Haşimato
Haşimato hastalığı, tiroid bezinin iltihaplanması olarak ifade edilmekte olup, tedavisi ömür boyu sürmektedir.
Haşimato Nedir?
1912 yılında bir Japon olan Akira Hashimoto, bu hastalığı bulması ile adı bu hali almıştır.
Haşimato hastalığı, boğazımızda adem elması dediğimiz tiroid kıkırdağın önündeki tiroid bezinin kronik yani uzun süreli iltihaplanması durumudur. Bu iltihaplanma sonucu fibrozis denilen ağır durum da oluşabilmektedir. Herhangi bir enfeksiyon durumu oluşturan etkenle karşılaşma bu hastalığı tetikleyebilir. Genel olarak idiopatik gruptadır yani nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Hücresel ve sıvısal (hümoral) bağışıklık sistemi dediğimiz vücudumuzun enfeksiyonlara, mikroplara karşı savunma mekanizması olan sistemimizin tiroid bezine hücum etmesi saldırması kaynaklıdır. Ana olayı gerçekleştiren hücreler lenfositlerdir. Bu savunma sistemleri daha çok hücrenin kendi kendini imha ettirici (apopitoz) mekanizmayı çalıştırması söz konusudur. Sonucunda tiroid bezi hücrelerinin ölümü gerçekleşir.
Tiroit bezine özgü gerçekleşen bir hastalıktır.
Vücudumuz kendi dokusu olan tiroid bezini yabancı olarak görür ve saldırmaya başlar. Bu mekanizma enfeksiyonlarda olduğu gibi antijen antikor etkileşimi şeklindedir fakat antijen olarak görülen tiroid bezi dokusudur.
T hücrelerinin aktivasyonunda artış söz konusudur. T hücreleri gereğinden fazla üretilir ve çalışırlar.
Haşimato tiroiditi (HT) büyük çocuklarda ve gençlerde sonradan kazanılmış olan (doğuştan olmayan) tiroit hormonu azlığının en sık nedenlerindendir.
Halk arasında yaygın olarak görülmekte ve kız çocuklarında, kadınlarda sıktır. Erkeklerde daha az görülmesine rağmen tiroid yetersizliği durumundaki payı yine de önemli derecededir.
Hastaların çoğu tiroid yani hem kanındaki T4 hem TSH miktarı normal sınırlarda olan hasta grubu şeklindedir. Geri kalan kısmı da subklinik yani klinik durumuna yansımayan ama tanı koyduracak ölçüm aralığında olan, aşikar tiroid azlığı (aşikar hipotiroidizm) ya da subklinik hipertiroidizm (kliniğe yansımayan tiroid fazlalığı) şeklinde olabilmektedir. Subklinik hipertiroidizm durumunda yine kandaki T4 düzeyleri normaldir. Fakat TSH miktarı azdır. Tiroit hormonunu hipofiz bezi tiroid hormonun çalışmasını azaltması söz konusudur.
Haşimato hastalığında genetik özellikler önemli bir yere sahiptir ve dolayısıyla bazı hastaların ailelerinde de tiroid hastalığı olması beklenir. Ama her hastada bu olacak diye bir şey de yoktur. Hastaların birçoğunda eşlik eden başka otoimmun hastalıklar (vücudun kendi savunma mekanizmasının kendi dokusuna zarar verecek hal aldığı hastalık durumu patolojisi) gözlenmiştir. Bu otoimmun hastalık çeşitlerinden en sık eşlik eden ise diyabet hastalığının 1. tipte olanıdır. Çölyak hastalığı, hipertansiyon da yine eşlik eden hastalık durumlarındandır.
Haşimato hastalığında hastanın yaşı, cinsiyeti, aile bireylerindeki gözlenme durumu, hastaneye ilk başvuru şikayeti önemli bulgulardandır.
Haşimato hastalığında HLA doku grupları (dokuların uyumu) guatr ve tiroidit gelişimi oluşacak şekildedir. HLA-4 ve HLA-5 grubu guatrı oluştururken HLA-3 grubu atrofinin yani doku kaybının oluştuğu tiroiditi meydana getirir.
Hastalığın vücuda etkisinin arttığı durumda tanı konulurken birçok hastada bu durumun remisyona uğradığı yani kendiliğinden geçtiği de bildirilmektedir. Buradan direkt olarak haşimato hastalığının dinamik halde değişken özellikli bir hastalık olduğu anlaşılmaktadır ki bu durum da hastanın tiroid bezi işlevleri aralıklı olarak gözlemlenmeli takip edilmelidir.
Endemik iyot eksikliğinin olmadığı bölgelerde edinsel tiroid hormon azlığı durumunun ve guatrın en önemli nedenlerindendir.
Haşimato hastalığı pernisiyöz anemi, addison, alopesi, vitiligo, Tip 1 otoimmün poliglandüler sendrom (OPS) ile beraber görülebilmektedir. OPS açısından özellikle dikkatle izlenmelidir.
Haşimato hastalığı aynı zamanda bazı kromozomal hastalıklar ile de ilişkilidir. Down sendromu, turner sendromu, kliniferter sendromu bunlardan bazılarıdır ve bu hastalıklara sahip kişiler haşimato hastalığı açısından incelenebilir.
Haşimato hastalğı doğrudan lenfosit çeşidi savunma hücreleri ilişkili bir hastalık olduğundan bu hastaların bir kısmında tiroid kanseri gelişebilmektedir ve metastaz yapması yani başka dokulara yayılımı söz konusu olabilmektedir.
Haşimato hastalarının yine bir kısmında lenfoma gelişimi söz konusudur. Bu durum çok önemli bir komplikasyon gelişimidir. Bu nedenle haşimato hastalığı özenle tedavi edilmeli ve nadir de olası komplikasyonların gelişmemesi açısından takip edilmesi gerekmektedir.
Haşimato Belirtileri Nelerdir?
Genel olarak ciddi bir bulgu vermediği durumlarla karşılaşılmaktadır. Çoğu haşimato hastasında tiroid hormonları olan T3, T4, TSH hormonları normal düzeydedir. %10 kadar bir kısımda hipotiroidi düzeyindedir. Yani kandaki T3 ve T4 düzeyleri düşmüştür. Fakat bu hormon miktarını arttırmak amacı ile tiroid bezini uyarmaya giden TSH miktarı artmıştır.
Haşimato hastalığında başlangıçta tiroid hormonunun kan düzeyinde bir miktar fazlalığı söz konusudur. Daha sonra artan tiroid bezi hasarı ile tiroid hormon yetmezliği görülür.
Bu hastaların en sık şikayetleri guatrdır. Genelde hastaneye başvuru sebepleridir. Guatr sıklığı durumu ise kliniğe yansımayan hipertiroidi (kan düzeyi tiroid fazlalığı) durumlarının hemen hemen hepsinde görülürken diğer durumlarda da (subklinik hipotiroidi, ötiroidi) görülebilmektedir. Fakat bu oran %50 düzeylerinde olmaktadır.
Haşimato hastalığında kan tiroid düzeyine bağlı olarak gelişim geriliği görülebilmektedir. Yaklaşık her dört hastanın birinde bu durum gözlenmektedir. Bunların dışında bu hastaların ortak bulguları arasında kilo alımında artış, daha az olmakla birlikte kilo kaybı bir kısmında da hipertiroidinin klinik bulgusu olan sinirlilik durumudur ki bu sinirlilik hali doktor tarafından özel olarak hastanın öyküsüne göre, karakter özellikleri dışında düşünülerek söylenmesi daha doğrudur. Kişinin kendisini sinirli bulma durumu yanıltıcı olabilmektedir.
Haşimato hastalığında hasta kan düzeyinde tiroid azlığı olan bulgularından olan boyun kısa kalması ya da kilo alma bulguları da karşılaşılabilecek durumlardandır. Bu bulguların dışında çarpıntı, kabızlık, kilo artışı, iştahta artma, halsizlik hissi şeklinde de olabilir. Hipotiroidili kadınlarda adet döngüsünde düzensizlikler görülebilmektedir. Normalden daha fazla miktarda kan gelmesi ya da adet döngüsü düzeninde gün olarak uzama şeklinde seyredebilmektedir.
Haşimato Nedenleri Nelerdir?
Aşırı iyot almak haşimato nedenleri arasındadır. Genetik açıdan yatkın bireylerde bunun etkisiyle sık karşılaşılır. Türkiye’de 1999’lu yıllarda tuz kaynaklarının iyot açısından zenginleştirilmesi ile daha sık karşılaşılmaya başlamıştır. Vücutta aşırı alınan iyot tiroid hormonunun sentezlenmesini engellemeye başlar ve otoimmun savunma sistemini aktifleştirebilir.
Genel olarak haşimato hastalığında neden tam olarak bilinmemekte yani idiopatiktir. Fakat virüslerle, bakterilerle, mantarlarla veya başka bir enfeksiyon söz konusu olduğunda vücudumuz bir nevi kontrolden çıkabilir ve kendi dokusunu düşman olarak algılayabilir. Bu tür hastalıklar otoimmun hastalıklardır.
Gebelik, sigara kullanma, selenyum miktarının azlığı da haşimato hastalığına yatkınlık oluşturabilmektedir. Selenyum bilinmeyen bir mekanizmayla otoantikorların oluşturduğu etkiden tiroid dokusunu korumaktadır.
Haşimato hastalığında şikayetler genellikle kanda tiroid hormonu azlığı nedeninden kaynaklıdır.
D vitamini immun sistem üzerine etkilidir ve yapılan çalışmalarda haşimato hastalığında da bu vitaminin vücut üzerindeki etkisi bu hastalığın mekanizmalarıyla ilişkili bulunmuştur.
Haşimato Teşhisi
Guatr bulgusu olan hastalarda haşimato hastalığından şüphelenilebilir. Fakat guatr demek direkt olarak haşimato demek değildir. Diğer bir otoimmun hastalık olan graves hastalığında da görülmektedir. Genelde iyot eksikliği durumunda tiroid bezinin açığı kapatmak amacıyla daha fazla büyümesi durumudur.
Hastaların fizik muayenesinde guatr hepsinde olmasa da karşılaşılan bir bulgudur ve lastik kıvamına bir sertlik söz konusudur fakat ciddi bir sertlik durumu az bir hasta grubunda görülür.
Tiroid bezinin ultrason yoluyla da yapısı incelenebilir. Haşimato hastalığı olan kişilerin tiroid ultrasonografi sonucu incelendiğinde yaygın, büyümüş, doku tipinin her bölgede aynı olmadığı heterojen şekilde tiroid bezi görülmektedir.
İdrar iyot düzeyine bakılabilir. Tiroid sintigrafisi de yine istenebilecek tetkikler arasındadır.
Haşimato hastalığında büyük bir kısımda kan tiroid hormon düzeyleri normaldir, fakat yine de kan tiroid hormonları bakılmaktadır.
Laboratuvarda bakılacak değerler tirotropin (TSH yani tiroit salgılatan hormon), otoantikorlardan (vücudun kendine zarar veren koruyucu hücrelerin salgıladığı maddeler) olan anti-troglobulin ve anti-peroksidazdır. Bunlar kemülisans denilen yöntem ile ölçülebilir. Yine haşimato hastalığında serumda gamma globülin dediğimiz protein miktarı elektroforez yoluyla bakılabilmektedir.
Aşikar tiroid hormon azlığı ile kliniğe yansımayan tiroit azlığı gruplarında otoantikor miktarlarının dereceleri arasında pek bir fark olmadığı görülmektedir.
Haşimato hastalığında genetik faktörler çok önemli olabilmektedir. Bu nedenle aile yakınları da haşimato hastalığı açısından taranmalıdır.
Eğer hastalarda nodül gelişimi varsa ve tedaviye yanıt yoksa dokudan ince iğne aspirasyon biyopsisi yöntemi ile patolojik değerlendirilmesi istenmelidir.
Haşimato hastalığında sintigrafi çeşidi görüntüleme sonucunda aktivitenin az olduğu nodüllü sonuçlar da çıkabilmektedir.
Haşimato Tedavisi
İçerisinde l-tiroksin bulunan ilaçlar hipotiroidi tedavisinde kullanılmaktadır. Hastalık başladıktan sonra bu tür yapay tiroid hormonları ile günlük tiroid hormonu eklemesi yapılır. Hormon tedavisi sonucunda hasta hipotiroidi (tiroid hormon azlığı) durumundan ötiroidi durumuna dönüşebilir.
Bazı hastalarda direk ötiroid durumu söz konusudur ki bu durumda tedavi gerekmez. Bazı hastalarda da iatrojenik hipertrofi (nedenini bilemediğimiz şekilde gelişen tiroid bezi büyümesi) şeklinde tiroid bezi gözlemlenmiştir.
Bu hormon takviyesinde hastalığın ciddiyetine ve hastanın durumuna göre bir nevi deneme yanılma yoluyla hormon verilir ve bunu iyi ayarlamak çok önemlidir. Gereğinden fazla verilen hormon miktarı hipertiroidi durumuna yol açabilir.
Levotiroksin sodyum etken maddeli hormonu içeren ilaç bu grup hastalarda kullanılabilir. Dozu iyi ayarlanmadığı gereğinden fazla verildiği durumlarda kalp çarpıntısı derecesinde artma görülebilmektedir.
Hastalar ömür boyu tedavi görmektedir. Fakat bir kısım hastalarda kendiliğinden düzelme de olmaktadır.
Haşimato hastalığında gebelik durumu söz konusu ise tiroid replasman tedavisi ile eksik olan hormon miktarı karşılanır ama yine de gebeliği devam ettirememe durumu söz konusu olabilmektedir.
İyot tiroid bezinin çalışmasını arttırdığından bu grup hastalarda iyot kısıtlaması hastanın durumuna göre önerilebilmektedir.
Gebelik düşünülen durumlarda TSH düzeyi bakmak çok önemlidir. Hedef TSH düzeyine ulaşmak için yeterli tiroid hormonu alınmalıdır.
Haşimatoya Ne İyi Gelir?
Selenyum alınması otoimmun olarak tiroid bezinin hasarlanmasında koruyucu etkisi vardır. Selenyum içerikli beslenme bu grup hastalarda etki edebilir. Fakat selenyum ne kadar otoantikor miktarını düşürse de tedaviye iyi gelmesi ile ilgili net bir veri yoktur. Selenyum minerali başlıca brezilya cevizinde, balıkta, kırmızı ve beyaz etlerde bulunmaktadır.
Haşimatoya Ne İyi Gelmez?
Deniz ürünlerinde iyot miktarı fazlaca bulunur. İyot haşimato hastalığının ortaya çıkmasını etkileyen temel unsurlardandır. Haşimato hastalığında klinik seyir değişkendir fakat genel olarak iyotsuz beslenmek gerekir.
Haşimato İlaçları
Bu ilaçlar genel olarak hayat boyu kullanılırlar. Haşimato hastalığında ilaçlar tiroid hormonunun eksiğini kapatacak şekildedir. Levotiroksin etken maddesi de bu grupta kullanılan tiroid hormonlarındandır. Aşırı alımında kalp atıp hızında artış, çarpıntı, uykusuzluk durumları yapabilir. Bu grup ilaçlar sabahları her gün aynı saatte olacak şekilde alınırlar. İlacın etkisi için birkaç hafta geçmesi gerekir.
Bu ilaçlar normal fizyolojik dozda verilen ilaçlardır yani günde en fazla 0,15 mg olacak şekilde alınırlar. Alınan tiroid hormonu levotiroksin şeklindedir ve yaşlılarda, kalp damar hastalarında da daha düşük dozda başlanılması önerilir.
Tedavide bölgesel semptomları gidermek için kortikosteroid grubu olarak bilinen ilaçlar da kullanılabilir. Bunların başlıcası prednizondur.
Tedavi için önerilen ilaç grupları isimleri bilgilendirme amaçlıdır. Doktora başvurmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.
Haşimato Ameliyatı
Cerrahi tedavi haşimato hastalığında nadiren uygulanır. Haşimato hastalığında hastalığın izlemi ve kolay tedavisi ile hastalık genellikle ciddi bir hal almaz. Nodül gelişimi gözlenen durumların bazılarında ameliyat söz konusu olabilmektedir.
Kortikosteroid grubu ilaçların kullanımında tedavi yanıtı oluşamamışsa oluşan hızlı ve anormal tiroid bezi büyüklüğünün sonucu olan tiroid bezinin tıkanması durumunda cerrahi tedaviye başvurulmaktadır.
Çocuklarda Haşimato
Kız çocuklarında daha fazla görülmektedir. Bu oran yaklaşık erkeklerde görülenin 2 veya 3 katı kadardır. Ergenlik döneminde zirve durumda gözlenir.
Çocuk yaş gruplarında ve ergen yaş grubu hastalarda tiroid bezinin en sık görülen hastalığı haşimato hastalığıdır. Tiroid hormonu gelişim açısından çok önemlidir. Haşimato hastalığında da tiroid hormon azlığı sık görüldüğünden çocukluk döneminde büyüme gelişimi etkileyebilir.
Bebeklerde Haşimato
Haşimato hastalığı bebeklerde daha nadiren görünmektedir. 0 ile 3 yaş arası çok nadirdir. 6 yaşından sonra daha bir belirgindir. Bebeklerde haşimato hastalığından çok annede haşimato hastalığı varlığı daha tutulur bir konudur. Annelerin haşimato hastası olduğu durumlarda bebekte doğuştan tiroid azlığı durumu ya da geçici olarak tiroid azlığı durumu görülebilmektedir. Tiroid hormonu bebekler için büyük önem arz eder. Anne karnında bebeğin sinir ve beyin gelişimini etkilediğinden tiroid hormonun az olduğu durumlarda zeka geriliği gözükebilmektedir.
Yine bebeklerde de haşimato hastalığı tanısı klasik ultrason sonuçları ve tiroid bezine zarar veren otoantikorları gösteren sonuçların pozitifliği ile konabilir.
Hamilelikte Haşimato
Gebelik döneminde haşimato hastalığı hem anne hem de bebek için büyük önem arz eder. Bu durumda genelde en önemli şey anne ile bebek arasındaki önemli bağlardan biri olan plasentaya geçen tiroid bezini harap eden otoantikorların yapısına ve ne kadar geçtiğine bağlıdır. Bu geçiş sonucunda en sık görülen durum geçici seyreden yeni doğan bebeğin tiroid hormon azlığıdır.
Gebelik sırasında haşimato hastası anne ötiroid durumda yani tiroid bezi normal çalışır durumda olabilir. Böyle olsa bile anne tiroid fonksiyonları açısından yakından izlenmelidir. Bebeğin de yenidoğan dönemi sırasında izlenmesi gerekmektedir.
Gelişmiş ülkelerde yetişkin kadınlarda en sık tiroid fonksiyon bozukluğu nedeni yine haşimato hastalığıdır. Bu yüzden gebelik sırasında bu hastalığa ayrı bir dikkat gerekmektedir. Bu hastalık ile gelen hamilelerin çoğunda tiroid hormonu az bulunur. Kısmen de tiroid hormon fazlalığı olabilmektedir. Bu hastalığa sahip kadınların bebeklerinde topuk kanından TSH hormonu bakılır.
Doğuştan gelen tiroid hormon azlığı durumu olan bebeklerin beşte birinde annenin otoimmun tiroid hastası olduğu bilinmektedir. Bundan ötürü her haşimato hastasının bebeği bu açıdan incelenmelidir.
Birden çok doğum yapan kadınlarda her çocukta aynı klinik durum gözlenmek zorunda değildir. Bir doğumda yeni doğan bebeğin değerleri normal bulabileceği gibi diğer doğumlarda geçici tiroid hormon azlığı ya da doğuştan tiroid hormon azlığı görülebilir.
Anneden geçen bu otoantikorlar genel olarak birkaç ay içinde yok olur. Bebeğin kanında da buna bağlı olarak 4-12 ay içinde kaybolması beklenir. Bu süreye göre de bebekte hipotiroidi dediğimiz durum ortadan kalkabilmektedir.
Bu hastalığın iyi olan yönü ise yeterli izlem ve tedavi ile rahat bir başarı elde edilmesidir.
Tedavi edilmeyen durumlarda anne adayı için ciddi durumlar oluşabilmektedir. Özellikle kalp yetmezliği ve komaya girme durumları gerçekleşebilmesi açısından dikkat edilmesi gerekir.
Ayrıca tiroid hormonu bebeğin zeka gelişimi açısından çok önemlidir. Gebelerde tiroid bezinin yine büyüyebilmesi söz konusudur ama bu guatrda olduğu kadar çok beklenmez. Sonuçta gebeliğe girilmeden ya da gebelik durumunun başında tiroid fonksiyon testleri yapılmalıdır. Bazı gebe kadınlarda da doğumdan sonra hemen bir iki yıl içinde tiroid bezi hastalıkları gelişebilir. Bu duruma postpartum tiroidit denmektedir.
Hamile kadınlarda genel olarak haşimato hastalığında hormon düzeyleri normal yani ötiroid durumda ise tedavi edilmezler. Tedavi gerçekleşmesi için tiroid hormon düzeyinde değişiklik söz konusu olmalıdır. Tiroid hormonun yetersiz olduğu durumlarda doktorun belirleyeceği düzeyde bebeğin kanına da geçme durumu düşünülerek yapay tiroid verilebilir. Bu verilecek doz miktarı hamilelik boyunca değişik düzeylerde olabilir.
Haşimato için Hangi Doktora Gidilir?
Tiroid bezi endokrin bir organdır yani iç salgı bezi hormonudur. dolayısıyla bu organ hasarı durumlarında endokrinoloji polikliniğine gitmek gerekmektedir. Haşimato hastalığının gerek kendi belirti ve bulguları gerekse eşlik ettiği hastalıkların belirti ve bulguları Dahiliye (İç Hastalıkları) bölümünün de ilgi alanındadır ve bu bölüme de başvurulabilmektedir.
Hashimoto ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Haşimato öldürür mü?
Bu tür hastalarda genel olarak ağır bir klinik durum gözlemez ve çoğunlukla hastalar tarafından fark edilmemek de normal karşılamaktadır. Haşimato hastalığı ölüme sebebiyet vermez. Ancak beyin, böbrek ve kalp hastalıkları gibi ciddi komplikasyonlar oluşabilir.
Haşimato hastalığı kanser yapar mı?
Haşimato hastalığı ile kanser arasında kanıtlanan bir bağ yoktur. Ancak haşimato tiroidi nodül oluşmasına sebep verdiği için kansere yol açtığı düşünülüyor. Nadir de olsa kansere ilerleyen durumlar söz konudur. Fakat bu kanserlerin de az bir kısmı kötü prognozdadır. Tüm bunlara rağmen kansere sebep olduğu hakkında bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır.
Haşimato hastalığında nasıl tuz kullanılmalı?
Tuz kullanımı genel olarak dünya üzerinde en çok türk toplumunda görülmektedir. Tuzun gerektiği kadarı besinlerin kendi içeriğinden zaten karşılanmaktadır. Haşimato hastaları tuz kullanabilir fakat iyotsuz olması önerilir. Marketlerde satılan tuzların büyük çoğunluğu iyotludur. Tuz alırken özellikle iyotsuz tuz olup olmadığı sorulmalı ve iyotsuz tuz alınmalıdır.
Haşimato hastaları iyotlu tuz kullanılmalı mı?
Tuzdan fakir diyet önerilmektedir. Bu hastalığın gelişmesinde iyot alımındaki artış önemlidir ve iyot içermeyen diyetler önerilir. Deniz ürünlerinde de iyot miktarı fazladır ve bu tür beslenmeye de dikkat etmek gerekir.
Haşimato hastalığı tamamen iyileşir mi?
Bu hastalık hayat boyu sürer ve ömür boyu ilaç almak gerekir. İlaçlar hastalığın semptomlarının oluşmasında yeteri kadar önleyicidir. Hastalar iyi bir tedavi ve bakım ile normal bir şekilde yaşamaya devam edebilir. Bazı hastalarda ilaç kullanmadan kendiliğinden geçtiği de görülmüştür.
Haşimato adet düzensizliği yapar mı?
Adet düzensizlikleri, haşimato hastalarında bulunan bulgular arasında sıktır ve kanama miktarında artış, adet düzeninde gecikme şeklinde olabilmektedir. Tiroid hormonunun az olması halinde düzensiz adet döngüleri yaşanabilir.
Haşimato kalp çarpıntısı yapar mı?
Tiroid hormonunda artış yaşanması, kalp atışının artmasına ve yorgunluğa bağlı olarak kalp çarpıntısına neden olabilir. Kalp çarpıntısı haşimato hastalığından ziyade, tedavi için alınan ilacın yan etkisi şeklinde görülür. Kalp çapıntısı yaşamanız halinde, buna ilacın neden olup olmadığını anlamak için durumu doktorunuz ile paylaşmanız gerekir.
Haşimato hastalığı ağrı yapar mı?
Ağrı genelde beklenmeyen bir bulgudur. Ağrılı tiroid durumunda altta yatan başka hastalıklar düşünülebilir. Haşimato hastalığı hipotiroidizme neden olursa, hipotiroidizmin ilerlemesi halinde kas ağrıları yaşanabilir.
Haşimato hastalığı tanısı nasıl konur?
Tanısı kan düzeyleri hormon ölçümüyle, doktorun yapmış olduğu fizik muayene ile, guatr durumunun gelişip gelişmemesiyle, ultrasonografi ve sintigrafi yöntemleri ile konulabilir. Alınan aile öyküsü, hastanın öyküsü destekleyici unsurlardandır.
Haşimato hastalığı ilerlerse ne olur?
İlerlediği durumlarda tiroid nodülleri gelişebilir. Az bir hasta grubunda kanser ilerlediği görülmüştür. Eşlik eden başka hastalıkların varlıklarında kalp ve damar hastalıklarına da yol açabilmektedir.