Ayak Kaşıntısı

Cilt üzerindeki tahriş edici bir maddenin teması sonucunda olur. Birçok farklı nedeni bulunmakta ve çoğu da kendiliğinden geçebilir. Teşhisi için hastanın tıbbı öyküsü ve fiziki bir muayne yapılır.

Ayak Kaşıntısı Nedir?

Kaşıntı, genellikle cilt üzerinde tahriş edici bir maddenin teması veya vücudu herhangi bir nedenle olmaması gereken bir durumun oluşması ile ortaya çıkan bir durumdur. Kaşıntı hissi cilt içeren vücut bölgelerinin hepsinde ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden ayaklarda da kaşıntı oldukça sık ortaya çıkmaktadır. 

Ayaklar, özellikle sürekli ayakkabı içinde olduğu durumlarda, diğer vücut bölümlerine göre kaşıntıya karşı daha hassas bir hale gelir.  Aşağıdakilere maruz kalma dahil birçok durum ayak kaşınmasına neden olabilir:

1-) Aşırı nem

2-) Ciltte kurumaya neden olan durumlar

3-) Çıplak ayakla yürürken tahriş edici maddelerin teması

4-) Bulaşıcı bakteri, virüs, parazit veya mantar enfeksiyonları

Ayak kaşıntısı genellikle basit ve fazla problem yaratmayacak bir durum nedeniyle ortaya çıksa da, bazı durumlarda altta yatan bir cilt rahatsızlığı veya sistemik bir hastalığa işaret edebilmektedir. Ayak kaşıntısı, karaciğer ile alakalı durumlardan dolayı bile oluşabilmektedir. Karaciğer veya safra yollarındaki tıkanmalara kaşıntıya neden olabilmektedir. Ancak bu gibi durumlarda sadece ayakta değil genel olarak deride bir kaşıntı oluşur. El ayak kaşıntısının aynı anda olması genellikle sistemik bir hastalığı işaret eder. Bu durumda var olan diğer semptomlar da göz önünde bulundurularak, bir hekime başvurmak gerekir. 

Ayak Kaşıntısı Nedenleri Nelerdir?

Ayak kaşıntısının birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerden çoğu basit ve önlenebilir iken bazıları ciddi hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden ayak kaşıntısı ile birlikte ek semptomları olan kişilerin bir hekime başvurması gerekir. Ayak kaşıntısının olası en sık sebepleri şu şekilde sıralanabilir:

1-) Cilt Kuruluğu

Kuru cilt, ara ara veya uzun süreler boyunca ayak kaşıntısına neden olabilecek bir durumdur. Ciltteki kuruluk, deri üzerinde istenmeyen reaksiyonlara neden olur ve kaşıntı oluşur. Bunun haricinde bazı cilt hastalıkları da dolaylı olarak cilt kuruluğuna neden olabilmektedir. Cilt kuruluğu için olası risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir: 

  •  İleri yaş
  •  Kuru bir iklimde yaşamak
  •  Sağlık ve hizmet endüstrileri gibi yerlerde çalışan kişiler için gerekli olan sık el, ayak yıkama ve dezenfektan kullanma
  •  Klorlu suda uzun süreler boyunca yüzmek

2-) Sedef Hastalığı

Sedef hastalığı, dirsek, diz, gövde, kafa derisi gibi bölgelerde oluşan kızarık, kaşıntılı lezyonlara neden olan bir durumdur. Sedef hastalığı, toplumda oldukça sık olarak görülür. Bu kaşıntılı lezyonlar, ayaklarda da ortaya çıkabilmektedir. Bunun sonucunda da ayaklarda kaşıntı ve kızarıklık ortaya çıkar. El, ayak kaşıntısı ve şişmesi oluşan iltihabi durumdan dolayı birlikte görülebilir. Sedef hastalığı alevlenme ve yatışmalarla seyreden bir hastalıktır. Genelde birkaç hafta veya ay boyunca hastalık kendini gösterir sonra azalır ancak sonra tekrarlar. 

Birçok kişide sedef hastalığı semptomları, belli bir tetikleyici sonrasında başlar. Bu yüzden bu tetikleyicileri bilmek ve durumun farkında olmak alevlenmeleri önlemeye yardımcı olabilir. Bu tetikleyiciler şu şekilde sıralanabilir: 

  • Cilt üzerinde kesik, sıyrık, böcek ısırığı veya güneş yanığı gibi yaralanmalar
  •  Aşırı miktarda alkol içmek
  •  Sigara içmek
  •  Stres
  •  Kadınlarda hormonal değişiklikler 
  •  Lityum, bazı antimalaryal ilaçlar, ibuprofen dahil antiinflamatuvar ilaçlar, tansiyon için kullnılan ACE inhibitörleri gibi bazı ilaçlar 
  •  Bazı boğaz enfeksiyonları
  •  Sedef hastalığının alevlenmesine veya ilk kez ortaya çıkmasına neden olan HIV gibi bağışıklık bozuklukları

3-) Egzama 

Atopik dermatit olarak da bilinen egzama, genellikle çok kuru ve kaşıntılı cilt ile karakterize bir durumdur. Ayaklar dahil vücudun birçok yerinde görünebilir. Yapılan araştırmalara göre egzama oluşumundaki nedenler, çevresel ve genetik faktörlerin bir kombinasyonu gibi görünse de egzamaya neyin sebep olduğu net değildir.

Disidrotik egzama, sıklıkla ayakların yan ve tabanlarında görülen bir egzama türüdür. Küçük, derin, aşırı kaşıntılı kabarcıklara neden olur. Kadınların bu egzama biçimini geliştirme olasılığı iki kat daha fazladır. Hastalar hafif dishidrotik egzamadan kaynaklanan kaşıntıyı ayakları soğuk suya batırarak veya bölgeye soğuk, nemli kompresler uygulayarak kontrol altına alabilmektedir. Ancak egzama daha şiddetli ise bir hekime başvurulmalı ve gerekirse uygun ilaç tedavileri kullanılmalıdır. 

4-) Uyuz

Uyuz, uyuz böceği olarak da adlandırılan bir böceğin neden olduğu yaygın bir cilt hastalığıdır. Uyuz ayak gibi bölgelerde de şiddetli kaşıntılı neden olur ve bulaşıcı bir hastalıktır. Uyuz etkeni olan böcek, cildin üst kısmını kazar ve o bölgelere yumurtasını bırakarak kaşıntıya neden olur. 

Uyuz, insanların uzun bir süre boyunca çok fazla cilt teması olduğu çok kalabalık alanlarda yayılma eğilimindedir. Genellikle el sıkışma veya sarılma gibi hızlı dokunmalar ile uyuz yayılmaz. Kaşıntılı eller ve ayaklar, uyuzda görülebilecek belirtilerdir. Bunun dışında ayrıca aşağıdaki belirtiler de görülebilir:  

  • Özellikle geceleri tüm vücutta veya bilek, dirsek, koltuk altı ve parmaklar arasındaki belirli alanlarda şiddetli kaşıntı hissi
  •  Sivilce döküntüsü
  •  Cilt üzerinde küçük kabarcıklar 
  •  Cilt üzerinde yaralar
  •  Cilt üzerinde çizgileri andıran beyaz, grimsi veya ten rengi yuvalar

Ayak Kaşıntısı Teşhisi

Ayak kaşıntısının teşhisi yani varlığı kişinin verdiği tıbbi öykü ile birlikte kolaylıkla konur. Burada önemli olan kaşıntıya neden olan durumu ortaya çıkarmaktır. Bunun için alınan öyküden sonra hekim uygun bir fizik muayene yapar. Bu fizik muayene özellikle şüphelenilen duruma yönelik yapılır. Bu genel teşhis yöntemlerinden sonra uygun ve özel tetkikler uygulanabilir.

Sedef hastalığı, ayak kaşıntısının nedeni olarak düşünüldüğünde, alınan tıbbi öykü ile durumdan şüphelenilir. Özellikle semptomların dönem dönem oluşup sonra kaybolup, ilerleyen zamanlarda tekrarlaması, sedef hastalığından şüphelendirecek bir durumdur. Daha sonra buna uygun olarak da fizik muayene yapılır. Cilt üzerinden kaşıntılı, pullanmış ve kırmızı lekelerin görülmesi sedef hastalığına yönelik bir durumdur. Tüm bunlardan sonra durumdan kesin emin olmak veya diğer durumları dışlamak için, lezyon bölgelerinden örnek alınır ve bu biyopsi örneği laboratuvarda incelenir. 

Egzama teşhisi için herhangi bir laboratuvar testine fazla gerek yoktur. Hekim, hastadan aldığı tıbbi öykü ve yapılan fizik muayene ile egzama tanını kolaylıkla koyabilmektedir. Ancak diğer cilt hastalıklarını dışlamak için bazı başka testler uygulanabilmektedir. Bunun dışında egzamayı tetikleyecek alerjik bir maddeden şüpheleniliyorsa buna yönelik alerji testleri uygulanabilir. 

Uyuz teşhisi, genellikle tıbbi öykü ve fizik muayene ile şüphelenilebilecek bir durumdur. Uyuz vakaları genellikle belli bir alanda birlikte ve yakın temasta yaşayan kişilerde aynı anda ortaya çıkar. Çünkü bu hastalık yakın temasla bulaşıcı bir hastalıktır. Uyuz teşhisi için doktor cildi inceler ve karakteristik yuvalar da dahil olmak üzere uyuz belirtileri arar. Böyle bir cilt yuvası tespit edildiğinde de o bölgeden örnek alınarak mikroskop altında incelemeler yapılabilir. Bu incelemeler sonucunda böcekler ve yumurtalar görülebilir. 

Ayak Kaşıntısı Tedavisi

Ayak kaşıntısının tedavisi altta yatan duruma göre değişiklik gösterir. Bunun için öncelikle kaşıntıya neden olan durum ortaya çıkarılmalıdır. Cilt kuruluğunun ayak kaşıntısına neden olabileceği tespit edildiğinde, hekim tarafından uygun losyonlar, nemlendiriciler veya kremler reçete edilebilir. Ayrıca reçete edilen ilaçlar dışında evde uygulanabilecek bazı tedavi yöntemleri de cilt kuruluğuna karşı oldukça koruyucu olabilmektedir. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

1-) Banyo yaparken veya duş alırken aşırı sıcak su kullanmama 

2-) Her gün duş almaktan kaçınma

3-) Duş süresini 10 dakikadan az tutma

4-) Banyo yaparken nemlendirici sabun kullanma

5-) Banyodan veya duştan hemen sonra nemlendirici uygulama

6-) Banyo yaparken cildi aşırı derece ovmaktan kaçınma 

7-) Bolca su içme

Cilde uygulanan nemlendiriciler hemen hemen aynı olsa da, cilt tipine göre en iyi nemlendiriciyi bulmak için bir hekime veya eczacıya danışılabilir. Cilt kuruluğu azaldıkça daha hafif, daha su bazlı bir losyona geçiş olabilir. 

Sedef hastalığı tedavisi genellikle semptomların geçmesi için yeterli olmaktadır. Ancak tekrarlanmasını engellemek çok kolay bir durum değildir. Bu tedaviler hekimler tarafından kolaylıkla yapılabilmektedir. Ancak semptomların şiddetli olması veya tedaviye yanıt vermemesi durumunda hasta bir dermatoloğa yönlendirilmelidir. Tedaviler, sedef hastalığının türü, şiddetine ve etkilenen cilt bölgesine göre belirlenir. Ayaklarda görülen sedef hastalığı için hekim muhtemelen cilde uygulanan topikal kremler gibi hafif bir tedaviye başlar ve ardından gerekirse daha güçlü tedavilere geçer.

Sedef hastalığı için çok çeşitli tedaviler mevcuttur, ancak en etkili olanı belirlemek zor olabilir. Hasta bir tedavinin işe yaramadığını hissettiğinde veya ilaçların yan etkisini hissettiğinde bunu hekimle konuşmalıdır. Sedef hastalığının tedavileri genel olarak üçe ayrılabilir.

1-) Topikal tedaviler: Özellikle sedef hastalığının erken dönemlerinde cilde uygulanan krem ve merhem tedavileri uygulanır. 

2-) Fototerapi: Fototerapi ile cilde belli derecede ultraviyole ışık türleri uygulanır ve bununla tedavi sağlanır.  

3-) Sistemik tedaviler: Bu yöntemlerde tüm vücuda etki eden oral yani ağızdan alınan haplar ve enjekte edilen ilaçlarlar kullanılır. 

Bu tedaviler birlikte bir kombinasyon olarak da uygulanabilir. Tedavi sürecinde hekim hastayı düzenli olarak kontrol eder. İlaçların yan etki yapması veya işe yaramaması durumunda tedavi seçenekleri değiştirilebilir. Ayrıca durumu kontrol alma adına bazı yaşa tarzı değişiklikleri de hastaya önerilebilir. 

Egzama tedavisi semptomları hafifletmeye yardımcı olabilmektedir. Ancak egzamayı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi bulunmamaktadır. Yani belirli tetikleyiciler ile semptomlar tekrar ortaya çıkabilmektedir. Ancak çoğu zaman çocukluk çağından itibaren yaşın ilerlemesiyle semptomlar kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Egzama için ana tedaviler şu şekilde sıralanabilir:

1-) Cilt kuruması egzama için bir tetikleyicidir ve durumu ilerlemesine neden olur. Bu yüzden nemlendiriciler cildin kurumasını önlemek için her gün kullanılabilmektedir. 

2-) Egzama alevlenmeleri sırasında şişliği ve kızarıklığı azaltmak adına topikal yani o bölgeye uygulanan  kortikosteroid krem ve merhemler işe yaramaktadır. 

Bu iki ana tedavi dışında, özellikle tedaviye yanıt vermeyen egzama vakaları için uygulanabilecek diğer tedaviler de bulunmaktadır. Bunlar da şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Diğer tedavileri yanıt vermeyen egzamalar için topikalpimekrolimus veya takrolimus etken maddelerine sahip kremler 

2-) Şiddetli kaşıntı için antihistaminikler

3-) Vücudun altında cildin iyileşmesine izin veren bandajlar veya özel vücut giysileri

Uyuz tedavisinde, neden olan böcekleri öldürmek için ilaç tedavileri uygulanır. Doktor reçetesiyle yazılan tedavi için çeşitli kremler ve losyonlar mevcuttur. Doktor genellikle hastadan bu ilaçları tüm vücuda uygulamasını ve ilacın en az 8 ila 10 saat boyunca vücutta kalmasını isteyecektir. Bazı durumlarda tedavilere yenileri eklenmelidir. Uyuz çok kolay yayıldığından, hekim hasta dışında yakın temaslı olduğu kişilere de aynı tedaviyi uygulamak isteyebilir. Uyuz için yaygın olarak reçete edilen ilaçlar şunlardır:

1-) Permetrin krem: Permetrin, uyuza neden olan böcekleri ve onların yumurtalarını yok edebilen bir maddedir. Bu maddeye sahip kremler de tedavide sıklıkla kullanılmaktadır. 

2-) Ivermectin: Ivermectin içeriğine sahip haplar, hekimler tarafından özellikle bağışıklık sisteminde sorun olan ve uyuz belirtileri normalden şiddetli olan kişiler için reçete edilen bir ilaçtır. Ivermectin özellikle emziren kadınlarda, hamilelerde ve küçük çocuklarda reçete edilmez. 

3-) Krotamiton: Bu etken maddeye sahip ilaç, krem formunda bulunur. Krem iki gün boyunca günde bir kez uygulanır. Diğer ilaçlara göre tedavi başarısızlığı kroramiton da daha sıktır. 

Bu ilaçlar yardımıyla uyuz böcekleri anında öldürülebilse de, kaşıntı birkaç hafta boyunca devam edebilmektedir. Bu durumda da başka ilaç türleri ile kaşıntı kontrolü sağlanabilir.

Ayak Kaşıntısı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Ayak kaşıntısı genellikle basit ve geçici nedenlerden kaynaklı oluştuğu için bir tedavi uygulanmadığı takdirde büyük problemlere yol açmaz. Ancak kaşıntı hissini azaltmak için, ayak uzun süre ayakkabı içinde tutulmamalı ve hava alan ayakkabılar tercih edilmelidir. Bunun haricinde ayak fazla da kurumamalıdır. Sık sık banyo yapmak da cilt kuruluğu nedenlerinden biridir. Basit nedenler dışında altta yatan bir cilt hastalığına bağlı durumlarda ise bir hekime başvurulmalıdır. Bu hastalıklar için en azından tanı alınmalı ve durumu kontrol altına almak adına hekimle konuşulmalıdır. 

Ayak Kaşıntısına Ne İyi Gelir?

Ayak kaşıntısı tedavisi için öncelikle altta yatan durum tespit edilmelidir. Ancak bu süreçte tedaviye yardımcı olabilecek ve kaşıntıya iyi gelebilecek bazı seçenekler bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Kaşıntılı bölgeye soğuk, ıslak bezler veya buz paketleri uygulamak

2-) Kaşıntılı bölgeye yulaf ve sudan oluşturulmuş ılık bir su banyosu ile masaj yapmak 

3-) Düzenli olarak nemlendiriciler kullanmak

4-) Etkilenen bölgeye soğukluk hissi yaratması için mentol içeriği uygulamak

5-) Kaşınan bölgeyi aşırı kaşımaktan kaçınmak 

Ayak Kaşıntısına Ne İyi Gelmez?

Ayak kaşıntısının özellikle basit nedenlerinde kaşıntıyı arttıracak veya oluşturacak bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörler varlığında kaşıntı geçme eğiliminden çok tekrarlama eğilimine girer. Bunları kontrol etmek ise basit nedenlerde oldukça kolay olacaktır. Ayak kaşıntısına iyi gelmeyen durumlar şu şekilde sıralanabilir: 

  1. ) Uzun süre özellikle hava almayan ayakkabı ile durmak 
  2. ) Ayakta kurumaya neden olabilecek için her gün banyo yapmak
  3. ) Çok sıcak suda duş almak
  4. ) Özellikle sıcak aylarda ayak hijyenine dikkat etmemek
  5. ) Diyabet ve cilt hastalıklarında hekime başvurmamak 
  6. ) Kaşınan bölgeyi aşırı kaşımak 
  7. ) Banyo yaparken cildi aşırı ovmak ve deriye zarar vermek 

Hamilelikte Ayak Kaşıntısı

Hamilelikte kaşıntı görülebilecek bir durumdur. Bazı kadınlar her yerde kaşıntı yaşarken, bazıları bunu özellikle elleri, ayakları, göbekleri veya göğüsleri gibi belirli vücut kısımlarında hisseder. Kaşıntının nedeni basit bile olsa özellikle hamilelik döneminde kadına büyük sıkıntı yaratabilir. Gece uyku bozukluğuna kadar ilerleyebilir. Hamilelik döneminde olası ayak kaşıntısının nedenleri şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Hormonal değişiklikler

Hamilelik dönemin hormonal değişiklikler cildi de etkileyerek kaşıntıya neden olabilmektedir. Bu kaşıntıların nedenlerinden biri de bebeğin düzgün büyümesi için hamileyken bağışıklık sisteminin farklı çalışmasıdır. Bazı işlevler aşırı arttırılır veya azaltılır. 

Hormonların ve bağışıklık sistemi değişikliklerinin kombinasyonu, ayaklarda kaşıntıya neden olabilecek bazı hamileliğe özgü cilt sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar genellikle iyileşme eğilimindedir ve doğum sonrası sıkıntı yaratmaz. Ayak kaşıntısı haricinde görülebilecek cilt değişikliği belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

 Böcek ısırıklarına benzeyen küçük, kaşıntılı yumrular 

 Döküntü benzeri, kaşıntılı kurdeşen 

 Kırmızı, pullu, kaşıntılı lekeler 

2-) Sinir hassasiyeti

Hamilelik döneminde oluşan değişiklikler nedeniyle sinirler normal insanlara göre daha hassas bir hale gelebilir. Yani terleme, sıcaklık, dar giysiler, yatakta uzanma, ayakkabı giyme gibi normal aktiviteler bile sinir hassasiyetinden dolayı, hamilelerde kaşıntıya neden olabilmektedir. 

3-) Cilt gerilmesi

Hamilelik döneminde kadınlarda büyüyen bebekle orantılı olarak özellikle karın bölgesindeki deri gerilir. Bu gerilmeye bağlı olarak da ciltte çatlamalar ve kaşıntı oluşabilir. Bunun gibi artan ağırlık nedeniyle ayaklar daha fazla yük taşımaya başlar. Bu yük taşınması sonrasında ayaklarda çatlaklar ve kaşıntı görülebilmektedir. 

4-) Kolestaz

Gebelikte basit nedenler dışında gebeliğin intrahepatikkolestazı gibi ciddi durumlar da kaşıntı nedeni olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu hastalık genellikle 3. trimester yani 6-9. aylar arasında ortaya çıkan bir karaciğer hastalığıdır. Normalde karaciğer, diyetteki yağın parçalanmasına yardımcı olmak amacıyla sindirim sistemine safra üreterek gönderir. 

Hormonal ve sindirim değişiklikleri ve olası genetik yatkınlık, karaciğerin gerektiği gibi çalışmamasına neden olabilir ve bu da safra asitlerinin vücutta birikmesine izin verir. Bu safra oluşumu, özellikle ellerde ve ayaklarda yoğun bir kaşıntıya neden olur. Kolestaz bebek için tehlikeli olabilir. Erken doğum, fetal sıkıntı ve hatta ölü doğum riskini arttırır.

Ayak Kaşıntısı İçin Hangi Doktora Gidilmelidir?

Ayak kaşıntısı için gidilmesi gereken bölüm, altta yatan duruma göre değişiklik gösterir. Sedef hastalığı, egzama gibi cilt rahatsızlıklarından kaynaklanan ayak kaşıntısında gidilmesi gereken bölüm dermatolojidir. Uyuz hastalığı için ise yine dermatoloji veya enfeksiyon hastalıkları bölümüne gidilebilir. Ayak kaşıntısı genelde basit nedenler kaynaklıdır. Bu yüzden ek semptomların oluşması veya kaşıntının çok uzun sürmesi durumunda bir hekime başvurmak yeterli olacaktır.  

Bunlar dışında ayak kaşıntısına neden olabilecek durumlar da bulunmaktadır. Bunlar da şu şekilde sıralanabilir:

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Ayak Kaşıntısı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Ayak kaşıntısını ne geçirir?

Ayak kaşıntısını geçirmek için öncelikle altta yatan durumun bilinmesi gerekir. Ayağın uzun süre ayakkabı içinde kalması, fazla nemlenmesi gibi basit durumlarda, kullanılan ayakkabının değiştirilmesi, fazla kuruma oluyorsa banyo sıklığını azaltılması veya nemlendirici kullanılması gibi yöntemlerle durum kolaylıkla kontrol altına alınır. Ancak sebep dermatolojik bir hastalıksa bir hekime başvurup tanısı alınmalı ve tedavi başlanmalıdır.

Int. Dr. Ahmet Kerim Demirbaş

Ayak kaşıntısı neye işarettir?

Ayak kaşıntısı genelde ayağın fazla nemli veya kuru kalması gibi basit nedenlerden kaynaklanır. Ancak bazı durumlarda, dermatolojik hastalıklar veya diyabet gibi hastalıklarda kaşıntıya neden olabilmektedir.

Int. Dr. Ahmet Kerim Demirbaş