Waardenburg Sendromu Belirtileri Tedavisi ve Genetik Özellikleri


Waardenburg Sendromu, nadir görülen genetik bir hastalık olup pigmentasyon değişiklikleri, işitme kaybı ve karakteristik yüz özellikleriyle tanınır. İlk kez 1951 yılında Hollandalı oftalmolog Petrus Johannes Waardenburg tarafından tanımlanan bu sendrom, dünya genelinde 40.000 doğumda bir görülür. Bu yazıda, Waardenburg Sendromu’nun tipleri, klinik bulguları, genetik temelleri ve yönetimine dair detaylı bilgiler bulacaksınız.

Waardenburg Sendromu Tipleri
Waardenburg Sendromu, klinik özelliklerine ve genetik mutasyonlara göre dört ana tipe ayrılır:

  • Tip 1: En yaygın tiptir. İşitme kaybı, göz iç açıklığının lateral deplasmanı (distopia kantorum) ve parlak mavi gözlerle karakterizedir.
  • Tip 2: Tip 1’den farklı olarak distopia kantorum bulunmaz. İşitme kaybı daha sık görülür (%50-70).
  • Tip 3 (Klein-Waardenburg): Tip 1 bulgularına ek olarak üst ekstremite anomalileri (kemik hipoplazisi) eşlik eder.
  • Tip 4 (Waardenburg-Shah): Hirschsprung hastalığı (bağırsak sinir sistemi anomalisi) ile birliktelik gösterir.

Klinik Belirtiler ve Tanı Kriterleri
Waardenburg Sendromu’nda görülen başlıca belirtiler şunlardır:

  • Pigmentasyon Anomalileri: Beyaz perçem, heterokromi (iki gözde farklı renk) veya hipopigmente iris.
  • İşitme Kaybı: Sensorinöral tip işitme kaybı, vakaların %20-30’unda tek taraflı veya çift taraflı olabilir.
  • Yüz Özellikleri: Geniş burun kökü, birleşik kaşlar (synophrys) ve düşük kulak çizgisi.
  • Diğer Bulgular: Tip 4’te kabızlık ve bağırsak tıkanıklığı gibi Hirschsprung belirtileri.

Tanı, klinik kriterler ve genetik testlerle konulur. Major kriterlerden en az iki tanesi (örn. işitme kaybı + pigment değişikliği) varsa sendrom düşünülmelidir.

Genetik Temeller ve Kalıtım
Waardenburg Sendromu, otozomal dominant veya resesif geçiş gösterir:

  • Tip 1 ve 3: PAX3 gen mutasyonları (17q12 kromozomu) ile ilişkilidir.
  • Tip 2: MITF veya SOX10 genlerindeki mutasyonlar sorumludur.
  • Tip 4: EDNRB veya EDN3 genlerindeki defektler Hirschsprung birlikteliğine yol açar.
    Aile öyküsü olan bireylerde genetik danışmanlık, hastalığın aktarım riskini değerlendirmede kritiktir.

Teşhis Süreci

  • Fizik Muayene: Pigmentasyon değişiklikleri ve yüz anomalilerinin değerlendirilmesi.
  • Odyolojik Testler: İşitme kaybının tipi ve şiddetinin belirlenmesi.
  • Genetik Analiz: Sanger dizileme veya NGS (Yeni Nesil Dizileme) ile mutasyonların tespiti.
  • Görüntüleme: Tip 3’te kemik anomalilerini saptamak için radyografi.

Tedavi ve Yönetim
Waardenburg Sendromu’nun kesin tedavisi yoktur; ancak semptomlara yönelik yaklaşımlar uygulanır:

  • İşitme Kaybı: Erken dönemde işitme cihazları veya koklear implantlar.
  • Pigmentasyon Değişiklikleri: Kozmetik müdahaleler (örn. kontakt lensler).
  • Hirschsprung Hastalığı: Cerrahi ile etkilenen bağırsak segmentinin çıkarılması.
  • Psikososyal Destek: Özellikle çocuklarda özgüven gelişimi için danışmanlık.

Waardenburg Sendromu ile Yaşam
Hastalığın seyri genellikle stabildir. İşitme kaybı erken teşhis edildiğinde eğitim ve iletişim becerileri desteklenebilir. Ailelerin genetik danışmanlık alması, gelecek nesillerde risk yönetimi açısından önemlidir.

Korunma ve Genetik Danışmanlık
Ailesel geçişli vakalarda prenatal testler (CVS veya amniyosentez) ile gebelikte tanı konulabilir. Preimplantasyon genetik tanı (PGT) ise tüp bebek sürecinde sağlıklı embriyo seçimi için bir seçenektir.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir