Çoklu Kişilik Bozukluğu

Çoklu kişilik bozukluğu, kişinin birden fazla birbirinde bağımsız kişiliğe sahip olması durumu olup tedavisinde genellikle terapi, hipnoz ve ilaç tedavisi kullanılır.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedir?

Çoklu Kişilik Bozukluğu ya da diğer adıyla Dissosiyatif Kişilik Bozukluğu, kişilik bölünmesi olarak açıklanabilir. Dissosiyasyon kelime anlamı olarak ayrılma, bölünme, kopma ve çözülme anlamına gelir. Bilinç, hafıza, kimlik ve algının parçalanması durumunu ifade eder.

Bu durumun iki karakteristik özelliği vardır:

  • Kişilerin birden fazla kimlikleri ve bilinçleri vardır. Bu kimlikler birbirinden farklı ve bağımsızdır.
  • Tekrarlanan amnezi (hafıza kaybı) görülür.

Araştırmalar sonucunda dissosiyatif kişilik bozukluğunun toplumda görülme oranının %1 olduğu bulunmuştur. Dissosiyatif kişilik hastalıkları toplumun genelinde az görülmesine rağmen kadınlarda erkeklerden daha fazla teşhis edilmektedir. (ancak bu hastalığa sahip erkeklerin sayısı daha fazla rapor edilmektedir çünkü erkeklerde hafızada boşluk oluşturmasından ziyade belirti olarak agresif davranışlar göstermeleri kadınlara göre daha yaygındır).

Çoklu kişilik bozukluğunda kişinin esas kişiliğinin yanında alternatif olan kişilik veya kişilikler “alter” olarak adlandırılır. Her alter kişiliğin farklı isimleri, işleri, düşünüş şekilleri, bireysel geçmişleri, birbirinde farklı bireysel ve sosyokültürel özellikleri vardır. Cinsiyetleri ve yönelimleri, hatta kullandıkları ilaçlar ve sahip oldukları hastalıklar da birbirinden farklı olabilir. (örneğin; esas kişinin diyabeti olabilir ve bunun için ilaçlı tedavi alıyor olabilir ya da esas kişinin alerjisi yokken alter kişiliklerden birinin alerjisi olabilir ). Eğer alter kişiliklerden biri veya birkaçı hipnoza yanıt veriyorsa hipnoz tedavi için tercih edilebilir.

Çoklu kişilik bozukluğu hayatın ilerleyen dönemlerinde görülen birçok mental sağlık probleminde olduğu gibi bilincin yeni oluşmaya başladığı çocuklukta yaşanan ruhsal bir travma sonucuyla oluşur. Bu travmalar genellikle fiziksel, duygusal veya cinsel istismar gibi ağır travmalardır. Çoklu kişilik bozukluğunda bölünme ruhsal travmanın duygusal ve fiziksel acısına karşı korunma mekanizması olarak ortaya çıkar. Kişinin kaçamayacağı ya da kendini koruyamayacağı bir durumda dış dünyayla bağı koparması ve gerçekleşen şeylerden farkındalığını uzaklaştırması amacını taşır. Kişi hayatının ilerleyen döneminde de bir çok konuda bu kişiliklerden yararlanır. Örneğin, utangaç biri istediği bir iş için yapılan mülakatta daha konuşkan ve iddialı bir alter kişiliği kullanabilir.

Araştırmalar göstermiştir ki çoklu kişilik bozukluğu teşhisi otuz yaş civarında yapılmaktadır ama hastalığın belirtileri kişi daha beş yaşındayken fark edilebilir. Altı yaş civarı bir çok alter kişilik ortaya çıkar. Kişi erişkinlik dönemine geldiğinde genellikle on altı alter kişiliği vardır.

Çoklu kişilik bozukluğuna sahip kişiler genellikle bu durumun farkında olmaz (iç görü yoktur) ve durum ancak başkaları tarafından fark edilebilir. Çoklu kişilik bozukluğunda iç görü olmaması tedavi arayışını yok eder ancak fark edildiğinde kişiye bu durum açıklanarak ve kanıt sunularak iç görü oluşturulabilir ve böylece tedavi sağlanabilir. Çoğu kişide hastalığın teşhisi erişkinlik dönemine kadar yapılamaz. Çoklu kişilik bozukluğu ilgi çekiciliği sebebiyle birçok filme ve kitaba konu olmuştur.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Belirtiler hafif olabilir ya da kişinin iş ortamı ve kişisel hayatındaki genel işleyişini bozabilecek kadar ağır olabilir. Çoklu kişilik bozukluğu olan kişiler esas kişiliğin dışında bir veya daha fazla alter kişiliklere sahiptirler. Kişi bu alter kişiliklerden biri ortaya çıktığı ve kişinin davranışlarını kontrol ettiği zamanlarla ilgili hafıza kaybı yaşayabilir. Alter kişiliklerin ortaya çıkması travma veya stres ile tetiklenebilirken bununla beraber kişi bazı durumlarda bu alter kişiliklerden fayda sağlayabilir. Bazı durumlarda alterler hayali kişiler ya da hayvanlar da olabilir. Her bir alter kişinin davranışlarını ve düşüncelerini kontrol etmek için ortaya çıkar. Bu durum yer değiştirme (switching) olarak adlandırılır. Yer değiştirme saniyeler alabiliyorken dakikalar veya günler de alabilir.

Genellikle çoklu kişilik bozukluğu olan kişiler kişisel ve iş hayatında sorun yaşarlar örneğin, kişi daha önceden tanıştığı ama hatırlamadığı kişilerle karşılaşabilir ve bu durum çeşitli problemlere yol açabilir veya kişi evinde  önceden satın aldığını hatırlamadığı birçok eşya bulabilir.

Çoklu kişilik bozukluğu diğer mental sağlık bozukluklarında da görülebilen birçok belirtiyi barındırır:

  • Kişinin günlük hayattaki işlevselliğinde değişim görülmesi (çok işlevselden işlevsizliğe doğru)
  • Katlanılması güç baş ağrıları veya kişinin vücudunda farklı yerlerin ağrıması
  • Depersonalizasyon (kişinin kendi düşünce, his ve bedeninden kopmuş gibi hissetmesi)
  • Derealizasyon (kişinin kendisini çevreleyen ortamı yabancı, tuhaf ve gerçek dışı olarak hissetmesi)
  • Anksiyete (kaygı bozukluğu) ve panik ataklar görülmesi
  • Kişide yeme bozuklukları olması
  • Kişide insomnia veya uyku bozuklukları (uyurgezerlik vb.) olması
  • Kişinin cinsel problemler yaşaması
  • Kişide madde bağımlılığı olması veya kişinin alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddelere yönelmesi
  • Kişinin amnezi (hafıza kaybı veya zamanda sapma) yaşaması
  • Kişide psikotik belirtiler olması ve kişinin halüsinasyon görmesi (duyuların yanlış yorumlanması ve algılanması örneğin, gerçekte olmayan sesler duyma ya da gerçekte olmayan nesneler görme gibi)
  • Kişinin kendine zarar verici davranışlarda bulunması (örneğin, kendini jiletle yaralama veya kendine vurma gibi)
  • Kişide intihar girişimi veya riski olması (çoklu kişilik bozukluğu görülen kişilerin yaklaşık yüzde yetmişi intihar girişiminde bulunmuştur)
  • Depresyon ve duygudurum değişiklikleri

DSM-5 (diagnostic and statistical manual of mental disorders) denilen ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan mental (akılsal) bozuklukların tanısal ve istatistiksel kitabında çoklu kişilik bozukluğu tanısı konulabilmesi için şu kriterler şart koşulmuştur:

  • İki veya daha fazla birbirinden ayrı kişilik ve bunlardan her birinin kendileri ve çevreyle ilgili özgün düşünüş biçimlerinin olması
  • Travmatik olayla, kişisel bilgilerle veya günlük hayattaki olaylarla ilgili hafıza kaybı olması
  • Kişi hastalıkla ilgili sıkıntı çekmeli veya hayatın bir veya birden fazla önemli alanında sıkıntılı işlev göstermelidir
  • Yaşanan kargaşa kültürden veya dinsel bir uygulamadan kaynaklanmamalıdır.
  • Belirtiler bir madde kullanımına bağlı görülen fizyolojik değişikliklerden biri olmamalı (örneğin alkol intoksikasyonu sonucu görülen kendinden geçme) ya da genel medikal bir soruna bağlı (kompleks kısmi nöbet geçirilmesi) görülmemelidir.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Klinik ve araştırma raporları göstermiştir ki çocuklukta yaşanan fiziksel ve cinsel istismar ileride görülebilecek akıl sağlığı sorunlarının oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Ayrıca şizofreni tanısı alan anne veya babaya sahip olan ve bu sebeple çocuklukta bakımsızlık ve ilgisizlik gören kişilerde ayrışma (dissosiasyon) daha sık görülmüştür. Kişi ayrışmayı korunma mekanizması olarak kullanır. Hayattaki acı verici hatıraların günlük olarak beyinde işlenmesinde ayrışmayı kullanan kişi kendine travmanın yaşanmadığı gibi göreceli olarak daha sağlıklı bir düşünüş işlevi kazandırmaya çalışır.

Çoklu kişilik bozukluğu ile kazalar, doğal afetler ve savaş da ilişkili gösterilmiştir. Ebeveynlerin kaybı ya da uzun süre tek başınalık ve izolasyon gerektirecek durumların yaşanması gibi nedenler de çoklu kişilik bozukluğu oluşturan faktörler arasında gösterilmektedir.

Çoklu kişilik bozukluğu krizleri çeşitli gerçek veya sembolik travmalar ile tetiklenebilir. Örneğin, az zararla atlatılan trafik kazaları, yetişkinlik döneminde konulan bir hastalık tanısı yada günlük hayatta yaşanan herhangi bir stres, hamilelik ve doğum eylemi gibi.

Çocukluğunda istismar gören kişinin çocuk sahibi olması ve çocuğun ebeveynin istismarı yaşadığı yaşa gelmesi çoklu kişilik bozukluğu krizini tetikleyebilecek başka bir durumdur.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Teşhisi

Eğer kişide belirtiler varsa hasta hikayesi ve fiziksel muayene ile değerlendirme yapılır. Her ne kadar bilinen hiçbir laboratuvar testi çoklu kişilik bozukluğunu teşhis edemese de birtakım kan testi ve görüntüleme teknikleri (X-ray, BT veya MRI) çoklu kişilik bozukluğunu diğer hastalıklardan veya ilaçların yan etkilerinden ayırt etmek için kullanılabilir. Ayrıca görüntüleme teknikleri çocuklarda istismarı belirlemek için kullanılabilir. (X-ray ile kemiklerde kırıkların görülmesi, abdominal BT ile iç organlara verilen hasarın belirlenmesi gibi).

Çoklu Kişilik Bozukluğu Ayırıcı Tanısı:

  • Temporal Lob EpilepsisiDissosiyasyon temporal lob epilepsili hastalarda diğer nörolojik hastalıklarda olduğundan daha fazla görülür. Dissosiyasyon belirtileri görülen hastalarda klinisyen ayırıcı tanı için temporal lob epilepsisini ve diğer organik sebepleri ekarte etmelidir.
  • Şizofrenik Bozukluklar: Şizofreni hastalarında duydukları ses dışarı orijinli olmaktayken dissosiyasyon hastalarında görülen ses duymaları kişinin kafasının içinden gelmektedir.
  • Borderline Kişilik Bozukluğu: Yapılan bir araştırma grubunda dissosiyasyon bozukluğu olan 33 kişiden yüzde yetmişinde borderline kişilik bozukluğu teşhis edilmiştir.
  • Dissosiyatif Amnezi Bozukluğu: Çoklu kişilik bozukluğunu diğer dissosiyatif amnezi hastalıklarından ayırmak zordur. Genellikle diğer dissosiyatif amnezi hastalıklarında iyileşme şansı daha yüksek ve hastalığın tekrarlama olasılığı daha azdır.

Çoklu kişilik bozukluğu ve beyin: Nörogörüntüleme tekniklerinin kullanılmasıyla çoklu kişilik bozukluğunun beyinde dikkatle, hafızayla ve duygularla ilgili bir çok kısımda değişikliğe yol açtığı görülmüştür. Örneğin çoklu kişilik bozukluğu olan kişilerin beyinlerindeki prefrontal kortekste, dikkat eksikliği bozukluğunda bulunduğu gibi azalmış kan akışı görülmüştür. Aynı zamanda yapılan diğer çalışmalarda beyindeki hipokampüs (hafıza ve öğrenme işleyişinde görev alan kısım) ve amigdalada (beyindeki duygu ve korku ile ilgili cevap oluşturan yer) hacminin azaldığı saptanmıştır.

Eğer altta yatan hiçbir bedensel hastalık bulunmadıysa kişi bir akıl sağlığı uzmanına (psikiyatrist, psikolog veya bu konuda uzmanlaşmış diğer kişiler) yönlendirilir. Bu uzmanlar kişi ile görüşerek bu zamana kadar kişinin hayatında deneyimlediği tüm olaylar ve şu anki durumuyla ilgili bir değerlendirme yapar.

Bazı psikiyatristler ve psikologlar değerlendirme için özel testler uygulayabilirler. Örneğin; DES (dissociative experience scale) denilen ayrışma için uygulanan bir soru formu veya SCID-D denilen ve ayrışma hastalıklarının teşhisinde altın standart olarak kullanılan bir (structured clinical interview for dissociation / DDIS, Dissociative Disorders Interview Schedule) görüşmedir. Genellikle otuz beş ile kırk dakika arası sürer.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Çoklu kişilik bozukluğunda tedavinin amaçları arasında belirtilerin azaltılması, hastanın ve hastanın çevresindeki kişilerin güvenliğinin sağlanması ve hastanın alter kişiliklerinin bir tane iyi işleyen ve iyi birleştirilmiş kişilikte toplanmasıdır.

Tedavi aynı zamanda hastaya acı veren hatıralarını güvenli bir şekilde ifade etme ve yönlendirme olanağı sağlar. En iyi tedavi şekli hastada krizi tetikleyen olayların belirlenebilmesine ve belirtilerin şiddetine bağlıdır. Çoğunlukla tedavi aşağıda bahsedilen tekniklerin birlikte kullanılması şeklinde olur.

  • Psikoterapi: Konuşma terapisi olarak da bilinir. Dissosiyatif (ayrışma) bozukluklarda esas tedavi olarak kullanılır. Psikoterapi birçok terapi şeklini kapsayan geniş bir tanımlamadır.
  • Kognitif Davranışçı Terapi: Psikoterapinin bu şekli disfonksiyonel (işlevi bozuk) düşünce şekillerini, duyguları ve davranışları değiştirmeye odaklanmaktadır.
  • Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR- eye movement desensitization and reprocessing): Bu teknik sürekli görülen kabus, flashbacks ve post travmatik stres bozukluğunun diğer semptomlarını (PTSB) düzeltmek için kullanılır.
  • Diyalektik Davranış Terapisi (DDT): Psikoterapinin bir çeşididir. ileri düzey kişilik bozukluklarında genellikle travmadan sonra görülen ayrışma semptomları (belirtileri) için uygulanır.
  • Aile TerapisiBu terapide amaç aileye çoklu kişilik bozukluğu ile ilgili bilgi vermek ve böylece ailedeki bireylerin eğer hastada nüksetme söz konusu ise belirtileri fark etmelerini sağlamaktır.
  • Yaratıcı terapiler (örneğin müzik terapisi, sanat terapisi): Kişiye düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini güvenli ve yaratıcı bir ortamda ifade etme olanağı vereceği için yararlı olabilir.
  • Meditasyon ve rahatlama teknikleri: Bu teknikler kişiye iç stresinin farkına varma, onu daha iyi yönetme ve ayrışma belirtilerini daha iyi tolere etme olanağı verir.
  • Klinik Hipnoz: Bu yöntem yoğun gevşeme, konsantrasyon ve bir noktada toplanmış dikkati kullanır. Kişilere değişmiş bilinç durumu ile düşüncelerini, fikirlerini ve deneyimlerini her ne kadar bilincin derinliklerinde gömülü olsalar da keşfetme imkanı sunar.
  • İlaçlar: Çoklu kişilik bozukluğu gibi dissosiyasyon hastalıklarında kullanılan bilindik hiçbir ilaç yoktur fakat dissosiyasyon hastalığına sahip kişilerin depresyon veya kaygı bozukluğuyla ilişkili semptomlarını tedavi etmek ve hafifletmek için antidepresanlar ve anti anksiyete (kaygı giderici) ilaçları kullanılabilir.

Çoklu Kişilik Bozukluğu Tedavi Edilmezse

Çoklu kişilik bozukluğunun tedavi edilmediği kişiler günlük yaşamın her alanında (örneğin, iş hayatı, okuldaki başarı ya da ilişkilerde) göze çarpan problemlere sahiptirler. Çoklu kişilik bozukluğu bulunan kişilerde intihar düşüncesi ve riski gibi bir çok kendine zarar verici davranışların görülme sıklığı oldukça fazladır. Çoklu kişilik bozukluğu bulunan bireylerin yüzde yetmişten fazlasının intihar girişiminde bulunduğu bilinmektedir.

Tedavi edilmeyen akıl sağlığı problemlerinden genel olarak bahsetmek gerekirse, bu durum kişilerde hastalığın daha çok ilerlemesine ve akıl sağlığında düşüşe yol açar. Akıl sağlığı bozuklukları kendi başına iyileşmez ve durumun ilerlemesi tedaviden alınan yanıtı azaltabilir. Ayrıca tedavi edilmeyen akıl sağlığı problemleri açıklanamayan kas ağrılarına, kronik stresin yol açtığı sağlık problemlerine (kalp krizi, inme, obezite gibi), işsizlik, sürekli iş değiştirme ve evsizlik gibi problemlere, kişinin kendini olaylarda sürekli kurban olarak görmesine, kronik mutsuzluğa ve daha birçok probleme yol açabilir.

Çoklu Kişilik Bozukluğuna Ne İyi Gelir?

Çoklu kişilik bozukluğunda alter kişiliklerin yer değiştirmeleri stresle tetiklenebildiği için kişinin hayatında meditasyon, nefes egzersizleri ve yoga gibi stresi azaltacak methodlar bu durumun engellenmesine iyi gelebilir. Onun dışında kişiye yalnız hissettirilmemeli ve destek olunmalıdır.

Çoklu Kişilik Bozukluğuna Ne İyi Gelmez?

Kişinin hayatında stresi arttıracak faktörler ve ona travmasını hatırlatacak olaylar, kişiler ve mekanlar ( örneğin çocukluğunda cinsel istismar yaşamış biri için hamilelik ve doğum eylemi yıkıcı olabilir) çoklu kişilik bozukluğuna iyi gelmez.

Çoklu Kişilik Bozukluğu İlaçları

Çoklu kişilik bozukluğu gibi dissosiyasyon hastalıklarında kullanılan bilindik hiçbir ilaç yoktur. Fakat dissosiyasyon hastalığına sahip kişilerin depresyon veya kaygı bozukluğuyla ilişkili semptomlarını tedavi etmek ve hafifletmek için antidepresanlar ve antianksiyete ilaçları kullanılabilir. Çocuklarda verilen ilaçlar çocuklarda posttravmatik stres bozukluğunda (PTSB) kullanılan ilaçlar ile aynıdır. Eğer hasta halen istismar görüyor ise akut stres bozukluğu için tedavi uygulanmalıdır.

Hamilelikte Çoklu Kişilik Bozukluğu

Çoklu kişilik bozukluğu olan kadın hastalarda hamilelik ve cinsel birliktelik sadece bir veya birkaç alter kişiliğin farkında olduğu bir durum olabilir. Hafıza kaybı geliştikten ve geçtikten sonra kişi hamileliği ve doğurmayı travmatik bulabilir ve hem hamile kişi için hem de etrafındaki kişiler için bu durum ciddi sonuçlara yol açabilir.

Çoklu kişilik bozukluğu olan ve hamile kalan kişilerde yapılan bir çalışmada görülmüştür ki kişiler hamileliği inkar edebilir ya da hamileliğinin farkında bile olmayabilirler.

Çoklu kişilik bozukluğu ve hamilelikte görülebilecek durumlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Amnezi ve İnkar Etme: Hamilelik bazı alter kişiliklerin farkında olduğu bir durumken bazı alterler bu durumu kabul etmeyebilir. Bu konuyla ilgili yapılan bir çalışmada çoklu kişilik bozukluğuna sahip bir kişi hamile kalınca hasta olduğunu ve bu hastalığa daha önce aileden bir kişide gördüğünü iddia etmiş ve bu durumun genetik bir hastalık olduğunu belirtmiştir.

İnkar etme sadece cinsel birleşme ile ilgili hafıza kaybına bağlı değil aynı zamanda sadece birkaç alter kişiliğe ait olan cinsel fonksiyon ve üremedeki dissosiyasyon (ayrışma) ile de alakalıdır. Bu alter kişilikler hamilelikle, cinsel fonksiyon ve üremeyle ilgili hafıza kaybına sahiptirler. Bu sebeple hamilelikte vücutta görülen karın büyümesi, amenorrhea (adet görmemek), meme büyümesi, hiperemezis gravidarum (hamilelikte görülen bulantı ve kusma) gibi değişiklikleri inkar etmeye veya başka bir nedene bağlamaya çalışırlar.

  • Ani doğum sonrası reaksiyonu/Partus Stress Reaction ( immediate post partum reaction): Her kadın için yorucu ve stresli olabilecek doğum eylemi genellikle kadınlardaki stresle başa çıkma mekanizmasıyla üstesinden gelinebilen bir durumdur. Partus stres reaksiyonu (PTS) denilen durumu, hamilelik sonrası normal annelerde de görülebilecek hamilelik üzüntüsü ve endişesinden (post partum blues) ayırmak gereklidir. Hamilelik sonrası görülen üzüntü ve endişe genellikle doğumdan sonra iki ile dört gün sürer ve asla iki haftayı geçmez. Bu durumun tersine PTS ile görülen dissosiyatif belirtiler haftalar ya da aylar sürebilmekte ve anne ile bebeğin arasında oluşacak pozitif bağı engellemektedir.

Konuyla ilgili yapılan bir çalışmada kişilerden biri doğumu travmatik bir olay olarak belirtmiştir ve hatta doğumdan kısa süre sonra korkmuş bir “çocuk alter” kişilik ortaya çıkmış ve paniklemiştir. Bir kişide hamileliğin farkında olan tek “anne alter” doğumda ortaya çıkmıştır. Hasta doğum sırasında çok acı çekmiş ve zaman ile mekan algısından kopuk (disoryante) olup bilinç seviyesi düşmüştür. Bu ayrışma belirtisinin partus stres reaksiyonu ile alakalı olduğu düşünülmüştür. Bu kişilerde doğum, başa çıkma mekanizmasını zorlamış ve doğum süresince tolere edilemeyen tehlike, acı veya anksiyete hissedilmiştir. Bu akut travmaya panikle cevap verdikten sonra depersonalizasyon (doğumun fiziksel ve duygusal etkilerine karşı kişinin bilincini ayrıştırma durumu), derealizasyon (hastanın gerçeklik ile bağının kopması) ve hafıza kaybı gibi dissosiyasyon semptomları göstermeye başlamışlardır. Bu kişilerde görülen partus stres reaksiyonunun önceden deneyimlenen infertilite (kısırlık) ve sorunlu doğumlara bağlı olduğu düşünülmüştür.

Ayrıca bir kişide görülen abdomen bölgesinin (karın bölgesi) büyüyerek patlama korkusunun çocuklukta görülen cinsel istismar anıları ile alakalı olabileceği düşünülmüştür çünkü cinsel istismar gören çocuklarda karın bölgesinin patlayacağı korkusu yaygındır.

  • Doğuma Psikotik Reaksiyon Gösterilmesi: Raporlanan dört kişiden üçünde psikotik (garip, anlaşılmaz) davranışlar görülmüştür. Bir kişide doğumun başlamasını normal durumunun (habitual state) fark etmesiyle beraber psikotik davranışlar gözlenmeye başlanmıştır. Psikoz sırasında kendini geceleri ziyarete gelen şeytan ve ruh gibi varlıklara inandığı belirtilmiştir. Çocuğun doğmasından sonra hasta bunca zaman şeytanın kendisine acı çektirdiğine inandığını belirtmiştir. Diğer kişilerin de doğum sırasında çeşitli halüsinasyonlar gördükleri belirlendi.
  • Cinsel İstismara Uğramış Alter Kişiliklerin Doğumu Deneyimlemekten Korunması: Çoklu kişilik bozukluğu olan ve hamile kalan kişilerde gözlenmiştir ki yetişkin ve ev sahibi kişilikler durumun farkındayken travmaya maruz kalmış çocuk alter kişilikler olayın farkında değildir. Cinsel istismara uğramış çocuk ve ergen alter kişiliklerde doğumun, yaşadıkları travmatik olayın hatıralarını canlandırma tehlikesi bulunmaktadır. Yapılan araştırmada hastalardan birinde doğumu ve ölü doğan bebeğin görünmesini takiben dehşete düşmüş çocuk alter ortaya çıkmış ve kişi damar yollarını çıkarıp kaçarak bir dolaba saklanmıştır.

Bir diğer çoklu kişilik bozukluğu hastası tedavisi sırasında hamile kalmayı istemiş olup ilerleyen süreçte daha önce özellikle düşük yapma olayı ile travmaya uğrayan alter kişiliklerin bu hamileliğe karşı çıkmasıyla karşılaşmıştır. İçsel bir tartışma sonucunda hamileliğe devam etme kararı verilmiş ve terapistin de yardımıyla özellikle amcası tarafından defalarca cinsel istismara maruz kalmış çocuk alter kişilikler için  doğumla ilgili güvenli duygusal bir ortam oluşturulmuştur. Bu amaç için tüm alter kişilikler arasında kısa süreli ve geçici bir sözde entegrasyon (pseudo-integration) oluşturulmuştur.

Yine de doğum kişi için bir yıkımla sonuçlanmıştır. Hastanın güvendiği kadın doktor yerine erkek bir kadın doğum uzmanı doğumu gerçekleştirdiği için hasta, erkek doktor tarafından tehdit edilmiş hissetmiş ve alter kişilikler arasında kurulan psödo entegrasyon çözülmüştür. Sonradan hastanın “daha önce hiç bu kadar sık alterler arasında yer değiştirmemiştim (switching) ve kontrolü tamamen kontrolü kaybetmiştim” dediği öğrenilmiştir.

Bu sebeple çoklu kişilik bozukluğu ve hamilelik için öneride bulunmak gerekirse, çoklu kişilik bozukluğunda hamileliğin geçirilmiş cinsel istismar travma anılarını canlandırabileceği unutulmamalı ve klinisyenler bu duruma çok özen göstermelidirler. Öncelikle hasta ve partneri için doğumla ilgili duygusal olarak güvenli bir ortam oluşturulmalı ve bununla ilgili olarak kadın doğum uzmanı doktor ve hemşirelerin yardımları istenmelidir.

Çocuklukta Çoklu Kişilik Bozukluğu

Yapılan araştırmalar dissosiyatif kişilik bozukluğunun, çocukluk çağında görülen duygusal ihmal veya istismar sebebiyle kişilerarası ve çevreye karşı oluşan psikolojik bir yanıt olduğunu göstermiştir. Görülen bu ihmal ve istismar çocukluk çağında oluşan kişilik gelişimini olumsuz etkiler. Dissosiyatif kişilik bozukluğu gösteren kişilerin yüzde doksan dokuzunda çocukluktaki hassas dönemde (genellikle 6 yaşından önce) görülen tekrarlayan, baskın ve genellikle hayatı tehlikeye sokan rahatsızlık ve travma öyküsü vardır.

Dissosiyasyon aynı zamanda sürekli ihmal veya duygusal istismar sebebiyle de ortaya çıkabilir yani ayrışma yaşanması için açık bir şekilde fiziksel ve cinsel istismar gerekliliği olmamaktadır. Ailelerinde korkutucu ve öngörülemez ebeveynleri olan çocukların da dissosiyasyon gösterdikleri bilinmektedir.

Dissosiyasyon her ne kadar kısa süreli olarak çocuğun eziyet ile başa çıkmasına imkan verse de uzun vadede problemlere yol açabilir. Bazı çocuklar dissosiyasyonu geniş ve çeşitli alanlarda stresle başa çıkmak için kullanır (okuldaki sınıfı, oyun alanları ve ev dahil olmak üzere). Sıklıkla hatıralar, duygular ve düşüncelerdeki ayrışma çocuğun normal fonksiyonuna müdahale etmesine ve sonuç olarak çocuğun bir çok sosyal problemle karşılaşmasına sebep olur.

Çocuklarda çoklu kişilik bozukluğu teşhisini doğru yapmak zor olabilir. Genellikle çoklu kişilik bozukluğu olan çocuklar, daha yaygın görülen depresyon, ve dikkat eksikliği bozukluğu gibi teşhisler alabilir ve bu durum çocukların yanlış tedavi almasına neden olabilir.

Cornell Üniversitesindeki bir profesörün belirttiğine göre dissosiyatif kişilik bozukluğu olan çocuklarda genellikle görülen semptomların arasında hayallere dalma ya da transa geçme hali de denilen hipnoz hali görülmesi vardır. Aynı zamanda çocuklar  genellikle insanların onlara karşı kızgın veya sebebini bilmedikleri  bir nedenden dolayı hayal kırıklığına uğramış göründüklerini belirtebilirler. Çocukların yemek, oyun veya kıyafet seçimleri hatta el yazıları ve konuşma biçimleri de çarpıcı şekilde değişiklik gösterebilir.

Çocuğun tekrarlayan hafıza kaybı veya zamanın bir kısmında kayma (geçen günlerde yaşanan olaylarla ilgili hiçbir şey hatırlayamamak ya da başkalarının çocuğun yaptığına şahit oldukları olayları çocuğun hatırlamaması) gibi durumlar yaşadığı görülür. Ayrıca bu çocuklarda nereden geldiği belli olmayan ve provoke edilmemiş şiddet eğilimli davranışlar görülmektedir.

Dissosiyatif kişilik bozukluğu görülen çocuklardaki diğer bir belirti ise hayali arkadaşa sahip olmalarıdır. Bu konuda uzman bir kişinin belirttiğine göre çoklu kişilik bozukluğuna sahip çocuklar ile normal çocuklar arasındaki hayali arkadaş edinme durumu arasında birkaç farklılık vardır. Çoklu kişilik bozukluğuna sahip çocuklar hayali arkadaşlarını daha erken yaşta edinmeye eğilimlidirler (iki veya üç yaşında) ve genellikle bu hayali arkadaşların sayısı birden fazladır. Bu hayali arkadaşlar çocuklara oldukça gerçekçi gözükür ve çocuk kendini büyük bir kimliğe bürünme ve gerçeklik karmaşası içinde bulur. Bu hayali arkadaş her zaman çocuğun yararına ve onun istediği şekilde davranmaz ve çocuk gerçekten istenmeyen bu davranışları hatırlamakta zorluk çekebilir, hatırlayamaz ya da suçu hayali arkadaşa atar.

Öte yandan normal gelişim gösteren bir çocuğun hayali arkadaş edinmesinde ise çocuk gerçek ile hayal arasındaki farkı anlayabilecek düzeydedir ve hayali arkadaşlarının gerçek olmadığını bilir. Aynı zamanda normal çocuklar bu oyuna on yaş civarında son verirler.

Yetişkinlerde çoklu kişilik bozukluğu tedavisi psikoterapi ile yapılmaktayken çocuklarda psikoterapinin kelime kullanılmayan şekillerinden hipnoz, sanat ya da oyun terapisi tercih edilir çünkü bu terapiler sayesinde çocuklara sözlü olarak ifade etmekte zorlandıkları travmayı başka şekilde ifade etme olanağı verilmiş olunur.

Çoklu kişilik bozukluğu olan çocukların tedavi etmek daha kolaydır ve çocuklar yetişkinlere göre daha fazla iyileşme göstermektedirler. Bu sebeple çoklu kişilik bozukluğu belirtilerine dikkat etmek çok önemlidir ve eğer çocuğunuzda çoklu kişilik bozukluğu olabileceğinden şüpheleniyorsanız onu erkenden tedavi alabilmesi için mutlaka bir uzmana götürmeniz gerekmektedir.

Çoklu Kişilik Bozukluğu için Hangi Doktora Gidilir?

Yukarıda bahsedilen kişinin kendi düşünce, his ve bedeninden kopmuş gibi hissetmesi (depersonalizasyon), kişinin kendisini çevreleyen ortamı yabancı, tuhaf ve gerçek dışı olarak hissetmesi (derealizasyon), kaygı bozukluğu ve hafıza kayıpları gibi belirtiler fark edildiğinde ve dolayısıyla çoklu kişilik bozukluğu olabileceğinden şüphenildiğinde hastanelerde bulunan Psikiyatri bölümüne müracaat edilerek bir psikiyatri uzmanı doktor ile görüşülmelidir. Çocuklar için ise bir Çocuk Psikiyatri uzmanı doktor ile görüşülmelidir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın