Anti TG

Anti TG Nedir?

İngilizcede antithyroglobulin antibody (anti TG AB) adı ile bilinen anti tiroglobulin, normalde vücutta bulunmaması gereken bir antikordur. Tiroglobulin (TG) proteini, yalnızca tiroid bezinde üretilir. Savunma sisteminde yaşanan bir sorun sebebi ile normalde bakteri ve virüs gibi zararlı maddeleri yok etmesi gereken antikorlar, tiroid bezine gönderilir. Böylece bağışıklık sisteminde anti mikrozomal antikor (TPO) ve anti tiroglobulin antikor (TG) üretimi olur. Üretilen bu antikorlar, sağlıklı tiroid bezi hücrelerine saldırarak onu yok etmeyi amaçlar. Anti TPO ve anti TG yüksekliği, altta yatan tiroid bezi ve otoimmün sistem hastalıklarını işaret etmektedir. Sonuç ne kadar yüksekse, tiroid bezinin fonksiyonu da bir o kadar düşük olur. 

Anti Tiroglobulin Normal Değerleri Kaç Olmalı?

Sağlıklı bir kişinin kanında anti TG ya da anti TPO antikoru olması beklenmez. Bu yüzden anti TG düşüklüğü korkulması gereken bir durum değildir. Bazı tetkik raporlarında değer belirtmek yerine negatif ve pozitif ibareleri de yer alabilmektedir. Anti TG referans aralığı 0 - 40 IU/ml, anti TPO referans aralığı ise 0 - 35 IU/ml’dir. 

Normal anti TPO ve anti TG değerleri, laboratuvardan laboratuvara göre değişiklik gösterebilir. Bu iki değer çoğunlukla birbirine paralel şekilde yükselir. Anti TG yüksek anti TPO normal ise panik yapılmamalıdır. Bazı kişilerde iki değerin birbirinden bağımsız olması da muhtemeldir. Vücutta bir kez anti TG antikoru oluştuktan sonra tamamen yok edilmesi mümkün değildir. Bu yüzden ilerleyen yıllarda hipotiroidi (tiroid bezinin olması gerekenden daha az çalışması) olma ihtimali yüksektir. Kişiler düzenli olarak kontrole gitmelilerdir.

Anti TG Nasıl Ölçülür?

Tiroid ya da otoimmün sistem hastalığı şüphesi varsa, teşhis konabilmesi için birden fazla tetkik yapılması istenir. Anti TG testi de bunlardan biridir. Koldan ya da el üzerinden alınan kan örneği ile anti TG ve anti TPO değerleri de ölçülür. Özellikle anti TG değerinin tek başına yüksek olması teşhis için yeterli olmayacağı için biyopsi ve ultrasonografi gibi tetkikler de istenebilmektedir. 

Hamilelikte Anti TG Değerleri Nasıl Olmalı?

Anti TG yüksekliği ve gebelik aynı anda yürütülebilmektedir. Ancak bu sorunun düşük riskini artırdığı bilindiğinden dolayı, gebelerin süreç boyunca yakından takip edilmesi gerekmektedir. Hamilelikte tiroid bezi değerlendirmesi rutin olarak uygulanmaz. Eğer anne adayı bu açıdan risk grubuna giriyorsa gerekli tarama işlemleri yapılır. Hamilelik döneminin ilk 3 ayında anti TG antikor ve anti TPO yüksekliği saptanırsa, anne adayına gebelik boyunca ve doğumdan sonraki 6 ay boyunca tiroid takibi yapılmalıdır.

Bebeklikte Anti TG Değerleri Nasıl Olmalı?

 Bebeklik ve çocukluk döneminde de tıpkı yetişkinlikte olduğu gibi anti TG değerinin negatif olması beklenmektedir. Fakat haşimato hastalığı gibi tiroid bezi ve otoimmün sistem hastalıklarının olması halinde anti TG antikor oluşumu görülmektedir. Bu sorunun tedavi edilmemesi halinde büyümede gecikme ve kemik gelişiminin geri kalması riski yüksektir. Belirtileri arasında ishal, kalp ritim bozukluğu, kolesterol yüksekliği, halsizlik, aşırı terleme ve kilo kaybı bulunmaktadır. Bunlardan bir ya da birkaçı fark edildiğinde zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir.

Anti TG Yüksekliği Nedenleri ve Hastalıkları Nelerdir?

Kanda anti tiroglobulin düzeyinin yükselmesi tek başına bir anlam ifade etmese de diğer veriler ile birleştirildiğinde çoğu zaman otoimmün bozukluklara bağlı olarak gelişen tiroid bezi hastalıklarını işaret eder. Anti TG değerinin artmasına yol açan durum ve hastalıklardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

• Hashimoto tiroiditi/kronik lenfositik tiroidit (bağışıklık sistemi bozukluğundan kaynaklanan tiroit bezi hastalığı)
• Tiroid bezi kanseri
• Tip 1 diyabet (insülin hormonunun yetersiz olmasına bağlı olarak ortaya çıkan şeker hastalığı)
• Graves hastalığı (bağışıklık sistemindeki bozukluk sebebi ile aşırı derecede tiroit bezi hormonu salgılanması)
• Pernisiyöz anemi (vücutta B12 vitamininin eksik olması sebebi ile oluşan kansızlık)
• İleri yaşta olmak
• Vasküler hastalıklar (damar hastalıkları)
• Skleroderma (bağışıklık sistemi sorunlarına bağlı olarak ciltte kalınlaşmaya sebep olan bir hastalık)
• Romatoid artrit (iltihaplı romatizma)

Anti TG Yüksekliği Belirtileri

Anti TG değerinin yükselmesi sonucunda meydana gelen belirtiler, günlük yaşamda birçok kişinin yaşadığı sorunlardandır. Bu nedenle ilk etapta anti TG yüksekliği düşünülmeyebilir. Fakat bu sorunların kalıcı olması ve sürekli tekrarlaması halinde vakit kaybetmeden bir uzmana gidilmelidir. Bazı anti tiroglobulin yüksekliği belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

• Ciltte kuruluk
• Kas krampları
• Göz altlarında şişlik
• Halsizlik ve yorgunluk
• Aşırı kilo artışı
• Sürekli üşümek
• Kabızlık
• Ses tonunun değişmesi
• Unutkanlık
• Sinirlilik
• Odaklanma problemi
• Saç dökülmesi
• Adet düzensizliği

Anti TG Yüksekliği Tedavisi

Anti TG antikorunun yüksekliğinde tam iyileşme sağlayan bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Pek çok hasta yaşam boyu ilaç tedavisi almalıdır. Hormon, kansızlık, diyabet ve artrit ilaçları çeşitli formlarda olabilir. Bazıları yan etkileri hafifletmeye yönelik iken, bazıları hastalığın ilerlemesini durdurmaya yönelik olarak kullanılır. Altta yatan sebebe yönelik, hastaya özel bir tedavi planı oluşturulur. Nodül oluşumu varsa düzenli olarak kontrole gidilmeli ve kanser başlangıcı olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eğer kanser varsa ameliyata ek olarak radyoterapi ve kemoterapi tedavisi de uygulanabilmektedir. Anti tiroglobulin antikor yüksekliği tedavisi kesinlikle ihmal edilmemeli, reçete edilen ilaçlar gerektiği şekilde kullanılmalı ve düzenli kontroller aksatılmamalıdır.

Anti TG Yüksekliği Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Anti TG yüksekliğine yol açan sağlık sorunları, sürekli ilerleme gösteren ve ciddi komplikasyonları (yan etki) beraberinde getiren hastalıklardır. Tedavinin gecikmesi ya da uygulanmaması halinde altta yatan hastalık ve belirtileri giderek ilerler. Bunun sonucunda bağışıklık sistemi bozuklukları, tiroit bezi nodülleri, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, çocuk sahibi olamama ve kanser gibi hastalıkların görülme riski artar.