Septik Şok

Dolaşım veya metabolizma ile ilgili problemleri olan kişilerde vücudun enfeksiyona yanıt verememesi durumu olan Septik Şok'un tedavisinde amaç enfeksiyonu yok etmektir. 

Septik Şok Nedir?

Sepsis ve septik şok kavramları ilk olarak yaklaşık 30 yıl önce tanımlanmıştır. Yeni bir tanımlama olan bu kavramlar, sürekli güncellenmektedir. Sepsis, enfeksiyona karşı vücudun tam bir yanıt verememesi sonucu oluşan ve hayatı tehdit edebilecek derecede organlarda sorunlara yol açan bir durumdur. 

Septik şok kavramı ise sepsisten daha ciddi bir durumdur. Septik şokta hastalarda, dolaşımla ilgili veya metabolizmayla ilgili birtakım problemler bulunmaktadır. Bu yüzden enfeksiyona yanıt ciddi derecede azalmaktadır. Septik şokta bu yüzden ölüm oranları da artmaktadır.

Sepsiste çeşitli klinik kriterler kullanılmakta olup, bu kriterlerin tespit edilmesi oldukça önem arz etmektedir. Sepsis, 100 mmHg’ dan düşük tansiyon, bilinç değişikliği, organ bozuklukları ve solunum sayısının dakikada 22’ den fazla olmasıyla tanı konulan bir klinik durumdur. 

Septik şok kriterleri ise, sepsisle beraber yeterli sıvı ihtiyacının karşılanmasına rağmen vücuttaki laktatın 2 mmol/L’ den fazla olması ve ortalama arter basıncını 65 mmHg seviyesinde tutabilmek için birtakım damar kasıcı ajanlara ihtiyaç duyulması durumu olarak nitelendirilmektedir.

Septik Şok Belirtileri Nelerdir?

Septik şok acil bir durum olarak nitelendirilmektedir. Bu yüzden belirtilerinin bilinmesi oldukça önem arz etmektedir. 

Çeşitli belirtileri bulunan septik şokun tespit edilip tedavi edilmesi, hastaların hayatlarının kurtarılması adına oldukça önemlidir.

  • Tansiyon düşüklüğü septik şokun önemli belirtileri arasındadır. Özellikle hastalarda ayağa kalktıklarında uzun süre başlarının döndüğü gözlemlenmiştir.
  • Ani gelişen zihinsel karışıklık veya bilinç bulanıklığı durumu çeşitli acil hastalıklarda görülebilmektedir. İnmede de görülen bu belirtinin fark edilmesi oldukça önemlidir. Bu esnada hastalara “burası neresi?”, “neredeyiz?”, “adın ne?” gibi basit sorular sorarak, hastaların bilinç durumu kavranabilmektedir.
  • İshal, mide bulantısı ve kusma durumları da septik şokta görülen bir diğer belirtilerdir.
  • Cildin soluk, nemli veya soğuk olması durumu da septik şokun bir belirtisidir.

Septik Şok Nedenleri Nelerdir?

Septik şok, vücudun enfeksiyonlara karşı tam bir yanıt verememesi sonucu ortaya çıkan klinik bir durumdur. Septik şok ne yazık ki hayatı tehdit edebilecek bir durumdur. 

Septik şok oluşmasına neden olun birden fazla neden bulunmaktadır. Bu nedenlerin tespiti, septik şok tedavisinin planlanmasında oldukça önem arz etmektedir.

  • Septik şokun en önemli nedenleri arasında enfeksiyonlar bulunmaktadır. Bu enfeksiyonlar bakteri kaynaklı olabileceği gibi, virüsler ve mantarlar da septik şoka neden olabilmektedir.
  • HIV+ bireylerin savunma sistemleri biraz daha düşük olduğu için, bu bireylerde septik şok gelişme riski fazladır.
  • Yeni doğmuş bebeklerin de savunma sistemleri tam anlamıyla gelişmediği için, bu bebeklerde de septik şok gelişme riski artmaktadır.
  • Yaşlı bireylerde ve gebe kadınlarda da savunma sistemi yeterince gelişkin olmamaktadır ve bu durum sonucu septik şoka yatkınlık artmaktadır.
  • Diyabeti olan bireyler, dış etkenlere karşı daha hassastırlar. Bu bireylerde enfeksiyon sonucunda septik şok gelişme ihtimali artmaktadır.
  • Siroz ve böbrek yetmezliği gibi organ bozuklukları olan bireylerde de septik şok gelişme ihtimali, normal bireylere göre daha yüksektir.

Septik Şok Teşhisi

Septik şokun fark edilip, septik şok için ilgili tetkiklerin istenmesi oldukça önemlidir. Bu yüzden hekimlerin sepsis ve septik şok açısından oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Septik şok teşhisi için en hızlı şekilde kan kültürlerinin alınması gerekmektedir.

  • Kan Kültürü: Kan kültürü alınması işlemi, altta yatan enfeksiyonun tespiti için oldukça önem arz etmektedir. Septik şok şüpheli hastalardan en az 2 kan kültürü alınması gerekmektedir. Bu kan kültürlerinden biri aerob diğeri ise anaerob olmak zorundadır. Aerob besiyerde, oksijenli ortamda yaşayan bakterilerin tespiti sağlanırken, anaerob besiyerde oksijensiz ortamda yaşayan bakterilerin tespiti sağlanmaktadır. Kan kültürünün alınması için 2 farklı yol bulunmaktadır. İlk yol koldan kan alınması iken, ikinci yol bir kateter aracılığıyla kan alınması işlemidir. Kılavuzlara göre her iki yoldan da kan alınması önerilmektedir.
  • BT, X – Ray: Septik şok tanısı koymak için klinik olarak şüphelenmek gerekmektedir. Bu hastalarda yeterli zaman varsa eğer, BT ve X-ray gibi yöntemlerle iç organların incelenmesi işlemi yapılabilmektedir. Bu tetkikler sayesinde iç organlarda oluşan bozukluklar görülebilmektedir. Özellikle BT işlemi ile daha detaylı bir görüntü sağlanmakla beraber, her iki yöntemin de radyasyon riski bulunmaktadır.

Septik Şok Tedavisi

Septik şok tedavisi oldukça karmaşık bir süreci ifade etmektedir. Bu süreç içerisinde çeşitli yöntemler kullanılmakta olup, hastalık sonucu doğabilecek istenmeyen sonuçların da önlenmesi amaçlanmaktadır. 

Tedavide asıl amaç olarak enfeksiyonun yok edilmesi ve hastanın ihtiyacı olan sıvı açığının kapatılması gelmektedir.

  • Anti – Mikrobiyal Tedavi: Anti – mikrobiyal tedaviye sepsis şüphesi halinde başlanması gerekmektedir. Bu tedavinin ortalama olarak 7 – 10 gün sürmesi gerekmektedir. Tedavide kullanılacak olan anti – mikrobiyal olan ilaçların geniş bir etki gücüne sahip olması oldukça önemlidir. Kültür sonuçları çıktığında ise, tedavide kullanılan antibiyotik değiştirilebilmektedir.
  • Sıvı Açığının Yerine Konulması: Kılavuzlara göre septik şok tedavisinde sıvı açığının kapatılması amacıyla “kristaloid sıvıların” kullanılması önerilmektedir. Sıvı hacminde kayıp olan hastalara kilo başına 30 cc sıvı verilmesi önerilmektedir. Sıvı ihtiyacının fazla olduğu hastalarda ise tedaviye “albümin” eklenebilmektedir. 
  • Vazopressor Tedavisi: Vazopressör ilaçlar, ortalama arter basıncını yükselten ilaçlar olarak bilinmektedirler. Bu ilaçların başında “noradrenalin” gelmektedir. Noradrenalin ile ortalama arter basıncının 65 mmHg civarında olması hedeflenmektedir. Noradrenaline yanıt alınmadığı durumlarda, noradrenalin yerinde adrenalin, vazopressin, dopamin gibi ilaçlar kullanılabilmektedir.
  • Steroid Tedavisi: Yeterli sıvının yerine konulmasına rağmen ve vazopressör ilaçların kullanılmasına rağmen hastalarda klinik bir düzelme olmazsa steroid tedavisi kullanılabilmektedir. Steroid tedavisinin günlük üst limiti olarak 200 mg önerilmektedir. 
  • Bikarbonat Tedavisi: Dokulardaki yetersiz beslenmeye bağlı olarak birtakım problemler ortaya çıkmaktadır. Bu problemlerin başında laktik asidoz gelmektedir. Laktik asidoz gelişen hastalarda, pH değeri ortalama olarak 7’nin altına düştüğünde, tedaviye bikarbonat eklenmelidir.
  • Derin Ven Trombozu Önlenmesi: Ciddi sepsisli olan hastalarda derin ven trombozu gelişme riski oldukça yüksek olmakla beraber, bu durumun önlenmesi adına hastalara cilt altı yoluyla düşük molekül ağırlıklı heparin verilebilmektedir. Aynı zamanda bu hastalara varis çorapları gibi pıhtılaşmayı engelleyecek olan tedavi yöntemleri de uygulanmalıdır.
  • Stres Ülseri Önlenmesi: Kanama riski olan sepsisli hastalarda ülser yani iç organlarda yara gelişme riski artmaktadır. Bu hastalara proton pompa inhibitörü etken maddeli ilaçlarlar, risk faktörleri varsa verilebilmektedir. Risk faktörü olmayan hastalara ise bu ilaçların verilmesine gerek yoktur.

Septik Şok Tedavi Edilmezse

Septik şok oldukça acil bir durum olarak bilinen bir durumdur. Tedavisi oldukça karmaşık olan septik şokun etkin tedavisinin verilmesi durumunda bile istenmeyen birtakım durumlar ve hatta ölüm bile görülebilmektedir. 

Bu yüzden septik şokun ilgili hekimler tarafından tespit edilip, tedavi edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ne yazık ki ölümle sonuçlanabilmektedir.

Septik Şoka Ne İyi Gelir?

Septik şok, enfeksiyona yatkın olan bireylerde daha sık olarak görülmektedir. Enfeksiyona olan yatkınlık bireylerin savunma sistemleri ile ilgilidir. 

Septik şok gelişmesini önlemek amacıyla savunma sistemini güçlendirecek aktivitelerde bulunmak gerekmektedir. Bu durumun başında düzenli beslenme, düzenli uyku gelmektedir.

Ayrıca HIV gibi hastalıkların savunma sistemini düşürdüğü bilinmektedir. Bu hastalıklara yakalanmamak adına, cinsel ilişki sırasında korunmak gerekmektedir.

Septik Şoka Ne İyi Gelmez? 

Septik şok, enfeksiyona yatkın olan hastalarda daha sık ve daha ölümcül olarak görülmektedir. Bu durumun gelişmesinin önlenmesi adına, bireylerin sağlıklarına oldukça dikkat etmeleri gerekmektedir.

Düzenli beslenmeyen bireylerde, düzenli uykusu olmayan bireylerde bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Bu yüzden vücudun enfeksiyona yanıt verme oranı düşecektir. 

Bu yüzden bağışıklık sisteminin güçlü kalması, septik şok gelişmesini önlemek adına olmazsa olmazlar arasındadır.

Septik Şok İlaçları

Septik şok tedavisi oldukça karmaşık bir süreci içerisinde bulundurmaktadır. Bu durumda kullanılacak olan ilaçlar klinik belirtilere göre değişken olabilmekle beraber, bazı ilaçların her hastada başlanması gerekmektedir. 

Bu ilaçların başında antibiyotikler gelmektedir, antibiyotiklerin sepsis şüphesi olan her hastada derhal başlanması gerektiği kılavuzların önerileri arasındadır.

  • Amoksisilin – Klavulanik Asit: Amoksisilin – klavulanik asit geniş etki mekanizmasına sahip antibiyotiklerden bir tanesidir. Kültür sonucu çıkana kadar, etki spektrumu geniş olan bu antibiyotikler tercih edilmektedir. Penisiline alerjisi olan hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılması gereken bu ilaçların, bulantı, kusma, ödem gibi yan etkileri de bulunmaktadır. 
  • Kinolonlar: Kinolon grubu ilaçların da geniş bir etki mekanizması bulunmakla beraber, son yıllarda oldukça sık bir şekilde kullanılmaktadırlar. Siprofloksasin, Oflofloksasin ve Norfloksasin gibi ilaçlar kinolon grubu ilaçlar arasında bulunmaktadır. Kinolonların yüksek dozda kullanılmaları durumunda halüsinasyonlar ve bilinç durumda değişiklik gibi istenmeyen yan etkiler bulunabilmektedir. 
  • Noradrenalin, Adrenalin: Ortalama arter basıncının yükselmesi amacıyla kullanılan bu ilaçların da çeşitli yan etkileri bulunabilmektedir. En sık görülen yan etki olarak kalp hızının artması gösterilmektedir. Buna ek olarak, anksiyete, baş ağrısı, bulantı – kusma ve uygulanma bölgesinde bazı alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir.
  • Steroid: Steroidler, uygun sıvının yerine konmasına rağmen, tedaviye yanıt vermeyen hastalarda kullanılabilen ilaçlar arasındadır. Bu ilaçların etki mekanizması oldukça geniş olmakla beraber, yan etkileri de oldukça geniştir. En önemli yan etkileri kilo alımı, ay dede yüz görünümü, uykusuzluk ve kas – kemik sisteminde birtakım tahribatlar olarak özetlenebilmektedir.

Hamilelikte Septik Şok

Hamilelik dönemi enfeksiyonlara yatkınlık açısından önemli bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Hamilelik döneminde vücudun bağışıklık sistemi bir miktar azalacağından dolayı, septik şok gelişme riski artmaktadır. 

Tıpkı diğer bireylerde olduğu gibi gebelerde de septik şok şüphesi altında, geniş etkili antibiyotiklerin verilmesi gerekmektedir. Kültür sonucu çıktıktan sonra ise, gebelik dönemine uygun ve etki gücü yüksek antibiyotikler kullanılabilmektedir. 

Gebelik döneminde tedaviyi güçleştiren en önemli etmen, kullanılabilecek olan ilaçların bebeğe olan olumsuz etkisidir. Bu yüzden tedavide kullanılacak olan ilaçların doğru seçilmesi oldukça önem arz etmektedir.

Çocuklarda Septik Şok

Çocukların enfeksiyona daha yatkın olduğu bilinmektedir. Çocuklarda ani gelişen bilinç kaybında ve tansiyon düşüklüğünde septik şoktan şüphelenmek gerekmektedir. 

Erişkinlerde olduğu gibi, septik şok şüphesinde çocuklara uygun antibiyotik verilmelidir. Ciddi derecede sepsisi olan çocuklarda derin ven trombozunu önlemek adına heparin verilebilmektedir. 

Aynı zamanda çocuklarda yetersiz sıvı hacmine bağlı birtakım sorunların görülme durumu da sıktır. Bu yüzden çocuklarda agresif bir şekilde sıvı tedavisi uygulamak gerekmektedir.

Bebeklerde Septik Şok

Bebekler, yapıları nedeniyle, bağışıklık sistemleri kuvvetli değildir. Erişkinlerde herhangi bir belirtiye bile neden olmayan bazı enfeksiyonlar bebeklerde septik şoka neden olabilmektedir. 

Aynı zamanda anneden bebeğe geçen bir enfeksiyon varsa, bu durum bebeklerde septik şok ihtimalini daha da arttırmaktadır. Bu yüzden hekimler tarafından, klinik şüphe sonucunda, derhal antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.

 Erişkinlerde uygulanan diğer prosedürlerin de bebeklerde aynı şekilde uygulanması gerekmektedir.

Septik Şok için Hangi Doktora Gidilir?

Septik şok oldukça acil bir durum olarak nitelendirilmektedir. Ani gelişen tansiyon düşüklüğü, bilinç durumunda değişiklik ve bunlarla birlikte görülen ishal, bulantı – kusma gibi durumlarda acil servise başvurmak gerekmektedir. 

Septik şok tedavisi oldukça karmaşık ve bütün alanları ilgilendiren bir hastalıktır. Bu hastalıkla Enfeksiyon Hastalıkları uzmanları ve  anestezi uzmanları öncelikli olarak ilgilenmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın