Larenjektomi Nedir?
Larenjektomi, gırtlak kanseri ameliyatı olarak adlandırılan cerrahi prosedürdür.
Tıpta larinks olarak adlandırılan gırtlak, nefes borusunun üst bölgesinde ve ön kısmında yer alır. Ses ve solunumun başarılı şekilde gerçekleştirilmesi için önemli görevlere sahip olan gırtlak, kutu görünümüne sahiptir. Yemek borusu ile soluk borusunu birbirinden ayırdığı için iki sistemin düzenli şekilde çalışmasına olanak sağlar. Larenjektomi ise gırtlak kanseri ameliyatı olarak adlandırılan cerrahi prosedürdür.
Gırtlak, işlevi bakımından gerektiğinde solunum yolunu daraltır ve tamamen kapatarak yabancı maddelerin soluk borusuna kaçmasını önler. Soluk borusunu koruyucu nitelikle hamleler yapmasının yanı sıra sesin oluşumu için de önemli bir göreve sahiptir.
Vücudun her noktasında oluşabileceği gibi gırtlak bölgesinde de tümör oluşumu görülebilir. Tümörlerin kötü huylu olması ile kanserler oluşur. Gırtlak kanseri ise laringeal kanser veya larinks kanseri olarak adlandırılır. Vücudun üst bölgesinde karşılaşılan en sık kanser türleri arasında yer alır. Daha çok gırtlağın glottis adı verilen bölgesinde görülür. Gırtlak kanserinin başlıca nedenleri arasında tütün ürünlerinin kullanımı gelir.
Gırtlak ve çevresindeki kanserli hücreler için uygulanan cerrahi prosedür larenjektomi olarak adlandırılır. Tedaviden alınacak başarı oranı, tedavinin başlangıcı ile bağlantılıdır. Erken teşhis, hastanın hayatını kurtarabilir.
Gırtlak Kanseri Nedir?
Gırtlak kanseri, tüm dünyada son dönemlerde en sık karşılaşılan kanser türleri arasında gelmekte ve bunun altında yatan başlıca sebep tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının artmasıdır. Diğer kanser türlerinin oluşma ihtimali daha yüksek olmasına rağmen gırtlak kanseri son dönemlerde yükseliş içindedir. Vücudun üst bölgesinde baş ve boynu etkisi altına alan bu kanser türü, gırtlağın alt, orta ve üst bölgelerinde görülebilir.
Solunumda, yutmada ve konuşmada önemli görevleri bulunan gırtlağın doku ve hücrelerinde oluşan mutasyonlara bağlı olarak kontrolsüz şekilde büyüme görülür ise gırtlak kanserinin varlığından şüphe edilir.
Gırtlak kanseri için yapılan çalışmalar neticesinde sigara ve tütün mamullerinin dışında bu kansere sebebiyet veren bir madde veya durum ile karşılaşılmamıştır. Erkeklerin bu kanser türüne yakalanma oranı kadınlara oranla daha fazladır. Sigara kullanan bireylerde gırtlak kanserine yakalanma riski ise kullanmayanlara oranla 5 kat arasında daha fazladır. Kötü huylu hücrelerin oluşma çok hızlı ilerlediği için erken evrede tanısının konularak tedaviye başlanması önemlidir. Erken dönemde tedaviye başlanması ve tedaviden olumlu sonuç alınması durumunda hastanın konforu tekrardan korunabilir.
Gırtlak Kanseri Nedenleri
Gırtlak kanserine neden olan faktörler doğrudan ve dolaylı yoldan incelenerek tespit edilmektedir. Gırtlak kanserine yakalanma ihtimalini arttıran birtakım risk unsurları bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir:
Alkol ve Tütün Ürünlerinin Kullanımı
Gırtlak kanserinin oluşmasını tetikleyen birinci risk faktörü sigara ve tütün mamullerinin kullanımıdır. Bugüne kadar larinks kanseri teşhisi koyulan hastaların yaklaşık olarak %90’lık bir bölümünde tütün mamullerinin kullanımı görülmüştür.
Kişi, tütün mamullerini uzun yıllar boyunca kullanmış ise larinks kanserinin oluşma riski de artış göstermektedir. Tütün mamullerine ek olarak alkol kullanımının da yüksek miktarda olması sonucunda larinks kanserine yakalanma riskinde artış görülmektedir. Ayrıca, alkol ve tütün ürünlerinin kullanımı diğer tüm kanser çeşitlerinin oluşumu artıran faktörler arasında sayılmaktadır.
Beslenme Düzensizlikleri
Sağlıklı beslenmek, kişileri kanser gibi hastalık risklerine karşı korumaktadır. Sağlıksız ve dengesiz şekilde beslenme gerçekleştirildiği takdirde riskte artış görülür. Meyve ve sebzelerin yeterli miktarda tüketilmemesi, doğal ürünler kullanılmaması, sağlıksız beslenmenin uzun süre devam etmesi gibi durumlar beslenmeye bağlı nedenler arasındadır. Kızartılmış yiyecekler, işlenmiş gıdalar ve kırmızı et sıklıkla tüketilmemelidir. Aynı zamanda A ve E vitaminin yeteri kadar alınmasına dikkat edilmelidir.
Yaş ve Cinsiyet
Kanser hücreleri, vücut yapısına bağlı olarak en çok 60 yaş ve üzerindeki bireylerde ortaya çıkmaktadır. 60 yaş üstündeki bireylerde kanser hücrelerinin oluşma ihtimali daha yüksektir. Ayrıca, erkek bireylerin gırtlak kanserine yakalanma riski kadınlara oranla daha fazladır.
Kimyasal Maddelerden Etkilenme
Kişinin çalıştığı iş veya bulunduğu ortam neticesinde sülfürik asit, asbest, nikel gibi kimyasal maddelere uzun süre maruz kalması gırtlak kanseri riskini artırmaktadır. Özellikle petrol ve boya sanayisinde çalışan kişilerin gırtlak kanserine yakalanma ihtimali daha fazladır.
HPV Virüsü
HPV virüsü daha çok cinsel yol ile bulaşır. Kadınlarda vajina ve rahim kanserine neden olan bu virüsün gırtlak kanserine de yol açabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktalar. HPV virüsü pek çok insanda bulunabilmekte ve vücutta herhangi bir sorun bulunmasa dahi ortaya çıkabilmektedir.
- Boya dumanı
- Talaş
- Kömür tozu
- Nikel
- Kişinin ailesinde de gırtlak kanseri öyküsünün bulunması
- Gastroözofageal reflü hastalığı
- Kötü ağız hijyeni
- Stresli ve sıkıntılı bir yaşamın olması da gırtlak kanseri oluşumu nedenleri arasında yer almaktadır.
Gırtlak Kanseri Belirtileri
Kanser hücreleri, ortaya çıktıkları ilk dönemlerde sinsi bir ilerleyiş sergilerler ve şüphe çekici belirtiler ortaya çıkarmayabilirler. Gırtlak kanseri teşhisi koyulan hastalarda geçmişe dönük tanı sorgulamaları yaptıklarında nedeni belirlenemeyen ses kısıklığı yaşadıklarını belirtirler. Gırtlak kanserinde hızlı hücre çoğalması görülür. Kanser evresinin ilerlemesi ile diğer belirtilerin de görülmesi başlar. Bu belirtiler aşağıdaki gibidir:
- Ses kısıklığı
- Boğazda takılma hissi
- Balgam ve kanlı tükürük
- Kilo kaybı ve iştahsızlık
- Öksürük
- Kulak ağrıları
- Boyun bölgesinde elle fark edilebilen şişlik
- Boyunda yara ve ağrı
- Yutma güçlüğü
- Nefes darlığı
- Ağız kokusu
- Yorgunluk
Yutma güçlüğü, nefes darlığı ve ses kısıklığı, gırtlak kanserinde görülen en sık belirtiler arasındadır. Bu belirtilerden bir veya birkaçının görülmesi halinde sağlık kuruluşlarına başvurularak muayene talep edilmelidir.
Kanser evresinde görülen yutma güçlüğü ve ses kısıklığı gibi sorunlar genellikle kalıcıdır. Larenjektomi ameliyatına başvurulsa dahi bu sorunların devam etme riski bulunur.
Gırtlak Kanseri Teşhisi Nasıl Koyulur?
Gırtlak kanseri şüphesi ile hastanelere başvuran hastalarda teşhis süreci aşağıdaki adımlar izlenerek yapılmaktadır:
- Gırtlak kanseri teşhisinin ilk aşamasında uzman doktor tarafından hastaya fizik muayene uygulanmaktadır. Fizik muayene öncesinde hastanın hastalık öyküsü ve şikayetleri doktor tarafından kayıt altına alınmaktadır. Bu süreçte hastanın, kullandığı ilaçları ve rahatsızlıklarını eksiksiz şekilde doktor ile paylaşması gereklidir.
- Boğaz ve boyun bölgesinin el ile muayenesinin ardından şüphe duyuluyor ise birtakım tanı testlerine başvurulur.
- Bu süreçte, boğazın ve ses tellerinin detaylı şekilde incelenebilmesine olanak sağlayan laringoskopi yöntemin başvurulur. Laringoskopi bir endoskopi yöntemidir. Uç bölgesinde bir kamera bulunan laringoskopi cihazı ile gırtlak ve boğaz bölgesinin detaylı şekilde incelemesi yapılır.
- Laringoskopi sırasında şüpheli durumlar ile karşılaşılır ise hastaya genel ya da lokal anestezi uygulanarak ilgili bölgeden biyopsi alınır. Biyopsi örneği patoloji laboratuvarlarında incelenir.
- Patoloji raporlarında kanserin varlığı hakkında kesin bilgilere ulaşılır. Gırtlak kanseri teşhisinin yapıldığı hastada tedavi planlaması yapılır, kanserli hücrelerin bölgedeki yayılımı incelenir. İnceleme için ileri tanı testlerine başvurulur.
- Boyun ultrasonografisi, pozitron emisyon tomografisi (PET), manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) bu tanı testlerinden en sık tercih edilenleridir.
Larenjektomi Ameliyatı Çeşitleri
Gırtlak kanseri teşhisinin koyulmasının ardından tedavi süreci planlanır. Tedavi sırasında radyoterapi veya kemoterapiden yararlanılır. Bazı durumlarda ise larenjektomi ameliyatının yapılması gereklidir. Larenjektomi ameliyatı ikiye farklı teknikle uygulandığı gibi ameliyatın boyutu da değişebilir. Bunlar:
Parsiyel Larenjektomi Nedir?
Kanser hücrelerinin vücuttan çıkarılması amaçlanır. Tümöre ek olarak gırtlağın bir bölümü çıkarılıyor ise parsiyel larenjektomi olarak adlandırılır.
Total Larenjektomi Nedir?
Tümör ile birlikte gırtlağın tamamı çıkarılıyor ise total larenjektomi olarak adlandırılır.
Endoskopik Rezeksiyon
Erken evre gırtlak kanserlerinde lazer cerrahisinin uygulandığı yöntemdir. Halk arasında ağız içi lazer ameliyatı olarak da bilinmektedir. Daha az kesi uygulandığı için hastalar için konforludur.
Boyun Diseksiyon Ameliyatı
Gırtlak kanserine sebebiyet veren kanserli hücrelerin lenf bezlerine sıçraması ile uygulanan ameliyattır. Bu ameliyat ile lenf bezlerinin bir kısmı veya tamamı çıkarılmaktadır. Bazı durumlarda larenjektomi ile birlikte boyun diseksiyon ameliyatının da yapılması gerekebilir.
Gırtlak bölgesine uygulanan cerrahi operasyon sonrasında hastada nefes alma problemleri görülebilir. Hastanın nefes fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için ek olarak trakeostomi adı verilen nefes borusuna delik açma işlemi uygulanabilir. Bu delik sayesinde hasta solunumunu gerçekleştirmeye devam edebilir. Operasyon bölgesinde iyileşme tamamlandıktan sonra trakeostomi delikleri kapatılır. Total larenjektomi yapılan hastalarda bu delik kalıcıdır.
Cerrahi müdahalelerin ardından kanser hücrelerinin oluşumunu engellemek ve hastanın kanserden tamamen kurtulmasını sağlamak için radyoterapi uygulamaları yapılır.
Gırtlak Kanseri Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Gırtlak kanseri için başvurulacak ameliyat tekniği, hastanın durumuna ve kanserli hücrenin yayılımına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Ameliyat öncesinde yapılan muayene ve tanı işlemleri sırasında ameliyata karar verilir ise hasta için en uygun ameliyat yöntemi uzman doktor tarafından belirlenmektedir. Gırtlak kanseri ameliyatlarının uygulanma aşamaları aşağıdaki gibidir:
Gırtlak Kanseri Larenjektomi Ameliyatı
- Kanserli hücrelerin büyüklüklerine ve yerlerine bağlı olarak gırtlağın bir bölümünün veya tamamının cerrahi müdahale ile alındığı tekniktir. Gırtlağın bir bölümü alınacak ise bu işlem parsiyel larenjektomi olarak adlandırılır; tamamı alınacak ise total larenjektomi olarak ifade edilir.
- Gırtlağın sadece bir bölümünün alındığı ameliyatlarda boyun bölgesine küçük bir kesi uygulanabilir veya ağız bölgesinde gırtlağa ulaşılarak kesi yapılarak dışarıdan müdahale yapılmasına gerek kalmaz.
- Parsiyel larenjektomi ameliyatlarında hastaların solunum ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri amacıyla ön boyun kısmında küçük bir solunum deliği açılır. Parsiyel larenjektomi sırasında oluşturulan bu delik, iyileşmenin sürecinin başarıyla geçmesinin ardından yeniden kapatılır.
- Parsiyel larenjektomi ameliyatlarının ardından hastalarda geçici konuşma sorunu ortaya çıkabilir. Bu durum, iyileşme sürecinin ardından düzelmektedir ve hastada, kalıcı konuşma ve nefes alma problemleri görülmemektedir.
- Total larenjektomi olarak adlandırılan gırtlağın tamamen çıkartıldığı ameliyatlarda da hastanın solunum ihtiyacını karşılayabilmesi için boğaza delik açılmasına gerek vardır. Ameliyat sonrasında hastanın nefes alabilmesi için bu deliğin kalıcı şekilde açık kalması gereklidir.
- Gırtlağın tamamının alındığı durumlarda hasta sesini kaybetmektedir. Ses protezleri veya konuşma cihazlarına ihtiyacı vardır. İletişim ancak bu yollar ile sağlanmaktadır.
- Total larenjektomi ameliyatlarının ardından hastada ses sorununun yanı sıra yutkunma, koku ve tat alma gibi olumsuz durumlar da görülmektedir.
Endoskopik Rezeksiyon
- Endoskopik lazer cerrahisi olarak adlandırılan bu işlem, genellikle kanserin çok erken ve ileri evlerinde uygulanmaktadır.
- Gırtlağa ağız içinden ulaşıldığı için dışarıdan herhangi bir kesi işlemi yapılmamaktadır.
- Gırtlağın vücuttan alınması işlemi sırasında lazer kullanılmaktadır ve bu sebeple kanama sadece küçük düzeyde görülmektedir.
- İşlem sırasında genel anestezi kullanılmaktadır.
- Bu işlem ağız yoluyla uygulandığı için ameliyat öncesinde hastaların ameliyata uygunluğu incelenmektedir. Hastaların ağız, boğaz ve diş yapılarının ameliyata uygunluk göstermesi gereklidir.
- Ağızdan ses tellerinin bulunduğu konuma kadar ilerletilen tüp sayesinde lazer ve cerrahi aletler geçirilmektedir. Cerrahi mikroskop ile kanserli tümör net bir şekilde görüntülenmektedir.
- Tümörün boyutu ve etkisi dikkate alınarak tümörlü hücrelerin bir kısmı kesilerek alınabilir veya lazerin yüksek enerjisinden yararlanarak tamamen yok edilebilir.
- İşlemin ardından hastanın hastanede yatış süresi tümörün konumuna ve büyüklüğüne göre değişmektedir.
- Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası genellikle şişlik oluşmaktadır ve bu durum, beslenmede ve nefes almada sorunlar yaratabilir.
- Endoskopik rezeksiyon işlemi sonrasında konuşma ve yutma konularında kalıcı sorunlar görülmemektedir. Ameliyat sonrasında birkaç gün konuşmaya ara verilmelidir. Konuşma konusunda problem yaşanıyor ise iyileşme süreci ile birlikte konuşma terapistlerinden yardım alınabilir.
Boyun Diseksiyonu Ameliyatı
- Gırtlak kanserine sebep olan kanserli hücrelerin boyun bölgesindeki lenf bezlerine yayılmaları sonucunda lenf bezlerinin bir kısmının veya tamamının alınması gerekebilir. Lenf bezlerinin çıkarılması için ise boyun diseksiyonu ameliyatı uygulanır.
- Boyun diseksiyonu ameliyatı sırasında kas, sinir ve yakın dokular çıkarılabilir.
- Boyun diseksiyonu sonrasında çeşitli yan etkiler görülebildiği için hastaların ameliyata uygunlukları değerlendirilmektedir.
- Kanserli hücreler lenf bezlerini etkilemiş ise lenf bezlerinin vücuttan alınması kanserin daha fazla yayılmasını engelleyen bir tedbir olarak görülmektedir ancak bu işlem sonucunda kulaklarda uyuşma, kol ve boyunda hareket kaybı, omuzda hareket kaybı, dilde his ve hareket kaybı, alt dudakta hareket kaybı gibi durumlar görülebilir.
- Ameliyatın ardından radyoterapi uygulamasından yararlanılabilir.
- Ameliyat bölgesinde beklenmeyen şişlik, yutmada zorluk ve ses değişiklikleri görülür ise uzman doktora başvurmak gereklidir.
Larenjektomi Komplikasyonları
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi larenjektomi ameliyatı sırasında ve sonrasında bazı riskler bulunur. Risk, yan etki ve komplikasyonların önüne geçmek amacıyla ameliyat öncesi süreçte muayene ve tanı işlemlerinin doğru şekilde yapılması, hastanın hastalık öyküsünün doğru alınması ve ameliyat prosedürüne uygun davranarak uyarıların dikkate alınması gereklidir. İşlem öncesinde hasta, yaşanabilecek olası komplikasyonlar hakkında bilgilendirilir. Larenjektomi komplikasyonları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Anestezi Komplikasyonları: Larenjektomi ameliyatı genel anestezi altında yapılmaktadır. Anestezi etkisi, hastada belli başlı komplikasyonların oluşmasına neden olabilir. Bu komplikasyonların çoğu geçici ve hafif düzeydedir. Hasta anestezi altından çıktıktan sonra boğaz bölgesinde acı, ağrı ve solunum problemi yaşayabilir. Mide bulantısına bağlı olarak kusma ise en sık karşılaşılan durumlar arasındadır. Geçici bilinç kaybı, kalp ritim bozukluğu, tansiyon düşmesi veya yükselmesi, kas ağrıları da görülebilir. Böbrek ve solunum yetmezliği ise nadir rastlanan anestezi komplikasyonlarıdır.
Alerjik Reaksiyonlar: Ameliyat sırasında kullanılan ilaçlara karşı hastanın alerjisi bulunabilir ve ameliyat sırasında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu durumun önüne geçmek için hastanın ameliyat öncesinde gerekli bilgileri uzman doktora iletmesi gereklidir.
Enfeksiyon: Ameliyat sırasında ve sonrasında steril ortamın sağlanamadığı durumlarda enfeksiyon oluşma riski bulunur. Hastanın gözetim altında tutulduğu dönemlerde pansuman ve temizlik işlemleri hastane ortamında gerçekleştirilir. Hastanın ev ortamında bakımı yapılacak ise bakım işlemini gerçekleştiren kişilere gerekli eğitimler verilerek enfeksiyon riskinin önüne geçilmektedir. Enfeksiyon yaşanır ise antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır.
Ses Kaybı: Ses kaybının yaşanacağı düzey, ameliyatın yöntemine göre değişiklik göstermektedir. Kanserli hücrelerin ses tellerine bulaşması sonucunda ses tellerinin de alınması gereklidir. Ses telleri tamamen alınır ise ameliyattan sonra ses tamamen kaybedilir. Bu durumlarda hastanın iletişim sağlaması için yapay sesler için çalışmalar yapılır. Ses tellerinin bir kısmı alınır ise kısa süreli ses kaybı yaşanabilir ve ilerleyen dönemde ses rehabilitasyonu sayesinde bu sorun ortadan kalkar.
Nefes Almada Güçlük: Larenjektomi sonrasında hastanın solunum işlemini sürdürebilmesi amacıyla nefes borusu üzerine bir delik açılmaktadır. Bu durum da hastanın nefes almada güçlük çekmesine sebep olmaktadır. Ağız salgılarının birikmesi de nefesi engelleyebilir. Hasta gözetim altında tutulurken bu süreci rahat atlatması için gerekli bakım ve özveri gösterilir.
Kanserin Tekrar Nüksetmesi: Gırtlak kanseri ameliyatının ardından kanserli hücrelerin tekrar nüksetmesi az da olsa var olan bir durumdur. Hastalık, tekrar gırtlak bölgesinde veya vücudun diğer bölgelerinde ortaya çıkabilir. Ameliyatın ardından hastanın gerekli uyarılara dikkat etmesi gereklidir. Ameliyat sonrasında doktor tarafından belirlenen randevuların aksatılmaması önemlidir.
- Ödem: Ameliyat bölgesinde sıvı birikmesi sonucunda şişlik oluşabilir. Şişliğin uzun süre etki göstermemesi amacıyla drenler takılır. Bu drenlerin üçüncü günün ardından çıkarılması beklenir.
- Kanama: Her cerrahi müdahalede kanama riski vardır. Bu riskin önüne geçmek amacıyla gerekli önlemler alınır. Kanama görülür ise hastaya kan verilir. Kanama ihtimalini azaltmak için ameliyattan bir süre önce kan sulandırıcı ilaçların bırakılması gereklidir.
- Kan Birikimi: İşlem bölgesinde kan birikmesi görülebilir. Kanın bölgede birikmemesi amacıyla drenler takılır. Bu drenler üç günün sonunda çıkarılır.
- Baş Dönmesi: Genel anestezi vücuttan atılıncaya kadar baş dönmesi yaşanabilir ancak gırtlak ameliyatı olan hastaların ilk gün ayağa kalkmaları gerekmez. Bu yüzden denge problemi gibi durumlarla karşılaşılmaz. Geçicidir.
- Ateşlenme: Ameliyat sonrasında hastada yüksek ateş görülebilir. Belirli aralıklarla hastanın ateşi ve nabzı kontrol edilir.
- Öksürme: Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası salgı birikmesi ve balgam görülebilir. Bu durum nefes almak konusunda sorunlara yol açar. Hastanın öksürmesi ve salgıları vücuttan atması gereklidir ancak vücudu yorabilir.
- Sindirim Zorluğu: Hasta ameliyatın ardından bir süre boyunca ağız yoluyla beslenemez. İlk günlerde kabızlık sorunları ortaya çıkabilir ancak ameliyat etkisinin azalmasıyla sindirim düzeni şekilde devam eder.
Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası hastanın uyması gereken belirli durumlar vardır. Bu durumlara uyulmaz ise iyileşme süreci yavaşlar ve farklı komplikasyonların gelişmesi söz konusu olabilir. Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
Duş Alma
Gırtlak kanseri ameliyatı sonrasında hastanın nefes alabilmesi için boynun ön bölgesinde yer alan kısma delik açılır. Duş sırasında bu deliğe su kaçmaması için önlemler alınmalıdır. Delik kısa süreliğine özel plastik alet veya önlükler ile kapatılabilir. Duşa ek olarak buhar banyosu gibi aktivitelerden de kaçınılmalıdır.
Cinsel İlişki
Ameliyat sonrasında cinsel ilişkiye girmek için ameliyat etkilerinin azalmış olması gereklidir. Hastanın yeni nefes düzenine alışması ve ameliyat bölgesinin iyileşmesi gereklidir. Ameliyat sonrasındaki kontroller sırasında cinsellik için gerekli bilgilendirmeler yapılmaktadır.
İlaç Kullanımı
Hastanın gözetim altında tutulduğu süre boyunca kullanması gereken ilaçlar hemşire tarafından verilmektedir. Sonrasındaki süreçte ise reçete edilen ilaçların alınarak düzenli şekilde ve uygun dozda kullanılması gereklidir.
Hijyen
Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası hastanın boyun bölgesinde açılan deliğin hijyenine dikkat edilmelidir. Gözetim altında tutulduğu süre boyunca hijyen çalışmaları hemşire tarafından yapılmaktadır ancak ev bakım sürecinde hastaya eşlik edecek kişilerin bu hijyen kurallarını bilmeleri ve uygulamaları gerekir. Aksi takdirde enfeksiyon riski ortaya çıkar.
Sigara Tüketimi
Gırtlak kanserinin oluşmasına neden olan birinci faktör sigara kullanımıdır. Ameliyat sonrasında sigara kullanımı tamamen bırakılmalıdır. Sigara, iyileşme sürecini olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, gırtlak kanseri sonrasında sigara dumanı direkt olarak akciğere ulaştığı için zarar boyutu artmaktadır.
Uyku Pozisyonu
Ameliyattan sonra hastanın vücuduna dren, tüp ve boru takılabilir. Bu durum ilk zamanlarda hastanın konforunu bozabilir. Hasta ilerleyen süreçte uyum sağlayacaktır. Uyum sağlayana kadar uyku sırasında dikkatli olunmalı ve parçaları yerinden oynatmamaya özen göstermelidir.
Nefes Alma
Ameliyattan sonraki süreçte hasta bir süre ağız ve burundan nefes alamaz. Gırtlağın sadece bir bölümü alındı ise solunum ilerleyen süreçte normale dönebilir ancak gırtlağın tamamı alındıysa hasta nefes alma işlemini boyna açılan delikten karşılamak zorundadır.
Seyahat
Gırtlağın tamamen alındığı durumlarda hastaların havayolu ile seyahat etmeleri risklidir. Bu yüzden risklere karşı hazırlıklı olmak gereklidir. Uçuş sırasında ihtiyaç duyulacak malzemelerin yanında bulundurulmasına özen gösterilmelidir. Mümkünse diğer ulaşım araçları tercih edilmelidir.
Spor ve Egzersiz
Ameliyatın etkisi geçinceye kadar ağır spor, egzersiz ve aktivitelerden kaçınılmalıdır. Hastanın ayağa kalkması ve ameliyat etkilerinin azalması ile birlikte kontrollü şekilde egzersizler yapılabilir. Ameliyat sonrasında hareketsiz bir yaşamın benimsenmesi pıhtı oluşma riskini artırır. Bu nedenle, kısa süre içerisinde egzersizlere vakit ayrılmalıdır.
İyileşme Süreci
Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası hasta ortalama 14 gün boyunca hastanede gözetim altında tutulur. Bu süre, hastanın sağlık durumu ile bağlantılı olarak değişebilir. Bu süre zarfında hastanın psikolojik desteğe ihtiyacı olabilir. Refakatçilerin beslenme ve hijyen konusunda gerekli bilgileri uzman doktordan almaları ve evde geçirilen dönemde uymaları gereklidir. Hasta egzersiz yaparak, sağlıklı beslenerek, motivasyonunu koruyarak ve hijyen kurallarına uyarak iyileşme sürecini hızlandırabilir. Hastanın mümkün olan en kısa sürede sosyal hayatına dönmesi önemlidir.
Gırtlak Kanseri Ameliyatı Sonrası Beslenme
- Gırtlak kanseri için uygulanan cerrahi ve radyoterapi uygulamalarının ardından yutmada zorluk, boğaz ağrısı, tat alamama ve kilo kaybı gibi durumlar yaşanabilir.
- Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası beslenme ilk etapta katı gıdalar ile yapılmamaktadır. Boğaz veya karın bölgesinden açılan bir tüp ile hastanın beslenmesi sağlanır. Tüp yardımı ile hastaya sıvı besinler verilir.
- Hasta normal beslenmeye geçtiği dönemde ise baharatlı ve asitli yiyeceklerden uzak durmalıdır.
- Ameliyat sonrası tat kaybı yaşanabilir. Bu kaybı azaltmak için besinlerde güçlü soslar kullanılabilir. Limon ve sarımsak gibi gıdalar tercih edilebilir.
- Sert gıdalardan uzak durulmalıdır. Daha çok çiğnemesi, yutması ve sindirilmesi kolay besinler tercih edilmelidir.
- Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası diyetisyenden yardım alınarak uygun beslenme listesi hazırlanabilir.
- Bu durumlara dikkat ederek gırtlak kanseri ameliyatı sonrası iyileşme sürecine katkıda bulunulabilir.
Gırtlak Kanserinden Korunmak İçin Neler Yapılmalıdır?
- Gırtlak kanserinden tamamen korunmak için bilinen bir yöntem yoktur ancak bazı durumlarda dikkatli davranarak risk faktörleri minimum seviyeye indirilebilir.
- Gırtlak kanserinin en önemli risk faktörü sigaradır. Sigara ve alkolden uzak durmak, risk seviyesini azaltmaktadır.
- Kişilerin beslenme sırasında sağlıklı gıdalara yer vermeleri gereklidir. Meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme programı oluşturulmalı, gerekli vitaminler alınmalıdır.
- HPV virüsünün gırtlak kanserine yol açabildiği bilinmektedir. Bu durumu önlemek amacıyla HPV aşısı olunmalıdır.
Gırtlak Kanserinin Metastaz Alanları
Metastaz, hastalıklı hücrelerin diğer doku ve organlara bulaşması anlamını taşımaktadır. Gırtlak kanserinin bulunduğu noktadan başka noktalara sıçraması görülen durumlar arasındadır. İleri evredeki kanser hastalıklarında daha çok görülür. Gırtlak kanserinin metastaz alanları:
- Lenf bezleri
- Yemek borusu
- Dil ve boyun kasları
- Soluk borusu
- Yutak
- Dil tabanı
- Ses telleri
- Tiroit bezi
- Boyundaki yumuşak dokular
- Gırtlağın tamamı
- Karaciğer
- Akciğer
- Kemikler
Larenjektomi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Gırtlak kanseri ameliyatı kaç saat sürer?
Gırtlak kanseri ameliyatının süresi, hastanın sağlık durumuna, kanserli hücrenin konumuna ve yayılma durumuna bağlı olarak değişmektedir. Bazı durumlarda işlemler sadece gırtlak üzerinde yapılırken bazı durumlarda ise lenf bezleri gibi dokuların alınması gerekebilir. Bu bilgiler ışığında larenjektomi ameliyatı 1 – 5 saat arasında tamamlanmaktadır.
Gırtlak kanseri ameliyatı SGK tarafından karşılanır mı?
Gırtlak kanseri ameliyatı da dahil olmak üzere kanser ameliyatları devlet hastanelerinde uygulanmaktadır. Ameliyatlar SGK tarafından karşılanmaktadır. Özel hastanelerde ise hastanelerin SGK ile anlaşması dikkate alınarak çeşitli indirimler veya geri ödemeler yapılmaktadır.
Gırtlak kanseri ölümcül müdür?
Gırtlak kanseri erken dönemde teşhis edilemez ise ölüme sebep olabilir. Gırtlak kanseri ameliyatı sonrası yaşam süresi kanserli tümörün cinsine, konumuna, büyüklüğüne, yayılım ölçüsüne ve hasta vücudunun tedavilere karşı verdiği sonuçlara bağlıdır. Gırtlak kanseri ameliyatı olan hastaların tedaviden sonraki 5 yıllık hayatta kalma süreleri için yapılan araştırmalarda aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir: Birinci evre gırtlak kanseri %90, ikinci evre gırtlak kanseri %70, üçüncü evre gırtlak kanseri %60, dördüncü evre gırtlak kanseri %40’tır.
Larenjektomi ameliyatı sırasında ölüm riski var mıdır?
Larenjektomi sırasında ölüm riski az da olsa vardır. Bu durum, ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyonlara bağlıdır. Kalp krizi ve ciddi boyutta kanama gibi durumların yaşanmasına bağlı olarak hastanın hayatı tehlikeye girebilir.