Ayrılık Anksiyetesi

Ayrılık anksiyetesi kişinin bağlandığı nesneden veya kişiden uzaklaşması veya ayrılması durumunda hissettiği korku, panik ve kaygı halini ifade eden bir terimdir. Tedavide psikoterapi ve ilaç tedavileri uygulanabilir.

Ayrılık Anksiyetesi Nedir?

Ayrılık anksiyetesi kişinin bağlandığı nesneden veya kişiden uzaklaşması veya ayrılması durumunda hissettiği korku, panik ve kaygı halini ifade eden bir terimdir. 

Ayrılık anksiyetesi veya diğer adıyla ayrılma kaygı bozukluğu sıklıkla çocukluk ve ergenlik döneminde görülen bir kaygı bozukluk türü olsa da yetişkinlerde de görülme sıklığı fazladır. 

Ayrılık anksiyetesinde kişi bağlılık duyduğu figürden uzaklaştığında ciddi boyutta huzursuzluğa kapılmaktadır. Bu nedenle bu kişiler özellikle bağlı olduğu kişi yanında güvenli hissederken o kişiden uzak olduklarında fiziksel ve duygusal bazı belirtiler göstererek kişiye yakın olmaya çalışırlar. 

Yetişkinlerde ayrılık anksiyetesi daha çok belli bir kişiye yönelik olurken bebek ve çocuklarda ayrılık anksiyetesinin ana kahramanı annedir. Ayrıca özellikle erken çocukluk döneminde çocuğun bağlandığı ve kopmayı kesinlikle reddettiği nesne, oyuncağı veya eşyaları da olabilmektedir. Ayrılık anksiyetesi yetişkinler, ergenler ve çocuklar dışında bebeklerde de görülebilir. 

Bebeklerde ayrılık anksiyetesi anneden, memeden kopmamaya çalışma üzerinedir. Özellikle sütten kesme durumlarında çocukta yoğun bir kaygı, huzursuzluk hissi görülebilir. Çocuk agresifleşebilir, meme başını ısırma da sütten ayırmaya çalışma esnasında agresifliğini ve değişen duygu halini gösteren bir durumdur. 

Ayrılık anksiyetesi uzun süreli devam eden bir durum olursa ve şiddeti de fazlaysa buna Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu adı verilir. Bu durumda tedavisiz kişinin bunu atlatması oldukça güç bir hal alır. 

Ayrılık Anksiyetesi Belirtileri

Ayrılık anksiyetesi kişide fiziksel ve ruhsal olarak birçok farklı şikayet oluşturabilmektedir. Ayrılmaya bağlı olarak meydana gelecek kaygı ve huzursuzluğun şeklini kişinin yaşı, anksiyetenin şiddeti etkilemektedir. 

Bebeklerde görülecek ayrılık anksiyetesinde; bebeklerde ayrılık anksiyetesi özellikle anne figüründen uzak kalmaya bağlı kendini göstermektedir. Anne ve babadan uzaklaşma, annenin bebeği sütten kesmesi gibi durumlarda bebekte huzursuzluk, ağlama nöbetleri, sinirlilik, uyumama gibi tepkiler meydana gelebilir. Bebeğin anneden ayrılması durumunda yaşamının ileri dönemlerindeki kişilik özellikleri de bu durumdan etkilenir. 

Çocukluk döneminde görülen ayrılık anksiyetesi genellikle okula gitme yaşlarının gelmesiyle başlayabilir. Bu süreçte anneden kopmak istemeyen çocukta okul sabahları başlayan karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kendini kötü hissetme gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Okula gidilmeyen günlerde bu belirtiler yoktur. Çocuk her sabah huzursuzluk yaşar. 

Ergenlik dönemi fırtınalı, karmaşık hislerin olduğu ve her hissin oldukça yoğun olduğu bir dönemdir. Bu dönemde kişinin ilişkilere yüklediği anlam da oldukça yoğundur. Bu nedenle bu dönemde bağlandığı nesne veya kişiden ayrılma düşüncesi ergen için oldukça korkutucudur. Bu nedenle kişi bu nesnelerden ayrılma bir yana uzak kalma hissiyle bile başa çıkamaz. Bu hisler kişide yoğun bir panik, korku ve kaygı oluşturur. Kişide depresif bir ruh hali meydana getirebilir. 

Yetişkinlik döneminde de ayrılma anksiyeteleri görülebilir. Özellikle bebeklik döneminde bağlanma duygusunu doğru bir şekilde yaşamamış kişilerde yetişkinlik dönemi ayrılma anksiyetesi görülme oranı daha yüksektir. Bu dönemde görülecek ayrılık anksiyetesinde fiziksel belirtilerden ziyade duygusal belirtiler ön plandadır. Huzursuzluk, panik atak, yoğun korku, kaygı gibi hisler ön plandadır. 

Ayrılık Anksiyetesi Nedenleri

Ayrılık anksiyetesi sıklıkla çocukluk döneminde görülmekle birlikte her yaş grubunda ortaya çıkabilen bir durumdur. 

Bebeklik dönemi ayrılık anksiyetesinde anne ile kurulan bağda etkili olan memeden kesme durumuyla ilk anksiyete yaşanır. Bu süreçte bebekte huzursuzluklar görülür. Bebeğin içgüdüsel olarak anne ile en yakın olduğu an olan meme emmeden koparılmasıyla bebekte ayrılma duygusuna benzer duygular olur. 

Çocukluk dönemindeki ayrılık anksiyetesinin nedeni genellikle okula başlama ile bağ kurdukları kişilerden veya nesnelerden uzaklaşma mecburiyetinin verdiği korkudur. Çocuk için bu süreç oldukça zorlu geçer. Çocuğun kardeşinin varlığı ve bağ kurduğu ebeveynle kardeşinin evde daha çok vakit geçireceği duygusu da çocuğu korkutur. Okul fobisi olarak adlandıracağımız durum da tam bu noktada ortaya çıkar. Çocuk okula gitmeyi reddeder. Okula gitme isteği yoktur, fiziksel şikayetler öne sürüp evde kalmak ister. 

Ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki ayrılık anksiyeteleri çocukluktan kalma anksiyete duyguları olabileceği gibi ilkin yetişkinlik döneminde ortaya çıkmış yeni bir ayrılık anksiyetesi de olabilir. Bu dönemlerdeki ayrılık anksiyetelerinin nedeni genellikle çocukluk ve bebeklik döneminde sağlıklı bir bağlanma oluşturulmaması yatar. Yanlış ve bilinçsiz bağlanmalar( bu bağlanmalar kişilere veya nesnelere olabilir) ileriki yaşam dönemlerinde ayrılma anksiyetelerine neden olur. 

Ayrılık Anksiyetesi Teşhisi

Çocukluk döneminde ve yetişkinlikteki ayrılık anksiyetesinde durumun teşhis edilmesi farklılık gösterir. Çocukluk döneminde bağlanılan şey bir nesne ise ve bu nesneden ayrı kalınması ile çocukta huzursuzluk meydana geliyorsa bu durum anne ve baba tarafından fark edilip doktora başvurulabilir. Yetişkinlikte kişi bağlandığı bireyi veya nesneyi kendisi fark edebilir. Aynı şekilde çevresi de bu durumu fark edebilir. Bu farkındalık sürecinden sonra doktor başvurusu aşamasına geçilir. 

Psikiyatrın ayrılma anksiyetesine sahip kişiden alacağı ayrıntılı bir hastalık öyküsü (anamnez), hastalığın teşhisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Ayrılık anksiyetesi teşhisi için aşağıda sayılacak maddelerden en az 3’ünün çocuklarda yaklaşık olarak 1 ay, yetişkin bireylerde yaklaşık 6 ay devam etmesi gerekmektedir. Bu belirtiler;

  • Birey bağlılık duyduğu nesneden veya kişiden ayrılı düşünmesi esnasında dahi oldukça fazla oranda bir stres ve huzursuzluk hali yaşar.
  • Birey bağlılık duyduğu kişiden uzak kalmak istemez. Bu nedenle okula gitmeyi istemez. Sorumluluklarını yerine getirmeye hevesli olmaz. 
  • Ayrılık anksiyetesi yaşayan kişi bağlılık duyduğu kişinin hastalanması, ölmesi hakkında uzun uzun düşünür. O kişi olmadan yaşayamayacağı konusunda huzursuzluklar yaşar.
  • Birey bağlılık duyduğu kişiden uzakta yaşamaya veya bir süreliğine de olsa uzak kalmaya dayanamaz. 
  • Bireyde ayrılma anksiyetesi hissettiği zamanlarda baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı, karın ağrısı gibi fiziksel belirtiler görülür. 
  • Birey anksiyeteleri doğrultusunda kabuslar görür, uyku düzeni bozulur. 

Yukarıda saydığımız özellikler ayrılma anksiyetesine sahip kişilerde görülmesi muhtemel belirtilerdir. Bu belirtiler anksiyetenin şiddetine ve ayrılık anksiyetesi yaşayan kişinin yaşına bağlı olarak değişiklikler gösterebilir. 

Yukarıdaki maddelerin hastada sorgulanması önemlidir. Bu maddelerden en az 3’ünün varlığına ek olarak bu belirtilerin çocukluk döneminde en az 1 aylık sürede devamı ve yetişkinlikte en az 6 ay devam etmesi durumunda ayrılma anksiyetesi tanısı konur. 

Ayrılık Anksiyetesi Tedavisi

Ayrılık anksiyetesi teşhisi doktor tarafından konulduktan sonra tedavi aşamasına geçilir. Tedavi planlamasında anksiyetenin şiddeti ve anksiyeteyi yaşayan kişinin yaş grubu önem teşkil eder. 

Çocukluk döneminde yaşanan ayrılık anksiyetesinin tedavisinin yapılması önemlidir. Aksi takdirde çocuğun yetişkinlik dönemindeki karakteri ve hayata karşı duruşu olumsuz etkilenir. Bu nedenle çocuk psikiyatristinin uygun gördüğü ve çocuğa en uygun tedavi planlaması doğrultusunda tedavi süreci başlatılır. 

Çocukluk döneminde yaşanan ayrılık anksiyetesinin tedavisinde psikoterapi yani çocukla yapılacak konuşmalar etkili olmaktadır. Psikoterapi sürecine anne ve baba da dahil edilerek ebeveynlerin de bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Çocuk psikiyatristinin çocukla konuşurken bağlılık duyduğu kişi veya nesne hakkında terapi süresince bilgi edinmesi gerekmektedir. 

Çocukluk döneminde özellikle psikoterapi ile tedavi yapılması genellikle yeterlidir. Bu süreçte ilaç tedavisine gerek duyulmamaktadır. 

Ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki ayrılık anksiyetesi durumlarında bireyle karşılıklı terapiler yapılması önemlidir. Özellikle çocukluktan kalma bir anksiyetenin nüksü halinde bilişsel davranışçı terapi de uygulanabilir. Bunun için bireyle anksiyete yaşamasına neden olan ve ayrılmak istemediği kişi hakkında konuşularak hastanın kişiyi hangi konuma yerleştirdiği öğrenilir. 

Oldukça şiddetli geçen ve ek hastalıkların eşlik ettiği hastalarda ilaç tedavisi (farmakoterapi) de tedaviye eklenmelidir. İlaç tedavisinde genellikle anksiyolitik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca ek hastalık olarak panik atağın görülmesi de beklenen bir durumdur. Bunun için benzodiazepinler, trisiklik antidepresanlar veya selektif serotonin gerialım inhibitörleri(SSRI) gibi ilaçlar kullanılabilir. 

Ayrılık Anksiyetesi Tedavi Edilmezse

Özellikle çocukluk döneminde görülen ayrılma anksiyetesinin tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Aksi halde bu durum çocuğun ilerleyen yaşlarına bağlanma sorunları olarak sirayet edebilir. Çocuğun yaşamının ilerleyen zamanlarında özellikle panik bozukluk hastalığının görülmesine neden olabilmektedir. Bu yüzden teşhis edilmiş ayrılık anksiyetesinde kısa sürede terapilere başlanması oldukça önemlidir. 

Ergenlik ve yetişkinlik dönemindeki ayrılma anksiyetesi sorunlarında da terapilerle hastalığın kontrol altına alınması önemlidir. Aksi halde bireyin dengesiz bir psikolojisi olabilmektedir. Bu da kişide panik bozukluklar, kaybetme fobileri ve depresif ruh halleri oluşturabilmektedir. 

Bebeklerde ayrılık anksiyetesi özellikle anne ile sağlıklı bir bağ kurmaya paralel, fizyolojik yani doğal bir süreçtir. Annenin yanında kendini güvende hisseden bebekler özellikle annenin yanından uzaklaşmalarıyla beliren huzursuzluk ve ağlama nöbetleri geçirebilir. Bunlar da sağlıklı bir bağlanma için olması gereken bir durumdur. Bebeklik dönemindeki bu durum için tedaviye ihtiyaç yoktur. 

Ayrılık Anksiyetesine Ne İyi Gelir?

Bebeklik ve çocukluk döneminde görülen ayrılık anksiyetelerinde başrolü bağlanılan ebeveyn oynar. Özellikle bebeklikte çevreye karşı savunma psikolojisi olarak anneyle oldukça yoğun bir bağ kuran bebeğin sağlıklı bağlanması için bu durum önemlidir. Burada annenin tavrı oldukça önemlidir. Annenin, bebeğe güvende olduğunu hissettirmesi ayrılma anksiyetelerinin sıklığını azaltacaktır. 

Çocukluk dönemindeki ayrılık anksiyeteleri genellikle okul döneminde veya çocuğun kardeşi olduğunda ortaya çıkma eğilimindedir. Okula başlayacak çocuğun evde bir de kardeşi varsa anneyi veya babayı kardeşiyle tek bırakma hissi ve kardeşinin ebeveynlerle daha fazla vakit geçireceği düşüncesiyle okula gitmeyi reddedebilir. Ayrılık anksiyetesi vaka örneği olarak karşımıza sıklıkla çıkan bu durumda ailenin çocukla ve kardeşiyle sevgilerini eşit paylaştırdıklarını hissettirmesi gerekir. Okula gitmeyi reddeden çocuğa karşı yumuşak davranılmalı fakat okula gitmemesi durumu kabul edilmemelidir. 

Kısacası bebeklik ve çocukluktaki ayrılık anksiyetelerinde ailenin tavrı oldukça önemli bir noktadadır. Çocuğa sağlıklı bağlanmanın öğretilmesi çocuğun ileri yaşlarında sağlıksız bir şekilde ilişkilere bağlanmasını engelleyecektir. Böylece hem çocuk için hem de ilişki kuracağı insanlar için çok büyük iyilik yapılmış olacaktır. 

Ayrılık Anksiyetesine Ne İyi Gelmez?

Bireyin yaşamının başlangıcında ve çocukluğunda karakterinin oldukça önemli parçaları şekillenmeye başlar. Ailelerin bunun bilincinde olması önemlidir. 

Bilinçsiz bir şekilde aşırı ilgi gösterilmesi veya çocuklar arasında belirgin bir şekilde sevgi farklılıklarının hissettirilmesi bir çocuğu aileye fazlasıyla bağımlı yaparken birini de oldukça ilgisiz yapabilir. Bu da ergenlik ve yetişkinlikte yanlış karakterlere sahip olunmasına neden olur. 

Bu yüzden özellikle ayrılma anksiyeteleri yaşayan bireylere karşı çevrenin ve ailenin doğru yaklaşması gerekir. Hislerinin önemsenmemesi veya abartılı şekilde önemsenmesi çocukta bağlanmanın düzgün bir şekilde olmasını engelleyecektir. Bu yüzden doktor tarafından uygun görülüyorsa aile terapileri de uygulanarak ayrılma anksiyetelerinin tedavi edilmesi gerekir. 

Ayrılık Anksiyetesi için Hangi Doktora Gidilir?

Ayrılık anksiyetesi kişinin sosyal yaşamı, iş yaşamı ve okul yaşamını olumsuz doğrultuda etkileyerek kişiyi kötü etkileyen bir durumdur. Bu nedenle ayrılık anksiyetesi olumsuz şikayetlerini ortaya çıkardığı zaman önlem alınması gereken bir durumdur. Aksi takdirde çocukluk döneminde yaşanılacak ayrılık anksiyetesi nedeniyle kişinin gelecekte sahip olacağı karakteristik özellikleri olumsuz etkilenir. Bu nedenle özellikle ayrılık anksiyetesi yaşayan çocuklarda tedavi oldukça önemlidir. 

Ayrılık anksiyetesi için gidilmesi gereken bölüm Psikiyatri bölümüdür. Ayrıca bu durum için Psikoloji bölümüne de başvurulabilir. Psikiyatr veya klinik psikolog tarafından ayrılık anksiyetesi tanısı alan kişilerde sonraki aşamada yapılması gereken kısa sürede tedavi aşamasına geçilmesidir. Çocukluk döneminde yaşanan ayrılık anksiyetesi için çocuk psikiyatri bölümüne başvurulması gerekmektedir. Bu başvurularda çocuk ve anne-babanın birlikte bulunması daha kıymetlidir. 

Yetişkinlik döneminde görülen ayrılık anksiyetesi için başvurulacak bölüm psikiyatridir. Psikiyatr tarafından ayrıntılı bir değerlendirme sonrasında ayrılık anksiyetesi tanısı alan kişilerde vakit kaybetmeden tedavi aşamasına geçilir.   

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın