Temporal Lob Epilepsisi

Beynin her iki yan tarafında bulunan temporal loblarda epilepsi nöbetlerinin görülmesi durumu olan Temporal Lob Epilepsisi; ilaç, cerrahi, lazer ve vagus sinir uyarımıyla tedavi edilmektedir. 

Temporal lob epilepsisi, beynin her iki yan tarafında bulunan (kulak üstü bölgeye denk gelen) temporal loblarda epilepsi nöbetlerinin görülmesi durumunda kullanılan klinik terimdir. Epilepsi terimine baktığımızda ise beyindeki normal elektriksel aktivitenin çeşitli sebeplerden dolayı kısa süreli aksamasına ve düzensiz hale gelmesine denilmektedir. 

Normal elektriksel aktivitenin aksayıp bozulması ile hastalarda nöbet denilen anormal durum oluşur. Epileptik nöbetlerin süresi hastadan hastaya değişmekle beraber saniyeler ile dakikalar arasında değişmektedir. Bu nöbetler sırasında hastalarda çeşitli davranış değişimi, hareket bozukluğu ve bilinç düzeyinde değişiklikler görülebilmektedir. Ayrıca epilepsinin 20-30 kadar çeşitleri vardır. Temporal lob epilepsisi de fokal yani bölgesel (odaksal) epilepsi türlerinden birisidir.  

Temporal Lob Epilepsisi Hastalığının Belirtileri

Temporal lob beyinde yaklaşık olarak kulakların ve şakakların hizasına denk gelen lobdur. Bu bölgede birçok işlevden sorumlu merkezler bulunmaktadır. Temporal lob temel olarak kısa süreli hafıza kaydetme, işitsel ve görsel bilgileri yorumlayan, sesleri ve dilleri işleyen, dili anlayan, konuşmayı üreten, açlık, susuzluk, duygular ve cinsel dürtüler gibi bilinç dışı refleksleri kontrol eden beyin lobudur.

Temporal lob epilepsisinde belirtiler nöbet türüne göre farklı şekilde olabilmektedir. Basit parsiyel nöbetler (Odak bilinçli nöbetler) ve kompleks parsiyel nöbetler (fokal engelli farkındalık nöbetler) şeklinde ayrılarak farklı şikayetler oluşabilmektedir.

  • Basit parsiyel nöbetler: Basit parsiyel nöbetlere auralar ya da odak bilinçli nöbetler de denilmektedir. Aurada hastanın bilinci yerindedir ve çevresinde olan bitenin farkındadır. Bu nöbetler hastalarda sadece anormal hislere neden olurlar. Görülen bazı belirtiler şunlardır;
    1. Mide bulantısı, midede şişkinlik
    2. Korku ve endişe hissi
    3. İşitsel, görsel, koku alma, tat alma ve dokunma gibi duyularda halusilasyonlar
    4. Dejavu hissi, yani bir durumu daha önceden yaşama hissi
    5. Makropsi (bir şeyi olduğundan daha büyük görme) ya da mikropsi (bir şeyi olduğundan daha küçük görme) gibi görsel bozukluklar
    6. Konuşma zorluğu
  • Kompleks parsiyel nöbet: Kompleks parsiyel nöbetler ya da diğer bir adıyla fokal engelli farkındalık nöbetler bilinci çeşitli derecelerde bozan nöbetlerdir. Bu nöbetler genellikle temporal lobun bir bölgesinde başlarken temporal loba giderek yayılarak bilinç bozukluklarına neden olurlar. Genellikle 30 saniye ila 2 dakika arasında süren nöbetler olup hastanın çevresiyle ilişkisinin kesilmesine neden olurlar. Bu nöbetlerden önce genellikle bir uyarılma ya da auralı nöbet olmaktadır. Nöbet bitiminde ise hasta yorgundur ve hastada kafa karışıklığı olmaktadır. Ayrıca nöbetten kısa bir önceki yaşadığı anıları genellikle silinir. Ayrıca bu hastalar nöbet geçirdikleri sırada etraftaki nesneler nedeniyle zarar görebilirler. Bu tip nöbetlerde görülen temel belirtiler şöyledir;
    1. Bilinç kaydı
    2. Gözlerin bir noktaya takılıp kalır
    3. Ellerde, kollarda, gözlerde ve ağızda istemsiz anormal hareketler (ör; aşırı göz kırpmak, dudak şapırdatmak…)
    4. Olağandışı konuşmalarda bulunma
    5. Afazi olarak bilinen konuşma, okuma ve söylenenleri anlama yetilerinde geçici olarak kayıp
  • Nöbet sonrası dönem;
    1. Kafa karışıklığı, konuşma zorlukları,
    2. Uyuşukluk ve uyku hali,
    3. Nöbetten hemen önce ve nöbet sırasında olanları hatırlayamama,
    4. Baş ağrısı,
    5. Etraftaki nesnelere herhangi bir şiddetli çarpma durumu olmuşsa yaralanma olayları görünebilir.   

Temporal Lob Epilepsisi Hastalığının Nedenleri

Temporal lob epilepsisi, epilepsi türlerine bakıldığında en fazla görülen epilepsi türlerinden birisidir. Her yaşta ortaya çıkmakla beraber birçok etken nedeniyle oluşabilir. Ancak bu nedenlerden bazıları olası nedenlerdir kesinliği tam olarak bilinmiyor. 

Temporal lob epilepsisine neden olan etkenlerden bazıları şunlardır;

  • Şiddetli beyin travmaları
  • Menenjit ve ensefalit gibi beyin/ beyin zarı enfeksiyonları
  • Temporal lobun hipokampüs bölümünde yara izi (gliozis) oluşması
  • Beyindeki kan damarlarında tıkanıklık ya da yapısal sorunlar
  • İnme
  • Beyin tümörleri
  • Genetik sendromlar
  • Çocukluk çağındaki ateşli nöbetler
  • Hipoksik yani oksijen azlığı nedenli beyin hasarı
  • Alkol bağımlılığı ve alkol yoksunluğu
  • Beyinde anormal elektriksel aktivite meydana gelmesi

Temporal Lob Epilepsisi Teşhisi

Bir nöbet sonrası ya da diğer başka sebeplerle nöroloji polikliniğine gelen hastalara ayrıntılı tetkikler yapılarak hastaya teşhis konulmaya çalışılır. Bu muayenelerde ki amaç nöbete neden olan etkeni ortaya çıkarmak ve daha sonra tekrar bir nöbet oluşma riskini değerlendirmektir. 

Temporal lob epilepsisi tanısında kullanılan teşhis yöntemleri başlıca şunlardır;

  • Fizik muayene ve Tıbbi öykü: Nöroloji polikliniğine başvuran hastadan öncelikle kişisel bilgileri istenip şikayetleri hakkında sorular sorulur. Hastanın ne zaman nöbet geçirdiği, nerede geçirdiği, tahminen ne kadar sürdüğü, nöbet öncesinde, sonrasında ya da nöbet esnasında olanları hatırlama durumunu, nöbet sırasında bilincinin olup olmadığı, nöbet başlamadan önce ne yaşadığı, nöbeti tetikleyen etkenlerin ne olduğu (stres, kavga, travma, uykusuzluk, yüksek sesli müzikler, parlak ışıklar) gibi sorular hastaya sorulur. Ayrıca hasta nöbet geçirdiği esnada yanında olan kişiler varsa onlara da hastanın o an ki görünümü ile ilgili sorular sorulur. Sorulan sorulardan sonra hastanın zihinsel ve motor becerilerini kontrol etmek için nörolojik muayene de yapılabilir.
  • Kan tetkikleri: Hastadan alınan kan örnekleri incelenerek hastanın vücudunda enfeksiyon olup olmadığı ve kan şekeri düzeyi gibi konularda değerlendirmeler yapılır.
  • Elektroensefalogram (EEG): EEG cihazında hastanın kafasına sayısı değişmekle beraber çeşitli elektrotlar takılır. Bu elektrotlar takıldıktan sonra cihaz üzerinde çizgiler oluşmaya başlar. Bu çizgiler beyindeki elektriksel aktiviteyi göstermektedir. Epilepsi nöbeti sırasında ya da başka bir etkenden dolayı nöbet meydana geldiği zaman bu elektriksel aktivitede dolayısıyla cihazda görülen çizgilerde değişiklikler olur. Bu elektriksel çizgiler farklı hastalıklarda farklı şekillerde değişmektedir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Bilgisayarlı tomografi X ışınları kullanılarak beyinden kesitsel görüntüler elde edilen yöntemdir. Bu yöntemde beyindeki tümör ve kanama gibi nöbete yol açabilecek durumların incelenmesi için kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme(MR): Manyetik rezonans görüntüleme yönteminde radyo dalgaları ve mıknatıslar kullanılarak kesitsel görüntüler alınır. Beyinde nöbet oluşumuna yol açabilecek kanama, tümör ya da kist benzeri etkenler varsa bunları belirlemede kullanılır.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Pozitron emisyon tomografide hastanın damarına verilen radyoaktif maddelerin beyinde daha aktif olan alanlarda kullanımının arttığı göstermeye dayalı görüntüleme yöntemidir. Örneğin kanser durumlarında kanser hücreleri radyoaktif maddeyi daha aktif kullanacağı için o bölge daha parlak görülecektir.

Temporal Lob Epilepsisi Tedavisi

Nöbet geçiren hastalara ilk nöbetten sonra direkt olarak tedavi uygulanmayabilir. Doktorlar hastaların birden fazla nöbet geçirmesini bekleyebilir. Temporal lob epilepsi tedavisinde birçok yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden bazılarına bazı hastalar rahatlıkla cevap verebilirken bazı hastalar da daha ileri tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyabilmektedir. 

Temporal lob epilepsisinde kullanılan yöntemlerden bazıları şunlardır;

  • İlaç tedavisiTemporal lob epilepsisi hastalığında birçok ilaç reçete edilebilmektedir. Ancak bazı hastalarda sadece ilaç tedavisi ile nöbetler kontrol altına alınamamıştır. Hastaların en az üçte birinde ilaç tedavisine ek ileri tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca ilaçları kullanan hastalarda yorgunluk, uyuklama, kilo alma ve baş dönmesi gibi çeşitli yan etkiler görülebilmektedir. Ayrıca epilepsi ilaçlarından bazıları doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar ile etkileşime girerek onların etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle ilaçlar ve kullanımları hakkında doktorla mutlaka görüşülmelidir.
  • Cerrahi tedaviler: İlaç tedavisinin yeterli olmadığı hastalarda ileri bir tedavi olarak cerrahi tedaviler uygulanabilmektedir. Ameliyat tedavisindeki amaç hastanın nöbet geçirmesini durdurmaktır. Ameliyat edilecek hastalarda nöbet odağı biliniyorsa o hastalarda genellikle daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Ancak nöbetlerin gerçekleştiği odak kesin olarak bilinemiyorsa ya da birden fazla nöbet odağı varsa bu hastalarda cerrahi tedavi genellikle tercih edilmez.
  • Lazer tedavisi: Lazer tedavisi ile temporal lobdaki nöbet odağındaki beyin dokusu ısı kullanılarak yakılır. Lazerle yakma tedavisinde rehberlik etmesi açısından manyetik rezonans cihazı kullanılır.
  • Vagus sinir uyarımı: 10.kafa çifti siniri olan vagus sinirini boyun bölgesinde uyaran bir cihazın kullanıldığı tedavi yöntemidir. Cihazın uyarıcı uçları boyun bölgesinde yer alırken cihazın kendisi göğüs bölgesinde deri altında bulunmaktadır. Cihaz vagus sinirini uyararak nöbetin gelişimini engelleyen çeşitli sinyaller gönderir. Bu sayede nöbetlerin sıklığı ve yoğunluğu azaltılmaya çalışılır. Hastalarda öksürük, nefes darlığı, konuşma güçlüğü ve kalp durması gibi ciddi yan etkiler görülebilir.
  • Duyarlı nörostimülasyon: Beyin dokusuna ya da kafa derisinin altına yerleştirilen bu cihaz beyinde üretilen elektriksel aktiviteyi takip ederek nöbet gelişmesi durumunda beyne elektriksel sinyal göndererek nöbetin gelişmesini önlemeye çalışır. Bu cihaz uyku esnasında bile beyindeki elektriksel aktivitede bir değişim yakalaması durumunda milisaniyeler içinde elektriksel bir patlama göndererek nöbeti engeller. Hastalarda bu uyarı sırasında acı ya da anormal bir his meydana gelmez.
  • Diyet tedavisi: Ketojenik diyet gibi yağ oranı yüksek, karbonhidrat oranı düşük diyetlerin nöbetlerin kontrolünü desteklediği bilinmektedir.    

Temporal Lob Epilepsisi İlaçları

Epilepsi ilaçları yani anti epileptik ilaçlar temelde iki çeşittir. Bunlar; Dar spektrumlu anti epileptik ilaçlar ve Geniş spektrumlu anti epileptik ilaçlardır. Ne yazık ki anti epileptik ilaç tedavisi verilen hastaların en az %30'unda başarılı sonuçlar alınamamaktadır. Bu hastalarda daha ileri tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır. 

Temporal lob epilepsisinde kullanılan anti epileptik ilaçlar başlıca şunlardır;

  1. Dar spektrumlu anti epileptik ilaçlar: Dar spektrumlu anti epileptik ilaçlar genel olarak nöbet odağı belirli olan hastalarda kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlardan bazıları şunlardır;
    1. Karbamazepin: Karbamazepin ilacı hastanın kullanacağı diğer bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle hastalar kullandıkları başka ilaçlar varsa doktoruna söylemelidir.
    2. Clobazam: İlaç yan etki olarak bazı cilt reaksiyonlarına neden olabilir.
    3. Diazepam: Uzun süreli nöbetlerin tedavisinde kullanılabilmektedir.
    4. Ethosuximide 
    5. Gabapentin
    6. Okskarbazepin
    7. Fenobarbital
    8. Fenitoin
  2. Geniş spektrumlu anti epileptik ilaçlar: Beyinde birden fazla odakta nöbet noktası varsa geniş spektrumlu ilaçlar daha iyi bir seçenek olmaktadır.
    1. Klonazepam
    2. Klorazepat
    3. Ezogabine
    4. Lamotrigine
    5. Lorazepam 
    6. Topiramate
    7. Valproik asit

NOT: Bu ilaçlar hastalığın tedavisinde kullanılabilecek genel ilaçlardır. Doktor onayı ve reçetesi olmadan yukarıdaki ilaçlardan hiçbiri kullanılmamalıdır. Reçetelerin aynı hastalığa sahip hastalar için bile çok farklı olabileceği unutulmamalıdır. 

Temporal Lob Epilepsisi Ameliyatları

Temporal lob epilepsisi tedavisinde 100 yılı aşkın bir süredir cerrahi operasyonlar uygulanabilmektedir. Çeşitli ilaç ve diyet tedavisi uygulanmasına rağmen olumlu sonuç alınamayan ve nöbetleri kontrol altına alınamayan hastalara ameliyat tedavisi düşünülebilmektedir. Ancak nöbet odağı belli olan ve tek bir bölgede nöbet odağı olan hastalara genellikle tercih edilir.

Ameliyattaki temel amaç nöbet odağı olan beyin bölgesini kesip çıkarmaktır. Bunun için en sık olarak yapılan yöntem kraniyotomi (kafa tasında bir bölgenin açılması) sonrası lobektomi işlemidir. Operasyon genellikle birkaç saat sürmektedir. Operasyon sırasında açık olan beyin dokusuna EEG (elektroensefalogram) elektrotları da takılarak beyindeki elektriksel dalgalardaki değişimler takip edilebilir. Ayrıca tansiyon, nabız ve oksijen seviyeleri kontrol altında tutulur. Kraniyotominin yanı sıra kafa tasında daha az bir yer açarak çeşitli operasyon yöntemleri denenmektedir. Bu yöntemlerden bazıları lazer interstisyel termal terapi (LİTT) ve stereotaktik radyocerrahidir.

Operasyon sonrası ilk gün hasta yoğun bakım ünitesine alınır ve yakından kontrolü sağlanır. İlk haftada operasyona bağlı kafa derisinde ve yüzde şişlikler olabilir. Bunun yanında hastada şiddetli baş ağrısı şikayeti olabilir. Ağrı ve şişlik şikayetleri genellikle birkaç hafta içinde iyileşir. Hastanın genel durumuna göre taburcu olma süresi 3-4 gün arasındadır. Ancak hastanın durumu taburcu olmak için uygun değilse bu süre uzayabilir. Hastalar genellikle 4-6 hafta arasında normal rutin işlerine dönebilirken ameliyat sonrası dönemde de düşük dozlarda olsa bile anti epileptik ilaçlardan bazılarını kullanabilir. Bir yıl süre ile nöbet geçirmeyen hastalarda ilaç dozları zamanla azaltılır.

Her operasyonda olduğu gibi temporal lob epilepsisi ameliyatlarında da bazı riskler vardır. Enfeksiyon, kanama, anesteziden geç uyanma, doku ve sinir hasarı, konuşma problemleri, işitme problemleri ve hafıza ile ilgili problemler gerçekleşebilecek bazı risklerdir.  

Temporal Lob Epilepsisi Hastalığı Tedavi Edilmezse

Temporal lob epilepsisi tedavi edilmediği takdirde hastanın hayat kalitesi çok azalabilir. Hasta ve çevresi için çok ciddi durumlar gerçekleşebilir. 

Örnek vermek gerekirse;

  • Hastanın nöbetlerinin sayısı ve şiddeti artabilir.
  • Hastanın işitme ve konuşma gibi önemli merkezleri temporal lobda olduğu için hastanın konuşmasında ve işitmesinde ciddi sorunlar yaşanabilir.
  • Hastanın diğer şikayetlerinde artış olabilir.
  • Nöbetlerin şiddeti ve sayısı arttığı için hastanın nöbet sırasında yaralanma riskinde de ciddi artış olur.
  • Hasta tehlikeli yerlerde (direksiyon başında, havuzda…) nöbet geçirebilir ve hayatını kaybedebilir.
  • Hastalarda öğrenme ve hafıza ile ilgili ciddi sorunlar yaşanabilir, süresi değişen hafıza kayıpları görülebilir.  

Temporal Lob Epilepsisi Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?

Temporal lob epilepsisi hastaları öncelikle doktorunun verdiği ilaçları zamanında ve eksiksiz kullanmaya dikkat etmelidir. Nöbeti tetikleyecek etkenlerden uzak kalmalı, özellikle uykuya özen göstermelidir. Uykusuzluk çok önemli bir stres ve nöbet tetikleyicisidir. 

Bunun yanında yüksek sesli ortamlardan uzak kalınmalıdırBu ortamlar nöbet riskini artırmaktadır. Sadece ev ve iş ortamında değil yabancıların olduğu herhangi bir yerde de nöbet geçirme riski olduğu için tıbbi bilezik ya da kolye gibi bilgilendirici semboller takılması hastanın sağlığı açısından yararlı olabilir. 

Nöbetlerin sayısında ya da şiddetinde artış söz konusu ise hasta en yakın zamanda doktoruna başvurmalıdır. Ayrıca bu hastalar havuzda ya da denizde tek başına bırakılmamalı, küvette duş almak yerine ayakta ya da oturarak banyo yapmalıdır ve araç kullanımında da dikkat edilmelidir. Ehliyet alımında epilepsi hastaları için özel bazı kurallar olduğu unutulmamalıdır.   

Temporal Lob Epilepsisi için Hangi Doktora Gidilir?

Temporal lob epilepsisi teşhisi konulan ya da herhangi bir şekilde nöbet geçiren hastalar temel olarak şu belirtilere sahipse en erken zamanda nöroloji polikliniğine başvurmalıdır. Çocuk hastalar için ise bölgede varsa çocuk nörolojisisi polikliniğine başvurulmalıdır.

  • İlk defa nöbet geçirilmişse,
  • 5 dakikadan daha uzun süren bir nöbet olmuşsa,
  • Nöbet bitiminin ardından tekrardan ikinci bir nöbet gerçekleşmiş ise,
  • Nöbet bitiminden sonra hastanın bilinci yerine gelemediyse ve hasta nefes almada zorluk çekiyorsa,
  • Nöbetin bitmesinden belli bir zaman geçmesine rağmen hasta hala tam anlamıyla iyileşemediyse,
  • Hastanın ateşi yüksek derecelere ulaşmışsa,
  • Gebelik durumu varsa,
  • Diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık varsa,
  • Nöbet sonrası etraftaki maddeler nedeniyle herhangi bir travma meydana geldiyse,
  • Nöbetlerin sayısı ya da şiddetinde artma olduysa,
  • Nöbet sırasında ya da nöbetten sonra daha önce görülmeyen yeni bir belirti görüldüyse.
Makaleyi faydalı buldun mu?
9
0
Makeleyi Paylaşın