Mazoşizm
Mazoşist, kendisine ruhsal ya da fiziksel olarak acı çektirmekten haz duyan kişidir. Tedavisi bilişsel davranışçı psikoterapi ve ilaç tedavisi ile uygulanabilmektedir.
Mazoşizm Nedir?
Mazoşist, kendisine ruhsal ya da fiziksel olarak acı çektirmekten haz duyan kişidir. Mazoşizm kavramı ilk olarak, yarattığı roman karakterlerinin acıdan aldığı zevkle ünlenen Leopold V. Sacher-Masoch’un adından esinlenilerek ortaya çıkmıştır. 1987 senesinde kişilik bozuklukları kategorisine eklenmiş olsa da, 1994 senesinde toplum tarafından rahatsız edici bulunduğu gerekçesiyle literatürden kaldırılmıştır. Bu durum yapılan araştırmaların ve tedavi yöntemlerinin yetersiz kalmasında doğrudan etkili olmuştur.
Mazoşist insanların en baskın özellikleri özyıkımdır. Bu nedenle mazoşist kişilik bozukluğu, kendini yıkıcı kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Mazoşistler, kendilerine yaşattıkları ruhsal ya da fiziksel acıdan haz duydukları için acı çekmekten hoşlanan kişiler olarak da tanımlanabilir. Toplum içerisinde yaygın olarak cinsel ilişki ile sınırlı görülse de, aslında birçok insan günlük hayatında kendine ruhsal acılar yaratmaktan zevk almaktadır. Mazoşizmin türleri ise kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Cinsel Mazoşistler: Cinsel ilişki sırasında partnerlerine itaat etme, pasif taraf olma, boyun eğme, eller ve ayakların bağlanması ya da canlarını yakacak sertlikteki temaslar ile haz doyumuna ulaşırlar. Maruz kaldıkları acı olmadan cinsel haz yaşamaları ise söz konusu değildir.
- Kendini Baltalayan Mazoşistler: Başarılı olabilme riskini almak yerine doğrudan cezalandırılma ya da başarısızlığı kabul etmeye meyillidirler. Bu nedenle iyi sonuçlanması muhtemel olan durumlarda bile kendilerini farkettirmeden olayları kötüye çevirebilirler. Diğer insanlara karşı yoğun bir çaba halinde olduklarını gösteren bu mazoşistler, hedeflerine yaklaştıklarında yetersiz olduklarını kanıtlamaya çalışabilir ya da hedeflerini arzulamaktan vazgeçerler.
- İyicil Mazoşistler: Haz ve acı duyumu karşısında endorfin salgısının artış göstermesi nedeniyle görülen, aynı zamanda zararsız kabul edilen mazoşizm türüdür. İnsanların korkacaklarını bildikleri halde lunapark oyuncaklarına binmeleri, yoğun baharatlı ya da acı yiyecekleri tüketmeleri, tehlikeli sporlara yönelmeleri ve depresif ruh hallerinde drama ögelerine yönelmeleri örnek gösterilebilir.
- Mazlum Mazoşistler: Çevrelerinde bulunan insanlara karşı sürekli dert yanmalarına ve kendilerini acındırmalarına rağmen aslında kendilerine acınmasını istemezler. Yani önce yardım talep edip, sonrasında ise bu taleplerini inkar ederler. Başlarına gelen olayları bir talihsizlik silsilesi olarak tarif etmeye meyillidirler.
- Sahiplenici Mazoşistler: Sık sık kendilerinden ödün veren ve fedakarlıkta bulunan mazoşizm türüdür. İlişki kurdukları insanlardan vazgeçme konusunda başarısız olurlar. Aynı zamanda kendilerini hayli fedakar ve vazgeçilmez bir insan olarak lanse ettikleri için uzaklaşan insanlar kendilerini zalim ve acımasız hissederler.
- Erdemli Mazoşistler: Mazoşist ve histrionik kişilik bozukluklarının aynı anda görülmesi durumuna verilen addır. Erdemli mazoşist insan özelliklerinin başında, fedakarlıktan ve ödün vermekten duyulan gurur gelir. Çile çekmek, diğer insanları kendinden öncelikli görmek, yaşadığı tüm zorluklar karşısında bir derviş gibi sabretmeyi seçmek, acıyı yüceltmek ve çekilen acıların günahların bedeli olduğunu düşünmek gibi eylemler sergilerler. Aynı zamanda bu eylemlerin saflık, erdemlilik ve soyluluk olduğunu savundukları için diğer insanlardan da bunları beklerler.
Mazoşist insanlar genellikle toplumda yardımsever, fedakar, ince düşünceli, nazik ve mütevazi olarak tanımlanırlar. Ancak kişi bunları yapmak için sürekli olarak kendini yok sayıyorsa, her durumda ve yakınlık sorgulamadan karşısındaki insanın çıkarlarını gözetiyorsa ya da sürekli bir acı çekme ve bu acıyı kabullenerek memnuniyet duyma hali içerisinde ise mazoşist testi uygulanmalıdır. Psikiyatri kliniklerinde uygulanan bu test ile kesin tanı ve teşhis konulması mümkün olacaktır.
Mazoşizm Belirtileri Nelerdir?
Mazoşist kişilik bozukluğu, farklı evrelerde seyreden ve belirtileri sık görüldüğü için toplum tarafından normalleştirilen bir sağlık sorunudur. Genel olarak fedakarlık ve mütevazilik olarak algılanan bu durumda ayırt edici belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir:
- Diğer insanlara karşı yakınlık sorgulanmadan ve düşünülmeden yardım edilmesine rağmen kimseden yardım kabul etmemek,
- Yeni başarılar ya da kazanımlar gibi olumlu gelişmelerden kısa süre sonrasında suçluluk hissi, depresif ruh hali ya da ruhsal acı duyumu yaratacak davranışlarda bulunmak,
- Daha olumlu sonuçlar doğuracak olan eylemler net bir şekilde görünürken bile başarısızlık ya da hüsranla sonuçlanacak yolu seçmek,
- Keyif veren eylemlere karşı isteksiz olmak ya da teklifleri kabul ederek eğlendiklerini reddetmek,
- Sosyal iletişim kurmak için gereken yeterliliğe sahip olunmasına rağmen insanları kendilerinden uzaklaştırmak ve bu durum karşısında acı çekmek,
- İnsanları reddederek ya da öfkelendirerek kışkırttıktan sonra kendilerini mağdur ve kırılmış ilan etmek,
- Hedeflerine ulaşma imkanları olsa dahi son anda kendilerini özyıkıma uğratmak ya da vazgeçerek başarısız olmak,
- Karşısındaki insanın iyi, nazik, anlayışlı, yardımsever ve hoşgörülü olması halinde bu ilgiyi hak etmediklerini düşünerek kaçınma yolunu seçmek ya da o insanı duyulan ilgiyi kaybetmek,
- Sık sık kendilerine yükledikleri suçluluk duygusu ya da yoğun eleştiriler nedeniyle depresif ruh haline girmek,
- Sıradan olayları büyüterek kendine acımak ya da öfke patlamaları yaşamak,
- Yapılan fedakarlıklar ve ilişkiye duyulan bağlılığı göstermek için toplum içerisinde duyulan sevgiyi yüceltmek,
- Sevdikleri şeyler ya da insanlar için rekabet etmekten kaçınmak; bu durumdan büyük bir huzursuzluk duymak,
- Başkaları ya da kendileri tarafından cezalandırıldıklarında içsel ferahlığa ulaşmak,
- İçlerinden gelerek yaptıkları fedakarlıkları lütuf olarak görmek ve bu fedakarlıklar karşısında duyulan minneti hiçbir şekilde yeterli görmemek,
- Güçlü bir terk edilme korkusu yaşamak,
- İnsanlara karşı güvensizlik duymak ve aşağılanma korkusu yaşamak,
- Acı çekilmediği sürece mutluluğun gelmeyeceğine inanmak,
- Mutluluğu hak etmediklerini düşünmek ve kendilerine yakıştırmamak,
- Güzel olayların etkisi kısa sürerken hayal kırıklıklarına tutunmak ve hafızada yalnızca hüsranla sonuçlanan olaylara yer vermek,
- İleri evrelerde yaşanan olayları yanlış ve kendilerini mağdur gösteren şekilde hatırlamak,
- Kendine fiziksel, ruhsal ya da her iki şekilde de zarar vermekten çekinmemektir.
Mazoşistler, genel olarak yaşadıkları acıları hak ettiklerini ve bu şekilde bedel ödediklerini düşünerek derin bir rahatlama hissederler. Vakalardaki ortak nokta ise acı duyumu sırasında, haz anlarında da salgılanan endorfin hormonu artışının doğrudan etkili olduğunun kanıtlanmasıdır.
Mazoşizm Nedenleri Nelerdir?
Mazoşizmin sebepleri henüz kesin olarak bilinmese de çevresel koşullara bağlı olarak meydana geldiği düşünülmektedir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar ya da hatalı ebeveynlik öyküleri, kişilerin ilerleyen dönemlerde kendilerini cezalandırmayı sürdürmelerine neden olmaktadır. Genel olarak mazoşizmin sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
- Hatalı Ebeveyn Yaklaşımları: Çocukluk döneminde sık sık cezalandırılan çocuklar kısa süre sonra ödüllendirildiklerinde mazoşizme yatkın olurlar. Örneğin; çocuk bir kabahat işlediğinde azar işitmiş ve hemen arkasından ebeveynin duyduğu vicdani rahatsızlık nedeniyle bir ödül almışsa, bu durum bilinçaltında yanıltıcı bir algının oluşmasına yol açar. Arka arkaya gelen ceza ve ödül sıralaması, kişinin her hüsran sonucunda bir güzellik olacağını düşünmesine ve bu nedenle ruhsal acı yaratacak eylemleri seçmesine neden olabilir.
- Psikolojik Travmalar: Yaşanan psikolojik travmalar, kişinin kendisini cezalandırması ve engellemesine yol açabilir. Bir yakınını kaybetmek, şiddete maruz kalmak, tecavüze uğramak, huzursuz bir aile ortamında yetişmek, küçük yaşlarda yakınlarının hastalıklarına şahit olmak, yaşam koşullarının aniden kötüleşmesi ya da doğal afetlere maruz kalmak gibi durumlar karşısında duyulan çaresizlik hissi mazoşizmi tetiklemektedir.
- Diğer Çevresel Etmenler: Büyüme döneminde sık sık yalnızlık çekmek, sadece acı çekildiği sürece ilgi görmek, çocukluk döneminde ihmal edilmek, erken yaşlardan itibaren kendi bakımını üstlenmek, önemli ölçüde büyük bir hayal kırıklığı yaşamak ve güvende hissedilmeyen bir ortamda yetişmek gibi durumlar sonucunda mazoşizmin ortaya çıktığı savunulmaktadır.
- Hatalı Rol Modeller: Özellikle çocukluk döneminde sosyal ilişkileri zayıf ya da kısıtlı olan kişiler, yalnızca yakın çevrelerinde bulunan sayılı insanı gözlemleme fırsatı bulurlar. Bu insanlar arasında mazoşist bir örnek olması halinde, çocuklar bu davranışları doğru kabul eder ve yetişkinlik hayatında sürdürmeye devam edebilirler.
- İçsel Huzursuzluk: Geçirilen travmalar ya da yoğun suçluluk hissine yol açan eylemlerin sergilenmiş olması durumudur. Bu kişiler yaşadıkları suçluluk ya da vicdan azabı nedeniyle kendilerini cezalandırma yoluna giderler. Ruhsal ya da fiziksel açıdan acı çekmeyi kefaret olarak görür ve bu şekilde vicdani olarak hafiflediklerini düşünebilirler.
Günümüzde mazoşizm, bir hastalık olarak değil; yalnızca bir problem olarak kabul görmektedir. Bu nedenle sebepleri üzerine kapsamlı araştırmalar yapılmamıştır. Ancak dünya çapında görülen vakaların büyük bir çoğunluğu, çocukluk döneminde ve özellikle aile içerisinde yaşanan travmaların sebep olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Mazoşizm Teşhisi
Mazoşizm günümüzde hastalık değil de yalnızca bir sorun olarak görüldüğü için özel tanı teknikleri bulunmamaktadır. Ancak psikiyatri seansı sırasında hasta ile yapılan görüşmeler, hastanın hal ve hareketleri, fiziksel bulgular, yaşanan travmalar ya da yakınları tarafından verilen bilgiler mazoşizm teşhisini mümkün hale getirir. Teşhis aşamasında yardımcı olması için diğer kişilik bozukluğu testleri ve ölçeklerden yardım alınabilir. Bu tetkikler kısaca şu şekilde açıklanabilir:
- Kişilik Testleri: Kişinin iç dünyası, görüşleri, inançları, mizacı, duygu durumu ve benliği hakkında bilgi edinmek amacıyla yapılan testlerdir. Her sorunun karşılığı olarak öznel değerlendirmeler yapılması ve en yakın seçeneğin işaretlenmesi istenir. Tüm cevaplar tamamlandığında uzman bir psikolog tarafından yorumlanır ve sonuçlar psikiyatriste ulaştırılır. Psikiyatristler ise test sonuçları ve hasta ile yaptıkları görüşmeler sırasında edindikleri bulgular doğrultusunda teşhis koyarak en uygun tedavi planını oluşturur.
- Ölçekler: Cinsel hayat ve mazoşizm ölçekleri gibi değerlerden yardım alınarak bu sorunu teşhis etmek mümkündür. Bunun için hastaya yöneltilen sorular karşısında öznel değerlendirme yapılması istenir. Yanıtlar, daima ve hiçbir zaman aralığında olacak şekilde 6 farklı derecede verilmektedir.
Mazoşizm teşhisi için uygulanan testlerde kişinin kendini konforlu ve güvende hissettiği, dikkat dağıtıcı uyaranların olmadığı, duygu durum değişimlerini tetikleyecek ögelerin barınmadığı, tarafsız ve yargısız bir ortamda olması oldukça önemlidir. Aksi halde verilen yanıtlar, aydınlatıcı ve yol gösterici olmayacaktır. Gerek görülmesi halinde uzman doktor ilave tetkikler isteyebilir. Bu durum doğru tanı ve teşhis için gerekli olmakla birlikte, mazoşizmin şiddetli olduğu anlamına gelmemektedir.
Mazoşizm Tedavisi
Günümüzde mazoşizm sorunu için bulunmuş kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak, diğer kişilik bozukluğu tedavilerinde kullanılan yöntemlerden yardım alınması mümkündür. Bu yöntemler şu şekilde açıklanabilir:
- Bilişsel Davranışçı Psikoterapi: Terapi sırasında uzman ve hastanın bir arada çalışarak sorunları tespit etmesi ve günlük hayatta bu sorunlarda kaçınmak yerine üstesinden gelinmesini sağlama prensibine dayanır. Psikolojik sorunların büyük bir çoğunluğu, çocukluk döneminden itibaren içsel olarak normalleştirilen eylemler ve düşünce yapısı üzerine kuruludur. Bilişsel davranışçı psikoterapi ise tüm bu normalliştirmelerin yeniden gözden geçirilmesi, avantajları ile dezavantajlarının değerlendirilmesi ve yeniden yorumlanmasına imkan tanımaktadır. Seans sayısı, hastanın psikolojik sağlığına ve görülen semptomlara bağlı olarak değişiklik gösterir. İlk etaplarda haftada 1 seans uygulanırken, hastanın kendini daha iyi hissetmesi üzerine birer hafta ekleyerek kademeli olarak (2, 3 ve 4 haftada bir seans gibi) uzatılabilir. Bu sayede hasta, seans sırasında öğrendiği bilgileri günlük hayatında pratiğe dökme imkanı bulur. Gerek görülmesi halinde psikoterapi seansları, ilaç kullanımı ile desteklenebilir. Bu sayede hastanın başa çıkma mekanizması desteklenmiş olacaktır.
- İlaç Tedavisi: Mazoşizm tedavisi için doğrudan bir ilaç tedavisi bulunmasa da, psikoterapi seanslarını desteklemek için dürtü kontrolü sağlayan antipsikotik ilaçların kullanımından yardım alınabilir. Bu ilaçlar, kişinin öğrenilmiş tepkileri otomatik olarak sürdürmesi yerine düşünmek için ihtiyaç duyulan sürenin kazanılmasına yardımcı olacaktır. Yani hastalar, sorunlara yol açan alışkanlıklarını sürdürmek yerine dürtülerini kontrol edebilecek ve kendileri için en sağlıklı olan davranışları sergileyebilecektir. Antipsikotik ilaçlar yalnızca ihtiyaç duyulan süre boyunca kullanılır. Kişi, gereken yeterliliği ve donanımı kazandıktan sonrasında ilaçlarına ihtiyaç duymadan da sağlıklı seçimler yapabilecektir.
Mazoşizm tedavisinde uygulanacak yöntemler kesinlikle alanında uzman bir psikiyatrist tarafından belirlenmelidir. Psikiyatristinizin yönlendirmelerine uyum sağlamak, reçete edilen ilaçları düzenli olarak ve belirtilen dozda kullanmak, psikoterapi seanslarında öğretilen egzersizleri tekrarlamak iyileşme sürecinin çok daha kısa ve etkili olması açısından oldukça önemlidir.
Mazoşizm Tedavi Edilmezse
Mazoşizm sorunu, toplumda sık görülen ve oldukça zor teşhis edilen bir problemdir. Bu nedenle birçok mazoşist, hayatı boyunca hiçbir tedavi görmeden yaşar. Ancak sağlıklı psikolojiye sahip olan hiç kimse, kendine bilinçli olarak fiziksel ya da ruhsal zarar vermeyeceği için kesinlikle ihmal edilmemesi gerekir.
Mazoşizmin tedavi edilmemesi halinde kişilerin acı hissine karşı duydukları sağlıksız bakış açısı daha fazla pekişir. Bu durum yalnızca kişinin kendisini değil, yakınlarını da doğrudan olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle duygusal mazoşistlerin aileleri ve eşleri, kurulan ilişkileri devam ettirmekte büyük bir zorluk çekmektedir.
Mazoşistler, yaptıkları fedakarlık karşısında duyulan minnetin yetersizliği ve hayatları boyunca acı çekmeleri gerektiğine olan inançları nedeniyle mutlu anlardan kaçınmaya meyillidir. Bu seçilmiş mutsuzluk hali ise, farkında olmasa dahi hem hastayı hem de yakınlarını derin bir depresyon haline sürükleyebilir. Ancak ilişkilerin kesilmesi, karşı tarafta vicdani bir yük oluşturacağı için sağlıksız ilişkilerin sürdürülmesi daha sık görülmektedir. Tüm bu süreçlerin önüne geçilmesi, mutluluk hissi ile barışık yaşanması, mazoşizmin pekişmesi yerine engellenebilmesi, mazoşist kişinin kendine zarar vermesinin önlenmesi, tarafların tümünün psikolojik sağlığının korunması, kalıcı ve sağlıklı ilişkilerin kurulabilmesi için mazoşizm tedavisinin kesinlikle ihmal edilmemesi gerekmektedir.
Mazoşizme Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?
Mazoşistler, yardım alma konusunda kapalı oldukları ve acı duyumundan haz aldıkları için aslında kendilerine iyi gelen her şeyi reddetmeye meyilli olurlar. Yani haz duyuları acı üzerine kurulu olduğu için, acıları ellerinden alındığında boşluğa düşmekten korkar ve kaçarlar. Bu nedenle mazoşistliğinin bilincinde olmayan ya da inkar halinde olduğu için tedavi görmeye hazır olmayan kişilere iyi gelecek şeyleri yaptırmak oldukça zordur.
Mazoşistler genel olarak hiçbir yardım teklifini kabul etmeyen ve tükendiği halde kendisine yardım edilmediği için diğer insanlara karşı öfke duyan kişilerdir. Bu durum mutsuzluklarını ve ruhsal acılarını daha da pekiştirerek hazlarını arttırır. Yani karşısındaki insanın yardım teklifleri mazoşistleri korkutup o insandan uzaklaştırırken, yardım edilmemesi ise sorunlarının daha da artmasına yol açacaktır. Doğru seçenek ise yardım etmek isteyen kişilerin manipülasyona kapalı olmasıdır.
Mazoşizm sorunu olan insanlar, kendilerine acımaları ve yaptıkları şeyleri “iyilik” olarak gösterdikleri için karşılarındaki insanlara karşı manipüleci bir tutum sergilerler. Bunun farkında olmayan insanlar ise sürekli olarak vicdanlarına yenik düşer ve hatayı kendilerinde ararlar. Ancak karşınızda bulunan insanın bir mazoşist olduğunu düşünüyorsanız, öncelikle bu duygudan arınmanız gerekir. Daha sonrasında ise acı duyumunu desteklememeniz, kendine acı çektirmek için sizi kullanmasına izin vermemeniz, terk edilme korkusunu gidermeniz, kendisini objektif olarak değerlendirebilmesi için kısa ve ayırt edici cümlelerle tepki göstermeniz gerekir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken şey ise mazoşistlere karşı nötr olunması gerektiğidir. Çünkü herhangi bir destekleme ya da eleştiri, kişinin acısını arttırarak davranışlarını pekiştirmeye itebilir. Ağlayarak istediklerini yaptıran çocuk örneğinde olduğu gibi, acıya karşı şefkat gösterilmesi ya da kayıtsız kalarak değersizlik hissettirilmesi kesinlikle kaçınılması gereken tutumlardır.
Mazoşizm hakkında konuşmaya hazır olan hastalar, vakit kaybetmeden bir uzmana yönlendirilmelidir. Tedavi sürecinde ise yakınları tarafından olumlu yönde cesaretlendirilmesi, bu hastalar açısından büyük önem taşır. Bu durumun uzun ve zorlu bir süreç olacağı, bu nedenle sabırlı ve inançlı kalınması gerektiği hem hasta hem de yakınları tarafından unutulmamalıdır.
Mazoşizm İlaçları
Doğrudan mazoşizm sorununun tedavisi için kullanılan bir ilaç yoktur. Ancak tedavide, diğer kişilik bozuklukları ve dürtü kontrol hastalıkları için kullanılan antipsikotik ilaçların etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle gerek duyulması halinde psikoterapi tedavisi ile birlikte, antipsikotik ilaçların kullanımı önerilebilir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmamakla birlikte, kişinin dürtülerini bastırması ve sağlıklı düşünebilmesi için gereken desteği sunacaktır. İlaç tedavisi hayat boyu sürmemekle birlikte, genellikle tedavinin ilk aşamalarında tavsiye edilir. Sonraki süreçlerde ise hastanın seanslar sırasında elde ettiği kazanımları tek başına hayatına uyarlaması beklenir. Kullanılacak olan ilaç ile etken maddesi, uygun doz, kullanım süresi ve sıklığı uzman hekim tarafından hastaya özel olarak belirlenmektedir.
Hamilelikte Mazoşizm
Gebelikte mazoşizm için ayırt edici bir durum söz konusu değildir. Ancak hamilelik başladığında değişim gösteren hormon seviyeleri, kişinin duygu durumunu etkileyerek semptomların artış ya da düşüş göstermesine neden olabilir. Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda ve psikoloji ile yetişebilmesi için, öncelikle mazoşizm sorunu olan ebeveynin tedavi görmesi önem taşır. Aksi halde yetiştirilme tarzı ve hatalı yaklaşımlar, çocuğun da ilerleyen dönemlerde benzer sorunlar yaşamasına neden olacaktır.
Çocuklarda Mazoşizm
Çocuklarda mazoşizm, genellikle sadizm (diğer insanlara zarar vermekten haz duyma) ile birlikte görülebilir. Sadomazoşizm adı verilen bu durum, çocukların henüz benlik duygularının tam olarak oturmamış olması ile doğrudan alakalıdır. Yoğun yalnızlık duygusu, şiddet ve tecavüz gibi ağır travmalar, ebeveynlerin ilgisizliği ya da kaybı, aile içerisinde geçirilen şiddetli hastalıkların görülmesi, çocuğun sık sık cezalandırılması ve ardından ödüllendirilmesi gibi olaylar derin bir acı haline yol açar. Bazı çocuklar ise bu acıyla başa çıkabilmek için, kendilerine ya da diğer insanlara karşı acı çektirmeye yönelebilirler. Bu davranışlar acıyı kabullenmek, acıdan korkmamak, haz duymak ve hayatı idame ettirebilmek için gelişebilir. Çocuklarda görülen mazoşizmin tedavisi daha kolay olduğu için, vakit kaybetmeden bir uzmandan yardım alınması önemlidir. Aksi halde mazoşizm pekişir ve normal bir kavram haline bürünerek yetişkinlik hayatını da etkisi altına alacaktır.
Mazoşizm için Hangi Doktora Gidilir?
Mazoşizm bir hastalık değil, yalnızca ruhsal bir problem olarak kabul görmektedir. Temelleri çocukluk döneminde atıldığı için semptomların fark edilmesi çok zor olabilir. Kendilerini yardımsever, iyi niyetli, nazik, atılgan ve mütevazi gösterdikleri için bu kişilerin iç dünyalarına ulaşılamadığı sürece mazoşist olduklarını ayırt etmek hayli güçtür.
Mazoşistler, acıyı kabullenmek ve kendini feda etmek gibi eylemleri takdir ettikleri için herhangi bir tedavi görmeleri gerektiğini düşünmezler. Aksine diğer insanları kendilerinden öncelikli tuttukları için minnet duyulmasını beklerler. Bu nedenle mazoşist insanlar muayene ve tedavi konularında direnç gösterebilirler. Ancak kişinin kendisinde ya da bir yakınında mazoşizm belirtilerini görmesi halinde vakit kaybetmeden uzman bir psikiyatriste başvurması oldukça önem taşır.
Mazoşizm sorunu için devlet hastaneleri ya da özel hastanelerde bulunan Psikiyatri bölümüne başvurulması gerekir. Aynı zamanda özel psikiyatri merkezlerinde de tanı ve tedavi imkanı bulunur. Uzman bir psikiyatrist ve alanında uzman olan psikologların iş birliği ile mazoşizm sorunu iyileştirilebilir. Bu sayede kişi, hayatla uyumlu ve sağlıklı bir psikoloji ile hayatına devam edebilecektir.
Mazoşizm ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Mazoşist olduğunu nasıl anlarsın?
Mazoşistlik, en temel haliyle fiziksel ve duygusal mazoşizm olmak üzere iki farklı şekilde görülebilir. Fiziksel mazoşizmi anlamak için kişinin kendine verdiği fiziksel zararı görmesi yeterli olacaktır. Bu duruma karşı savunmaya çekilse de inkar mekanizması duygusal mazoşistlerde olduğu kadar güçlü değildir. Duygusal mazoşistlerin sorunlarını görmeleri ve kabullenmeleri ise çok daha zordur. Çünkü kendilerini ve çevrelerini mutlu olmak istediklerine inandırırlar. Ancak kişisel alanlarda olumlu sonuçlanacak eylemlerden ise şiddetle kaçınırlar. Bu nedenle bir insanın mazoşist olduğunu anlaması ve kabullenmesi için uzman desteği gerekmektedir. Hastalar genellikle aile üyeleri ya da eşler tarafından fark edilir. Ancak diğer insanları kendilerinden öncelikli tutmanın ve acıyı kabullenmenin erdemli bir davranış olduğunu düşündükleri için hem sorunlarını hem de tedaviyi reddetme yolunu seçerler. Kişi kendinde mazoşizm belirtileri görür ve bu durumu kabullenirse, uzman bir psikiyatristten yardım alarak gerekli testlere girmelidir. Bu sayede mazoşist kişilik bozukluğu olup olmadığı anlaşılmış olacaktır.