Tansiyon Düşüklüğü
Tansiyon düşüklüğü, 90/60 mm Hg'den daha düşük olan kan basıncı olup, tedavisinde hastanın yaşam tarzını değiştirmesi yeterli olmaktadır.
Tansiyon Düşüklüğü Nedir?
Kan basıncı veya tansiyon, kalp kan pompalarken kanın damar duvarlarına yaptığı basınçtır. Tansiyon ölçerken bilinen adıyla büyük tansiyon ve küçük tansiyon olarak iki tür belirteç bulunur. Büyük tansiyon kalbin pompalama gücüyle damarlarda oluşan basınçtır. Küçük tansiyon ise kalp gevşeyip kanla dolduğu sırada hala damarlarda var olan basınçtır.
Bu basınçlar milimetre cıva (mm Hg) cinsinden ölçülür. Çoğu yetişkin için, sağlıklı bir insanda kan basıncı genellikle 120/80 mm Hg civarındadır. Tansiyon düşüklüğü ise genel olarak 90/60 mm Hg'den düşük olan kan basıncıdır.
Bazı insanlar her zaman normale göre düşük olarak sayılabilecek tansiyona sahiptir. Ancak bu değerler o kişiler için normal olarak değerlendirilir. Çünkü vücut bu değerlere uyum sağlamıştır. Ancak başka bir kişiye göre düşük değerler oldukça ciddi sorunlara yol açabilir.
Organlar, hormonlar ve sinirler dahil olmak üzere vücudun birçok sistemi kan basıncını düzenler. Örneğin, otonom sinir sistemi, duruma bağlı olarak kalbe ve vücuttaki diğer sistemlere kan basıncını arttırmasını veya azaltmasını söyleyen “savaş ya da kaç” sinyalini gönderir. Bu yüzden parkinson hastalığında olduğu gibi otonom sinir sistemi ile ilgili sorunlar düşük tansiyona neden olabilir.
Tansiyon düşüklüğünün diğer nedenleri arasında ilaçlar, kanama, yaşlanma, susuz kalma, gebelik, diyabet ve kalp problemleri sayılabilir. Yaşlı yetişkinler, ayakta dururken veya yemekten sonra düşme, bayılma veya baş dönmesi gibi tansiyon düşüklüğü belirtileri için daha yüksek bir risk taşır. Yaşlı yetişkinlerde yüksek tansiyonu kontrol altına almak için alınan ilaçların yan etkisi olarak da tansiyon düşüklüğü görülebilir.
Otururken veya uzanır pozisyondayken ani ayağa kalkıldığında görülen tansiyon düşüklüğüne duruşsal (ortostatik) hipotansiyon adı verilir. Bu durum başka bir sağlık sorunu yoksa genelde ayağa kalktıktan sonra kısa bir sürede düzelir. Bu tip düşük tansiyonda semptomları kötüleştirebilecek şeyler fiziksel efor, uzun süre ayakta durma ve sıcak havalardır.
Aynı şekilde yemek yedikten sonra görülen tansiyon düşüklüğüne de postprandiyal hipotansiyon adı verilir. Bunun sebebi, yemek yendikten sonra kan akımının mide, bağırsak gibi sindirim sistemine yönlendirilmesiyle beyne giden kanda bir miktar azalma olmasıdır. Bu tip tansiyon sorunu daha çok yaşlıları etkiler. Sinir aracılı hipotansiyonda ise genelde uzun süre ayakta durma sonucunda kan basıncı düşer. Bu çeşit tansiyon düşüklüğü gençleri daha çok etkilemektedir.
Birçok kişi tansiyon düşüklüğü olsa da bunu fark etmeyebilir. Hissedildiğinde de yorgunluk, baş dönmesi, kalp çarpıntısı gibi belirtiler gösterir. Oturmak ve dinlenmek bu belirtileri azaltabilir. Ciddi tansiyon düşüklüğü durumunda vücuttaki hayati organlara giden kan azalacağı için yeterli oksijen ve besini alamazlar. Bu da şok denilen ciddi bir tıbbi komplikasyona yol açabilir. Bu durumda acil müdahale gerekir. Şok belirtileri arasında soğuk cilt, hızlı nefes alma, mavimsi renk değişikliğine giden deri, nabız dolgunluğunda azalma gibi durumlar bulunur.
Tansiyon Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?
Tansiyon düşüklüğünün genel belirtileri olsa da kişiye göre farklı belirtiler görülebilir. Ayrıca çok düşük tansiyon hariç hafif düşüklükler farklı derecelerde bulgu verir.
Tansiyon düşüklüğünün sık görülen belirtileri şunlardır:
- Baş dönmesi
- Yorgunluk
- Güçsüzlük
- Bulanık görme
- Algıda bozulma
- Bayılma
- Kalp çarpıntısı
Tansiyon düşüklüğünün nadir belirtileri ise şunlardır:
Diğer hipotansiyon türlerinde görülmeyen şoka bağlı şiddetli düşük tansiyon belirtileri ise şunlardır:
- Zayıf ve hızlı nabız
- Soluk veya mavi renkli cilt
- Soğuk veya terli cilt
- Huzursuz hissetmek
- Hızlı nefes alma
- Çok uykulu hissetmek
- Bilincini kaybetmek
Tansiyon Düşüklüğünün Nedenleri Nelerdir?
Birçok şey kan basıncı düşüklüğüne neden olabilir. Susuz kalmak veya ilaç yan etkileri gibi altta yatan bir hastalık ile ilişkili olmayan faktörlerden kaynaklanabilir. Buna ek olarak kalp problemleri, hormon bozuklukları, sinirsel durumlar ve hatta hamilelik gibi diğer sağlık durumlarının bir sonucu olarak da görülebilir. Düşük tansiyonunun kökeninde ne olduğunu belirlemek, tam olarak sahip olunan düşük tansiyonun türünü bulmakla başlar.
90/60 mmHg ile 120/80 mmHg arasındaki bir kan basıncı sağlıklı olarak kabul edilir. Basınç bundan düşükse, beyin ve diğer organlar düzgün çalışması için yeterli kanı alamayabilir. Üç ana düşük tansiyon tipi duruşsal, nöral aracılı ve şoka bağlı ciddi düşük tansiyondur. Her birinin farklı nedenleri vardır.
Duruşsal düşük tansiyon nedenleri: Düşük tansiyonun özellikle önemli bir nedenidir. Bazen postüral hipotansiyon olarak adlandırılır. Bu fenomen, vücut pozisyonundaki, duruşundaki değişiklikler sırasında, genellikle otururken ayağa kalkma sırasında kan basıncı hızla düştüğünde ortaya çıkar. Bu durum mevcut olduğunda baş dönmesi, bulanık görme ve bayılma gibi kan basıncının çok düşük olduğuna dair klasik işaretlere neden olur.
Normalde, sinir reseptörleri ayağa kalkarken sinyal verir ve merkezi sinir sistemi, atardamarların duvarlarındaki kaslara kan basıncını arttırmak için büzülmesi ve kalbin daha hızlı atması emrini verir. Bu, kanın vücudun alt kısımlarında birikmesini önler ve tansiyon korunmuş olur. Duruşsal düşük tansiyonda bu mekanizma olması gerektiği gibi gerçekleşmez ve kan birikimi beyine daha az kan ulaşması ve düşük tansiyon ile sonuçlanır.
Duruşsal düşük tansiyona aşağıdaki durumlar neden olabilir:
- Gebelik
- Susuz kalmak (terleme, yeterince su içmeme, kusma veya ishal gibi nedenlerden dolayı su kaybı)
- Yaşlılık
- Kalp işlevinden bozukluk
- Anemi
- Şiddetli enfeksiyonlar
- Tiroid bozuklukları
- Düşük kan şekeri ve diyabet
- Akciğere pıhtı atması
- Parkinson hastalığı, Lewy cisimcikli demans, çoklu sistem atrofisi, Guillain-Barré sendromu ve nöropati gibi sinir sistemi bozuklukları
Duruşsal düşük tansiyon bazı ilaçların yan etkisi olabilir. Özellikle idrar sökücü ilaçların veya beta blokerler gibi diğer yüksek tansiyon ilaçlarının bir yan etkisi olabilir. İktidarsızlık (erektil disfonksiyon) ve bazı psikiyatrik bozuklukları tedavi etmek için kullanılan ilaçlar da düşük tansiyona neden olabilir. Bu tip bir sorun sadece sıcakta ya da uzun süre hareketsiz kalarak da oluşabilir.
Sinirsel aracılı düşük tansiyon: Sinir sistemi ile ilgili sorunlar, otonom sinir sistemi bozuklukları uzun süre ayakta kaldıktan sonra düşük tansiyona neden olabilir. Duygusal stres ayrıca bu sorunun tetikleyicisi olabilir.
Bu tür düşük tansiyonda, beyin ve kalp arasında zayıf bir iletişim vardır ve beyin kalbe kan basıncının yüksek olduğuna dair yanlış sinyaller gönderir. Buna karşılık, kalp yavaşlar ve bu da kan basıncını düşürür. Sinir hasarı ile karakterize olan ve diyabet gibi hastalıklardan kaynaklanabilen otonomik nöropati ve periferik nöropati de kan basıncının yanlış düzenlenmesini etkiler.
Şok ile ilişkili şiddetli hipotansiyon: Şok ile ilişkili şiddetli düşük tansiyonun bazı nedenleri duruşsal düşük tansiyona neden olabilir. Bu türde kan basıncı düşüşü önceki tiplere göre çok daha şiddetlidir ve müdahale etmeden normale dönmez. Bu tip bir şokun nedenleri şunlardır:
- Büyük miktarlarda kan kaybı
- Enfeksiyon veya toksinlere bağlı septik şok
- İshal, yanıklar veya idrar söktürücülerin aşırı kullanımından kaynaklanan ciddi sıvı kaybı
- Kalp krizi, kalp ritim bozukluğu veya akciğere pıhtı atması nedeniyle kalple ilişkili şok
- Kafa travması, karaciğer yetmezliği, zehirlenme veya anafilakside görülen damar genişlemesi ile ilgili şok
Şok tıbbi bir acil durumdur ve acilen müdahale edilmesi gerekmektedir.
Genetik: Çoğunlukla, düşük tansiyona sahip olmak yüksek tansiyona göre daha iyi bir durumdur. Aniden ortaya çıkmadıkça veya belirti vermedikçe çok fazla endişelenecek bir şey yoktur. Aslında, düşük tansiyona sahip kişilerde, kalp hastalığı geliştirme, kalp krizi geçirme veya felç geçirme riski daha azdır.
2012 yılında yapılan bir çalışmada kan basıncı ile ilişkili gen havuzu incelendi. Bu çalışmayla genlerin bir kişinin duruşsal düşük tansiyonu olup olmadığı üzerinde çok fazla etkiye sahip olmadıkları görüldü.
Bu tip düşük tansiyon, duruma göre bazı genlere sahip insanlarda daha fazla görülse de belirli kalıtım etkenleriyle ilişkili değildir.
Kalp-damar sorunları: Kalp-damar sistemi ile ilgili problemler de tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Bu sorunlar genel olarak aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Kalp hızını etkileyen hastalıklar
- Kalbin atış gücünü etkileyen hastalıklar
- Vücuda iletilen kanda azalma
- Damarlarda biriken plaklar sonucu beyine giden kanda azalma
Ayrıca bazı yaşam tarzı ve beslenme sorunları da kan basıncı düşüklüğüne sebep olabilir. Örneğin demir eksikliği anemisi veya diğer anemi çeşitlerinde kandaki hemoglobin yani organlara oksijen taşıyan yapılar eksik olduğu için düşük tansiyon oluşabilir.
Tansiyon Düşüklüğü Teşhisi
Hekim fizik muayene, tıbbi geçmiş, elektrokardiyogram, kan testleri, ekokardiyogram, stres testi gibi bir dizi tıbbi testi birlikte kullanarak tansiyon düşüklüğü ve nedenini teşhis eder.
Kan testleri: Düşük tansiyona neden olabileceği için kan şekeri seviyesi ve kan hücresi sayısını kontrol etmek için kan testleri yapılır. Bu testler hekimin, düşük tansiyonun düşük kan şekeri (hipoglisemi) veya anemiden kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemesine yardımcı olur.
Valsalva manevrası: Valsalva manevrası basit bir testtir ve otonom sinir sistemini ve sinir sisteminin kalp atışını düzenleyen kısmını incelemeye yardımcı olur. Bu testte tansiyon ve kalp atışı izlenirken, hastaya derin bir nefes alınması söylenir ve daha sonra ağız kapatılarak nefesin balon şişiriyor gibi verilmesi istenir.
Elektrokardiyogram (EKG): Bu test, kan basıncının düşmesine neden olabilecek kalp problemlerini kontrol etmek için kullanılır. Elektrokardiyogram kalbin elektriksel aktivitesini kaydeder ve kalbin yapısal anormalliklerini, kalp ritmindeki düzensizlikleri, kalp atışı hızını ve kan akış problemlerini tespit edebilir.
Stres Testi: Hekim hastaya belli oranda egzersiz yaptırır veya böyle bir şans yoksa kalp hızını arttıracak ilaç verir. Daha sonra hasta egzersiz yaparken (veya ilaç etkili olduğunda) kalp aktivitesi elektrokardiyogram, nükleer kalp taraması, ekokardiyogram veya pozitron emisyon tomografisi (PET) taraması ile incelenir ve sonuçlar değerlendirilir.
Tansiyon Düşüklüğü Tedavisi
Düşük tansiyon bayılma, baş dönmesi, bilinç bulanıklığı ve şok gibi belirtilere ve istenmeyen durumlara neden olmadıkça tipik olarak ciddi bir problem değildir. Çoğu durumda kişinin yaşam tarzına, diyetine ve alışkanlıklarına basit ayarlamalar tedavi etmek için yeterlidir. Diğer durumlarda, kan basıncını normal bir aralığa yükseltmek için ilaç reçete edilebilir.
Yaşam tarzı değişiklikleri: Yaşam tarzında bazı değişiklikler yapmak ve bazı yeni alışkanlıklar geliştirmek, kan basıncını kabul edilebilir seviyelere çıkarmaya yardımcı olabilir.
Bu değişiklikler şu şekilde sıralanabilir:
- Hızlı bir şekilde oturmaktan veya ayağa kalkmaktan kaçının. Bunun yerine bu hareketleri yavaşça yapın. Ayrıca, kan akışını sağlamak için oturmaya veya ayağa kalkmaya çalışmadan önce bacaklarınızı biraz hareket ettirmeyi deneyebilirsiniz.
- Mümkünse uzun süre ayakta durmaktan kaçının. Sinirsel olarak aracılık edilen hipotansiyonunuz varsa bu madde özellikle önemlidir.
- Otururken bacaklarınızı çaprazlamaktan kaçının.
- Kompresyon çorapları-varis çorapları giyin. Çoraplar bacaklarınıza baskı uygulayarak kanın daha iyi hareket etmesine yardımcı olur. Bununla birlikte, bir tedavi şekli olarak varis çorapları giymeye başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
- Belirli yiyeceklerin alımını sınırlamak ve bazılarını daha fazla tüketmek, kan basıncınızı yükseltmenize yardımcı olabilir.
- Bol su için ve alkol alımını tamamen sınırlayın veya kesin.
- Tuz alımınızı artırın. Bunun ne ölçüde yapılması gerektiği konusunda doktorunuza danışın. Aşırı ve bilinçsiz tuz tüketmek yarardan çok zarar getirir.
- Yemek sonrası düşük tansiyonunuz varsa daha küçük, düşük karbonhidratlı, yemek porsiyonlarını yemeyi deneyebilirsiniz.
- Bir tansiyon aleti almak ve tansiyon ölçmeyi öğrenmek oldukça faydalı olacaktır. Evde günlük tansiyon değerlerini kaydetmek, hekime yol gösterecek ve en uygun tedavinin uygulanmasına yardımcı olacaktır.
İlaç tedavisi: Düşük tansiyonu tedavi etmek için çeşitli ilaçlar kullanılır. Bunlar düşük tansiyonun türüne göre değişebilir. İlaçlar tuz seviyelerini dengelemek, kan basıncını artırmak gibi etkilere sahiptir. Bir çoğu ağızdan alınsa da bazıları damardan verilir.
Tansiyon Düşüklüğü Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Tansiyon düşüklüğü herhangi bir belirti vermiyorsa tedavisine genellikle gerek duyulmaz. Fakat belirtiler ortaya çıktığında tedavi olmak gerekir. Bu hem genel sağlık hem de yaşam kalitesinin artması bakımından önemlidir. Bazı düşük tansiyon türleri şiddetli ve tehlikeli olabilir. Örneğin şoka bağlı durumlar böyledir. Bu nedenle acil müdahale gerektirir.
Duruşa bağlı düşük tansiyon tedavi edilmediğinde nadir de olsa diğer ciddi sağlık durumlarına sebep olabilir:
- Kalp krizi
- Kalp yetmezliği
- Atriyal fibrilasyon
- İnme
- Göğüs ağrısı
- Ani tansiyon düşmesine bağlı düşüp yaralanma
Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?
Bazı gıdalar kan basıncını artırmaya yardımcı olabilir:
- Düşük karbonhidratlı gıdalar
- Bol su içmek
- Yumurta, et, süt ürünleri, güçlendirilmiş kahvaltılık tahıllar ve bazı besin mayaları gibi B12 vitamini bakımından zengin gıdalar
- Koyu yapraklı yeşil sebzeler, meyveler, fındık, fasulye, yumurta, et, kümes hayvanları, deniz ürünleri ve tahıllar gibi folat bakımından zengin gıdalar
- Tuzlu yiyecekler
- Düzenli egzersiz
Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelmez?
Tansiyon düşüklüğüne direkt olarak kötü gelen ve durumu ağırlaştıran şeyler çok fazla değildir. Ancak aşağıdaki durumlar tansiyon düşüklüğüne kötü gelebilecek şeylerdir:
- Alkol
- Sigara
- Büyük öğünlü yemekler
- Yemekten sonra ayakta durmak
Tansiyon Düşüklüğü İlaçları
Tansiyon düşüklüğü için en sık reçete edilenlerinden fludrokortizon etken maddesi, vücuttaki tuz seviyelerini ve kan hacmini artırarak çalışır. Diğer bir etken madde de kan damarlarını daraltarak çalışır ve sonuç olarak kan basıncını artırır. Midodrin adı verilen bu madde genellikle sadece sürekli olan duruşa bağlı düşük tansiyonu olan hastalarda kullanılır.
Şok ile ilişkili ciddi düşük tansiyon yaşıyorsanız, kan damarlarını daraltarak çalışan epinefrin ve norepinefrin gibi ilaçlar damardan olarak uygulanabilir. Düşük tansiyonunuz altta yatan bir tıbbi durumdan kaynaklanıyorsa, doktorunuz kan basıncınızı yükseltmenin yanı sıra bu durum için tedaviler uygulayacaktır.
Şu anda aldığınız herhangi bir ilaçtan kaynaklanıyorsa, doktorunuz ilacın dozajını değiştirecek veya başka bir ilaçla değiştirecektir.
Hamilelerde Tansiyon Düşüklüğü
Hamilelik sırasında tansiyon düşüklüğü nadir değildir. Hamilelik sırasında hormonal değişiklikler sebebiyle kan damarları genişler ve kan basıncının düşmesine neden olur. Kan basıncı hamileliğin erken döneminde düşmeye başlar ve genellikle 4-6’ncı ayların ortasında en düşük seviyededir.
Hamilelik dönemindeki tansiyon düşüklüğü belirtileri düşük tansiyonu olan herkesin hissedebileceği semptomlara benzer. En yaygın olarak, hamilelikte düşük tansiyon belirtileri arasında baş dönmesi ve hatta bayılma bulunur. Genelde bu durumda ilaç tedavisine gerek kalmaz. Birkaç doktor tavsiyesi sayesinde hamilelikte tansiyon düşüklüğü kolaylıkla tedavi edilir.
Hamilelerde supin düşük tansiyon sendromu adı verilen bir durum yaşanabilir. Hamilelik sırasında sırt üstü düz uzanmak, mide ekşimesi ve nefes darlığı gibi bazı gebelik semptomlarını kötüleştirebilir. Ayrıca kan basıncınızın düşmesine neden olabilir. Hamilelik sırasında kan basıncınız sırt üstü yatmaktan düştüğünde buna supin hipotansiyon sendromu denir.
Supin, sırt üstü düz uzanmak için kullanılan tıbbi bir terimdir. Hamileyken ve sırt üstü düz uzanırken, bebeğin ve rahmin ağırlığı omurgaya ve karın organlarına biner. Bu basınç, vücuttaki en büyük kan damarlarından ikisini sıkıştırabilir.
Bu damarlar üzerindeki baskı dolaşımı veya vücuttaki kan akışını etkileyebilir. Kalbe dönen kan akışı yavaşlayabilir. Kalbinizin pompaladığı kan miktarı azalabilir. Böylece tansiyon düşebilir. Ayrıca rahim ve bebeğe giden kan akışı da engellenebilir.
Hamileyken, hormonlar kan damarlarını genişletir ve daha fazla dolaşım için ek damarlar açar. Böylece, kan basıncınız zaten doğal olarak biraz düşebilir. Aktiviteye bağlı olarak, gün içinde kan basıncı yükselebilir veya düşebilir. Dinlenirken düşebilir veya aktif, heyecanlı veya stresli olunduğunda yükselebilir.
Supin hipotansiyon sendromu, hamilelik hormonlarından veya dinlenmeden kaynaklanan kan basıncındaki doğal bir düşüşten daha fazlasıdır. Sırt üstü yatarken büyük tansiyonun en az 15’ten 30 mm Hg'ye kadar değişen aralıklarda düşmesidir.
Hamilelik ilerledikçe uterus ve bebek daha fazla büyür ve ağırlaşır. Bununla birlikte, aşağıdaki durumlar supin hipotansiyon sendromuyla karşılaşma riskini arttırır:
- 20 haftadan daha ileri gebelik haftaları
- Rahmin normalde daha büyük olması
- Bebeğin kan damarlarına basabileceği durumlar
- Bebeğin içinde bulunduğu sıvının çok fazla olması
- Çoğul gebelikler
- Aşırı kilolu veya obez olmak
- Kalp rahatsızlığı olmak
Çocuklarda Tansiyon Düşüklüğü
Çocuklarda tansiyon düşüklüğü genelde susuz kalma, besin değişiklikleri gibi sebeplerle olur. Ancak erişkinlere göre daha seyrek olarak görünür. Tedavisinde de eğer altta yatan bir sebep yoksa ilaç tedavisine ihtiyaç kalmaz.
Çocuklarda düşük tansiyonun bazı nedenleri şunlardır:
- Oturduktan veya uzandıktan sonra aniden ayağa kalkmak
- Özellikle okullardaki törenlerde uzun süre ayakta durmak
- Yeterli sıvı içmemek
- Yüksek tansiyon ilacı veya diğer kalp ilaçları gibi ilaçlar kullanmak (Bu durum çocuklarda nadir olsa da görülebilir.)
- Tiroid hastalığı, şiddetli enfeksiyon, bağırsaklarda kanama veya kalp problemleri gibi sağlık sorunları
- Büyük kanama veya ciddi yanıklar gibi travmalar
Düşük tansiyonu olan birçok çocukta herhangi bir belirti yoktur. Ancak aşağıdaki belirtiler bazen düşük tansiyonda görülebilir:
- Baş dönmesi veya bayılma
- Mide ağrısı-bulantısı veya kusma
- Her zamankinden daha susuz hissetmek
- Görüşte bulanıklık
- Güçsüz hissetmek
- Düşüncelerde karışıklık ve algıda bozukluk
- Yorgun hissetmek
- Soğuk bir cilt
- Çok hızlı nefes almak
- Kalp hızında artış
Çocuğunuzda düşük tansiyon, özellikle baş dönmesi veya bayılma belirtileri varsa bir doktora başvurmalısınız. Düşük tansiyon belirtilerine dikkat edilmelidir. Semptomların ne zaman ortaya çıktığını doktora doğru bir şekilde anlatıldığında tanı ve tedavi çok daha kolaylaşacaktır.
Genellikle çocuklarda düşük tansiyon tesadüfen ölçüldüğünde ortaya çıkar. Düşük tansiyonunun nedenlerini tespit etmek için doktor geçmiş sağlığı, hastalıkları, belirtileri ve alınan ilaçları sorar. Fizik muayene yapar ve başka testler isteyebilir. Doktor düşük tansiyona neden olabilecek başka bir sağlık sorunu olup olmadığını kontrol etmek için çok çeşitli testler isteyebilir.
Düşük tansiyon çocuklarda muhtemelen sadece belirtilere neden oluyorsa veya kan basıncı aniden düşerse tedavi edilir. Tedavi şekli ve kararı belirtilere, ne kadar şiddetli olduklarına ve düşük tansiyonun nedenlerine bağlı olarak değişir.
Hekim düşük tansiyon için aşağıdaki önerilerde bulunabilir:
- Diyete daha fazla tuz eklemek
- Çok susuz kalınıyorsa daha fazla su tüketmek hatta gerekiyorsa damardan sıvı almak
- Kan basıncını düşüren ilaç kullanımı varsa ilacın dozunu değiştirmek veya ilacı kesmek
- Düşük tansiyona neden olan sorunu tedavi etmek için ilaç almak
Örneğin, kusmayı veya ishali durdurmak ve enfeksiyonu tedavi etmek için antibiyotiklere veya ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. Diyetinize daha fazla tuz eklemeden veya ilaçlarınızda herhangi bir değişiklik yapmadan önce doktorunuzla konuşmalısınız. Duruşsal düşük tansiyonu olan çocuklarda, doktor baş dönmesi gibi semptomları önlemek için bazı basit yollar denemeyi önerebilir:
- Yavaşça ayağa kalkmak
- Daha fazla su içmek
- Çay, kahve, kola gibi kafein içeren besinleri azaltmak veya tamamen kesmek
- Varis çorapları giymek
Çocukların baş dönmesi hissettiğinde birkaç dakika oturması ve dinlenmesi onları rahatlatır. Ya da oturup başı dizlerin arasına koymak da kan basıncının normale dönmesine ve belirtilerin ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.
Tansiyon Düşüklüğü için Hangi Doktora Gidilir?
Esas olarak tansiyon düşüklüğü için Dahiliye ve Kardiyoloji bölümlerine gidilmelidir. Tansiyon düşüklüğü basit bir sebebe bağlı olabileceği gibi birçok sağlık durumundan da kaynaklanabileceği için hekim nedene bağlı olarak hastayı uygun bölüme yönlendirecektir. Tansiyonunuz verilen değere göre düşük olsa bile herhangi bir belirti vermiyorsa büyük ihtimalle bir problemi işaret etmez. Fakat belirtiler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden doktora gitmek gerekir.
Tansiyon düşüklüğü ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Tansiyon Düşüklüğü Baş Ağrısı Yapar Mı?
Tansiyon düşüklüğü baş ağrısı yapabilir. Tansiyon düştüğünde beyne giden kan azaldığı için ve beyin damarları etkilendiği için ağrı oluşabilir. Eğer baş ağrısı tansiyon düşüklüğüne bağlı olarak sık olarak ortaya çıkıyorsa tedavisi için bir hekime başvurmak gerekebilir.
Düşük Tansiyon Nasıl Yükseltilir? Düşük Tansiyonda Ne Yapmalı?
Belirli yiyecekler ve yöntemler tansiyonu yükseltmeye yardımcı olur. Daha fazla sıvı tüketmek bunların başında gelir. B-12 vitamini bakımından zengin gıdalar da tansiyona yükseltmeye yardımcı olur. B-12'de yüksek gıdalar arasında yumurtalar, güçlendirilmiş tahıllar ve sığır eti bulunur. Folat bakımından yüksek gıdalar da düşük tansiyona iyi gelir. Folat açısından zengin besinler arasında kuşkonmaz, garbanzo fasulyesi ve karaciğer bulunur. Konserve çorba, füme balık gibi tuz miktarını arttıran yiyecekler de tansiyona iyi gelebilir.
Hamilelikte Tansiyon Düşmesi Bebeğe Zarar Verir Mi?
Hamilelikte tansiyon düşmesinden ziyade yükselmesi bebeğe daha çok zarar verir. Gebelikte en önemli tansiyon yükselmesi durumu preeklampsi yani gebelik zehirlenmesidir. Acil tedavi gerektirir ve doktor kontrolünde olunmalıdır. Hafif derecede tansiyon düşüklükleri ise bebeğe çok fazla zarar vermez. Ancak şok derecesinde fazla tansiyon düşüklükleri bebeğe giden kanı çok azaltılabileceği için bebeğe zarar verebilir.
Tansiyon Düşüklüğü Sınırı Nedir?
Erişkinlerde tansiyon düşüklüğü sınırı genel olarak 90/60 mmHg olarak belirlenmiştir. Ancak bazı kişiler için bu değerler normal olabilir. Yani herhangi bir belirtiye ve şikâyete neden olmayabilir. Bu da vücudun bahsedilen değere alıştığını gösterir. Buna ek olarak bu derecedeki tansiyonlarda baş dönmesi, kalp çarpıntısı, bayılma gibi semptomlar varsa tansiyon düşüklüğü olarak kabul edilir.
Çocuklarda Tansiyon Düşüklüğü Sınırı Nedir?
Çocuklarda tansiyon düşüklüğü erişkinlerdeki gibi 90/60 mmHg değildir. Yaşlara göre bu sınırlar değişmektedir. Çocuklarda yaş göre büyük tansiyon sınırları aşağıdaki gibidir:
- 0-1 ay: 60 mmHg
- 1 ay-1 yaş: 70 mmHg
- 1 yaş-10 yaş: 70 mmHg
- 10 yaş üstü: 90 mmHg
Düşük Tansiyon Tehlikeli Mi?
Tansiyon düşüklüğü genelde tehlikeli bir durum değildir. Ancak tansiyon düşüklüğünün sebebi olarak altta yatan ciddi bir hastalık varsa durum ciddi olabilir. Ayrıca şok adı verilen dolaşım yetmezliği nedeniyle bir tansiyon düşüklüğü acil tıbbi müdahale gerektirir. Ölüme kadar varan sorunlara yol açabilir.
Düşük Tansiyonda Nabız Yükselir Mi?
Tansiyon düşüklüğü durumunda kan, damarlara normalden daha az basınç yapar. Bu durumda organlara gerekenden daha az kan ulaşır. Hücreler yeterince oksijen ve besin alamaz. Bu sırada kalp düzenleyici mekanizma olarak hızını arttırır. Bu sayede organlara daha fazla kan ulaştırmaya çalışır. Bu durum hastaya nabızda yükselme ve hızlanma olarak yansır.
Kan Verdikten Sonra Tansiyon Düşer Mi?
Normal kan basıncı ve kan değerleri olan kişilerde aşırı olmamak şartıyla kan vermek tansiyonu düşürmez. Ancak eğer kişide zaten tansiyon düşüklüğü varsa veya sınırda bir tansiyon varsa düşebilir. Bunun haricinde kişide anemi olması durumunda kan vermek anemiyi derinleştirdiği için tansiyona olumsuz yansıyabilir. Aşırı miktarlar da kan vermek veya kaybetmek de damar içinde dolaşan kanı azalttığı için tansiyonu düşürür.
Adet Döneminde Tansiyon Düşer Mi?
Eğer adet düzenli ve olması gereken miktarlardaysa adet döneminde tansiyon düşmez. Ancak menoraji denilen hastalıkta yani adet miktarının fazla olması söz konusudur. Bu da aşırı kan kayıpları oluşmasına neden olur. Damar içinde akan kan miktarı azaldığı için tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Bu çok yaygın bir hastalık değildir.
Yoğun Bakımda Tansiyon Düşer Mi?
Yoğun bakımda hastanın tansiyonun dengede tutulması için uğraşılır. Ani tansiyon düşmesi ya da yükselmesi sık karşılaşılan yoğun bakım nedenleri arasındadır. Hastanın büyük veya küçük tansiyonu ayrı ayrı düşebilir. Hasta kapsamlı bir bakım altında olduğundan kısa sürede müdahale edilir.
Tansiyon Düşüklüğü için Ne Zaman Doktora Gitmek Gerekir?
Düşük tansiyon başarıyla tedavi edilebilir. Birkaç bilinçli yaşam tarzı değişikliği, düşük tansiyon belirtilerini büyük ölçüde azaltacaktır. Eğer tansiyon düşüklüğü sürekli baş dönmesi, yorgunluk gibi semptomlara sebep oluyorsa doktora başvurmanız gerekir. Ayrıca şok belirtilerinin fark edilmesi acilen müdahale gerektiğini gösterir ve zaman kaybetmeden hastaneye gitmek gerekir.