Öğrenme Güçlüğü
Öğrenme güçlüğü, bireyin okuma yetisi, konuşma yetisi, dinleme yetisi, yazma yetisi gibi zihinsel basit fonksiyonlarını kavrarken zorluk yaşamasıdır. Tedavide eğitsel terapileri uygulanmaktadır.
Öğrenme Güçlüğü Nedir?
“Öğrenme Bozukluğu”, “Özgül Öğrenme Güçlüğü” veya “Öğrenme Güçlüğü” olarak adlandırılan hastalık; kişinin yaşantısını tamamıyla etkileyen bir durumdur. Öğrenme güçlüğü; bireyin her zaman kullanacağı okuma yetisi, konuşma yetisi, dinleme yetisi, yazma yetisi ve bunlara ek olarak matematiksel alanda karşılarına çıkabilecek problemleri çözebilme gibi zihinsel basit fonksiyonlarını kavrarken zorluk yaşamasıdır. Bu durum, bilgilerin hafızada saklanmasında, arttırılmasında ve de üretilmesinde zorluklara sebep olarak, aksamalar yaşatmaktadır.
Öğrenme güçlüğü; merkezi sinir sisteminin işleyişinde ortaya çıkan bir bozukluk sonucunda oluşabilir veya doğuştan gelen bir rahatsızlık olarak nitelendirilebilir. Nörolojik temelli bir hastalıktır. Sıklıkla çocuklarda gözlemlenmekte fakat yetişkin bireylerde de karşımıza çıkabilir. Yetişkin bireyler, hastalığın fark edilmemesine bağlı olarak hayatlarını bu şekilde devam ettirmiş olabilirler.
Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerin öğrenme süreci daha uzun sürer ve yeni becerilerini geliştirmesi, bilgileri karışık durumdayken anlaması ve insanlarla iletişimde kalabilmesi için desteğe ihtiyacı söz konusudur.
Öğrenme zorluğunun farklı farklı sınıflandırmaları vardır fakat ana hatlarıyla belirlenen türleri aşağıdaki gibidir.
Disleksi-okuma bozukluğu: Bireyin okuma yeteneğini doğrudan etkiler. Konuşma durumunu ve yazılı halde verilen metinleri idrak etme becerisini de olumsuz yönde etkiler. Disleksi problemi yaşayan çocuklar harfleri sık sık karıştırırlar ve yazılan şeyleri anlamadan okurlar.
Disgrafi-yazı yazma bozukluğu: Bu bireylerin motor becerilerinde veya bedenlerinde yazı yazmalarına engel teşkil edecek bir durum söz konusu değildir fakat yazıları karmaşık haldedir ya da okunması güçtür. Bunlara ek olarak; yavaş yazı yazarlar, kelimeleri bitişik halde yazabilirler, harfleri ters yazabilirler veya yerlerini karıştırabilirler. Düşüncelerini de yazıyla anlatmaları imkansız denecek kadar zordur.
Diskalkuli-matematik öğrenme güçlüğü: Sayı sayma, sayıları anlama, sembolleri anlama ve haliyle de temel matematiksel konuları anlamada güçlük şeklinde ifade edilebilir. Aritmetiksel becerileri gelişememektedir. Bu yüzden de matematiksel öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar ve yetişkinler, hayatlarının akademik olan her alanında bu konuda zorlanırlar.
Afazi-dil bozukluğu: Beyinde bulunan çeşitli merkezlerinde meydana gelen hasarlara bağlı olarak konuşma ve yazma sorunlarının ortaya çıkması durumudur. Çeşitli nörolojik hastalıklara, travmalara ve beyin tümörlerine bağlı olarak gelişir ve beynin sol yarım küresinde bulunan konuşma ve anlama merkezlerini etkiler. Buna bağlı olarak da konuşma ve konuşulanı anlamada güçlük, adlandırma, tekrarlama, yazma ve okuma becerilerinde yetersizlik durumu olarak ifade edilebilir.
Dispraksi-sözel olmayan öğrenme güçlüğü: Hareketlerde koordinasyon eksikliği olarak tanımlanabilir. Makas kullanmada, düğmelerin iliklenmesinde, kalem tutmada ve yapbozları birleştirme gibi eylemlerde sorunlara neden olur.
İşitsel işleme bozukluğu: Bu türde beynin sesleri işleme ve yorumlama yetisinde sıkıntılar gözlemlenmektedir. Fizyolojik bir sorundan kaynaklanmaz. İşitsel işleme bozukluğundan mustarip olan çocuklar sesleri ve dolayısıyla da kelimeleri anlamakta sorunlar yaşarlar. Dil aracılığıyla yani sözel olarak iletilen ve duyulması gereken bilgileri hatırlamakta sıkıntı çekerler veya anlayamazlar. Bu sebeple de verilen komutları yerine getiremez, duydukları şeyleri tekrar anlatamazlar.
Dil işleme bozukluğu: Bu türde beynin dili işleme yetisiyle ilgili sorunlar görülmektedir. Dil işleme bozukluğundan mustarip olan kişilerde anlamla ilgili sıkıntılar görülür. Kişi kendisini kısaca ifade edemez, netlik problemi vardır.
Yukarıda belirtilen türlerden bir veya birkaçı aynı anda yaşanabilir ve bu türlere ek olarak hiperaktivite (aşırı hareketlilik durumu), hipoaktiflik (çok yavaş hareket etme durumu) ve dikkat eksikliği gibi sorunlar da beraberinde gelebilir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü Belirtileri Nelerdir?
Öğrenme güçlüğü belirtilerini okul öncesi dönem ve ilköğretim öncesi dönem olarak sınıflandırmak mümkündür. Fakat her çocuğun farklı olduğu ve gelişimlerinin de buna bağlı olarak farklı olabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Yani öğrenme güçlüğü belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Duyusal herhangi bir kusurları yoktur yalnız genellikle bu bireylerin zekaları normal veya normalin üstünde görülmektedir. Bu yüzden aşağıda listelenen belirtilerden bir veya bir kaçı çocuğunuzda gözlemleniyorsa, bir Çocuk Psikiyatristinden ya da Nöroloji uzmanından yardım almanız gereklidir.
- Konuşmaya başlamada görülen önemli ölçüde gecikmeler
- Zamanı iyi kullanamama, nasıl kullanacağını bilememe durumu
- Kelimeleri telaffuz etmede yaşanan zorluklar
- Kelimeleri öğrenmede yavaşlık
- Düğmeleri iliklemek, ayakkabılarını bağlamak gibi motor hareketlerin gelişiminde yavaşlıklar
- Sakarlıklar, kazalar, dağınıklıklar
- Okumayı öğrenmede zorluk
- Yazmayı öğrenmede zorluk
- Sayıları öğrenmede zorluk
- Matematiksel sembollerin karıştırılması
- Tersten kelime okuma durumu
- Yüksek sesle okumaktan çekinme ve korkma
- Yazı yazmayı gerektiren ödevleri yapmayı reddetme durumu
- Saatleri öğrenmede ve söylemede zorluk
- Sağ-sol gibi yön kavramlarını ifade edememe ve ayırt edememe durumu
- Verilen ödevlerini unutma durumu
- Yeni arkadaşlık kurmada yaşanan zorluk ve isteksizlik, arkadaşlıkları sürdürmekte yaşanan problemler
- Çalışma şekli belirleyememe, bilinçsiz çalışma metotları izleme
- Jest ve mimikleri anlamada zorluk
- Karşıdaki kişinin beden hareketlerini algılayamama
- Bir şeyi isimlendirmek için uygun sözcüğü bulmada zorluk, yanlış sözcüklerle yapılan nitelemeler
- Yaşa bağlı olarak kavranmış olması gereken sözcük sayısından daha azına hakim olma durumu
- Fiilsel sözcüklerde zorluk, uygun fiili seçememe
- Heceleme hataları, yerlerini değiştirme durumu
- Sesleri, konuşmaları dinlemede güçlük ve buna bağlı olarak gelişebilecek olan ses-harf ilişkisini kavrayamama durumu
- İzleme ve takip konusunda güçlük
- Renkleri öğrenememe ve ayırt edememe durumu
- Geometrik şekillerin çizimlerini gerçekleştirememe
- Sağlak ve solak durumlarının henüz netleşmemiş olması-el tercihinin netleşmemesi, kalemi hatalı tutuş durumu
- Bir şeye odaklanma ve dikkatini koruma sorunu
- Bisiklet sürmek, ip atlamak, seksek oynamak gibi dikkat ve koordinasyon (aynı anda ayağın, ellerin ve görme yetisinin kullanılması gibi.) gerektiren etkinliklerde zorluk yaşama
- Planlama sıkıntısı
- Düşünmeden gerçekleştirilen hareketler
Öğrenme Güçlüğü Nedenleri Nelerdir?
Öğrenme güçlüğü konusunda henüz netleşmiş bir neden yoktur. Bu konu tıp alanında araştırma konusu olmaya devam etmektedir.
Günümüze kadar yapılmış olan araştırmalar, öğrenme güçlüğünün nedeninin nörolojik olduğunu yani beynin yapısında olan işlevsel bir farklılık olduğunu işaret etmektedir. Bu farklılıklar genetik olabileceği gibi doğumla da ilişkilendirilebilir. Bir ailenin çocuklarından birisinde daha önceden gözlemlenen öğrenme güçlüğü durumu varsa veya anne-baba ikilisinin bir tanesinde bile öğrenme güçlüğü geçmişi varsa, yeni doğacak olan bebekte de öğrenme güçlünün görülme ihtimali oldukça yüksektir. Hamilelik döneminde veya doğum sonrasında annenin alkol tüketiminde bulunmuş olması, yetersiz beslenme problemleri, bebekte düşük kiloda gerçekleşen doğum, 37.haftadan önce sonlanan prematüre doğum, doğum sırasında yaşanan oksijen azlığı, annenin geçirdiği enfeksiyon hastalıkları, kan uyuşmazlığı, doğumun uzun sürmesi, bebeğin göbek kordonunda veya plasentasında ortaya çıkan problemler, bebeklik dönemindeki ateşli hastalıklar ve beyinde bulunan yapısal sıkıntılar gibi etmenler öğrenme güçlüğüne sebebiyet verebilir.
İnsanların yaşadıkları çevre, içinde bulundukları ekonomik durum veya kültürel farklılıklar öğrenme güçlüğünün nedenleri arasında gösterilemez.
Öğrenme Güçlüğü Teşhisi
Öğrenme güçlüğünde bir Çocuk Psikiyatristi ya da Nöroloji uzmanı tarafından bireyin doğum öyküsü, zihinsel gelişim özellikleri, okulunda göstermiş olduğu performans ve ailenin içinde bulunduğunu sosyal ve kültürel özellikler incelenir. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak yapılan incelemeler aracılığıyla bir değerlendirme yapılır. Tanı kriterlerine göre;
- Sözcük okumada yapılan yanlışlıklar
- Çok yavaş okuma durumu
- Yazılı anlatımda güçlükler
- Sayısal mantık yürütememe problemi
- Kelimeleri harf harf söyleyememe, heceleyememe ve yazamama durumu
- Hesaplamada yaşanan zorluklar, sayısal gerçeklikleri görememe
- Okunan şeyi anlayamama durumu
belirtilerinden en az birinin varlığı ve 6 aylık süre içerisinde süreklilik gösteriyor olması gerekmektedir.
Yukarıdaki belirtilerden bir veya birkaçını gösteren bir çocuğunuz var ise çocuklarda öğrenme güçlüğü ihtimali söz konusu olabilir. Bir Çocuk Psikiyatristi ya da Nöroloji uzmanına başvurmadan önce çocuğunuzun hareketlerini evde ve eğer okula gidiyor ise okulda olarak gözlemlemiş olmanız süreci kolaylaştıracaktır. Çocuğunuzun hareketlerini okulda kendiniz gözlemleyemeyeceğiniz için; bu süreçte öğretmenlerinden alacağınız destek çok önemlidir.
Çocuklarda öğrenme güçlüğü durumunda; yine bir uzman ile görüşmeden önce kendisine de bu açıklamaya yapmanız da faydalı olabilir ve süreci kolaylaştırabilir.
Özgül öğrenme güçlüğü sorunu yaşayan çocuklara uygulanabilecek testler, yalnız tek başına tanı koymada yeterli olmayacak olan bir testtir. Bununla birlikte bireyin gelişimsel özellikleri, doğumsal faktörleri, genetik faktörleri de değerlendirilmelidir. Gerekli olduğu durumlarda bu test bir Nöroloji Uzmanı veyahut Çocuk Psikiyatristi tarafından uygulanabilir. Ülkemizde bağımsız olarak bu tür testleri uygulayan kurumlar da bulunmaktadır.
Öğrenme Güçlüğü Tedavisi
Öğrenme güçlüğü konusunda tedaviye başlamadan önce ilk adım psiko-eğitimden geçmektedir. Öncelikle hastalıktan mustarip olan çocuğa, çocuğun ailesine ve çocuğun öğretmenlerine durumun izah edilmesi gerekmektedir. Sonraki aşama ise bu kişilere eğitsel bir terapi yönteminin uygulanmasıdır.
İlerleyen zamanlarda ise evde ve okulda uygulanmak üzere eş zamanlı özel eğitimle birlikte yürütülecek olan müdahale programı hazırlanmalıdır. Bu süreçte çocuğun aşağılanmaması, sürekli cesaretlendirilerek desteklenmesi çok önemlidir.
Sosyal ihtiyaçlarının ve duygusal ihtiyaçlarının maksimum düzeyde karşılanması ve zorlu bir durumla karşılaştığında nasıl davranması ya da ne şekilde iletişim kurması gerektiği konusundan da desteklenmelidir.
Çocuğun olumlu yönlerinin görülmesi ve motive edilmesi gerekmektedir. Güçlük yaşadığı alanlarda ise farklı metotlar denenmelidir. Bu durum tedavi sürecini olumlu yönde etkiler.
Öğrenme Güçlüğü İlaçları
Öğrenme güçlüğü durumunu ortadan kaldırabilecek bir ilaç tedavisi maalesef ki bulunmamaktadır. Bu duruma ek olarak seyreden depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik bir rahatsızlık söz konusu ise bunların tedavisi oldukça önemlidir.
Öğrenme güçlüğü durumuna dikkat eksikliği eşlik ediyorsa, bu bireylerde dikkati arttırıcı ilaçlar bir uzman doktor kontrolünde kullanılabilir.
Öğrenme Güçlüğü için Etkinlik Örnekleri
Özgül öğrenme güçlüğü problemi yaşayan çocuklar için, öğrenme güçlüğünün seviyesine ve durumuna göre evde veya eğitim aldığı okulda basit etkinlikler düzenlenebilir. Bu etkinliklerin düzenlenmesinde çocuğun yaşı, gelişim seviyesi ve becerileri göz ardı edilmemeli ve yaptığı her etkinlikte gösterdiği başarı mutlaka takdir edilmelidir. Böylelikle “yapamama”, “başarısızlık hissi”, “tembellik” gibi kavramların olumsuz etkilerine karşı da pozitif etkiler yaratılmış olacaktır.
- Doğru sözcüğü bulma oyunu
- Resimlerle sözcükleri eşleştirme oyunu
- Renkli çubuklarla sayı sayma oyunu
- Doğru parçaları birleştirerek resmi tamamlama oyunu
- Harfleri tanıma oyunu
- Doğru sesi bulma oyunu
- Kayıp olanı bulma oyunu
gibi etkinlikler hazırlanarak öğrenme güçlüğü olan çocuğun eğitimine katkı sağlanabilir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocuk bu etkinliği yaparken kısa molalar verilmeli ve oyunun kuralları basit şekilde açıklanmalıdır. Zaman kısıtlaması olmamalıdır. Böylelikle çocuğun aceleci davranmasının önüne geçilecek ve hata oranının da düşürülmesi sağlanacaktır. Böylelikle olumlu motivasyon sağlanabilir.
Öğrenme Güçlüğü ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Öğrenme güçlüğü nasıl yenilir? Tamamen geçer mi?
Öğrenme güçlüğünün tedavisinde zamanında müdahale edilmesi çok önemlidir. Eğer doğru zamanda müdahale edilirse 8 ay süreli bir tedavi ile bu hastalığın tamamen sona erdirilmesi mümkündür.
Ancak bu sorun fark edilir fakat buna rağmen ciddiye alınmazsa, sorunun çözümü için harekete geçilmezse; tedavisi için tamamen geç kalınmış denebilir ve bireyin hayatının sonuna kadar bu problem ile yaşantısını sürdürmesi gerekir.
Özgül öğrenme güçlüğü ile özel öğrenme güçlüğü aynı şey midir?
Hayır, özgül öğrenme güçlüğü ile özel öğrenme güçlüğü aynı şey değildir. Özel öğrenme güçlüğü adıyla bilinen şey; “disleksi-okuma bozukluğu”, “disgrafi-yazı yazma bozukluğu” ve “diskalkuli-matematik öğrenme güçlüğü” gibi türlerin genel adıdır. Yani özel öğrenme güçlüğü, özgül öğrenme güçlüğünün türleri arasındadır.
Öğrenme güçlüğü nasıl tespit edilir?
Öğrenme güçlüğü, bireyin özgül öğrenme güçlüğü belirtilerinden bir veya birkaçını 6 ayı aşkın süredir gösteriyor olması durumunu takiben, doğumdan genetik faktörlerine kadar bireysel gelişim özelliklerinin teker teker incelenmesi ve gerekli görüldüğü taktirde özgül öğrenme güçlüğü testinin bir Çocuk Psikiyatristi veya Nöroloji uzmanı tarafından uygulanmasıyla tespit edilir.
Öğrenme güçlüğü olan bireyin eğitim süreci nasıl ilerler?
Özgül öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerde eğitim sürecinin olumlu yönde ilerleyebilmesi için erken tanı hayat kurtarıcıdır. Çünkü erken tanılanan öğrenme güçlüğünde, öğrenci kendisini okulun kurallı ortamına alıştırmayı da öğrenmiş olacaktır.
Günümüzde ilkokula yeni başlayan öğrencilerin bir kısmında öğrenme bozukluğunun farklı farklı türleriyle karşılaşılmaktadır. Akademik başarının maalesef ki aşırı önemli olduğu toplumumuzda, öncelikle anne ve babayı, daha sonra içinde yaşanılan sosyal ortamı ve de en son aşama olarak özgül öğrenme güçlüğü yaşayan bireyi bu duruma hazırlamak gerekmektedir. Aksi takdirde, öğrenme güçlüğü yaşayan birey “yapamama”, “tembellik”, “algılayamama” ve “çaresizlik” kavramlarını kendi benliğine yerleştirecek ve bu durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirecektir.
Bütün bu sebepler göz önünde bulundurularak, özel öğrenme güçlüğü belirtilerinden bir veya birkaçını gösteren birey için ivedilikle bir Çocuk Psikiyatristinden ya da Nöroloji uzmanından destek alınmalıdır. Eğitim süreci de bunları takiben olumlu şekilde ilerleyecektir.
Öğrenme güçlüğü problemi yaşayan bireye anne ve babanın yaklaşımı nasıl olmalıdır?
Bütün çocukların etrafındaki kişilerden, ama özellikle de anne ve babalarından sevgi görmeye, destek almaya ve de cesaretlendirilmeye ihtiyaçları vardır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar ise tüm bunlara diğer çocuklara oranla çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Bu sebeple anne ve babaların asıl amacının; öğrenme güçlüğünün tedavi edilmesi değil, bu süreçte karşılaşılacak zorluklar ile duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak ve bunların daha üst seviyeye getirilmesi sağlamak olmalıdır.
Öğrenme güçlüğü olan bireyin ev içerisinde gösterdiği olumlu davranışlarına odaklanarak, onun kendine olan güveninin artarak gelişim göstermesine yardımcı olmak, süreci olumlu yönde etkileyecektir. Böylelikle çocuk zorlu bir durumda kaldığında, onunla nasıl baş edebileceğini öğrenir, dolayısıyla güçlenir ve duruma karşı dayanıklılığı artar. Çocuklarda öğrenme; görme ve model alma temellidir. Bu yüzden anne ve babaların olumlu tutumları ve zorluklara karşı geliştirecekleri anlayışlı tavır, çocuğun da olaylara karşı bakış açısını olumlu yönde değiştirecek ve tedavi sürecinde oldukça destekleyici olacaktır.
Öğrenme güçlüğü problemi yaşayan bireye okuldaki çevresinin ve öğretmeninin yaklaşımı nasıl olmalıdır?
Öğrenme güçlüğü olan bir bireyin okulu ile işbirliği halinde olmak ve iletişimi sağlamak büyük önem teşkil etmektedir. Bu sayede öğretmenlerin çocuğu doğru tanıması sağlanmış olacak ve öğretmenler öğrenme güçlüğü problemi olan bireyin ihtiyaçlarına yönelik davranışlar geliştirebilecektir.
Her çocuğun görsel alanda, kinestetik adıyla bilinen hareketsel alanda, dokunsal alanda veya işitsel alanda başarılı olduğu veya zorluk yaşadığı şeyler olacaktır. Bütün bunlar her bireyin birbirinden farklı olması sebebiyle, farklılıklar gösterir.
Çocuğun görsel, kinestetik, işitsel ve duyusal alanlardan hangisinde gelişim göstermiş olduğu değerlendirilip, buna uygun bir şekilde tavır ve tutum geliştirmek, öğrenme güçlüğü olan bireyin tedavi sürecine olumlu yönde katkı sağlar. Görsel algısı güçlü olan çocuklar için video anlatımları, renkli kitaplar ya da görselliği üst seviyede tutularak hazırlanmış renkli ve açıklayıcı basit kartlar imkanlar dahilinde öğrenme güçlüğü materyalleri olarak kullanılabilir. İşitsel algısı kuvvetli olan çocuklar için ise öğreticiliğin arttırılmasının sağlanması açısından, öğretmenin ders anlatımının sesli olarak kayıt altına alınması ve bunun sonucunda da tekrar tekrar dinlenebilir olmasının sağlanması olumlu olacaktır.
Buna ek olarak, öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler genellikle yeni arkadaşlıklar kurma veya arkadaşlıklarını sürdürebilme konusunda problemler yaşadıkları için, bunu da ortadan kaldırabilmeyi amaçlayarak; arkadaşlarıyla çalışıp işbirliği kurmasına ve arkadaşlık ilişkilerini yürütmeye yönlendirmek de bu sürece yardımcı olabilir.