Mekonyum Aspirasyonu
Mekonyum aspirasyonu sendromu halk arasında anne karnında bebeğin kakasını yemesi olarak bilinir. Oksijen tedavisi, sürfaktan tedavisi ve mekanik ventilasyon gibi tedavi yöntemleri vardır.
Mekonyum Aspirasyonu Nedir?
Doğan bebeklerin bir kısmında görülen ve oldukça ciddi bir yenidoğan hastalığıdır. Mekonyum bebeğin bağırsaklarında biriken koyu yeşil renkli kakadır. Mekonyum aspirasyonu sendromu halk arasında anne karnında bebeğin kakasını yemesi olarak bilinir. Bu sendrom, mekonyum dediğimiz kakanın soluk borusuna gitmesi veya akciğerine kaçmasıdır.
Bebekler mekonyum sıvısını doğum gerçekleştikten 24 saat içinde çıkartırlar. Fakat bazı bebekler anne karnındayken bu ilk dışkıyı çıkartabilirler. İşte bu durumda Mekonyum Aspirasyon Sendromu görülür.
Mekonyum Aspirasyon Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Mekonyum aspirasyon sendromu olan bebeklerde görülen birkaç bulgu söz konusudur.
Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Amniyon sıvısının içerisinde mekonyum parçalarının gözlenmesi
- Amniyon sıvısının renginin sarı-yeşil-kahverengi bir hal alması
- Bebeğin cilt renginin yeşil veya mavi-mor olması
- Bebeğin hareketlerinin azalması
- Yaklaşan doğuma oranla bebeğin kalp ritminin yavaş olması
Mekanyum Aspirasyonu Komplikasyonları Nelerdir?
Mekanyum Aspirasyon Sendromu yenidoğanlarda görülen bir sendromdur. Bu sendromun bazı yan etkileri mevcuttur. Bunlar solunum yetmezliği, sepsis, persistan pulmoner hipertansiyon veya pulmoner hava kaçağı gibi komplikasyonlardır.
Bu yan etkiler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
- Solunum Yetmezliği: Vücuda yeteri kadar oksijeni almada zorluk çekmektir. Yenidoğanlarda doğumdan sonra birkaç saniye içerisinde ağlama eşliğinde soluk alıp verme gerçekleşir. Fakat bebeğin soluk alıp verişi dakikada 20 ile 40 aralığında ise veya nefes alıp verirken homurdanma varsa solunum sıkıntısı yaşadığı anlaşılır.
- Persistan Pulmoner Hipertansiyon: Yenidoğanda akciğer tansiyonunun düşmemesi olarak bilinir. Başka bir deyişle yüksek akciğer tansiyonudur. Anne karnında yüksek olan akciğer tansiyonunun düşmesi gerekmektedir, düşmediği taktirde bu hastalık görülür.
- Pulmoner Hava Kaçağı: Havanın akciğerden ekstra alveolar boşluğa geçmesi durumudur. Yenidoğanda sıkça karşılaşılan bir durumdur.
- Sepsis: Bütün organları ve sistemleri kapsayan, olumsuz etkileri olan bir enfeksiyondur.
Mekonyum Aspirasyon Sendromu Nedenleri Nelerdir?
Mekonyum olarak bilinen bebeğin bağırsaklarında oluşan yeşil renkli kaka doğum esnasında veya doğum gerçekleştikten 24 saat sonra çıkarılır. Fakat bazı durumlarda bebekler anne karnındayken bu dışkıyı çıkartabilirler. Bu durum mekonyum aspirasyon sendromu olarak bilinir.
Bebeğin stres yaşaması da MAS oluşmasına sebep olabilir. Annenin yaşadığı diyabet ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunları bebeğin stres yaşamasına sebep olabilir.
Doğum esnasında bebeğin kordonunun sıkışması ya da doğumun geç başlamış olması da mekonyum aspirasyon sendromu görülmesine sebep olabilir.
Mekonyum Aspirasyon Sendromu Teşhisi Nasıl Konulur?
Bu sendromun teşhisi için yapılan bazı yöntemler vardır.
Bu yöntemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- İlgili doktor amniyotik sıvıda mekonyuma rastlamasıyla tanı koyabilir.
- Anormal solunum seslerini dinlemek için stetoskop kullanabilir.
- Kan gazı testi ile oksijen ve karbondioksit seviyelerini değerlendirebilir.
- Mekonyumun bebeğin akciğerine gidip gitmediğini anlamak için de göğüs röntgeni çekebilir.
Mekonyum Aspirasyon Sendromu Tedavisi
Doktor Mekanyum Aspirasyonu Sendromunun teşhisini koyduktan sonra bazı tedavi yöntemlerine başvurmaktadır.
Bu tedavi yöntemlerini sıralayacak olursak:
- Doğumdan sonra bebeğinizin soluk alıp vermesinde anormal durumlara rastlanırsa yenidoğanın soluk borusuna koyulacak olan boru ile mekonyum sıvısı emilir.
- Bebek kendiliğinden soluk alıp veremiyorsa soluk borusuna bir tüp yerleştirilir.
- Kandaki oksijen miktarının yeterliliğini anlamak için oksijen tedavisi yapılır.
- Yenidoğanın nefes alıp vermesini kontrol altına alabilmek için solunum makinesi kullanılabilir.
- Solunumu sağlayamayan yenidoğanın trakeaya damlatılan madde yardımıyla nefes alıp vermesi sağlanır. Bu işleme sürfaktan tedavisi adı verilir.
- Ekstrakorporeal membran oksijenasyonu (ECMO) yenidoğan döneminde tedavilere yanıt vermeyen ağır solunum yetersizliği olan bebeklere uygulanan bir tedavi yöntemidir. ECMO uygulaması ile bebeklerde sağ kalma durumu artmış olsa da birtakım komplikasyonlar göstermektedir.
- Ağır solunum sıkıntısı çeken yenidoğanda mekanik ventilasyon başlatılır. Hayat kurtarıcı bir etkiye sahiptir.
Bu sendromun tedavisinde kadın doğum ve pediatrinin koordinasyonu oldukça önemlidir.
Mekonyum Aspirasyon Sendromu Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Çoğu yenidoğanda solunum yoluna giden mekonyum miktarı ile doğru orantılı olarak birkaç gün ile birkaç hafta arasında iyileşme gözlenir. Genellikle kalıcı hasar bırakmaz. Fakat bazı çalışmalar ileriki yaşlarında astım görülmesinin yatkın olduğunu söylemektedir. Bu sendromu çok ağır şekilde atlatan bebeklerde ise taburcu olmalarına rağmen solunum yollarını rahatlatmak için bir alet kullanmak zorunda kalabilirler. Bir yıl içerisinde akciğerleri normale dönmektedir.
Mekonyum Aspirasyon Sendromuna Ne İyi Gelir?
MAS oluşabilecek kötü sonuçlar sebebiyle her dönemde oldukça titizlikle ele alınması gereken bir durumdur. Bu sendroma iyi gelecek bazı durumlar mevcuttur.
Bunları sıralayacak olursak:
- Uygun doğum şartlarının sağlanması
- Riskli gebeliklerin önceden fark edilmesi
- Doğum sonrasında mekonyum aspirasyon sendromu görüldüğü hastaların tedavisinde doğru yaklaşım yapılması
Mekonyum Aspirasyon Sendromuna Ne İyi Gelmez?
MAS’ın ortaya çıkma ihtimalini arttıran bazı durumlar vardır. Bunlardan kaçınmak bebeğin ve annenin sağlığı için oldukça faydalıdır.
Bu durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Gebelik sürecinin 42. haftadan uzun sürmesi durumunda mekonyum aspirasyon sendromu riski oldukça artmaktadır.
- Annenin sigara içiyor olması
- Annede kokain, nikotin gibi ilaç bağımlılığının bulunması
Mekonyum Aspirasyon Sendromu için Hangi Doktora Gidilir?
Düzenli olarak bebek kontrolü için gidilen kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından bebeğin kalp atışında oluşan yavaşlık, bebeğin hareketlerinde azalma, amniyon sıvısında mekonyum görülmesi gibi bilinen belli başlı semptomlara karşılamasıyla fark edebileceği bir durumdur.
Mekonyum Aspirasyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Mekonyum aspirasyon sendromu nasıl anlaşılır?
Yapılan tıbbi tedavide annenin amniyon sıvısının içerisinde mekonyuma rastlanması durumunda bu sendromun olduğu anlaşılır. Bebeğin kalp atım hızının anormal olması da belirtileri arasında yer alır. Bir diğer semptomu ise bebeğin cilt renginin değişkenlik göstermedir veya ultrason görüntüleri mekonyum aspirasyon sendromu teşhisi koymada yardımcı olmaktadır.
Mekonyum aspirasyon sendromunun risk faktörleri nelerdir?
Bazı durumlar MAS için risk oluşturmaktadır. Bu faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Annede şeker hastalığının varlığı
- Bebekte görülen anormal kalp hızı
- Kalp hastalıkları
- Beyin ve böbrek damarlarını etkileyen rahatsızlıklar
- Fetüsün normal büyüme sınırları dışına çıkması
- Amniyotik sıvının yokluğu ya da az olması durumu
Mekonyum aspirasyon sendromu ne sıklıkla görülür?
İçerisinde mekonyum bulunan amniyotik sıvı normal gebelik süreci içerisinde olan annelerin ortalama %13’ünde görülür. Bu kişilerin %5’lik kısmında ise mekonyum aspirasyon sendromu gözlenir. 37. gebelik haftasından büyük bebeklerde %0,4 ile %1.8 arasında görülür. Yaklaşık %1’lik bölümünde yenidoğan yoğun bakım ünitesinde gözlemlenmesi gerektirir. Gebelik haftasının artmasıyla MAS riski artmaktadır. MAS daha çok matür veya postmatüre bebeklerde görülür. Matür bebek 38-42 hafta arasında doğan bebekler için kullanılan bir terimdir. Postmatüre bebek ise 42 haftalık veya daha sonraki haftalarda doğum gösteren bebekler için kullanılır. Geç doğum olarak bilinir.
Mekonyum aspirasyon sendromu tehlikeli midir?
Bebeğin akciğerine giden mekonyum olarak nitelendirdiğimiz kaka miktarı ne kadar fazla ise bebekte oluşacak problemin ciddiyeti o kadar fazladır. Yol açtığı komplikasyonlar sebebiyle de tehlike arz etmektedir. Fakat doktorun uyguladığı tedavi yöntemleriyle iyileşme gözlenmektedir.