Pulpitis
Pulpitis, diş özü olarak da bilinen pulpanın iltihaplanmasıdır. Tedavide pulpitisin reversible (geri dönüşümlü) ve irreversible (geri dönüşümsüz) olmasına bağlı olarak değişmektedir.
Pulpitis Nedir?
Pulpitis, diş özü olarak da bilinen pulpanın inflamasyonudur (iltihaplanma). Pulpa, dişlerin kök kısmında bulunan boşlukta yer alan; damar ve sinir ağı bakımdan yoğun olması ile dişi besleyen ve koruyan özelliği olan bir bağ dokusudur. Pulpa iltihaplandığında, kişiler pulpayı çevreleyen sinirlerin aracılıyla şiddetli diş ağrısı hissederler. Pulpitis birden fazla dişte ortaya çıkabilir ve pulpa dokusunun şişmesine neden olabilir.
Pulpitis, iyileşmeye göre geri dönüşümlü (reversible) ve geri dönüşümsüz( olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Reversible (geri dönüşümlü) pulpitis: Geri dönüşümlü pulpitiste, pulpa (diş özümde) bölgesinde hafif bir iltihap vardır ve hastalar kısa süreli ağrı yaşarlar. Dişte boşluk veya erozyon varlık gösterebilir, ancak boşluk ciddi değildir ve pulpada bakteriyel oluşum yoktur.
Tatlı ya da soğuk gıdalar tüketildiğinde ağrı hissi oluşur ve gıda alımı sonlandığında ağrı hissi geçer. Diş özü genel olarak sağlıklıdır ve tedavi ile dişi ve dişin sinir yapısını iyileştirmek mümkündür.
İrreversible (geri dönüşümsüz) pulpitis: Geri dönüşümsüz pulpitis, kişilerin acil diş tedavisi almasının gerekli olduğu bir kliniktir. Bakteriyel oluşum sinir bölgesine iyice yayılmış ve pulpa önemli ölçüde iltihaplanmıştır. Kişilerde yoğun ağrılar spontane bir şekilde gelişir ve kişileri gece uykudan uyandırabilir. Kişiler ağrının yerini belirlemekte güçlük çekebilirler. Tedavi edilemeden bırakılan geri dönüşümsüz pulpitiste diş kökünde apse ve pulpa nekrozu (ölümü) gelişir.
Ek olarak pulpitis akut veya kronik bir şekilde kategorize edilebilir. Akut ve kronik pulpitis arasındaki fark, akut pulpitis ağrısının aniden ortaya çıkması ve oldukça şiddetli olabilmesidir, oysa kronik pulpitiste daha hafif ancak daha uzun bir süreye yayılan ağrı karakterizedir.
Pulpitis Belirtileri
Pulpitisin her iki formu da ağrı ve rahatsızlığa neden olur, ancak geri dönüşümlü (reversible) pulpitisten kaynaklanan ağrı daha hafif olabilir ve yalnızca yemek sırasında ortaya çıkabilir. Geri dönüşümsüz (irreversible) pulpitisin neden olduğu ağrı tipik olarak daha şiddetlidir, çiğneme ya da pozisyon değişikliklerinde kötüleşebilir ve gün boyunca sürebilir, ayrıca kişileri geceleri uykularından uyandırabilecek şiddette olabilir. Her iki formada da ortak olan diğer belirtiler şu şekildedir:
- Diş bölgesinde iflamasyon (iltihaplanma)
- Sıcak ya da soğuk yiyeceklere karşı hassasiyet
- Çok tatlı gıdalara karşı aşırı hassasiyet
- Keskin ve zonklayıcı olabilen ağrı
Geri dönüşümsüz (irreversible) pulpitis, ortak belirtilere ek olarak şu şikayetleri neden olabilir:
- Yüksek ateş
- Ağız içinde hoş olmayan bir tat (acı veya metalik bir tat)
- Ağız kokusu
- Yemek yemede zorluk
- Yüz bölgesinde, çenede ya da yanaklarda şişlik
- Lenf bezlerinde şişilik
- Uzanınca veya yatınca artan diş ağrısı
Pulpitis Nedenleri
Sağlıklı dişleri enfeksiyondan diş minesi (dişin en üst tabakasını örten kısım) ve dentin (dişin karakteristik şeklini veren doku) katmanları korumaktadır. Eğer bu katmanlarda bir hasar oluşur ise bakteriler pulpaya erişmesi kolaylaşır ve bunlara bağlı olarak diş bölgesinde şişilik oluşur. Diş duvarları içinde pulpa yapısının şişmesi ile diş içersinde basınç artışı ve ağrı hissedilir.
Diş minesini ve dentin katmanında hasar meydana getiren nedenler şunlardır:
• Diş üzerinde gelişen siyahımsı renkte oyuk (pulpa boşluğu) veya diş çürüğü bu iki katman üzerinde hasar oluşturur
• Dişin çeşitli darbeler ile yaralanması
• Dişlerde meydana gelen kırıklar nedeniyle pulpa yapısının açığa çıkması
• Eğri çene yapısı veya sürekli diş gıcırdatma (bruksizm) nedeniyle tekrarlayan diş travmaları
• Tekrarlanan, ciddi dental uygulamalar, tedaviler
Bu nedenler ile tipik olarak ilk önce geri dönüşümlü (reversible) pulpitis oluşur. Pulpadaki iltihaplanma devam ederse, geri dönüşümsüz (irreversible) pulpitis meydana gelir ve bu da sonunda pulpanın ölmesine (nekroz) neden olabilir.
Pulpitis Teşhisi
Pulpitis teşhisi genel olarak diş hekimleri tarafından konulur. Diş hekimleri hastanın öyküsünü dinledikten sonra ayrıntılı olarak diş muayenesi yapar. Ayrıca pulpanın sinir yapısını ve kan akışını değerlendirmek için pulpa tanı testleri hastalara yapılır. Özellikle pulpitis tanısını güçlendirmek ve geri dönüşümlü (reversible) ile geri dönüşümsüz (irreversible) pulpitisin ayrımını yapmak için genel olarak şu testler uygulanır:
Röntgen (X-Ray): Diş hekimi, diş röntgeni ile diş çürüklerinin boyutunu ve dişin tedavi ile eski haline dönmesinin mümkün olup olmadığını tespit edebilir. Ayrıca röntgen dişin inflamasyon (iltihaplanma) durumu hakkında genel bir bilgi verebilir.
Termal testler: Bu testler pulpanın ısı değişikliklerine olan hassasiyetini ölçmek amacıyla yapılmaktadır. Çoğunlukla hastalara soğuk testi uygulanır. Bu test, pulpa ve dentin yapısı içersinde bulunan delta sinirine etki ederek diş ağrısına neden olur. Dişe uygulanan soğuk testi ile reversible ile irreversible pulpitisin ayrıcı tanısı konulabilir. Soğuk testi uygulandıktan sonra ağrı ortadan kalkıyor ise bu durum reversible pulpitisin tanısını güçlendirir. Soğuk testi bittikten sonra hasta halen ağrıyı lokalize edebiliyorsa irreversible pulpitis tanısı kuvvetlenir.
Elektrik pulpa testi: Bu test ile diş bölgesine küçük çapta elektrik akımı uygulanır. Elektrik akımını hisseden kişilerde pulpa yapısının sağlıklı olduğu ve problemin reversible pulpitis olabileceği düşünülür. Bu test pulpanın sinir yapısı hakkında bilgi verebilir, ancak pulpanın bütünlüğü ve sağlık durumu hakkında bilgi vermez.
Ek olarak Lazer Doppler Flowmetre ve Pulse Oksimetre adında iki tane daha test pulpa canlılık testleri başlığı altında teşhis koymada yardımcı olmaktadır.
Pulpitis Tedavisi
Tedavi seçenekleri, pulpitisin reversible (geri dönüşümlü) ve irreversible (geri dönüşümsüz) olmasına bağlı olarak değişmektedir.
Geri dönüşümlü (reversible) pulpitis tedavisinde iltihaplanmaya neden olan soruna yönelik tedavi uygulanarak kişilerin şikayetleri ortadan kaldırılır. Örnek olarak, çürük nedeniyle hasar görmüş diş eski haline gelmesi için önce diş dokusundaki çürük yapı temizlenir ve çürük sonrası oluşan boşluk dolgu malzemesi ile doldurularak hastanın belirtileri hafifletilir.
Geri dönüşümsüz (irreversible) pulpitis tedavisi bir endodontist tarafından başlanır ve tedavi süresi dişteki hasarın durumuna göre değişir. Genellikle tedavide kök kanal tedavisi (pulpektomi) uygulanmaktadır. Burada pulpa dokusunun (diş özünün) tamamen çıkartılması söz konusudur. Oluşan pulpa boşluğu temizlenir ve genişletilerek yapılacak kanal dolgusu için şekil verilir. Daha sonra pulpa boşluğu ve kanal kalıcı bir şekilde doldurulur.
Bazı durumlarda dişin tamamen çekilmesi gerekebilir. Enfeksiyon dişin büyük bir kısmını etkilemiş ya da çene kemiğine ulaşmışsa ve diğer tedaviler ile diş kurtarılamıyorsa diş çekimi tek alternatif olabilir.
Kanal tedavisi veya diş çekimi sonrasında, aşağıdaki şikayetlerden herhangi biri yaşanırsa doktorunuza başvurunuz:
• Şiddetli ağrı ya da gittikçe artan bir ağrı
• Ağız içinde ya da yüz bölgesinde şişlik
• Ağız bölgesindeki herhangi bir baskı hissi
• Tedavi öncesindeki belirtilerin nüks etmesi veya devam etmesi
İlaç tedavisi: Tedaviden önce veya daha sonra oluşan ağrılar için genellikle ağrı kesici ilaçlar doktorlar tarafından hastalara gerekli dozlarda reçete edilmektedir. Sıklıkla hastalara ağrı yönetimi için non steroidal antienflamatuar ilaçlar (NSAİİ) verilmektedir.
Pulpitis Tedavi Edilmezse
Pulpitis tedavisindeki gecikmeler çok ciddi komplikasyonları meydana getirebilir. Özellikle diş apsesi yumuşak dokuda veya çene kemiğinde etkili olabilir. Apse gelişimi de tedavi edilmez ise enfeksiyon daha geniş bir alana yayılır ve ciddi bir şişmeye neden olan selülit meydana gelir. Selülit belirtileri arasında şunlar vardır:
• Çene altında veya boynun ön kısımlarında bulunan lenf bezleri şişer
• Ağrılı kaşıntı
• Ateş ve titreme
• Yutma sırasında güçlük ve ağrı
• Çene kitlenmesi (trismus) veya ağız açmada zorluk
Bu belirtilere ek olarak bilinç kaybı ve nefes almada güçlük hastalara eşlik ederse derhal acil müdahale için 112 aranması gereklidir.
Pulpitise Ne İyi Gelir?
Çoğu pulpitis vakası diş çürüğünden kaynaklandığından ötürü pulpitis önlenmesi için temelde diş çürüklerine karşı tedbir alınması gereklidir. Dişleri sağlıklı ve çürüklerden uzak tutmak için yapılması gereken en önemli eylem iyi bir şekilde ağız hijyeninin sağlanmasıdır. Bunun için yapılacaklar şunlardır:
• Diş etleri ve dil dahil olmak üzere dişleri günde iki kez fırçalamak
• Ayrıca günde iki kez diş ipi kullanmak
• Diş fırçalarını her 3 ayda bir yenilemek
• Kalsiyum ve vitaminler ile zenginleştirilmiş sağlıklı, dengeli bir diyet
• Şekerli, nişastalı gıdalardan uzak durmak
• Düzenli ağız sağlığı için yılda iki kez diş hekimini ziyaret etmek
• Diş hekimlerinden düzenli olarak florür tedavileri hakkında bilgi almak
• Yemeklerden sonra ılık su ile ağız içini çalkalamak
• Sigara içmemek
Pulpitise Ne İyi Gelmez?
• Ağız içi hijyenine dikkat etmemek
• Yemeklerden sonra düzenli olarak dişleri fırçalamamak
• Yıllık diş kontrollerini aksatmak
• Şeker oranı veya rafine edilmiş karbonhidrat oranı yüksek gıdalar veya içecekler tüketmek
• Sürekli dişleri gıcırdatma
• Rakip ile yakın temas halinde olunan sporlar ile uğraşmak (boks gibi)
• Sigara ve alkol tüketmek
• Asimetrik çene yapısına sahip olmak
• Diyabet hastası olmak
• Stresli yaşam
• Çocuk veya yaşlı olmak
Pulpitis İlaçları
Analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİ) arasında en sık kullanılanlar ise Diklofenak, İbuprofen ve Etodolak şeklindedir.
Antibiyotik tedavisi, irreversible pulpitisin kanal tedavisinden sonra uygulanmaktadır. Özellikle ateş, halsizlik veya erken yorulma gibi sistemik belirtileri olan hastalara Penisilin ve Klindamisin doktor tarafından reçete edilmektedir.
Gebelikte Pulpitis
Hamilelik döneminde özellikle irreversible (geri dönüşümsüz) pulpitisin tedavisi zamanında yapılması gereklidir. Enfeksiyonun daha fazla yayılmasını en aza indirmek için özellikle diş apsesi acil müdahale gerektirir. Hamile kadınlarda enfeksiyon daha şiddetli olabileceğinden veya fetüse zarar verebileceğinden, hamile iken herhangi bir enfeksiyon riski endişe vericidir.
Özellikle hamileliğin son döneminde kadınlar, fizyolojik ve psikolojik olarak değişimler yaşanmasından ötürü bu dönemde uygulanacak pulpitis tedavileri hem gebeler hem de hekimler için zor olabilmektedir.
Bu nedenle hamile kadınlar özellikle erken dönemde ağız sağlığına daha çok dikkat etmesi gereklidir. Gebelik döneminde rutin doktor ziyaretlerindeki sıklık artırılabilir.
Çocuklarda Pulpitis
Çocuklarda pulpitis genellikle diş yapısında oluşan bir hasardan sonra gelişir. En sık gelişen hasar çürük kaynaklı gelişmektedir. Çürük, diş yapısında bulunan boşluklardır. Çocuklarda oluşan çürük genellikle kötü ağız hijyeninin sonucudur.
Çocukların sık sık tükettiği şeker ve nişasta bazlı gıdalar, ağızdaki bakteri sayısını ve bakterilerin dişlere verdikleri zararı artırmaktadır. Ağız içindeki bakteriler şeker ve nişasta ile beslenir ve dişlere zarar veren asit üreterek dişlerin hızlı bir şekilde çürümesine yol açar.
Çocuklarda iyi bir ağız hijyeni sağlanırsa çürük önlenebilir böylece pulpitis gelişme riski azalır. Çocuklarda çürükleri önlemek için şunlar yapılmalıdır:
• Dişleri günde iki defa fırçalamak
• Günde iki kere diş ipi kullanmak
• Yılda iki defa diş hekimi kontrolü yaptırarak çürük oluşumu başından kontrol altına almak
• Şeker ve nişasta ağırlıklı gıdaların alımını sınırlamak
Pulpitis için Hangi Doktora Gidilir?
Pulpitis belirtileri yaşayan kişilerin sağlık kurumlarının ağız ve diş sağlığı polikliniklerinden randevu alarak endodontik (kanal tedavisi) tedavi üzerine uzmanlaşmış diş hekimleri (endodontist) tarafından muayene edilmelidir.
Aşağıdaki belirtilere sahip olan kişilerin en yakın zamanda bir diş hekimi tarafından muayene edilmesi gereklidir:
• Yatma veya sırtüstü dinlenme anında etkilen dişte gelişen hassasiyet ile birlikte şiddetli ağrı
• Soğuk, sıcak ya da tatlı gıdalar tüketildiğinde oluşan hassasiyet
• Etkilen dişte renk değişimi
• Etkilen bölgedeki diş etlerinde veya yüz bölgesinde gelişen genel şişilik