ağız kanserlerinin de etkenleridir. 

  • Aşırı alkol tüketimi
  • Sigara kullanımı
  • Tütün çiğneme alışkanlığı
  • Ağza uygun olmayan, diş etleri başta olmak üzere dokulara sürtünüp yaralanmaya sebep olan takma diş/ protez damak ve dişlerin kullanılması

Eritroplaki, kanserleşme riski bulunan, tehlikeli bir oluşumdur. Ağız içerisinde eritroplaki bulunan kişiler, durumun kötüleşmemesi için eritroplakiye sebep olan ürünleri ve alışkanlıkları derhal bırakmalıdır. Ağız içerisinde ağza uygun olmayan diş protezleri kullanılmalı, protezlerden kaynaklanan rahatsızlıklarda derhal diş hekimine başvurularak sıkıntı giderilmelidir.

Eritroplaki Teşhisi

Eritroplaki sıklıkla ağrısız olarak geliştiği için, uzun süre fark edilmeden ağız içerisinde bulunur. Eritroplakinin hekim tarafından fark edilmesi halinde; şekli, boyutları, ağrılı olup olmaması, rengi, ağızdaki diğer bölgelerde benzer doku bozuklukları olup olmadığı gibi özellikleri açısından muayene edilir. Kişinin bu bölgeyi fark edip etmediği, fark etmiş olması halinde bölgenin ne zamandır bu halde bulunduğu sorgulanır. Kişi, eritroplakiye sebep olabilecek davranışları açısından değerlendirilir. Hastada bu bölgenin gelişiminde bir travmanın etkili olma ihtimali sorgulanmalıdır.

Bölgenin el ile muayenesi sırasında, bölge ağızdan soyulmaya çalışılır. Üstündeki ince deri örtüsünün el ile soyulması bölgede kanamaya sebep oluyorsa, bölgenin kanserleşmiş olma ihtimali daha yüksektir. Bölgeden alınan biyopsi materyali patoloji laboratuvarlarında incelenir ve hücrelerin kanserleşme eğilimleri üzerine rapor hazırlanır. Uygun biyopsi materyalinin alınıp doğru koşullarda çalışılması halinde kişinin ağzındaki doku bozukluğunun derecesi; kanserleşmiş olup olmadığı veya kanserleşme riski belirlenebilir. 

Ağızdaki farklı yaralar, eritroplakiye benzer özellikler gösterebilir ve teşhiste hatalı sonuçlara sebep olabilir. Eritroplaki ile karışma riski yüksek olan bozukluklar şu şekildedir: 

  • Coğrafik DilDilin arka yüzü başta olmak üzere ağzın genelinde bulunabilen, kenarları düzensiz, yüzeyden kabarık beyaz sarı yaralardır. Ağız içerisinde farklı bölgelerde oluşan ve iyileşen yaralar görülebilir. Kötü ağız hijyeni ile alakalıdır ve genellikle durum düzeltildiğinde tedavi gerektirmeden iyileşir. Nadiren çeşitli yiyeceklerin tüketilmesiyle tetikleniyor olabilir. Ağızda dil dışındaki bölgelerde bu oluşumların bulunması halinde durum eritroplaki ile karıştırılabilir. 
  • Liken PlanusVücudun genelinde bulunabilen, kaşıntılı ve deriden kabarık bölgelerdir. Bağışıklık sistemindeki bozukluklar sebebiyle tetiklenir. Liken planus genellikle beyaz renkli olmasına rağmen bazıları açık kırmızıdır ve bunlar eritroplakilerle karıştırılabilir. 
  • Deskuamatif Diş Eti iltihabıDeskuamatif, iltihabın dokuda döküntülere sebep olduğu anlamına gelmektedir. Genellikle ağrılıdır bu sayede eritroplaki ile karışma riski görece daha düşüktür. Ağzın başka bölgelerinde değil diş etlerinde bulunur, ancak protez diş kullananlarda bu bölgede eritroplaki görülmesi beklendiğinden yanlış teşhislere sebep olabilir. 
  • Protez Stomatiti: Stomatit, mukozalarda iltihaplanmayı ifade etmektedir. Protezden kaynaklanan iltihaplanmaların görüntüsü, eritroplaki ile karışabilir. İltihaplanmaların ağrılı olması durumun ayırt edilmesini sağlayabilir, ancak protez kullanan kişilerde protezin vurduğu bölgelerde ağrı ile karşılaşılması normal olduğundan dokudaki değişimin eritroplakiden kaynaklanması halinde de kişide ağrı bulunabilir. Bu durum teşhisi zorlaştırabilmektedir. Protez stomatiti durumunda kişinin kullandığı protezin dezenfekte edilmesi veya dezenfekte bir protezle değiştirilmesi ve kişinin protezi geceleri kullanmaması durumun çözülmesini sağlar.
  • Kontakt Stomatit ve Kimyasal YanıklarAğız içerisine zarar veren bir maddenin yanlışlıkla kullanılması sonucunda ağızda ağrılı doku bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Kullanılan maddenin özellikleri, güçlü asit veya baz olması kişinin ağzında kimyasal yanıklar gelişimine sebep olabilir. 
  • Kandidiyaz: Kandidiyazis, Kandida mantarının ağızda yaptığı enfeksiyondur. Vücudun enfeksiyona verdiği yanıt sebebiyle bölge kırmızı görülebilir. Bu yapıların kaldırılması kanamaya da sebep olacağı için sorun eritroplaki ile karıştırılabilir. Ancak kandidiyazis durumunun temel tedavisi antifungal (mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılan, mantarların üremesini veya yaşamasını engelleyen ilaçlar) verilmesidir ve eritroplaki teşhisi bu ilaçların kullanımını geciktirdikçe enfeksiyonun yayılma riski artmaktadır. Kandidiyazisin ağızda en sık sebep olduğu belirti pamukçuktur.  

Eritroplaki Tedavisi

Eritroplaki durumunda tedavi kararı yapılan biyopsinin sonucundan önemli ölçüde etkilenmektedir. Biyopsi sonucu, bozukluğun ağız kanserine henüz dönüşmemiş olduğunu gösterirse, bozukluğun düzeltilmesi ve kanserleşme ihtimalinin hızlı bir şekilde azaltılması için uygulanabilecek çeşitli yöntemler bulunmaktadır. 

Kanserleşme riskinin düşük bulunması halinde, kişiye herhangi bir tedavi uygulanmadan ağzındaki eritroplakinin durumu gözlemlenebilir. Kişinin, ağız kanseri ve eritroplaki açısından risk oluşturacak davranışları bulunuyorsa, bunların düzeltilmesi ile eritroplakinin gerilemesi beklenebilir. Tütün ve tütün ürünlerinin bırakılması için kişi sigara bırakma merkezlerinden yararlanabilir. Alkol kullanımının bağımlılık haline geldiği durumlarda bağımlılığın önüne geçilmesi için fiziksel tedaviler verilen kurumlara ve danışmanlıklar uygulayan topluluklara başvurulması mümkündür. Ağız hijyeninin iyileştirilmesi için kişiye doğru ağız bakımı öğretilebilir, ağızdaki protezlerin dokulara zarar verip vermediği araştırılarak gerektiği halde bunlar değiştirilebilir.

Lazer Cerrahi: Lazer, belli bir dalga boyundaki ışınların toplanıp güçlendirilmesiyle elde edilen bir ışın demetidir. Bu ışın demeti, ulaştığı bölgeye belli bir enerji vererek, dokunun çevresinden ayrılmasına sebep olur. Kurtulunması istenilen yapılara lazer uygulanması yaygın bir tedavidir, tümör dokularına lazer tedavi uygulanabilmekte, kılların dökülmesi için lazer uygulamaları gerçekleştirilebilmektedir. Ancak lazer yüksek enerji taşıdığı için yanlış veya büyük bir bölgeye uygulanması halinde sağlıklı dokunun bozulmasına sebep olacaktır. Lazer uygulamaları genellikle farklı tedavilerle desteklenir ve yan etkilerle karşılaşılmaması açısından titizlikle uygulanır. 

KriyoterapiHastalıklı bölgenin sıvı nitrojen uygulanmasıyla dondurulması işlemidir. Sıvılaştırılmış azot, -196°C sıcaklığındadır ve bölgeye uygulandığı zaman dokuyu dondurur. Kısa süreli donma işlemi sonrasında doku normal sıcaklığına geri döner. Bu donma-erime sürecinde hücre harabiyeti gerçekleşir. Bölgede ölen kanserleşme riski yüksek hücreler zamanla atılır ve yerine sağlıklı hücreler oluşur. 

Radyasyon Tedavisi: Yüksek enerji dalgalarının, tahrip edilmesi istenen bölgeye gönderilmesi ile uygulanan; kanser tedavilerinde de yaygın uygulama alanı bulan bir işlemdir. Lazer tedavisi ile benzer riskler taşımaktadır. 

Eritroplaki Tedavi Edilmezse 

Eritroplaki, özellikle yeni meydana geldiğinde, ağız hijyeninin iyileştirilmesi ve zararlı alışkanlıkların bırakılması ile kendiliğinden düzelebilmektedir. Ancak eritroplaki zemininde ağız kanserleri gelişme riski göz ardı edilemeyecek kadar yüksektir. Herhangi bir cerrahi tedavi uygulanmayacak bile olsa, eritroplakiden biyopsi örneği alınması ve kanserleşme görülmediğinden emin olunması hayati önem taşır. 

Eritroplaki, tedavilere rağmen kanserleşmenin önünün alınamayacağı bir seviyede olabilir ve durum ağız hijyeninin sağlanmasıyla düzeltilemeyebilir. Bu sebeple eritroplakilerin medikal ve cerrahi tedavi sağlanmadan düzelme şansı bulunsa da tespit edilmeleri halinde yeterince muayene edilmemesi, takip edilmemesi ve biyopsi yapılmaması kanser teşhisinde geç kalınmasına ve önlenebilecek ölümlerin gerçekleşmesine sebep olabilir. 

Eritroplakiye Ne İyi Gelir?

Kişinin ağız hijyenine dikkat etmesi, tütün ve tütün ürünlerini kullanmaması, alkolü yüksek seviyelerde tüketmemesi ve ağzında kronik yaralanmaya sebep olabilecek, uygunsuz protezler kullanmaması, eritroplaki gelişme riskini azaltır ve gelişmiş eritroplakinin hafiflemesini, düzelmesini sağlayabilir. Ağız hijyenine dikkat edilmesi için günlük diş fırçalamanın ve diş bakım ürünlerinin kullanılmasının yanı sıra düzenli olarak diş hekimliğine kontrole gidilmesi, kişinin fark edemeyebileceği ağız sağlığı sorunlarının önüne geçilmesini sağlar. 

Eritroplakiye Ne İyi Gelmez?

Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, aşırı alkol kullanımı, ağız ve diş sağlığına dikkat edilmemesi, kötü ağız hijyeni ve ağza uygun olmayan diş ve damak protezlerinin kullanımı uzun dönemde eritroplakiye ve hatta ağız kanserlerine yol açabilmektedir. Düzenli olarak diş hekimine başvurulmaması, gerekli kontrollerin yapılmaması, ağız içerisinde diş kaybından ve çarpıklıktan oluşan boşlukların düzeltilmemesi ve iyi temizlenmemesi, diş tellerinin ve diş eksikliği bulunan bölgedeki diş etlerinde yiyecek birikimi ağız sağlığını olumsuz etkiler. 

Tıbbi işlemlerden korkmak ve kaçınmak, biyopsi alımına onay vermemek kanser teşhisini önemli ölçüde geciktirebilir ve tedavi olanaklarında kısıtlanmaya sebep olabilir. Eritroplaki ve benzeri ağız yaralarında gerekli görülmesi halinde biyopsiye izin verilmesi hayat kurtarıcı olabilmektedir. 

Eritroplaki için Hangi Doktora Gidilir?

Eritroplaki durumu, sıklıkla hastanın kendisi tarafından değil, diş hekimleri veya ülkemizde yaygın bir meslek olmayan oral hijyenistler tarafından teşhis edilmektedir. Ancak bu doku bozukluğunun tedavisi diş hekimliğinde gerçekleştirilemez. Kişinin ağzındaki plaktan biyopsi materyali alınarak hücreler değerlendirilmelidir. Hücrelerin biyopsi incelemesi patoloji birimleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Eritroplaki durumunun tespiti ve değerlendirilmesi kulak burun boğaz uzmanları tarafından gerçekleştirilirken, ameliyat gerekmesi halinde işlem baş boyun cerrahisi tarafından gerçekleştirilmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Eritroplaki ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Eritroplaki teşhisinde gecikmeye sebep olan etkenler nelerdir?

Eritroplaki, ağrısız büyüyen bir oluşumdur. Ağrı, bir yaranın tespit edilmesini sağlamakta önemli yer tutan bir uyarıcıdır, ağrısız büyüyen yaraların tespiti sıklıkla gecikmekte veya tespit edilmeleri halinde önemsenme, tıbbi yardım aranma ihtimali düşük olmaktadır. Kişilerin düzenli olarak diş hekimi kontrollerine gitmemeleri, diş hekimlerinin ağız içerisindeki yaraları tespit etme ve mümkünse uygun müdahaleyi gerçekleştirme şanslarını azaltmaktadır.  

Int. Dr. Nehir Ünal

Eritroplaki tedavisinin planlanmasında etkili faktörler nelerdir?

Eritroplaki tedavisinin planlanmasında en önemli etken biyopsi sonucudur. Yaradan alınan örnekte kanser gelişimi veya kanserleşme yatkınlığı izlenmiyorsa, kişinin zararlı alışkanlıklarının düzeltilmesi ve yaranın düzenli olarak kontrol edilmesi yeterli olurken kanserleşme eğiliminin yüksek bulunması halinde cerrahi tedaviler önerilebilmektedir.

Int. Dr. Nehir Ünal