Fobi

Fobi, normalde tepki verilmeyecek bir duruma şiddetli korku hissedilmesidir. Tedavisi genellikle psikoterapi seanslarıyla yapılmaktadır.

Fobi Nedir?

Duygusal açıdan dışarıdan gelen tehlikelere verilen tepkiye korku adı verilir. Fobi; normalde tepki verilmeyecek bir duruma şiddetli korku hissedilmesidir. Fobisi olan kişilere ise fobik adı verilir. Anksiyete bozukluğu olarak ele alınan fobiler, çoğu kişinin günlük yaşamını zorlaştırır ve hayat kalitesini düşürür. Fobinin yanı sıra özgül fobi adlı bir kavram daha vardır. Özgül fobi, normal fobiden daha şiddetli ve daha inatçıdır. 

Asansörden korkan bir kişinin sürekli merdiven kullanması özgül fobiye verilebilecek örnektir. İçgüdüsel bir şekilde korku yaratan durumdan veya nesneden uzaklaşıldığında panik halinin bitmesi gerekir. Fobik kişilerde ise bu korku sürekli olarak varlığını sürdürerek endişe yaratır. Endişe ve kaygının arttığı durumlarda da psikolojik hastalıkların görülmesi kaçınılmazdır. 

Fobi Çeşitleri Nelerdir?

Fobiler birbirinden farklı, tamamen kişisel olarak görülebilir veya çoğu kişide benzerlik gösteren durumlardan oluşabilir. 

Fobi çeşitleri;

  • Delik fobisi: Diğer adı tripofobi olan delik fobisi, yüzeyinde delikler bulunan herhangi bir nesneye karşı duyulan tiksintidir. Çoğu kişi bu yüzeylere bakamaz, fiziki olarak bulantı ve kusma gibi rahatsız edici durumlar yaşanabilir. 
  • Sosyal fobi: Utangaçlıktan farklı olarak irdelenen sosyal fobi, topluluk önünde yargılanma ve aşağılanma korkusudur. Sosyal fobisi olan kişiler toplantı ve kalabalık karşısında konuşma yapmaktan kaçınırlar. Bu nedenle topluluk önünde konuşma fobisi de sosyal fobi içerisinde yer alır.
  • Böcek fobisi: Entomofobi olarak da bilinir. Bu fobiye sahip kişiler özellikle açık alanda vakit geçirmek istemezler.
  • Örümcek fobisi: Bir diğer adı araknofobidir. Diğer böcek türlerinden korkmayanların, özellikle eklem bacaklılar arasındaki örümcekten şiddetli şekilde korkması araknafobiye işarettir.
  • Deprem fobisi: Seismofobi şeklinde de bilinen deprem korkusu, daha çok ölüm korkusuna benzer ve travmalardan meydana gelebilir. Kişinin yakınları ve kendisi için duyduğu şiddetli kaybetme korkusu depremle pekişir. 
  • Palyaço fobisi: Palyaçoya duyulan şiddetli korkuya koulrofobi yani palyaço fobisi adı verilir. 
  • Açık alan fobisiDiğer adıyla agora fobi, panik atak gibi ciddi durumların yaşanmasına neden olabilir. Kişi hem açık alanda bulunamaz yani dışarı çıkma fobisi vardır hem de asansör benzeri kapalı ve dar alanlarda endişe hissi duyar. 
  • Kapalı alan fobisi: Klostrofobi olarak bilinen ve en sık görülen fobiler arasında olan kapalı alan korkusu, sıkışık ve dar yerlerde kişinin tedirgin olmasına yol açar. Klostrofobik kişilerin uçak, otobüs ve dar alanlarda panik atak geçirme ihtimalleri yüksektir. 
  • Karanlıktan korkma fobisi: Diğer adıyla niktofobi, karanlık ve geceden korkma anlamına gelir. Karanlıkta kişinin duyduğu korku nedeniyle kaygı düzeyi artacağı için anksiyete ve panik atağa neden olabilir. 
  • Ayak fobisi: Daha çok yaz aylarında şiddetlenir. Ayak fobisine sahip kişiler, çıplak ayak görmeye tahammül edemedikleri için genellikle çorapla uyuma eğilimindedirler. 
  • HIV fobisi: AIDS takıntısı olarak bilinen HIV fobisinde, defalarca test yaptırılmasına rağmen kişi ikna olmaz ve korku duymaya devam eder. Çoğu zaman obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalarda görülür. 
  • Kedi fobisi: Tıptaki karşılığı ailurofobi olan kedi fobisi, kediden şiddetli korkan kişilerde görülür. Yavru kedi dahi olsa korku hali geçmez ve endişe hissedilir. 
  • Hayvanlardan korkma fobisi: Diğer adı zoofobi olan hayvanlardan korkma fobisi, sadece böcek veya spesifik bir hayvana karşı değil dünya üzerinde yaşayan çoğu hayvandan korkma eğilimidir. Hayvan fobisi, geçmiş deneyimlerden ötürü meydana gelebilir. 
  • Kaynana fobisi: Pentherafobi olarak da bilinen kaynana fobisinin birçok farklı sebebi olabilir. Hamile kalmaya bile engel olabilen fobinin tedavi edilmesi önerilmektedir. 
  • Kusma fobisi: Tıpta adı emetofobi olarak bilinir. Kusma eyleminin gerçekleşmesi, şahit olunması ve mide bulantısına duyulan şiddetli korkudur. 
  • Su fobisi: Su fobisi yani aquafobi suya karşı duyulan normal olmayan korkulardır. Denize giremeyen su fobisine sahip kişiler, aynı zamanda günlük hayatta da sudan korkabilir. 
  • Uçak fobisi: Uçak fobisine aviofobi de denilmektedir. Ortaya çıkmasının birden çok sebebi olabileceği gibi kişinin uçağa binme düşünmesi bile tedirgin hissetmesine neden olur. 
  • Yutma fobisi: Yiyecek, içecek ve hapları yutarken hissedilen korkudur. Nadir olarak görülmektedir ve kilo kayıplarına neden olabileceği için mutlaka boğulma hissi yaşayanların destek alması gerekir. 
  • Asansör fobisi: Asansör fobisi, kapalı alan korkusu ve sosyal fobiden dolayı ortaya çıkabilir. Kaçacak alanı olmadığı için kişi panik atak geçirebilir veya nefes darlığı yaşayabilir. 
  • Dişçi fobisi: Diğer bir adıyla dentofobi, geçmiş deneyimlerden dolayı ortaya çıkabilir. Birçok kişinin dişlerindeki problemlere son verememesine neden olur. 
  • Hastane fobisi: Günümüzde oldukça sık görülen hastane fobisinin diğer adı nosokomefobidir. Hastaneye gitmekten korkan kişi ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.
  • Yalnızlık fobisi: Yalnız kalma korkusu olan kişilerin sahip olduğu fobidir. Çoğu zaman depresyonla birlikte görüldüğü için kişinin uzman desteği alması önerilmektedir. 

Fobi Belirtileri Nelerdir? Nasıl Anlaşılır?

Korku kaynağı her ne olursa olsun kişi kaygı hissederek ve bu duyguları kontrol etmekte zorlanır. Buna sebep olan durumdan her ne olursa olsun uzak durma isteği oluşur. Bazı durumlara karşı mantıksal olarak düzgün karar verilememesi kişinin fobisi olduğuna işaret edebilmektedir. 

Belirtiler arasında;

Fobi Nedenleri Nelerdir?

Fobiler genellikle çocukluk çağından kalma korkulardır. Genetik, nörolojik veya çevresel etkiler fobinin ortaya çıkmasına neden olabilir. 

  • Genetik nedenler: Araştırmalar henüz net olmasa da fobilerde genetik yatkınlığın etkisi olduğu düşünülmektedir. Hastane fobisi gibi aile içerisinde yaşanan korku durumunun birden çok kişide görülmesi genetik yatkınlıktan ötürü olabilir. Daha çok özgül fobilerin nedenleri arasında genetik faktörün etkili olduğu düşünülmektedir. 
  • Nörolojik nedenler: Fobiler genetik veya çevresel faktörlerden oluşabileceği gibi nörolojik nedenlerle de ortaya çıkabilir. Beynin farklı noktalarının baskılanması sonucu duygu durumlarında değişiklik yaşanarak, belli durumlara karşı şiddetli korku hissedilmesi meydana gelir. 
  • Çevresel nedenler: Çocukluk ve hatta bebeklik döneminden itibaren, çevresel etkilere açık hale gelen insanlarda fobi ortaya çıkabilir. Örneğin; hayvan korkusu olan bir ailede büyüyen çocukta da hayvan fobisi izlenir. Aynı şekilde dışarı çıkma fobisi olan kişilerle vakit geçiren ve bu kaygılara maruz kalan kimselerin benzer fobilere karşı hassaslaştığı izlenmektedir. Çocukluk travmaları da çevresel nedenler arasında yer alır. Bu duruma ise; geçmişte köpek tarafından ısırılan bir kişinin büyüdükçe gelişen hayvan korkusu örnek verilebilir. 

Fobi Teşhisi

Fobilerin sebep olduğu fiziki ve ruhsal belirtiler, hekimlerin teşhis koymasını kolaylaştırır. Sosyal anksiyete bozuklukları ve genel olarak tüm fobilerin tanımlanması ve teşhisinde izlenen yol, kişinin sözlü ve davranışsal ifadelerin incelenmesidir.

Kişide şizofreni bulgularının yer alması durumunda teşhis için farklı yollara başvurulabilir. Kişilik testleri, psikologların uyguladığı teşhis yöntemlerinden biridir. Kişilik testlerinde arzular ve korkular irdelenerek sonuçlar davranışsal olarak da bir bütün olarak ele alınır.

Fobi Tedavisi

Fobilerin hepsi tedavi gerektirmez fakat bazıları ciddi problemlere neden olarak hayatı zorlaştırır. Korku hissinin şiddetlenerek panik atağa ve anksiyete neden olması durumunda ilaç tedavisi önerilir. 

  • Psikoterapi: Fobi tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerden biri psikoterapidir. Uzman eşliğinde yapılan terapide kişinin korkularıyla yüzleşmesi ve eski hayatına geri dönmesi sağlanır. Hastanın korktuğu durumla yüzleştirilmesi kademeli olarak gerçekleşir. Korku anında hastanın yaşadığı paniği dizginleyerek, korkusuyla başa çıkması hedeflenir. Korkunun üzerine gidilmesi davranışsal terapi yöntemidir. Olumsuz düşüncelerin yerini olumlu duygu ve düşüncelerin alması üzerine olan ise bilişsel terapi yöntemidir. 
  • Hipnoterapi: Nadir olarak tercih edilse de çok ileri safhalarda başvurulan yöntemler arasındadır. 1-2 seansta çözüm alabilenler olduğu gibi birkaç seans daha hipnoz tedavisine devam edilebilir. Bilinçaltında fobilere neden olan durumlar öğrenilerek tedavi edilir. 

Fobi Tedavi Edilmezse

Fobi tedavi edilmezse genel olarak hayati riski yoktur fakat psikolojik olarak etkisi büyüktür. Kişide var olan fobinin şiddeti, çeşidi ve etkileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Anksiyete tedavi edilmezse uyku bozuklukları gibi birçok duruma neden olur. Şiddetli seyreden kişilerde panik atak ve anksiyete ilerleyerek huzursuz bir hayat yaşamaya neden olur. 

Fobiler tedavi edilmezse, depresyona dönüşme ihtimali çok yüksektir. Sosyal olarak fobileri olanlar, zorunlu olarak daha çok yalnız kaldıkları için depresyona girerler. Sürekli olarak bir şeylere karşı kaygı duymak yıpratıcıdır. Bu nedenle tedavi edilmelidir. 

Hamilelikte Fobi 

Hamilelikte doğum fobisi ya da diğer adıyla tokofobiye rastlanabilir. Doğum fobisi hiç gebe kalmamış kişilerde veya önceki hamileliğinde travmaya neden olacak durumlarla karşılaşan kişilerde ortaya çıkar. Doğum fobisi, hamilelik sürecinde yaşanabilen depresyon nedeniyle de yaşanabilir. Doğum fobisi nedenleri arasında; kaynana fobisi, gelecek kaygısı, çok fazla kötü doğum hikayesi dinlemek sayılabilir. Ölüm korkusu da hamilelikte nükseder ve doğum korkusunu tetikler. Kendisine veya bebeğine bir zarar gelecek korkusuyla anksiyeteye dönüşen bir kaygı durumu söz konusuyla, uzman hekimle paylaşılmalı ve uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir. 

Hamilelik fobisi, doğum fobisinden farklı olarak genel olarak 16-24 yaş arasındaki kadınlarda görülür. Jinekolojik sorunlar yaşayan, cinsel istismara uğrayan ve depresyonda olan kişilerde daha çok rastlanır. Kadın doğum uzmanları eşliğinde bu tarz fobiler tedavi edilebilir. Gerekli tedavi yöntemleri arasında cinsel ve psikoterapiler dikkat çeker.

Çocuklarda Fobi

7 yaşından itibaren çocuklarda fobiler net olarak gözlemlenebilmektedir. Aynı zamanda okula başlama çağı da olan bu yaşta kaygı bozuklukları izlenebilir ve okul korkusu ortaya çıkar. Zamanla bazı korkular azalırken, fobik olan kişilerde bu korkular ergenliğe kadar devam eder. Ergenlik döneminde ise fobi oluşması oranı %15’tir. Çocuklarda korktuğu durumdan kaçma eğilimi vardır ve bu fobinin pekişmesine neden olur. Örneğin; karanlık korkma fobisi olan bir çocuk, gece lambası eşliğinde uyumaya alışırsa bu korku hali pekişerek büyüyebilir ve yetişkinlikte de bu fobiyle hayatına devam eder.

Okul korkusu olan bir çocuk ise karın ağrısı, avuç içi terlemesi ve hızlı nefes alıp verme gibi belirtiler gösterir. Psikolog desteği ile çocuklukta yaşanılan fobiler tedavi edilirse, yetişkinlikte yaşanabilecek ciddi sorunlar ortadan kalkmış olur. Kedi ya da köpek gören çocuğun idrar kaçırması, ağlaması ve karın ağrısı şikayetleri hayvan fobisi belirtileri olabilir. İdrar kaçırma sıklaştığı takdirde idrar yolu enfeksiyonu ve benzeri sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle korkunun bastırılmaması veya göz ardı edilmemesi önemlidir. 

Bebeklerde Fobi

Bebeklerde refleks geliştikçe, korku emareleri de görülmeye başlar. 2-3 yaşına kadar bebeklerde anne babadan ayrılma ve yalnız kalma korkusu oluşur. Yine benzer dönemde karanlıktan korkma ve kaşık fobisi yaşanabilir. Su fobisi ise bebeklikte en çok görülen fobiler arasında yer alır.

Bebeğin yüzüne su geldikçe yaşadığı su korkusu şiddetlenir ve ağlama krizleri görülebilir. Genetik olarak bebeklere geçebilen fobiler arasında; kan alma ve hastane korkusu sayılabilir. Okul çağına gelene kadar bebekler üzerinde tedavi uygulanması zordur. 

Fobi için Hangi Doktora Gidilir?

Fobiler zaman geçtikte gündelik hayatı etkiler ve kişiyi rahatsız eden davranışlara neden olabilmektedir. Psikolog ve psikiyatrlar, fobilerin tedavisi için destek alınabilecek uzmanlardır. Şiddetli seyreden sosyal fobi, dışarı çıkamama ve kapalı alan korkuları panik atak gibi şikayetlere neden olabileceği için psikiyatri bölümüne gidilmelidir.

Ayrıca depresyon, mide bulantısı, boğulma hissi semptomlarını gösterenler psikolog ve psikiyatri uzmanlarıyla görüşmelidir. Nefes darlığı, göğüs sıkışması ve ağız kuruluğu yaşayan kişiler psikolojik olarak destek almadan önce göğüs hastalıkları bölümüne giderek göğüs hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Herhangi bir sıkıntı çıkmaması durumunda anksiyete ve panik atak üzerinde durulacağı için psikiyatri uzmanları tarafından kişi muayene edilir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın