Anne Karnında Bebek Beslenmesi

Anne Karnında Bebek Beslenmesi Nedir?

Bir anne adayının hamilelik sürecinde, hatta hamilelik öncesinde de yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeklerinin sağlığı için oldukça önemlidir. Örneğin, hamilelik öncesinde annenin vücudunda yeterince folik asit ve Omega 3 depolanması, bebeğin beyin gelişimi açısından oldukça kritiktir. Bunun yanında bu süreçte ihtiyaç duyulan protein, mineral, vitamin, yağ ve kalori bakımından yeterli ve dengeli beslenme için bir diyet uygulamalıdır.

Anne adayının yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğin sağlıklı olarak gelişimini tamamlamasında büyük etkisi vardır. Ayrıca yapılan araştırmalarda annenin beslenme düzeni ile bebeğin beyin gelişimi, doğum ağırlığı, anne karnında bebek ölümü, gebelik zehirlenmesi ve prematüre doğum arasında da ilişki olduğu belirlenmiştir.

Dolayısıyla hamilelik sürecinde yetersiz veya fazla beslenmek hem annenin hem de bebeğinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Anne aşırı kilo aldığında zor veya sezaryen doğum, bebeğin bağırsaklarında ilk dışkının yutulması veya doğum tarihinin gecikmesi gibi birtakım sorunlara neden olabilir.

Yetersiz beslenmesinde ise bebekte düşük doğum ağırlığına yol açabilirken annede, diş çürüğü, kemik erimesi veya anemi gibi birtakım sağlık problemlerine yol açabilir.

Bebekler Anne Karnında Nasıl Beslenir?

Anne karnındaki bebekler kendi ihtiyaçları için gerekli olan protein, mineral, vitamin, yağ ve kalori gibi tüm besin maddelerini annelerinden karşılar.

Anne karnındaki bebeklerin beslenmesi aşağıdaki gibidir:

• Fetal protein, bebeklerin kanındaki aminoasidin miktarına bağlıdır. Sürekli transfer olan ve yüksek yoğunlukta olan aminoasitler, bebeğin daha çabuk gelişmesine ve sağlıklı olmasında rol oynar. Bebekler kendileri için gerekli olan proteini aminoasitlerden sentezler, dolayısıyla bebeklerin protein ihtiyaçlarının karşılanması için annelerin beslenme düzenlerinde aldıkları günlük proteinin kalitesi ve miktarı çok önemlidir.
• Bebeklerin sağlıklı gelişimlerini sürdürebilmesi için gerekli olan yağ, plasenta aracılığıyla sentezlenerek bebeğe iletilirken, annenin aldığı karbonhidratlarının çoğu, glikoz olarak anne kanından plasenta aracılığıyla bebeğe ulaşır.
• Hamilelik sürecinde bebeklerin vücudunda ortalama 13,5 mg fosfor ve 30 mg kalsiyum depolanır. Depolanan bu miktarlar annenin kemiklerinde bulunan fosfor ve kalsiyumun yaklaşık 1/50’sine denk gelir. Bu minerallerin çok az miktarı anneden karşılanır.
• Sağlıklı bir hamilelikte ortalama 22,5 gram kalsiyum ve 13,5 gr fosfor bebekte toplanır. Ancak bebekler demiri fosfor ve kalsiyumdan daha erken ve hızlı bir şekilde kullanmaya başlar. Demirin çoğu hemoglobin de bulunur, 1/3 bebeklerin karaciğerinde depolanır.

Bebek Ne Zaman Kordondan Beslenmeye Başlar?

Gözle görülemeyecek kadar küçük olan döllenmiş yumurta, 9 aylık bir süreçten sonra ortalama 3 kilogramlık bir bebek olarak dünyaya gelir. Fetüs, anne adayı hamileliğini öğrenmeden önce ve bu 9 aylık süreçte hayata tutunmak için kendi ihtiyaçlarını plasenta ve göbek kordonuyla karşılar. Bu nedenle bu organların gelişimi, anne karnındaki bebeğin oksijen alması ve beslenmesi açısından çok önemlidir.

• Hamileliğin ilk günlerinde embriyo çok küçük bir kesenin içindedir ve embriyo bir süre bu küçük kesede salgılanan besinler aracılığıyla beslenir. 
• Hamileliğin ilk haftasından sonra bebek, besin ihtiyaçlarını annenin vücudundan karşılamaya başlar. 
• Anne ve bebeği arasında iletişimi sağlayan plasentanın en önemli görevi, besin maddelerini annenin kanından fetüsün kanına geçirmek ve fetüste oluşan atık ürünleri anneye geri aktarmaktır. 
• Plasentanın asıl görevi metabolik maddeleri depolamaktır. Hamileliğin ilk aylarında plasenta hızlı bir şekilde büyürken fetüs olduğu yerde kalır, yani fetüs plasentaya göre daha küçük olur. Bu süreçte plasentada, ilerleyen dönemlerde bebeğin büyümesi için önemli miktarlarda kalsiyum proteinleri ve demir olan metabolik maddeleri depolar. 
• Plasenta hamileliğin ilk yarısında bebekten daha ağır olur ancak bu durum ikinci yarısından sonra tersine döner. Bununla birlikte plasenta, sadece bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda bebeğin hem oksijen ihtiyacını karşılar hem de böbrek, akciğer ve tiroid bezi görevi görür.

Bebeğe Anne Karnında Kilo Aldıran Besinler Nelerdir?

Anne karnında bebek beslenmesi, plasenta ve göbek kordonuyla gerçekleşir. Geçici olan bu organların doğum sonrası bir görevleri kalmaz ancak hamilelik sürecinde plasenta ve göbek kordonu birbirlerini tamamlasalar da farklı görevleri vardır.

• Plasenta diğer adıyla son organı, besinleri ve oksijeni annenin kanından alarak göbek kordonu aracılığıyla bebeğe iletir. 
• Anne karnındaki bebekler direkt olarak annenin tükettiği besinleri almaz fakat tüketilen besinler sindirilerek annenin kanına karışır. Daha sonra plasentada süzülür ve göbek kordonuyla bebeğe geçer. Bu nedenle hamilelik sürecinde bol proteinli ve sağlıklı yağ tüketilmeli, iyi beslenmeli ve diyet çeşitlendirilmelidir. 
• Bu süreçte gerekli olan tüm mineraller ve vitaminler kullanmalıdır ancak baharat ve tuz tüketimini sınırlandırmalıdır. 
• Süt ürünleri, baklagiller, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, meyve, deniz ve et ürünlerinin tüketilmesi bebeğinin gelişimi açısından oldukça önemlidir. Ancak hamileliğin ilk gününden itibaren annenin özellikle sigara, kafein ve alkollü içecekleri tüketmesi bebeğinin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle her kadın eğer hamile kalmayı planlıyorsa, hamilelik öncesinde bu zararlı maddeleri tamamen bırakmalıdır.
• Hamilelikte tüketilen özellikle de sigarada bulunan kanserojen ve zehirli maddeler bebeğe doğrudan ulaştığından, kusurlu doğum, dış gebelik, prematüre, düşük, düşük doğum ağırlığı veya ani bebek ölümü sendromuna sebep olabilir. Bu yüzden tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek adına sigara tamamen bırakılmalıdır.
• Alkollü içeceklerde, bebeğin yeterli besin ve oksijen almasını engellediğinden dolayı hamilelikte kullanıldığında, fetal alkol sendromuna (FAS) ve düşük riskini artırabilir.

Anne Karnında Bebek Gaz Çıkarır mı?

Anne adaylarının hamilelik sürecinde en sık karşılaştığı problemler arasında gaz sancısı ve şişkinlik gelir. Sindirim sisteminde oluşan gazlar, genel olarak havanın yutulmasından veya tüketilen besinler yeterince sindirilmediğinde, bu besinlerin kalın bağırsakta bulunan bakteriler tarafından yıkıma uğraması ile oluşur.

Oluşan bu gazlar vücut genellikle geğirme şeklinde dışarı atılır. İçerde kalan az miktarda hava aşağı doğru inerek, gaz şeklinde kalın bağırsaktan dışarı çıkarılır. Ancak anne karnındaki bebekler, amniyotik sıvıdan az miktarda gaz veya hava alsalar da bu yutulacak hava olmadığından dolayı gaz problemini yaşamazlar.

Bebeklerin sindirim sistemleri, anne karnında gelişmeye başlar ve gelişimine doğumdan sonra da devam eder. Dolayısıyla anne karnındaki bebekler besinleri sindiremedikleri için mide, bağırsak gazları üretemez. Bu nedenle bebeklerde gaz problemleri, anne karnında değil, doğumdan sonra genellikle mide ve bağırsak kaslarının gelişimini tamamladıktan ve sindirim hareketlerine başladıktan sonra tepkimeler sonucu oluşur.

Sonuç olarak hamilelik döneminde gaz oluşumuna neden olan etkenler sadece anne adayının sindirim sistemine etki eder. Dolayısıyla anne gaz yapan besinler tükettiğinde veya hava yuttuğunda annede oluşan gaz bebeğine geçmez. Eğer bebekler anne karnında bu eylemlere başlamış olsalardı, mide bağırsak kasları geliştiği için yenidoğan bebeklerde gaz problemleri oluşmazdı.