Mikroenjeksiyon Nedir?

Mikroenjeksiyon uygulaması, erkek sperminin camda yapılmış bir iğne ile tutulup anne yumurtalık hücresine yerleştirme işlemidir

Mikroenjeksiyon camdan yapılmış bir iğne ile erkek sperminin tutulup anne yumurtalık hücresinin içine yerleştirme işlemidir. Klasik tüp bebek yönteminden farkı, mikroenjeksiyon yöntemi ile sadece bir tane sperm alınarak yumurta hücresine yerleştirilmesidir. Klasik tüp bebek yönteminde spermler yumurta hücresine kendiliğinden dölleme yaparken mikroenjeksiyon yönteminde zorunlu bir dölleme söz konusudur.

Mikroenjeksiyon (ICSI) başarı oranı klasik tüp bebek yöntemine (IVF) oranla daha fazladır. Yapılan araştırmalara göre mikroenjeksiyon (ICSI) yönteminin başarı oranı %90’dır. Bu başarı oranını etkileyen en önemli faktör döllenmenin kendi kendine olmasına izin vermemek ve seçilen spermi direkt olarak yumurta hücresine yerleştirmektir.

Bebek sahibi olamayan ailelerin sıkça başvurduğu yöntemler tüp bebek yöntemleridir. Tüp bebek yöntemleri ilk olarak Türkiye’de uygulanmaya başladığı zaman yüksek başarılı sonuçlar alınamazken zamanla geliştirilen tekniklerle çok daha başarılı sonuçlar alınmaya başlanmış ve ülkemizde ilk kez 1992 yılında mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi uygulandığında çığır açıcı nitelikte kabul görmüştür.

Erkek kaynaklı bebek sahibi olamama durumlarında oldukça verimli sonuçlar veren ICSI yöntemi, kadın kaynaklı bebek sahibi olamama sorunlarında da yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Spermin tutulup yumurta hücresinin içerisine zorla sokulma durumu sayesinde kadın yumurta hücresinin engelleyici nitelikteki kalınlığı yahut sertlik durumu da ortadan kalkmaktadır.

Kalitesiz ve az sayıda sperme sahip erkeklerde veya yaşı ilerlemiş erkeklerde, bebek sahibi olamama durumlarında tercih edilen tıbbi yöntemin ICSI olması, başarı şansını artırdığı gibi başarısız deneyimlerden sonra ailelerde oluşan umutsuzluk ve üzüntü durumunun da önüne geçebilmektedir.

Mikroenjeksiyon Nasıl yapılır?

Mikroenjeksiyon işleminde amaç bir adet spermi yumurta hücresine yerleştirmek olduğu için yöntemin başarılı olması için en kaliteli sperm meniden seçilir.

Oldukça duyarlı olan mikroskobik enjektörler kullanılarak hareketi kısıtlanmış sperm kuyruğu alınır. Daha sonra alınan bu sperm, mikroskobik enjektör yardımıyla yumurta hücresine yerleştirilir. Oldukça zor olan bu işlemde spermi yumurta hücresine yerleştirmeden önce yumurtanın çevresindeki hücreler de ayıklanarak temizlenir.

Burada yumurta hücresi seçimi de oldukça önem taşıdığı için olgun yumurta seçimi yaparak döllenme sağlanmalıdır. Sperm yumurta hücresi içerisine yerleştirildikten sonra döllenen yumurta laboratuvar ortamında büyümesi ve gelişmesi izlenmek üzere bekletilir.

İstenilen ideal gelişmeye ulaşınca, embriyonun rahime transferi gerçekleştirilir. Tüp bebek tedavi yöntemlerinde dondurulmuş ya da yeni alınmış spermle yapılan işlemler arasında başarı oranı olarak bir farklılık olduğu gözlemlenmemektedir. Bu tercih tamamen doktor kararına bırakılmıştır.

Normal yollarla oluşan gebelik dönemi ile mikroenjeksiyon yöntemi ile oluşan gebelik dönemi arasında çok fazla fark yoktur ve düşük riski her zaman vardır. Mikroenjeksiyon yönteminde düşük riski normal gebelikteki düşük riskine göre daha fazladır. Mikroenjeksiyon yaptıranlar, düşük riskini ortadan kaldıracak şekilde yaşamalı ve eylemlerinde bilinçli davranmalıdırlar.

Mikroenjeksiyon tüp bebek uygulamasındaki kromozom bazlı problemlerde preimplantasyon genetik tanı (embriyonun rahme yerleştirilmesinden önceki genetik inceleme) düşük oranını düşüren bir diğer faktördür. Genetik inceleme sayesinde doğru işlem ve tercihlerin yapılması sağlanır.

Mikroenjeksiyon Kimlere Uygulanabilir?

  • ICSI tedavi yöntemi sperm sayısı çok az olan kişilere uygulanabilir. Mikro TESE adı verilen testisten direkt olarak cerrahi yöntemler ile sperm çıkarılması tekniğiyle ICSI yapılabilmektedir.
  • Erkeğin menisindeki sperm şekillerinin neredeyse tamamına yakınının bozuk olması durumunda mikroenjeksiyon (ICSI) uygulanabilmektedir.
  • Klasik tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olamamış kişilere ICSI uygulanabilmektedir.
  • Kadın kaynaklı durumlarda yani yumurtalık hücresinin sert ve sperm girişini engelleyebildiği durumlarda uygulanabilmektedir.
  • Kadın ve erkek kaynaklı olan anti-sperm antikor durumlarında mikroenjeksiyon yöntemi uygulanabilmektedir.
  • Sebebi henüz bilinmeyen yahut bir tanı konulmayan infertilite (kısır) durumlarında da ICSI yöntemini kullanmanın bir sakıncası bulunmamaktadır ve bu durumlarda da yaygın olarak mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi tercih edilmektedir.

Mikroenjeksiyon Avantajları

Mikroenjeksiyon yönteminde yumurta içerisine seçilen spermin yerleştirilmesi diğer tüp bebek yöntemlerine göre çok daha avantajlıdır. Klasik yöntemde kalitesiz spermlerin yumurtayı dölleme ihtimali vardır fakat bunun tutma olasılığı düşüktür. Ancak ICSI’de yapılan birçok araştırma yöntemi sayesinde teknolojinin verdiği imkanlar doğrultusunda meninin en kaliteli spermi belirlenerek yumurtaya yerleştirilir. Bu sayede başarılı olma ihtimali daha yüksektir.

Mikroenjeksiyon yönteminin diğer bir avantajı ise klasik tüp bebek tedavi yöntemini bir ya da birden fazla kez kullanmış fakat bebek sahibi olamamış ailelerin başarı şansını önemli oranda arttırmasıdır. Kalitesiz bir spermin yumurtayı döllemesi ile kaliteli bir spermin yumurta hücresi duvarlarının temizlenerek direkt olarak içerisine yerleştirilmesi işlemi farklı aşamalar içermektedir ve bu yöntemde ilk seferde hamilelik oranı daha yüksektir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın