Katılma Nöbeti
Katılma nöbeti; küçük çocuklarda görülen ve havale ile karışabilen, ağlama sırasında ciddi morarma ve nefes tutma atakları olup tedavisi için ailelerin çocukları rahatlatması gerekmektedir
Katılma nöbeti; küçük çocuklarda görülen ve epilepsi (havale) ile karışabilen, ağlama sırasında ciddi morarma ve nefes tutma ataklarıdır. Katılma nöbetine tanık olmak aileler için korkutucu olsa da bu nöbetler genelde çocuklara zarar vermeyen hafif seyirli ataklardır.
Özellikle küçük çocuklar kızgınken, amaçlarına ulaşamadıklarında, ağrı hissettiklerinde ve korktuklarında katılma nöbeti gelişmektedir. Daha çok, şiddetli öfkelenme sonrası ortaya çıksa da katılma nöbeti genelde çocuklar tarafından yapılan bilinçli bir davranış değildir. Bazı anlarda çocuğun kasıtlı bir meydan okuması veya bazı durumlarda da sekonder kazanç elde ettiği (ağlayarak bir şeyler elde ettiği) bir eylem olabilmektedir.
Katılma nöbetleri atak sırasında değişen cilt renklerine göre 2’ye ayrılmaktadır.
Siyanotik(mor/mavi) tipte katılma nöbeti: Çocukların titreme ile karışık 30 saniyeden kısa ağlama atakları vardır. Çocuklar, daha sonra hızlı soluk almaya başlar ve ardından cilt rengi maviye dönecek kadar uzun süre nefeslerini tutarlar. Çocuklar bu kısa sürede kas tonusunu (gerginliğini) kaybeder ve bayılırlar. Genel tetikleyiciler; öfke, hayal kırıklığı veya ağrıdır. Çocukların bilinçleri 1-2 dakika içinde yerine gelir, ancak bazı durumlarda bilincin tekrar yerine gelmesi 1 saat kadar sürebilir.
Pallid (soluk) tipte katılma nöbeti: Genelde kafaya alınan acı verici darbeler, düşme veya kan alınması gibi uyarıcılar sonrasında çocuklarda kısa süreli ağlama atakları, ardından terleme, bilinç kaybı ve cilt renginde soluklaşma görülür. Bunların temel nedeni kalp atım hızının düşmesinden kaynaklıdır. Çocuklar 1-2 dakika içerisinde bilinçlerine tekrar kavuşurlar.
Katılıma nöbeti çocuklarda 6 ay ile 6 yaş arasında görülmektedir. En sık 1-3 yaş arasında ve bazen de yenidoğan döneminden itibaren nadir olarak görülmektedir. 6 yaşından sonra devam etmesi çok nadirdir. Katılma nöbeti geçirmiş çocukların %25’inin ailesinde de daha önceden katılma nöbeti geçirmiş bireyler vardır.
Katılma Nöbeti Belirtileri
Çocuklar korktuklarında, üzgün veya sinirli olduklarında ya da hafif bir yaralanmadan sonra katılma nöbeti geçirirler. Katılma nöbeti sırasında şu belirtiler görülür:
• Kısa veya uzun olabilecek bir ağlama atağı sonrasında nöbet gelişir (genellikle çocuk nefes verdikten sonra)
• Çocuklar nefes verdikten sonra solunumları durur ve sessiz kalırlar.
• Ten renkleri (özellikle dudak ve çevresi) mor, mavi veya benekli bir hal alabilir.
• Çocuklar, beyne giden oksijenin azalması nedeniyle bilinçlerini kaybederler.
• Çocuklarda terleme ve kas gevşemesi ardından bayılma gerçekleşir.
• Çocuklarda bayılma sonrası yaralanma ile sonuçlanan düşmeler görülebilir.
• Çocukların nöbet boyunca kalp atım hızları düşebilir.
• Katılma nöbetleri çocuklar ayıkken gerçekleşir, asla uyku anında gerçekleşmez.
• Daha sonra, katılma nöbeti 1-2 dakika içinde sonlandığında çocuklar tekrar olağan günlük aktivitelerine geri dönerler.
Katılma Nöbeti Nedenleri
Katılma nöbetlerinin tam olarak fizyolojik mekanizması anlaşılmasa da bu nöbetler merkezi sinir sistemi, solunum sistemi ve kardiyopuımoner (kalp ve solunum) sistem arasındaki etkileşimin neden olduğu istemsiz bir reflekstir. Siyanotik tip katılma nöbetini öfke, korku ya da acı veya çocuğun bir durum üzerinde kontrol kazanma girişimi tetikleyebilir.
Katılma nöbeti aşağıdaki gelişen durumlara yanıt olarak da gelişebilir:
• Öfke ve hayal kırıklığı
• Çocukların istediklerinin olmamasının yanında azar veya başka üzücü olaylar gelişmesi
• Ağrı veya travma
• Korku veya telaş (kan vermek vb)
Katılma nöbeti sırasında gelişen nefes tutma eylemi, nefes almadan ziyade nefes verme sonrasında görülmesi nedeniyle istemsiz bir reflekstir. Bununla birlikte, bazı durumlarda çocuklar istediklerini elde etmek amacıyla yoğun ağlamanın veya öfkenin katılma nöbetini nasıl tetikleyeceğini öğrenebilir. Eğer bu yolla dikkat çeker ya da istediklerini elde ederse bu nöbetleri tekrarlayabilirler.
Pallid (soluk) tipte katılma nöbeti önceden kestirilemeyen nöbet ataklarıdır. Genellikle, başa alınan hafif ya da orta sertlikteki darbenin vermiş olduğu ağrıya ya da ürkme veya korkma ataklarına yanıt olarak ortaya çıkabilir. Soluk tipte katılma nöbeti sırasında beyin, vagus siniri yoluyla gönderdiği sinyal sonrasında kalp atış hızı ciddi şekilde yavaşlar, solunumun geçici olarak durur ve sonunda tam bilinç kaybı ile çocuklar normal pozisyonu koruyamayıp yere düşerler.
Bazı katılma nöbetleri altında genetik bir bileşen olduğu düşünülmektedir. Katılma nöbetinden etkilen çocukların yaklaşık yüzde 25’inin ailelisinde katılma nöbeti öyküsü olan kişiler vardır.
Demir eksikliği animesi ile katılma nöbeti arasında ilişki olduğu tartışılmaktadır. Özellikle anemisi olan çocukların anemi tedavisi sonrasında katılma nöbeti sayısında azalma görülmüştür.
Katılma Nöbeti Teşhisi
Katılma nöbetinin teşhisi genel olarak klinik tabloya göre konulur. Katılma nöbeti geçirmiş çocuğun ailesinden hastalığın seyri ve belirtileri hakkında öykü (anamnez) almak çok önemlidir. Çünkü, çocuklarda gelişen katılım nöbetlerini teyit edebilecek hiçbir tanı testi yoktur. Doktorlar, teşhise yardımcı olması için bazı ailelere nöbet anının videosunu kaydetmeyi tavsiye edebilir.
Katılım nöbetini epilepsi nöbetinden ayırt etmeye yardımcı olabileceğinden tetikleyici olaylar (kafa travması, ağlama, korku vb) hakkında ayrıntı öykü alınır. Ciltteki renk değişimleri (soluk ya da mavi) epilepsi nöbetlerinde çok sık yaşanmadığı için katılma nöbeti teşhisi için önemli detaylardır. Özellikle idrar kaçırma (inkontinans) olmaması veya postiktal dönemi (nöbet sonrası bilinç değişiklikleri) olmayan bir hasta öyküsü katılma nöbeti teşhisini kuvvetlendirmeye yardımcı olur.
Kalp ritim bozuklukları sırasında oluşan bilinç kayıpları nöbet benzeri bayılmanın (senkop) bir nedeni olabileceği için elektrokardiyografi (EKG) ile kalp hastalıkları ekarte edilmeye çalışılır. Eğer, EKG’de uzun QT sendromu tespit edilirse genetik geçişli bir ritim bozukluğu çocuklarda nöbet benzeri bayılmalara hatta ani ölümlere sebebiyet verebileceğinden bu hastalığa yönelik tedavi hastalara uygulanır.
Demir eksikliği anemisi, katılma nöbeti oluşumuna katkıda bulunabileceğinden kan testi ile demir eksikliği anemisi çalışması yapılır. Eğer, çocukta demir eksikliği anemisi yapılan testler ile doğrulanırsa bu eksikliğe yönelik tedavi uygulanır.
Katılma Nöbeti Tedavisi
Katılma nöbeti tedavisinde en önemli tedavi ailelerin sakin olup çocukların korkularını, öfkelerini ve de endişelerini gidermeye çalışmasıdır. Çünkü, çocukların katılma nöbeti geçirme anına tanık olmak aileler için korkutucu bir deneyimdir. Bazı aileler bunun çok ciddi bir hastalık olduğuna inanırlar. Hatta bazı ebeveynler çocuklarının ömür boyu ilaç ya da oksijen tedavisine ihtiyaç duyacağını düşünürler.
Çocuklar büyüdükçe (özellikle 4 yaş civarı) katılma nöbetleri kendiliğinden sonlanmaktadır. Ebeveynler, aile üyeleri, çocuk bakıcıları ve öğretmenler çocukların herhangi bir zamanda katılma nöbeti geçirme riski olduğunun farkında olmalıdırlar. Çocukların katılma nöbeti geçirirken düşme ya da yaralanma riskini göz önünde bulundurup çocukları güvende tutmalıdırlar.
Demir eksikliği anemisi olan çocuklara demir eksikliğinin şiddetine göre tedaviler uygulanır. Demir eksikliği anemisine yönelik tedaviden sonra hastalarda katılma nöbeti sıklığında %32-52 oranında azalma tespit edilmiştir.
Katılma Nöbeti Tedavi Edilmezse
Katılma nöbetleri kendiliğinden kaybolan bir durum olduğu için katılma nöbetleri sırasında düşmeye bağlı travmayı önlemek için uygun güvenlik önlemleri alındığı sürece katılma nöbetleri çocuklara zarar vermez. Bilinen uzun vadeli nörolojik ya da diğer rahatsızlıklara dair kanıt yoktur. Ayrıca, ebeveynlerin zihnini meşgul eden soru ise katılma nöbetinin beyine zarar verip vermediğidir. Katılma nöbetinde sırasında veya sonrasında beyin zarar görmez.
Bazı çocuklar katılma nöbetleri ile sekonder kazanç kazanabilirler. Özellikle ağlama veya öfke atakları ile katılma nöbeti arasındaki ilişkiyi çözen çocuklar her istediklerinin yerine gelmesi için katılma nöbeti geçirme riskini göze alabilirler.
Katılma Nöbetine Ne İyi Gelir?
Katlıma nöbeti geçiren çocukların ebeveynleri, aile üyeleri veya bakıcıları şunları yapmaları faydalı olacaktır:
• Çocuklar olası yaralanmalardan korunmalıdırlar. Kol, bacak ve kafa bölgesinin sert veya keskin bir nesneye çarpması önlenmelidir.
• Çocukları katılma nöbeti sırasında yan yatırın (özellikle yastık ya da yumuşak zemin üstüne). Bu, beyne giden kan akışını hızlandırır ve kas çekilmelerini azaltacaktır.
• Yemek yeme anında nöbet gelişirse çocuğun ağızında yiyecek olup olmadığı kontrol edilir. Eğer var ise çıkarılmaya çalışılmadan çocuğun başı yana çevrilir ve böylece yiyecekler kendiliğinden çıkabilir.
• Çocuklara nazikçe dokunulmalı ve anlayışlı bir şekilde iletişime geçilmelidir
• Çocukların katılma nöbetinden kendi çabaları ile çıkmasına müsaade edilir (1 dakika içinde nöbet bitmelidir)
• Çocukların gündüz daha uzun dinlenme süreleri olmalı ve geceleri yeterli uyku alması sağlanmalıdır.
• Çocuklara öfke ve hayal kırıklığını ifade etmenin ağlama dışında başka şekillerde de olabileceği hakkında yardımcı olunmalıdır.
• Çocuğun güvende hissetmesine yardımcı olunmalıdır
Katılma Nöbetine Ne İyi Gelmez?
• Çocukları nöbet sırasında sallamak ya da ellerine ya da yüzlerine su sıçratmak
• Çocuklar suyun altına sokmak
• Çocukların ağızına boğulma ya da kusmaya neden olacak birşey koymak (parmaklar dahil)
• Çocuklara suni solunum ve kalp masajı yapmak
• Çocuklara eleştirici, suçlayıcı ya da kızgın davranmak
• Çocuklara aşırı tepki göstermek
• Çocuklara katılma nöbeti sırasında ilaç vermek
Bebeklerde Katılma Nöbeti
Sağlıklı bebeklerin yaklaşık %5’inde katılma nöbeti yaşanmaktadır. Özellikle 6 ay- 2 yaş arasındaki bebeklerde daha sık görünmektedir. Katılma nöbetlerinin altında düşme, ağrı ya da korkutucu bir olay yatıyor olabilir. 1 yaşından büyük bebeklerde nefesini tutmak (sinirli olduğunda) ve bayılma olmadan cilt renginin mavi olması bu yaştaki bebeklerde yaygın görünmektedir.
Katılma nöbeti bebeklerde bazen günde 1 veya 2 kez görülürken bazen de ayda 1 veya 2 kez görülmektedir. Çocuklar genellikle 4 veya 5 yaşlarında katılma nöbetlerine son verirler. Katılma nöbetleri göründüğü kadar tehlikeli veya epilepsi nöbeti (havale) değildir, ayrıca bebeklerde beyin hasarına yol açmayan bir durumdur.
Çocuklarda Katılma Nöbeti
Genelde katılma nöbetleri çocuklarda 4 yaşından sonra nadir olarak görülmektedir. Özellikle çok nadir vakalarda katılma nöbetleri 6 yaşına kadar varlığını sürdürmektedir. Bu, çocukların daha sonraki yaşamlarında sağlık sorunluları yaşama riskini artırmaz.
Bazı çocuklarda katılma nöbeti geçirme sıklığı altta yatan başka bir hastalık ile ilişkili olabilmektedir. Özellikle demir eksikliği anemisi katılma nöbeti sıklığını artırdığı bilinmektedir. Demir eksikliği tedavisi ile çocukların %40’ında katılma nöbeti sıklığında azalma yaşanmıştır
Katılma Nöbeti için Hangi Doktora Gidilmeli?
Katıma nöbeti geçiren çocuklar için sağlık kurumlarının çocuk nöroloji bölümünden randevu alarak çocuklarının uzman bir çocuk nöroloji doktoru tarafındın muayene edilmesi sağlamalıdır.
Genelde katılma nöbetleri zararlı olmasa da bazen altta yatan bir hastalığın işareti olabilir ve kontrol edilmesi gereklidir. Çoğu katılma nöbeti güçlü duygulara (kızgınlık, korkma veya öfke vb) istemsiz bir yanıttır, ancak bazıları kalp aritmisi veya demir eksikliği anemisi ile ilişkili olabilir.
Aşağıdaki belirtilerden biri çocuklarda gelişirse en yakın zamanda bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir:
• Aniden gelişen katılma nöbeti atağında
• Katılma nöbeti, 6 aylıktan küçük bebeklerin beslenme veya bez değiştirme anında gelişirse
• 4 yaşından büyük çocuklarda ilk kez katılma nöbeti gelişmişse
• Katılma nöbetleri daha sık ve gittikçe şiddetleniyorsa
• Özellikle soluk tipte katılma nöbeti çok sık oluyorsa
• Nöbetlerin süresi 1 dakikadan uzun oluyor ve çocuk titriyor ya da kasılıyorsa
• Çocuğun cildi, nöbetin geçmesine rağmen halen mavi ya da mor ise