Dehidrasyon
Dehidrasyon, vücudun sussuz kalması ve sıvı eksikliği durumudur. Vücutta olmayan, kaybedilen sıvının geri alınmasına yönelik tedaviler uygulanmaktadır.
Dehidrasyon Nedir?
Dehidrasyon ya da dehidratasyon vücutta insanın tüm fonksiyonlarını yerine getirecek kadar sıvı bulunmaması yani sıvı eksikliği durumudur.
Dehidrasyon sıvı alımında azalmadan veya mevcut sıvının kaybından kaynaklanabilir. Kaybedilen sıvı yerine konmazsa bireyde dehidrasyon belirtileri ortaya çıkmaya başlar.
İnsan vücudunun %60’ı sudur. Kanın temel bileşeni olan su, vücutta proteinleri, vitaminleri taşımak, dolaşımı sağlamak, organlara besin ulaştırmak, boşaltımı sağlamak gibi hayati işlevlere sahiptir.
Erişkinlerde sıvı eksikliğine tolerans nispeten daha iyidir. Fakat vücuttaki suyun belli bir miktarı kaybedilirse (yaklaşık %5) fonksiyonlarda bozulma başlar.
Bebekler ve ileri yaştaki erişkinler ise dehidrasyona daha duyarlıdır, belirtiler daha çabuk ortaya çıkar.
Bebekler genelde kusma ve ishal ile su kaybederler. İleri yaştaki bireyler ise kronik hastalıklara, ilaç kullanımına veya enfeksiyonlara bağlı dehidrasyon yaşayabilir.
Erişkinlerde ise ciddi dehidrasyona kanama ve ciddi ishaller neden olabilirken, hafif dehidrasyon genelde sıvı alımının yetersizliğinden kaynaklanır.
Dehidrasyonun tedavisi de ciddiyet düzeyine göre düzenlenir. Hafif dehidrasyonda ağızdan yeterli miktarda su alınması sorunu çözebilir fakat orta ve ciddi dehidrasyon sağlık profesyonellerinin ilgilenmesi gereken bir problemdir.
Dehidrasyon Belirtileri Nelerdir?
Dehidrasyon belirtileri yaş gruplarına göre farklılık gösterebilir.
Yetişkinlerde en sık görülen dehidrasyon belirtileri şunlardır:
- Aşırı susama hissi (ileri yaşta bireylerde susama hissi oluşmadan dehidrasyon ortaya çıkabilir)
- Ağız ve dudaklarda kuruluk
- Vücut sıcaklığında artma (ateş çıkması hissi)
- İdrara çıkmada azalma
- İdrarın koyu sarı renkte ve keskin kokulu olması
- Baş dönmesi
- Baş ağrısı, sinirlilik
- Açlık hissi
- Halsizlik, yorgunluk
- Bilinç bulanıklığı, konsantrasyon bozukluğu
- Ciddi dehidratasyonda: tansiyon düşmesi, çarpıntı, nefes alıp vermede artış, bilinç kaybı, bayılma, şok
Dehidrasyon Nedenleri Nelerdir?
Dehidrasyonun pek çok nedeni olsa da temel olarak mekanizma alınandan çok sıvının kaybedilmesi ve vücutta sıvı eksikliği meydana gelmesidir.
En sık görülen dehidrasyon nedenleri şunlardır:
- Su içmeme, su yerine şekerli-gazlı içecekler veya çay-kahve tüketme
- Yoğun egzersiz ve terleme
- Sıcak hava ve güneşe uzun süre maruz kalma
- Yüksek ateş (en sık enfeksiyonlara bağlı ortaya çıkar)
- Şiddetli ishal veya kusma
- Böbrek hastalıklarına bağlı sık idrara çıkma
- İdrar söktürücü ilaçların fazla dozda kullanılması ya da kullanım esnasında sıvı alımının atlanması
- Aşırı kafein ve alkol tüketimi
- Kanamalar ve kan kaybı
- Geniş vücut yanıkları
Dehidrasyon Teşhisi
Dehidrasyon teşhisi genellikle acil servislerde şikayetlerin dinlenmesi, tıbbi öykü alınması ve fizik muayene ile konur.
Tıbbi öyküde; kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, kusma ve ishal varlığı, güneş altında uzun süre bulunma veya aşırı egzersiz gibi risk faktörleri sorgulanır. Bunlar nedenin belirlenmesine yardımcı olur.
Hekim fizik muayenenin ardından dehidratasyonun ciddiyetini belirlemek ve vücudun mevcut durumunu incelemek amacı ile belirli testler isteyebilir:
- Kan tahlili: Özellikle kandaki mineral (sodyum, potasyum, kalsiyum, klor gibi) miktarlarını değerlendirmek dehidrasyonda çok önemlidir. Pek çok ağır belirti mineral bozukluklarına bağlı oluşur. Ayrıca, kan tahlilinde BUN, kreatinin, GFR gibi değerlerle böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi mümkündür.
- İdrar tahlili: Minerallerin idrara çıkma miktarları ve idrar bileşimi pek çok hastalığa ışık tutan belirteçlerdir. Özellikle altta yatan diyabet, böbrek hastalığı, idrar yolu enfeksiyonu gibi nedenleri dışlamak için idrar tahlili yapılır.
Dehidrasyon Tedavisi
Dehidrasyonun tedavisi sıvı eksiğinin yerine konması gibi basit bir prensiple yapılır.
Tedavi şekli ve aciliyetine dehidrasyonun derecesine göre karar verilir. Dehidrasyonun sebebi ve hastanın yaşı da ek uygulamalar gerektirebilir.
Hafif ve Orta Dehidrasyon Tedavisi
Aşırı egzersiz, aşırı terleme, enfeksiyon, ateş, ağır ishal ve kusma gibi durumlar yetişkinlerde genelde hafif ve orta derecede dehidrasyona yol açar.
Hafif ve orta dehidrasyon tedavisi basitçe sıvı alımını arttırmaktır. Sıvı olarak su tercih edilmesi esastır.
Aşırı terleme ve egzersize bağlı dehidrasyonda sıvı-mineral dengesi de bozulabileceğinden soda veya sporcu içecekleri de tercih edilebilir.
Şekerli, gazlı, kafeinli veya posalı içecekler önerilmez.
Ağır Dehidrasyon Tedavisi
Dehidrasyonun ağır düzeyde olduğuna yine belirtilere göre karar verilir. Bilinç bulanıklığı, tansiyon düşmesi, bilinç kaybı, uyku hali, kalp çarpıntısı gibi belirtilerin varlığında ağır dehidrasyondan bahsedilebilir. Bu durumda vakit kaybedilmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması ve sıvı tedavisi alınması gerekir.
Damar yolundan verilen kan ile aynı mineral derişimine sahip sıvılar (serum fizyolojik veya laktatlı ringer) hızlıca ve doğrudan kan dolaşımına geçerek vücuttaki sıvı eksiğini giderecektir.
Ayrıca, ağır dehidrasyon durumunda mineral dengesi de bozulabileceğinden kan tahlili ile sodyum, potasyum başta olmak üzere pek çok mineralin miktarına ve böbrek fonksiyonlarına bakılır.
Mineral eksiklikleri de uygun şekilde yerine konur. Fakat bu tedavi genellikle geniş zamana yayılarak yavaş yavaş yapılır çünkü özellikle vücuttaki sodyumun hızla yükseltilmesi beyin ödemine yol açabilir.
Dehidrasyon Tedavi Edilmezse
Dehidrasyon tedavi edilmezse derinleşir ve hayati tehdit oluşturacak noktaya gelebilir. Hafif dehidrasyon genelde su içme ihtiyacı doğurur ve su içmekle geçer.
Ağır dehidrasyonda ise damardan sıvı tedavisi alınmazsa tansiyon düşüklüğü ve dehidrasyonun devam etmesi durumunda şok tablosu ortaya çıkabilir.
Şok, kan dolaşımının vücuda yeterli gelmemesi durumudur. Organların kalıcı hasar görmesiyle sonuçlanır ve ölümcül bir tablodur.
Ağır dehidrasyonu ölümcül hale getirebilecek bir diğer komplikasyon ise vücuttaki su ve mineral dengesinin bozulmasına bağlı böbrek hasarıdır.
Çok uzun süren ağır dehidrasyon böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilir. Özellikle sodyum ve potasyum dengesizliği ayrıca beynin elektriksel aktivitesini bozarak nöbetlere neden olabilir.
Dehidrasyona Ne İyi Gelir?
Dehidrasyona iyi gelecek ve dehidrasyonu oluşmadan önleyecek faktörler şunlardır:
- Her zaman günde en az 2 litre su içmek ve susuzluğu başka içeceklerle gidermemek
- Hastalık, enfeksiyon, ishal veya besin zehirlenmesi gibi durumlarda günlük alınan sıvı miktarını arttırmak
- Özellikle ileri yaştaki bireylerde susama hissi daha az olacağından not yazarak, alarm kurarak veya telefon uygulamalarından yardım alarak su içmeyi hatırlamak
- Egzersiz için beden yapısı ve kondisyona uygun bir spor seçmek, vücudu aşırı zorlamamak
- Egzersiz aralarında ve bitiminde mutlaka bol su içmek ve terlemeyle kaybedilen suyu yerine koymak
- Dehidrasyon belirtileri ortaya çıktıktan sonra serin, gölge bir yerde istirahat etmek ve su mutlaka su içmek
Dehidrasyona Ne İyi Gelmez?
Dehidrasyonu ağırlaştıran veya vücutta dehidrasyon oluşumuna zemin hazırlayan faktörler şunlardır:
- Enfeksiyon ve kronik hastalıklar
- Kullanılan ilaçların, özellikle de idrar söktürücülerin dozunun fazla gelmesi
- Aşırı ağır ve bünyeyi zorlayan egzersizler
- Güneşte ve sıcak yerlerde çalışmak ve yeteri kadar sıvı almamak
- Sıvı eksiğini çay, kahve ve gazlı içeceklerle gidermeye çalışmak
- Belirtilere rağmen aktif yaşama devam etmeye çalışmak, istirahat etmemek ve sıvı almamak
Gebelikte Dehidrasyon
Gebelik kadın vücudunun kapasitesinin üzerine çıkmaya çalıştığı ve pek çok değişikliğin meydana geldiği bir süreçtir. Su, bebeğin beslenmesi ve korunmasını sağlayan plasenta yapısı için olmazsa olmaz bir faktördür.
Bilindiği üzere bebek anne rahminde su dolu bir kesenin içinde yüzer durumdadır. Ayrıca vücuttaki su miktarı annenin ve dolayısıyla da bebeğin kan dolaşımı için hayati önem taşır.
Gebelikte dehidrasyonun en önemli nedeni sabah bulantılarının yoğun olmasıdır. Bulantı arttıkça kusma da artar bu belli bir miktar sıvı kaybına neden olur. Buna ek olarak, bulantıyı arttıracağı düşüncesiyle su alımı iyice kısıtlanır bu da sıvı kaybını derinleştirir.
Su içmeyi engelleyecek kadar bulantı-kusması olan gebelerin mutlaka hekimleriyle iletişim kurması gerekir.
Gebelerde diğer dehidrasyon sebepleri ise, fazla sıcak ve güneşe maruz kalmak, aşırı terleme, aşırı fiziksel aktivite, enfeksiyon, besin zehirlenmesi, ishal ve ateşli hastalıklardır.
Gebelikte dehidrasyon belirtileri de diğer bireylerden farklı değildir. Halsizlik, baş dönmesi, ağız kuruması, güneş çarpması, baş ağrısı, idrarın koyu sarı renkte olması gibi belirtiler hafif ve orta dehidrasyona işaret eder.
Hafif dehidrasyon yaşayan gebeler istirahat etmeli ve bol su içmelidir.
Eğer bilinç bulanıklığı, uyku hali, söylenenleri anlamakta güçlük, baygınlık, hiç idrara çıkamama gibi belirtiler mevcutsa ağır dehidrasyon gelişmiş olabilir ve acilen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir.
Ağır dehidrasyon gebelikte hayati önem taşır ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
Özellikle gebeliğin ilerleyen dönemlerinde vücut ağırlığının da çok artmasıyla su ihtiyacı artar. Bu ihtiyaç sürekli hale gelir ve karşılanmazsa;
- Oligohidramniyoz (gebelik kesesinde yeteri kadar sıvı olmaması)
- Oligohidramniyoza bağlı; bebekte uzuv gelişiminin bozulması, parmak eksikliği, vücut deformiteleri, gelişme geriliği gibi pek çok problem
- Nöral tüp defekti (sinir sistemi ve omurilik oluşumunda anatomik bozukluk)
- Erken doğum
- Doğum defektleri
Gibi pek çok durumun ortaya çıkma ihtimali artacaktır. Gebelikte dehidrasyonu önlemek için günde en az 2-2.5 litre su tüketilmelidir. Fazla miktarda kafein idrar söktürücü etki yapabilir, kafein tüketimi abartılmamalıdır.
Bebeklerde ve Küçük Çocuklarda Dehidrasyon
Bebekler ve küçük çocuklar dehidrasyon için oldukça riskli bir grubu oluşturur. Dehidrasyon belirtileri ebeveynler tarafından önemsenmeli ve dehidrasyon bir an önce ağırlaşmadan tedavi edilmelidir.
Eğer ağır dehidasyon meydana geldiyse mutlaka vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda dehidrasyon belirtileri de yetişkinlerden farklılık gösterebilir. En sık görülen belirtiler şunlardır:
- Ağzın ve dilin ciddi derecede kuruması
- Ağlarken gözyaşı çıkmaması
- Bebek bezinin 3 saatten uzun süre tamamen temiz kalması, idrar çıkışı olmaması
- Gözler ve yanaklarda çökme
- Bıngıldaklarda (fontanel) çökme ve yumuşama
- Renkte solukluk
- Huzursuzluk, ağlama, iştahsızlık
Ağır dehidrasyon çocuklarda vücut sıvısının en az %15’inin kaybedilmesiyle ortaya çıkar. Dehidrasyonun ağır olduğu şu belirtilerin varlığında düşünülür:
- Bilinç kaybı, uykuya eğilim
- Aşırı hareketsizlik
- Deri parmakla hafif sıkıştırıldığı zaman eski haline dönmesinin 2 saniyeden uzun sürmesi
- Kol ve bacaklarda alacalı, yer yer mavi yer yer pembe renk görülmesi veya morarma, solukluk
- Kalp hızının artmış olması, çarpıntı
- Yüzeysel ve hızlı nefes alışverişi
Bebeklerde dehidrasyon sebepleri yetişkinlerle benzerdir. Fakat vücut yüzey alanlarının oransal olarak daha geniş olmasından kaynaklı, aşırı terleme, ateş veya yanık gibi nedenlerle yetişkinlere göre daha kolay ve derin dehidrasyona girerler.
Özellikle bağırsak ve sindirim sisteminde anatomik problemleri, kistik fibroz gibi genetik hastalıkları ya da metabolik hastalıkları olan bebekler sık sık ishal ve kusma yaşayabilir ve dehidrasyon riskleri daha da artar.
Bebeklerin ağızdan yeteri miktarda su içerek dehidrasyonu gidermesi veya bunu talep etmesi pek mümkün değildir. Dolayısıyla tedavi, içinde glukoz (şeker), tuz ve çeşitli mineralleri barındıran oral rehidratasyon sıvısı (ORS) adı verilen bir sıvının içilmesi ile sağlanır.
Oral, ağız yolu ile alımı; rehidratasyon ise vücuda tekrar yeterli sıvıyı sağlamayı ifade eder. Eczanelerde satılan ve ulaşımı oldukça kolay olan bu sıvılar aşırı kusma ve ishal varlığında bebeğin hafif dehidrasyon belirtileri göstermesi durumunda kullanılabilir.
Bebeklerde ve küçük çocuklarda ağır dehidrasyon belirtileri mevcutsa evde tedavi etmeye çalışmakla vakit kaybedilmemeli derhal bir acil servise başvurulmalıdır. Burada uygulanacak tedavi damar yolundan sıvı verilmesidir.
Ayrıca dehidrasyonun sebebi bilinmiyorsa bulunabilir veya vücut minerallerinde eksikliğe yol açtıysa bunların da yerine konması mümkün olur.
Dehidrasyon için Hangi Doktora Gidilir?
Dehidrasyon hafifse ve ağızdan sıvı alımı mümkünse herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmadan, su içerek tedavi edilmesi mümkündür. Orta ve ciddi derecede dehidratasyon varsa tıbbi destek almak gerekebilir.
Dehidratasyon herhangi bir tıp dalının özel ilgi alanına girmez. Zaten genelde kısa süre içinde gelişen bir problem olduğundan Acil Servise başvurulması uygun olacaktır.
Hastanın ağızdan sıvı alımı mümkün değilse, kanaması durmayan bir yaralanma ya da uzun süredir şiddetli ishal ve kusma varsa, bilinç bulanıklığı veya bilinç kaybı mevcutsa özellikle ileri ve çok küçük yaştaki bireylerin sağlık kuruluşunda tedavi edilmesi gerekir.
Ayrıca, sindirim sistemi kanamaları da özellikle ileri yaşta bireylerde ciddi kan kaybı ve buna bağlı dehidrasyon oluşturabilir.
Sindirim sistemi kanamaları genelde kendini kahve telvesi şeklinde kusma veya katran gibi, çok ağır kokulu ve yapışkan dışkılama şeklinde gösterir.
Bu belirtilerin görülmesi durumunda hiç vakit kaybedilmeden acil servise başvurulması gerekir.