Pıhtılaşma Bozuklukları Nedir?
Hastalarda belirli nedenlerden dolayı akan kanın durmaması pıhtılaşma bozukluklarına neden olmaktadır. Genellikle vitamin takviyesi ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
Pıhtılaşma (Kanamanın Durması) Bozuklukları Nedir?
İnsan vücudunun herhangi bir yerinde kanama gözlendiği zaman vücutta bulunan bazı düzenleyici sistemler vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan kanamayı durdurabilmek ve pıhtılaşma gerçekleşmesini sağlamak amacıyla bir çalışma içine girmektedir. Bu işlem sonucunda meydana gelen damar bölgesinin neresinde hasar oluşup kanamaya neden olduysa o bölgede bir tıkaç oluşturmak suretiyle kanamanın durmasını sağlamaktadır.
Pıhtılaşmanın gerçekleşmesi için vücutta bulunan trombosit adlı hücre yapılarının tıp literatüründe pıhtılaşma faktörü adı verilen özel yapılı protein yapılarına ihtiyacı vardır. Vücutta eğer pıhtı oluşumunu önleyen herhangi bir aksaklık oluşması halinde yaralanan dama bölgesinden akan kan akımı kesilememekte ve akan kanın önlememesi sonucunda hastalarda birçok sağlık sorunu meydana gelmektedir. Bu durumun ortaya çıkması sonucunda hastalarda pıhtılaşma bozukluğunun meydana geldiği hekimler tarafından hastaya ya da hasta yakınlarına ifade edilebilmektedir.
Pıhtılaşma işlemimin gerçekleşmeyip kanamanın durmadığı durumlar bazı durumlarda şiddetli komplikasyonlara yol açarak hastaların hayatlarını tehdit edici noktalara ulaşabilmektedir. Pıhtılaşma bozukluğu görülen hastalarda bu durumun ortaya çıkmasına en çok kalıtsal olarak aktarılan genetik faktörler başrolde gözlenmektedir. Hastalarda gözlenen kanama pıhtılaşma bozukluğu hastalıkları arasında hemofili, damar duvarında bozukluklar olması ve trombosit hastalıkları sayılabilir.
Pıhtılaşma kelime anlamı olarak kanamanın durması olarak ifade edilebilmektedir. İnsan vücudunda pıhtılaşma sürecinde gerçekleşen durumlar şu şekilde sıralanabilir;
- Pıhtılaşma aşamasının ilk evresi yaralanan damar duvarında vazokonstriksüyon (büzüşme) olarak yaralı bölgenin ve kan akışının küçültülmeye çalışılmasıdır.
- Bu aşamadan sonra trombosit adı verilen hücre yapıları bu bölgede yoğunlaşmaktadır.
- Trombositlerin bu yaralanma bölgesinde toplanmasından sonra kanda yer alan 20 farklı pıhtılaşma faktörü etkileşme sürecine girerek her insanın kanında serbest bir şekilde bulunan fibrinojen adlı protein yapılarını fibrine çevirmektedir.
- Ortaya çıkan bu fibrin yapıları trombositler ve diğer pıhtılaşma sürecinde görev alan protein yapıları ile birleşerek pıhtıyı meydana getirmektedir. Oluşan pıhtı yaralı damar duvarını kapatarak damardan dışarı kan akımını engellemektedir.
İşte her hangi bir insanda yukarıda anlatılan pıhtılaşma sürecinin herhangi bir kompanentinde eksiklik olması ya da herhangi bir aşamanın aksaması sonucunda pıhtılaşma bozuklukları hastalarda gözlenebilmektedir.
Pıhtılaşma Bozuklukları Tipleri (Çeşitleri) Nelerdir?
Pıhtılaşma sürecinde görev alan herhangi bir hücre yapısının ya da maddenin eksik olması ya da aşamaların aksaması sonucunda pıhtılaşma bozukluğu olarak adlandırılan durum gerçekleşmektedir. Pıhtılaşma bozukluğu meydana gelen hastalarda en ufak bir küçük keside bile kan akımı durdurulmasında sıkıntılar yaşamakta ve hastalar kan kaybedebilmektedir. Pıhtılaşma bozukluğunun oluşmasında temelde ya trombosit fonksiyon bozuklukları ya da pıhtılaşma sürecinde görev alan ve faktör (bir çeşit protein yapısı) olarak adlandırılan görevli uyarıcıların eksikliği yatmaktadır. Pıhtılaşma bozukluğu hastalıklarına neden olan durumlar hastalıkların isimlendirilmesinde direk olarak etkin rol almaktadır. Buna göre pıhtılaşma bozukluğu tipleri şöyle sıralanabilir ;
- Trombosit Fonksiyon Bozukluğu: Trombosit fonksiyon bozukluğu gözlenen hastalarda temel sorun trombositlerin eksikliği değildir. Bu hastalıkta trombositler yeterli düzeylerde olsalar dahi fonksiyonlarında bozukluk olduğu için pıhtılaşma bozukluklarına neden olmakta ve trombosit fonksiyon bozukluğu hastalığı ortaya çıkmaktadır. Tormbosit fonksiyon bozukluğu edinsel (sonradan kazanılan) trombosit fonksiyon bozukluğu ya da doğumsal trombosit fonksiyon bozukluğu olarak ikiye ayrılmaktadır. Edinsel trombosit fonksiyon bozuklukları edinilmiş pıhtılaşma bozukluklarına neden olabilmektedir.
- Yaygın Damar İçi Koagülasyon Bozukluğu (DIC): Yaygın damar içi koagülasyon bozukluğu hastalarda gürültülü olarak tabir edilen oldukça şiddetli semptomlara neden açmakta ve tedavisi zor bir hastalık hali olarak hekimlerin karşısına çıkmaktadır. : Yaygın damar içi koagülasyon bozukluğu direk bir hastalıktan ziyade vücutta ortaya çıkan bazı durumlara ya da durumlara yanıt olarak ortaya çıkan bir pıhtılaşma bozukluğudur.
- Faktör Eksiklikleri: Faktör eksiklikleri pıhtılaşma sürecinde bulunan ve fibrinojenden fibrin üretilmesini sağlayıp pıhtının sağlamlaşmasına yararı dokunan faktör yapılarının eksikliği sonucu oluşan bir hastalık durumudur ve nedene göre isim verildiği için spesifik bir ismi bulunmamaktadır.
- Protrombin Eksikliği: Protrombin de bir çeşit faktör olup pıhtılaşma kaskatında oldukça önemli bir konumda yer almaktadır. Diğer faktörlerden farklı olarak protrombin adlı özle bir ismi olan bu faktör eksikliğinde kaskatın son aşaması çalışmamakta ve fibrinojenden fibrin üretiminin aksaması nedeniyle pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkmaktadır.
- Hemofili: Hastalarda gözlenen hemofili hastalığı A, B ve C olmak üzere kendi içinde 3 tipe ayrılmaktadır. Bu hastalık pıhtılaşma faktörlerinde ortaya çıkan herhangi bir eksiklik sonucunda gözlenen bir kanama pıhtılaşma bozukluğu hastalığıdır. Hemofili hastalığında kadınlar genetik olarak bu hastalığı sadece taşımakta ; erkek bireyler ise genetik olarak kendisinde bulunması halinde hemofili hastası olarak değerlendirilmektedir.
- İdiyopatik Trombositopenik Purpura (ITP): İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) trombositopenik purpura hastalarda bağışıklık sisteminde gözlenen bozukluğa bağlı olarak otoimmün (öz bağışıklık) şeklinde tabir edilen bir hastalık türüdür. Bağışıklık hücreleri normalde vücudun kendine ait olan organları, hücreleri ve maddeleri tanıyarak bunlara saldırmamakta ve ortadan kaldırmamaktadır. Bu hastalıkta bağışıklık hücreleri trombosit hücrelerini tanımamakta asli görevi olan vücuda yabancı maddeleri yok etme işlevini yerine getirmektedir. Bunun sonucunda trombosit sayıları düşmekte ve idiyopatik trombositopenik purpura hastalığı ortaya çıkmaktadır.
- Von Willebrand Hastalığı (vWF): Von willibrand hastalığı dünya genelinde karşılaşılan en yaygın kanama bozukluğu olarak bilinmektedir. Kalıtsal bir hastalık olan von willibrand hastalığı damar duvarı hücrelerinde yer alan bir faktörün eksikliğinden dolayı meydana gelmektedir. Bu hastalığa sahip kadınlarda doğum sonrasında ağır ya da uzun süreli kanamalar ortaya çıkabilmektedir.
- Glanzman Hastalığı: Glanzman hastalığında trombositlerin yüzey kısmında normalde bulunması gereken bir faktör yapısının eksikliği ya da fonksiyon bozukluğu meydana gelmektedir. Glanzman hastalığı kalıtsal bir hastalıktır ve bu hastalarda trombosit tıkacı oluşmasında ve pıhtılaşmasının gerçekleşmesinde çeşitli problemler oluşmaktadır.
- Bernard Soulier Hastalığı: Bernard soulier hastalığında hastalarda hafif düzeyde tombositopeni (trombosit azlığı meydana gelmektedir. Vücut periferi dediğimiz uç kısımlarında dev trombositler yer alan Bernard soulier hastalığı genetik olarak aktarılan bir hastalıktır. Çocuklarda daha sık karşı karşıya kalınmaktadır.
- Konjenital Fibrin Eksikliği: Konjenital fibrin eksikliği insan vücudunun kanama esnasında kan pıhtısı oluşmasına yardımcı olan fibrinojen üretiminin yeterli düzeyde olmaması sonucunda ortaya çıkan sık gözlenmeyen bir kalıtsal hastalık halidir.
Pıhtılaşma Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Pıhtılaşma bozukluğu görülen hastalıkların tamamında genellikle benzer belirtiler ortaya çıkmaktadır. Pıhtılaşma bozukluğunda oluşan belirtilerin nerdeyse tamamı normal insanlarda kısa bir zaman aralığında duran kanamanın uzun zaman aralıklarında kesilmemesi ya da normal insanlarda belirgin düzeyde kanama ya da morarma sonucuna neden olmayan travmaların bu hastalıklardan birine sahip insanlarda ciddi kanama veya morluklar oluşturmasına neden olmasıdır. Pıhtılaşma bozukluklarında ortaya çıkabilecek belirtiler şu şekilde sıralanabilir ;
- Aşırı Kanama ve Morarma
- Küçük Travmalarla Gözlenen Aşırı Kanamalar
- Diş Eti Kanaması
- Durmayan Kanama
- Nedensiz Burun Kanamaları
- Kanamanın Durup Tekrar Başlaması
- Eklemde Şişme ve Ağrı
- Durmayan Sünnet Kanamaları
- Yoğun Adet Kanaması
- Bebeklerde açıklanamayan sinirlilik
- Baş Ağrısı
- Tekrarlayan Kusmalar
Pıhtılaşma Bozuklukları Başlıca Nedenleri (Risk Faktörleri) Nelerdir?
Pıhtılaşma sürecinde görev alan herhangi bir hücre yapısının ya da maddenin eksik olması ya da aşamaların aksaması sonucunda pıhtılaşma bozukluğu olarak adlandırılan durum gerçekleşmektedir. Kan pıhtılaşma bozukluğu meydana gelen hastalarda en ufak bir küçük keşide bile kan akımı durdurulmasında sıkıntılar yaşamakta ve hastalar kan kaybedebilmektedir. Pıhtılaşma bozukluğunun oluşmasında temelde ya trombosit fonksiyon bozuklukları ya da pıhtılaşma sürecinde görev alan ve faktör (bir çeşit protein yapısı) olarak adlandırılan görevli uyarıcıların eksikliği yatmaktadır. Buna göre pıhtılaşma bozukluğu nedenleri şu şekilde sıralanabilir ;
- Trombosit Fonksiyon Bozukluğu: Trombosit fonksiyon bozukluğu gözlenen hastalarda trombosit fonksiyon bozukluğuna bağlı pıhtılaşma bozukluğu gözlenmektedir. Bu bozukluğun gözlendiği hastalarda temel sorun trombositlerin eksikliği değildir. Bu hastalıkta trombositler yeterli düzeylerde olsalar dahi fonksiyonlarında bozukluk olduğu için pıhtılaşma bozukluklarına neden olmakta ve trombosit fonksiyon bozukluğu hastalığı ortaya çıkmaktadır.
- Trombosit Sayısının Az Olması: Trombositlerin fonksiyonlarını yerine getirmemeleri haricinde sayılarının az olması durumlarında da hastalarda pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Trombosit sayısının az olması pıhtılaşma bozukluklarına neden olabilmektedir.
- Faktör Eksiklikleri: Faktör eksiklikleri pıhtılaşma sürecinde bulunan ve fibrinojenden fibrin üretilmesini sağlayıp pıhtının etkin bir şekilde oluşamamasına neden olmakta ve bunun sonucunda pıhtılaşma bozukluğu hastalıkları meydana gelmektedir.
- Protrombin Eksikliği: Protrombin de bir çeşit faktör olup pıhtılaşma kaskatında oldukça önemli bir konumda yer almaktadır. Diğer faktörlerden farklı olarak protrombin adlı özle bir ismi olan bu faktör eksikliğinde kaskatın son aşaması çalışmamakta ve fibrinojenden fibrin üretiminin aksaması nedeniyle pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkmaktadır.
- İdiyopatik (Nedeni Bilinmeyen): İdiyopatik (nedeni bilinmeyen) durumlar sonucunda hastalarda idiyopatik trombositopenik purpura olarak isimlendirilen hastalık hali ortaya çıkmaktadır. Bazı durumlarda otoimmünite vücudun doğal hücrelerini tanımamakta ve onlara saldırarak yok etmektedir. Bu hastalık nedeninin gerçekleştiği durumda da immün sistem hücreleri trombositlere saldırıp parçalayarak trombosit sayısını parçalamakta ve pıhtılaşma bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
- Konjenital Fibrin Eksikliği: Konjenital fibrin eksikliği insan vücudunun kanama esnasında kan pıhtısı oluşmasına yardımcı olan fibrinojen üretiminin yeterli düzeyde olmaması durumudur.
- Aşırı Kanama Olması : Aşırı miktarda kanamanı gözlendiği durumlarda trombosit miktarlarında hızlı bir düşme gözlenebilmektedir. Çünkü trombosit hücreleri kanamanın durması amacıyla pıhtılaşma görevini yerine getirmeye çalışmakta ve bu nedenle tükenmektedir.
- Sık Sık Vücudun Travmaya Maruz Kalması: Vücudun travmaya sık sık maruz kalması sonucunda gözlenen vücut içine kanamalar nedeniyle trombosit miktarlarında azalmalar ortaya çıkabilmektedir. Sık sık vücudun travmaya maruz kalması trombosit sayılarında azalmalara neden olarak pıhtılaşma bozukluklarının gelişmesine neden olabilmektedir.
- Genetik Faktörler: Birçok hastalıkta olduğu gibi pıhtılaşma bozukluğunda da genetik faktörlerin yeri oldukça önemlidir. Bazı pıhtılaşma bozuklukları hastaların anne ve babasında bu doğrultuda bir hastalık gözlenmesi durumunda diğer insanlara oranla oldukça daha sık bir şekilde genetik olarak kalıtılarak gözlenebilmektedir.
- Kullanılan İlaçlar: Bazı hastalık durumlarında kullanılan ilaçlar pıhtılaşmanın önlenmesi amacını gütmektedir. Hasta tarafından gereğinden fazla kullanılma sonucu bazı ilaçlar pıhtılaşma bozukluğuna neden olabilmektedir.
Pıhtılaşma Bozuklukları Teşhisi
Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünün Hematoloji dalı kişilerde ortaya çıkan pıhtılaşma bozuklukları teşhis ve tedavisini gerçekleştirmektedir. Hekim teşhis amacıyla şu yöntemlere başvuruda bulunabilmektedir;
- Anamnez: Anamnez hastanın şikayetlerini dile getirmesi durumudur. Hasta hekime başvuruda bulunduğunda hekim hastada aşırı kanama ve morarmaların varlığı , küçük travmalarla gözlenen aşırı kanamalar olması, diş eti kanaması, diş çekimleri sonrası durmayan kanama, nedensiz burun kanamaları, kanamanın durup tekrar başlaması, eklemde şişme ve ağrı olması, durmayan sünnet kanamaları, yoğun adet kanaması, açıklanamayan sinirlilik, beyin kanamalarına yönelik baş ağrısı ve tekrarlayan kusmalar gibi hastalık belirtileri olup olmadığını dinleyip not ederek teşhis yöntemlerin ilk basamağını gerçekleştirmektedir. Ayrıca hekim hastanın aile öyküsünü, akraba evliliği mevcudiyetini ve ailede devamlı hastalık olup olamadığı gibi durumları da anamneze eklenir. Ardından hekim fizik muayeneye geçer.
- Fizik Muayene: Fizik muayenede hastanın ateşi, solunum sayısı, nabzı, tansiyonu, kanındaki oksijen saturasyonu (doygunluğu) değerleri not edilir. Ardından hekim hastanın boyu ve kilosu da ölçülerek not edilir. Bunun dışında hekim hastanın ;
- Genel duruma bakar ve ekstremite (el – ayak) muayenesi ile şişlik ve hassasiyet durumunu inceler,
- Herhangi bir cilt döküntüsü ya da başka cilt bulgusu olup olmadığını, ödemini
- Detaylı baş – boyun muayenesini yapar,
- Batın (karın) muayenesi ile karaciğer ve dalakta büyüme var mı bakar,
- Lenf düğümlerinde herhangi bir büyüme olup olmadığını inceler,
- Akciğer seslerini ve solunumu dinler,
- Karın üstüne stetoskopu koyarak bağırsak hareketlerini dinler,
- Kalp seslerini dinledikten sonra laboratuvar tetkiklerine geçer.
- Laboratuvar Tetkikleri: Laboratuvar tetkiklerinde ise hastadan kan, idrar, kemik iliği kültürleri alınır ve beyin – omurilik sıvısı incelemesi yapılır. Laboratuvarda hastanın kan hücresi değerleri, protein ve kan şekeri seviyesinin yanı sıra, böbrek fonksiyon göstergeleri, mineral düzeyleri, enfeksiyon varlığına dair antikor mevcudiyeti ya da yokluğu değerlendirilir. Yapılan diğer kültür testleri ile hastalık sebebi belirlenmeye çabalanır. Laboratuvar tetkiklerinde en önemli parametrelerden biri hastanın hemogramındaki trombosit değerlerinin normal olup olmadığı ve yapılan periferik yaymada elde edilen bilgilerdir.
- Radyolojik Görüntüleme: Radyolojik görüntüleme yöntemlerinde hekimler hastalarda gözlenen hastalık durumunun tanı ve tedavisinin yapılabilmesi için radyasyon, yüksek frekanslı ses dalgaları, ya da manyetik alan kullan çeşitli görüntüleme aletlerini kullanarak hastalığı tespit etmeye çalışmaktadır. Hekim radyolojik görüntülemede ;
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Bu yöntem, manyetik alan kullanarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Fizik muayene ve Laboratuvar sonuçlarıyla tam anlaşılamayan durumlarda veya ek bir hastalık varlığını mevcudiyetini saptamak ve ayırıcı tanı yapmak için kullanılabilir. Beyin kanamalarının gösterilebilmesi adına önemli olabilmektedir.
- Ultrasonografi (USG): Ultrasonografi ses dalgaları kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemle yumuşak dokularda kanama olup olmadığında bakılabilmektedir.
- Biyopsi: Yapılan diğer tanı tetkikleri sonucunda Pıhtılaşma bozukluklarına sebep olan asıl sebep teşhis edilemediyse hekimler şüpheye düşüp buralardan biyopsi isteyebilirler. Biyopsi aracılığı ile alınan küçük doku örnekleri değerlendirilerek kemik iliğinde herhangi bir trombosit üretimini engelleyecek patoloji olup olmadığına bakılır. Bu yüzden biyopsi pıhtılaşma bozukluklarında sık kullanılan tanı yöntemlerinden biridir.
Pıhtılaşma Bozuklukları ve Tedavi Yolları
Pıhtılaşma bozukluklarının tedavi edilebilmesi için öncelikle hastaların Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünün Hematoloji dalına muayene olarak hastalıklarının ne olduğuna dair teşhis yöntemlerinin gerçekleştirilmesi ve hastalığa tanı konması gerekmektedir.
Pıhtılaşma bozukluğu tedavilerinde hastalığa neden olan ilaç ya da besin maddelerinin varsa kesilmesi, eksik olan faktörlerin yerine konması, kortizon tedavileri, splenektomi (dalağın çıkarılması), trombosit replasmanı, taze dondurulmuş plazma (TDP) ,K vitamini takviyesi, steroid ve immünsupresif ilaç takviyesi gibi sık kullanılan ve teşhis edilen hastalığa özgül tedavi seçenekleri bulunabilmektedir.
Pıhtılaşma Bozuklukları Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?
Pıhtılaşmanın gerçekleşmesi için vücutta bulunan trombosit adlı hücre yapılarının yani tıp literatüründe pıhtılaşma faktörü adı verilen özel yapılı protein yapılarına ihtiyacı vardır. Vücutta eğer pıhtı oluşumunu önleyen herhangi bir aksaklık oluşması halinde yaralanan damar bölgesinden akan kan akımı kesilememekte ve akan kanın önlememesi sonucunda hastalarda birçok sağlık sorunu meydana gelmektedir.
Eğer Pıhtılaşma bozuklukları bulunan hastalara gerekli tedavi uygulanmazsa birçok komplikasyon ortaya çıkabilmektedir. Bu durumlar bazen vücudun herhangi bir bölümünün kolay bir şekilde morarması şeklinde meydana gelebileceği gibi bazı durumlarda kanamanın durdurulamaması nedeniyle ölümcül komplikasyonlara da neden olabilmektedir.
Tüm bu sebepler nedeniyle hastalarda aşırı kanama ve morarmaların varlığı, küçük travmalarla gözlenen aşırı kanamalar olması, diş eti kanaması, diş çekimleri sonrası durmayan kanama, nedensiz burun kanamaları, kanamanın durup tekrar başlaması, eklemde şişme ve ağrı olması, durmayan sünnet kanamaları, yoğun adet kanaması gibi semptomların ve komplikasyonların varlığında mutlaka bir uzman hekime muayene olarak tedavi olmasında yarar vardır.
Pıhtılaşma Bozukluklarına Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?
Pıhtılaşma bozuklukları hastaların hayatlarını sağlıklı bir şekilde tehlikesizce yaşayabilmesi adına önemli problemler oluşturmaktadır. Hastaların pıhtılaşma bozukluğuna sahip olduğunu bildiği durumlarda mutlaka hekim tarafından tavsiye edilen tedavi yöntemlerinin uygulanması hastalara iyi gelmektedir.
Ancak hastaların hekim tavsiyelerine uymayıp, vücutlarını bir yerlere çarpıp yaralayarak ya da vücutlarını başka türlü travmalara maruz bırakarak vücutta kanama odaklarına yol açması ve gerekli tedavilerine özen göstermeyip savsaklaması hastalarda gözlenen pıhtılaşma bozukluklarına iyi gelmeyecektir. Bu tutumların devam etmesi halinde hastalarda komplikasyonların meydana gelmesi yanında ölümcül seyredecek durumların da oluşma ihtimali kuvvetle muhtemeldir .
Pıhtılaşma (Kanamanın Durması) Bozuklukları Ameliyatı
Pıhtılaşma bozukluğu görülen hastalarda hekimler öncelikle hastaların hastalığını geçirecek çeşitli tedavi yöntemlerine başvuruda bulunmaktadır. Ancak yapılan tedavi yöntemlerinden etkin bir geri dönüş alınamaması halinde hekimler en son çarelerden biri olarak splenektomi ameliyatına başvuruda bulunabilmektedir. Splenektomi tıp literatüründe dalağın çıkarılması anlamına gelmektedir.
Splenektomi hekimler tarafından cerrahi teknikler uygulanarak dalağın çıkarılması ve insan vücudundan ayrılması ameliyatına verilen isimdir. Splenektomi ameliyatlarını cerrahlar üç farklı şekilde yapabilmektedir. Bu yöntemler açık splenektomi, laparaskopik splenektomi, dalak organının kısmi şekilde çıkarılması ve dalak damarlarına veilen çeşitli ilaçlar sayesinde dalak damarlarının tıkanması ya da küçültülmesi ameliyatı olan dalak embolizasyonudur.
Hastalarda uygulanan splenektomi seçeneklerinden biri olan laparaskopik splenektomi yöntemi ameliyat sonrasında hastaların hastanede kalış süresinin daha kısa olduğu ve daha erken taburculuğun gerçekleştiği bir cerrahi yöntem olduğu için hastalar tarafından daha sık bir şekilde tercih edilen bir ameliyat türüdür. Ancak splenektomi türleri arasından hekimler tarafından en sık uygulanan yöntem açık splenektomi yöntemi ve laparaskopik splenektomi yöntemleridir.
Gebelikte Pıhtılaşma (Kanamanın Durması) Bozukluğu
Pıhtılaşma bozukluklarına sahip olan hasta gruplarında hamilelik süreci oldukça dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Gebelerde de aynı diğer yetişkinlerde olduğu gibi trombosit fonksiyon bozukluğuna ve trombosit sayısının azlığına bağlı, faktör eksiklikleri sebebiyle, yaygın damar içi koagülasyon bozukluğuna bağlı ve benzeri birçok pıhtılaşma bozukluğu meydana gelebilmektedir. Takiplerde özellikle bu nokta üzerinde duran hekimler anne adaylarına hamile kalmaları durumlarında gözlenebilecek komplikasyonlar ve doğumda yaşanabilecek zorluklar konusunda detaylı bilgi vermektedir. Gebelikte karşılaşılan pıhtılaşma bozukluklarında doğum anında kanamanın durmamasına gibi durumlara bağlı olarak annelerin ya da bebeğin kaybedilme ihtimalleri bulunabilmektedir. Hekimler aynen diğer yetişkinlerde olduğu gibi gebelerde de pıhtılaşma bozuklukları gözlenmesi halinde hastalara uygun tedaviyi bebeğine de zarar vermeyecek bir biçimde uygulamaktadır.
Bebek ve Çocuklarda Pıhtılaşma Bozuklukları
Yenidoğan grubu çocuklarda kanın pıhtılaşma dengesi yetişkinlerden ve diğer yaş grubuna ait çocuk hastalardan farklıdır. Çünkü Yenidoğan dönemi çocuklarda pıhtılaşma faktörleri oldukça düşük seviyelerde seyretmekte yetişkin seviyesine ancak altıncı aydan sonra ulaşabilmektedir. Bebek ve çocuklarda gelişebilecek oksijensiz kalma durumu pıhtılaşma sürecini etkileyerek kanama bozukluklarına neden olabilmektedir. Bebek ve çocuklarda ortaya çıkabilen pıhtılaşma bozukluklarının belirtileri yetişkinlerde gözlenen belirtilerle ortak olabilmesinin yanında bebek ve çocuklarda ortaya çıkabilen pıhtılaşma bozukluklarının tedavisi aynen yetişkin grup hastalarda olduğu gibi doktorun uygun gördüğü tedavi biçimleri uygulanarak tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
Pıhtılaşma Bozukluklarında Hangi Doktor Gidilir?
Pıhtılaşma Bozuklukları ile asıl olarak ilgilenen, hastalığın teşhisini koyan ve hastalara gerekli tedavi seçeneklerini öneren bölüm Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünün Hematoloji dalıdır.
Hastalarda aşırı kanama ve morarma, küçük travmalarla gözlenen aşırı kanamalar, diş eti kanaması, durmayan kanama, nedensiz burun kanamaları, kanamanın durup tekrar başlaması, eklemde şişme ve ağrı, durmayan sünnet kanamaları, yoğun adet kanaması, açıklanamayan sinirlilik, baş ağrısı ve tekrarlayan kusmalar varlığında mutlaka uzman bir hekime başvuruda bulunmasında yarar vardır.