Tıkınırcasına Yeme bozukluğu
Tıkanırcasına yeme bozukluğu, kişinin istem dışı olarak normal kişilerden daha fazla yemek yemesi hastalığıdır. Tedavide ilaç ve psikoterapi tedavisi önemli bir rol oynamaktadır.
Tıkınırcasına Yeme bozukluğu Nedir?
Yemek yeme eyleminin bireyin kontrolünden çıkması durumudur. Tekrarlayan yemek yeme atakları ile seyreden ve kişinin bunun önüne geçmek için herhangi bir çaba harcamadığı bir durumdur. Tarihte ilk olarak 1959 yılında Albert Stungard tarafından ortaya atılmış 1991 yılında Spitzer tarafından tanı kriterleri belirlenmiş 2013 yılında da DSM-5 te (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Sınıflandırma El Kitabı) yeme bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Yetişkin bireylerde görülen yeme bozuklukları arasında en yaygın görülen yeme bozukluğu çeşididir. Toplumda yaygınlığı %0.7 ile %6.6 arasında değişkenlik göstermektedir. Genellikle yirmi yaşlarında başlayıp kadınlarda erkeklere oranla sıklığı daha fazladır.
Tıkınırcasına Yeme bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
- Bu hastalar çevrelerindeki insanlara göre daha fazla yiyeceği daha kısa sürede yerler.
- Yemek yeme isteklerinin önüne geçemeyeceklerini düşünürler. Yemek yemelerini durduracak bir sınırları yoktur. Neleri, ne kadar yediklerinin farkına varamazlar.
- Açlık hisleri yokken bile aşırı miktarda yemeleri ve yemeyi durduracak herhangi bir eylemde bulunmamaları en belirgin özellikleridir.
- Toplum içinde yedikleri miktar dikkat çektiğinden yalnız oldukları zamanları tercih ederler. Bu durumdan rahatsızlık duymalarının yanı sıra aşırı yemeye bağlı olarak vücut ağırlıklarının artması ve şekil bozuklukları da hastaları rahatsız hissettirir. Bu yüzden dışarıdan belli olacak kadar sıkıntı içindedirler.
- Dış görünümlerini beğenmeme, kendilerinden nefret etme durumları söz konusudur. Hastaların bir çoğunda bu kaygılarından ötürü anksiyete, duygudurum ve kişilik bozuklukları eşlik edebilir. Yine önemli bir kısmında ise depresyon sıktır.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu yeni tanımlanmış bir durum olmasından dolayı bilgilerimizin çok sınırlı olmasına karşın genetik zemininin olduğu konusunda çeşitli araştırmalar bulunmaktadır.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu bulunan bireylerin birinci derece akrabalarında (anne, baba ve kardeşler) hastalık oranının sağlıklı bireylere oranla daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca ikizler arasında yapılan çalışmalarda hastalığın %40’lara varan oranlarda genetik olarak kalıtıldığını göstermiştir.
Genetik bilimi ile ilgilenen araştırmacılar Melanokortin 4 isimli bir genin mutasyonları sonucu Tıkınırcasına Yeme Bozukluğuna sebep olduğunu ileri sürmüşlerdir. Genetik etmenler dışında beyindeki bazı ödül mekanizmalarının temel maddeleri olan opioid, serotonin, ghrelin ve dopamin gibi maddelerinde Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ile ilişkili olduğu görülmüştür. Buraya kadar bahsettiğimiz sebepleri organik nedenler olarak isimlendirebiliriz.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunun psikolojik sebepleri de vardır. Bu hastaların önemli bir kısmı beden görünümlerinin, kilolarının önemli olduğu ve daima kontrol altında tutmaları gerektiğini düşünürler. Diğer yeme bozukluklarıyla ortak noktaları bedenlerinde küçük değişimleri bile kabul etmekte zorlanmalarıdır.
Ayrıca bu bireylerin ailelerinde ve kendi çocukluk çağlarında obezite, anksiyete, depresyon gibi problemler yaşadıkları ve bunların hastalıklarını tetiklediği görülmüştür. Kişilerin yemek yemeyi içinde bulunduğu zor durumu düzelteme aracı olarak görmesi de yeme bozukluklarına sebep olabilmektedir. Başka bir araştırmada ise göç eden ailelerde yeme bozukluklarının sık görüldüğü bildirilmiştir.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğunun Teşhisi Nasıl Yapılır?
Tıkınırcasına yeme bozukluğu ilk kez 1991 yılında bir klinik tablo olarak kabul edilmiş ve tanısı için belirli ölçütler konmuştur. Bu ölçütlerde zamanla değişiklikler yapılmış son halini 2013 yılında DSM-5 kriterleri ile almıştır.
Bu kriterler;
1.Tekrar tekrar görülen tıkınırcasına yeme dönemleri. Bir tıkınırcasına yeme döneminde aşağıdakilerin her ikisi de bulunur:
a. Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha fazla yiyeceği ayrı bir zaman diliminde (ör. herhangi bir iki saatlik sürede) yeme.
b. Bu dönem sırasında, yemek yemeyle ilgili denetimin kalktığı hissinin bulunması.
2.Tıkınırcasına yeme dönemlerinde aşağıdakilerden üçü (ya da daha fazlası) görülür:
a. Alışılanın çok üstünde bir hızla yeme
b. Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedinceye kadar yeme
c. Açlık hissi duymuyorken aşırı miktarlarda yeme
d. Ne kadar yediğinden utandığı için yalnızken yeme
e. Yeme sonrası kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da suçluluk duyma.
3. Tıkınırcasına yeme ile ilgili belirgin bir sıkıntı duyulur.
4. Tıkınırcasına yeme davranışları ortalama üç ay içinde, en az haftada bir kez olmuştur.
5. Tıkınırcasına yemeye, bulimia nervozada olduğu gibi yineleyen uygunsuz telafi edici davranışlar eşlik etmez ve tıkınırcasına yeme yalnızca bulimia nervoza ve anoreksia nervozanın gidişi sırasında ortaya çıkmaz.
Bir önceki tanı ölçeği olan DSM-4 te tıkınırcasına yeme ataklarının 6 ayda en az haftada 2 gün oluşması gerekiyordu. DSM-5 te ise bu atakların 3 ay boyunca haftada 1 kez görülmesi yeterli sayılmıştır. Ayrıca DSM-5 te hastalığın şiddetini de belirleyen bir ölçek bulunmaktadır.
Ağır olmayan: Haftada ortalama bir-üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Orta derecede: Haftada ortalama dört-yedi kez tıkınırcasına yemenin olması.
Ağır: Haftada ortalama sekiz-on üç kez tıkınırcasına yemenin olması.
Aşırı derecede: Haftada ortalama on dört ya da daha fazla sayıda tıkınırcasına yemenin olması.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu en çok blumia nervosa hastalığı ile karışır. Bu iki hastalıkta da yeme atakları görü lür. Ancak tıkınırcasına yeme bozukluğunda bu yeme ataklarını önlemek için bir çaba yoktur. Blumia nervosalı hastalar ise sıkı bir diyet yapma eğilimindedir. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ile karışan bir başka hastalık Gece Yeme Bozukluğudur. Bu hastalığa sahip bireylerde aşırı yemenin yanı sıra gece oluşan yeme atakları da tıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireylere göre daha sık ve yedikleri miktarları daha azdır.
Bu bireylerin temel psikiyatrik problemleri dışında aşırı yeme sonucu oluşan obezite, diyabet, kalp ve damar hastalıkları açısındanda değerlendirilmeleri gerekir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Tedavisi
Tıkınırcasına yeme bozukluğu tedavisinde temel hedef yeme ataklarının önüne geçilip bireyin sağlıklı ve dengeli beslenmesinin sağlanması, bireyin kendi ideal kilosuna ulaşıp bu ağırlığı koruması, obeziteye bağlı olarak oluşan diğer hastalıklarının kontrolü ve tedavisidir. Bunların yanı sıra hastalığını tetiklemiş olan anksiyete ve depresyon gibi ruhsal hastalıklarının tedaviside şarttır. Tedavi sürecinde genellikle 3 grup ilacın kullanımına ihtiyaç duyulur. Bu ilaçlar; antidepresanlar (duloksetin,fluoksetin, venlafaksinin) obezite tedavisinde kullanılan ilaçlar (sibutramin, orlistatin) ve antiepileptiklerdir (topiramat, zonisamid,lamotrijin)
İlaç tedavisinin yanı sıra psikoterapilerde tedavide büyük öneme sahiptir. Psikoterapi yöntemleri arasında bilişsel- davranışsal terapi, kendi kendine yardım terapisi, davranışçı yöntemlerle kilo verme terapisi, kişilerarası terapi gibi yöntemler mevcuttur.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Tedavi Edilmezse
Bu bireyler tedavi edilmediği takdirde aşırı yeme atakları devam eder ve kilo alırlar. Beden görünümlerine olan memnuniyetsizlikleri derinleşir. Buda tıkanırcasına yeme bozukluğunun şiddetini arttırır. Bunların yanı sıra kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskleri artar. Yaşam kaliteleri ve süreleri azalır.
Çocuklarda Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
Tıkınırcasına yeme bozukluğu çocukluk çağında gördüğümüz altı yeme bozukluğundan biridir. Pika sendromu, Ruminasyon bozukluğu, Kaçıngan- kısıtlı yeme bozukluğu, Anoreksiya nervosa, Blumia Nervosa ise çocuklarda görülen diğer yeme bozukluklarıdır. Yeme bozukluklarının temelindeki sorun yetişkinlerden farklı olarak düzensiz beslenmedir. Yetişkinlerde gördüğümüz aşırı yeme, hızlı yeme, aç olmadan çok miktarda yiyecek tüketme gibi belirtiler çocuklarda da görülür. Ailelerin bu durumu göz ardı etmeden bir çocuk hekimine başvurmaları gerekir. Çocukların obezite, endokrin hastalıklar ve psikiyatrik hastalıklar açısından değerlendirilmeleri gerekir. Ayrıca aşırı yemeye bağlı olarak boy kilo dengesinde bir problem olup olmadığı mutlaka değerlendirilmelidir.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu için Hangi Doktora Gidilir?
Normal şartlarda bir bireyin yiyebileceğinden fazlasını daha kısa sürede yiyen veya aç değilken bile aşırı miktarda yemek yiyen bireyler bu durumun farkına vardıklarında hekime başvurmalılar. Ancak bir bireyin kendisinde bu durumu fark etmesi biraz zordur. Genellikle hastaların yakın arkadaşları veya aileleri tarafından fark edilerek başvuru yaparlar. Yeme bozuklukları temelde Ruh ve Sinir Hastalıkları kliniklerince takip ve tedavi edilen hastalıklardır. Ancak bir hasta tıkınırcasına yeme bozukluğu tanısı almadan önce bu duruma sebep olan organik bir sorununun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu sebeple İç Hastalıkları kliniğine başvurmaları gerekir. Gerekli görüldüğü takdirde ilgili yan dal kliniğine yönlendirilir. Örneğin insülin direnci veya diyabet gibi endokrinolojik bir hastalık düşünülürse Endokrinoloji kliniğine yönlendirilir. Ayrıca hastalığın bir sonucu olarak aldığı kiloları verebilmesi, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturabilmesi için bir Beslenme ve Diyetetik Uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.