Hidronefroz
İdrarın böbreklere iletilememesi sonucu böbreklerin şişmesi durumu olan Hidronefroz, genellikle cerrahi yöntem uygulanılarak tedavi edilir.
Hidronefroz Nedir?
Hidronefroz çeşitli etkenler nedeniyle böbrekte üretilen idrarın, idrar yollarına ya da mesaneye (idrar torbası) iletilememesi sonucunda böbreklerde büyüme görülmesidir. Böbreklerdeki büyüme tek böbrekte olabileceği gibi her iki böbrekte de görülebilmektedir.
İdrar, kanın süzülmesi sonucunda böbreklerde üretilir ve idrar yolları vasıtasıyla mesaneye iletilir. Çeşitli hastalıklar ya da darlıklar nedeniyle idrarın iletilememesi sonucunda idrar üretildiği yerde yani böbreklerde birikir ve böbreklerde zamanla genişleme olur.
Bu genişleme sadece böbreklerde değil idrar yollarında da görülebilmektedir.
Hidronefroz her yaşta ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Bunun yanında anne karnındaki bebeklerde dahi görülebilmektedir.
Hidronefroz görülme zamanına göre 2 alt tipte bulunmaktadır. Bu alt tipler doğuştan (konjenital) hidronefroz ve edinsel hidronefrozdur.
- Doğuştan Hidronefroz: Anne karnında böbrekte ve idrar yollarında yaşanan çeşitli sorunlar nedeniyle henüz anne karnındayken bebeğin böbreklerinde büyüme meydana gelmesidir. Bu durum ileri evrelerde olursa böbrekler işlevini yerine getiremeyecektir. Böbrekler yeterli olarak çalışmadığı için bebekte idrar çıkışı olamayacaktır. Sonuç olarak bebeğin bulunduğu kesenin içindeki suyun miktarı azalacaktır ve bebekte ciddi gelişme geriliği görülebilecektir. Bu bebekte sadece böbrekle ilgili sorunlar değil, kalp ve akciğer gibi hayati organlarda da hasar meydana gelebilmektedir. Sonuç olarak bebeğin ya anne karnında ya da doğduktan çok kısa bir süre sonra ölümü gerçekleşecektir.
- Edinsel Hidronefroz: Edinsel hidronefroz, doğumdan sonraki dönemlerde çeşitli etkenler nedeniyle böbreklerde büyüme meydana gelmesine denir. Edinsel hidronefroz en sık böbrek taşları kaynaklı oluşabilmektedir.
Hidronefroz Belirtileri Nelerdir?
Hidronefroz, idrarın normalde olan düşük basınçlı iletiminin engellenmesi sonucu böbreklerde üretilen idrarın böbrekten çıkamaması sonucu oluşan böbrek büyümesidir. Hidronefroz hastalığında bazen hiçbir belirti olmaz iken bazen de hastada ciddi belirtiler görülebilmektedir.
Bu belirtiler sadece böbrek ve idrar yolları ile ilgili belirtiler olmayabilir. Böbrekler bazı hastalarda o kadar büyür ki yakınındaki organlara dahi bası yapıp o organların kaynak olduğu bir belirti ortaya çıkabilir.
Hastalarda böbreklerin büyümesi hemen olmadığı için belirtiler başlarda hafif şiddette olabilir hatta hiç olmayabilir. Bu durumda hasta farkında bile olmayıp normal bir durum gibi algılayabilir.
Ancak ileri evrelerde böbreklerde hasar daha da artacağı için daha ciddi belirtilerin görülebilmesi kaçınılmaz olacaktır. Bununla beraber idrar yollarında sürekli bir idrar akışının engellenmesi hastada sıkça idrar yolu enfeksiyonu görülmesine neden olabilir.
Hidronefroz anne karnındaki bebekte dahi görülebilecek bir hastalıktır. Böyle bir hastalık görülebilmesi durumunda bebeğin böbrekleri çalışamayacak olup yeterli olarak idrar üretimi ve idrar çıkışı gerçekleşemeyecektir. Bu nedenle bebekte yeterli olarak amniyon kese sıvısı üretilemeyecek ve bebeğin kese içindeki suyu azalmış olarak görülecektir.
Anhidramnioz (kese içindeki suyun azalması) durumu gerçekleşirse maalesef bebek için hayati risk olacaktır. Anhidramnioz görülen bebek doğsa bile böbrekleri çalışamadığı için maalesef bebek yaşayamayabilecektir.
Hidronefroz hastalarında görülen belirtilerin şiddeti hastalığın ilerlemesine göre değişmektedir.
Görülen belirtilerden bazıları şunlardır;
- İdrar çıkış sıklığında artma
- İdrara çıkma hissinde artma
- Karın, sırt ve yan ağrısı
- Mide bulantısı
- Kusma
- İdrar yaparken ağrı
- İşeme sonrası idrar kalma hissi
- Ateş yüksekliği
- İdrarda bulanıklık
- Köpüklü idrar
- İdrar akış hızında azalma
- Titreme
- Yüksek tansiyon
- Susama hissinde artış
- Anne karnındaki bebekte gelişme geriliği
- Hamilelikte kese içi sıvı azalması
Hidronefroz Nedenleri Nelerdir?
Hidronefroz, çeşitli hastalıklar ya da idrar yollarında bir darlık olması sonucunda idrarın iletilemeyip, böbreklerde birikmesi ve böbreklerde zaman içinde büyüme meydana getirmesidir. Hidronefrozun en sık sebebi ise tek taraflı bir darlık olmasıdır. Bu darlığa ise en sık böbrek taşları neden olmaktadır.
Hidronefroz hastalığına neden olan etkenler başlıca şunlardır;
- Böbrek taşları: Böbrek taşları olan hastalarda taşlardan biri ya da bir kaçı düşerken idrar yollarında sıkışıp kalabilir. Taşların sıkışması sonucunda o bölgede bir tıkanıklık meydana gelecektir. Bunun sonucunda böbrekler tarafından üretilen idrar mesaneye akamayacak ve idrar yollarında birikecektir. Zamanla biriken bu idrar basınç artışına yol açarak böbreklerde yeni üretilen idrarların geçişine engel olacak ve idrar yollarından böbreğe doğru idrar kaçışı olur. Bu kaçış sonucunda böbreklerde zaman geçtikçe büyüme gözlemlenir.
- Kan pıhtıları: Oluşan kan pıhtıları bazı durumlarda idrar yollarında böbrek taşları gibi bir darlık meydana getirebilir. Daralma sonucu idrar akışı gene engellenebileceği için hastada böbrek büyümesi meydana gelebilir.
- İdrar yollarında travma olması: Üreterlerde (idrar yolları) travma sonucunda yara dokusu olması nedeniyle o bölgede bir darlık meydana gelebilir. Bu durumda idrar akışı engellenebilecek ve böbreklerde idrar birikmesi nedeniyle büyüme görülebilir.
- İdrar yollarında tümör olması: İdrar yollarının içinde ya da idrar yollarının mesaneye açıldığı bölgede bir tümör olursa ve bu tümör idrar akışını engellerse idrar böbreklerde birikeceği için zamanla böbreklerde büyüme meydana gelebilir.
- Üreterlerde (idrar yolları) kıvrılma: İdrar yolları olarak da bilinen üreterlerde bir kıvrılma oluşursa böbreklerde üretilen idrarın akışında engel meydana gelir. Hastada yine böbreklerde idrar birikmesi ve böbrek büyümesi gözlenebilir.
- Prostat bezinde büyüme: Erkeklerin korktuğu durumlardan biri olan prostat büyümesi birçok olumsuz etkiye sebep olabilmektedir. Bu etkilerden biri de hidronefrozdur. Prostat bezi büyüyerek idrar yollarını sarabilir ve bu durumda idrar yolunda bir darlık meydana getirebilir. Hastalarda idrar akışı engellenebileceği için böbrekler büyüme görülebilmektedir.
- Birincil vezikoüreteral reflü: Sağlıklı bireylerde idrar yollarının idrar kesesine açılıp böbrekte üretilen idrarı boşalttığı açıklıkta kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıklar sayesinde idrar kesesinin idrarı dışarı boşaltmak için kasılması sırasında idrar tekrardan idrar yollarına gitmez. Ancak bazı kişilerde idrar kesesinde bulunan bu kapakçıklar kusurlu olabilmektedir. Bunun sonucunda da idrar kesesi kasılırken kapakçıklar, idrarın gitmesine engel olamaz ve idrar yollarına alttan bir idrar kaçışı olur. Bu idrar kaçışının etkisi nedeniyle idrar yollarında bir basınç artışı olacak ve böbrekte üretilen idrar, idrar yollarına geçemeyecektir. Sonuç olarak hem idrar yollarında hem de böbrekte bir büyüme görülecektir.
- İkincil vezikoüreteral reflü: İkincil vezikoüreteral reflü, idrar kesesinde yer alan ve idrarın boşaltılması için kasılma kuvveti uygulayan kasların kasılma kuvvetini yeterli yapamaması ya da bu kasları uyaran sinirlerde bir hasar olması sonucunda mesane idrarı yeterli miktarda boşaltamayacaktır. Bu durumun sonucunda mesanede kalan idrar miktarında artış görülecektir. Böbreklerde hala idrar üretimi olacağı için idrar kesesine idrar akışı devam edecektir. Zaman ilerledikçe idrar kesesindeki fazla idrar basınç artışına neden olacak ve yukarı idrar kaçışı görülecektir. İdrar kaçışı sonucunda da yine böbreklerde ve idrar yollarına büyüme meydana gelecektir.
- Üreteropelvik bileşkede darlık: Üreterlerin (idrar yolları) pelvis olarak adlandırılan böbreklerin giriş bölgesinde yer alan yapılarda bir bükülme meydana gelirse üretilen idrarın böbreklerden çıkamayacak ve idrarın böbreklerde birikmesi ile böbreklerde genişleme görülecektir.
- Hamilelik: Gebelik sırasında fetüsün (bebek) büyümesine bağlı olarak üreterlere (idrar yolları) bir bası olması durumunda idrarın akışında bir kesinti meydana gelebilecektir.
Hidronefroz Risk Faktörleri Nelerdir?
Hidronefroz hastalığı için bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörlerine sahip kişilerde böbrek ve idrar yollarında büyüme olma riski diğer kişilere göre daha fazladır.
Bu risk faktörlerden bazıları şunlardır:
- Irk: Beyaz ırka ait kişilerde vezikoüreteral reflü dolayısıyla hidronefroz gelişme riski daha fazladır.
- Cinsiyet: Kız çocuklarında vezikoüreteral reflü olma riski daha fazladır. Buna bağlı olarak da hidronefroz daha sık rastlanabilir. Ancak doğumsal olan vezikoüreteral reflü görülme riski erkek çocuklarında daha fazladır. Bununla beraber gebelik olma ihtimali nedeni ile kadınlarda görülme riski daha fazladır.
- Yaş: Vezikoüreteral reflü görülme riski bebeklerde ve 2 yaşından daha küçük olan çocuklarda daha fazladır.
- Aile öyküsü: Ailesinde daha önce hidronefroz hastalığı olan kişilerde hastalığın görülme riski daha fazladır. Özellikle birincil vezikoüreteral reflü varsa ebeveynlerde çocuklarda ve kardeşlerde görülme riski gene artmış olacaktır.
- Akraba evliliği: Akraba evliliği yapan kişilerin bebeklerinde genetik anormalliklerin görülme riski fazladır. Bununla beraber hidronefroz görülme riski de akraba evliliği yapan kişilerin bebeklerinde daha yüksektir. Bu bebeklerde anne karnındayken böbrekler büyümüştür. Bebekte gelişme geriliği olmasının yanında bebek ölümleri de görülebilmektedir.
- Böbrekte taş veya kist olması: Böbreklerinde taş ya da kist olan kişilerde idrar yollarında tıkanıklık oluşması riski vardır. İdrar yollarında tıkanıklık ya da daralma meydana gelirse böbreklerde üretilen idrarın iletimi engellenecektir. Bunun sonucunda üretilen idrar böbrekte birikecek ve zamanla böbreklerde büyüme görülebilecektir.
- İdrar kesesi işlev bozukluğu olması: İdrar kesesinde çeşitli işlev bozuklukları olması durumunda idrarın yukarı doğru kaçış riski vardır. Bu hastalarda hidronefroz görülme riski daha fazladır.
Hidronefroz Teşhisi
Hidronefroz hastalığında erken tanı koymak çok önemlidir. Erken tanı konulmayan ilerleyen hastalarda ciddi belirtiler ve böbrek yetmezliği görülebilmektedir. Hastanın şikayetlerine dikkat ederek yapılan muayeneler ile hastanın tanısını kesin olarak koymaya yönelik ek tetkiklere başvurulur.
Bununla beraber şüphe duyulan gebeliklerde anne karnındaki bebeklere dahi hidronefroz tanısı konabilmektedir.
Hidronefroz tanısının konulabilmesi için kullanılan yöntemleri şöyledir;
Fizik Muayene ve Tıbbi Öykü
Böbrek ağrısı ve çeşitli idrar sorunları belirtileri ile polikliniğe başvuran hastaların öncelikle şikayetleri dinlenir. Bu sırada hastaya çeşitli sorular yöneltilerek kendisinde ve ailesinde daha önceden geçirilen ve hala bulunan hastalıklar hakkında bilgi alınır. Özelliklede hastada ve ailesinde bulunan böbrek problemleri öğrenilmeye çalışılır.
Sorgulama yapılan hasta, muayene masasına alınarak muayene edilir. Böbrek kaynaklı olan belirtiler birçok hastalıkla karıştırılabileceği için ağrının ne zaman ve vücudun neresinde başladığı çok önemlidir. Hasta dik bir şekilde oturtulur ve her iki böbreği dışarıdan gözle incelenir. Bundan sonra elle dokunma ile hastanın böbreklerinin hassasiyeti incelenir.
Aynı zamanda hafif şiddette böbreklerin hizasına vurularak hastanın ağrısı incelenir. Hidronefroz ya da böbrek iltihabı görülen hastalarda bu vuruşlar sonucunda şiddetli ağrı hissedilir. Daha sonra hasta sırt üstü yatırılıp böbreklerin boyutu incelenir. Böbreklerin yanı sıra idrar kesesi, prostat bezi, penis ve testislerin de muayenesi gerekli olabilir.
Kan Tahlilleri
Kan tahlilleri aracılığıyla hastaların böbrek fonksiyonları ile ilgili çeşitli değerlere bakılır. Bu tahliller hastalığın durumu ne kadar ilerlerse daha uç değerlerde olacaktır. Böbrek, kırmızı kan hücrelerinin üretilmesi için çeşitli hormonlar ürettiği için böbrek fonksiyonları bozulan hastalarda kan hücrelerinin üretimi azalacak ve kansızlık görülecektir.
İdrar Tahlili
Hastadan istenen idrar tahlili ile böbrek fonksiyonları hakkında önemli bilgiler edinilir. Hidronefrozda idrar birikimi olacağı için burada bir enfeksiyon oluşma riski daha fazladır. İdrar tahlilleri enfeksiyon olup olmadığı ile ilgili de bilgi verir.
Ultrasonografi (USG)
Ultrasonografi yöntemi ile böbreklerin boyutu ve böbreklerde herhangi bir kist olup olmadığı ile ilgili bilgi alınır. Bu yöntem ile idrar kesesi de incelenebilir.
İntravenöz Ürografi
X ışınları kullanılarak böbrekler ve böbrek kanalları ile ilgili inceleme yapılır. İdrar kesesine ve böbrek kanallarına kontrast madde denilen sıvı enjekte edilir. Bu enjekte edilen sıvı çekimlerde parlak renkte görülecektir.
Tıkanıklık olması durumunda ise sıvı geçişi olamayacak ve parlaklık tıkanıklık olan bölgeden sonra görülemeyecektir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Hidronefroz tanısında kullanılan önemli görüntüleme yöntemlerinden biri de bilgisayarlı tomografidir. Hastaya verilen kontrastlı madde ile idrar yolları parlak bir şekilde gözlemlenir.
Tıkanma olması durumunda sıvı geçişi olamayacak ve parlaklık görülemeyecek. Bu sayede hastada var olan bir tıkanıklığın yeri belirlenmiş olacaktır.
Böbrek Sintigrafisi
Nükleer tıp tarafından yapılan sintigrafi incelemeleri böbrekler için dinamik ve statik böbrek sintigrafisi diye temelde ikiye ayrılır.
Bu görüntülemeler ile hastaya verilen radyoaktif maddenin böbrekten, böbrek kanallarından, idrar yollarından ve mesaneden geçişi incelenebilmekle beraber ayrıca böbreklerin yeri, boyutu ve şekli ile de ilgili sonuçlara ulaşılır.
Hidronefroz Evreleri
Hidronefroz hastalığı, böbrekte büyüme genişleme meydana gelmesidir. Bu hastalık çeşitli evrelerden (hidronefroz grade) oluşmaktadır. Hastalığın hangi evrede olduğu buna göre belirlenir. Hastalık temelde 4 evreden meydana gelmektedir.
- Evre 1: Hidronefroz hastalığında genişleme sadece böbreklerin pelvis olarak adlandırılan böbreğin giriş kısmı hafif derecede genişlemiştir.
- Evre 2: Hidronefroz hastalığında böbreğin giriş kısmına ek olarak kaliks olarak adlandırılan iç kollarında da genişleme görülmeye başlamıştır.
- Evre 3: Hidronefroz hastalığında kaliks adı verilen böbreğin iç kollarında ki genişlemeler büyümüştür ve evre 2 sivri olan kaliks uçları düzleşmiştir.
- Evre 4: Hidronefroz hastalığında böbrek iyice şişmiştir. Kaliks adı verilen iç kollar iyice büyümüş böbrek sınırlarına kadar ilerlemiştir. Bu aşama çok acil bir durumdur.
Hidronefroz Tedavisi
Hidronefroz tedavisinde hedef öncelikle idrarın akmasını engelleyen etkenlerden kurtulmak ve idrar akışını yeniden sağlamaktır. Tedavide kullanılan temel seçenek ameliyattır. Doktorun uygulayacağı ameliyat seçeneği tıkanıklığa neden olan etkenin tipine, hastalığın evresine ve hastalığın gelişme süresine göre farklılık göstermektedir.
İdrar yolları olarak bilinen üreterlerde yani böbrekten çıkan idrarı, idrar kesesine götüren kanallarda bir tıkanıklık var ise uygulanabilecek tedavi yöntemleri şöyle olabilmektedir;
- Stent takılması: Üreterlerde yani idrar yollarında herhangi bir tıkanıklık ya da darlık olması durumunda idrarın idrar kesesine akışı engellenebilir. Bu durumda idrarın akışını sağlamak için dışarıdan girerek daralma ya da tıkanıklık olan bölgeye üreter stenti takabilir. Bu stent sayesinde darlık olan bölge açık kalacak ve idrar akışı sağlanmış olacaktır.
- Nefrostomi tüpü: Hidronefroz hastalığında böbreğin büyümesine neden olan durum idrarın böbrekte birikmesi olduğu için idrarın böbrekten boşaltılması gerekir. Bu tedavide dışarıdan böbrek hizasından bir kanal açılarak böbreğin giriş kısmına yani pelvise ilerletilir. İdrarı boşaltmak için bir drenaj hortumu ve drenaj tüpü kullanılır. Bu sayede içerdeki idrar dışarıya torbaya boşaltılır.
- Tıkanıklık olan bölgeyi çıkarmak (Pyeloplasti): İdrar yolları kan pıhtısı ya da yaralanma ile kalan skar sonucunda tıkanırsa tıkanıklık olan bölge ameliyat ile çıkarılarak kalan parçalar tekrar birleştirilir.
- Böbrek taşlarının çıkarılması: Hidronefroza neden olan etkenler böbrek taşları ise tedavide böbrek taşlarını ameliyat ile çıkarmak gerekmektedir. Bu sayede taşların neden olduğu tıkanıklık açılmış olup idrar akışı sağlanmış olur.
- Suprapubik kateter takılması: İdrar kesesi bölgesinde meydana gelen tıkanıklık sonucu idrar birikimi gerçekleşirse ve bu birikimi boşaltmak için idrar yollarına kateter takılamıyorsa idrarı boşaltmak için idrar kesesi hizasında yukarıdan içeriye kateter takılarak boşaltma işlemi yapılır.
- Antibiyotik tedavisi: Antibiyotik ilaç tedavisi, hastalığın başlarında gelişen ya da gelişme riski olan idrar yolu enfeksiyonunun önüne geçmek kullanılır. Antibiyotikler hastaya enjeksiyon yolu ile uygulanır. Hastaların çoğunda olumlu sonuçlar yaptığı belirtilmiştir.
Ameliyat Sonrası Dönem
Hidronefroz tedavisi çok önemlidir. Hastalık hangi evrede olursa olsun mutlaka gerekli müdahale ile tedavi uygulanmalıdır. Tedavi süreci başarılı olan hastalarda ne yazık ki iyileşme süresi kısa değildir. Uzun iyileşme süresinin olması diğer hidronefroz tedavileri için de geçerlidir.
Hastaların tedavi sonrası dönemde dikkat etmesi gereken noktalar olabileceği gibi ameliyat sonrası bazı komplikasyonlar da görülebilir. Bu konular hastalara dikkatlice anlatılır ve hastanın bilinçli olması gerekir. Bu sayede iyileşme süreci de olumlu bir şekilde tamamlanır.
Hastalar ciddi bir operasyon geçirir. Bunun nedeni ise yapılan işlemlerin böbreklerde dahil olmak üzere tüm idrar boşaltım sistemini etkiliyor olmasıdır. Bu yüzden hastalarda bazı komplikasyonlar gelişebilir.
Bu komplikasyonlardan bazıları şöyledir; ameliyat dikişlerinin açılması, ameliyat yerinin iltihaplanması, ameliyat bölgesinde ağrı, kısa bir süre idrar yaparken zorlanma, az oranda cinsel isteksizlik.
Hidronefroz İlaçları
Hidronefroz hastalığının temel tedavisi ameliyattır. Hastalık erken evrede dahi olsa mutlaka gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Tedavi yapılmayan kişilerde biriken idrar böbreklerde genişlemeye neden olabileceği gibi idrar yollarında ve böbreklerde enfeksiyon gelişimine yol açabilir.
İlaç tedavisi enfeksiyon gelişmese dahi hastaya verilir. Verilen ilaçlar idrar yolu enfeksiyonu için kullanılan antibiyotiklerdir.
Bu antibiyotiklerden bazıları şunlardır;
- Amoksisilin
- Nitrofurantoin
- Ampisilin
- Siprofloksazin
- Levofloksazin
Hidronefroz Tedavi Edilmezse
Hidronefroz hastalığı hangi hastalık hangi evrede olursa olsun mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmeyen olgularda idrar birikimi nedeniyle böbreklerde farklı düzeylerde genişleme olabilir.
Bu genişleme çok ilerlerse ve böbrek boyutları artarsa maalesef böbrek fonksiyonlarında azalma meydana gelecektir. Bunun sonucunda hastalık ilerledikçe böbrek kaybı kaçınılmaz hale gelecektir.
Hastalarda böbrekler büyük boyutlara ulaşırsa çevredeki dokulara ve organlara da baskı yaparak o organların bulunduğu karın bölgesinde ve belde şiddetli ağrılara sebep olabilir.
Böbrek büyümesinin zararları ve ciddi hasar sonucunda kişide yüksek tansiyon görülebilir.
Hidronefroz hastalarında idrar akışı engellendiği için idrar birikimi meydana gelecektir. Biriken idrar bakterilerin üremesi için ortam yaratabileceği için bu hastalarda idrar yolu ve böbrek iltihaplanması görülebilir. Bu iltihaplanma ilerlerse böbrekleri ciddi oranda etkileyebilir ve böbreklerde fonksiyon kaybı görülebilir.
Hidronefroza Ne İyi Gelir?
Hidronefroz hastaları gerek tedavi öncesi gerek tedavi sonrası dönemde birçok noktaya çok dikkat etmelidir. Hastalığın kendisi ve yapılan işlemler böbrekleri ve idrar boşaltım organlarını ciddi derecede etkilemektedir. Hastaların dikkat etmesi gereken ve hastalık sürecine iyi gelen konular şunlardır;
- Hastalar, hastalık sürecinde ve hastalığın tedavisi sonrasında böbrek sağlığı için bol sıvı tüketmelidir. Bu sayede enfeksiyon gelişme riskinin de önüne geçilir.
- Hastalar doktorun uygun gördüğü tedaviye mutlaka uymalıdır. Tedavide geç kalınırsa ya da tedavi uygulanmazsa böbreklerde ciddi hasar görülmesi ile beraber böbrek kayıpları görülebilir.
- Ameliyat eğer ki açık cerrahi olarak yapılmış ise yara yerinde iltihap oluşma riskini azaltmak için pansumanlar mutlaka zamanında yapılmalıdır.
- Tekrarlama riski olan ve iyileşme sürecinde olan hastalar doktor kontrollerini mutlaka düzenli yapmalı ve aksatmamalıdır.
- Hastalık ve iyileşme sürecinde alkol ve sigara kullanan kişiler ara vermeli hatta tamamen bırakmalıdır.
- Hidronefroz hastalarında tansiyon yüksekliği görülebileceği için aşırı tuz tüketiminden ve stresli yaşamdan uzak kalınmalıdır.
Hidronefroza Ne İyi Gelmez?
Hidronefroz hastaları, hastalığının ilerleyip böbreklerine zarar vermesinin önüne geçmelidir. Bunun için yapılması gereken şeyler olduğu gibi hastaların yapmaması gereken şeylerde vardır.
Bu davranışları sergilediği takdirde hem hastalığı ilerleyebilir hem de böbrek sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir.
Hastalara iyi gelmeyen davranışlar şu şekildedir;
- Az miktarda su tüketmek
- Doktorun verdiği tedavilere uymamak
- İdrarını uzun süre tutmak
- Diyabet hastalarının kan şekerine dikkat etmemesi
- Düzenli doktor kontrolüne gitmemek
- Ameliyat sonrası pansumanları yaptırmamak
- Tuz tüketiminin fazla olması
Hamilelikte Hidronefroz
Gebelerde hormonal ve mekanik çeşitli nedenler etkisiyle gebeliğin belirli haftaları arasında (6-28. haftalar) idrar yollarında ve böbreklerin giriş yerlerinde genişleme görülebilmektedir. Genellikle 30.haftadan sonra bu genişleme sabit kalmaktadır. Gebelikte görülen hidronefroz genellikle sağ böbrekte soldan 3 kat daha fazla görülmektedir.
Sağ böbrekte evre 2 hidronefroza kadar normal kabul edilir ve müdahale etmekten kaçınılır. Polikliniğe başvuran gebelerde genellikle karın ve böğür ağrısı görülür ve hidronefroz olup olmadığı mutlaka incelenir. Hidronefroz tanısı alındıysa bu hidronefrozun gebelik kaynaklı normal bir durum mu yoksa başka sebepler kaynaklı hidronefroz olup olmadığına karar verilir.
Hastada bulunan diğer belirtilere göre tedaviye başlanır, tedavide başarı sağlanamaz ise girişimsel tedavi yöntemlerine geçilir. Tedaviye gerek duyulmayan gebelerde doğumdan sonra 48 saat içinde genellikle düzelmektedir.
Yapılan çalışmalar sonucunda daha önce hiç doğum yapmamış ilk gebeliği olan kadınlarda daha fazla görüldüğü gözlemlenmiştir.
Anne Karnındaki Bebekte Hidronefroz
Gebelerde rutin kontroller sırasında yapılan ultrasonografi incelemeleri ile bebeğin karın çapında artış, böbreklerinde büyüme ve amniyon sıvısında azalma görülebilir. Bu durumda anne karnındaki bebekte böbrek büyümesi teşhisi koyulabilmektedir.
Erken evrede konulan hidronefroz tanısı çoğu zaman ya kendiliğinden ya da gerekli müdahaleler yapılarak tedavi edilmektedir. Ancak tedavi edilmeyen ve ilerleyen durumlarda ne yazık ki düşük planlanması, ölü doğumlar ya da çok kısa süre yaşayıp ölen bebekler görülebilmektedir.
Bebeklerde görülen bu ölümün temel nedeni kese içindeki sıvının azalması ve böbreklerin işlevini kaybetmesi kaynaklı olan gelişme geriliğidir. Bebekte sadece böbrekler değil akciğer ve kalp gibi hayati organlarda etkilenebilmektedir.
Hidronefroz görülmesinin nedenleri arasında akraba evlilikleri kaynaklı genetik anormallikler olabileceği gibi bebeğin idrar yollarında daralma görülmesi sonucunda da hidronefroz görülebilir. Bununla beraber idrar yollarının normal yerinde olmaması, idrar kesesinde kasılma problemi olması ve idrar yollarının yokluğu gibi nedenler de bebekte hidronefroza sebep olabilmektedir.
Hidronefroz için Hangi Doktora Gidilir?
Hastalarda idrar sayısında artma, idrar yaparken ağrı, şiddetli karın ve yan ağrısı, ateş yükselmesi gibi çeşitli belirtiler gördüğü takdirde mutlaka uzman bir doktora başvurmalıdır. Çünkü bu belirtilerin sebebi hidronefroz dahi birçok hastalık olabilmektedir.
Bunun için bu belirtilere sebep olan hastalığın tanısı ve tedavisi için en kısa sürede doktora başvurmak çok önemlidir.
Hastaların başvurması gereken bölümler şu şekildedir;
- Çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümleri
- Çocuk ürolojisi bölümü
- Çocuk nefrolojisi bölümü
- Üroloji bölümü
- Nefroloji bölümü
Hidronefroz ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Böbrek Büyümesi Ağrı Yapar Mı?
Böbrek büyümesi hastalarda ciddi karın, sırt ve yan ağrısına neden olmaktadır. Büyüyen böbrekler sadece böbrek ağrısına sebep olmaz. Yaptığı bası sonucunda diğer organlar kaynaklı ağrılara da sebep olabilmektedir. Bununla beraber hastalarda idrar yaparken de ciddi derecede ağrı hissedebilir.
Hamilelikte Böbrek Büyümesi Normal Mi?
Hamilelerde meydana gelen hormonal değişiklikler ve bebeğin büyümesi ile yapılan mekanik etkile nedeniyle idrar yollarında ve böbreklerde genişlemeler görülebilmektedir. Hamilelikte böbrek büyümesi genellikle normal bir durum olup belirli bir evreye gelmeden tedavi edilmez. Doğumdan sonra kendiliğinden iyileşme görülebilmektedir.
Bebeklerde Böbrek Büyümesi Tehlikeli Midir?
Bebeklerde böbrek büyümesi genellikle anne karnında ve 0-2 yaşları arasında görülmektedir. Anne karnında görülen hidronefroz ileri boyutlara ulaşır ve ilerlerse ne yazık ki bebeğin ölümüne neden olabilir.
Bu nedenle gebelikte rutin kontroller aksatılmamalı riskli gebelikler için kontrol sıklığı arttırılmalıdır. 0-2 yaş bebeklerde ise anne babalar bebeklerin idrar çıkışını kontrol etmeli ve şüpheli durumlarda mutlaka uzman doktora muayene olunmalıdır. Tedavide geç kalınan olgularda böbrekler için ciddi işlev sorunları görülebilmektedir.