Graves Hastalığı
Basedow graves hastalığı, zehirli guatr gibi bir çok ismi olan graves hastalığı tiroit hormonunun fazlalığından olup cerrahi, atom ve ilaç tedavilerinden uygun olanı uygulanır.
Graves Hastalığı Nedir?
Tiroit hormon fazlalığının dünyadaki en sık sebebi olarak kabul edilen ve halk arasında zehirli guatr olarak da bilinen graves yada diğer bir adıyla basedow graves hastalığı, 40 yaşın altındaki kadınlarda erkekler göre 10 kat daha fazla görülür. Kadınlar arasında görülme oranı %2 civarıdır. Graves hastalığı tiroit hormon fazlalığının yanı sıra yaygın guatr yani tiroit bezinin büyümesi, oftalmopati (göz tutulumu), dermopati (deri tutulumu ve ödem) gibi hem tiroit bezi ile ilgili hem de diğer sistemleri ilgilendiren tutulumları olan geniş etkili önemli bir hastalıktır.
Graves hastalığı bağışıklık sisteminin tiroit dokusunu harap etmesi, genetik sebepler, çeşitli ilaçlar ve birçok neden sonucunda görülür.
Graves Hastalığı Belirtileri Nelerdir?
Çeşitli nedenler sonucunda vücutta tiroit hormon fazlalığına neden olan graves hastalığı sadece tiroit bezini değil vücutta birçok sistemi etkileyip ciddi belirtilere neden olabilir. Bu belirtilerin iyi bilinmesi ve erken teşhis edilip tedavi edilmesi hasta için çok önemlidir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır;
- Tiroit bezinde yaygın büyüme (Guatr)
- Gözlerde şişkinlik (Oftalmopati)
- Deride kızarıklık (Dermopati)
- Terleme artışı
- Sıcağa tahammül edememe
- Ellerde ve parmaklarda titreme
- Tansiyon artışı
- Çarpıntı ve kalp hızında artış
- İştah artışı ve kilo kaybı
- İshal
- Sinirlilik ve kaygı hali
- Kelleşme
- Kadınlarda adet miktarında ve süresinde düzensizlik
- Erkeklerde sertleşme bozukluğu
- Cinsel isteksizlik
- Jinekomasti (erkeklerde meme dokusunun büyümesi
- Kas güçsüzlüğü
Graves hastalığının göz tutulumu ve cilt tutulumu çok önemlidir. Hastalığın tanısının konmasında yardımcıdır. Ayrıca hastada çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilirler. Bu durumlara daha yakından bakalım;
- Graves göz tutulumu (Oftalmopati): Graves hastalığında göz tutulumu hastaların %30 civarında görülmektedir. Gözdeki bulgular arasında şişkin gözler, gözlerde canlı bakış, göz kuruluğu, gözlerde yanma hissi, gözlerde baskı ve ağrı hissi, gözlerde kızarıklık ve iltihaplanma, göz kapaklarında spazm ve görme kaybı yer almaktadır.
Gözde bu belirtilerin görülme nedenlerine bakacak olursak;
- Göz çevresindeki kaslarda T-lenfosit adı verilen hücrelerin birikmesi
- Göz çevresindeki kaslarda glikoz amino glikan adı verilen suda çözünemeyen maddelerin birikmesi sonucu kaslarda ödem olması. Bunun sonucunda da kaslarda sertleşme görülür.
- Göz kapaklarının kapanamaması ve geride kalması
- Optik sinir (göz siniri) hasarı
Graves hastalarında göz tutulumunun görülmesinde bazı risk faktörleri yer almaktadır. Bunlar; kadın olmak, sigara kullanmak, genetik olarak TRab (+) pozitif etkeninin olması ve daha önce radyoaktif iyot (RAİ) tedavisi almış olmak.
- Graves cilt tutulumu (Dermopati): Graves hastalığına sahip hastalarda nadir olarak görülen bir durumdur. Hastalarda genel olarak ayakların üst yüzeyinde ve bacaklarda portakal kabuğu rengi gibi kızarıklık ve ödem görülür. Göz tutulumunda olduğu gibi deri tutulumunun da nedeni olarak suda çözünemeyen karbonhidratların deride birikmesi sonucu olur. Bu durum genellikle tedavi edilmeden iyileşir. Ancak iyileşmeyen durumlarda kortizon kremleri ve iğneleri ek olarak varis çorapları kullanılabilir.
Graves Hastalığı Nedenleri Nelerdir?
Zehirli guatr hastalığı, temel olarak bilinmeyen bir nedenle kişinin bağışıklık sisteminde meydana gelen bir bozukluk sonucu oluşur. Bağışıklık sistemi vücuda yabancı maddeler ve organizmalar ile savaşırken bozukluk sonucu tiroit bezindeki hücreleri parçalamaya ve hasar vermeye yönelik savunma hücreleri üretir. Yani vücut kendi tiroit bezini yabancı bir doku gibi algılar ve onu yok etmeye çalışır.
Bu temel nedenin yanı sıra doğum sonrası dönem, aşırı iyot alımı, lityum tedavisi, bakteri ve virüs nedenli enfeksiyonlar, genetik faktörler (HLA DR tipleri), sitotoksik T lenfosit antijen 4 (CTLA 4) ve sigara kullanımı gibi etkenler de graves hastalığına neden olabilmektedir.
Graves Hastalığı İçin Risk Faktörleri
Graves hastalığı bütün insanlarda gelişebilecek bir hastalık olmasına rağmen araştırmalar sonucu bazı faktörler bu hastalığın gelişme riskini arttırabiliyor. Bu risk faktörleri şöyledir;
- Aile öyküsü: Ailede graves hastalığı öyküsü olması risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni ise HLA DR3, HLA DQA1 ve CTLA 4 gibi graves hastalığına karşı yatkınlığı arttıran genlerin genetik olarak ailesel geçişli olmasıdır.
- Cinsiyet: Kadınlarda graves hastalığı görülme durumu erkeklere göre 8-10 kat fazladır.
- Yaş: Graves hastalığı genellikle gençlerde görülen bir hastalıktır. 40 yaşın altındaki bireylerde daha fazla oranda görülmektedir.
- Bağışıklık sisteminin bozuk olduğu diğer hastalıklar: Tip 1 Diyabet, Addison hastalığı, Vitiligo, Pernisiyöz anemi, Myasitenia gravis, Çölyak hastalığı ve Romatoid artrit gibi bağışıklık sisteminin bozuk olduğu diğer hastalıklara sahip bireylerde graves hastalığının gelişme riski daha fazla görülmüştür.
- Duygusal ve fiziksel stres: Stresli günlük yaşantı, üzüntü ve hastalıkların neden olduğu bedensel yıpranma sonucu graves hastalığının oluşumu tetiklenebilir.
- Gebelik: Gebelik veya yakın zamanda doğum yapan kadınlarda tiroit fonksiyon bozukluğu olma durumu %1-2 civarındadır. Bu nedenle bu kişilerde graves hastalığının gelişme riski daha fazladır.
- Sigara kullanımı: Sigara kullanımı bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkilere sebep olan bir alışkanlıktır. Bağışıklık sisteminde meydana gelen olumsuz etkiler sonucunda graves hastalığı riski artar. Ayrıca graves hastalığı olan hastalarda göz tutulumu oluşma riski sigara kullanmayan graves hastalarına göre daha fazladır.
Graves Hastalığı Teşhisi ve Tanı Yöntemleri
Graves hastalığında erken teşhis ve tedavi hastalarda meydana gelebilecek ciddi sistemik belirtiler nedeniyle çok önemlidir. Bunun için hastalar aile hekimlerine bile başvursa uzman doktora yönlendirilmeli ve gerekli testler yapılarak tanı doğrulanmalı ve tedavisine başlanmalıdır. Hastalığın tanısının konmasında başvurulan yöntemler şu şekildedir;
- Fizik muayene ve hasta sorgusu: Graves hastalığının belirtileri doktor tarafından yapılan muayene ve sorulan sorular sonucu not edilir. Fizik muayene sırasında hastanın göz muayenesi, boyun muayenesi, bacak muayenesi, tansiyon ölçümü, nabız sayısı gibi bulgulara bakılmalı. Hastanın şikayetleri dinlenmeli ve hastaya sorulan sorular ile hasta yönlendirilmelidir.
- Laboratuar testleri: Hastaya yapılan muayene sonucunda tanıyı doğrulamak için ikinci olarak yapılması gereken hastadan kan örneği almaktır. Alınan kan örneğinde TSH (Tiroit Stimülan Hormon), T4 ve T3 gibi tiroit hormonlarına bakılmalıdır. T4 ve T3 hormonları yüksek veya normal değerde çıksa bile TSH değeri mutlaka baskılanmış olarak görülür. Bu değerlerin yanında %90 hastada TRab ( TSH Reseptör Antikoru) pozitif olarak gelebilir. Ayrıca Anti-Tg (Tiroglobulin) ve Anti-TPO (Tiroit Peroksidaz Antikoru) gravese özel olmamasına rağmen %75 oranda pozitif görülebilir.
- Radyoaktif İyot (RAİ) Testi: Tiroit bezi tiroit hormonlarını üretmek için iyot maddesine ihtiyaç duyar. Bu nedenle tiroit bezinde iyot alma hızının ve miktarının artıp artmadığını görmek için radyoaktif maddelerle işaretlenmiş iyotlar vücuda verilir. Özel bir kamera ile tiroit bezi görüntülenip çalışması yönünden incelenir. Graves hastalarında tiroit bezinde alınan iyot miktarı artmaktadır.
- Ultrasonografi (USG): Ultrason cihazı ile ses dalgaları kullanılarak tiroit bezi görüntülenir. Uygulanması çok kolay ve maliyeti uygundur. Ultrason cihazı ile tiroit bezi incelendiğinde tiroit bezinin boyutu ve yapısı hakkında bilgiler alınır. Bu yöntem radyoaktif iyot yöntemi kullanılamayan gebelerde rahatlıkla kullanılabilir.
- MRG (Manyetik Rezonans) ve BT (Bilgisayarlı Tomografi): Graves hastalarında göz tutulumunun şiddetini ve boyutunu incelemek için kesitsel ve daha ayrıntı görüntü veren MRG ve BT gibi yöntemler kullanılabilir.
Graves Hastalığı Tedavisi
Graves hastalarının tedavisi 3 farklı yöntemle yapılmaktadır. Ancak bu yöntemlerin kullanma durumu hastanın yaşına, hastalığın ciddiyetine, tiroit bezinin büyüklüğüne, eşlik eden göz tutulumu gibi belirtilere, hastanın tercihine ve gebelik durumu veya düşüncesine göre belirlenmektedir. Tedavide kullanılan yöntemler şu şekildedir;
- Anti tiroit ilaçlar: Anti tiroit ilaçlar tiroit bezinin hormon üretirken iyot kullanmasına engel olmak, hastayı RAİ (radyoaktif iyot) tedavisine veya ameliyata hazırlamak için kullanılır. Bu ilaçları kısa dönem almak ileri ki zamanlarda tiroit hormon fazlalığının tekrar oluşmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple uzun dönem kullanmak hastada daha başarılı sonuçları gösterecektir. Ayrıca hastada yan etkilerin görülmesi durumunda derhal uzman doktora başvurulup ilacın kesilmesi gerekir.
- Beta Bloker ilaçlar: Beta bloker ilaçlar tiroit bezinde tiroit üretimini etkilemez ancak aşırı miktarda üretilen tiroit hormonlarının vücutta yaptığı etkiyi düzeltmek ve hastada meydana gelebilecek kalıcı sağlık sorunlarının önüne geçmek için kullanılır.
- Radyoaktif iyot tedavisi (Atom tedavisi): Vücuda verilen radyoaktif iyot maddeleri vücutta iyodun kullanıldığı başlıca yer olan tiroit bezine gidecektir. Tiroit bezinde aşırı miktarda çalışıp fazla tiroit hormonu üreten hücreler iyoda ihtiyaç duyacağı için radyoaktif iyotları hücre içine alacaktır. Bu radyoaktif iyotlar hücre içine alındıktan sonra aşırı derecede çalışan hücreyi yok edecek ve tiroit bezinin küçülmesini sağlayacaktır. Bu etkiyle beraber birkaç ay içinde hastada görülen belirtiler zamanla düzelecektir. Ancak radyoaktif iyot tedavisi graves göz tutulumu olan ve görme problemi yaşayanlarda durumu daha da ciddileştirebileceğinden önerilemeyebilmekle beraber gebelerde ve emziren kadınlarda kesinlikle kullanılamaz. Kuzey Amerika’da en çok tercih edilen yöntem radyoaktif iyot tedavisi iken Avrupa ve Asya ülkelerinde ilk tercih olarak genellikle anti-tiroit ilaçlar kullanılmaktadır.
- Cerrahi tedavi: Kanser olduğu kesinleşen durumlarda, genç hastalarda, gebelerde yada gebelik düşünen hastalarda, anti-tiroit ilaçlara alerjisi olanlarda, tiroit büyümesinin boyundaki yapılara bası yaptığı hastalarda ve Radyoaktif iyot tedavisinin yapılamayacağı veya istenmediği durumlarda cerrahi tedavi yapılmaktadır. Tiroit ameliyatını yapan doktorun deneyimli olması gelişebilecek komplikasyonlar nedeniyle çok önemlidir.
- Graves göz tutulumu (Oftalmopati) tedavisi: Graves hastalığında göz tutulumunun tedavisi durumun ciddiyetine değişmekle beraber mutlak ve çok önemlidir. Hafif belirtiler olan hastalarda suni (yapay) gözyaşları ve geceleri göz yağlama jelleri yeterli olabilir. Belirtileri ciddi olan hastalarda yapılan tedaviler şöyledir;
- Kortikosteroitler: Steroid ilaçlar (Prednizon) ile gözlerin etrafındaki ödemler ve şişkinlik azaltılabilir.
- Gözlük kullanımı: gözlerde meydana gelen çift görme durumu sonucunda gözlük tedavisi verilebilir.
- Orbita dekompresyon cerrahisi: Göz küresinin bulunduğu yuvalarda ve göz çevresinde bulunan hava boşluklarının çıkarılarak gözün kendi konumuna yerleştirilmesi işlemidir. Genellikle görme sinirine baskı olan durumlarda kullanılır.
Graves Hastalığı İlaçları
1. Anti Tiroit İlaçlar:
- Propiltiourasil ve Metimazol: Her iki ilaç da tiroit hormonlarının üretilmesi için lazım olan iyodun bağlanmasını engeller. Propiltiourasil aynı zamanda kanda T4 hormonunun T3 hormonuna dönüşmesini engeller. Ancak Metimazol daha kuvvetli bir ilaçtır ve tiroit üzerindeki etkisi daha hızlı başlar.
- Yan etkiler: Döküntü, eklem ağrısı, karaciğer yetmezliği, beyaz kan hücrelerinde azalma
Metimazol hafif doğumsal kusurlara neden olabileceği için gebeliğin ilk üç ayında Propiltiourasil kullanılır. Ancak ilk üç aydan sonra tekrar Metimazol kullanımına geçilir.
2. Beta Bloker İlaçlar:
- Propranolol, Atenolol, Metoprolol, Nadolol
- Yan etkiler: Astımı tetikleyebilir, kalp hızında yavaşlama yapabilir, uyuklama ve güçsüzlük, alerjik reaksiyonlar, baş ağrısı
Graves Hastalığı Ameliyatı
Tiroit ameliyatlarının çeşitli yapılma durumları vardır. Bu durumlara sahip bireylerde tiroit tümüyle yada tiroidin büyük bir parçası ameliyat ile alınarak hasta tedavi edilir. Ancak ameliyattan önce hasta metabolik olarak tiroit hormon fazlalığı altında olmamalıdır. Bu nedenle hasta anti tiroit ilaçlar ile ötroit hale yani normal düzeye getirilmelidir. Ayrıca tiroit bezindeki damarlanmayı azaltarak bezde üretilen tiroit hormon miktarını azaltmak gerekmektedir. Bunun içinde süper doymuş potasyum iyodür ameliyattan 10 gün önce hastaya başlanır. Tiroit hormonunun azalma sebebi ise hastaya fazlaca verilen iyot “Wolf-Chaikoff” etkisi olarak bilinen etki ile tiroit hormon üretimini baskılar.
Radyoaktif İyot (RAİ) tedavisini reddeden yada anti tiroit ilaçların ciddi yan etkilerinin görüldüğü hastalarda tiroit bezinin tümü yada tümüne yakını alınmalıdır. Bu yöntemlere bakmak gerekirse;
- Total Tiroidektomi: Tiroit bezinin her iki lobu da ameliyat ile çıkarılarak hasta kapatılır.
- Subtotal Tiroidektomi: Tiroit bezinde 7-8 gramlık bir doku bırakılarak yapılan ameliyattır. Subtotal tiroidektomi sonrası kalan küçük dokuda tekrardan tiroit hormon fazlalığı görülürse ikincil bir ameliyat yada Radyoaktif iyot tedavisi yapılabilir.
Tiroit ameliyatlarında cerrahın tecrübesi çok önemlidir. Çünkü Rekürren Laringeal Sinir olarak bilinen yapı tiroit ameliyatı sırasında zarar görürse hastada ses kısıklığı ve ses kalitesinin bozulması gibi ses problemleri görülebilir. Bunun yanında soluk borusunun hasarlanması, yara yeri iltihabı, ameliyat yerinde oluşan kan göllenmesi (Hematom) ve bunun yaptığı bası sonucu nefes darlığı, yutma güçlüğü, kalıcı tiroit hormon azlığı gibi birçok komplikasyon görülebilir ameliyat sonrasında.
Tiroit ameliyatı sonrasında yaşanacak bir diğer önemli komplikasyon ise hipokalsemi denen kalsiyum azlığıdır. Bunun nedeni ise kalsiyumun kandaki dengesinden sorumlu olan hormonlardan bir tanesi olan paratiroit hormonu üreten paratiroit bezlerinin tiroit bezinin tam arkasında olması ve tiroit bezinin aşırı büyüyerek bu bezlerin görülmesini zorlaştırması sonucu yanlışlıkla bu bezlerin de çıkarılmasıdır.
Graves Hastalığı Tedavi Edilmez ise Ne Olur?
Graves hastalığı tedavi edilmez ise koma ve ölüm gibi ciddi sonuçlara neden olabilecek komplikasyonlara neden olur. Hastalarda görülebilecek bazı komplikasyonlar şunlardır;
- Kalp ile ilgili problemler: Graves hastalığı kalpte birçok önemli problemlere yol açmaktadır. Bunlar; ritim bozuklukları, kalp kaslarının yapısında ve çalışmasında bozukluklar, kalbin kan pompalama gücünde azalma sonucu kalp yetmezliği gibi önemli sorunlardır.
- Tiroit krizi: Graves hastalığında nadir görülmekle beraber hayatı tehdit eden çok önemli bir komplikasyondur. Bu durum tiroit hormon fazlalığının tedavi edilmediği yada yetersiz tedavi edildiği durumlarda gelişmektedir. Hastada tiroit hormonlarındaki şiddetli ve ani bir artış nedeniyle ateş, terleme, bilinç bozuklukları, nöbetler, kalpte ritim bozuklukları, sarılık, şiddetli olarak tansiyon düşüklüğü ve koma gibi ciddi belirtiler gözlemlenir.
- Kemiklerde kırılganlık artışı: Graves hastalığı tedavi edilmez ise tiroit hormonlarının aşırı yüksekliği sonucu hastalarda kemik kırılganlığında artış ve osteoporoz (kemik erimesi) gelişebilir.
Graves Hastalığı Hastalarına Ne İyi Gelir?
Graves hastalığı hastada birçok sistemi etkileyen bir hastalık olduğu için hasta mutlaka kendi yaşam tarzına dikkat etmelidir. Diyetine, egzersizine, ruhsal ve bedensel stres düzeyine özen göstermelidir. Bunun yanında doktorunun reçete ettiği ilaçları mutlaka düzenli olarak kullanmalı ve düzenli aralıklar ile doktor kontrolüne gitmelidir. Hasta kendisinde belirtiler görmesi durumunda ise kontrol zamanını beklemeden doktoruna başvurmalıdır.
- Beslenme: Beslenme kontrolü graves tedavisinde önemli yere sahiptir. Çünkü bazı besinler hastaya iyi gelirken bazı besinler ise hastada görülen belirtileri şiddetlendirebilir. Gluten içeren besinlerin graves hastalarına iyi gelmeme durumu olabileceği için hastalar glutensiz besinler temin ederek o besinlerle beslenmelidir. Çeşitli besinler ile de graves hastalığının etkilerinin azaltılmasına yardımcı olunabilir. Bu gıdalar ise şunlardır;
- Kalsiyumdan zengin gıdalar: Tiroit hormon fazlalığı ile kalsiyumun emilimi zorlaşabilmektedir. Bu nedenle kemiklerde kırılganlık ve erime meydana gelebilir. Bu nedenle kalsiyum takviyesi ile kemik sağlığına destek olunabilir. Süt ve süt ürünleri, brokoli, badem, bamya gibi besinler kalsiyum yönünden zengin besinlerdir. Ancak süt ve süt ürünleri içerdiği iyot bakımından mutlaka uzman doktora danışılıp kullanılmalıdır.
- D vitamini içeren gıdalar: D vitamini vücutta kalsiyum emilimine yardımcı olur. D vitaminin büyük bölümü güneş ışığı etkisiyle deride yapıldığı unutulmamalıdır. Bu nedenle güneş ışığı çok önemlidir. Ayrıca sardalya, somon, ton balığı, süt ve süt ürünleri gibi besinler D vitamini açısından zengindir. Ancak süt ve süt ürünleri ile beslenmek için mutlaka doktora danışılmalıdır.
- Magnezyum içeren gıdalar: Magnezyum eksikliği hem kalsiyum emilimini etkileyebilir hem de gravesin belirtilerini daha da kötüleştirebilir. Avokado, bitter çikolata, badem, bakliyat, kabak çekirdeği gibi besinler magnezyum içermektedir.
Graves Hastalığı Hastalarına Ne İyi Gelmez?
- Graves hastalarının kaçınması gereken besinler: Hastalar hangi besinlerin kendilerine iyi gelmediğini öğrenmek için doktorundan yada uzman diyetisyeninden bilgi almalıdır. Hastalar ayrıca kendisine iyi gelmeyen besinleri bir gıda günlüğü şeklinde yazarak takip ederek bu besinlere dikkat edebilir.
- Gluten: Çölyak hastalarında graves görülme riskinde artış olduğu için ve graves hastalığı da bağışıklık sistemi kökenli olduğu için glutenli besinlerden kaçınmak gerekir. Buğday, çavdar, arpa, yulaf, irmik, kuskus, makarna gibi besinler gluten içeren besinlerdir.
- Aşırı iyot kullanımı: Aşırı iyot alımı sonucu hastalarda tiroit hormon üretimi tetiklenebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle doktorunuza danışarak günlük iyot ihtiyacı öğrenilmelidir. Tuz, ekmek, deniz ürünleri, peynir gibi ürünler iyot içeren besinlerdir. Bu besinleri aşırı tüketmekten kaçınılmalıdır.
- Kırmızı et ve hayvansal gıdalar: Et, tavuk eti, domuz eti, balık eti ve hayvansal ürünlerin aşırı tüketilmesi sonucu tiroit hormon fazlalığı riskinde artış olduğu çalışmalar sonucunda görülmüştür.
Gebelik ve Graves Hastalığı
Graves hastalarında görülen tiroit hormon fazlalığı hem annede hem de bebekte ciddi hasarlara neden olabilmektedir. Gebelikte tiroit hormon ihtiyacı fizyolojik olarak artar. Bunun nedenleri arasında östrojen hormonunun artışı, böbreklerde kan süzülme hızının artışı ve annenin bağışıklık sisteminin etkilenmesi gibi faktörler yer alır. Bu faktörler sonucunda tiroit hormonunun idrarla atılımı artar ve kandaki değeri azalır böylece tiroit hormon yapımı uyarılır, tiroit bezinin çalışması artar, tiroit bağlayıcı proteinlerin yapımı artar ve bütün bu etkenler sonrasında annede guatr (tiroit bezi büyümesi) gelişir ve tiroit hormon miktarı artar.
Tiroit hormon miktarının aşırı artışının yanında gebe olmayan hastalarda kullanılan Metimazol ilacının ilk üç ay, Radyoaktif iyot tedavisinin ise gebelerde kullanılmasının kesinlikle yasak olduğu unutulmamalıdır.
Tiroit hormon fazlalığı sonucu düşük yapma, erken doğum, bebekte tiroit bezinin fonksiyon bozukluğu, bebekte büyüme geriliği, annede kalp yetmezliği ve tansiyon yüksekliği gibi riskler artış göstermektedir. Bu nedenle uygun tedaviler mutlaka tedavi edilmelidir.
Çocuklarda Graves Hastalığı
Graves hastalığı çocuklarda ve ergenlik çağındaki gençlerde tiroit hormon fazlalığının en sık sebebi olmakla beraber belirti, tanı, tedavi ve komplikasyonlar yönüyle erişkinler ile hemen hemen aynı özelliklere sahiptir.
Graves Hastalığı için Hangi Doktora Gidilmeli?
Graves hastalığı kişide birçok sistemi etkileyen bir hastalıktır. Bu nedenle kişide çok sayıda belirti görülebilir. Hasta yukarıdaki belirtileri kendisinde fark ettiği zaman hızlı ve doğru bir teşhis için uzman doktora danışmalıdır. Özellikle görme kaybı ve kalp ile ilgili sorunları yaşandığı takdirde acilen hastaneye başvurmalıdır.
Graves hastalığının belirtilerini kendisinde gören kişi aşağıdaki bölümlere başvurmalıdır;
- Endokrinoloji uzmanları
- Genel cerrahi uzmanları
- Dermatoloji uzmanları
- Göz doktorları
- Kardiyoloji uzmanları
Graves ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Zehirli Guatr Öldürür Mü?
Graves hastalığı hastada birçok sistemi etkileyen bağışıklık sistemi nedenli bir hastalık olduğu için tedavi edilmez yada yetersiz tedavi edilmesi durumunda hastanın ölümüne neden olabilecek etkilere sebep olabilir. Ayrıca gebelerde olduğu zaman bebeğin de ölüm riski vardır.
Zehirli Guatr Kanser Midir?
Graves hastalığı bir kanser değildir. Hem tiroit kanserleri hem de graves hastalığı toplumda sık görülebilen durumlar olmakla beraber birlikte oldukları vakalar çok nadirdir. Çünkü graves hastalığında görülen tiroit hormon fazlalığının tiroit kanserleri için koruyucu olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak graves hastalığı bir kanser olmamakla birlikte öldürücü etkilere neden olabilecek bir hastalık olduğu için çok dikkat edilmelidir.
Graves Hastalığı Tekrarlar Mı?
İlaç tedavisi tamamlandıktan veya tiroit ameliyatından sonra ilk 6 ayda %30-50 oranında tekrarlanma görülebilmektedir. Bu nedenle tekrardan belirtilerin görülmesi durumunda hemen doktora başvurulmalıdır. Bu hastalarda ilaçlar ile tiroit hormon düzeyleri tekrar normal düzeye getirildikten sonra ameliyat veya radyoaktif iyot tedavisi ile tekrar tedavi edilmelidir. Ayrıca genç hastalarda, 1,5 yıldan az tedavi alan hastalarda, sigara kullanan hastalarda ve fazla iyot içeren besinler ile beslenen hastalarda tekrarlama olasılığı kısmen daha fazladır.