Agnozi
Kişinin duyuları sağlıklıyken, duyularla ilişkili beyin bölgelerindeki hasarlar sebebiyle algı bozuklukları yaşamasına agnozi adı verilmektedir. Tedavisi her zaman mümkün olmazken kendiliğinden gerileyebilir.
Agnozi Nedir?
Kişinin duyuları sağlıklıyken, duyularla ilişkili beyin bölgelerindeki hasarlar sebebiyle algı bozuklukları yaşamasına agnozi adı verilmektedir. Agnozi; beynin duyu işleme bölgelerinde meydana gelen hasarlardan sonra ortaya çıkmaktadır ve bir veya birden çok duyuyu etkilemektedir. Agnozilerin altında yatan mekanizma henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Şimdiye kadar en çok teşhis edilen ve en iyi anlaşılan agnoziler görsel agnozilerdir.
Agnozi sorunu yaşayan kişilerde genellikle başka herhangi bir bilişsel bozukluk görülmemektedir. Kişinin algı bozukluklarının başka bir nörolojik hastalıktan kaynaklanmadığının tespit edilmesi önemlidir. Hem agnozi sorunu yaşayan hem de Alzheimer hastası kişiler gördükleri bir kişiyi ayırt etmekte sorun yaşayabilirler. Ancak bu durumun sebebi her iki sağlık sorununda birbirinden oldukça farklıdır. Agnozi yaşayan kişilerde hafıza kusurlarının görülmesi beklenmemektedir.
Agnozi sorunları temelde ikiye ayrılmaktadır: Özalgısal agnoziler ve ilişkilendirme agnozileri
Özalgısal Agnoziler: Özalgısal agnozi sorunu yaşayan kişiler birebir aynı olan iki şeyi eşleştiremezler.
İlişkilendirme Agnozileri: İlişkilendirme agnozisi yaşayan kişiler aynı şeyin değişik türleri arasında bağlantı kuramazlar.
Özalgısal agnozi sorunu yaşayan kişiye aynı fotoğrafın tekrarını içeren birkaç fotoğraf gösterdiğinizde birebir aynı olan fotoğrafları seçemeyecektir. İlişkilendirme agnozisi yaşayan bir kişi bu fotoğrafların aynı olduğunu anlayabilir, ancak aynı nesnenin farklı bir açıdan çekilmiş fotoğrafını tanıyamaz. Örneğin ilişkilendirme agnozisi yaşayan bir kişi kendi evine, alıştığından farklı bir yoldan yaklaşacak olursa evine yaklaştığını fark etmez, ya da evi boyanırsa aynı evin yalnızca renginin değiştiğini algılayamaz.
Agnoziler, kişinin algılamasındaki bozukluğun sınırlarına göre farklı türler altında sınıflandırılırlar.
Görsel Agnozi
Prospagnozi: Bir ilişkilendirme agnozisidir. Kişilerin yüz tanıma yetisinde kayıp vardır. Bu durum kişinin kimseyi görsel olarak tanıyamamasına kadar ilerleyebilir, ancak karşısındaki kişi konuştuğu takdirde prospagnozi yaşayan kişi karşısındakini sesinden tanıyabilmektedir.
Prospagnozi yaşayan kişiler, yüzü bir bütün olarak algılayamamaktadırlar ancak herhangi bir görme bozuklukları bulunmamaktadır. Bu sebeple algı sorunlarını çözmek için karşılarındaki kişinin yüzündeki ayrıntıları ezberleyebilirler. Örneğin aile bireylerini göz renklerinden tanıyor olabilirler.
Akromatopsi: Kişinin gözünde bulunarak farklı renklere yanıt veren yapılar sağlıklıyken bu yanıtın zihinde işlenememesiyle kişinin renkleri ayırt edememesi durumudur. Kişinin yaşadığı durum renk körlüğü ile aynı olmaktadır, ancak renk körlüğü doğuştan itibaren kişinin sahip olduğu genetik bir hastalıktır. Renk körlüğünden farklı olarak, kişinin ilerleyen hayatında ortaya çıkması sebebiyle akromatopsi, kazanılmış renk körlüğü olarak da adlandırılmaktadır.
Agnozik Aleksi: Aleksi, okuma yetisinin kaybıdır. Agnozik aleksi, kişinin sözcükleri görsel olarak ayırt edememesi sebebiyle okuma yetisini kaybetmesi durumudur. Agnozik aleksi yaşayanlar aynı sözcükleri işiterek anlayabilmektedir. Kişinin konuşma ve yazma yeteneğinde de kayıp görülmez.
Akinetopsi: Kişilerin hareket algısında görülen bozulmalardır. Kişiler bir cismin yer değişimini sürekli olarak değil, fotoğraf kareleri halinde görüyor olabilir. İleri durumlarda kişi hareketi hiç algılayamamaktadır.
İşitsel Agnozi
İşitsel agnozi, işitme duyusunda bir bozukluk bulunmadığı halde, sözcüklerin işitme duyusu aracılığıyla anlaşılamamasıdır. Okuma, yazma ve konuşmada bozulma olmadan yalnızca işitilen sözcükleri anlama güçlüğü görülür.
Fonagnozi: Fonagnozi durumunda kişinin sözcükleri duyarak anlamasında herhangi bir bozukluk bulunmamaktadır. Ancak fonagnozi yaşayan kişiler sesleri ayırt edememektedir. Fonagnozi sorunu yaşayan kişi defalarca konuştuğu insanların sesini tekrar duyduğunda kişiyi sesinden tanıyamaz.
Dokunma Agnozisi
Nesnelerin dokunma duyusu aracılığıyla tanımlanamaması dokunma agnozisi olarak adlandırılmaktadır. Dokunma agnozisi yaşayan kişilerin dokunma duyuları sağlamdır. Gözleri kapalı halde ellerine aldıkları nesnenin özelliklerini söylemekte zorluk çekmezler. Örneğin dokunma agnozisi yaşayan bir kişi eline aldığı cismin sıcak olduğunu, üzerinin çember şeklinde olduğunu, ağırlığını, içinin sıvıyla dolu olduğunu algılamakta sorun çekmezken elindekinin kahve bardağı olduğu sonucuna varamamaktadır.
Dokunma agnozisi yaşayan kişiler ellerindeki cismi tanıyamadıkları için bir ellerinde yanlarında taşıdıkları bir nesne diğerinde çöp olduğunda dikkat etmemeleri halinde sahip oldukları nesneyi çöpe atarak çöpü taşımaya devam edebilirler. Kişinin cebinde anahtarını bulamaması ve cebindeki her şeyi dışarı çıkararak anahtarı görerek bulması dokunma agnozisinin bir belirtisi olabilir.
Ototopagnozi: Hastanın, vücut kısımlarını bilme ve adlandırma yeteneğini kaybetmesidir. Bu durum vücudun tamamı için geçerli olmayabilir. Kişilerin vücutlarının bir yarısı veya sadece parmakları bu durumdan etkilenebilir (parmak agnozisi). Etkilenen beyin bölgesi ototopagnozinin etkilediği vücut kısmını da değiştirmektedir.
Farklı uzmanlar, agnozi için yukarıdakilerden farklı alt türler tanımlayabilmektedir. Ancak agnozi henüz tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Yukarıdaki agnozi türleri haklarında en çok çalışılan ve mekanizmaları daha çok ortaya çıkarılan agnozi türleridir.
Agnozi Belirtileri Nelerdir?
Agnozinin belirtileri, agnozinin türüne göre değişmektedir. Belirtileri üzerinde en çok fikir sahibi olunan, görülme oranı en yüksek olan görsel agnozilerdir.
- Bir cismi görsel olarak tanıyamama, adlandıramama; ancak cismin adının söylenmesi ile veya farklı duyularla cismi deneyimleyerek cisim hakkında konuşabilme. Cismin özelliklerini söyleyebilme (renk, boyut ve benzeri) ancak şeklini çizememe. Bu durum özalgısal görsel agnozide görülür.
- Bir cismi görsel olarak tanıyamama, ancak özelliklerini söyleyebilme ve şeklini çizebilme. Cismin ismi söylendiğinde cisim hakkında konuşabilme. Bu durum ilişkilendirme agnozisinde görülür.
- Tek seferde birden çok cismin algılanamaması, eşya kalabalığı olan ortamlarda çevreyi algılayamama, eşyalara çarpma. Bu durum simültanagnozi olarak adlandırılmaktadır.
- Bir kişiyi yüzünden tanıyamama. Başka hafıza sorunları ve bilişsel sorunlar görülmezken insanları tanımak için kokularının, sık kullandıkları takı ve aksesuarların, vücutlarındaki kişisel farkların (dövmeler, benler, tırnak şekli, göz yapısı ve benzeri) ezberlenmesi. Bu durum prospagnozide görülür.
- Sözcükler bilinmesine ve okunduğunda seslendirilebilmesine karşın sadece seslendirilme ile anlaşılamaması. Bu durum işitsel agnozide görülür.
- Cisimler çıkardıkları sesler ile ayırt edilebilir ve işitilen sözcükler anlaşılabilirken ses tonu ile kişiler arasında bağlantı kurulamaması, kişinin sesinden tanınamaması. Bu durum fonagnozide görülür.
- Elinde iki farklı cisim bulunurken bunlara bakmadığı takdirde cisimleri birbirinden ayırt edememe. Dalgınlık halinde boş kutu yerine çantanın çöpe atılması. Elin cebe sokulması ile cepten çıkarılmak istenen cismin bulunamaması ve bütün cebin dökülerek araştırılması gereği. Bu durum dokunma agnozilerinde görülür. Dokunma ile şeklin tanınamaması astereognozi olarak adlandırılır.
- Kişinin vücut bölgelerini tanıyamaması ve adlandıramaması. Bu durum ototopagnozide görülür.
Agnozi Nedenleri Nelerdir?
Agnozi durumu, kişinin hayatının ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan bir algı bozukluğudur. Beyni etkileyen çeşitli durumlar agnozinin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Beyindeki yolakların etkilenmesi, yolaklarla ilişkili duyularda agnozi gelişmesine sebep olabilir. Bu yolaklarda hasara sebep olan durumlar:
- inme
- beyni etkileyen enfeksiyonlar
- iltihaplar
- kafa travmaları
- tümörler
- zehirlenmeler (korbonmonoksit gazı ile zehirlenme, soba ve maden zehirlenmelerinde görülür.)
Görsel Agnozi
Beynin art kafa lobunda (oksipital lob) görsel veriler birleştirilir. Bu veriler yan lob (parietal lob) ve şakak lobunda (temporal lob) işlenir ve anlamlandırılır. Bu loblardan herhangi birindeki hasar, görsel verilerin toplanmasını ve işlenmesini bozarak görsel agnoziye yol açabilir.
Özalgısal Agnozi: Özalgısal agnozi, oksipitoparietal bölgedeki hasarlanmalardan kaynaklanır. Art kafa lobu ve yan lob, veya ikisi arasındaki bağlantılarda bozukluklar bulunmaktadır.
İlişkisel Agnozi: İlişkisel agnozi, çift taraflı oksipitotemporal bölge hasarlarından kaynaklanır. Beyinde iki tane yan kafa lobu (parietal lob) bulunmaktadır. Art kafa lobu ile bunlardan her ikisinde veya art kafa lobunun her iki yan lobla bağlantılarında sorunlar meydana gelmesiyle ortaya çıkar. Görsel iletilerin hafızayı uyaramaması ile geliştiği düşünülür.
Prospagnozi: Şakak lobunun bir kısmını oluşturan ve yüz tanıma alanı olarak bilinen bölgenin hasarlanmasından kaynaklanır.
Akromatopsi: Akromatopsi, genellikle beynin sol oksipitotemporal bölgesindeki hasarlara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
İşitsel Agnozi
İşitsel agnozi yaşayan kişilerde sıklıkla sağ şakak lobu hasarı tespit edilmiştir.
Dokunma Agnozisi: Dokunma agnozisi yaşayan kişilerde durumun yan kafa lobu hasarlarından kaynaklandığı görülmüştür.
Ototopagnozi: Ototopagnozi durumunda beyin hasarı genellikle sol yan kafa lobunda bulunmaktadır.
Agnozi Teşhisi
Bilişsel sıkıntılar yaşayan kişiler nöroloji kliniklerine başvurduklarında çeşitli muayeneler ve testler uygulanmaktadır. Agnozinin ve agnozi türünün teşhisi klinik bulgulara dayanarak konmaktadır. Agnozi belirtileri gösteren kişilerde durumun farklı bilişsel hastalıklardan ve duyu bozukluklarından kaynaklanmadığının tespiti için kişinin etkilenen duyusunun ve bilişsel kapasitesinin keskinliği değerlendirilir. Altında farklı bir duyu ve biliş bozukluğu bulunamayan, belirtileri uyumlu hastalar agnostik olarak teşhis edilir ve duruma sebep olan hasarın tespiti için değerlendirmeler yapılır.
Agnozi belirtilerinin farklı nörolojik sorunlardan kaynaklanma ihtimalini değerlendirmek için hastaya çeşitli testler uygulanabilir:
Mini Mental Test: Hastanın bilişsel kapasitesini ve çevresi ile ilişkisi kurma yetisini değerlendirmek için uygulanır. Demansın (bilişsel kapasitenin azalması, bunama) derecesinin belirlenmesi için kullanılır. Agnoziden şüphelenilen hastalarda belirtilerin demans kaynaklı görülme ihtimalinin elenmesi amacıyla uygulanır.
Minnesota ve Boston Testleri: Hastada afazi varlığının değerlendirilmesi için kullanılır. Afazi, farklı beyin bölgelerini ilgilendiren nörolojik kökenli bir konuşma (ve belirli durumlarda buna ek olarak konuşulanları anlama) bozukluğudur. Konuşma ve anlama bozuklukları kişinin nörolojik muayenede agnozi belirtileri göstermesine sebep olabilir. Kişiye agnozi teşhisi konmadan önce bu belirtilerin afaziye bağlı oluşmadığının tespit edilmesi gerekir.
Elektromiyografi: Çeşitli nörolojik hastalıklar kişide dokunma hissinin azalmasına neden olabilir. Dokunma hissinin zayıflamasına bağlı olarak kişi dokunduğu cisimleri tanımakta zorluk yaşayabilir ve dokunma agnozisi belirtileri gösterebilir. Dokunma agnozisi düşünülen kişilerde teşhisin kesinleştirilmesi için dokunma duyusunun sağlamlığı test edilmelidir.
Farklı sebeplerin elenmesi ile kişi nörolojik bulguları ile uyumlu agnozi tanısını alabilmektedir. Agnozi klinik bulgulara yönelik bir tanıdır, bulguları açıklayan başka bir sağlık sorununun varlığının dışlanması ile agnozi tanısı konulabilmektedir.
Agnozinin sebebinin açıklanması için çeşitli görüntüleme teknikleri uygulanabilmektedir. Beyin tümörlerinin agnozi belirtilerine sebep olduğu bilinmektedir, agnozi yaşayan kişideki beyin tümörünün tespit edilmesi kişinin durumu ile ilişkili kişiye ve yakınlarına daha doğru bilgi verebilmeyi sağlar. Bazı beyin tümörleri belirli genetik özellikleri taşıyan kişilerde daha sık ortaya çıkabilmektedir. Agnozi sorunu yaşayan kişide beyin tümörü tespit edilmesi, kişinin akrabalarının sahip olduğu ve henüz belirtilere sebep olmayan tümörlerin fark edilmesini ve bu kişilerin erken teşhis ve tedavi almasını sağlayabilir.
Agnozinin sebebinin ve beyindeki hasarın tespiti için beyin bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile incelenebilmektedir.
Agnozi Tedavisi
Agnozi durumunun tam anlamıyla tedavi edilmesi mümkün olmayabilmektedir. Agnozinin kendiliğinden iyileştiği durumlarda bu iyileşme en yoğun olarak ilk birkaç ay içerisinde görülür, birkaç sene içerisinde devam edebilir. Agnozinin sebebinin ortadan kaldırılması, sebebin kalıcı hasar bırakmamış olması halinde, agnoziyi ortadan kaldırabilir. Agnozinin ortadan kaldırılması mümkün olan bazı sebepleri şunlardır:
- Beyin tümörleri cerrahi olarak çıkarılabilir.
- Beyin enfeksiyonları antibiyotiklerle tedavi edilebilir.
- Beyindeki abseler cerrahi olarak drene edilebilir.
- İnme riski yüksek olan kişilerde pıhtılaşma önleyicilerin kullanımı veya inme geçiren kişilerde pıhtının ilaç yoluyla hızlı bir şekilde çözülmesi veya acil bir operasyonla alınması, agnozinin gelişimini engelleyebilir.
Agnozi sorunu yaşayan kişilere, belirtilerine yönelik tedaviler uygulanarak kişilerin yaşam kalitesi artırılabilir:
- Ergoterapi: Çeşitli hastalıklar nedeniyle bozulan yeteneklerin geri kazanılmasına, kişinin günlük hayatını ve mümkün olduğu durumlarda mesleki hayatını sürdürmesi için ihtiyacı olan yetenekler geliştirmesine yönelik tedavidir.
- Dil ve Konuşma Terapisi: Agnozi, kişinin algısının bozulması sebebiyle konuşma bozukluklarına yol açabilmektedir. Dil ve konuşma terapisi, agnozi sorunu yaşayan kişinin sosyal hayatta iletişim kurarken yaşayacağı zorlukları azaltmakta yardımcı olur.
Agnozi Tedavi Edilmezse
Agnozi, tedavi ile ortadan kaldırılması mümkün olmayan bir algı bozukluğudur. Bu algı bozukluğu farklı sebeplerle ortaya çıkabilir ve kişinin hayatını farklı derecelerde etkileyebilir. Agnozi durumu ile ortaya çıkan algı bozukluğunun nörolojik olarak değerlendirilmemesi kişinin yaşam kalitesinin düşmesine ve agnozinin altında yatan sebebin ilerleyerek kişiye daha büyük zararlar vermesine yol açabilir.
Beyin tümörlerinin kişide agnozinin sebebi olması halinde teşhis ve tedavi edilemeyen beyin tümörleri ilerleyerek kişinin ölümüne yol açabilir. Beyni etkileyen enfeksiyon ve iltihaplar erken teşhis edilmeleri halinde tedavi edilebilirken ileri evrelerde ciddi hasarlar bırakabilirler. Agnozi durumunun teşhis edilememesi, kişinin günlük hayatta yaşadığı güçlüklerin anlaşılamamasına ve kişinin toplumsal ve psikolojik sorunlar yaşamasına sebep olabilir. Özalgısal görsel agnozi sorunu yaşayan kişiler kırılabilecek çok sayıda nesne olan bir ortamda hareket etmekte zorluk yaşayabilmektedir, çünkü nesnelerin boyutlarını ve konumlarını sağlıklı bir şekilde algılayamamaktadırlar.
Agnoziye Ne İyi Gelir?
Agnozi, günlük hayatı ciddi derecede etkileyebilen bir algı sorunudur. Özellikle görsel agnoziler kişilerin günlük yaşamda ciddi sıkıntılar yaşamalarına yol açmaktadır. Günlük hayatını rutinleştirilmesi, kişilerin daha rahat hareket etmelerini sağlayabilir. Görsel agnozi yaşayan kişiler baktıkları cismi tanıyamayacakları için nesnelerin üzerine etiketler yapıştırılarak adlarının yazılması, agnozi yaşayan kişini nesneleri sağlıklı bir şekilde kullanmasını sağlayabilir. Agnozi yaşayan kişinin ve yakın çevresindekilerin psikolojik destek görmeleri yaşam kalitelerini artırabilir.
Agnoziye Ne İyi Gelmez?
Agnozi yaşayan kişiler, algı bozuklukları sebebiyle günlük hayatta ciddi sıkıntılar çekebilmektedir. Bu durum agnozi yaşayan kişilerin ve yakınlarının psikolojisi üzerinde olumsuz etkilere sebep olabilir. Sorunu yaşayan kişinin hem yakın çevresinden hem de profesyonel psikoloji uzmanlarından destek alması gerekebilmektedir. Kişinin yakın çevresinden yeterli destek alamaması durumunda agnozi kişinin hayat kalitesini önemli ölçüde düşürebilmektedir.
Agnozi sorunu nadiren iyileşebilen bir durum olsa da kötüleşme ihtimali de bulunmaktadır. Agnozi belirtilerinin ihmal edilmesi, kişinin hayatını tehdit eden ciddi sağlık sorunlarının geç tanı alması ile kişinin yaşam süresinin kısalmasına ve yaşam kalitesinin azalmasına sebep olabilir. Agnozi belirtileri ihmal edilmemeli ve hızlı bir şekilde uzman desteği alınmalıdır.
Agnozi için Hangi Doktora Gidilir?
Agnozi, sıklıkla ciddi beyin hasarlarından sonra ortaya çıkmaktadır. Yakın zamanda çeşitli sebeplerle nörolojik problemler yaşamış kişilerin doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerekmektedir. Risk grubundaki bu kişilerin mümkünse uzun dönemde yalnız kalmamaları gerekir. Kişiler, belirtilerini kendileri fark edemeyebilirler, birlikte yaşadıkları kişiler belirtiler hakkında daha çok bilgi sahibi olabilir ve uzman desteği alınması gereken zaman konusunda daha sağlıklı karar verebilir. Agnozi, kişinin günlük hayatını zorlaştırmaktadır. Kişileri seslerinden ve yüzlerinden tanıyamama, gözü kapalıyken eline verilen cisimleri ayırt edememe gibi durumlar yaşayan kişilerin nöroloji kliniklerine başvurmaları gerekmektedir.
Agnozi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Agnozi genetik geçişli bir durum mudur?
Günümüzde agnozi ile ilişkilendirilebilmiş herhangi bir genetik bölge bulunmamaktadır. Agnozi, çok nadir olarak rastlanan bir durumdur, kişinin agnozi belirtileri göstermesi çocuklarında agnozi görülme ihtimalini ciddi anlamda artırmamaktadır. Ancak agnozi yaşayan bir kişiyle genetik akrabalığı olanlarda agnoziye daha sık rastlandığı görülmüştür.
Agnozi durumunun düzelmesi mümkün müdür?
Agnozi sorunu yaşayan kişilerde sorunun azalması mümkündür. Bu durum genellikle agnozinin fark edildiği birkaç ay veya yıl içerisinde olmaktadır. Agnoziye sebep olan bazı durumlar ise kendiliğinden düzelemezler. Beyin yapısını bozan bir tümörün varlığında agnozi durumunun kendiliğinden düzelmesi beklenmez. Agnozi iyileşebilen bir durum olmakla beraber agnozinin iyileşmemesi ve ilerlemesi daha sık rastlanan durumlardır ve agnozi sorunu yaşandığında nörolojik işlevlerin en yüksek oranda korunması için hızlı bir şekilde uzman desteği alınmalıdır.