Plummer Hastalığı
Plummer hastalığı, tiroid bezinde bulunan nodülün bağımsız kalarak aşırı derecede tiroid hormonu salgılamasıdır. Radyoaktif iyot tedavisi, plummer hastalığının tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Plummer Hastalığı Nedir?
Plummer hastalığı veya daha yaygın bilinen ismiyle toksik adenom, tiroid bezinde bulunan nodülün bağımsız kalarak aşırı derecede tiroid hormonu salgılamasıdır. Metabolizmanın çalışma ritmini kontrol eden tiroid hormonlarının kan dolaşımında fazla bulunması halk arasında zehirli guatr olarak da bilinen hipertiroidi ile sonuçlanır.
Tiroid bezini oluşturan normal doku yapısından farklı, anormal şekilde ve lokal olarak büyüyen oluşumlar tiroid nodülü olarak nitelendirilir. Nodül, tiroid dokusunda içi sıvı dolu kist şeklinde de yer alabilir. Nodüllerin büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen boyutlarda olabilir.
Tiroid nodülleri, tiroid hormonu üretip üretmediklerine bağlı olarak sıcak, ılık ve soğuk olarak sınıflandırılır. Soğuk tiroid nodülleri tiroid hormonu salgılamazlar. Ilık tiroid nodülleri kanda hormon seviyesinde bir değişikliğe yol açmazken, sıcak nodüller ise hipertroidi ile sonuçlanabilecek şekilde aşırı hormon salgılayabilirler.
Tüm tiroid nodüllerinin %90’ından fazlası zararsız ve iyi huyludur. Çoğu nodül tehlikeli değildir ve çoğunlukla hastalarda belirti yapmadan varlıklarını sürdürürler. Tiroid nodülü 2 cm çapa ulaştığında boyun bölgesinden çıplak gözle görülebilirler. Toksik adenom, genellikle yetişkinlerde etkili olmasına rağmen nadir de olsa çocuklarda da görülebilir.
Plummer Hastalığı Belirtileri
Plummer hastalığı veya toksik adenom gibi tiroid hormonu salgılayan (hiperfonksiyon) nodül veya nodüllerin olduğu hastalıklar toksik nodüler guatr (multinodüler guatr) şeklinde tanımlanır. Tiroid nodülleri genellikle belirti veya bulguya yol açmazlar. Rutin kontroller veya check-up yapılırken doktor tarafından tespit edilebilir.
Plummer hastalığında zamanla büyüyen nodüller fazla tiroid hormonu salgıladığında hastada hipertiroidi (tiroid bezinin çok çalışması) kliniğinde ortaya çıkan belirtiler görülebilir. Bu belirtileri şu şekilde açıklayabiliriz:
İştahta değişiklikler: Plummer hastalığında TSH (tiroid uyarıcı hormon) baskılanmış ve tiroid hormonları (sT3,sT4) yükselmiş seviyeleriyle karakterize olabilir. Yüksek TSH düzeyinin iştah kaybına neden olduğu bilinirken, T3 hormonun ise iştah artırdığı gösterilmiştir. Bu nedenle değişen hormon seviyeleri bağlı olarak kişiler iştahlı veya iştahsız olabilirler.
İnsomnia (uykusuzluk): Kan dolaşımana fazla tiroid hormonu salınmasına bağlı olarak insanların kaliteli gece uykusu alması zorlaşabilir. İnsanlar uykuya dalmakta zorluk çekebilir veya sık sık gece terlemeleri yaşayabilir.
Adet düzeninde veya doğurganlıkta meydana gelen değişiklikler: Kan dolaşımına salınan yüksek oranda tiroid hormonu nedeniyle vücuttaki diğer hormon düzeyleri agresif şekilde değişerek hamile kalma olasılığı olumsuz etkilenebilir. Ayrıca, ergenlik öncesi adet düzensizliği, hipomenore (adet kanamasının az olması) ve amenore (adetten kesilme) görülebilir.
Ellerde titreme: Özellikle ellerinde titreme yaşayan kişilerin derhal hormon seviyelerini kontrol ettirmesi gerekebilir. Tiroid hormonunun aşırı artması ile hareket bozuklukları arasında ilişki olabilir. Öyle ki, Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkları olan kişilerin belirtilerinde şiddetlenme görülebilir.
Kalp çarpıntısı (taşikardi): Tiroid hormonunun doğrudan kalbi etkileme gibi bir özelliği vardır. Kan dolaşımında artan tiroid hormonu nedeniyle insanlar, istirahat halindeyken kalp çarpıntısı yaşayabilir. Daha ciddi durumlarda atriyal fibrilasyon yaşama riski artmaktadır.
Terleme ve sıcağa karşı aşırı hassasiyet: Tiroid bezi, vücut ısısını düzenlemede kritik öneme sahiptir. Tiroid hormonu artışına bağlı olarak kişiler çok sıcak hissedebilir veya çok fazla terleyebilir.
Hiperglisemi (kan şekerinin yükselmesi): Diyabet hastası olan kişilerde gelişebilecek tiroid bezi hastalıkları ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bunun temelinde artmış tiroid hormonunun karaciğerde glikoz üretimini artırması, bağırsaklardaki glikoz emilimini hızlandırması ve insülin direnci artırması yatmaktadır. Bazı kişilerde olan gizli şeker, tiroid bezi hastalıkları nedeniyle ortaya çıkabilir.
Boyunda şişlik, bası hissi ve ağrı: Tiroid nodülleri, tiroid bezinde oluşan yumrulardır. Tiroid bezindeki nodül büyükse boyun bölgesinden çıplak gözle görülebilir. Nodülün baskısı nedeniyle ses kısıklığı, nefes almada veya yutmada güçlük yaşanabilir.
Diğer bulgu veya belirtiler ise şu şekildedir:
• Ani duygu değişimleri
• Yorgunluk veya kaslarda güçsüzlük
• Tırnaklarda kolay kırılma veya soyulma
• Bulantı ve kusma
• İshal
Plummer Hastalığı Nedenleri
Plummer hastalığı veya genel olarak toksik nodüler guatrın nedeni genellikle bilinmemektedir. Haşimato hastalığı (Hashimoto tiroidi), plummer hastalığı riskini artıran en önemli hastalık olarak bilinmektedirler Bunun yanında iyot eksikliği, yetişkinlerde tiroid bezi büyümesine neden olabilir.
İyot, besinler yoluyla vücuda alınan bir mineraldir. Ayrıca, tiroid bezinden hormon salgılanmasını doğrudan etkileme özelliği olması bakımından önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle geçmişte alınan bir karar neticesinde tiroid bezi fonksiyonlarını korumak adına iyotla zenginleştirilmiş tuz piyasadaki yerini almıştır.
Bazı risk faktörlerine sahip insanlarda plummer hastalığı gelişme ihtimali daha yüksektir.
Nodül oluşumunu etkileyen bazı risk faktörleri ise şunlardır:
• Besinler ile alınan iyotun düşük miktarda olması,
• Tiroid bezinin hormon üretimini etkileyen genetik faktörlerin olması,
• Aile öyküsünde tiroid nodülü veya plummer hastalığı bulunması,
• Haşimato hastalığı gibi bazı tiroid bezi hastalıklarının olması,
Tiroid bezi yeterince tiroid hormonu üretemediği zaman beyinde bulunan hipofiz bezi, tiroid bezini uyaran tiroid hormonunu yani TSH hormonunu daha fazla salgılar. Kan dolaşımında daha fazla TSH hormonu olması tiroid bezinin büyümesine ve tiroid nodüllerinin gelişmesine neden olabilir. Ayrıca çok fazla tiroid hormonu salgılayan aktif bir tiroid bezi zamanla daha da büyür ve daha fazla multinodüler guatr riski taşır.
Plummer Hastalığı Teşhisi
Plummer hastalığı kliniğinde kişiler, daha çok boyun bölgesinde bulunan bir kitle şikayeti ile doktora başvurmaktadırlar. Başvuran kişilerin detaylı hasta öyküsünün alınması önemlidir. Özellikle spesifik olmayan belirtilerin ayrıcı tanıya ulaştırmada yardımcı olamaması hasta öykünsünün önemini daha da artırmaktadır.
Hasta öyküsü alınırken kişilere yöneltilen sorular ise şunlardır:
• Ailenizde tiroid bezi hastalığı olan var mı ?
• Boyun veya baş bölgenize radyasyon tedavisi uygulandı mı ?
• Anne, baba veya aile içindeki diğer bireylerde tiroid bezi nodülü görüldü mü ?
• Cilt kuruluğu, saç dökülmesi veya tırnak soyulması gibi şikayetler yaşıyor musunuz ?
• Sebepsiz kilo kaybı yaşıyor musunuz ?
Alınan cevaplar neticesinde fiziksel muayeneye geçilebilir. Fiziksel muayene sırasında kişilerin boyun bölgesi incelenir. Genişlemiş boyun damarları muayene sırasında görülebilir. Ayrıca boyun bölgesi incelenirken tiroid bezinin boyutu ve şekli hissedilebilir, olağandışı herhangi bir durum varsa tetkiklerde ileri aşamaya geçilebilir.
Kan testleri ile kan dolaşımındaki tiroid hormonu seviyesi değerlendirilebilir. TSH (tiroid uyarıcı hormon), T3 ve T4 seviyeleri ölçülerek tiroid bezinin çalışma potansiyeli ölçülür.
Tiroid ultarsonografisi ile tiroid nodülleri hızlı bir şekilde saptanabilir. Nodüllerin boyutu, nodülün soğuk veya sıcak olduğunun tespiti de ayrıca yapılabilir. Kişilere radyoaktif iyot içeren bir sıvı verilir. Bu işlemden sonra tiroid sintigrafisi ile nodüllerin iyot tutma miktarına göre soğuk veya sıcak olduğu anlaşılabilir.
Doktor gerekli görürse nodüllerin içeriğini tespit etmek için ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tiroid bezinden örnek alınabilir. Genel olarak 1 santimetreden büyük nodüller için biyopsi önerilmektedir.
Plummer Hastalığı Tedavisi
Plummer hastalığı teşhisi konulan her kişi için tıbbi tedavi gerekmeyebilir. Hasta öyküsüne ve yapılan tetkiklerin sonucuna göre hekimler gerekli tedaviye karar verirler. Eğer nodül veya nodüller aşırı tiroid hormonu üretmiyor ise nodülün boyutu, neden olduğu belirtiler veya büyüme modeli dikkate alınır.
Radyoaktif iyot tedavisi, plummer hastalığının tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi ile nödül veya nödüllerde küçülme sağlanabilir. Ayrıca tedavi ile birlikte tiroid hormonu salgılanmasında da ciddi azalmalar görülmektedir. Genel olarak nodüller ilk 6 ay içerisinde küçülmeye başlasa da bazı durumlarda küçülme 1-2 yıl kadar sarkabilir. Küçük nödüller bu tedaviye daha iyi yanıt verirler.
Plummer hastalığında nödül nispeten küçükse Levotiroksin reçete edilebilir. Bu ilaç tedavisi ile nodülünün küçülmesi veya genişlemesinin durdurulması hedeflenir.
Plummer Hastalığı Tedavi Edilmezse
Plummer hastalığı tedavi edilmediği süre içerisinde çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Kalp çarpıntısı (taşikardi), konjestif kalp yetmezliği ve atriyal fibrilasyon (kalp ritim bozukluğu) gibi kalp kaynaklı komplikasyonlar yaşanabilir.
Kan dolaşımına aşırı tiroid hormonu salınımı ile karakterize olan tiroid fırtınası (krizi) yaşanabilir. Tiroid krizi, ateş yüksekliği, çarpıntı, nefes darlığı, tansiyon yüksekliği ve ishal gibi belirtileri olduğundan ötürü acil müdahale gerektiren bir durumdur.
Büyük çaplı tiroid nodülü veya nodülleri nefes darlığı, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü gibi şikayetlere yol açabilir.
Plummer Hastalığına Ne İyi Gelir?
Plummer hastalığı için %100 koruyucu bir yol yoktur. Ancak alınacak bazı tedbirler faydalı olabilir;
• Tiroid hormonu üretiminde kullanılan iyot çeşitli gıdalardan alınabilir. Kabuklu deniz ürünleri, yumurta, süt ürünleri, kaya tuzu veya yeşil yapraklı sebzeler iyot bakımından zengindir.
• Selenyum ve çinko bakımından zengin ürünleri tüketmek faydalıdır. Selenyum bakımından zengin ürünler arasında sardalya, muz, yoğurt, hindi veya şeftali yer alır. Çinko bakımından zengin gıdalar arasında ise kuru bakliyat ürünleri, kırmızı et ve yumurta yer alır.
• Tiroid hormonu yapımında yer alan tirozin, hindi eti, süt ürünleri, tavuk, yulaf ve fındık gibi ürünlerde yer alır.
• A, D ve C vitamini bakımından zengin gıdaları günlük yeterli miktarda almak önemlidir. Ayrıca demir bakımından zengin gıdalar tüketmek tiroid hormonu salgılanmasında etkili olan hormon sentezi üzerinde bozucu etkide bulunabilir
• Omega-3 açısından zengin gıdalar tüketmek tiroid bezi savunmasında faydalı olabilir. Özellikle Omega -3, tiroid nodülü olan kişilerde tiroid bezi yıkımını önlemede etkili olduğu bilinmektedir.
Plummer Hastalığına Ne İyi Gelmez?
• Alkol ve sigaradan uzak durmamak
• 24 saatlik döngüde yeterli uyku düzenine sahip olmamak
• Kanserojen maddelere sık sık maruz kalmak
• Reçetesiz veya doktor tavsiyesi dışında antibiyotik kullanmak
• Tarım ilaçlarının kalıntı şeklinde kaldığı gıdaları tüketmek
• Özellikle büyükşehirlerde ağır metal kirliliğine maruz kalmak
• Yetersiz ve dengesiz beslenme
Plummer Hastalığı Ameliyatı
Tiroidektomi, tiroid bezinin ameliyat ile alınmasıdır. Burada önemli nokta ise tiroid hormonu üretimi aşırı olan kişilerde önce ilaç vermek suretiyle hormon seviyeleri kontrol altına alınır ve daha sonra ameliyat aşamasına geçilir. Ameliyat yöntemleri nodülün yapısına göre değişebilir.
Nodül, nefes almada veya yutmada zorluk yaratıyorsa tiroid bezinin bir kısmı veya tamamı alınabilir. Tiroid bezinin ne kadar alınacağı nodülün büyüklüğüne, sayısına ve nodülün kanser açısından değerlendirilmesine bağlıdır. Kanser açısından çok şüpheli nödüllerin tedavisi cerrahi yöntem ile yapılır.
Tiroid bezinin tamamen çıkarıldığı (total tiroidektomi) durumlarda kişiler ömür boyu dışarıdan tiroid hormonu kullanmak zorunda kalırlar. Ayrıca bu ameliyat sonucunda kozmetik açıdan derin bir yara izi boyun kısımnda kalabilir.
Gebelikte Plummer Hastalığı
Plummer hastalığı veya toksik adenom, gebelik süresi içersinde hipertiroidizme nadiren neden olurlar; çünkü bu hastalıklar tipik olarak yaşlı popülasyonda etkili olmaktadır. Hamilelik sırasında veya doğumdan hemen sonra tiroid nodülleri tespit edilebilir. Gebelik süresince tiroid nodülleri düzenli aralıklarla takip edilmelidir. Özellikle nodüllerin iyi veya kötü huylu olduğunun tespiti çok önemlidir.
Tiroid hormonun aşırı arttığı durumlarda hem anne hem de bebek için riskler ortaya çıkabilir. Hamile kadınlarda yüksek tansiyon, konjestif kalp yetmezliği ve gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi) gibi komplikasyonlar görülebilir. Ayrıca hamilelik döneminde gerçekleşen hipertiroidinin düşüğe, erken doğuma ve plasental abrupsiyona neden olduğu bilinmektedir.
Gebelik süresinde ultrasonografi ile tespit edilen 1 santimetreden büyük nodüller için ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılabilir. Biyopsi sonucu ve doktorun kararı tedavi yöntemini belirlrmede etkilidir.
Çocuklarda Plummer Hastalığı
Plummer hastalığı veya toksik adenom genellikle yetişkin hastalığı olmasına karşın nadiren de olsa çocuklarda görülebilir. Aileler, daha çok çocukların boyun bölgesinde bulunan bir kitle sebebiyle doktora başvurur. Çocuklar, yetişkinlerden farklı olarak genellikle ötiroidtir (tiroid hormon düzeyi normaldir).
Çocuklarda görülen nödül veya nodüllerin yapısı ince iğne aspirasyon biyopsisi ile değerlendirilir. Bununla birlikte çocuklarda görülen tiroid nodülleri iyi huyludur. Çocuklarda tepit edilen nodüllerin rutin takibi yapılır. Özellikle aşırı büyüyen nodüllerin tedavisi cerrahi yöntemler ile tamamlanır. Tek ve sıcak nodüllerde de cerrahi olarak çıkarılabilir. Çok sayıda tiroid nödülü olan çocukların tedavisinde cerrahi ile birlikte radyoaktif iyot tedavisi yer alabilir
Plummer Hastalığı için Hangi Doktora Gidilir?
Aşağıdaki belirtilerin kaynağı toksik adenom veya plummer hastalığı olabilir;
• Açıklanamayan kilo kaybı
• Halsizlik ve yorgunluk
• Kalp çarpıntısı (taşikardi)
• Sık sık terleme
• Boyun bölgesinde şişlik ve baskı
• Halsizlik ve yorgunluk
• Saç ve tırnaklarda açıklanmayan değişiklikler
Yukarıda sıralanan hipertiroidi belirtilerini yaşayan kişilerin en yakın sürede bir İç Hastalıkları uzmanını tarafından muayene edilmesi önemlidir. İç Hastalıkları uzmanı gerek görürse daha ayrıntılı muayene için kişileri bir Endokrinoloji uzmanına yönlendirebilir.
Daha önceden hipertirodi şikayetlerine yönelik tedavi almış veya halen tedavi alan kişilerin düzenli aralıklarla doktor kontrollerini yaptırması çok önemlidir.