Abrahamson Metodu

Abrahamson Metodu Nedir?

Abrahamson Metodu, 40 yılı aşkın süredir uygulanan; sigara, şeker ve glüten gibi bağımlılık yapan maddelerden arındırılmayı hedefleyen bir tamamlayıcı tıp tekniğidir. Teknik, vücuttaki enerji sistemlerinin, bioenerji vasıtasıyla dengelenmesini ve temizlenmesini sağlamaktadır. Özel merkezler tarafından uygulanan Abrahamson metodu, 1970'li yıllardan günümüze kadar birçok farklı gelişme neticesinde bugünkü halini almıştır. Halen daha üzerinde yapılan çalışmalar sürmekte ve başarı oranının artırılması amaçlanmaktadır.

Abrahamson Metodunun Mantığı

Bu metot, vücuttaki bioenerji sistemini merkez alsa da refleksiyoloji ve kristal terapi gibi uygulama alanlarından da yararlanmaktadır. Abrahamson metodunun mantığı, bağımlılıklarla mücadele etmek için metabolizmanın hızlandırılması ve detoksifikasyonun (vücudun zararlı olan toksik maddelerden arındırılması) sağlanmaya çalışılmasıdır.

Abrahamson metodunun uygulandığı merkezlerde, çeşitli kristaller kullanılmaktadır. Bu kristaller terapinin önemli bir parçasıdır. Genellikle bu seanslarda 12 farklı kristal baz alınır ve her birisi vücutta farklı bir etkiye sahiptir. Bu kristaller astrolojideki 12 burçla ilişkilendirilir.

Abrahamson Metodunun Yararlı Olduğu Bağımlılıklar

Abrahamson metodu, vücut için zararlı olarak nitelendirilebilecek birçok gıda ve sigara gibi bağımlılıklardan kurtulmak için uygulanmaktadır. Birçok kaynak bu metodun yalnızca sigara bağımlılığıyla mücadele için uygulandığını belirtse de hazır yiyeceklerden, abur cuburlardan, zararlı karbonhidratlardan, beyaz undan üretilen besinlerden ve vücut sağlığı için tehdit oluşturabilecek her türlü gıdadan uzaklaşılmasını sağlamaktadır.

Abrahamson Metodu ile Sigara Bağımlılığından Kurtulmak

Dünya genelinde her yıl ortalama 4 milyon kişi, sigara kullanımına bağlı hastalıklar sebebiyle yaşamını yitirmektedir. İçeriğinde 4.000'e yakın zararlı madde bulunan sigara; başta kanser olmak üzere çok sayıda hastalığın temel nedenidir.

Abrahamson metodunun uygulanması ile sigara bağımlılığından kurtulmak mümkün hale gelmektedir. Sigara bağımlılığı, nefes darlığı neticesinde ortaya çıkan obstüktif akciğer hastalığının da başlıca nedenidir. Bu tür hastalıkların görülme sıklığını azaltmak için sigara bağımlılığından kurtulmak gerekmektedir. Abrahamson metoduna göre birey, kendisini merkez almalı ve içerisinde bulunduğu sosyokültürel ortamdan kendisini arındırmalıdır. Özellikle pasif içiciliğe maruz kalınabilecek ortamlardan tamamen uzaklaşmak gerekmektedir.Sigara bağımlılığının bırakılması, sigaraya karşı kayıtsızlık ve uzak durma isteği neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bu bağımlılığın bırakılması ile gelişen durumlar şu şekilde sıralanabilir:

• Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk yarım saat içerisinde kan basıncı ve nabız, ideal değerde seyreder. Kanın el ve ayaktaki dolaşımı normalle döner.
• Kandaki oksijen seviyesi 8 saat içerisinde normale döner ve kalp krizi geçirme riski büyük ölçüde azalır.
• Ortalama 24 saat sonra sigaranın vücut için en büyük zararlarından olan karbonmonoksittenarındırılır.
• Sigarayı bıraktıktan sonraki üç gün içerisinde nefes alıp verme şekli düzene girer, solunum yollarının işlevi artar.
• 3 ay içerisinde solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma ihtimali önemli ölçüde azalır. Vücuttaki tüm kan dolaşımı olması gerektiği şekilde çalışır.
• 9 ay içerisinde akciğer fonksiyonları %10 oranında artar ve öksürük, hırıltılı nefes alma ve ıslık sesine benzer şekilde nefes alıp verme gibi solunum problemleri belirtileri ortadan kalkar.
• 1 yıl içerisinde damar sertliği neticesinde ortaya çıkan daralma ve tıkanma gibi rahatsızlıklara yakalanma riski %50 oranında azalır.
• 3 yıl içerisinde mesane kanseri hastalığına yakalanma riski %50 oranında azalır.
• 5 yıl sora yemek borusu kanseri, sinüs problemleri, kalp krizi gibi hastalıklara yakalanma riski %50 oranında azalır.
• 15 yıl içerisinde kalp krizine yakalanma ihtimali, hiç sigara içmemiş bireylerle aynı seviyeye gelir ve akciğer kanserine yakalanma ihtimali %50 oranında azalır.

Abrahamson Metodu ile Gluten Alerjisinden Kurtulmak

Gluten; arpa, çavdar, yulaf gibi tahıl çeşitlerinde mevcut olan bir protein çeşididir. Bu protein grubu, gluten alerjisi veya glutenin toleransı diye bilinen bir rahatsızlığa neden olabilmektedir. Bireyin gluten içeren besinleri tüketmesiyle bu rahatsızlık meydana gelmektedir. Abrahamson metodu ile gluten içeren besinlerin bağımlılığından kurtulmak mümkün olmaktadır.

Gluten alerjisinin başlıca semptomları sinirlilik, yorgunluk, değişken kilo yapısı ve depresyondur. Ayrıca sindirim sistemi ile ilgili çeşitli sorunlara (kabızlık, mide ağrısı, mide şişkinliği, vb.) da sebebiyet vermektedir. Bu tür rahatsızlıklar, direkt olarak vücut için çok büyük hasarlara neden olmasa dasürekli karşılaşılması halinde bağışıklık sisteminin bozulmasına ve dolaylı olarak farklı türde hastalıkların görülmesine neden olabilir. Gluten içermeyen besinlerin tüketimi neticesinde vücutta gelişebilecek durumlar şu şekilde sıralanabilir:

• Mide şişkinliği azalır.
• Metabolizma hızlanır.
• Çeşitli sindirim sistemi sorunları engellenir.
• Ruh hali değişikliklerinin görülme sıklığı azalır.
• Bağışıklık sistemi güçlenir.

Abrahamson Metodu ile Zayıflama

Küresel bir sağlık problemi olan, her insanın karşı karşıya kalabileceği obezite gibi durumların önüne geçmek için de Abrahamson metodu uygulanabilmektedir. Bu metoda göre sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırılması, bunu yaparken de vücudun hiçbir şekilde açlık çekmemesi ve zorlanmaması sağlanmaktadır.

İnsanların kilolarından kalıcı bir şekilde kurtulmalarının ilk aşaması, fazla kilolara neden olabilecek kriterlerin belirlenmesidir. Kişinin yeme ve içme alışkanlıkları ile besin seçimleri, şişmanlığın temelinde yatan faktördür. Abrahamson metodu ile sağlıklı yeme alışkanlıklarının kazandırılması, fazlalık kilolardan kurtulmak için önemli bir uygulamadır.

Abrahamson Metodu Uzmanlarının, Sağlıklı Beslenme ile İlgili Önerileri

• Doğru beslenme alışkanlığı için yemek yemekten korkulmamalıdır, besin tüketimi metabolizmanın 3'te 1 oranında daha aktif çalışmasını sağlar.
• Beslenme programlarındaki öğünler atlanmamalıdır. Belirlenen öğünlerin atlanması, açlığa ve beraberinde kan şekerinin düşmesine sebebiyet verir.
• Bitkisel kaynaklı besinlerin tüketimine ağırlık verilmelidir. Mümkün mertebe hayvansal besinlerden uzak durulmalıdır.
• Yağda kızartma gibi pişirme tekniklerinden uzak durulmalı; buharda pişirme, haşlama, fırında veya ızgarada pişirme gibi tekniklere başvurulmalıdır.
• Yüksek oranda doymuş yağ içeren gıdalardan (sucuk, salam, pastırma, sosis, vb.) kaçınılmalıdır.
• Her gün minimum 3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketilmelidir.
• Haftalık diyet listelerine en az 2 porsiyon balık ve 2 porsiyon kurubaklagil yemekleri eklenmelidir.
• Glutensiz besinler tüketilmelidir.
• Her gün en az 2-3 porsiyon taze meyve ve sebze tüketilmelidir.
• Konserve yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
• Lifli sebzelerin tüketimine ağırlık verilmelidir.
• Su tüketimi artırılmalı, yemeklerden önce en az 1 bardak içilmelidir.
• Besinlerin tüketimi yavaş hızda yapılmalı ve olabildiğince çok çiğnenmelidir.
• Masada yeme alışkanlığı kazanılmalıdır.