Takipne
Takipne veya Taşipne adı verilen durum, hızlı ve derin olmayan bir şekilde solumak anlamına gelmektedir. Tedavide antibiyotikler ve oksijen tedavisi gibi seçenekler mevcuttur
Takipne Nedir?
Takipne veya Taşipne adı verilen durum, hızlı ve derin olmayan bir şekilde solumak anlamına gelmektedir. Normal şartlar altında bir dakika içerisinde 12 – 20 arasında nefes alınıp nefes verilmektedir. Takipne adı verilen durumda ise soluk sayısı dakikada 20’ den fazla olmaktadır.
Takipne durumu bazen “hiperventilasyon” durumu ile karışabilmektedir. Takipne hızlı ve derin olmayan bir solunum biçimini ifade ederken, hiperventilasyon hızlı ve derin solunumu ifade etmektedir.
Takipne Nedenleri Nelerdir?
Takipne hızlı ve sığ bir şekilde solumanın klinik olarak karşılığı olan durumdur. Takipneye çeşitli klinik yelpazede hastalıklar neden olabilmektedir. Bu hastalıklara örnek olarak basit bir akciğer enfeksiyonu gösterilebileceği gibi, akciğer damarlarının tıkanması gibi hayati derecede önemli klinik durumlar da takipneye neden olabilmektedir. Bu yüzden takipnenin temel nedeninin teşhisi, bireylerin hayatları için oldukça önem arz etmektedir.
Enfeksiyon Hastalıkları: Zatürre veya Bronşit gibi akciğerleri etkileyen enfeksiyonlar, bireylerde nefes almayı zorlaştırabilmektedir. Zorlaşan nefes almaları dengelemek isteyen vücut, hızlı ve derin olmayan bir solunum ile oksijen açığını kapatmaya çalışmaktadır. Zatürre ve Bronşit gibi enfeksiyonların kontrolü oldukça önemlidir. Bu enfeksiyonlar kontrol edilmediği takdirde akciğerlerin sıvıyla dolması gibi bir tehlikeyle karşılaşılabilmektedir. Sıvıyla dolu olan akciğerlerin tedavisi daha güç bir şekilde gerçekleşecektir. Tedavisiz kalan bu enfeksiyonlarda, özellikle yaşlı popülasyonda, ölüm gibi istenmeyen sonuçlarla da karşılaşılabilmektedir.
Pulmoner Emboli: Pulmoner Emboli hastalığı tıbbi bir acildir ve hızlı bir şekilde fark edilip tedavi edilmesi gerekmektedir. Pulmoner Emboli adı verilen bu hastalık, akciğerlere giden damarların tıkanması sonucunda oluşmaktadır. Tıkanan akciğer damarlarını dengelemek isteyen vücut hızlı ve derin solunum yaparak, oksijen ihtiyacını gidermeye çalışmaktadır. Hızlı ve derin solunum kısa süreli olarak durumu kurtarsa da bir vakitten sonra bu durum da yeterli olmayacaktır. Tedavi edilemeyen durumlarda ne yazık ki bu bireyler yaşamlarını kaybedeceklerdir.
Diyabetik Ketoasidoz: Şeker hastalığı olan bireylerde insülin adı verilen hormonun üretiminde veya düzenlenmesinde birtakım problemler bulunmaktadır. İlaçlarını düzgün bir şekilde kullanmayan şeker hastalarında, insülin yeterince üretilmez ve kan şekeri 400 veya üzerine çıkar. Bu durum sonucunda “keton” adı verilen asitler vücudumuzda birikmeye çalışmaktadır. Bu durum sonucunda da vücut denge sağlamak amacıyla hızlı ve derin olmayan bir solunuma başlar. Hızlı ve sığ bir şekilde solumak vücut için ne yazık ki yeterli olmayacaktır. Bu durum fark edilip tedavi edilmez ise ne yazık ki ölümle sonuçlanabilmektedir.
Astım: Astım alerjik birtakım problemler sonucunda oluşan bir akciğer hastalığıdır. Astım krizlerinde “hiperventilasyon” durumu görülebilmektedir. Hiperventilasyon “derin ve hızlı” solunumu tanımlamakta iken bazı durumlarda astım krizlerinde “takipne” durumu da görülebilmektedir. Özellikle çocuklarda gece vakti, egzersiz sonrası veya alerjenlere maruziyet astım krizini tetikleyen durumların başında gelmektedir.
KOAH: KOAH, kronik bronşit ve amfizem gibi hastalıkların bir sonucu olarak görülen kronik bir akciğer hastalığıdır. Bu hastalık için en önemli risk faktörü sigara içimidir. Bu hastalarda da hızlı ve derin olmayan bir solunum görülebilmektedir.
Yenidoğanın Geçici Takipnesi: Yenidoğanın Geçici Takipnesi doğumdan hemen sonra görülen ve maksimum 3 gün süren klinik bir hastalık olarak literatürde yerini almaktadır. Sezaryan doğum sonucunda daha sık bir şekilde görülen bu durum, normal doğum sonucunda da görülebilmektedir. Bu bebeklerde soluk sayısı genellikle dakikada 60’ tan fazladır.
Anksiyete: Anksiyete tamamen zihinsel bir hastalık gibi görünse de, bu hastalığın fiziksel birtakım belirtileri de görülebilmektedir. Bu belirtilerin başında “takipne” gelmektedir. Anksiyete ataklarının olduğu dönemlerde nefes darlığı ve bu durumu dengelemek için hızlı ve sığ bir solunum görülebilmektedir.
Takipne Teşhisi
Takipne hızlı ve derin olmayan solunumu ifade eden klinik bir belirtidir. Takipneyi teşhis etmek için ek bir görüntüleme yöntemine genellikle gerek duyulmamaktadır. Yapılacak olan ek görüntüleme yöntemleri takipnenin nedenini bulmaya yönelik olacaktır. Takipnesi olan hastalara doktorlar genel bir şekilde birtakım sorular yönlendirmektedirler. Herhangi bir ilaç kullanıp kullanmamanız, herhangi bir hastalığınızın olup olmaması veya son dönemlerde grip olup olmamanız gibi klinik durumlar doktorların teşhisi için oldukça basit fakat bir o kadar da önemli sorulardır.
Pulse Oksimetre: Pulse oksimetre veya nabız oksimetre parmağa takılan basit bir cihazdır. Bu cihaz sayesinde kandaki oksijen satürasyonu veya oksijen doygunluğu ölçülmektedir. Oksijen satürasyonunun genel olarak %95 – 99 arasında olması beklenmektedir.
Akciğer Grafisi: Akciğer grafisi çeşitli hastalıkların teşhisinde kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Akciğer enfeksiyonları, akciğerde abse oluşumu veya akciğerde sıvı olması gibi durumlar, bireylerde takipneye neden olabilmektedir. Bu durumlar akciğer grafisinde rahatlıkla görülebilmektedir. Bazı minimal akciğerde sıvı olması durumu grafide görülmeyebilirken, ciddi anlamda akciğer sıvısı olan bireylerde akciğer grafisi oldukça faydalıdır.
Bilgisayarlı Tomografi: Akciğer grafisinin yetersiz olduğu durumlarda veya doktorunuzun daha ciddi klinik durumları düşündüğü vakitte, bilgisayarlı tomografi görüntüleme yöntemi kullanılabilmektedir. Bilgisayarlı tomografi aracılığıyla akciğer yapısı oldukça detaylı bir şekilde görüntülenebilmektedir. Bu yöntemin en önemli yan etkisi maruz kalınan radyasyondur. İlaçlı bir şekilde de çekilebilecek olan bilgisayarlı tomografi görüntüleme yönteminde, pulmoner emboli olarak bilinen akciğere giden damarlardaki tıkanmalar rahatlıkla tespit edilebilmektedir.
Takipne Tedavisi
Takipne tedavisi altta yatan hastalıklara göre oldukça değişkenlik gösterebilmektedir. Takipneye neden olan hastalık eğer ki bir akciğer enfeksiyonu ise tedavide antibiyotikler kullanılabilmektedir. Bu antibiyotiklerin başında “Penisilin grubu antibiyotikler, Kinolon grubu antibiyotikler ve Makrolid grubu antibiyotikler” gelmektedir.
Astım atakları esnasında takipne durumu oldukça sık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Astım krizlerinde ise genel olarak “İnhale Steroidler ve Oksijen Tedavisi” kullanılmaktadır. Takipneye neden olan bir diğer önemli durum diyabetik ketoasidozdur. Diyabetik Ketoasidozun temel tedavisi “hızlı bir şekilde hastaya sıvı verilmesidir.” Hastadaki sıvı açığı kapanınca hastaya “insülin” iğneleri vurulabilmektedir.
Takipneye neden olan bir diğer önemli klinik durum ise “anksiyetedir”. Anksiyetenin tedavisinde birtakım anti – depresanlar kullanılabilmektedir. Bu anti – depresanlara örnek olarak “Alprazolam, Klonazepam ve Buspiron” etken maddeli ilaçlar örnek gösterilebilmektedir.
Takipne Tedavi Edilmezse
Takipne çeşitli klinik durumların bir sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Bazı durumlarda herhangi bir tedaviye gerek kalmadan düzelebilen takipne, genellikle bir tedaviye ihtiyaç duymaktadır. Takipneye neden olan klinik durum “Pulmoner Emboli” veya “Astım Atağı” gibi acil bir durumsa ve bu durum tedavi edilmezse, ne yazık ki hastanın hayatını kaybetme olasılığı oldukça artmış olacaktır. Bu yüzden yeni gelişen bütün takipne durumlarında ilgili doktora veya acile derhal başvurmak gerekmektedir.
Takipneye Ne İyi Gelir?
Takipne çeşitli hastalıkların sonucunda görülebilecek klinik bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Astımlı bir bireyin, astım krizine girmesi sonucunda takipne durumu ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden astımlı bireylerin aşırı egzersizden kaçınmaları gerekmektedir. Bu bireylerin aynı deodorant, parfüm gibi alerjen maddelerin yoğun olduğu ortamlardan da uzak durmaları gerekmektedir.
Takipneye Ne İyi Gelmez?
Yeni gelişen hızlı solunum için acil bir şekilde doktor kontrolü gerekmektedir. Yeni gelişen takipne durumlarında doktora muayene olmamak ölümle sonuçlanabilmektedir. Takipne özellikle astımlı hastaların kriz dönemlerinde görülebilmektedir. Astımlı bireylerin yaşam tarzlarına bu yüzden ek bir şekilde dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu bireylerin alerjenlerin yüksek olduğu yerlerden uzak durmamaları halinde, aşırı egzersiz yapmaları halinde ve sigara içmeye devam etmeleri halinde astım krizine girme ihtimalleri daha da artacaktır. Bu durumun bir sonucu olarak da takipne görülecektir.
Takipne İlaçları
Takipneye birbirinden farklı hastalıklar neden olabilmektedir ve bu hastalıkların tedavisinde birbirinden farklı tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Takipneye neden olan durum bir akciğer enfeksiyonu ise tedavide antibiyotikler kullanılabilirken, astım atağında kortikosteroidler tedavide kullanılabilmektedir.
Beta – Agonist İlaçlar: Beta – Agonist ilaçlar akciğer bronşlarında gevşeme yaratarak, bronşlara daha fazla hava gelmesini sağlayabilmektedirler. Takipneye neden olan durum bir astım atağı ise bu ilaçlardan faydalanılabilmektedir. “Terbutalin, Albuterol, Pirbuterol, Prakoterol, Fenoterol” etken maddeli ilaçlar astım krizinde kullanılabilmektedir. Bu ilaçların uzun süreli kullanımlarında kalp hızında artış, kaslarda titreme ve şeker yükselmesi görülebilmektedir.
Kortikosteroidler: Kortikosteroidler inhalasyon yoluyla astım atağı tedavisinde kullanılabilmektedirler. Bu ilaçlar Beta – Agonistlerin aksine bronşlarda gevşemeye neden olmamaktadırlar. Bu ilaçlar beta – agonistlerle birlikte kullanılabilmektedirler. Birlikte kullanıldıkları takdirde beta – agonistlere tolerans gelişmesini geciktiren kortikosteroidlerin uzun süreli fısfıs şeklinde kullanılmaları sonucunda “orofaringeal kandidiazis veya pamukçuk” adı verilen hastalık meydana gelebilmektedir.
Penisilin G: Kriptik tonsilit, kızıl gibi hastalıklarda kullanılan bu antibiyotik grubu, zatürre hastalığında da ilk olarak başvurulacak ilaç olarak bilinmektedir. Bu ilaçlara karşı alerjik reaksiyon gelişebileceği için, bireylerin oldukça dikkatli olması gerekmektedir. Penisilin G iğnesini vurulduktan yaklaşık yarım saat sonrasına kadar doktor gözetimi gerekmektedir. Bu süre zarfında tansiyon değişikliği, boğazda şişlik veya solunum değişikliği olması durumunda acil müdahale gerekmektedir.
Hamilelikte Takipne
Takipne gebelik döneminde de görülebilen klinik bir durumdur. İlerleyen gebelik dönemlerinde vücudun soluk vermesi hızlanabilmektedir. Fakat yeni gelişen hızlı ve derin olmayan solumaların gebelik döneminde de acil bir sorunun habercisi olabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden gebelerin günlük yaşantılarına diğer insanlara göre daha dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu bireylerin sigara dumanından uzak durmaları, bol yağlı yiyeceklerden uzak durmaları ve nefes almayı zorlaştıracak alerjen maddelerden uzak durmaları gerekmektedir.
Çocuklarda Takipne
Takipne veya hızlı ve derin olmayan soluk alıp verme durumu çocuklarda da sık bir şekilde karşımıza çıkabilmektedir. Çocuklarda yeni gelişen takipne durumunda ailelerin oldukça dikkatli olması gerekmektedir. Bu durum genellikle altta yatan bir hastalığın bir belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu durum aynı zamanda boğaza yabancı bir cismin takılmasının bir sonucu olarak da görülebilmektedir. Özellikle astım tanısı konulmuş çocukların hızlı ve derin olmayan solunuma girmesinin önlenmesi adına ilaçlarını düzgün kullanılması ve aşırı fiziksel aktiviteden uzak durması gerekmektedir.
Bebeklerde Takipne
Bebeklerde “Yenidoğanın Geçici Takipnesi” adı verilen klinik bir hastalık görülebilmektedir. Bu hastalık yaşamın ilk saatinden itibaren nefes alıp vermede güçlük olarak kendini göstermektedir. Bu bebeklerde solunum normalden daha gürültülü bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu çocuklarda dakikadaki solunum sayısı genellikle 60’ tan fazla olmakla birlikte, bu bebeklerde bazı durumlarda kaburgaları arasındaki kaslarda solunum yetmezliğine bağlı olarak çekilmeler görülebilmektedir. Bu bebeklerin akciğer grafisinde “havalanma artışı ve damarlanma artışı” görülebilmektedir. Hastalığın tedavisinde destek oksijen tedavisi, kandaki oksijen düzey takibi, hava yollarının açık olmasının sağlanması için mekanik ventilasyon tedavisi adı verilen CPAP tedavisi” uygulanabilmektedir.
Takipne için Hangi Doktora Gidilir?
Takipne çeşitli hastalıkların bir sonucu olarak görülebilmektedir. “Özellikle yeni başlayan bütün takipne yani hızlı ve sığ solunum durumları tıbbi bir acil olarak görülmelidir.” Takipneye ek olarak cildin mavi veya soluk bir renge sahip olması, göğüs ağrısının olması, baş dönmesinin olması ve ateşin olması durumunda Acil Servise başvurmak gerekmektedir. Acil serviste gerekli muayeneler yapıldıktan sonra ölümcül bir durum görülmediği durumlarda ise Göğüs Hastalıkları Uzmanına kontrole gidilmesi gerekmektedir.