Florozis
Diş macunlarında ve içme sularında bulunan florun fazla olması sonucu flor elementine maruz kalınmasına florozis adı verilir. En etkili tedavi yöntemi florun azaltılmasıdır.
Florozis Nedir?
Flor, vücutta hücrelerin görev yapması için gerekli olan bir element olup normal koşullarda insan vücudunda 2 – 3 gram bulunur. Diş macunlarında ve içme sularında bulunan florun fazla olması sonucu bunlardan ihtiyacın fazlası kadar flor elementine maruz kalınmasına florozis adı verilir. Flor vücutta daha çok sert dokuyu tuttuğu için belirtiler genelde iskelet sistemi ve dişlerde ortaya çıkar. Florozis tuttuğu yapılar ve organlara göre farklı isimler alabilir:
- Dental florozis: Kalıcı dişler çocukluk döneminde diş etleri içerisinde gömülü olarak bulunur ve burada gelişimini sürdürmeye devam eder. 20’ lik dişler hariç kalıcı dişler ortalama 8 yaş civarında tamamen ağızda görülecek şekilde tamamlanmış olur. Küçük yaşlardan itibaren fazla miktarda flor alınması sonucu diş yüzeyinde oluşum bozuklukları meydana gelmesine dental florozis adı verilir. Dental florozis sonucu sadece florozis renklenmesi adı verilen hafif renk değişimleri görülebileceği gibi yüzeyde şekil bozuklukları da meydana gelebilir. Dental florozis bir hastalık değildir sadece kozmetik bir durumdur ve genelde sadece diş hekimleri tarafından fark edilir.
- İskeletal florozis: Flor iskelet sistemini oluşturan kemik dokuda da birikebilir. Kemik doku kortikal kemik doku ve süngerimsi kemik doku olarak ikiye ayrılır ve flor daha çok süngerimsi kemik dokuda biriktiği için kemik dokuda sertleşme gibi sorunlara neden olabilir.
- İskelet dışı florozis: Flor, diş ve iskelet dışında kırmızı kan hücreleri olarak bilinen alyuvar / eritrosit membranında birikir. Normalde 120 – 30 gün ömürleri olan kırmızı kan hücrelerinin yapısı değişir ve daha erken sürede yok edilirler. Artmış flor gastro – instestinal sistem adı verilen sindirim sistemi üzerinde de etkilere sebep olur, mide yüzeyi incelendiği zaman farklılıklar tespit edilir. Ayrıca yüksek flor seviyesinin erkek üreme hücresi olan spermlerde de değişikliklere neden olarak kısırlığa sebep olduğu gösterilmiştir.
Florozis Belirtileri Neler?
Florozis etki ettiği sisteme göre farklı belirtilere sebep olabilir.
- İskeletal florozis belirtileri:
- Yüksek flor maruziyetine kalan hastalarda boyun, sırt ve eklemlerde ağrı şikayetleri yaygındır.
- Kol ve bacak kemikleri olan uzun kemiklerin iç kısmında bulunan süngerimsi kemikte flor birikmesi sonucu kemiklerde rijidite olarak adlandırılan sertlik meydana gelir.
- Ayrıca florun omurlarda birikmesi sonucu omurilik kanalında daralma meydana gelebilir. Omurilik kanalı daralması sonucu kollar ve bacaklarda uyuşma, ağrı karıncalanma şikayetleri görülebilir. Hastalarda denge kaybı meydana gelebilir. Darlığın artması sonucu felç meydana gelebilir.
- Dental florozis belirtileri:Dental florozis belirtileri hafiften ağıra kadar değişiklik gösterebilir.
- Hafif floroziste çok hafif renk değişimleri olduğu için genelde fark edilmez ve rutin diş hekimi kontrolleri esnasında diş hekimleri tarafından fark edilirler.
- Hafiften orta şiddette florizise doğru gidildikçe beyaz çizgiler ve noktalanmalar gözlenmeye başlayabilir.
- Ağır dental floroziste ise renk değişiklikleri gri, kahverengi ve hatta siyaha kadar değişir ve dişlerde çukurlaşmalar meydana gelir.
- İskelet dışı florozis belirtileri:
- Florun kırmızı kan hücrelerini tutması sonucu kırmızı kan hücrelerinin yapısı değişir ve ömürleri azalır. Ömürleri azalan kırmızı kan hücreleri sonucunda kansızlık ortaya çıkar.
- Gastro – intestinal sistemde biriken flor non – ülser peptid sendromuna sebep olur ve bu durumda kusma, mide ağrısı, iştah kaybı, şişkinlik hissi, sık aralıklarla ishali takip eden kabızlık şikayetleri ortaya çıkar.
- Yüksek flor maruziyeti sonucu tiroid bezinde işlev bozukluğu ortaya çıkabilir. Tiroid bezindeki işlev bozuklukları sonucu vücudun metabolizma hızında değişiklikler, kolay yorulma, kilo alma ya da kilo kaybı, aşırı terleme gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
- Fazla flor maruziyeti yaşayan erkeklerde erkek üreme hücresi olan spermlerde şekil değişiklikleri meydana gelir ve bunun sonucunda kısırlık şikayetleri gözlenir.
Florozis Nedenleri Nelerdir?
Flor vücudun işlevinin devam etmesi için belli miktarda ihtiyaç duyulan bir elementtir. İçme sularında belli miktarda flor miktarı kullanımına izin verilmektedir. Ayrıca diş macunları gibi diş bakım ürünlerinde de flor kullanılır. Bazı durumlarda vücuda alınması gerekenden fazla flor alınır:
- Flor miktarı yüksek içme suyu tüketilmesi: Dünya sağlık örgütü içme sularına belli miktar flor katılmasına izin vermektedir. Bunun üzerinde flor karıştırılan içme sularının tüketilmesi ya da günlük su miktarının arttığı bölgeler ve mevsimlerde flor hesaplaması yapılmadan aynı suyun tüketilmesi florizise neden olur.
- Farklı yer altı ve yer üstü su kaynaklarının tüketilmesi: Florid madenlerinin bulunduğu bölgelerde, pH' ı yüksek termal suların bulunduğu bölgelerde, volkanik bölgelerde bulunan yer üstü ve yer altı sularında yüksek miktarda flor bulunur ve bu suların tüketilmesi ile florozis tablosu gelişir. Bu tip bölgesel olarak meydana gelen florozis tablolarına endemik florozis adı verilir.
- Flor oranı yüksek besinler tüketilmesi: Ülkemiz çay tüketiminde dünyada birinci sırada bulunmaktadır. Günde 10 su bardağı çay tüketen insanlar dünya sağlık örgütünün izin verdiği flor miktarına ulaşır ve bunun üzerinde tüketilen her çay florizis gelişimine zemin hazırlar.
- Pestisit kullanılmış tarım ürünlerini tüketme: Böcekler ve zararlı canlıları öldürmek için kullanılan maddelere pestisit adı verilir. Pestisit kullanılan tarım ürünleri tüketilmesi sonucu florizis gelişebilir.
Florozis Teşhisi
Florozis tanısında hasta öyküsü oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Hastanın yaşadığı bölge; bölgede florid madenlerinin bulunup bulunmaması, termal suların varlığı, volkanik bir bölge olup olmadığı önemlidir. Hastanın tükettiği su, beslenme sekli, beslenmede ağırlıklı olarak tüketilen yiyecek ve içecekler iyice sorgulanmalıdır. Fizik muayene ile hastaların şikayetlerine ek olarak florozis şüphesi oluşturacak belirtilerinin olup olmadığı incelenir. Kan testleri yapılarak flor miktarı tayini yapılabilir. Bundan sonraki aşamada ise şikayete yönelik testler ve görüntüleme yöntemleri kullanılır.
- Direkt röntgen grafi: Rijidite şikâyeti olan hastalarda kemiklerin görüntülenmesi için X ışınları kullanılarak yapılan görüntüleme yöntemidir.
- Kemik mineral dansitometresi: Florozis süngerimsi kemik dokuda daha fazla hasara neden olur. Kemik mineral dansitometresi ise süngerimsi kemik doku hakkında daha fazla bilgi veren bir yöntem olup kemiğin yoğunluğunun tespitini sağlar. Kemik mineral dansitometresi için değişik ölçüm yöntemleri mevcuttur:
- Dual Enerjili X-Işını Absorbsiyometri (DEXA): X ışınları kullanılarak yapılan görüntüleme yönteminde kemiğin 2 boyutlu görüntüsü elde edilir ve kemiğin alanı ile mineral içeriği hakkında bilgi edinilir. Mineral içeriği ile kemik alanının oranlanması ile kemik mineral dansitesi (yoğunluğu) tespit edilir.
- Kantitatif Bilgisayarlı Tomografi (KBT): İyonize radyasyonun kalsiyum içeren kemik doku tarafından tutularak kemiğin 3 boyutlu görüntülenmesi yöntemidir. Sert ve süngerimsi kemik dokunun ayrı ayrı ölçülmesini sağlayan hassas bir yöntem olması avantaj olmakla birlikte; hastalarda yüksek radyasyon maruziyetine neden olması ve pahalı olması gibi dezavantajları mevcuttur.
- Kantitatif Ultrasonografi (K - USG): Ses dalgalarının dokular arasında geçiş yaparken uğradığı değişimlerin görüntülenmesi temeline dayanan bir yöntemdir. Radyasyon içermemesi, ucuz bir yöntem olması yöntemin avantajları iken süngerimsi kemiğin görüntülenmesinde yetersiz olması dezavantajıdır.
- Kantitatif Magnetik Rezonans Görüntüleme (K - MRG): Kemik iliği ile kemikteki mineral arasındaki manyetik sinyal farklılığını temel alan bir yöntemdir. Normal Kemik doku ile florozis sonucu değişime uğramış kemik dokuyu ayırt etmeye yardımcı olur.
- Tek Foton Absorbsiyometri (SPA): İyot – 125 gibi radyoaktif bir maddenin dokulardan geçişinin gözlenmesi temeline dayanan bir yöntemdir. Sert ve süngerimsi kemik dokuyu ayırmadan kemik mineral miktarını ölçer.
- Çift Foton Absorbsiyometri (DPA): Vücuda gönderilen iki farklı enerji kaynağının kemik ve yumuşak dokudan farklı güçte geçmesi temeline dayanan bir tanı yöntemidir. Gadalinium – 153 radyoaktif maddesinin kullanıldığı yöntem ile tüm iskelet sistemi görüntülenebilir.
- Fotodansitometri (Radyografik Absorbsiyometri): Yoğunluğu bilinen maddeler ile kemiklerin röntgen filmlerinin çekilmesidir.
- Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Kollar ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma şikâyeti ile doktora başvuran ve omurilik kanalı daralmasından şüphe edilen hastalarda omurilik kanalın görüntülenmesi sağlanır.
- Spermiogram (Sperm testi): Erkeklerde kısırlık şikâyeti ile başvuru sonucu florozisin sperm şeklinde bozukluklara neden olduğundan şüphe edilmesi durumunda yapılabilen bir testtir. Erkekler özel bir odada meni adı verilen üremeye sağlayan sıvıdan bir kaba boşalma sağlar ve bu sıvı özel testlerden geçirilerek şekil yönünden incelenir.
Florozis Tedavisi
Florozis tedavisinde direkt etkili bir yöntem mevcut değildir. Florozis tespitinde flor alımının kesilmesi sonucu vücuttan florun idrar yolu ile atılımı beklenebilir ve böylece belirtilerde azalma sağlanabilir ancak vücuttan flor atılımı çok yavaş bir süreçtir. Bunun dışında florozisin vücutta bıraktığı etkilere yönelik tedaviler mevcuttur.
- Dental florozis tedavisi: Çoğu hastada sadece diş hekimlerinin fark edebileceği kadar az miktarda florozis meydana geldiği için tedaviye gerek kalmaz. Ancak özellikle ön dişlerde orta ve ağır seviye dental florozis gelişmesi sonucunda diş beyazlatma, dişlerin yüzeylerinden bir tabaka kaldırma, diş yüzeyini porselen ile kaplama yöntemleri uygulanabilir.
- İskeletal florozis tedavisi: İskeletal florozis varlığında flor alımının azaltılması ya da kesilmesi sonucu kemikte biriken flor kana ordan da idrar yolu ile vücut dışına atılabilir. Bunun dışında tedavi yöntemleri belirtiye yönelik olacaktır. Boyun, sırt ve eklemlerde ağrı şikayetleri olan hastalara analjezik ilaçlar adı da verilen ağrı kesici ilaçlar reçete edilebilir. Rijidite denilen sertlik durumunda ise kas gevşetici ilaçlar kullanılır. Omurilik kanalında daralma meydana gelmiş ise ağrı kesici ilaçlar olarak bilinen analjezik ilaçlar yardımı ile ağrı kontrolü sağlanırken, non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ilaçlar ile hem iltihabın hem ağrının azaltılması sağlanır. Ayrıca selektif spinal bloklar adı verilen yöntemle omurlar arasına kortikosteroid (kortizon) enjeksiyonu yapılabilir. Omurilik kanalında daralma meydana gelmesi hastalarda kollar ve bacaklarda güç kaybına neden olabileceği için fizik tedavi programına başlanarak düzenli egzersiz uygulanması faydalı olacaktır.
- Non – skeletal florozis tedavisi (iskelet dışı florozis tedavisi): Gastro – intestinal sistemi etkileyen non – ülser peptid tedavisinde mide mukozasını korumak amacı ile prostoglandin analogu ilaçlar kullanılırken, kabızlık şikâyeti olan hastalara laksatifler önerilebilir.
Florozis Tedavi Edilmezse
Florozis vakalarında flor alımının kısıtlanmaması sonucu vücutta biriken flor miktarı artar ve bunun sonucunda belirtiler daha şiddetli hale gelir. Ayrıca mevcut belirtilere yönelik tedavi programlarının uygulamaması sonucu hastaların şikayetlerinde düzelme meydana gelmez. Bu sebeple florozis şüphesi oluşturan şikayetler varlığında tanının konularak tedaviye başlanması önemlidir.
Florozise Ne İyi Gelmez?
Florozis tanısı alan kişilerde flor kısıtlamasına gidilmemesi sonucu doku ve sistemlerde biriken flor miktarı giderek artar. Iİçme sularındaki flor miktarının ayarlanmaması sonucu kişiler gün içinde sürekli olarak fazla miktar flora maruz kalır; flor miktarının ayarlanması günlük tüketilen şu miktarının arttığı yaz mevsimlerinde ve diyabet gibi çeşitli hastalıkları olan kişilerde azaltılmalıdır. Flor içerikli diş bakım ürünlerinin kullanılırken yutulması sonucu vücuda fazladan flor girer ve florozisin kötüleşmesine neden olur.
Florozis İlaçları
Florozis tedavisinde florizise direkt etkili bir ilaç olmamakla birlikte florozis sonucu ortaya çıkan şikayetlere yönelik ilaçlar kullanılabilir.
- Florun iskelet sisteminde kemiklerde birikmesi sonucu meydana gelen ağrıların kontrolü için analjezik ilaçlar adı verilen ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında:
- Asetilsalisilik asit (aspirin)
- Parasetamol
- Fenilbutazon
- İbuprofen
- Naproksen
- İndometazin
Ağrıların bu ilaçlara rağmen devam etmesi durumunda daha ağır olan:
- Morfin
- Kodein
- Meperidin
Gibi narkotik analjezikler olarak bilinen opioid analjezik ilaçlar kullanılabilir.
- Florozisin omurilik daralmasına sebep olması durumunda analjezik ilaçlara ek olarak iltihapları azaltmak için non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar:
- Aspirin
- Diklofenak
- Etodolak
- İbuprofen
- İndometazin
- Nabumeton
- Naproksen
- Proksikam
- Tenoksikam
- Tenidap
- Fenilbutazon
- Azopropazob
- Sulindak
- Gastro - intestinal sistemi tutan florozis hastalarında mide mukozasını korumak için prostoglandin analogları kullanılabilir. Bu amaçla kullanılan en bilinen prostoglandin analogu misoprostoldur. Kabızlık şikâyeti olan hastalarda laksatif ilaçları kullanılır. Bu ilaçlar; hacim değiştirenler, osmotik laksatifler, stimulan (uyarıcı) laksatifler ve dışkı yumuşatıcılar olarak gruplandırılır. Laksatif ilaçlar:
- Magnezyum sülfat
- Sodyum sülfat,
- Magnesyum sitrat
- Sodyum fosfat
- Magnesyum oksit
- Magnesyum hidroksit
- Potasyum sodyum tartarat
- Sorbitol
- Mannitol
- Laktitol monohidrat
Hamilelikte Florozis
Bazı inanışlara göre bebeklerin diş gelişimi için hamilelik döneminde flor takviyesi alınması önerilse de zaten yeterli miktarda flor alan anne adaylarının bilinçsiz şekilde fazladan flor alması hem anneye hem bebeğe zarar verebilir. Flor takviyesi sonucu florozis gelişmesine bağlı olarak anne adaylarında dental florozis, iskeletal florozis ya da non skeletal florozis gelişebilir. Özellikle iskeletal florozis gelişmesi durumunda zaten hamilelikte meydana gelen fiziksel ve hormonal değişimler sonucu iskelet ve kas sistemi bakımından zorlanan anne adayları daha da zor bir hamilelik süreci geçirmektedir. Aşırı flor alımı sonucu göbek bağı olarak bilinen plasentadan bebeğe geçen flor bebeğin doğduktan sonra florozis şikayetleri geliştirmesine sebep olabilir. Hamilelik döneminde florozis gelişmesini önlemek için hamilenin tükettiği içme suyu, beslenme düzeni araştırılarak gerekli görülmesi halinde flor takviyesi önerilmesi, gerekli değilse önerilmemesi önemlidir.
Bebeklerde ve Çocuklarda Florozis
Bebeklik ve çocukluk döneminde florozis görülmesinin en sık sebebi bebeğin annesine hamile iken gerektiğinden fazla verilen flor takviyesinin göbek kordonundan bebeğe geçmesi ve çocukluk döneminde florlu diş macunlarının yutulmasıdır.
Bebeklik ve çocukluk döneminde gelişen florozis genelde dental florozis şeklinde kendini gösterir. Hamilelik döneminde flor maruziyetine bağlı gelişen dental florozis genelde daha hafif seyreder çünkü göbek bağından geçen flor süt dişlerini kalıcı dişlere göre daha az etkiler.
Bebeklik ve çocukluk doneminde gelişen florozisi önlemek için dikkat edilmesi gereken hamilelik döneminde ihtiyaç yok ise flor takviyesinden kaçınılması ve diş macunlarının tutulmasını önlemek adına tatlandırıcı içermeyen diş macunlarının kullanılması ve kullanılan diş macununun mercimek büyüklüğünü geçmemesine dikkat edilmesidir.
Florozis için Hangi Doktora Gidilir?
Flor farklı sistemlerde biriken ve ona göre belirtiler ile kendini gösteren bir durumdur.
Ortaya çıkan belirtilere göre dişlerde şikayetler meydana geliyorsa diş hekimliği bölümünde diş hekimine başvurulabilir.
İskelet sisteminde biriken kişilerde ağrı, rijidite gibi şikayetler bulunması durumunda ortopedi ve travmatoloji bölümünde ortopedi ve travmatoloji bölümünde ortopedi ve travmatoloji uzmanına muayene olunabilirken, omurilik kanalında daralmaya bağlı kol ve bacaklarda uyuşma, hissizlik gibi belirtiler mevcut ise beyin ve sinir cerrahi bölümünde beyin ve sinir cerrahi uzmanına muayene olunabilir.
Kan hücrelerinde biriken ya da gastro – intestinal sistemi tutan florozis varlığında kansızlık, mide ağrısı, iştah kaybı, şişkinlik hissi, ishal, kabızlık gibi şikayetler var ise iç hastalıkları bölümünde iç hastalıkları uzmanına muayene olunabilir.