Gut Hastalığı
Gut hastalığı, bir eklem iltihabı durumudur ve kesin tedavisi olmamakla birlikte, atakların ve belirtilerin azaltılmasına yönelik tedaviler ve Gut diyeti uygulanır.
Gut Hastalığı Nedir?
Gut hastalığı, vücutta ürik asit maddesinin artışından dolayı bunun ürik asit kristalleri şeklinde çeşitli organlarda çökelti oluşturduğu bir metabolik hastalıktır. Bu oluşan çökeltilerin eklem çevrelerinde olanına tofüs adı verilmekte ve gut hastalığının en belirgin özelliğidir. Ürik asit, vücudun doğal metabolizması içinde kendiliğinden belli bir ölçüde yapılan ve yıkılan bir maddedir. Gut oluşan kişilerin çok büyük miktarında bu maddenin yıkımında azalma vardır. Küçük bir kısmında ise yapımında artış görülür.
Ürik asidin organlarda birikimi genelde artrit (eklem iltihabı) ve tofüs oluşturur. Bunun yanı sıra, ciltte, böbrek dokusunda da birikim olur. Böbrekte oluşan birikim böbrek taşlarına sebep olabilir. Gut aynı zamanda ataklar ve iyileşmelerle giden bir hastalıktır. Diyete uyumsuzluk, tedavide aksamalar, yaşam stili değişiklikleriyle alevlenmeler yaşanabilir.
Gut hastalığı modern ve yeni bir hastalık değildir, 2500 yıl önce Hipokrat tarafından tanımlanmıştır. Halk arasında zengin hastalığı, kral hastalığı olarak da bilinir. Bunun sebebi gutun en sık kilolu, alkol tüketen ve sık protein alan orta yaşlı erkeklerde görülmesidir. İnsanların kilolu olmasının zenginlikle orantılı olduğu dönemlerde böyle adlandırılmıştır. Orta yaş ve üzeri erkeklerden sonra sıklıkla, menopoz dönemindeki kadınlarda görülür. Gençlerde ve çocuklarda yok denecek kadar azdır.
Gut, nadir olarak vücutta belirli enzimlerin eksikliğinden, vücutta artmış hücre yıkımlarından (lösemi-lenfoma gibi hastalıklarda), kullanılan belli ilaçlardan ve ya böbrek yetmezliklerinde atılımın azalmasından da kaynaklanabilir. Bu durumlarda gençlerde ve çocuklarda da ikincil gut hastalığı görülebilir.
Gut Hastalığı Belirtileri
Gut hastalığı belirtileri sıklıkla şunlardır:
- Ayak başparmağında ve ya eklemlerde şişlik (artrit): Özellikle ayak başparmağında gelişen, oldukça ağrılı, kızarık şişlikler gutta en sık görülen belirtidir. Ayak başparmağı dışında ayak bileği, diz, el bilekleri gibi eklemler de gut sebebiyle tutulabilir. Tutulan eklemde yoğun bir hassasiyet vardır, hasta dokunulmasından çok rahatsızlık duyar.
- Yan ağrısı ve ya bel ağrısı: Gut böbrekleri tuttuysa ve ya böbrek taşı oluşumuna yol açtıysa bu belirtiler de tabloya eklenebilir.
- İdrar miktarında azalma: Bu belirti genelde ileri düzeyde hastalarda böbreğin etkilenmesi neticesinde ortaya çıkar.
Gut Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Gut hastalığının temel nedeni bir şekilde vücutta yapımı artan ve ya yıkımı azalan ürik asit düzeyidir. Bunlara yol açan pek çok metabolik problem vardır. Erişkinlerde en sık sebep kalp atımının azalmasıdır.
Buna sebep olan faktörler ise şu şekildedir:
- Alkol kullanımı, sık ve yüksek miktarda ise ürik asit üretimini en çok arttıran faktördür.
- Bozulmuş böbrek fonksiyonları (böbrek yetmezlikleri gibi)
- Vücudun aşırı susuz kalması (dehidratasyon)
- Vücutta çeşitli pH dengesizlikleri
- Hücre yapımı yıkımı ile giden hastalıklar (lenfoma, lösemi, KML, polistemia vera gibi)
- Orak hücreli anemi, Akdeniz anemisi gibi kan hücrelerini yanlış üretilip sık yıkıldığı hastalıklar
- İlaçlar: aspirin, idrar söktürücüler, levodopa (parkinson ilacı), pirazinamid, etambutol (verem iaçları) ve kanser ilaçları en sık ürik asit birikimine neden olan ilaçlardır.
- Lesch-Nyhan Sendromu (çocuklarda görülen gut sebebidir)
Ayrıca bu sebeplerin herhangi biri ile gut hastalığı teşhisi alan hastalarda alevlenmelerini arttıran faktörler de vardır.
Bu faktörler şu şekildedir:
- Cerrahi operasyonlar geçirmek
- Travmalar (yanık, kemik kırıkları, yaralanmalar gibi)
- Kalp krizi, felç, akciğere pıhtı atması gibi damar hastalıkları
- Aşırı yemek yemek ve ya aşırı açlık
- Aşırı alkol alımı
- Ürik asit seviyesini düşürmeye yönelik tedavilerin fazla gelmesi
Gut Hastalığı Teşhisi
Gut hastalığı teşhisi koymak hastanın şikayetlerini dinleme ve fizik muayeneden sonra hekim için zorlayıcı bir süreç değildir. Özellikle ayak başparmağındaki ağrılı şişlik çok büyük ihtimalle guttur. Buna sebep olabilecek başka hastalıklar da olabilir fakat hastanın tıbbi hikayesinde bunlara dair bir bilgi yoksa gut tahmini güçlenir.
Gut teşhisi için kullanılabilecek yöntemler şu şekildedir:
- İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Tanıyı kesinleştirmek için eklemlerden ince iğne ile sıvı örneği alınarak içinde ürik asit kristalleri bakılır. Bu esnada eklem sıvısında aşırı artmış savunma hücreleri de bulunur. Bazen gut atağına çeşitli bakteriyel enfeksiyonlar da eklenebilir, bu durumda alınan sıvıdan kültür yapılarak bakteri varlığı da araştırılır. Diz ekleminden alınan sıvıda ise akut atak dışında bile genelde kristaller bulunur, bu açıdan diz eklemi incelemesi faydalıdır. Zira her zaman ayak baş parmağı gibi küçük eklemlerde örneğe yetecek kadar sıvı bulunamayabilir.
- Laboratuvar testleri: Tanı koymada doğrudan yardımcı olmasa da kan ürik asit düzeyleri ölçülebilir. Genelde hastaların çoğunda hayatlarının bir döneminde kanda ürik asit artmıştır, ama şart değildir. Hatta akut atak dönemlerinde ürik asit düzeyi vücut savunmasına bağlı olarak düşük bile bulunabilir. Kanda ürik asit ölçümü daha çok tedavi takibi için kullanılır. Bunların yanında hastalarda hafif düzeyde savunma yapan akyuvar hücresi artışı (lökositoz), CRP ve sedimantasyon gibi enfeksiyon belirteci artışları görülebilir. Çok önemli değildir.
- Eklem grafileri: Tanısal değeri yüksek olmayıp daha çok gutun eklemlerde yol açtığı hasarları gözlemlemek için başvurulur. Uzun süreli ve birden fazla eklem tutulumuyla giden gut hastalığı ciddi eklem deformasyonlarına yol açar ve eklemin işlevselliğini bozar.
Gut Hastalığı Tedavisi
Gut hastalığının tedavisi yaşam tarzı değişikliği ve ilaçlarla yapılır. Tamamen tedavi edilip geçirilebilen bir hastalık değildir. Atakların azaltılması ve belirtilerin rahatlatılması amaçlanır. Akut ataklar genelde kısa sürede ve ani olarak ortaya çıkar, ortalama 1 hafta sürer ve kendiliğinden geçer. Fakat tedavi verilmesinin amacı sürekli atak gelişiminin ve bunun organlara zarar vermesinin engellenmesidir.
Tedavi temel olarak 3 ana gruba ayrılır: akut ataklarda verilen tedaviler, kronik dönemde verilen tedaviler ve ürik asit seviyesini düşürmeye yönelik genel tedaviler. Belirtilerin azaltılması için en sık bölgedeki inflamasyonu (yangıyı) azaltan, streoid olmayan antiinflamatuar ilaçlar ve steroidler kullanılır. Steroidler, eklemlerin içlerine de doğrudan enjekte edilebilir.
Ayrıca tutulan eklemlere soğuk kompres yapılması ve istirahate alınması faydalıdır.
Ürik asit seviyesinin düşmesi için ise kullanılabilecek ilaçların yanında en önemli faktör, yaşam stilinin düzenlenmesidir. Kilo vermek, alkol alımını kısıtlamak, pürinden fakir diyet, vücudu susuz bırakmamak tedavinin en önemli parçasıdır. Eğer bu hayat düzenlemeleri yetersiz kalırsa doğrudan vücuttan ürik asiti attıran ilaçlar kullanılabilir.
Gut nefropatisi oluşursa, yani ürik asit birikimi böbrek yapısını bozmaya başlarsa böbrek yetmezliğine ilerleyebilir. Bu durumda farklı tedavi yolları izlenir.
Gut Hastalığı Tedavi Edilmezse
Gut hastalığı tedavi edilmese de bazı hastalarda ataklar dışında sağlıklı bir hayat sürmelerine engel olmayabilir. Doğrudan ölümcül olduğu söylenemez. Fakat çoğu hastada eklem bulguları dolayısıyla hareket kısıtlılığı oluşur, ağrılar ve atakların sıklığında artmalardan ötürü yaşam kalitesi ciddi düşüş gösterir. En önemlisi de böbrek yetmezliği gelişmesidir. Böbrek taşlarının böbreğe ve idrar yollarına zarar vermesi ihtimali de yükselir.
Gut Hastalığına Ne İyi Gelir?
Gut hastalığına iyi gelecek öneriler şunlardır:
- Mutlaka fazla kilonun verilmesi ve obezitenin düzeltilmesi
- Egzersiz ve aktif bir yaşam sürülmesi
- Alkol alımının oldukça sınırlandırılması
- Yeterli sıvı, özellikle de su alınması
- Taze sebze, meyve ve sağlıklı karbonhidrat ağırlıklı beslenme düzeni (bazı sebzeler ürik asit düzeyini yükseltebilir, ıspanak, karnabahar, kuşkonmaz gibi)
- Süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi daha sağlıklı protein kaynaklarının seçilmesi
- C vitamininden zengin beslenme
- Çay ve kahve tüketimi gut hastalığı için sakınca oluşturmaz. Yalnız su yerine değil beraber tüketilmelidir.
Gut Hastalığına Ne İyi Gelmez?
Gut hastalığına iyi gelmeyen pek çok etken vardır.
Bunlardan bazıları şöyledir:
- Obezite bu faktörlerin başında gelir gut hastalarının %80’inden fazlası obezdir.
- Alkol en sık ikincil (doğuştan olmayan, sonradan oluşan) gut hastalığı sebebidir.
- Yağlı, ağır, kızartılmış, sağlıksız yiyecekler
- İşlenmiş karbonhidratlar, şekerlemeler, tatlılar, şuruplu içecekler, bol kalorili ve kremalı kahveler, asitli içecekler, meyve suları
- Sakatatlar (dalak, böbrek, kokoreç vb.)
- Özellikle atak dönemlerinde et ve tavuktan uzak durulmalı, normal zamanlarda da ölçülü tüketilmelidir.
- Balık hariç deniz ürünleri de çok miktarda ürik asit içerir. (midye, sardalya, ançüez, ton balığı gibi)
- Ispanak, karnabahar ve kuş konmaz sebzelerin içinde ürik asit düzeyi yüksek olanlardır.
Ayrıca tiazid grubu idrar söktürücüler ve asetilsalisilik asit gut hastalarına önerilmez. Herhangi başka bir hastalıktan dolayı kullanıyorsanız hekiminizi mutlaka bilgilendirin.
Gut Hastalığı İlaçları
Gut hastalığı ilaçları akut dönemde kullanılan ilaçlar, şikayetsiz kronik dönemde kullanılan ilaçlar ve ürik asit azaltıcı ilaçlar olarak 3’e ayrılır.
Akut dönemde kullanılan ilaçlar atak sırasındaki şikayetleri giderir, altta yatan hastalığı tedavi etmez.
- Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ): Bu grupta inflamasyonu (yangıyı) azaltan ilaçlar bulunur. En sık kullanılanı indometazindir. Diklofenak ve ibuprofen de tercih edilir. Yaşlı, böbrek yetmezliği ve sindirim sistemi problemleri olan hastalarda kullanımları uygun değillerdir.
- Kolşisin: Kolşisin hem atak hem koruma esnasında kullanılabilen etkin bir ilaçtır. Aslında sıtma ilacıdır fakat gut hastalarında eklem rahatsızlıklarını giderdiği bilinmektedir. Yüksek en önemli yan etkisi ishaldir. Yüksek dozda verilmeye başlanır ve ishal yan etkisi ortaya çıkınca dozu azaltılarak kesilir. Ağızdan ilaç alamayacak durumda olan hastalarda damar yolu ile de verilebilir.
- Steroidler: Steroidler en sık kullanılan yangı giderici ilaç grubudur. Gut tedavisinde de etkinlerdir fakat yan etkileri fazla olduğundan NSAİİ daha çok tercih edilir. Gut birden fazla eklemi tuttuğunda ve şikayetler fazla olduğunda steroide başvurmak daha çok tercih edilir. Ayrıca eklem içlerine enjeksiyonla da uygulanabilen ilaçlardır.
Kronik dönemde ise şikayetleri çok ağır seyretmeyen hastalarda düşük doz kolşisin tedavisi yeterli olacaktır. Belli bir süre atak geçirmeyen ve tofüsleri iyileşen hastalarda yavaş yavaş kesilir.
Ürik asit azaltıcı tedavi ise, böbrek yetmezliğine giden, böbrek taşı oluşturan, çok sık atak geçiren, atakları şiddetli geçen, eklemlerinde guta bağlı kalıcı bozulmalar oluşan hastalarda verilen tedavilerdir. Yan etkileri kuvvetli olup her hasta tarafından tolere edilemeyebilirler. Böbrek hastalığı (nefropati) oluştuktan sonra genelde bu ilaçlarla azalmaz fakat ilerlemesinin önüne geçilmeye çalışılır.
- Allopürinol: En sık kullanılan ürik asit düşürücü ilaçtır. Ürik asit üretimini engelleyerek etkinlik gösterir. Yan etkileri arasında, cilt reaksyionları, kemik iliği baskılanması ve böbrek yetmezliği yer alır. Ciddi yan etkilerinden ötürü kullanımı bazı ek hastalıkları olan hastalarda uygun değildir ve genelde düşük doz kullanılır.
- Probenesid: İdrarla ürik asit atılımını arttırarak etki gösterir.
Ürik asiti azaltan allopürinol ve probenesid akut atak esnasında kesinlikle kaçınılması gereken ilaçlardır. Atağı şiddetlendirirler. Atak başladığı takdirde mutlaka hekime başvurup tedaviyi ona göre ayarlamak gereklidir.
Ürik asit düşürücü tedavilere son zamanlarda febuksostat ve pejile ürikaz gibi yeni ajanlar da eklenmiş olup bir kısmının da üzerinde hala çalışılmaktadır. Genelde kalp ve yüksek kolesterol için kullanılan losartan, amlodipin ve fenofibrat ilaçları da hafif düzeyde ürik asiti düşürür. Gut hastalarının çok büyük kısmında kolesterol fazlalığı da bulunduğundan ideal ilaçlardır.
Tedavi için belirtilen ilaç türevleri sadece bilgilendirme amaçlıdır. Doktor tavsiyesi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.
Gebelikte Gut Hastalığı
Üreme çağındaki kadınlarda, özellikle de gebelerde oldukça yüksek oranda bulunan östrojen hormonu ürik asit birikimine karşı vücudu koruyucu etkiye sahiptir. Bu sebeple gebelikte gut hastalığı görülmez. Gut hastalığı kadınlarda erkeklere oranla zaten düşük olmakla beraber menopoz döneminden sonra sıklığı artabilir.
Çocuklarda Gut Hastalığı
Çocuklarda yetişkinlerdeki gibi gut hastalığı görülmez. Fakat Lesch-Nyhan sendromu adlı, oldukça nadir görülen, genetik bir hastalıkta ürik asit üretimini azaltan bir enzim yoktur. Bu sebeple çocuk yaşta da gut benzeri belirtiler oluşabilir. Fakat bu yetişkinlerin gut hastalığı yanında oldukça ağır seyreden önemli bir hastalıktır. 1 yaş civarı çocuklarda istemsiz hareketler ve kasılmalar başlar, dişlerin çıkmasını takiben de self-mutilasyon (kendine zarar verme davranışları) gözlenir. Bunlar hastalık için oldukça tipiktir. Çocuk dudaklarını, parmaklarını, kollarını ısırmaya kendini duvarlara çarpmaya başlar. Bunun yanında gelişim geriliği, nörolojik başka problemler, böbrek yetmezlikleri, eklem ve kas yapısında bozukluklar da meydana gelir. Seyri oldukça kötüdür ve erken yaşta hastalar kaybedilir.
Gut Hastalığı için Hangi Doktora Gidilir?
Gut hastalığı tedavisini esas yürüten ve düzenleyen bölüm İç Hastalıkları (Dahiliye) bir alt bölümü olan Romatoloji’dir. Romatoloji bir yan dal olup ekstra uzmanlık gerektirmektedir. Bu sebeple küçük hastanelerde bulunmayabilir. Bu durumda tedaviyi dahiliye uzmanları yürütür.
Gut, hastalarda genelde ilk etapta rahatsız edici ve ağrılı eklem şişlikleri yarattığı için hastayı doktora yönlendirir ve bu sayede hızlı tanı alır. Özellikle ayak başparmağı olmak üzere, el, parmak gibi eklemlerde ağrılı şişlikler, vücutta kırmızı cilt şişlikleri gibi alarm belirtiler görüldüğü takdirde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Gut hastalığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Gut hastalığı ile nasıl başa çıkılır?
Gut hastalığı ile başa çıkmak hastalar için zorlu olabilir çünkü genelde 60 yaşın üzerinde ve sağlıksız yaşam alışkanlıklarına sahip kişilerde ortaya çıkmaktadır. Alışkanlıkların sağlıklı olanlarla değiştirilmesi ilk şarttır. Kilo verilmeli, kolesterol düşürülmeli, alkolden uzak durulmalı, egzersiz yapılmalı ve sağlıklı beslenilmelidir. Vücut susuz bırakılmamalı, ek hastalıkların tedavileri de eksiksiz sağlanmalıdır.
En önemli şart kesinlikle yaşam tarzı değişikliğidir. Bunun yanı sıra akut ataklar esnasında hekimin verdiği ilaçların doğru kullanımı, akut ataklar dışında da koruma için ilaca gerek duyuluyorsa aksatılmaması çok önemlidir. Gut tekrarlamaya çok müsait bir hastalıktır ve sürekli tekrarlarsa vücutta kalıcı hasarlara yol açabilir. Eklemlerin yapısını bozar, böbrek taşı yapar ya da böbrek yetmezliğine gidebilir.
Ağır seyreden hastalar için hekimler ürik asitin üretimini azaltan ve ya vücuttan atılımını arttıran ilaçlar vereceklerdir. Bunların düzenli kullanılması ve yan etki yaparlarsa hemen hekime bildirilmesi gerekir.
Gut hastası ne yiyebilir?
Gut hastaları atak dönemleri dışında ölçülü olmak kaydıyla pek çok şeyi yiyebilir. Yalnız önemli nokta şudur ki bu hastaların kilo vermesi hastalığın seyri için şarttır. Bu açıdan kalorisi yüksek gıdalar tercih edilmemelidir.
Süt, yoğurt ve diğer süt ürünleri gut hastalarının tüketebileceği temiz protein kaynaklarının başında gelir.
Yumurta, ızgara balık, atak dönemleri dışında ölçülü ve az miktarda (günde 100 gram kadar) et ve tavuk eti tüketilebilir. Bunların haşlanmış, buğulanmış, fırınlanmış ya da ızgara olmasına dikkat edilmeli ve fazla yağlı kısımları tüketilmemelidir.
Buğday, yulaf, çavdar gibi besin değeri yüksek doyurucu karbonhidratlar önerilir.
Taze sebze ve meyveler de diyette geniş yer tutmalıdır. Meyveler kalori açısından sınırlı tüketilmelidir.
Çay, kahve ve basit bitki çayları tüketilebilir. Alkol de çok sınırlı olmak kaydıyla tüketilebilir ama tüketilmemesi tercih edilir.
Gut hastalığı tamamen iyileşir mi?
Gut hastalığı tamamen iyileşmeyebilir fakat yeterli miktarda kilo kaybı olursa, tedaviler doğru alınırsa ve yaşam tarzı değişikliklerine uyulursa ataklar oldukça seyrek olur hatta belki bir daha atak yaşanmayabilir. Gut istisnai durumlar hariç korkulacak bir hastalık değildir ve genelde atak dönemleri harici hastalarda bir probleme yol açması beklenmez. Bu açıdan hastanın elinden geleni yapması ile atak geçirilmeyen sürelerin yılları bulması mümkündür.
Gut hastalığında neler yenmemeli?
Öncelikle kilo verilmesi şart olduğundan, işlenmiş şekerli gıdalar, şuruplu içecekler, alkol, kızarmış, ağır, yağlı yiyecekler tüketilmemesi gerekir.
Atak dönemlerinde et ve tavuk tüketimi yapılmamalıdır. Proteinlerin metabolizması sonucu çok fazla ürik asit vücuda çıkar.
Sakatatlar uzak durulması gereken yiyeceklerin başında gelirler çünkü oldukça proteinlidirler.
Alkol çok sınırlandırılmalı mümkünse tüketilmemelidir.
Yağlı gıdalar ürik asit atılımını azaltabileceği için sağlıklı olsa bile çiğ kuruyemişler, çerezler çok fazla tercih edilmemelidir.
Vücuttan su attırıcı bitki çayları, detoks adı altında önerilen bir takım içecekler kesinlikle tüketilmemelidir. Gut alevlenmelerinde susuzluk büyük rol oynar.
Gazlı içecekler, kremalı-şuruplu kahveler, içeriği belirsiz enerji içecekleri gibi zararlı içecekler tüketilmemelidir.
Balıklar dışında kalan deniz ürünlerinin çoğu ürik asitten zengindir. Midye, istiridye, ançüez gibi besinler tüketilmemelidir.
Gut hastalığı ne kadar sürer?
Gut hastalığı belli süresi olan bir hastalık değildir. Genelde atak dönemleri dışında hastalar sağlıklı ve normal yaşamlarını sürdürürler. Ataklar yaklaşık 1 hafta sürer ve geçer. Bunların yanı sıra tedavilerin aksatılmaması ve koruyucu tedavilerin alınması eklemlerde ve böbreklerde birikimin önüne geçer ve hastalığa bağlı fonksiyon kayıplarını önler.
Bunların dışında geçirilmiş son ataktan sonra koruyucu tedavi alınmış ve 6 ay tekrar atak geçirilmemişse genelde tedaviye son verilir ve beklenir. Hasta bir daha atak geçirebilir fakat ihtimali düşüktür.
Gut hastalığı genetik midir?
Gut hastalığı çok yüksek oranda genetik değildir. Genetik türleri de mevcuttur fakat bunlar enzim eksiklikleri ile giden çok ciddi hastalıklardır ve çok nadir görülürler. Tüm gutların %5’i genetik temellidir. Bunlar erken yaşta ağır belirtiler verir. Klasik anlamda en sık görülen sonradan edinilmiş gut, vücutta en çok alkol ve obezitenin tetiklediği ürik asit fazlalığından dolayı oluşur.