Stendhal Sendromu
Stendhal Sendromu, kişilerin sanatın güzellikleri karşısında aşırı duygusal yoğunluğa ulaşmasına bağlı olarak tepki oluşturmalarıdır. Kişide şikayetlerin boyutuna bağlı olarak tedavi gerektirebilecek bir durumdur.
Stendhal Sendromu Nedir?
Stendhal Sendromu, kişilerin sanatın güzellikleri karşısında aşırı duygusal yoğunluğa ulaşmasına bağlı olarak tepki oluşturmalarına verilebilecek addır.
Bu tepkiler özellikle fiziksel belirtiler halinde açığa çıkan ve kişide birtakım değişikliklerin meydana gelmesine neden olan tepkilerdir.
Stendhal Sendromunu daha iyi açıklayabilmek için öncelikle hastalığın ortaya çıkışından bahsetmekte fayda vardır. Stendhal Sendromu, bir diğer adıyla hiperkültüremi olarak da tariflenebilecek duruma ismini yazar Stendhal vermiştir. 1800’lü yıllarda Floransa’ya yaptığı yolculukta kendinde sanatsal güzellikler karşısında açığa çıkan bazı fiziksel belirtilerin olduğundan bahsetmiştir.
Bu durumun sendrom olarak atfedilmesi ise Floransa’yı gezen ziyaretçilerin birçoğunda bu fiziksel belirtilerin görülmesiyle olmuştur.
Sanat, yaşattığı yoğun güzellik hissiyle her zaman bireylerde ruhsal ve bedensel pozitif etkiler yapmaktadır. Kimi zaman bir resme, kimi zaman bir müzik eserine veya kimi zaman bir heykele bakarken eserlerin güzellikleri karşısında büyülenmemenin elde olmadığını hissedebiliriz. Tüm insanlık tarihi boyunca, henüz insanlığın yeni yeni bir şeyleri anlamlandırmaya çalıştığı evrelerde dahi sanat ön planda olmuştur.
Bunların hepsi, bireylerde sanatsal güzelliklerin yoğun anlamlar içerdiğini göstermektedir. Stendhal Sendromu yaşayan kişiler, sanat eseri karşısında farklı bir hissiyata girdiklerinden ve bedensel bazı belirtiler gösterdiklerinden yakınırlar. İşte bu şekilde sanat eseri karşısında, ihtişamın etkisiyle bedenen birtakım şikayetin meydana gelmesine neden olan bu sendroma Stendhal Sendromu veya Floransa Sendromu adı verilir.
Stendhal Sendromu Belirtileri
Stendhal Sendromunda kişide sanat eseriyle yoğun şekilde bağ oluşturmaya bağlı fiziksel ve ruhsal bazı belirtiler görülmektedir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişebilmektedir.
Floransa’da sendrom olarak adlandırılmasına neden olan ve yüzlerce kişinin etkilenmesiyle açığa çıkan bu sanat eserlerine karşı gelişen belirtiler kişide sıklıkla sanatsal faaliyetlerle yoğun şekilde ilgilenmeyle ortaya çıkmaktadır.
Sendromun görüldüğü kişilerde açığa çıkabilecek belirtileri fiziksel ve psikolojik belirtiler olarak gruplandırabiliriz. Fiziksel belirtileri ifade etmek gerekirse;
- Baş dönmesi ve baş ağrısı
- Bayılma
- Mide bulantısı, kusma, bağırsak hareketliliği
- Kalp atışında hızlanma
- Nefes darlığı
- Göğüste baskı hissi
- Terleme miktarında artış
- Ağız kuruluğu
Stendhal Sendromunda görülebilecek bazı psikolojik belirtiler de vardır. bu belirtiler;
- Panik atak geçirme
- Duygulanım bozuklukları
- Halüsinasyon
- Yönelim bozuklukları
- Paranoya
- Kısa süreli hafıza bulanıklıkları ve hafıza kaybı
Yukarıda sayılan şikayetler Stendhal Sendromu yaşayan kişilerde görülebilecek ortak şikayetler olmakla birlikte kişiden kişiye sendromun yansımalarının farklı olabileceği de unutulmamalıdır.
Stendhal Sendromu Nedenleri
Kişilerde estetik güzellik karşısında meydana gelen bu fiziksel veya ruhsal coşku neden meydana geldiği tam olarak belirlenemeyen durumlardandır. Sanat karşısında görülen bu kendinden geçme durumu doğal güzelliklere karşı da görülebilmektedir. Ayrıca sanatsal kendinden geçme durumu ile dinsel olarak zikirler esnasında kendinden geçme ve bayılma durumlarının da benzer olduğu düşünülmektedir.
Belli bir olaya karşı yoğun hisler içerisinde olmayla ortaya çıktığı düşünülünce bu tür durumların beynin işleyişinde bazı farklılıklara bağlı meydana gelebileceği veya zaten duygu yoğunluğu fazla olan birinde görülme ihtimalinin artabileceği ortaya çıkmaktadır.
Setndhal Sendromu Teşhisi
Stendhal Sendromu, teşhisi kolay sayılmayacak hastalıklardan biridir. Bu zorluğunun altında genellikle hastalığın belirtilerinin başka hastalıklara ve sendromlara yorulması yatmaktadır. Kişide meydana gelen fiziksel ve ruhsal değişikliklerin sanatın yoğun olarak yaşanılması ardından meydana geldiğinin fark edilmesi hastalığın teşhisinde doktora oldukça yardımcı olabilecek bir durumdur.
Hastalar bu şikayetlerinin neden meydana geldiğini öğrenmek adına başka bölümlere başvurabilmektedir. Bu da teşhisin uzun vadede yapılamamasına neden olabilmektedir. Psikiyatri bölümüne başvuru sonrasında psikiyatr tarafından alınacak ayrıntılı anamnezlerin yani hastalık hikayesinin teşhiste önemi oldukça fazladır. Ayrıca kişide başka hastalıklara bağlı olarak şikayetlerin meydana gelip gelmediğinin de ekarte edilmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle hastada başka bir hastalık olup olmadığının incelemeleri yapılır. Ardından şikayetlerin altında herhangi bir organik neden yani psikolojik olmayan başka bir hastalık bulunmazsa psikolojik olduğu söylenebilir.
Anamnezde hastanın şikayetlerinin ne zaman başladığı, ortaya çıkan şikayetlerin ne kadar sürdüğü, şikayetlerin sıklığı, hastanın ailesinde benzer şikayetlere sahip başka kişilerin olup olmadığı sorgulanmalıdır. Sanatın kişi için ne ifade ettiği ve bu belirtilerin sanatsal aktiviteler esnasında olup olmadığının öğrenilmesi de oldukça önemlidir.
Stendhal Sendromu kişide özellikle ayrıntılı anamnezlerle ortaya konulabilecek bir durumdur. Bu sendromun teşhisinde geçerli olabilecek yöntem de bu nedenle psikiyatrik testlerle kişiye sorulacak sorulara alınacak yanıtların niteliğidir.
Stendhal Sendromu Tedavisi
Stendhal Sendromu, kişide şikayetlerin yoğun olup olmamasına ve kişi için şikayetlerin rahatsız edici olup olmamasına bağlı olarak tedavi gerektirebilecek bir durumdur. Bunun nedeni hastalığın belirtilerinin kısa süreli meydana gelip ardından kişide hasar bırakmadan sonlanabilmesidir.
Kişi sanatın ihtişamı karşında kendinden geçebilmektedir. Bu durum eğer sonrasında devam eden belirtiler ortaya çıkarıyorsa veya kişi bu durumundan şikayetçiyse doktora başvuru yapıp hastalığın teşhisi ve ardından tedavisi yapılabilir.
Stendhal Sendromu için geçerli olan tedavi şeması şikayetlere göre tedavi ve psikoterapidir. Kişinin psikiyatr tarafından ayrıntılı incelenmesi sonucunda sendromun ağırlığı belirlenebilir. Sendromun etkileri kişide uzun vadede devam ediyor ve sık olarak ortaya çıkıyorsa psikoterapi yöntemleri ile tedavi planlamasına gidilmelidir. Bu durumda bilişsel davranışçı terapi yöntemleri kişide sanatsal yoğunluğa bağlı ortaya çıkan şikayetlerin kontrolü sağlanabilir.
Ayrıca tedavide unutulmaması gereken en önemli konu kişinin bu şikayetlerden ne kadar rahatsızlık duyduğu ve şikayetlerin kişinin sağlığı için ne boyutta tehlikeli olduğunun belirlenmesinin ve buna bağlı olarak tedavi başlanıp başlanmayacağının kestirilmesidir.
Stendhal Sendromu Tedavi Edilmezse
Stendhal Sendromu tedavisinin gerekliliği hastanın durumdan ne denli şikayetçi olduğuna ve hastanın ne kadar fazla bu durum nedeniyle zorluk yaşadığına bağlı olarak değerlendirilmelidir. Çünkü hastalık tedavisi yapılmadığında öldürücülüğü olan boyutlarda bir şikayet ortaya çıkarmamaktadır. Kişide meydana gelen fiziksel ve ruhsal belirtilerin kişinin yaşamını ne ölçüde etkilediğinin açık bir şekilde ortaya konması, hastanın günlük yaşantısında bu duruma bağlı olarak ne şiddette zorluk yaşadığının öğrenilmesi ve hastanın tedavi konusunda istekli olması ile sendromun tedavi gerekliliği üzerine düşünülebilir.
Bu sendroma sahip kişiler özellikle kendilerinde meydana gelen bu şikayetlerin neye bağlı olduğunu öğrendikten sonra ve hastalığın öldürücülüğü veya hasar bıraktırıcılığı olup olmadığını belirledikten sonra tedavinin önemli olmadığına karar kılarlar. Fakat bu konuda en önemlisi uzaman bir görüşün alınmasıdır. Kişide özellikle psikolojik olarak hasar olup olmadığının incelenmesi ve hastalığın şiddetinin doktor tarafından belirlenip buna göre tedavi edilmesi önemlidir.
Stendhal Sendromuna Ne İyi Gelir?
Sanat her zaman güzellikleriyle büyüleyicidir. Sanatçının, sanatını ortaya çıkarırken eserine kattığı izlerin takip edilmesi hassas ruhlarda büyülenmeye neden olabilir. Bu büyülenme ve kendinden geçme durumu kişide yoğun tepkilere neden olabilmektedir. Bedensel ve ruhsal bu tepkiler kimilerince sanat zehirlenmesi olarak değerlendirilse de kimilerince kültürel yoğunluk olarak adlandırılabilir.
Stendhal Sendromu, kişide yoğun sanatsal büyülenme sonucu ortaya çıkan ve kişide fiziksel- ruhsal birtakım şikayetler oluşturan bir durumdur. Sendromun teşhisi özellikle şikayetlerin altta yatan başka nedenlere bağlı olmadığının anlaşılması açısından oldukça önemlidir. Teşhisin kısa sürede ve doğru şekilde yapılması için de hastanın şikayetleri ortaya çıktıktan sonraki süreçte doktora başvurması ve doktorun hastadan etkili bir anamnez yani hastalık öyküsü alması önemli olacaktır.
Hastaların tedavi gerekliliği de şikayetlerin şiddetine ve sıklığına bağlı olarak belirlenmelidir. Hafifi şiddette ve fazla şikayet oluşturmayan boyutlarda olan hastalık durumunda kişinin de istekleri ve günlük yaşamına hatalığın etkileri göz önünde bulundurularak tedavi edilip edilmeyeceği planlanmalıdır.
Sendromun görüldüğü kişilere durumun net bir şekilde ifadesi ve sanatın yoğun olarak yaşanıldığı aktivitelerde bu konuya dikkat etmesi istenebilir. Ayrıca kişinin durum hakkında bilgilendirilmesi ile hastanın sanatsal faaliyetlerde dikkatli olması sağlanacaktır. Yani hastalar için bu konuda en önemli olan şey hastalığı hakkında bilgilendirilmesidir. Hastalığın öldürücü boyutlarda olmadığının açıklanması da hastayı rahatlatacak konulardan biridir.
Stendhal Sendromuna Ne İyi Gelmez?
Stendhal sendromu genellikle sanatsal ihtişam karşısında ortaya çıksa da doğanın güzellikleri karşısında fiziksel ve ruhsal şikayetlerin görüldüğü kişiler de vardır. Burada en önemli olan şey kişinin şikayetlerinin nedeninin net bir şekilde belirlenmesidir. Yani hastaya bu sendroma sahip olduğunun ifade edilmesi oldukça önemlidir. Aksi halde kişi ne tür bir hastalığa bağlı olarak kendinde bu şikayetler meydana geldiğini öğrenebilmek için birçok bölüme başvurup zaman kaybına ve maddi zarara uğrayacaktır.
Bu nedenle hastanın belirtiler ortaya çıktıktan sonra ve özellikle fiziksel şikayetleri tedavi edildikten sonra altta yatan başka bir hastalığının olmadığı anlaşıldığında psikiyatra yönlendirilmesi çok önemlidir.
Stendhal Sendromu olan kişilerin durumlarının bilincinde olmaması veya çevreden duyduğu kulaktan dolma bilgilere itimat etmesi hastalığın anlaşılmasını geciktirecektir. Bunun yerine şikayetler ortaya çıktıktan sonra uzaman görüşleri almak için hastaneye başvurması önemlidir.
Hastanın fazlaca panik halinde olması da yanlış sayılabilecek bir durumdur. Bu sendromun kişide ölümcül sonular doğurmadığının bilinmemesi hastada yanlış algılar oluşturacaktır.
Ayrıca hastanın, sanatsal güzellikler karşısında geçirdiği bu kendinden geçme durumlarını göz önünde bulundurmadan sanatsal aktivitelerde bulunması da yanlıştır. Elbette ruhun sanata ihtiyacı vardır. Kimsenin sanata ulaşma ve sanatla ilgilenme hakkı alıkonulmamalıdır, fakat bu sendroma sahip kişilerin durumlarının bilincinde olup bu aktiviteler esnasında daha dikkatli olması ve şikayetler görüldüğü esnada sakin kalmaya çalışması önemlidir.
Stendhal Sendromu için Hangi Doktora Gidilmeli?
Stendhal Sendromu kişide psikolojik bazı değişiklikler sonucunda meydana gelen bir durumdur. Etkileri fiziksel veya ruhsal olabilmektedir. Kişiler genellikle sanatsal ihtişam sonrası gösterecekleri belirtilere bağlı olarak doktorlara başvurmaktadırlar. Yani kalp atışında hızlanma veya nefes darlığı yaşama gibi belirtileri gösteren kişiler genellikle kendilerinde kalp veya akciğerlerle ilgili sorunları olduğunu düşünerek bu sorunlarına çare aramaktadırlar.
Fakat Stendhal Sendromu için başvurulması gereken bölüm Psikiyatri’dir. Psikiyatr veya psikolog tarafından bu sendromun varlığının kişide ortaya konması sonucunda kişinin sendroma bağlı belirtileri yaşama sıklığı ve belirtilerin ağırlığına paralel olarak tedavi önerilebilmektedir.
Özellikle sanatsal aktiviteler esnasında ortaya çıkabilecek kalp atışında hızlanma, bayılma, baş dönmesi, yoğun terleme, yönelim bozuklukları, duygulanımda değişiklikler, halüsinasyon, geçici hafıza kayıpları gibi durumlarda akla gelmesi gereken Stendhal Sendromu, teşhisi ve ardından hastaya göre tedavi gerekip gerekmediğinin belirlenmesi önemli olan bir durumdur.