Kulak Kıllılığı

Kulak Kıllılığı Nedir?

Kulak kıllılığı genlerle aktarılan ve toplumda sık görülmeyen bir problemdir. Kulak kıllılığı bulunan insanları en fazla rahatsız eden durum kozmetik görüntüsüdür. Bu nedenle kişide özgüven eksikliği yaparak yaşamı zorlaştıran bir konu haline gelir. 

Kulak kıllılığı, sadece erkeklerde görülebilecek genetik hastalıklardan biridir. Erkek kromozomlarından olan Y kromozomu üzerinde taşınan genlerden birindeki bozukluk sonucunda görülür. 

Kulak kıllılığı ailesel geçiş gösterir. Babasında kulak kıllılığı görülen erkeklerde Y kromozomu babadan gelecek kromozomlardan olduğundan görülme ihtimali normal koşullarda %100’dür. Bu gen bölgesi X kromozomu ile eş yani homolog olmayan gen bölgesinde görüldüğünden kadınlarda görülmez. Babadan oğula geçer. 

Hastalığın oluşumunda genlerin etkisi çok yüksektir. Fakat nadir de olsa gen dışı nedenlere bağlı olarak erkeklerde görülebilmektedir. 

Kulak Kıllılığı Belirtileri

Kulak kıllılığı probleminde kişide görülen en yaygın ve bazen de tek şikâyet kulak bölgesindeki yoğun kıllanma artışıdır. Kişideki bu yoğun kıllanma artışı özgüven eksikliği, sosyal fobi, dışlanmışlık hissi, geri planda kalma gibi psikolojik sorunları da beraberinde getirebilir. Bu nedenle her ne kadar kıllanmadaki bu artış sağlık sorunu oluşturmasa da kişide meydana getireceği psikolojik boyutu nedeniyle çözüme kavuşturulması gereken durumlardan biridir. Kişi bu sorununa bağlı olarak toplumdan soyutlanmaya başlayabilir. 

Kulak kıllılığı özellikle kulağın içinden veya çevresinden meydana gelen yoğun kıllar nedeni ile kişide kulak bölgesinde hijyen eksikliğine neden olabilir. Kıl diplerinde birikecek mikroplar nedeniyle kişide enfeksiyona meyil ihtimali artar. 

Kulak kıllılığının genler dışında başka nedenleri de olabilir. Kişide bu nedenlere bağlı olarak ek şikayetler görülebilir. Karaciğer veya böbrek hastalıklarına bağlı olarak oluşabilecek kulak kıllılığında ek şikayetler görülebilir. 

Kulak Kıllılığı Nedenleri

Kulak kıllılığı hastalığı daha önce de belirttiğimiz gibi sıklıkla genlerle aktarılan bir hastalıktır. Yani hastalığın oluşumundaki esas neden kişiye ailesinden aktarılan genlerdir. 

Genlerin aktarımında, özellikle de cinsiyet belirleyici kromozomlar olan X ve Y kromozomları üzerindeki genlerin aktarımında kalıtsal hastalıkların aktarımı farklı olmaktadır. Kadınlarda XX, erkeklerde XY olarak bulunan cinsiyet kromozomlarında X ve Y kromozomlarının üzerinde eş olan bölgeler bulunduğu gibi eş olmayan kısımlar da vardır. Yani bu eş olmayan kısımlar üzerinde taşınacak bir genin diğer cinsiyette görülme ihtimali yoktur. Kulak kıllılığında da durum tam olarak böyledir. 

Erkeklerde Y kromozomunun X kromozomu ile eş olmayan bölgesinde görülen kulak kıllılığı geninin kadınlarda görülmemesinin bir diğer nedeni de budur. Ayrıca kadınlarda Y kromozomu olmadığı için de görülmez. 

Kulak kıllılığına neden olan olan başka durumlar da vardır. Bunlar;

• Hormonal etmenler; hormonların etkisiyle kulak kıllılığında artış olabilir. Özellikle testosteron hormonunda artışa bağlı olarak kıllanmalarda genel olarak artış olduğu bilinmektedir. 
• İlaçlar; kimyasal içeriğe sahip ilaçlara bağlı olarak da kulak kıllılığı görülebileceği unutulmamalıdır. 
• Genetik yatkınlık ile bu hastalığın görülme ihtimali artar. Kişinin babasında görülmemiş olsa bile ailesinde bir erke üyede görülmüş olması kişide görünme ihtimali arttırır. Bazen sessiz kalan genler ile aile üyelerinin biri etkilenmese de başka bir kuşakta ortaya çıkabileceği bilinmelidir.
• Karaciğer ve böbrek hastalıklarına bağlı olarak kulak kıllılığı görülebilmektedir. Bunun unutulmaması gerekir. Kişide genetik yatkınlığa ek olarak böbrek şikayetleri ve kulak bölgesinde kıllanmada artış görülüyorsa akla ilk olarak Y kromozomu ile aktarılan kulak kıllılığı hastalığı gelmelidir. 
• Kulak kıllılığının görüldüğü erkeklerde testosteron hormon seviyesinde veya hormonun yapısında bozuklukla görülebilmektedir. Bunun tespiti için gerekli tetkiklerin yapılmasıyla değişen hormon seviyeleri veya yapıları görülebilir.

Kulak Kıllılığı Teşhisi

Kulak kıllılığı hastalığının teşhisinde teşhis aşaması birden çok basamaktan oluşur. Hastanın doktor başvurusundan öncesindeki dönemde aile üyelerinden birinde daha görülmesi kişinin durum hakkında bilgi sahibi olarak doktor başvuru yapmasını sağlayabilir. Fakat birkaç kuşak önce görülen kulak kıllılığının aktarılması ile hastaneye başvuran kişi durum hakkında bilgi sahibi olmadan doktora müracaat edebilir. 

Doktor tarafından hastadan alınacak ayrıntılı bir anamnezin (hastalık öyküsü) teşhise büyük ölçüde faydası vardır. Hastaya sorulması gereken esas soru ailede kulak kıllılığı öyküsünün olup olmadığıdır. Bunun için kişinin babasının aile öyküsü de gerekebilir. Anamnezde kulak kıllılığının ne zaman başladığı, ilerleyici özellik gösterip göstermediği sorgulanır. Kişinin kullandığı ilaçlar ve ek hastalığının olup olmadığına da bakılır. 

Hastadan ayrıntılı bir anamnez alındıktan sonra fizik muayeneye geçilir. Fizik muayenede baş bölgesinin ayrıntılı bir incelemesi yapılır. Kulaktaki kılların yerleşimi, vücudun başka bölgelerinde kıllanma artışı olup olmadığı da bakılması gereken durumlardandır. Hormonal bozuklukların ekarte edilmesi için cinsiyet özelliklerinin muayenesi de yapılabilir. Bunun için erkeklerde ses kalınlığı, meme büyümesi olup olmadığı, vücut kıllarının özelliği ve yerleşimi önemlidir. 

Ayrıntılı bir anamnez ve fizik muayene sonrası laboratuvar tetkikleri istenmelidir. Laboratuvar tetkiklerinde karaciğer enzimleri ve böbrek fonksiyon testleri istenebilir. Hormonal bozuklukların olup olmadığını incelemek için hastadan hormon tetkikleri alınabilir. Testosteron ve prolaktin hormon değerlerine bakılır. Bu değerlerin artış ve azalışına ek olarak aile öyküsü de varsa teşhis kuvvetlenmiş olur. Laboratuvar bulgularından sonra genetik danışmanlık istenebilir. Bunun için Tıbbi Genetik Hastalıkları uzmanı tarafından genetik testleri ile kesin tanı konur. 

Kulak Kıllılığı Tedavisi

Kulak kıllılığında tedavi hastanın isteğine bağlı olarak uygulanabilecek tedavi metotlarını içerir. Kişi özellikle estetik açıdan kötü hissediyorsa tedavi planlaması yapılır. Çünkü kulak kıllılığı hastalığının hayatı tehlikeye sokacak bir tarafı yoktur. Kişide özgüven eksikliğine neden olabilecek durumdaysa veya kişi rahatsızlık hissediyorsa tedavi uygulanır. Tedavi planlaması hastalığa ek hastalık eşlik edip etmediğine göre değişir. 

Kulak kıllılığı sorunu olan kişilerde sık olarak yapılan hatalardan biri de kulak bölgesindeki artan kıl miktarını temizlemek için ağda veya jilet kullanımıdır. Bu yöntemlerle alınan kılların kökünde güçlenme olacağı için daha yoğun ve sert bir şekilde kıllar tekrar çıkacaktır. 

Tedavide en etkin yöntem kıl bölgesine uygulanacak lazer işlemidir. Bu işlem ile %60-70 oranlarında kıllarda azalma olur. Düzenli ve uzun süreli devam edilen lazer işlemiyle de %100’lere varan kıl yok etme başarısı görülür. Lazer işleminin hastanelerde veya güzellik merkezlerinde yapılabileceği unutulmamalıdır. Ek olarak hormonal bozuklukların tedavi edilmesi de gerekir. Bunun için testosteron hormonu seviyesinde dengelemeye gidilmesi gereklidir. Eksik hormonların hormon replasman tedavisi ile yerine konulması da oldukça önemlidir. 

Kulak Kıllılığı Tedavi Edilmezse

Kulak kıllılığı hayati tehlikesi olan bir hastalık olmasa da kişinin yaşam konforunu olumsuz etkileyeceği için kişide depresyona meyil oluşturabilir. Her ne kadar hastalık ailede bilinebilecek ve aktarılabilecek bir hastalık olsa da kişide görülmeye başladığı zamandan itibaren özgüven kaybına neden olabilir. Bu nedenle doktora kulak kıllılığı ile başvuran kişiye gerekli tetkiklerden sonra hastalığın hayatı tehdit eden hiçbir yönünün olmadığı fakat kişi isterse uygulanabilecek ve başarı oranı yüksek olan tedavi metodları olduğu açıkça ifade edilmelidir. 

Kulak kıllılığı kalıtsal hastalıklardan olan ve tedavisiz geçebilecek hastalıklardan değildir. Kişi kozmetik kusur oluşturduğunu düşünüyorsa bunun için lazer yönteminin faydalı olduğu bildirilmelidir. 

Kulak Kıllılığına Ne İyi Gelir?

Kulak kıllılığı erkeklerde görülebilecek ve babadan oğula aktarılabilecek genlerle oluşacağı için hastalığın görülmesinde esas etmen ailesel genlerdir. Bu duruma ek olarak kişide hormonal bozukluklar da görülürse hastalığın şiddetinde artış meydana gelebilir. Bu nedenle kulak kıllılığı hastalığı olan kişide hastalık teşhisinde laboratuvar bulgularına göre gerekli görülürse hormonal desteğin sağlanması için hormon takviyesi uygulanabilir. Buna ek olarak hastanın genetik danışmanlık alması da hastalığını ileri kuşaklara aktaracağı konusunda bilgilenmesini sağlayacaktır. Tedavisinde en geçerli yöntem hijyen koşullarına uyarak yapılacak lazer işlemidir. Bu işlem ile kulak bölgesindeki kıllarda büyük miktarda azalma sağlanır. 

Kulak Kıllılığına Ne İyi Gelmez?

Kulak kıllılığında kişinin rahatsızlık duyduğu kıllarından kurtulma metodunun uygun olması gerekir. Kulak kıllılığı görülen kişilerde sık yapılan hatalardan biri de kişinin rahatsız olduğu kıllarından hızla kurtulmak için çabuk ama etkisiz yöntemler uygulamasıdır. Bu kişiler sık olarak ağdaya veya jilete başvururlar. Bu nedenle her ne kadar kısa sürede tüm kıllar yok olsa da daha sonrasında bu kılların yerine daha güçlenmiş şekilde yeni kıllar gelecektir. 

Kulak kıllılığı hastalığında kişilerin hijyene önem vermesi gerekmektedir. Kıl köklerine yerleşebilecek mikrobik etmenlerin hastalık oluşturmasına ve ciltte tahriş oluşturmasına karşı dikkatli olmaları, gerekli tedbiri almaları da oldukça önemlidir. 

Kulak kıllılığında kişide sık olarak özgüven eksikliği görülebilmektedir. Bu durumun kişiler arası ilişkilerini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Kişide oluşan özgüven eksikliği için gerekirse psikolojik destek alabileceği akılda kalmalıdır. 

Kulak Kıllılığında Kullanılabilecek İlaçlar

Kulak kıllılığında ilaç tedavisi rutinde uygulanmıyor olsa da kişide hormona bozukluklar varsa hormon replasman tedavisi ile eksik olan hormonun yerine konması ve hormonal bozuklukların düzeltilmesi gerekir. Hormon replasman tedavisinde dışarıdan eksik olan cinsiyet hormonuna göre yerine koyma yöntemi uygulanır. 

Bebeklerde Kulak Kıllılığı

Kulak kıllılığı kalıtsal ve babadan erkek çocuklarına geçen bir hastalıktır. Bu nedenle bebeğin doğumunda kulak bölgesindeki fazla olan tüyler ayırt edilebilir. Fakat bu dönemde özellikle ince tüy şeklinde kıllar görüleceği için ilk aşamada hastalık belirlenmeyebilir. Bebekte babasında bu hastalığın olması ile hastalık büyük ölçüde teşhis edilmiş olur. 

Ergenlikte Kulak Kıllılığı

Kulak kıllılığı özellikle kılların yoğunlaşmaya başladığı ergenlik döneminde tam olarak teşhisinin yapılabileceği bir hastalıktır. Bu dönemde değişen hormon seviyelerine bağlı olarak kıl miktarı artar. Babasında kulak kıllılığı olan erkek çocuklarda bebeklik döneminde yoğun olarak bulunmayacak kıllardan dolayı teşhisi geç yapılabilir. Kişinin özellikle bedeniyle en çok ilgilendiği ergenlik döneminde kulak bölgesinde böylesi bir kıl artışı ile kişide bunalım, depresyon, sosyal fobi görülebilir. Kişiye hastalığın hayati olarak bir tehlikesi olmadığı ve etkili tedavilerle bu sorundan kurtulabileceği aktarılmalıdır.   

Kulak Kıllılığı için Hangi Doktora Gidilir?

Kulak kıllılığı kişide genlerle aktarılan bir sorundur. Genlerin etkisiyle yaşamın bir döneminde, özellikle hormonların değiştiği ergenlik döneminde görülmeye başlanmasıyla kişide hastaneye başvuru olabileceği gibi ailesinde bu sorunun görüldüğünü ve sorunun kalıtsal olduğunu bilen kişiler için hastane başvurusu da daha erken dönemde olmaktadır. 

Kişinin kulak çevresinde veya kulak iç bölgesinde artan kulak kılındaki artışla birlikte kişi öncelikle Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları bölümüne görünebilir. Burada yapılan incelemelerde kulak ile ilgi ek bir şikayet olmadığı belirlenince Genetik Danışmanlık Bölümüne yönlendirilir. Hastalığın kesin olarak tespiti yapılacak genetik testleri ile Tıbbi Genetik Hastalıkları uzmanı tarafından yapılır.