Hamilelik Depresyonu
Gebeliğin değişen faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkan, anneyi ve bebeği olumsuz yönde etkileyen Hamilelik Depresyonu; terapi ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınmaktadır.
Depresyon, yaşamın çocukluk dönemi dahil hemen her anında olabilecek ve kişinin yaşam kalitesini fazlasıyla azaltma potansiyeli olan oldukça ciddi bir Psikiyatrik bozukluktur.
Bedensel, ruhsal, düşünsel anlamda çokça inişlerin ve çıkışların yaşandığı gebelik dönemi, depresyonun sık görüldüğü dönemlerden biridir. Gebelerde görülme sıklığı %35’lere varabilen ve gebeliği her açıdan ciddi etkileyebilen sonuçları ile gebelik depresyonu yadsınamayacak sağlık sorunlarından biridir.
Sıklıkla üreme dönemindeki yani 18- 44 yaş arası dönemdeki kadınlarda rastlanan depresyonun yaşamın en önemli ve stresli zamanlarından sayılabilecek gebelik sürecinde görülmesine Gebelik Depresyonu denir.
Hamilelik depresyonu, gebeliğin değişen faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkar ve hem gebeyi hem de bebeği olumsuz etkileyebilecek sonuçlar meydana getirebilir. Bu nedenle durumun ciddiye alınıp erken tanınması ve tedavisine olabilecek en erken dönemde başlanması fazlasıyla önemlidir.
Hamilelik Depresyonu Belirtileri
Hamilelik Depresyonu kadının gebelik sürecinde fiziksel, ruhsal, düşünsel, sosyal ve ilişkisel birçok halini yakından etkileyebilecek belirtileri ile kişiye büyük sorunlar yaratabilir. Gebelik depresyonunun belirtileri genel anlamıyla gebe olmayan kişilerde görülecek depresyon belirtileriyle benzerdir. Fakat gebelikte değişen fiziksel koşullara bağlı olarak daha çok bedensel belirtiler görülür.
Gebelik depresyonu yaşayan kişilerde görülen belirtiler genel olarak şunlardır;
- Gebede sürekli mutsuz hissetme hali oluşturur.
- Yoğun kaygı vardır. Kişi bu kaygının esas nedenini tam olarak anlayamaz.
- Toplum tarafından kadına bilinçli veya bilinçdışı birçok öge ile dayatılan anneliğin başa gelebilecek en güzel, en mutluluk verici durum olduğu fikri altında yaşayan kadının hislerini utanç verici bulması, kendini yetersiz hissetmesi depresyonun gebe tarafından kabul edilip tedavi aşamasına geçilmesini geciktirebilen belirtilerdendir.
- Kişide cinsel ilgi kaybı görülebilir.
- Kişide sürekli uyuma isteği oluşabileceği gibi gebelik depresyonu yaşayan bazı bireylerde de uyku uyuyamama ve uykusuzluk nedeniyle gün içinde yorgun hissetme durumu görülebilir.
- Günlük aktivitelerden sıkılma, bunalma ve her şeye karşı ilgisizlik durumu,
- Kişi stres ve mutsuzluğu ile başa çıkamadığında kurtarıcı olarak yemek yemeyi görebilir. Bu da yemek yemede artışa neden olur.
- Bazı gebelerde ise tam tersi olarak iştahta kapanma ve yemek yemeyi reddetme görülebilir.
- Ayrıca gebeliğin değişen fiziksel koşullarının etkisiyle nefes darlığı, sık soluma, şiddetli baş ağrısı, yoğun mide bulantısı, eklem ağrıları gibi bedensel belirtiler de görülebilir.
Hamilelik Depresyonu Nedenleri
Hamilelik depresyonu pek çok nedenin etkisi altında oluşabilecek bir durumdur.
Bunlardan bahsetmek gerekirse;
- Gebelikte değişen hormonların etkisiyle gebede mutsuzluk, duygusal karmaşa, ölme isteği, değersiz hissetme gibi olumsuz hisler görülebilir. Gebelik depresyonunun esas nedeni henüz tam olarak aydınlatılmış olmasa da suçlanan faktörlerin başında değişen östrojen, progesteron, tiroid hormon seviyeleri olduğu düşünülmektedir. Değişen hormon seviyeleri etkisiyle beyinin kimyasal yapısı da etkilenir. Bu da kişinin algılamasını değiştirebilir.
- Gebenin partneriyle ilişkisindeki sorunlar gebelik sürecini zor geçirmesine, depresyon ihtimalinin artmasına neden olur.
- Çevrenin beklentisinin gebede baskı oluşturması,
- Gebelikten önce kişinin yaşamının herhangi bir döneminde depresyon geçirmiş olması gebelikte depresyon yaşama ihtimalini arttırır.
- Ailede psikiyatrik bozukluk öyküsü olan kişilerde depresyon ihtimali diğer kişilerden daha fazladır. Dolayısıyla bu kişilerde gebelik depresyonu ihtimali de artmaktadır.
- Gebeliğin meydana geliş biçimi de gebelik depresyonuna neden olabilir. İstemeden oluşmuş hamilelik durumunda hamilelik sonlandırılmazsa kişide depresyon görülmesi neredeyse kaçınılmazdır.
- Kişinin yaşam koşullarının aileye gelecek yeni bir üyeye yetecek durumda olmaması da gebelik sürecinin depresif geçmesine neden olur. Düşük ekonomik gelir bunların başında gelen koşullardandır.
- Küçük yaşta gebe kalma da bu süreçte depresyon yaşama riskini arttıran faktörlerden biridir. Benlik duygusu tam gelişmemiş, düşünsel ve fiziksel olgunluğa ulaşılmamış yaşlarda dünyaya yeni bir birey katmanın sorumluluğu gebede baskı oluşturabilir.
- Partnerinin gebeye psikolojik ve fiziksel şiddet uyguluyor olması, partnerler arasında iletişimsizlik, gebenin boşanmış olması veya partnerinin bebeği kabul etmemesi, gebenin tek yaşıyor olması gibi sosyal faktörler de gebelik sürecinin zorluğunu arttırarak gebeyi depresyona yatkın hale getirebilir.
- Kişinin ilk gebeliği olması gebelik depresyonuna neden olabileceği gibi daha önce düşük yapmış olması da depresyona sebebiyet verebilir.
- Özellikle ilk gebeliği olan kişilerde daha sık olarak görülen doğum korkusu da gebelik depresyonuna neden olan faktörlerden biridir.
Hamilelik Depresyonu Teşhisi
Hamilelik depresyonu teşhisi psikiyatrist tarafından uygulanacak teşhis metoduyla konulur.
Hastalığın teşhisinde ilk olarak gebeden ayrıntılı anamnez (hastalık öyküsü) alınması gerekmektedir. Bunun için hastaya belli sorular sorularak şikayetlerinin nedeni açığa çıkarılmaya çalışılır.
Gebeye;
- Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Ne tür şikayetleriniz var?
- Son zamanlarda yemek yemede ve uyuma alışkanlığınızda değişiklik oldu mu?
- Ailenizde psikolojik hastalığı olanlar var mı?
- Gebelikten önceki huylarınız nasıldı?
- Daha önce depresyon yaşadınız mı? gibi sorular sorularak hastalık yelpazesi daraltılır.
Gebelik depresyonunun esas teşhisi Ruhsal Bozuklukların Tanımı ve Sayımı El Kitabı (DSM-5) Depresyon tanı ölçütleri ile konur. Bu tanı kriterlerinde;
2 haftalık bir dönemde işlevsellikte değişmeye ek olarak aşağıdaki belirtilerden 5’inin veya daha fazlasının bulunuyor olması ve belirtilerden en az 1’inin depresif duygudurum, ilgi kaybı veya artık zevk alamama olması gereklidir.
- Hastanın kendisi tarafından veya çevresindekiler tarafından depresif duygudurumunun gözlenmesi,
- Hemen her gün yaklaşık olarak gün boyu süren tüm etkinliklere karşı ilgi kaybı veya eskisi kadar ilgili olmaması,
- Kilo kontrolü yapmaya çalışmıyorken önemli ölçüde kilo kaybı veya kilo artışı,
- Hemen her gün aşırı uykulu olma veya uykusuzluk yaşama,
- Kendinin ve çevresindekilerin de fark edeceği şekilde huzursuzluğunun olması,
- Hemen her gün yorgunluk, bitkinlik, enerji kaybının olması,
- Kendini değersiz hissetmesi,
- Düşünme ve kendini bir düşünceye odaklamada sorun yaşaması,
- Yineleyen ölüm düşünceleridir.
Yukarıda saydığımız depresyon tanı kriterlerinin kişiye uygun olması gebelik dönemindeki kişide görülüyor olması ile gebelik döneminde depresyon yaşandığını ifade eder.
Hamilelik Depresyonu Tedavisi
Gebede hamilelik depresyonu tanısı konduktan sonra vakit kaybetmeden tedavi aşamasına geçilir. Tedavi planlamasında depresyonun şiddeti önemli konulardan biridir. Hafif şiddetteki depresyon tedavisinde psikoterapi yeterli ve faydalı olacakken ağır seyreden depresyon vakasında psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapiler uygulanmalıdır.
Gebelik dönemi ilaç kullanımı açısından riskli bir dönemdir. Bu nedenle tedavide ilk seçenek olarak ilaç tedavisi uygulanmaz. Fakat şiddetli depresyon durumunda gebeye ve bebeğe fayda - zarar oranına bakılarak psikolojik destek tedavisinin yanında ilaç tedavisine başlanır.
Psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapilerde amaç gebenin kişiler arası ilişkilerindeki, kendini ele alma şeklindeki yanlış noktaları onarmaya çalışmaktır. Ayrıca geçmişte yaşadığı travmatik durumların kişide yarattığı bunalımın tedavisine çalışılır. Gebenin yaşamdan zevk almaya çalıştırılması da tedavinin diğer hedeflerinden biridir. Psikiyatrik ilaçların tümü plasenta yoluyla anneden bebeğe geçebilmektedir. Bu nedenle ilaç seçiminde gebeye ve bebeğe minimal düzeyde zarar verecek ilaçlar önceliklidir.
Antidepresan ilaçların hamilelikte kullanımı uzun süre tartışma konusu olsa da son yapılan çalışmalar ile SSRI grubu ilaçların hamilelik depresyonu tedavisinde kullanılabileceğini bildirmektedir. İlaç tedavisinde Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri yani SSRI grubu ilaçlar gebelikte kullanılabilir. Fluoksetin ve sertraline gibi SSRI grubu ilaçların gebeye ve bebeğe tolere edilebilir düzeyde zararı olduğu yapılan incelemelerle belirlenmiştir. Bu nedenle fluoksetin ve sertraline gebelik depresyonunun ilaç tedavisinde daha fazla kullanılan ilaçlardır.
Hamilelik Depresyonu Tedavi Edilmezse
Depresyon, kişide işlevsel olarak olumsuz sonuçlar meydana getiren, kişiyi intihara ve kendine zarar vermeye sürükleyecek oldukça ciddi bir psikolojik bozukluktur. Gebelik depresyonunda ise tüm bu olumsuz durumlara ek olarak sorumluluk artışı, hormonal farklılaşmalar ile durum daha da karmaşıklaşır. Kişinin bu karmaşa ile tek başına baş edebilmesi fazlasıyla zor olur. Bu nedenle gebelik depresyonu geçiren kişinin vakit kaybetmeden umana başvurması ve gerekli tedaviye başlaması depresyon tedavisinin iyiye gidişini sağlar.
Tedavi edilmeyen vakalarda bebeğin ve annenin olumsuz etkileneceği birçok durum görülebilir.
Bunlar;
- Gebenin kişiler arası ilişkilerinde bozulmalar görülebilir.
- Bu ilişki bozulmaları ile gebe kendini yalnız, değersiz veya suçlu hissedebilir.
- Gebede içe kapanma ve tüm aktivitelerden kendini soyutlamalar görülebilir.
- Gebe için sağlığı önemsizleşebilir. Yeme düzenine, hijyene, uyku düzenine önem vermez hale gelir.
- Bebekte gelişim gerilikleri, zihinsel gelişim bozuklukları görülebilir.
- Düşük yaşanabilir.
- Gebede intihar etme veya kendine zarar verme isteği görülebilir.
Hamilelik Depresyonuna Ne İyi Gelir?
Hamilelik depresyonunun tedavisine erken dönemde başlanması depresyonun derinleşmesini önleyerek tedavinin başarısını arttırır. Bu süreçte gebenin çevresi tarafından durumun ciddiyetinin anlaşılması da önemli bir diğer noktadır. Gebeye karşı yargılayıcı olunmamalıdır. Çevrenin bu konuda anlayışlı olması gerekir. Tedaviye devamlılık için gebeye destek olmalılardır.
Bu süreçte kişinin kendini iyi hissettiği ortamlarda bulunması da tedaviye faydalı olabilmektedir. Kişiye olumsuzlukları hatırlatan yer ve kişilerden mümkün oldukça uzaklaşması, ruhen ve bedenen dinginleşeceği ortamlarda ve ona iyi hissettiren kişilerle bulunması faydalıdır.
Yeme ve uyku sorunları depresyonu daha da ağırlaştırabilecek problemlerdir. Bu sorunlar için doktorunun önerilerini uygulaması gerekir. Gebenin bu dönemde rahatlatıcı egzersizler yapması faydalı olabilmektedir. Ayrıca beslenme düzenini sağlıklı hale getirmesi de faydalı olacak bir diğer durumdur.
Hamilelik Depresyonuna Ne İyi Gelmez?
Gebelik depresyonunda çevrenin kişiye yaklaşımı oldukça önemlidir. Gebe kendini değersiz hissederken çevresindekilerin ona böyle olmadığını hissettirecek bilinçli ve duyarlı kişiler olması süreci olumlu hale getirir.
Kişide bu dönemde kendine zarar verme veya intihar etme gibi düşünceler olabilir. Çevresindekilerin bu konularda dikkatli olması gerekir.
Asla yargılayıcı olunmamalıdır. Depresyonun bile isteye edinilen bir bozukluk olmadığı unutulmamalıdır. Gebenin bu süreçte doktoru ile iletişimi tedavide önemli noktalardan biridir. Terapilerin aksatılamaması önemlidir.
Hamilelik Depresyonunda Kullanılacak İlaçlar
Daha önce de belirttiğimiz gibi gebelik depresyonunda çoklu tedavi yaklaşımı uygulanır. Bunun için psikoterapi ve farmakoterapi (ilaç tedavisi) birlikte uygulanabilir. Fakat gebelik döneminde doktor tarafından gerekli bulunuyorsa ilaç tedavisine başlamak gerekir. Çünkü ilaç tedavisinin eklenmediği depresyonun tedavisiz kalmasındansa ilacın ortaya çıkarabileceği minimal zararlar daha azdır. İlaç tedavisinde görülebilecek riskli durumlar açıklanır. Anne ve bebeğe olabilecek en az zararla ilaç tedavisine başlanır.
İlaç tedavisinde SSRI grubu ilaçlardan fluoksetin veya sertralin içeren ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisine doktorun tavsiyesiyle başlanır.
Hamilelik Depresyonu İçin Hangi Doktora Gidilir?
Hamilelik dönemi depresyonu anne ve bebek için olumsuz sonuçlara neden olabileceğinden teşhisinin ve tedavisinin olabilecek en erken süreçte yapılması gereken durumlardan biridir. Annede mutsuzluk, üzüntü, aşırı yorgun hissetme, hiçbir şeyle ilgilenmek istememe, aktivitelere ilgisizlik, kendini değersiz görme gibi psikolojik belirtilere ek olarak nefes almada zorlanma, baş ağrısı, sindirim sistemi şikayetleri görülüyorsa gebenin bunun için öncelikle kadın hastalıkları ve doğum bölümüne görünmesinde fayda vardır. Böylece psikolojik belirtilerin dışında görülen fiziksel belirtilerin başka hastalıklara bağlı olup olmadığı ayırt edilir.
Fiziksel belirtilerin başka hastalığa bağlı olmadığı anlaşılırsa psikolojik belirtiler üzerine yoğunlaşmak, teşhis ve tedaviye karar vermek için Psikiyatri bölümüne gidilmelidir. Psikiyatrist tarafından gebelik depresyonu tanısı konulduktan sonra tedavi aşamasına geçilir.
Hamilelik Depresyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Hamilelik Depresyonu nasıl atlatılır?
Hamilelik depresyonunda psikoterapi veya ilaç tedavisi uygulanır. Bu tedavilere olabilecek en kısa sürede başlanması hastalığın gidişatını olumlu yönde etkiler. Bu tedavilere ek olarak meditasyon, egzersiz yapma, sağlıklı beslenme gibi faaliyetlerle tedavi başarısı arttırılabilir.
Hamilelik Depresyonu ne zaman geçer?
Hamilelik depresyonunun tedavisi yeterli ve uygun bir şekilde yapılmalıdır. Uygun tedavi ile kişide depresyon belirtileri hafif hale getirilebilir. Hamilelik depresyonun ne zaman geçeceği tedavi sürecine bağlı olarak değişir. Tedavi edilmezse kronik depresyon halini alır.