Metabolik Cerrahi Nedir?
Halk arasında “şeker ameliyatı” olarak da bilinen metabolik cerrahi, tip 2 diyabetin ve obezitenin tedavisi için yapılan bir ameliyattır.
Metabolik cerrahi, tip 2 diyabetin (sonradan oluşan şeker hastalığı) ve obezitenin tedavisi için yapılan bir ameliyattır. Halk arasında “şeker ameliyatı” olarak da bilinir. Obezite ve tip 2 diyabet birbirleri ile ilişkilidir. Bu yüzden metabolik cerrahi ile her iki durumda da büyük ölçüde iyileşme sağlanır.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı Çeşitleri Nelerdir?
Metabolik cerrahi ameliyatı, kapalı yöntem (laparoskopik cerrahi) ile yapılır. Ancak uygulama açısından diğer ameliyatlara kıyasla daha karmaşıktır. Bu yüzden ciddi bir eğitim gerektirmektedir. Metabolik cerrahi için kullanılabilecek yöntemler şunlardır;
- Gastrik Bypass Cerrahisi: Mideye yapılan bypass ameliyatı anlamına gelir ve obezite ameliyatlarının en popüleridir. Ameliyat sırasında mide hacmi küçültülür ve doğrudan ince bağırsakların altına bağlanır. Bu sayede besin emilimi azaltılmış ve çok yemek yeme ihtiyacı ortadan kaldırılmış olur. Kısa süre içerisinde fazla kilolardan kurtulmayı mümkün kılan bu yöntem, Tip-2 şeker hastalarında da olumlu sonuçlar vermektedir.
- Tüp Mide Ameliyatı: Gastrik bypass tekniğinden farklı olarak, midenin büyük çoğunluğu alınır. Kalan mide dokusu ise sadece bağırsaklar ve yemek borusuna bağlantısı olacak boyutlardadır. Operasyon sırasında açlık hissini doğuran salgı bezleri de vücuttan çıkarılmış olur. Bu sayede kilo kontrolü yapmak, Tip-2 diyabet hastalarında iyileşme sağlamak ve obeziteyi ortadan kaldırmak mümkün olur.
- İleal İnterpozisyon Cerrahisi: Bu teknik sırasında ince bağırsakların ilk ve son kısımları değiştirilir. Bu sayede ince bağırsağın insülin duyarlılığı artış gösterirken; onikiparmak bağırsağı, pankreas ve midede görülen insülin direnci düşüş gösterir. Hormon dengelerinin sağlanmasını mümkün kılan bir operasyon olduğu için Tip-2 şeker hastalığında oldukça önemli bir yere sahiptir.
- Transit Bipartisyon: Tek başına uygulanan bir operasyon olmamakla birlikte, tüp mide operasyonunu desteklemek için yapılır. Transit bipartisyon tekniğinin amacı, mide ile ince bağırsaklar arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Tüketilen besinler sindirilirken bu bağlantı kullanılır ve gıda emilimi düzenlenmiş olur.
- SJIT Ameliyatı (Mide ve İnce Bağırsak Köprüsü): Transit bipartisyon tekniğinde olduğu gibi asıl amaç sindirim sisteminde yeni bir bağlantı oluşturmaktır. Ameliyat sırasında ince bağırsakların son kısmından 1 metre, ilk kısmından ise 1.5 metre pay bırakılır ve arada kalan kısma yeni bağlantı yapılır. Böylece besinler sindirilmeden ince bağırsak sonuna ulaşır ve kan şekeri seviyesi hormonal olarak düzenlenir. Operasyon sonrasında insülin ve besin takviyesine ihtiyaç duyulmadığı için sık tercih edilen bir tekniktir. Aynı zamanda uyku apnesi, yüksek tansiyon, reflü ve yüksek kolesterol gibi sağlık sorunlarında da iyileşme sağlamaktadır.
Metabolik cerrahi ameliyatı sırasında hangi tekniğin kullanılacağı, hastanın genel sağlık durumuna ve hastalığın seyrine bağlı olarak değişiklik gösterir. Metabolik cerrahi ameliyatı olanlar günlük yaşamlarında gerekli düzenlemeleri yapmazlarsa hastalıklar kendini tekrar edebilir.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı Hangi Durumlarda Uygulanır?
Metabolik cerrahi ameliyatının yapılabilmesi için hastaların belirli kriterlere uygun olması ve ameliyat gerektiren sağlık sorunlarının görülmesi gerekir. Uygunluk gerektiren durumlar ise kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Tip-2 şeker hastalığı ile birlikte VKİ (vücut kitle indeksi) oranının 40 ve üzeri değerlerde görülmesi,
- Yaşam tarzının düzenlenmesi ve düzenli ilaç kullanımına rağmen VKİ oranı 35 ila 40 aralığında görülen diyabet hastaları,
- İnsülin alımına rağmen VKİ oranı 30 ila 35 aralığında seyreden Tip-2 şeker hastaları,
- Kişide obezite hastalığının teşhis edilmesi,
- Hastanın genel sağlık durumunun ameliyata uygun olması,
- Hastanın anesteziye uygun olması,
- İştah kontrolü sağlanamadığı için riskli hastalıklara yakalanma oranının yüksek olması gibi durumlarda metabolik cerrahi ameliyatlarına başvurulabilir.
Metabolik cerrahi ameliyatı kararı alanında uzman bir doktor tarafından verilmelidir. Aksi halde hastanın hayati tehlikesi ve komplikasyon görülme riski büyük oranda artış gösterecektir.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı Öncesi
Metabolik cerrahi ameliyatı öncesinde hastanın yapması gereken ve sağlık personeli tarafından uygulanması gereken bazı hazırlıklar bulunur. Bu hazırlıklar kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Doktor tarafından istenen tüm tetkiklerin yaptırılması ve sonuçların ameliyatı uygulayacak olan uzmana iletilmesi,
- Hastanın anesteziye uygunluğunun test edilmesi,
- Hasta ve hasta yakınlarının ameliyat süreci, öncesi ve sonrası hakkında bilgilendirilmesi,
- Ameliyat sırasında yaşanması muhtemel olan komplikasyonlara karşı kan bağışçısının hazır halde bulundurulması,
- Ameliyat tarihine en az 3 ay kala fiziksel aktivitenin artırılması,
- Alkol ve sigara alışkanlıklarının bırakılması,
- Düzenli ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi,
- Ameliyat öncesinde hekim tarafından belirlenen ilaçların kullanılmaması,
- Hekim tarafından hazırlanan beslenme programının uygulanması,
- Ameliyat tarihine az bir süre kala mutfak düzenlemelerinin yapılması ve yasaklanan gıdaların evde bulundurulmaması,
- Hastaneden taburcu olana kadar ihtiyaç duyulacak olan havlu ve kıyafet gibi şahsi eşyaların hazırlanması,
- Ameliyat günü doktorun belirttiği saatten itibaren yeme ve içmenin kısıtlanmasıdır.
Metabolik cerrahi ameliyatı öncesinde yapılması gereken ilave hazırlıklar bulunuyorsa, ilgili sağlık görevlileri tarafından hasta ve hasta yakınlarına bilgi verilmektedir.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Metabolik cerrahi, laparoskopik (kapalı) yöntem ile yapılır. Gelişmiş hastanelerde robotik cerrahi de kullanılabilir. Her ikisinde de aynı uygulamalar yapılır. Bu ameliyat, oldukça karmaşık ve zor olabilmektedir. Operasyonu yapacak uzmanın bilgili ve tecrübeli olması gerekmektedir. Metabolik cerrahi ameliyatı sırasında yapılan işlemler şunlardır;
- Hastaya öncelikle genel anestezi uygulanır.
- Hasta uyutulduktan sonra operasyonun yapılacağı bölgeye minik kesiler açılır.
- Kapalı ameliyatlar için özel üretilmiş aletlerin yardımı ile midenin bir bölümü alınır.
- Daha sonrasında ince bağırsağın başlangıç ve son kısmı arasında köprü oluşturacak bir bağlantı yapılır. Böylece tüketilen besinlerin ⅓’ü bağırsağın son kısmına daha hızlı ulaşır ve tokluk hissi daha hızlı yaşanır. Buna bağlı olarak kilo kaybı ve kandaki şeker seviyesinde azalma görülür.
- Ameliyat bittikten sonra; açılan kesiler estetik dikiş ile kapatılır, hasta uyandırılır ve tedavisinin devam edeceği odaya yatışı sağlanır.
Metabolik cerrahide kullanılabilecek birden fazla yöntem vardır. Bu yöntemlerin uygulama adımları birbirinden farklıdır. Kullanılacak yöntem ve yapılacak uygulamalar, ameliyattan önce hastaya detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
Metabolik Cerrahi Ameliyatının Yan Etkileri (Komplikasyonları) ve Riskleri Nelerdir?
Tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi metabolik cerrahi ameliyatlarında da bazı komplikasyon riskleri vardır. Bu riskler kendi arasında iki gruba ayrılmaktadır:
- Kısa Dönem Riskleri: Ameliyat sırasında ya da sonrasında görülmesi muhtemel olan komplikasyonları kapsamaktadır. Bu komplikasyonlar kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Ciddi miktarda kan kaybının görülmesi,
- Yara bölgesinde enfeksiyon oluşumu,
- Pıhtı (emboli) oluşumu,
- Dikiş hatlarında dışkı ya da mide içeriği kaçağının görülmesi,
- Anestezi nedeniyle hasta sağlığının ve hayatının tehdit altına girmesi,
- Solunum fonksiyon kayıplarının görülmesidir.
- Uzun Dönem Riskleri: İyileşme süreci tamamlandıktan sonrasındaki herhangi bir zaman dilimde görülmesi mümkün olan risklerdir. Kısaca şu şekilde sıralanabilir:
- Hastada bağırsak tıkanıklığı gelişmesi,
- Fıtık oluşumlarının görülmesi,
- Mide bulantısı ve ishal gibi belirtilerle kendini gösteren Dumping Sendromu sorunun görülmesi,
- Hipoglisemi (kandaki glikoz seviyesinin düşmesi) sorunun görülmesi,
- Safra taşı oluşumlarının meydana gelmesi,
- Hastada beslenme yetersizliğinin gelişmesi,
- Sık sık kusma ve mide bulantısı sorunlarının yaşanması,
- Ülser oluşumu,
- Hastada asit reflüsü gelişimi,
- Tekrar ya da revizyon ameliyatlarına ihtiyaç duyulmasıdır.
Metabolik cerrahi ameliyatı öncesinde alanında uzman bir hekime başvurmak ve tüm süreç boyunca hekim önerilerine uyum sağlamak, komplikasyon görülme riskini önemli oranda düşürmektedir. Bu nedenle ameliyat kararının verildiği andan itibaren gerekli yaşam düzenlemelerinin yapılması, ilaçların düzenli ve önerilen şekilde alınması ve benzeri tavsiyelerin uygulanması hayati önem taşımaktadır.
Metabolik Cerrahi Ameliyatının Hangi Kişilere Yapılmaması Gerekir?
Metabolik cerrahi, hastaların insülin ilacı almadan da hayatlarına devam edebilmeleri için büyük bir fırsattır. Ancak bu ameliyat, her şeker hastasına yapılamamaktadır. Diyabetin tip 1 ve tip 2 olmak üzere iki çeşidi vardır. Tip 1 diyabet çoğu zaman erken çocukluk döneminde ortaya çıkar ve bu hastalarda insülin üretimi hiç yoktur. Tip 2 diyabet ise genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar ve çoğu zaman fazla kiloyla bağlantılıdır. Bu hastalarda insülin üretimi vardır ama yetersizdir. Metabolik cerrahi ameliyatının başarılı olabilmesi için insülin hormonunun az da olsa salgılanması şarttır. Bu yüzden tip 1 diyabet hastalarına metabolik cerrahi ameliyatı yapılmamalıdır.
Metabolik Cerrahi Ameliyatı Sonrası
Metabolik cerrahi ameliyatının başarılı geçmiş olması, tedavinin işe yaraması için yeterli olmamaktadır. Ameliyat sonrası dönemde hayat tarzında yapılacak düzenlemeler çok önemlidir. Şeker ameliyatı sonrasında beklenen süreç ve yapılması gerekenler şunlardır;
- Ameliyat kapalı yöntem ile yapıldığı için, yaklaşık 3 saat sonra sıvı alımı başlayabilir.
- İlk hafta çorba gibi sıvı besinler tüketilmeli, daha sonrasında haşlanmış sebze gibi yumuşak gıdalara geçiş yapılmalıdır. 6 ayın sonunda istenilen besin tüketilebilmektedir.
- Az miktarda besin almak, ameliyat sonrasında hastaların tokluk hissetmesi için yeterli olmaktadır. Buna bağlı olarak iştahta eskiye oranla azalma da görülür.
- Ameliyatın beklenen bir sonucu olarak gıda emilimi azalır. Bu yüzden hastaların yaşamları boyunca mineral ve vitamin desteği alması gerekir.
- Beslenme ve gıda takviyesi alımı, doktor kontrolü altında yapılmalıdır.
- Hastalığın takibini yapmakta olan uzmanın tavsiyeleri her zaman öncelikli olmalı ve harfiyen uygulanmalıdır. Böylece tedavinin başarı oranı artar.