Penis Kanseri
Penis kanseri, penisin iç dokusunda veya penisin cildinde bulunan hücrelerin kontrolsüz büyümesi ile oluşan kanser türü olup kanserin evresine göre tedavi yöntemi belirlenir.
Penis Kanseri Nedir?
Penis kanseri penis cildini ya da penis iç dokusunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle oluşan kanserdir.
Penis kanseri dünya çapında göreceli olarak nadir görülen bir kanser olmakla beraber meydana gelme oranı coğrafyadan coğrafyaya ciddi farklılıklar gösteren bir kanser türüdür.
Gelişmiş ülkelerde ve sünnetli kişilerde görülme oranı daha düşükken (her 100.000 erkekte 0.3-1 kişi) Güney Amerika ve Afrika gibi bazı bölgelerde görülme sıklığı her 100.000 erkekte 4-6 kişiye kadar yükselmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yıllık yeni penis kanseri görülme sıklığı 1/100.000 civarındadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda elde edilen rakamlar da ABD ile benzerlik göstermektedir.
Penis kanseri görülen kişiler çoğunlukla 50 yaş üstü bireyler olmakla beraber her yaşta görülebilir.
Penis kanserinin başlıca risk faktörleri:
- HIV enfeksiyonu
- HPV enfeksiyonu
- Siğiller
- Kötü hijyen
- Balanit (sünnet derisi enfeksiyonu)
- Fimozis (sünnet derisinin geri çekilememesi)
- Tütün ürünleri kullanımı
- Liken skleroz (deride beyaz plaklarla seyreden bir dermatolojik hastalık)
- Ultraviyole ışık
Penis kanserleri köken aldıkları doku bakımından kabaca 2’ye ayrılabilirler:
- Yassı hücreli kanserler (vakaların yaklaşık %95’i)
- Yassı hücreli olmayan kanserler (vakaların yaklaşık %5’i)
Penisin epitel dokusu (tek ya da çok katlı hücre gruplarından oluşan, organların dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku) yassı hücre denilen hücrelerden oluşmaktadır. Penis kanserlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan Yassı hücreli kanserler bu dokuyu oluşturan hücrelerin kontrolsüz ve anormal çoğalmasıyla oluşur.
İkinci grup olan Yassı hücreli olmayan (Non-Skuamöz) kanserler ise diğer penil dokulardan köken alan kanserleri bünyesinde barındıran gruptur. Merkel hücreli kanser, küçük hücreli kanser ve penisin melanomları bu gruba girer.
Penis Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Penis kanserinin kendine özgü ya da penisin diğer bazı hastalıklarında da görülen işaretlere benzer birçok uyarıcısı olabilir.
Bu noktada ayırıcı tanının, yani hastalığın kendisine benzer şekilde bulgu veren diğer hastalıklardan ayrımının doğru yapılması çok önemlidir.
Hekim kendi fizik muayene bulguları ile beraber doğru tetkikler ve sonuçları ışığında doğru tanıya gidecektir.
Penis kanserinin başlıca belirtileri şunlardır:
- Penis başı ve gövdesinde kızarıklık
- Peniste yara
- Peniste kötü kokulu akıntı varlığı
- Peniste ağrı
- Peniste haftalarca iyileşmeyen ülserler (ağrılı ya da ağrısız olabilir)
- Penis renginde ve dokusunda değişiklik
- Fimozis (sünnet derisini geri çekilememesi)
- Kanser dokusu (kitle) eğer üretrayı daraltmış ise idrar yaparken oluşan yanma, ağrı ve zorluk hissi
Queyrat Eritioplazisi: Penis kanseri oluşum aşamasında kanser hücreleri henüz dokunun epitel tabaka sınırlarını aşmamışken görülen spesifik lezyondur. Peniste kırmızı renkli, keskin sınırlı, yüzeyde hafif kabarık bir plak olarak görülür. Penis kanserinin öncüsü olan bir lezyondur.
Queyrat eritroplazisi aşamasında müdahale edilirse penis kanseri yayılım gösterme aşamasına geçmeden tedavi edilebilir.
Penis Kanseri Teşhisi
Penis kanserinin teşhisinde hastanın var olan şikayetleri üzerine hekim tarafından yapılan fizik muayene çok önemlidir. Hekim penisteki lezyonlardan şüphelenir ise biyopsi alır. Tanı genellikle biyopsi ile konur.
Tanıda biyopsiye yardımcı olabilecek, özellikle kanserin eğer varsa yayılımlarının belirlenmesinde önemli rol oynayan bazı diğer tetkikler ise şunlardır;
Penis kanserleri en erken uzak doku yayılımını kasık bölgesindeki lenf bezlerine yaparlar. Bu nedenle teşhis aşamasında bu bölgedeki lenf bezlerinden de biyopsi alınabilir.
Penis kanseri tanısında biyopsinin sağladığı bir başka avantaj da kanserin tipinin belirlenmesine yardımcı olmasıdır. Bu, tedavide önemlidir.
Sonuç olarak penis kanseri teşhisinde en önemli yöntem hekimin fizik muayenesi ve bunun üzerine yaptığı biyopsidir. Diğer ek görüntüleme yöntemleri de tanıya yardımcı olur, var ise metastazların (yayılım) saptanmasında yol gösterici olurlar.
Penis Kanseri Tedavisi
Penis kanseri tedavisinde birkaç farklı seçenek vardır. Hangi yöntemin kullanılacağı kanserin evresine bağlıdır.
Penis kanserinde evreleme şu şekilde yapılmaktadır:
- Evre 0: Kanser hücreleri epitel dokuyu geçmemiş, epitel doku içinde sınırlanmıştır.
- Evre 1: Kanser hücreleri normal doku hücreleriyle büyük benzerlik göstermekte ve epitel dokunun hemen altındaki bağ dokusunu aşmamış durumdadır.
- Evre 2: Kanser hücreleri normal dokuyla az benzerlik göstermekte ve çevre lenf bezleri veya penis gövdesini etkilemektedir.
- Evre 3: Kanser hücreleri penis dokusuna derin yayılım göstermiş, ayrıca bölgedeki tek ya da çok sayıda lenf bezlerini tutmuştur.
- Evre 4: Kanser penise komşu doku ve organları etkilemiş, uzak bölgelerdeki lenf nodları veya organlara yayılım göstermiştir.
Penis kanserinde en sık kullanılan yöntem cerrahidir. Cerrahi tedavi özellikle yayılımı kısıtlı olan kanserlerde etkili sonuçlar vermektedir.
Penis kanseri tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler:
- Geniş lokal eksizyon: Penisteki kitlenin çevresindeki doku ile beraber geniş olarak çıkarılmasıdır.
- Mikrocerrahi: Kitlenin bir mikroskop eşliğinde, olabilecek en az miktarda çevre doku ile beraber çıkarılmasıdır.
- Lazer cerrahisi: Kanser hücrelerini yok etmek için lazer yönteminin kullanılmasıdır.
- Sünnet: Kanser dokusu sünnet derisinde ise uygulanır.
- Amputasyon (penektomi): Penisin tamamen çıkarılmasıdır.
Penis kanserlerinde kullanılan diğer tedavi yöntemleri radyoterapi, kemoterapi ve biyolojik ilaçlarla tedavidir.
Radyasyon tedavisi özellikle cerrahi ile beraber hastalığın tekrarının önlenmesi amacıyla verilir. Hakeza küçük çaplı cerrahi tedavi ile beraber lokal kemoterapinin kombine edilmesi de özellikle evresi yüksek olmayan penis kanserlerinin tedavisinde etkili bir yöntemdir.
Penis kanserlerinde kemoterapi sistemik kullanılabileceği gibi topikal (sadece penise uygulanarak) da kullanılabilmektedir. İleri evre penis kanserleri genellikle cerrahi, radyoterapi ve kemoterapinin beraber kullanımını gerektirir. Biyolojik ajanlar da tedavilere ek olarak kullanılırlar.
İlgili doktor hastayı değerlendirerek en uygun tedavi yöntemini seçecek ve gerekmesi halinde ilgili diğer bölümlere de danışarak uygulayacaktır. Tıpta hastalık değil hastanın olduğu ve tedavinin her bir bireye ve onun özel durumuna göre şekilleneceği bilinmelidir.
Penis Kanseri Tedavi Edilmezse
Penis kanseri tedavi edilmezse gerek meydana geldiği penis dokusu içerisinde derin doku yayılımı gösterir, gerekse vücudun uzak bölgelerine yayılım yapmak suretiyle geniş çaplı etkilere neden olabilir.
Penis kanserine müdahale edilmezse penisteki yapılara kitle etkisi ile zarar verir. Penisin içinden geçen üretrayı tıkayarak idrar yolu problemlerine yol açar.
Zamanla penisteki yıkıcı etkisi nedeniyle ağrılı yaralara, kötü kokulu iltihabi akıntılara neden olabilir.
Uzak organ yayılımı noktasında ise yayıldığı organa göre etkileri ortaya çıkacaktır.
En sık yayılımını kasık bölgesindeki lenf bezlerine yapmakla beraber uzak mesafeli akciğer, karaciğer, kemik ve beyin metastazları (yayılım) yapabilir.
Penis kanseri tedavi edilirse tamamen şifa ya da yaşam süresinin korunması ihtimali varken tedavi edilmediğinde hastanın hayatını tehdit eden bir tablo çok kısa sürede oluşabilir.
Penis Kanserine Ne İyi Gelir?
- Penis kanserinde yapılması gereken en önemli şey mümkün olduğunca erken bir şekilde tedaviye başlanmasıdır. Erken tedavi başarı şansını ciddi ölçüde artırır. Altta yatan ve penis kanseri için yatkınlık oluşturan bir durum söz konusu ise tedavi edilmesi penis kanserinin seyrini olumlu etkiler.
- Gerek tedavi gerek tedavi sonrası süreçte komplikasyonların önlenmesi açısından penisin hijyenine ve travmaya maruz kalmamasına dikkat edilmelidir.
- Sigara bırakılırsa penis kanseri gelişme riski azalacaktır.
- Genç yetişkinlerde HPV ( Human Papiloma Viruse) virüsüne karşı aşılanmak her ne kadar rutin programlarda yoksa da HPV ile ilişkili penis kanseri gelişme riskini azaltabilir. HPV virüsü vücutta yassı hücreli epitel dokuları etkileyen, penis kanserlerinin de %30-40 civarından sorumlu olan bir virüstür.
- Penis kanserinde sünnetsiz olmak, HPV enfeksiyonu, ilk cinsel ilişki yaşının erken olması, kötü hijyen koşulları ve çok eşlilik bilinen bazı risk faktörleridir. Risk faktörlerinden önlenebilir olanlardan kaçınılmalıdır. Eğer penise ait yapısal bir problem varsa (fimozis, parafimozis gibi ) düzeltilmelidir.
- Penis kanseri tedavisi geciktirilmemelidir.
Penis Kanseri İlaçları
Penis kanserlerinde ağırlıklı olarak cerrahi tedavi tercih edilmekle beraber kemoterapinin de yeri vardır.
Penis kanseri kemoterapisinde kullanılan bazı ilaçlar şunlardır:
- Sisplatin
- Florourasil
- Paklitaksel
- Ifosfamid
- Kapesitabin
Kemoterapi ilaçları etkilerinin yanı sıra ciddi yan etkiler de ortaya çıkarabilen ağır ilaçlardır.
Penis kanserinde kullanılanlar için de durum farklı değildir.
Birçoğu damardan ve hassas doz hesaplamaları gözetilerek verilen bu ilaçların kullanımı diğer tüm ilaçlarda olduğu gibi doktor kontrolünde gerçekleşmelidir.
Hastalar doktorlarının tavsiyesi olmadan ya da doktorlarına danışmadan hiçbir ilaç ve takviye kullanmamalıdır.
Penis Kanseri Ameliyatı
Penis kanseri tedavisinde cerrahi önemli yer tutar.
Başlıca yapılan operasyonlar şunlardır:
- Geniş lokal eksizyon: Penisteki kitlenin çevresindeki doku ile beraber geniş olarak çıkarılmasıdır. Lokal eksizyonda genelde glansektomi denilen prosedür uygulanmaktadır. Penis başından kanserli doku çıkarılır. Bu yapılırken çevredeki sağlam dokunun da bir kısmı eklenir ve güvenli bir sınır elde edilmeye çalışılır.
- Mikrocerrahi: Kitlenin bir mikroskop eşliğinde, olabilecek en az miktarda çevre doku ile beraber çıkarılmasıdır. Mikrocerrahi kanser dokusunun mümkün olabilecek en estetik sonuçlarla minimum doku kaybı ile çıkarılmasını amaçlayan yöntemdir.
- Lazer cerrahisi: Kanser hücrelerini yok etmek için lazer yönteminin kullanılmasıdır. Lazer cerrahisinde amaç kanser hücrelerini lazer yardımıyla yok etmek, kötü huylu hücreleri dokudan uzaklaştırmaktır.
- Sünnet: Kanser dokusu sünnet derisinde ise uygulanır. Sünnet eğer halihazırda kanser oluşmuşsa oluştuğu yere göre tedavi amacıyla kullanılabileceği gibi erken yaşlarda yapıldığında aynı zamanda penis kanserine karşı risk azaltıcı bir işlemdir.
- Amputasyon (penektomi): Penisin tamamen çıkarılmasıdır. Amputasyon yönteminde penis dokusu tamamen çıkarılır, bu operasyon gerekiyorsa kemo ya da radyoterapi ile kombine edilir. Çevre lenf bezlerinin çıkarılması da söz konusu olabilir.
Çocuklarda ve Bebeklerde Penis Kanseri
Penis kanseri genellikle 50-70 yaş arasındaki erkeklerde görülür.
Bebek ve çocuklarda penis kanseri oldukça nadirdir.
Bebek ve çocuklarda görülen bir penis kanseri olgusunda altta yatan anatomik ve yapısal bir bozukluğun olması daha muhtemeldir.
Eğer varsa bu durum cerrahi olarak düzeltilmeli ve tedavi şekillendirilmelidir.
Erken yaşta sünnet ileride gelişebilecek penis kanseri riskini ciddi ölçüde azaltmaktadır.
Penis Kanseri için Hangi Doktora Gidilir?
Penis kanseri ile ilgilenen doktorlar Üroloji doktorlarıdır.
Penis kanserine ait olabilecek penis yarası, ağrı, kötü kokulu akıntı, doku ve renk değişikliği gibi durumlarda vakit kaybedilmeden doktora başvurulmalıdır.
Ürolog tarafından penis kanseri tanısı konması durumunda Üroloji ve Onkoloji doktorları tedavi sürecini (tedavinin şekline göre) birlikte yönetebilirler.
Penis kanseri ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Penis Kanseri Öldürür Mü?
Penis kanseri lokalize olarak peniste iken yakalanır ve tedavi edilirse öldürücü olması beklenmez. Bu noktada erken tanı ve tedavinin önemi öne çıkmaktadır. Penisle sınırlı kalma aşamasını geçmiş olan, çevre ve uzak dokulara yayılım yapan penis kanseri doku/organ ve sistemik hasarlara yol açabileceğinden daha ileri tablolara neden olabilir.
Penis Kanseri Tedavisinde Başarı Oranı Nedir?
Penis kanseri tedavisinde başarı oranı kanserin tesbit edildiğinde hangi evrede olduğuyla direkt ilişkilidir. Lokalize kalmış, penisle sınırlı olgular tamamen şifa ile tedavi edilebilmektedir. İleri evre kanserlerde bu ihtimal azalmaktadır. Genel olarak bakacak olursak tüm penis kanserleri bazında 5 yıllık sağ kalım oranı %50’nin üzerindedir.
Penis Kanseri Kısırlık Yapar Mı?
Penis kanserinde problem penil dokudaki istenmeyen, kontrolsüz kötü huylu tümör oluşumudur. Bunun erkek üreme mekanizmasına direkt bir etkisi yoktur. Spermin hareket yoluna yayılmamış, testisleri etkilememiş bir penis kanseri olgusu anatomik olarak bir eksikliğe neden olmayacak şekilde tedavi edilebilirse kısırlığa neden olmaz. Öte yandan şu da bilinmelidir ki penis kanserlerinde ilk tedavi yöntemi genelde ameliyattır ve burada yapılacak operasyonların penisin yapı ve fonksiyonunu etkileme ihtimali her zaman olabilir. Böyle bir durum oluşması halinde ise kısırlık gibi sorunlar yaşanabilir.