Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Nedir?
Jinekolojik onkoloji cerrahisi, kadınların üreme organlarında oluşan kanser ve tümörlerin cerrahi yöntem ile tedavi edilmesini sağlayan branştır.
Jinekolojik onkoloji cerrahisi bölümü, kadınların üreme sistemlerinde görülen kanser dokuları ve tümörlerin cerrahi operasyonlarla tedavisini üstlenen tıp branşıdır.
Diğer onkolojik tedavi yöntemlerinin sonuç vermediği ya da riskli grupta bulunan hastaların tedavilerinde ameliyatlara başvurulur. Bu sayede kanser hücreleri vücuttan uzaklaştırılarak yayılması ve ilerlemesi engellenmiş olur.
Kanser hastalıkları, iyi ve kötü huylu olarak seyredebilir. Temelde kanser, sağlıklı hücrelerin çeşitli etmenlere bağlı olarak mutasyona uğraması ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması ile meydana gelir.
Bu hücreler, sağlıklı hücrelere saldırarak genel sağlık durumunu bozar, organlar ile vücut sistemlerinde fonksiyon kayıplarına yol açar ve tedavi edilmemesi halinde ölüm vakalarına sebep olurlar. Kanserli hücrelerin gelişmesini durdurmak ve sağlıklı hücre sayısını yeniden arttırmak için uygulanan tedavilere, onkolojik tedavi adı verilir.
Jinekolojik onkoloji bölümü vulva (dış genital), tuba, rahim, rahim ağzı, yumurtalık, fallop tüpleri ve diğer üreme organlarında görülen kanser hastalıklarının teşhisi ve tedavi planlamasını üstlenir.
Uygulanması gereken ameliyatlar ise jinekolog onkologlar tarafından yapılır. Ameliyat sonrasında hormon tedavileri, kemoterapi, ışın tedavisi ve radyoterapi gibi tedaviler uygulanacaksa yeniden jinekolog onkologlar hizmet verir.
Jinekolojik onkoloji hastalıklarının erken teşhis ve tedavisi, diğer tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi hayati önem taşımaktadır.
Bu nedenle 40 yaşının üzerinde bulunan kadınların, genetik olarak yatkınlığı bulunan kişilerin ya da jinekolojik sağlık sorunu yaşayan hastaların düzenli aralıklarla tetkik yaptırması önerilir. Böylece kanser oluşumları ilk evrede teşhis edilebilir ve tedavi süreci çok daha etkili sonuçlar doğurur.
Jinekolog Onkolog Cerrah Nedir? Jinekolojik Onkoloji Doktorlarının Görevleri Nelerdir?
jinekolog onkolog cerrahlar, kadın üreme sisteminde görülen kanser hastalıklarının ameliyatlarını gerçekleştirmekten sorumlu olan uzmanlardır. Uzmanlar, öncelikle 6 senelik temel tıp eğitimini tamamlar ve TUS ile Jinekoloji (Kadın Hastalıkları ve Doğum) Bölümü Uzmanlık Eğitimi alırlar.
Bu eğitim sonrasında, 3 sene süren onkoloji hastalıkları eğitimine başlanır. Adaylar yeterli donanım ve tecrübe kazandıktan sonrasında Jinekolog Onkolog Cerrah unvanı alırlar.
Görev ve sorumlulukları ise şu şekilde sıralanabilir:
- Jinekolojik onkoloji doktorları tarafından yapılan hasta değerlendirmelerini incelemek ve gerekli görülmesi halinde ilave tetkikler istemek,
- Gerek duyulması halinde biyopsi yapmak,
- Hastalığın teşhisi hakkında şüphe duyuluyorsa keşif operasyonlarını planlamak ve uygulamak,
- Cerrahi operasyon öncesinde hastaların ameliyata uygun olup olmadığını değerlendirmek,
- Hastaya ve hastalığa en uygun olan ameliyat yöntemini belirlemek,
- Ameliyatta yer alacak olan sağlık personellerini belirlemek,
- Ameliyat planlanırken detaylar hakkında hasta ve hasta yakınlarını bilgilendirmek,
- Operasyon sırasında ya da sonrasında görülmesi muhtemel olan komplikasyonlara karşı gereken önlemleri almak,
- Ameliyattan çıkan hastaların genel sağlık durumlarını takip etmek,
- Operasyon sonrasında diğer onkolojik tedavilerin uygulanması gerekiyorsa gereken planlamayı yapmak,
- Tüm ameliyat sürecini doğru şekilde yönetmektir.
Jinekolojik onkoloji doktorları devlet hastanelerinde, özel hastanelerde, üniversite hastanelerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapabilirler.
Ancak hizmet verilebilmesi için mevcut sağlık kuruluşunun, Sağlık Bakanlığı tarafından onay almış bir ameliyathaneye sahip olması gerekir. Hastanenin yeterli donanıma ve personele sahip olmaması halinde hiçbir cerrahi müdahale gerçekleştirilemeyecektir.
Jinekolojik Onkoloji Neye Bakar? Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Bölümü Hangi Hastalıklarla İlgilenir?
Jinekolojik onkoloji bölümü, kadın üreme organlarında meydana gelen kötü huylu tümörlerle ilgilenir. Bu tümörler ilk teşhis edildiğinde kötü huylu olabileceği gibi, ileri dönemlerde kötü huylu olma riski de taşıyabilirler.
Her iki durumda da tedavi için cerrahi operasyonlardan yardım alınır.
En sık görülen jinekolojik kanser hastalıkları ise şu şekilde sıralanabilir:
- Serviks Kanseri (Rahim Ağzı Kanseri): Serviks kanseri, kadın üreme organlarında en sık görülen kanser türüdür. Bu kansere Human Papilloma Virüsü (HPV) sebep olur. Rahim ağzında bulunan hücrelerin anormal şekilde çoğalması sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. Serviks kanseri başlangıç evresindeyken çok belirti vermez. Bu yüzden 40 yaşın üzerindeki kadınların düzenli olarak pap smear testi yaptırması önerilir. Kanser ilerlemeye başladıktan sonra iki adet kanaması arasında olan kanamalar, anormal vajinal akıntılar, cinsel ilişkiden sonra ya da jinekolojik muayene sonrasında oluşan kanamalar en sık görülen belirtiler arasında yer alır. Kanserin teşhisi için biyopsi ya da kolposkopi tetkikleri uygulanabilir. Hastalığın evresine göre uygulanacak en etkili tedavi yöntemi seçilir. Ancak genel olarak rahim tümüyle alınır ve kanser yayılım göstermişse karın içinde bulunan lenf bezleri de temizlenmelidir. Ameliyat sonrası dönemde radyoterapi ve kemoterapi gerekebilir.
- Rahim Kanseri (Uterus Kanseri): Uterus kanseri halk arasında rahim kanseri olarak da bilinir. Rahmin içinde bulunan hücrelerin anormal biçimde üremeleri sonucunda oluşan kanser türüdür. Çoğunlukla menopoz dönemi sonrasında ortaya çıktığı bilinmektedir. Hiç doğum yapmamış kadınlar, şeker ve yüksek tansiyon hastaları risk grubunda yer alır. En sık görülen belirtisi menopozdan sonra görülen kanamalardır. Kanserin teşhisi için biyopsi işlemi uygulanır. Tedavi için ise rahim, yumurtalıklar ve karın içinde bulunan lenf bezleri alınır. Ameliyata ek olarak kemoterapi ve radyoterapi tedavisi de uygulanabilir.
- Vulva Kanseri: Vulva, halk arasında dış genital organ olarak da bilinmektedir. Burada oluşan kötü huylu tümörler vulva kanseri olarak adlandırılır. Dış genital organlarda oluşan yaralar, kanamalar ve kasık şişlikleri belirtiler arasındadır. Hastalığın teşhisi için fiziki muayene, biyopsi ya da kolposkopi yapılabilir. Vulva kanseri kemoterapiye dayanıklıdır. Ancak ileri evrede ise bu yönteme başvurulabilir. Kanserin yayılımına göre cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavi sonrasında radyoterapi uygulaması devam edebilir.
- Vajina Kanseri: Vajina kanseri, diğer jinekolojik kanserlere göre daha az görülür. Vajina kanalında bulunan hücrelerin anormal şekilde çoğalması sonucunda oluşur. Bu hastalığın en çok görülen belirtisi kanlı vajinal akıntıdır. Eğer tümör vajinanın üst kısmında bulunuyorsa kişilerde üriner sistem sorunları oluşabilir. Hastalığın tanısı jinekolojik muayene, biyopsi ya da kolposkopiyle konur. Vajina kanseri tedavisi için en sık tercih edilen yöntem radyoterapidir. Ancak hastalık başlangıç evresinde ise, tümör ameliyat ile alınabilir.
- Over Kanseri (Yumurtalık Kanseri): Over kanseri, yaygın olarak yumurtalık kanseri olarak da bilinir. Bu hastalığın sebebi yumurtalıklarda oluşan kötü huylu tümörlerdir. Genellikle 50 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür ve belirti vermeden ilerlediği için üçüncü evreden önce teşhis edilemez. En az 5 yıl boyunca doğum kontrol hapı kullanmanın yumurtalık kanseri riskini yarı yarıya azalttığı bilinmektedir. İlerlemiş kanserlerde karında şişlik ya da sık sık idrara çıkma gibi belirtiler olabilir. Teşhis için en sık kullanılan yöntem ultrasondur. Tedavisi için kanserli dokular ameliyat ile alınır ve ameliyat sonrasında kemoterapi ya da radyoterapi uygulanabilir.
- Tuba Kanseri: Rahim ve yumurtalıklar arasında bulunan bölgede oluşan kötü huylu tümörler, tuba kanseri olarak adlandırılır. En sık görülen belirtiler karın ağrısı ve karında su toplanmasıdır. Çok sık görülen bir kanser türü değildir. Ancak hızlı bir şekilde ilerler. Hastalığın teşhisi için MR ve kan testi yeterli olmaktadır. Tedavi için ameliyat ve kemoterapi bir arada kullanılır.
Kanserler erken evrede teşhis edilemediklerinde son derece ölümcül olabilirler. Bu yüzden kişilerin hiçbir şikayeti olmasa da rutin kontrollerini aksatmamalılardır.
Jinekolojik kanser belirtileri hastadan hastaya göre farklılık gösterir. Hastalığın hangi evrede olduğu, hastaların genel sağlık durumları ve yaşları da ortaya çıkan belirtilerin farklılaşmasına yol açar.
Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Bölümü Hangi Tedavileri Uygular?
Son zamanlarda değişen yaşam koşullarına bağlı olarak kanserlerin görülme sıklığı artış göstermiştir. Bu kanser hastalıklarının tedavilerinde cerrahi operasyonlara başvurulması gerekebilir.
Kadın üreme sisteminde görülen hastalıkların tedavisi için kullanılan cerrahi yöntemler ise şu şekilde sıralanabilir:
- Açık Ameliyat Yöntemi: Kanserli dokunun, karın bölgesine yaklaşık olarak 10 - 15 cm’lik kesi açılarak vücuttan dışarı çıkarılması işlemidir. Bu ameliyatlarda standart onkolojik cerrahi aletleri kullanılır. Yaranın boyutu hastalığın ne kadar yayıldığına göre değişir. Eğer hastalık komşu organlara yayılmışsa ameliyata farklı alanların uzmanları da girer ve kadın hastalıkları uzmanı ile işbirliği yapabilir.
- Laparoskopik Ameliyat: Laparoskopik ameliyat yönteminde küçük kesiler açılır ve küçük bir kameranın yardımıyla karın içi görüntülenerek cerrahi müdahale yapılır. Bu yöntemin avantajı, ameliyat sonrası dönemde yaranın daha hızlı iyileşmesidir. Ancak onkolojik cerrahi operasyonlarında çok sık tercih edilen bir ameliyat tekniği değildir.
- Robotik Cerrahi Yöntemi: Robotik cerrahi yöntemi, laparoskopik cerrahiye benzer. Robotik cerrahide de küçük kesiler kullanılır. Robotik cihaz hastanın yanında durur ve uzman doktor 3 boyutlu kameralardan yararlanarak robotu uzaktan kontrol eder. Robotun 720 derecelik hareket kabiliyeti sayesinde insan elinin yapamayacağı manevralar yapılabilir ve cerrahın elindeki minik titremeler robota iletilmez. Böylece daha hatasız bir ameliyat yapılmış olur. Bu yöntem ülkemizde pek yaygın olmasa da bazı hastanelerde kullanılmaktadır.
Jinekolojik kanser tedavisinde cerrahiden sonra kemoterapi ve radyoterapi tedavi uygulanması önemlidir. Ancak bu tedavileri jinekolog değil, onkoloji uzmanları yapmaktadır. Jinekologlar bu hastalıkların tedavi süreçlerinde patoloji, onkoloji ve radyoloji gibi bölümlerle işbirliği içinde çalışmaktadır.
Jinekolojik onkoloji cerrahisi, kadınların üreme organlarında oluşan kanser ve tümörlerin cerrahi yöntem ile tedavi edilmesini sağlayan branştır.
Rahim duvarı kalınlaşması, endometriumda rahmin çeşitli sebeplerden karşılayamadığı östrojen fazlalığından dolayı kalınlaşma oluşması olup; tedavisi çoğu vakada, medikal tedavi yani ilaç tedavisidir.
Skuamöz hücreli karsinom yaşlı kişilerde güneşe maruz kalan bölgelerinde en sık görülen karsinomdur. Tanısı konan hastada tedavi rejimini belirlemede kanserin evresi çok önemlidir.
Kanser herhangi bir dokuda yada organda bulunan bir hücrenin kontrol dışı anormal çoğalması sonucu gelişen bir hastalıktır. Cerrahi, medikal, kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi gibi tedavi yöntemleri vardır.
Metastaz kelimesi tıp literatüründe herhangi bir dokuda meydana gelen tümörün farklı bir doku bölgesine geçiş göstermesidir. Sıvı elektolit düzenlenmesi, immünmodülator tedavi uygulanması ve biyomedikal tedavi yapılabilmektedir.