Gebelik Ultrasonu Nedir?
Gebelik ultrasonu, anne karnındaki bebeğin görüntülerini, annenin rahmini ve yumurtalıklarını da görüntülenmesini sağlayan bir ultrason tekniğidir.
Gebelik ultrasonu; anne karnındaki bebeğin görüntülerinin yanı sıra, annenin rahmini ve yumurtalıklarını da görüntülenmesini sağlayan bir ultrason tekniğidir. Ses dalgalarını kullanan bu görüntüleme tekniğine aynı zamanda obstetrik ultrason da denir. Bu teknikte iyonlaştırıcı radyasyon kullanılmadığından dolayı bilinen zararlı etkileri yoktur, dolayısıyla hamile kadınları ve bebeği takip etmek için tercih edilen bir yöntemdir. Bunun yanında göbek kordonu, fetüs veya plasentadaki kan akışını değerlendirmek için çekilen Doppler ultrason, obstetrik ultrason muayenesinin bir parçası olarak uygulanabilir.
Gebelik Ultrasonu Çeşitleri
Hamilelik döneminde detaylı görüntüler alınması gerektiğinde, daha gelişmiş ultrason teknikleri kullanılması gerekebilir. Bu gelişmiş ultrason teknikleri, genellikle geleneksel ultrason sırasında problem tespit edildiğinde, teşhis konulabilmesi açısından detaylı bilgiler sağlar. Obstetrik usg ses dalgaları kullanılarak rahimdeki bir fetüsün görüntülerinin alındığı bir tekniktir. Elde edilen ultrason görüntüleri, bebeğin büyümesini ve gelişimini değerlendirmesine ve hamileliğin izlemesine yardımcı olabilir. Bazı durumlarda, olası sorunları değerlendirmek veya bir tanıyı doğrulamak için de bu görüntüler kullanılabilir.
İlk gebelik ultrasonu, hamileliği doğrulamak ve ne zaman hamile kaldığını tahmin etmek için genellikle ilk trimesterde (ilk üç aylık dönem, 0-13 hafta) yapılır. Eğer hamilelik dönemi sorunlu değilse, sonraki ultrason genellikle anatomik ayrıntıların görünür olduğu ikinci trimesterde(14-26 hafta) önerilmektedir. Eğer bir sorundan şüpheleniliyorsa, takip ultrasonu veya MRI gibi ek görüntüleme testleri önerilebilir. İki ana tür fetal ultrason muayenesi vardır, bunlar şu şekildedir:
Transvajinal Ultrason
Obstetrik ultrasonun bu tekniğinde, ses dalgalarının gönderilebilmesi ve yansımaların toplanabilmesi için vajinaya küçük bir ultrason probu yerleştirilir. Transvajinal ultrason genellikle hamileliğin erken döneminde transabdominal (karından) ultrason yeterli bilgi sağlamıyorsa da yapılabilir. Çünkü daha net bir görüntü elde edebilmeyi sağlar.
Transabdominal Ultrason
Transabdominal ultrason ile transvajinal ultrason arasındaki fark, dönüştürücü olan probun karnın üzerinde hareket ettirilerek görüntülerin elde edilmesidir. Farklı şekillerde kullanılan çeşitli transabdominal ultrason türleri mevcuttur. Bu türler şunlardır;
- Özel sonografik değerlendirme: Bu tür bir muayene, fetal bir anormalliğin bilinmesi veya şüphelenilmesi gibi belirli durumlarda gerekli olabilir. Bu durumda, daha ayrıntılı bir değerlendirme anormallikle ilgili ek bilgi sağlayabilir.
- Standart 2D ultrason: Geleneksel 2D ultrason, bebeğin iç organlarını görmek ve herhangi bir iç sorunu tespit etmeye yardımcı olmak için kullanılabilen düz ve çerçeveli görüntüler üretir. Elde edilen siyah beyaz görüntüler, uzmanının bebeğin büyümesini, kalp atışını, gelişimini ve boyutunu belirlemesine yardımcı olur.
- 3D ultrason: 3D ultrason muayenesinde elde edilen üç boyutlu görüntülerle fetüsün ve organlarının genişliği, yüksekliği ve derinliği görülebilir. Bu ultrason, hamilelik sürecinde herhangi bir şüpheli durum varsa, sorunun teşhisinde özellikle yardımcı olabilir. 3 boyutlu ultrasonda prosedür standart ultrasona benzemekteyken, 3 boyutlu görüntü elde edilmek için özel bir yazılım ve prob kullanılır. Elde edilen görüntülerle fetüsün yüz anormallikleri veya nöral tüp kusurları da tespit edilebilir.
- 4 boyutlu ultrason: 4-D ultrason, 3-D ultrasonun hareketlisi yani dinamik olanı olarak tanımlanır. Yani diğer görüntüleme tekniklerinin aksine bu teknikte fetüsün hareketli video görüntüleri oluşturulur. Dolayısıyla bebeğin hareket ve yüzü daha net bir şekilde görülebilir. Ayrıca gölge ve odaklanılması gereken noktalar daha iyi yakalayabilir. Bunun yanında işleyiş prosedürü diğer ultrasonlara yakın bir şekilde işlerken, özel ekipman gerektirir.
- Doppler ultrason: Doppler ultrason, bebeğin kan akışı hakkında ayrıntılı bilgiler sağlayan ultrason tekniğidir.
- Fetal ekokardiyografi: Bu ultrason muayenesi, bir bebeğin kalbinin ayrıntılı görüntülerinin elde edilmesini sağlarken, doğuştan gelen kalp kusurunu doğrulamak veya dışlamak için de kullanılabilir. Eğer bebeğin doğuştan kalp sorunları olma riski varsa fetal ekokardiyografi ile kontrol edilebilir. Bu ultrasonun çekilmesi standart gebelik ultrasonuna yakındır ancak genelde daha uzun sürer. Kalbin yapısını, şeklini, boyutunu ayrıntılı olarak görüntülerken, aynı zamanda bebeğin kalbinin nasıl çalıştığını da kontrol ederek kalp problemlerinin teşhisinde yardımcı olabilir.
Bu gebelik ultrason türleri yanında özel durumlar için yapılan ultrason taramaları da vardır. Bunlar duruma göre transvajinal ve transabdominal olarak uygulanması tercih edilebilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir;
- Erken dönem ultrasonu: Erken dönem ultrason olarak da bilinen ultrason taramaları tipik olarak ilk obstetrik değerlendirme türüdür. Bu ultrason taramaları genellikle gebeliğin 7-12 haftaları arasında yapılırken, amacı fetüsün ne kadarlık olduğunun belirlenmesidir. Çekilen görüntüler ile fetus baştan kalçaya kadar ölçülerek gebelik yaşı hesaplanır. Bu taramalar aynı zamanda yaklaşık bir doğum tarihi bilgisi sağlarken transabdominal veya transvajinal ultrasonografi olarak yapılabilirler.
- İlk trimester ayrıntılı tarama (FTS): FTS, kromozom koşulları ve doğuştan sakatlıklar için çekilen bir ultrasondur ve genellikle 11 ila 13 hafta arası hamilelik döneminde uygulanır. Ense şeffaflığı testi olarak da bilinen bu ultrason testi sırasında, annenin yaşı ile ilişkili olarak Down sendromu, trizomi 18 veya trizomi 13 gibi hastalık risklerini belirlemek için iki ölçüm kullanılır. İlk ölçüm, ense şeffaflığı ölçümüdür ve ikincisi bir kan testidir.
- Nukal translusensi (NT) ölçümü: NT ultrason muayeneleri 11 ile 13 haftalık gebelik süresinde yapılır. Bu muayenesi sırasında, fetüsün boynunun arkasındaki sıvı ölçülerek ense kalınlığı belirlenir. Her fetüste biraz sıvı bulunmasının yanı sıra Down sendromlu fetüslerin sıvı miktarının artması daha olasıdır. Ayrıca kan testi gibi testlerin de yapılması gerekebilirken, elde edilen verilerle annenin yaşı, kan testi ve diğer tarama sonuçları kullanarak bebeğin Down, Edwards veya Patau sendromlu olma olasılığını hesaplanır.
- Anatomik ultrason: Anatomi ultrasonları ikinci trimesterde yani gebeliğin orta döneminde yapıldığı için orta dönem gebelik taramaları olarak da geçmektedir. Genellikle 18-23 hafta civarında gerçekleşir. Bazen bu taramalara ikinci seviye ultrason veya 20 haftalık anatomi taraması adı verilir. Anatomi taraması genellikle ebeveynler için en akılda kalan obstetrik ultrasondur çünkü ebeveynler bebeklerini ilk kez görürler. Bu ultrason çekimi sırasında fetüsün anatomisini ve kalp atış hızı incelemesi, büyümesinin ölçülmesi, rahim ağzına göre plasental pozisyonun değerlendirilmesi ve amniyotik sıvı hacimlerinin izlenmesi yapılır. Bebeğin anatomisi incelenirken beyne, yüze, karına (böbrekler, mide, mesane, karaciğer), akciğerlere, diyaframa, omurgaya, cinsel organlara ve dört kalp odacıklarına bakılır. Bu taramada ayrıca, HIV, sifiliz ve hepatit B taraması yapılması da önerilebilir.
- Biyofiziksel profil (BPP) ultrason: BPP ultrasonu genellikle hamileliğin 28. haftasından sonra üçüncü trimesterde yapılır. Ultrasonunun amacı, tahmini doğum tarihine kadar fetalın genel sağlığını değerlendirmektir. Bu ihtiyati muayene, bebeğe oksijen tedarikini izler, çünkü eğer oksijen tehlikeye girerse, doğum hemen başlatılabilirken bebeği korumak için sezaryen da yapılabilir.
- Detaylı ultrason: Detaylı ultrason taraması yapılırken genelde aynı anda ense kalınlığı, anatomisi gibi farklı ultrason çekimleri yapılır. Ayrıca elde edilen bu gebelik ultrason görüntüleri yanında biyofiziksel profil taraması gibi başka taramalar ve testler yapılması da gerekebilir.
- Çoklu gebelik ultrason: Çoğul gebeliği olan kadınlar, bebeklerinin genel sağlık durumu, büyümesi ve fetal gelişimini izlemek için daha sık kontrollere ve ultrasona ihtiyaç duyarlar. Bir hamileliği doğrulamanın tek yolu ultrason görüntülemedir ve ikiz gebelik ultrasonu da aynı bu şekilde çoğul gebeliklerin doğrulanması sağlar. Çoğul gebelikler genellikle ilk trimesterde tespit edilebilirken, ikinci embriyonun altı ila yedi haftalık çekilen ultrason sırasında belirlenemediği ender durumlarda olabilir. Yani fetal konumlandırma veya gelişim eksikliği nedeniyle ikinci bir embriyo tespit edilemeyebilir. Ancak sonuç itibari ile bakıldığında; 20. haftadan sonra yani ikinci trimesterde, ikinci bir fetüs varsa tipik olarak bir ultrasonla kolayca tanımlanabilir.
Gebelik Ultrasonu Neden Yapılır?
Bir embriyo veya fetüsün hareketi ve kalp atışları çekilen ultrason filminde görülebilir. Ultrason cihazları ayrıca, fetal kalp, kan damarları ve göbek kordonu boyunca akan kanın ürettiği ekoları işleyen ve bunları işitilebilir sese dönüştüren özel bir ultrason uygulaması olan Doppler tekniğini de kullanır. Bu teknikte damarlardan geçen hareket halindeki kan hücrelerinin yönü ve hızı belirlenirken, bu kan hücrelerinin hareketiyle yansıyan ses dalgaları değişikliğe uğrar. Doppler etkisi olarak tanımlanan bu etki, kaydedici bir bilgisayar tarafından toplanarak renkli görüntü ve grafiklere dönüştürülür. Böylelikle fetüste bir problem olup olmadığının tespiti yapılır.
Gebelik dönemi ultrason taramalarının yapılmasının birçok nedeni olabilir. Bu nedenler arasında şunlar sayılabilir;
- Canlı bir embriyo veya fetüsün varlığını tespit etmek
- Hamileliğin ne zaman başladığını tespit etmek
- Fetüsün anormalliklerini teşhis etmek
- Doğum kanalına göre fetüsün ve plasentanın konumunu değerlendirmek
- Fetüsün etrafındaki amniyotik sıvı miktarını belirlemek
- Serviksin açılmasını veya kısalmasını kontrol etmek
- Fetal büyümeyi değerlendirmek
- Fetüsün genel sağlık durumunu değerlendirmek
- Gebeliğin, tekli mi yoksa çoğul gebelik mi olduğunu belirlemek
- Doğuştan gelen diğer engelleri, kalıtsal koşulları veya anormallikleri kontrol etmek
Gebelik Ultrasonu Ne Zaman Yapılır?
Hamilelik ultrasonları bebek ve anne hakkında sayısız değerli bilgiler sağlayan görüntülerdir. Sonuçlar, bebeğin büyümesinin izlenmesine, anormalliklerin tespit edilmesine, doğum tarihinin tahmin edilmesine, çoklu gebelik olup olmadığının belirlenmesine veya erken dönemde dış gebelik olup olmadığının belirlenmesine yardımcı olur. Bunun yanında plasenta konumunun görülmesine ve bebeğin cinsiyetinin belirlenmesine olanak tanır. Kaç kez ultrason çektirilmesi gerektiğini ise anneye ve hamileliğine göre değişse de genellikle uygulanan gebelik dönemi ultrasonları vardır. Bu ultrason ve uygulama zamanları şu şekildedir;
Erken Dönem Gebelik Ultrasonu (6-8 Hafta)
İlk ultrason görüntülemesi genelde hamileliğin erken dönemi olan 6-8 haftalık dönemde çekilmektedir. Bununla birlikte bazı uzmanlar bu ultrason muayenesinin, yalnızca yüksek riskli bir gebelik koşulu varsa uygulanmasını tercih ederler. Bu koşullar kanama, karın ağrısı ve doğum kusurları veya annenin düşük geçmişi bulunması olarak sayılabilir.
Bu ilk ultrason muayene transvajinal olarak yapılabilir, böylece doktorlar bebeğin daha net bir resmini elde edebilirlerken, bu görüntüler siyah beyazdır. Gebeliğin 6. haftasında bebeğin kalp atışını görmek mümkündür ve genelde bu çekim sonrası bebeğin doğum tarihi yaklaşık olarak tahmin edilebilir. Ayrıca bebeğin gelişimi ve rahimdeki bebek sayısı belirlenebilirken, ektopik yani dış gebelik olup olmadığına da bakılabilir.
İlk Detaylı Ultrason Taraması (11-13 Hafta)
İlk ayrıntılı ultrason taraması bir diğer adıyla 1. trimester taraması 11-13. haftalar arasında yapılmaktadır. Bu görüntüler, doğum tarihi, bebeğin baş-popo uzunluğu (baştan aşağı ölçüm), rahimdeki bebek sayısı ve fetal kalp atışı gibi 6-8 haftada çekilen ultrason ile aynı tür bilgileri sağlar. Ayrıca bu ultrason taraması ense kalınlığını kontrol etmek için (NT) test yapılır. Bu ultrason ile fetüsteki Down sendromu ve diğer kromozom anormallikleri tespit edilebilirken, bu tarama genellikle hamileliği potansiyel risk içeren (35 yaş ve üstü veya ailesinde belirli doğum kusurları olan) kadınlar için uygulanır. Yapılan muayene esnasında ayrıca kan testi yapılarak hormonlar ve proteinler ölçülebilirken, bebeğin ense kalınlığı da belirlenebilir.
İkinci Detaylı Ultrason Taraması (18-23 Hafta)
İlk trimester taramasına göre daha kapsamlı inceleme yapılan ve daha uzun süren bir ultrason taramasıdır. Bir diğer adıyla 2. trimester taraması olarak da bilinen bu ultrasonla bebeğe ve gelişim sürecine ait daha kapsamlı incelemeler yapılır. Bebeğin anne karnındaki duruşu, plasenta yerleşimi, bebeğin büyüme ve gelişmesi, amniyon sıvısı (bebeğin içinde bulunduğu suyu) miktarı incelenir. Ayrıca bebeğin anatomik olarak incelenmesini de içerir ve bebeğin kalp atış hızı, beyni, kalbi, böbrekleri ve karaciğerinde anormallikler varsa belirlenir. Ayrıca bebeğin el ve ayak parmakları sayılabilirken doğum kusurları kontrol edilebilir. Bu ultrason muayenesi sırasında muhtemelen bebeğin cinsiyeti belirlenebilirken, bazı durumlarda bu belli olmayabilir.
Üçüncü Trimester Ultrasonları (27-40 Hafta)
Birçok anne adayı üçüncü trimesterde ultrasona ihtiyaç duymaz. Ancak hamilelik yüksek riskli kabul edilirse (örneğin, yüksek tansiyon, kanama, amniyotik sıvı seviyelerinin düşük olması, erken kasılmalar varsa veya anne 35 yaşın üzerinde ise) muayene esnasında düşük çözünürlüklü ultrason uygulanabilir. Ayrıca, 20. hafta taramada rahimde bazı anormallikler belirlenmişse de bu ultrasonun çekilmesi gerekebilir.
Doppler Ultrasonografi
Doppler ultrasonografi ile bebeğin beslenme durumu, plasenta, bebek ve plasenta arasındaki kan akımı değerlendirilebilir. Genellikle ilk ayrıntılı ultrason taramasında (11-13 hafta) da inceleme yapılır ancak daha sonrasında da yapılabilir. Ayrıca preeklampsi(gebelikte ortaya çıkan tansiyon yüksekliği), önceki gebelikte yaşanan sorunların olması,diyabet(şeker hastalığı,) ölü doğum gibi durumlarda gerekli görülürse tekrar çekilebilir ve takip önerilebilir. Üçüncü trimester de riskli gebeliklerde bebeğe ait iyilik hali hakkında bilgi verir.
Gebelik Ultrasonu Nasıl Yapılır?
Gebelik ultrasonları çekilirken genellikle özel bir hazırlık yapılması gerekmezken, sadece vajina ultrasonunda mesanenin boşaltılması gerekebilir. Özetle; uygulanacak olan ultrason tekniğinin türüne göre (karın veya vajina) uygun bir kıyafet giyilmesi yeterlidir. Anne ve bebek için herhangi bir radyasyon riski içermeyen bu ultrason muayenesinde, görüntülerin çekilmesi şu şekilde gerçekleştirilir;
Transvajinal Ultrason (Vajina ultrasonu)
- İşlem öncesinde mesane boşaltılır (Bu şekilde görüntüler daha net alınabilir)
- Anne adayı muayene koltuğuna sırt üstü olarak yatar.
- Ayaklarını her iki yanda bulunan desteklere koyar.
- Vajina içine az miktarda jel sürülür.
- İnce uçlu bir dönüştürücü ile görüntüler alınır.
- Jel temizlenerek işlem sonlandırılır.
Vajina ultrasonu genelde istenilen kriter sağlandığı sürece 10 dakikada tamamlanabilen bir işlemdir. Bunun yanında istenilen görüntülerin alınmaması durumunda tekrarlaması gerekebilir ve bu durumda işlem süresi uzayacaktır. Ayrıca vajinal ultrasonun hijyeni konusunda çoğu kadın tereddüt yaşamaktadır, ancak kullanılan prob cihazına her işlem için ayrı prezervatif geçildiği için bu tereddütler yersizdir.
Transabdominal Ultrason
- Anne adayı muayene koltuğuna sırt üstü olarak yatar.
- Karın bölgesine jel sürülür.
- Ultrason probu (dönüştürücü) ile karından görüntüler alınır.
- Jel temizlenerek işlem sonlandırılır.
Karından yapılan ultrason görüntülemesi genellikle 30-45 dakikada tamamlanabilen bir işlemdir. Ancak daha net görüntüler elde edilmesi durumunda yan taraftan yeni görüntüler alınabilirken bu durum işlem süresini uzatır.
Gebelik Ultrasonu Yan Etki ve Riskleri
Gebelik ultrasonu olarak bilinen obstetrik ultrason işleminin belirlenmiş bir yan etki veya riski bulunmamaktadır. Bu durum hem fetüs hem de anne için geçerlidir. İşlem sırasında görüntü alınan alanda hafif bir baskı hissedilirken, nadir de olsa jelden kaynaklı hassasiyet yaşanabilir. Bu yüzden alerji gibi bir durumu olan anne adaylarının uzmana bu durumu bildirmeleri yararlı olacaktır. Her ne kadar obstetrik ultrasonların radyasyon kaynaklı bir yan etki ve riski bulunmasa da yine de tıbbi olarak gerekmedikçe sık uygulanmaması önerilir.
Gebelik ultrasonlarının çoğu invazif değildir (iğne veya enjeksiyon yoktur) ve rahatsız edici etkileri bulunmamaktadır. Ayrıca ultrason cihazları yaygın olarak bulunabilen makineler olduğu için kullanımı yaygındır ve bu sayede herkes tarafından ulaşılabilir. Anne ve fetüs için son derece güvenli olan bu görüntüleme tekniği, röntgen görüntülerinde iyi görünmeyen yumuşak dokuların net bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Dolayısıyla uzmanlar tarafından, rahim içi ve bebek sağlığı hakkında değerli bilgiler sağlayan çok faydalı bir yöntem olarak tanımlanır.
Gebelik Ultrason ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Obstetrik usg fiyatı nedir?
Obstetrik usg fiyatı yapılacak olan ultrason tekniğinin türüne ve uygulama yapan sağlık kuruluşunun fiyat politikalarına göre değişiklik göstermektedir. Bunun yanında 2D standart ultrason çekimi devlet hastaneleri tarafından çekilirken, doppler veya anatomik ultrason taramaları SGK tarafından karşılanmamaktadır. Şayet kişinin özel hayat sigortası kapsamında bu ultrason çekimleri yer almıyorsa bu ultrason çekimlerinin ücretini kişinin kendisi karşılaması gerekir.
Dış gebelik ultrasonla anlaşılır mı?
Hamilelik erken dönemi olan 6-8. haftalarda çekilen standart 2D ultrason çekimleri ile dış gebelik belirlenebilir. Siyah beyaz olan bu ultrason görüntülerinin her ne kadar riski olmasa da özel ve şüpheli bir durum olmadığı sürece çektirilmesi pek önerilmez. Çünkü genelde ilk detaylı ultrason çekiminin hamileliğin 11-13. haftasında yapılması önerilir.
Gebelik ultrasonu ile Down sendromu tespit edilir mi?
11-13. hafta yapılan Nukal translusensi (NT) ultrason çekiminde fetüsün ense kalınlığı ve sıvısı ölçülür. Down sendromunda ense sıvısının normale göre daha fazla olmasından dolayı kalınlık artar. Bu şekilde fetüste bu sendromun olup olmadığının belirlenmesinde ultrason etkili bir yöntemdir. Ancak NT ense kalınlık testi rutin bir test değildir ve ailede kalıtsal hastalık öyküsü olması veya annenin hamilelik için riskli yaş grubunda olması (35 yaş ve üzeri) sebebiyle çekilmesi önerilmektedir.