Deliryum

Deliryum hastalığı, aslında birçok hastalığın sonucu olarak ortaya çıkan bir sendrom olup sebep teşhis edildikten sonra tedavi edecek uygun yöntem hastaya uygulanır.

Deliryum Nedir?

Deliryum, çok eskilerden beri bilinen bir bozukluktur. Çeşitli durumlara eşlik eden, ani başlayan bilinç bozulmaları ve davranış bozuklukları ile kendini gösterir. Farklı bölümlerce farklı adlandırılmaları vardır; İç Hastalıkları bölümü Toksik-Metabolik Ensefalopati, Nöroloji bölümü Konfüzyonel Durum adını verir.

Deliryum, bir hastalıktan ziyade pek çok hastalığın ortak sonucu olabilecek bir sendromdur.

Deliryum yaşlılarda ve çocuklarda sık görülür. Yaşlılıkta artan vücut ağrılarına bağlı olarak kullanılan ilaç miktarı da artar. Vücutta bazı ilaç ve toksinler beyindeki iletim işlevinde bozukluklar yapar. Bu sebeple tedavi amaçlı verilecek düşük dozlar bile yaşlılarda deliryum yapabilir.

Ayrıca, bunama, yanıklar, zararlı madde kullanan kişiler, kalp-beyin operasyonu geçirenler deliryum riski ile daha çok karşı karşıyadır.

Deliryum Belirtileri

Deliryum hastalığındaki en önemli özellik, saat-gün ile ifade edilebilecek oldukça kısa sürelerde gelişmesidir. Bu ani başlangıç özelliği beynin diğer işlevsel hastalıklarından deliryumu ayırır.

Bunun dışında deliryumda;

  • Deliryum tremens, alkolü bırakanlarda veya azaltanlarda, ilaç bağımlılarında yoksunluk sendromu olarak görülebilen bir çeşit deliryumdur. Kişide davranış bozuklukları, aşırı huzursuzluk, bilişsel bozulmalar ile kendini gösterir.
  • Kişide bilinç bulanıklığı görülür. Bilinç, kişinin kendisinin ve çevresinin farkında olması halidir. Bilinç bulanıklığında bu farkındalık bozulmuştur.
  • Kişideki dikkat ve konsantrasyon mekanizmaları ciddi anlamda bozulmuştur. Hastanın dikkati, çok önemsiz uyaranlarla bile kolayca bozulabilecek haldedir. (Distraktibilite)
  • Dikkat oldukça bulanık olduğu için soru sorulduğunda tekrarlanması gerekir. Yeni konu açıldığında, kişi dikkatini yeni konuya vermektense eski soruya takılı kalıp onunla ilgili soruyu cevaplamaya devam edebilir. (Perseverasyon)
  • Bilişsel özellikler de deliryumdan etkilenmiştir. Yeni bilgileri öğrenmekte ve kaydetmekte çok güçlük çekerler. Özellikle yakın hafıza ciddi bozulmuştur.
  • Hastalarda zaman, mekan ve kişi oryantasyonu bozulmuştur. Hastaya, tarihi sorduğumuzda cevaplayamaz veya hastanedeyse kendini evinde zannedebilir. Çevresindeki yakınlarını tanıyamayabilir.
  • Ağır vakalarda hastaların kendilerine yönelimi bozuk olabilse de genel olarak kişinin kendine yönelimi tamdır. (Otopsişik Dezoryentasyon)
  • Düşünce akışı ve içeriği bozulmuştur. Örneğin bunama şikayeti olan hastalarda duygu ve düşünce dünyasında fakirleşmeler görülse de genel olarak deliryum hastasının duygu ve düşünceleri oldukça çeşitlidir. (Sanrı)
  • Kişi, gerçekte var olmayan şeyleri görür veya işitir. (Varsanı)
  • Kişide dildeki bozulmalara bağlı nesne adlandırmalarında bozukluklar oluşur. (Disnomi)
  • Yazı yazmasında bozukluklar oluşur.(Disgrafi)
  • Kişinin algılamasında bozukluklar oluşur. Kişi yanılsamalar görür. Örneğin; duvardaki çatlakları yılana benzetebilir. En çok görsel ve dokunsal yanılsamalar olur.
  • Varsanıları oldukça canlıdır ve benliğine zarar verici niteliktedir.(Ego Distonik)
  • Kişi varsanılarından korunmak için kendine veya çevresindekilere zarar verebilir.
  • Kişide anksiyete, depresyon, aşırı sinirlilik, öfke, aşırı neşelilik, duygusuzluk gibi çok çeşitli duygusal değişmeler görülebilir. Bir duygudan diğerine geçiş oldukça hızlı olabilir.
  • Kişide uyku düzeni bozulmaları görülebilir. Özellikle yaşlı hastalarda belirtiler gece sıklaşır.
  • Deliryumda aktiflik ciddi anlamda bozulmuştur. Kişi aşırı aktif (hiperaktif), az aktif (hipoaktif) veya ikisinin karması (mikst) şeklinde olabilir. Genel olarak hareketlilik artmıştır.
  • Kişide huzursuzluk oldukça artmıştır.

Deliryum Nedenleri

Deliryum, beyindeki anormal sinirsel iletim sonucu beyin işlevinin bozulması sonucunda meydana gelir. Bu iletimi bozan pek çok etmen vardır.

Bunlar;

gibi çok çeşitli duruma bağlı olarak deliryum görülebilir.

Deliryum Teşhisi

Tanı için genellikle öykü, fizik muayene ve laboratuvar bulguları yeterlidir. Bunlarla tanı konulamazsa EEG (beyin dalgalarını ölçen alet) incelemesi yapılabilir. Metabolizmadaki değişimlere bağlı oluşan deliryumda EEG’de yaygın yavaşlama görülür.

Madde kullanımında, yoksunluk sendromuna girmiş kişilerde görülen deliryumda EEG’de hızlanma görülür.

Deliryum nedeni olarak ne düşülüyorsa ona yönelik laboratuvar tetkiki ve görüntülemeler istenebilir.  Ani gelişen oksijen azalması veya kalp ritim bozukluğu gibi durumlarda uygun olan tanı yöntemleri (EKG, pulse oksimetre) kullanılır. Beyin ve omurilik ile ilgili enfeksiyonlarda lomber ponksiyon (bel kısmından sıvı alma) yapılabilir.

Laboratuvarda tam kan tetkiki, idrar tetkiki, kandaki elektrolit miktarları, kalsiyum, magnezyum, glikoz ve üre bakılabilir.

Tiroid fonksiyonları, B vitamin değerleri, folik asit bakılabilir. Gerekli görülürse bilgisayarlı tomografi(BT) ve MRI görüntülemesi istenebilir. Ayrıca DSM-5 tanı kriterleri ile deliryum tanısı konabilir.

DSM-5 tanı kriterleri;

A. Dikkat ve ayrımında olma bozukluğu

  • Dikkatini yönlendirme, odaklama, sürdürme, kaydırma yeteneğinde azalma.
  • Çevreye yönelimde azalma

B. Kısa süre içinde gelişir

  • Saatler, günler içinde gelişir. Ağırlığı gün içinde dalgalanmalar oluşturur.

C. Bilişte ek bozukluk

  • Bellek, dil, yönelim, algılamada bozulmalar olur.

A ve C tanı ölçütünde söz edilen bozuklukların ek herhangi bir bozukluğa bağlı olarak gelişmediği, diğer hastalıklarla ayrımı yapılarak teyit ettirilmelidir.

Ayrıca hastaya saat çizme testi uygulanabilir. Bu testte hastaya saat çizdirilir, içine sayılar yazdırılır ve doktorun söylediği saat işaretlendirilir.

Deliryum Tedavisi

Deliryumda esas tedavi, altta yatan ve deliryuma sebebiyet veren hastalığın tedavisinin yapılmasıdır. Buna ek olarak da destek tedavileri yapılır.

Deliryumlu hastalar gördükleri varsanılar ile kendilerine ve çevrelerine karşı oldukça tehlikeli hale gelebilir. Bu oldukça renkli ve tehlikeli yanılsamalar ile yakınındaki kişileri tehlike olarak görebilir. Onlara vurabilir veya saldırabilir. Bu sebeple bu kişilerin hastanede yatırılarak tedavi edilmeleri gerekir. Bu hastalar hastanede de saldırgan davranabilirler, serumlarını çıkarmaya çalışırlar.

Bu sebeple bu tür saldırgan özellikteki deliryumlu hastaların yatırıldıktan sonra sakinleştiricilerle (sedatifler) kontrol altında tutulmaları gerekir. Uygulanacak sedatiflerin de kişiye ve altta yatan hastalıklarına uygun seçilmeleri gerekmektedir.

Hastalardaki varsanılar ve yanılsamalar, tedavi sonucunda düzelirse deliryum belirtileri için kullanılan ilaçların hemen kesilmeleri gerekmektedir. İlaç tedavisi yalnızca sorumlu hekim tarafından verilebilir.

Deliryum Tedavi Edilmezse

Deliryum bozukluğu tedavi edilmezse oldukça ciddi sonuçlar doğurabilecek bir durumdur. Kişide oluşturduğu sanrılar, duygu ve kişilik bozulmaları, varsanılar, hafıza ve düşüncede bozulmalar kişide fazlasıyla tehlikeli bir vaziyet oluşturabilir.

Varsanıları sonucu kendini tehlikede hisseder. Durumdan kaçınmak için tedaviyi engelleyebilir, serum, sonda gibi tıbbi malzemelerden kurtulmaya çalışır. Bu kaçınma halindeyken kendini yaralayabilir.

Aynı şekilde gördüğü yanılsamalar ile yakınındakileri tehlike olarak veya kendine zarar verecek kişiler olarak algılayabilir ve çevresindekiler vurabilir, onlara saldırabilir.

Deliryumun daha sakin geçen hipoaktif grubu nedeniyle deliryum tanısı atlanabilir veya geç tanınabilir. Geç tanı almış deliryum hastası için tedavi süreci de geç başlamış olabilir. Bu da belirtilerinin daha fazla hasar vermesine neden olabilir.

Deliryuma Ne İyi Gelir?

Deliryum hastalarının tedavi süresince yeterli uykuyu alması oldukça önemlidir. Bunun için gerekirse doktor önerisi ile uyku yapıcı ilaçlar verilebilir. Çünkü deliryumun kişide en zarar verici belirtilerinden biri de uyku bozukluklarıdır. Bu durum deliryumun şiddetinde artışa neden olabilir.

Çevresindeki uyaranların (kişiler, eşyalar vs.) miktarının kişiye uygun olarak ayarlanması gerekir. Ne olması gerekenden az uyaran ne de fazla uyaran kişi için iyi değildir. Kişide ruhsal ve davranışsal bozukluklar görülmesine sebep olabilir.

Bunun için hastanın maruz kaldığı ışığın dahi miktarı ve şiddeti önemlidir. Ne loş bir ortam olmalıdır ne de çok parlak ışıklar kullanılmalıdır.

Hastanın kaldığı odaya zaman kavramını desteklemek amacıyla saat, takvim gibi günü ve saati gösterecek ve hastanın bilmesini sağlayacak eşyalar konabilir.

Genel olarak hastanın farklı doktor ve hemşirelerdense belli doktor ve hemşireler tarafından izleminin yapılması daha uygundur.

Bakım verenlerin, sağlık personelinin hasta ile güvene dayalı iletişimi geliştirmeleri ve yapacakları her işlem öncesinde hastaya net ve anlaşılır şekilde yapılacak işlem hakkında bilgi vermeleri gerekir.

Kişinin hastanede kaldığı sürece aile üyeleri tarafından uygun zamanlarda ziyaretlerinin tedavi açısından önemli olduğunun aile üyelerine açıklanması gerekir. Aynı şekilde aile üyelerine ziyaretler süresince hastayı bilişsel olarak oldukça bozuk halde görebilecekleri, bunun tedavi sürecinde olabilir bir durum olduğu açıklanmalıdır.

Hasta odasında televizyon veya radyo gibi uyaranlar bulundurulabilir. Fakat bunların aşırı uyarılmaya neden olabileceği de unutulmamalıdır.

Deliryuma Ne İyi Gelmez?

Deliryum bozukluğunda altta yatan duruma bağlı tedavi verilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenin tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar dışında ek olarak ilaç kullanımına sadece doktor karar verebilir. Bunun dışında kişinin kendi isteğine göre ilaç almaması gerekir. Çünkü kullanılan ilaçlar deliryuma neden olabilecek durumlardan biridir.

Kişide bu süreçte oluşabilecek huzursuzlukların ve saldırganlıkların unutulmaması gerekir. Ziyarete gelen kişilere bu durumun net bir şekilde anlatılması gerekir. Kişiyi zorlayıcı konuşmalardan, baskı oluşturacak veya duygularını etkileyebilecek sohbetlerden uzak durulmalıdır.

Hastanede odasındaki uyaranlar oldukça dozunda olmalıdır. Aşırı gürültü, aynı anda fazla sayıda ziyaretçi, yüksek ve parlak ışıklar veya oldukça loş ışıklar hasta odasında bulunmamalıdır.

Deliryumda Kullanılabilecek İlaçlar

Deliryuma sebep olan hastalığa bağlı olarak kullanılması gereken ilaçlar farklılık gösterir. Örneğin; alkol yoksunluk sendromuna bağlı oluşan deliryum için ilk tercih benzodiazepin ilaçlar olabilir. Yaşlılardaki deliryum durumları için haloperidol (psikotik olan hastalarda kullanılan ilaç) tarzı güçlü antipsikotikler kullanılabilir. Yaşlılarda düşük doz kullanılabilir. Genç hastalarda daha yüksek dozlarla başlanmalıdır.

Antipsikotik ilaçlar hastalarda Parkinson hastalığı belirtileri oluşturabilir. Bu nedenle yürüyüş bozukluğu, istirahat halinde titremeleri oluşan hastalar yakın takip gerektirir.

Santral etkili antikolinerjik ilaçların kullanımına bağlı oluşan deliryum tablosunda kullanılan ilaçlar hemen kesilmelidir. Destekleyici tedavi uygulanmalıdır.

Çocuk ve Ergenlerde Deliryum

Çocukluk döneminde deliryumun sıklığı hakkında net bir oran olmasa da miktarının hayli yüksek olduğu bilinmektedir. Deliryumun üç alt tipinden en az görüleni yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da hipoaktif tiptir. Bunda tanınmasındaki güçlük ve yanlış tanı alması etkendir.

Çocukta ve ergende görülen belirtiler farklılık gösterir. Ergende görülen belirtiler yetişkindeki belirtilerle benzerken çocuktaki belirtiler bunlardan farklıdır.

Çocuklarda dikkat güçlüğü, huzursuzluk, hareket kabiliyeti, kazanılmış beceri kaybı deliryuma işaret olabilir.

Çocuk ve ergendeki deliryum daha ani başlangıçlı, daha ağır ve şiddetli seyreden daha fazla sıklıkta sanrı ve varsanıların olduğu tipte bir deliryumdur.

Deliryumu çocuk ve ergende ölçmeye yarayan ve şu anda da kullanılan ölçek, Deliryum Derecelendirme Ölçeğidir.

Çocuklarda deliryum tedavisi psikoterapi ve ilaç tedavisini kapsar. Psikoterapide hastanın huzursuzluklarına yönelim olur. Bu aşamada ailesinin de eğitilmesi gerekmektedir. Çocuğun yeterli uykuyu alması oldukça önemlidir. Yüksek ses, parlak ışılar, karmaşık duvar desenleri hastane odasında olmaması gerekir.

İlaç tedavisinde ilk seçenek haloperidol olmalıdır. Yine risperidon da kullanılabilecek antipsikotiklerdendir.

Yaşlılıkta Deliryum

Yaş grupları içerisinde deliryumun en sık görüldüğü yaş grubu yaşlılardır. Bunun en önemli nedeni kognitif hastalıkların ve genel olarak hastalıkların en sık olarak yaşlıları etkilemesi gösterilebilir.

Yine kullanılan ilaç miktarı da deliryum gelişimine neden olduğu için ve yaşlılarda kullanılan ilaç miktarının ve sıklığının artmış olmasına bağlı olarak deliryum sıklığı artar.

Yaşlılıkta deliryum tanısında yanlışlık olmaması için kişide mutlaka demans (bunama), depresyon ve diğer psikolojik hastalıklardan ayırt edilmesi gerekir.

Tedavi aynı şekilde altta yatan nedene yönelik tedaviyi ve ilaç tedavisini içermektedir. Tedavide antipsikotik ilaçlar kullanılabilir.

Deliryum Tedavisi için Hangi Doktora Gidilir?

Deliryum altta yatan nedenlere bağlı olarak pek çok durumda gelişse de sonucu genel olarak psikolojik durumun etkilenmesi ve beynin işlevinin değişmesi ile ilgilidir.

Bu nedenle beynin işlev bozukluklarını, sinirlerin iletimini incelemek Nöroloji bölümünün görevidir. Anormal duygu-hafıza-kişilik değişikliklerini incelemek de Psikiyatri bölümünün görevidir.

Bu sebeple kişide yukarıda saydığımız belirtiler görülüyorsa bir nöroloğa veya bir psikiyatra görünmesi gerekmektedir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
5
0
Makeleyi Paylaşın

Deliryum ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Deliryum Hastası Ne Kadar Yaşar?

Bozukluğun şiddetine ve altta yatan nedene bağlı olarak bu sayı değişir. Yaşama durumunda ve ne kadar yaşayacağında kişiye bağlı özellikler de etkilidir. Yoğun bakımda kalan deliryum hastasında ölüm oranı oldukça yüksektir. Deliryumlu hastaların üç ay içindeki ölüm oranı yaklaşık üçte bir kadardır. Hastaneye yatış süreci içinde deliryum olanlarda bu oran çok daha fazla olmaktadır. Tedavi olduktan sonra ölüm oranı ise yaklaşık yarı yarıyadır.

Dr. Gülen Bozyiğit

Deliryum Geçer mi?

Uygun tedavi ve erken tanıma ile deliryum tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bunda deliryuma neden olan durumun tanınması ve bu nedene yönelik en uygun tedavinin yapılması oldukça etkilidir. Bu koşullar sağlanırsa deliryum tedavi edilebilir bir hastalık olur.

Dr. Gülen Bozyiğit