Göz Kararması

Göz kararması, gündelik aktiviteler ve normal yaşam esnasında anlık ortaya çıkan görme yetisinin kaybolması durumu olup, bir hastalıktan çok, altta yatan bir sorunun belirtisidir. Bir belirti olduğu için tedavi planlaması hastalığa yönelik yapılır.

Göz Kararması Nedir? 

Her insanın hayatında en az bir kere başına gelen göz kararması; gündelik aktiviteler ve normal yaşam esnasında anlık ortaya çıkan görme yetisinin kaybolması durumu olup, bir hastalıktan çok, altta yatan bir sorunun belirtisidir. 

Göz Kararması Belirtileri Nelerdir? 

Göz kararmasına neden olan hastalığın belirlenmesi için eşlik eden belirtiler önemlidir. Göz kararmasına sıklıkla eşlik eden şikayetler:

Şeklinde sıralanabilir.   

Göz Kararması Nedenleri Nelerdir?

Çoğu insanın hayatında en az 1 kere yaşadığı göz kararması basit anlık durumlara bağlı ortaya çıkabileceği gibi özellikle tekrar eden göz kararmalarının altında bir çok hastalık yatabilir. 

  • Tansiyonun ani şekilde yükselmesi ya da düşmesi: Kan basıncında meydana gelen ani değişiklikler kişilerde ani göz kararmalarına sebep olabilir. En sık görülen durum olan ortostatik hipotansiyon; hastaların aniden ayağa kalkması ile ortaya çıkan ve kalbin üst seviyesinde bulunan baş bölgesine yeterince kanın iletilmemesi sonucu ortaya çıkan ani göz kararması, baş dönmesi ve denge ile ortaya çıkan bir durumdur. 
  • Uzun süren açlık: Uzun süre aç kalmak vücudun tüm dengesini bozan bir durumdur. Özellikle kilo verme amacı ile uzun süre aç kalan kişilerin sık sık karşılaştığı bir durumdur. 
  • Yoğun çalışma temposu, stres ve yorgunluk: Yoğun çalışma temposunda çalışan kişilerde yorgunluğa bağlı olarak ya da yoğun strese maruz kalan kişilerde göz kararması durumu sıklıkla görülebilir.
  • Şekerin düşmesi ya da yükselmesi: Şekerin yükselmesi ya da düşmesi vücudun dengesini bozar. Vücut tepki olarak farklı belirtilere yol açabilir. Göz kararması da şekerin düzensizliği sonucu görülebilen şikayetlerden birisidir.
  • Kansızlık: Özellikle demir eksikliğine bağlı ortaya çıkan kansızlık sonucu göz kararması şikayeti gelişebilir.
  • Gün içerisinde aşırı sıcağa maruz kalma sonucu terleme / yetersiz su tüketimi: Vücuttan aşırı sıvı kaybı sonucunda kişilerde göz kararması şikayeti görülebilir. 
  • Migren: Ataklar halinde seyreden bir baş ağrısı tipi olan migrende baş ağrısına göz kararması eşlik edebilir. Bu hastalarda baş ağrısını takiben göz kararması, bulantı ve akabinde kusma eşlik eden şikayetlerdir.
  • VertigoKişilerin kendilerinin ya da çevresindeki kişilerin döndüğü hissine kapılmasına neden olan vertigo; göz kararması, terleme, işitme kaybı ya da kulak çınlamasının eşlik ettiği bir durumdur.
  • Beyin kan damarlarında yetersiz kan dolaşımı: Beyne giden kan damarlarında yetersiz kanlanma olması ya da damarlardan herhangi birinin tıkanması sonucu kişilerde göz kararması şikayeti görülebilir.
  • Beyin tümörleri: Beynin görme ile ilgili bölümlerinde meydana gelen tümörlerde hastalarda göz kararması şikayeti görülebilir.  

Göz Kararması Teşhisi

Göz kararması şikayeti ile doktora başvuru yapan hastalardan detaylı bir hasta öyküsü alınarak altta yatan nedenin tespit edilmesi için bilgiler alınır. Hastalarda; göz kararmasının hangi zamanlarda ve hangi işleri yaparken meydana geldiği, otururken ya da ayaktayken mi olduğu ve göz kararmasına eşlik eden diğer şikayetlerin neler olduğu detaylı olarak sorgulanır. Sonraki aşamada fizik muayene yapılarak gözle ilgili herhangi bir sorun olup olmadığı, tansiyon ya da şekerin normal olup olmadığı incelenir. Ayrıca nörolojik muayene yapılması gereken hastalarda detaylı nörolojik muayene de yapılmalıdır.

Sonraki aşamada ise göz kararmasının altında yatan durumun tespiti için gerekli tanısal testler ve radyolojik görüntüleme yöntemleri uygulanmalıdır.

  • Kan testleri: Kansızlık göz kararmasına neden olabilecek bir durum olduğu için hastaların tam kan sayımı yapılması gerekebilir. Ayrıca hastaların şeker bozuklukları da göz kararmasına neden olabileceği için kan şekeri ölçümü yapılabilir. 
  • Doppler Ultrason (USG): Özellikle beyne giden kan akımının az olduğundan şüphe edilmesi durumunda tercih edilebilecek bir yöntemdir.
  • Kranial Bilgisayarlı tomografi (BT): Beyin damarlarının tıkanması ya da beyin tümörleri şüphesi bulunan hastalarda kafatasının 3 boyutlu görüntülenmesi için kranial bilgisayarlı tomografi tercih edilebilir.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Manyetik rezonans görüntüleme, beyin tümörlerinin görüntülenmesinde bilgisayarlı tomografiden daha üstün bir görüntüleme yöntemidir.
  • Elektroensefalografi (EEG): Beynin sinyal dalgalarının incelenmesi amacı ile kafatasına elektrotların yapıştırıldığı bir yöntemdir.
  • Odyometrik testler: Vertigo varlığında hastaların kulaklarında sorun olduğundan şüphe edilmesi durumunda odyometrik testlere başvurulabilir.

Göz Kararması Tedavisi

Göz kararması bir hastalıktan çok altta yatan hastalığın neden olduğu bir belirti olduğu için tedavi planlaması hastalığa yönelik yapılır.

Tansiyon yüksekliği tespit edilen hastalarda uzun süreli takip gerekir. Uzun süre tansiyon yüksekliği tespit edilerek yüksek tansiyon hastası tanısı alan hastalarda antihipertansif ilaçlar adı verilen ilaç grubu tedavide tercih edilebilir. Diüretik ilaçlar, alfa bloker ilaçlar, beta bloker ilaçlar, vazodilatörler (damar genişletici ilaçlar), ACE inhibitörleri, anjiyotensin 2 reseptör blokerleri, kalsiyum kanal blokerleri bu amaçla tercih edilebilecek ilaçlardır. Genellikle etkin tedavi için farklı ilaç kombinasyonları (birden fazla ilaç ile tedavi) uygulanır.

Ortostatik hipotansiyon tespit edilen hastalarda ise bu durumun gelişmesine engel olmak en önemli konudur. Oturup kalkarken hastaların yavaş hareket etmeleri, mutlaka bol su tüketilmesi, sıcak ortamlardan kaçınmak, az ve sık yemek yemek hastaların alabileceği önlemler arasındadır. 

Ayrıca varis çorabı ile kanın bacaklarda toplanmasının önüne geçilebilir. Şikayetleri fazla olan hastalara tuz ve su tutucu ilaçlar ile damar duvarını kasan ve tansiyonu yükselten ilaçlar reçete edilebilir.

Şeker düzeni ile ilgili sorunu olan hastalarda tedavi planlaması buna yönelik yapılır. Yüksek şekere bağlı ortaya çıkan göz kararması tedavisinde hastalara insülin salgılatıcı ilaçlar, insülin duyarlılığını arttırıcı ilaçlar, alfa glukozidaz inhibitörleri,  inkretin – mimetik ilaçlar reçete edilebilir. Ayrıca hastalara kas altına kendilerinin yapabileceği insülin iğneleri ile tedavi de uygulanabilir.

Kansızlık tespit edilen hastalarda buna yönelik bir planlama yapılmalıdır. Göz kararması şikayeti bulunan ve kansızlık tespit edilen hastaların çoğunda demir eksikliği mevcuttur. Bu hastalara oral demir preparatları ile ağızdan takviye almak suretiyle ya da parenteral tedavi adı verilen iğne şeklinde demir takviyeleri ile tedavi uygulanır.

Beyin damarlarında herhangi bir tıkanıklık tespit edilen hastaların tedavisinin en kısa sürede uygulanması hayati önem taşımaktadır.  Bu hastaların ilk tedavisi acilen yapılır ve sonraki aşamada yenilemesini önlemek amacı ile ilaç tedavisi verilebilir. Bu hastalarda kan basıncının ve kan şekerinin kontrolü oldukça önemlidir. Bu hastalara anti – platelet ve anti – trombotik ilaçlar ile kanın akışkanlığı arttırılırken antihipertansif ilaçlar ile inmenin en önemli risk faktörlerinden biri olan tansiyonun kontrol altında tutulması sağlanır.

Göz Kararması Tedavi Edilmezse 

Göz kararması şikayeti her insanın hayatında en az bir kere başına gelen bir durumdur. Bu sebeple genelde hastaların göz ardı ettiği ve önemsemediği bir durum olsa da özellikle kısa zamanlarda sık sık tekrar eden göz kararması ciddi hastalıkların habercisi olabilir. 

Tansiyon hastalıkları, kan şekerindeki düzensizlikler gibi metabolizma bozukluklarının sonucunda ortaya çıkabileceği gibi; beyin damarlarında tıkanma, beyin tümörleri gibi kısa sürede müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabilecek durumların da habercisi olabilen göz kararması varlığında hastaların en kısa sürede doktora başvuru yapması önemlidir. 

Göz Kararması İlaçları

Göz kararmasının altında hipertansiyon (yüksek tansiyon) tespit edilmesi durumunda antihipertansif ilaçlar kullanılır. Tansiyon düşürücü ilaçlar arasında; ACE inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokerleri, beta blokerleri ve diüretik ilaçlar sayılabilir. 

ACE inhibitörleri:

  • Kaptopril
  • Alacepril
  • Zofenopril
  • Perindopril
  • Ramipril
  • Lisinopril
  • Pentopril
  • Fosinopril

Şeklinde sıralanabilirken;

Anjiyotensin reseptör blokerleri ise:

  • Valsartan
  • İrbesartan
  • Moksonidin
  • Losartan
  • Telmisartan
  • Rilmeniden

Olarak sıralanabilir.

Damarların genişletilmesini sağlayan beta blokerler ilaçlar:

  • Atenolol
  • Alprenolol
  • Betaxolol
  • Metoprolol
  • Timolol
  • Pindolol
  • Asebutalol 
  • Nadolol

Şeklinde sıralanır ve bu sayede tansiyonun düşürülmesi sağlanır.

İdrar atımını arttırarak tansiyonun düşürülmesini sağlayan diüretik ilaçlar kendi içinde gruplandırılır.   

  1. Tiazid grubu diüretik ilaçlar:
    • Bendroflumetiazid
    • Klorotiazid
    • Indapamid
    • Hidroklorotiazid
    • Mefrusid
    • Kinetazon
      1. Potasyum tutucu diüretik ilaçlar:
        • Triamterene
        • Amiloride
          1. Aldosteron reseptör antagonistleri:
            • Eplerenon 
            • Spironolakton
              1. Loop diüretikleri:
                • Furosemid
                • Torsemid 
                • Bumetanid 
                • Etakrinik asit 
            • Tolbutamid
            • Repaglinid

          • Glitazonlar
          • Biguanidler

Hamilelerde Göz Kararması 

Hamilelik köklü değişikliklerin görüldüğü bir dönem olup bu dönemde anne adaylarında bazı şikayetler ortaya çıkabilir. Bunlardan birisi de göz kararması olup; bu dönemde görülen göz kararmasının altında yeterli beslenmemeye, yetersiz sıvı alımına, kansızlığa, artan soluk alıp verme hızına ve ortostatik tansiyon yatkınlığına bağlı olarak gelişmektedir. 

Genellikle ciddi bir hastalığa eşlik etmeyen hamilelik dönemindeki göz kararması konusunda doktorunuz ile görüşebilirsiniz.

Bebeklerde ve Çocuklarda Göz Kararması 

Bebeklik ve çocukluk döneminde göz kararması şikayeti yaygın bir şikayet değildir. Bu dönemdeki göz kararması şikayetlerinin altında genellikle doğuştan gelen kalp ve dolaşım bozuklukları yatmaktadır. Bu dönemde görülen göz kararması şikayeti ciddiye alınmalı ve en kısa sürede doktora başvuru yapılmalıdır. 

Göz Kararması için Hangi Doktora Gidilir? 

Göz kararması herkesin hayatında arada karşılaşabileceği bir durum olup nadiren görülen göz kararması sorunlarında panik olmaya gerek yoktur. Ancak göz kararma sorunları sık sık tekrarlamaya başladıysa ve bu soruna mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi ya da çarpıntı gibi şikayetler eşlik ediyor ise hastanın en kısa sürede iç hastalıkları (dahiliye) bölümünde iç hastalıkları uzmanına başvurması gerekmektedir. 

İç hastalıkları uzmanının yapacağı ilk muayene ve testlere göre altta yattığından şüphe edilen hastalığa göre beyin ve sinir cerrahisi bölümünde beyin ve sinir cerrahisi uzmanına, kulak burun boğaz (KBB) bölümünde kulak burun boğaz uzmanına, nöroloji bölümünde nöroloji uzmanına ya da kalp ve damar cerrahisi bölümünde kalp ve damar cerrahisi uzmanına yönlendirme yapılabilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın