İşitme Kaybı

İşitme kaybı, kişinin çeşitli nedenler doğrultusunda işitme duyusunu kaybetmesi olup kaybın derecesine göre farklı tedavi seçenekleri mevcuttur.

İşitme Kaybı Nedir?

İşitme kaybı, kişinin işitme yetisinin azalmasına denir. Yaş ile beraber doğal olarak gelişebilen ve oldukça yaygın olarak rastlanan bir durumdur. Dünya nüfusunun yaklaşık % 20’sinde çeşitli derecelerde işitme kaybı olduğu değerlendirilmektedir.

Doğadaki seslerin iki temel niteliği vardır:

  • Frekans: Birim zamanda ses dalgalarının titreşim sayısıdır. Birimi Hertz (Hz)'dir.
  • Şiddet: Sesin yüksekliğidir. Desibel cinsinden ölçülür.

İşitme kaybını tanımlar ve değerlendirirken bu 2 kavram önemlidir.

İnsan kulağının kişiden kişiye değişebilmekle beraber duyabileceği ses frekansları 0 ila 20000 Hertz iken, duyabileceği en kısık ses ise genellikle 0 desibel seviyesidir.

Bu değerler her canlı için aynı değildir. Örneğin köpekler çok daha geniş bir frekans aralığını işitebilen canlılardır.

İşitme kaybı içeriği itibariyle birçok şekilde sınıflandırılabilir.

  • Şiddetine göre işitme kayıpları hafif, orta, ağır olarak sınıflandırılır. Burada sınıflama kişinin duyma eşiğine göre yapılır. Belli bir frekansta kişinin işitebildiği en hafif ses, o kişinin o frekanstaki işitme eşiğidir. Bazı kaynaklarda değerlerde küçük farklılıklar olmakla beraber en sık kabul gören sınıflama şu şekildedir:

Normal işitme

Hafif işitme kaybı

Orta dereceli işitme kaybı

İleri düzey işitme kaybı

0-20 desibel

25-39 desibel

40-69 desibel

70+ desibel

  • İşitme kayıpları her zaman kalıcı değildir. Bazı durumlarda geçici işitme kayıpları görülür, daha sonra işitme normal aralığa döner. Bunlar genellikle uzun süreliden ziyade daha kısa sürede ani gelişmiş kayıplardır.
  • İşitme kaybının meydana geldiği süre zarfına göre ise akut (ani) ya da kronik (zaman içinde oluşan) şeklinde bir sınıflama ortaya çıkmaktadır.
  • Hakeza işitme kaybının ses iletim yollarında bir probleme mi yoksa sesin işitme sinirleri tarafından algılanması ile ilgili bir problemle ilgili mi olduğuna göre de sinirsel (sensörinöral) ya da iletim tipi işitme kaybı şeklinde bir sınıflama oluşur. Eğer iki durum bir arada ise buna mikst (karışık) tip işitme kaybı denir.
  • İşitme kaybının tek kulakta olması ya da her iki kulakta (bilateral) olması da bir başka ayrımdır.

İşitme Kaybı Belirtileri Nelerdir?

İşitme kaybının belirtileri hangi tip işitme kaybı ya da eşlik eden bir hastalığa bağlı olup olmadığına göre değişiklik gösterebilir.

Bununla beraber birçok vakada ortak olarak sık görülen belirtiler şunlardır:

  • Konuşulanları anlamakta zorluk çekmek. Özellikle kalabalık ortamlarda daha fazla hissedilir.
  • Kulak çınlaması
  • Radyo ve televizyonun sesini yükseltme ihtiyacı hissetmek.
  • Yüksek sesle konuşmaya başlamak, etrafındakilerin kendisini ancak bu şekilde duyacakları hissinin oluşması.
  • Duyulan ve anlaşılan sözcük sayısına azalmaya bağlı uzun vadede bilişsel fonksiyonlarda küntleşme
  • İşitme kaybına neden olan ya da beraberinde ortaya çıkan başka bir patoloji varsa ona bağlı şikayetler de baş gösterecektir. Örneğin Meniere hastalığında hastanın kulağında yoğun bir basınç hissetmesi ve ataklarla gelip geçen kaba kulak çınlaması söz konusudur.
  • Eğer hastanın işitme kaybı akustik nörinom denilen bir tümöre bağlı ise hastanın kafa içi basıya bağlı semptomları (şikayet) da görülür. Dolayısıyla işitme kaybının nedenine göre şikayet yelpazesi değişebilmektedir. İşitme kaybının anlaşılmasında hastanın yakınlarının vereceği bilgiler de değerlidir.

Hastanın şikayetlerindeki çeşitlilik bazen işitme kaybının tipinin anlaşılmasında hekime yardımcı olabilir.

İşitme Kaybı Nedenleri Nelerdir?

İşitme sistemimiz de yaş ilerledikçe yaşlanacaktır. Belli bir yaşın üstündeki insanlarda presbiakuzi dediğimiz işitmenin yaşa bağlı zayıflaması durumu görülür.

Bu, doğal bir süreçtir. Kişinin geçmişinde yüksek sese maruziyet, gürültülü ortamda çalışmış olmak gibi durumlar varsa bu süreç daha şiddetli olur.

İşitme üzerindeki hasarlar kümülatif (yığılan) tarzdadır. Sesin verdiği hasar birikir ve zamanla işitme sorunlarına yol açar.

Dolayısıyla işitmenin kötüleşmesinde yaşlanma kontrol edemediğimiz bir nedendir.

İşitme kaybına neden olan başlıca nedenler:

Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı

Bu tür işitme kaybında hasar yıllardır maruz kalınan yüksek ses nedeniyle olabileceği gibi bir anda, özellikle de tiz seslere, yüksek şiddetli maruziyet nedeniyle de oluşabilir.

Yaşla oluşan işitme kaybında işitme önce yüksek frekanslardan başlayarak azalmaktadır. Akustik travma dediğimiz bir anda şiddetli sesle karşılaşmak suretiyle oluşan işitme kaybında ise izole olarak 4000 Hz frekansında işitmenin azalması tipik görünümdür.

Buna akustik çentik de denir. Sese bağlı işitme kaybı sensorinöral yani sinirsel tip işitme kaybıdır. İşitme sinirinin hasarı söz konusudur. Zaman içerisinde düzelmesi beklenmez.

Tümör

Kafa içinde işitme sinirinin tümörü ya da işitme sinirine baskı yapan başka kafa tümörleri varlığı da bir işitme kaybı nedenidir.

Bu tür işitme kaybında kaybın genellikle ani başlangıçlı ve tek taraflı olması beklenir.

Teşhisinde şüphe üzerine yapılan tomografi ya da MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.

Meniere Hastalığı

Meniere hastalığı toplumda yaklaşık %1 civarında görülen, iç kulakta oluşan perilenf sıvısının fazla üretimi ya da yetersiz emilimi ile oluşan bir hastalıktır.

Bu hastalıkta kulak içi basınç artışı, düşük frekanslı kulak çınlaması ve işitme kaybı atakları görülür.

İşitme düzeyi ataklar arasında normal kalabilir ya da kalıcı olarak azalabilir.

Enfeksiyonlar

Orta kulak iltihabı 4 yaş altı çocuklarda kulak yolunun anatomisine bağlı olarak yetişkinlere göre daha sık görülen orta kulak enfeksiyonudur.

Çoğu zaman zamanında teşhis ve uygun tedavi ile hasar bırakmadan düzelse de bazen sekel olarak işitme kaybına neden olabilir.

Orta kulak iltihabının tedavisinde kullanılan kulak tüpü yerleştirme işlemi sonrasında da küçük çaplı işitme kayıpları olabilmektedir.

İşitme kaybına neden olan tek enfeksiyon kulağa ait enfeksiyonlar değildir. Menenjit ya da ensefalit gibi beyni etkileyen enfeksiyonlarda da tedavisiz bırakılması halinde işitme kayıpları görülebilir.

Otoskleroz

Ses dalgalarının beyinde ilgili bölgeye ulaşarak ses oluşturana dek izledikleri bir yol mevcuttur.

Ses dalgaları dış kulaktan alınır ve orta kulağa iletilir. Orta kulakta çekiç örs üzengi isminde vücudun en küçük kemikleri olan 3 adet kemik bulunur, bu kemikler sesi iç kulağa iletir.

Salyangoz dediğimiz iç kulakta sesi algılayan organda değerlendirilen ses dalgaları beyinde temporal kortekse iletilir ve algılanır. Otoskleroz rahatsızlığı orta kulaktaki küçük kemiklerin sertleşmesi ve doğal yapılarını kaybetmeleri suretiyle ses iletiminde bozukluk olması ve işitme kaybı yaşanmasıdır.

İletim tipi işitme kaybına örnektir.

Doğuştan Var Olan ya da Anatomik Bozukluklara Bağlı İşitme Kayıpları

İşitme kaybının nedeni bazen anne karnında yaşanan bir anormallik ile ilişkili olarak çocuğun işitme sinirinin yeterince gelişmemiş olmasıdır.

Hakeza bazen de işitme siniri normal olmasına rağmen sesleri toplayan dış kulak yolu tıkalıdır, cerrahi ile açılması gerekir.

İlk durum sinirsel, ikincisi ise iletim tipi kayba örnektir.

İşitme Kaybı Teşhisi

İşitme kaybının teşhisinde kullanılacak başlıca yöntemleri listeleyecek olursak;

  • Odyogram
  • Otoakustik emisyon testi
  • ABR (Auditory Brainstem Reflex) İşitsel beyin sapı refleksi
  • Görüntüleme yöntemleri (Tomografi)

İşitme kaybının teşhisinde ilk kullanılacak yöntem odyogramdır. Odyogram, her frekans için kişinin duyduğu minimum ses şiddetini ölçen bir testtir.

Her frekans için ölçümler sessiz bir odada özel kulaklık kullanılarak yapıldıktan sonra ortaya bir eğri çıkar.

Odyogram sonucu teşhiste çok şey ifade eder. Sinirsel tip işitme kaybında yüksek frekanslardan başlamış olan işitme eşiği düşmesi görülür.

Bu, hastanın düşük frekanslarda daha düşük volume sahip sesleri duyarken yüksek frekanslı seslerde sesi biraz yükseltmek gerektiğini ifade eden bir eğridir.

İletim tipi işitme kayıplarında düşük frekansları da etkilemiş olan, yüksek frekanslara çıkıldıkça duyulabilir minimum desibelin değişmediği ya da azaldığı sonucunu ortaya koyan bir işitme kaybı tablosu ile karşılaşır. Bu, iletim tipi işitme kaybının tipik odyogramıdır.

Mikst tipte ise her iki tipe ait odyogram verileri bir arada bulunur.

Dolayısıyla işitme kaybı tanısında hekim tarafından yapılacak otoskopik (ışıklı bir aletle kulak içine bakmak) muayene ile beraber odyogram ilk ve en değerli testtir diyebiliriz.

Odyogram testi sadece işitme seviyelerinin tayini ile sınırlı kalmayıp kişinin konuşmaları ayırt etme yeteneği, kişinin rahatsızlık duyduğu en küçük ses seviyesi gibi değerler de odyogram testinin kapsama alanı içindedir.

İşitme kaybı teşhisinde en yol gösterici test odyogram olmakla beraber başka testler de uygulanır.

Özellikle küçük ve oryante olamayan çocuklarda yapılan otoakustik emisyon testi bunlardan biridir.

Kulak zarına gönderilen ses dalgalarına alınan yanıtlara göre değerlendirme yapılır.

Bir başka test ise ABR olarak bilinen ‘auditory brainstem reflex’ yani beyin sapı refleksinin ölçüldüğü testtir. Bu testte yerleştirilen elektrotlar yardımıyla oluşan elektriksel akımın ölçümü prensibi çalışır.

Yukarıda sözünü ettiğim testlere ek olarak bazen bilgisayarlı tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemleri de kulak ve işitme yolunda işitme kaybına neden olabilecek muhtemel patolojilerin tespiti amacıyla kullanılabilir.

İlave bir parantez olarak;

İşitme kaybının teşhisi ve oranının belirlenmesi kişinin özürlülük halinin ortaya konması ve buna bağlı olarak yararlanacağı haklar açısından önemli olabilmektedir.

Bu noktada özürlülük derecesi hesaplanırken odyogramdaki 500, 1000, 2000 ve 4000 Hz’deki işitme eşikleri dikkate alınır. Bu hesaplama yapılırken bu dört frekansın ortalama eşik değerlerini kullanan bir diyagramdan faydalanılır.

Örnek verecek olursak %40 oranında bir işitme kaybı yaklaşık % 30’luk bir özür oranına tekabül etmektedir.

İşitme Kaybı Tedavisi

İşitme kaybının tedavisinde işitme kaybına neden olan etkene göre değişiklik gösteren yöntemlerimiz vardır.

Standart bir tedaviden söz etmek mümkün değildir.

Cerrahi Tedavi

Eğer kişinin kulak yolu tıkanıklığı ya da kolesteatom gibi anatomik bir sorunu varsa cerrahi tedavi sonuç verir.

Hakeza otosklerozda da eriyerek şekil değişikliğine gitmek daha sonra da anormal bir pozisyonda sertleşmek suretiyle bozulan orta kulak kemikleri cerrahi bir operasyonla çıkarılır ve yerine protez kemikler konur.

Otosklerozda yapılan ve stapedektomi ismi verilen bu operasyon riskleri nedeniyle son çare olarak tercih edilmektedir.

İşitme kaybına neden olan şey işitme sinirinin tümörü (akustik nörinom) ya da o bölgeye bası yapan başka bir tümör ise o takdirde tümörün tedavisi işitme kaybını düzeltebilir ya da ilerlemesini engelleyebilir.

Doğuştan gelen işitme engellerinde ise hasarlı olan kohlea organının yerini tutan kohlear implantasyon (yerleştirme) uygulaması yapılır. Bu da cerrahi bir tedavidir.

Farmakolojik Tedaviler (İlaç Tedavisi)

Eğer enfeksiyon kaynaklı bir işitme azlığı varsa vakit kaybedilmeden yapılan antibiyotik tedavisi sorunu çözecektir. Geç kalınmış olması kalıcı işitme kaybına hatta sağırlığa neden olabilir.

İşitme kaybı bazen kulak kiri gibi basit bir nedene bağlı da olabilir. Bu durumda ona göre tedavi verilir. Kulak kiri bir solüsyon ya da uzun bir penseye benzer alet yardımı ile açılır ve hastanın işitmesi normale döner.

Şayet gürültü ya da yüksek sese bağlı oluşmuş bir işitme kaybı varsa bu noktada akut mu yoksa kronik bir durum mu olduğu önem kazanır.

Akut kayıplarda erken yapılan steroid (oral ya da kulak içine enjeksiyon yolu ile) tedavisinin yanı sıra kulak içi kan dolaşımını artıracak ilaç tedavileri işe yarayabilmektedir. Hakeza erken dönemde uygulanacak olan yüksek basınçlı oksijen tedavisi de olumlu sonuç verebilir.

Özellikle askerde yapılan korumasız talim atışları sonrasında ortaya çıkan sol kulakta işitme kaybı ordu birliklerinde sık rastlanan bir durumdur. Ani travmaya verilebilecek en spesifik örneklerden birisi budur.

Meniere hastalığında öncelikli tedavi steroid verilmesidir. Atak atlatıldığı zaman işitme genelde normale döner.

İşitme Cihazları

Yıllar içinde oluşmuş işitme kaybında işitme kaybının derecesine göre, gerektirmesi halinde işitme cihazları verilir. İşitme cihazları ses seviyesini ilgili frekansta yükselten cihazlardır.

Hekimin yapacağı değerlendirmede işitme cihazı gerekli görülürse hasta tarafından mutlaka kullanılmalıdır.

Zamanla belli frekansların işitilememesine bağlı olarak beynin o sesleri yorumlama kabiliyeti azalacak ve kişi sonradan o sesi cihaz ile duysa dahi anlama ve anlamlandırmakta sıkıntı çekecektir.

Bu nedenle, işitme cihazları önerildikleri andan itibaren kullanılmasında fayda olan cihazlardır.

Hem hayat kalitesini artırır hem de beynin duyulamayan sesleri unutmasını önlerler.

Kök Hücre Çalışmaları

Sinirsel işitme kaybı tedavisi için Dünyada birtakım çalışmalar devam etse de henüz ortaya konmuş net bir sonuç yoktur.

Araştırmacılar muhtemel kök hücre tedavisi üzerinde de çalışmakta ise da bu tedavi kısa vadede sonuç vermekten uzaktır.

Henüz insanlar üzerinde denemeler yapılan aşamaya gelinmiş değildir.

Özetle;

Doğru tetkikler ile işitme kaybının nedeninin ortaya konması tedavide belirlenecek strateji açısından çok önemlidir.

Görüleceği üzere işitme kaybında tedavinin ne olacağı aslında işitme kaybına neden olan şeyin özelliklerine bağlıdır.

İşitme Kaybı Tedavi Edilmezse

İşitme kaybı tedavi edilmelidir. Tedavi edilmediği takdirde kişinin işitme duyusundaki kayba bağlı olarak iletişim kurma zorlukları gelişir. Sosyal sorunlar ortaya çıkabilir.

Kişinin duyamadığı frekanslardaki seslerin eksikliğine bağlı olarak uzun vadede beynin ilgili bölgelerinde körelme olur, kişinin algıları küntleşir.

Son dönemde işitme kaybı ile Alzheimer, demans gibi hastalıklar arasında ilişki olabileceğine dair çalışmalar yayınlanmıştır.

Eğer işitme kaybı altta yatan bir patolojiye bağlı ise tedavisiz bırakılan bu tablo gerek işitme kaybının ilerlemesine, tümör gibi bir durum ise de hayatı tehdit eden bir duruma dönüşecektir.

İşitme Kaybına Ne İyi Gelir?

İşitme kaybının önlenmesi bu konuda yapılabilecek en kritik şeydir. Yüksek seslerden uzak durmak, mecbur kaldığımız durumlarda da koruyucu tıkaç veya kulaklık benzeri aparatları kullanmak yerinde olacaktır.

Hali hazırda gelişmiş bir işitme kaybı tablosunda ise bir yandan tedavi süreci devam ederken oluşabilecek ilave hasarları önlemek önemli olacaktır.

Başka amaçlarla kullanılan bazı ilaçların (bazı kemoterapi ilaçları, antibiyotikler, steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar) kulağa zararlı etkileri olduğu bilinmektedir. Bu ilaçlardan kaçınılmalı, yerlerine gerekiyorsa başka ilaçlar kullanılmalıdır.

Yüksek sesle kulaklık kullanımı terk edilmelidir.

Yeteri kadar dinlenilmeli, kulakta oluşabilecek oksidatif hasara bağlı zedelenmelere karşı antioksidan özellikteki besinlerin tüketimi arttırılmalıdır.

İşitme Kaybı İlaçları

İşitme kaybı durumunda ilaç kullanımı yaygın olmamakla beraber ani gelişen, ya da yüksek sese bağlı akustik travmayla ilişkili gelişen durumlarda kullanılan bazı ilaçlar vardır.

Bunlar inflamasyonu azaltmaya yönelik kullanılan steroidler, kulaktaki kan akımını artırmaya yönelik olarak kullanılan trimetazidin dihidroklorür ve betahistin dihidroklorür gibi ilaçlardır.

Steroidlerin hap olarak ağızdan kullanımı olduğu gibi bazen kulak içine direkt enjeksiyon yoluyla da verilmeleri de bir seçenektir.

Bazen virüs enfeksiyonlarının da işitme sinirini tutması durumunda işitme kaybı yapabileceği bilinmektedir. Böyle durumlarda ise virüslere karşı etkili antiviral ilaçlar kullanılır.

Haklarında yeterli çalışma olmamakla beraber birtakım küçük gruplar üzerinde yapılan gözlemlerde ginkgo biloba gibi bitkisel desteklerin ya da çinko ve B12 vitamini türü destekleyici ürünlerin işitme kaybının toparlanmasında yararlı olabileceği iddia edilmektedir.

İşitme kaybı şüphesinde derhal hekime başvurulmalı ve hekim reçetesi ya da önerisi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.

İşitme Kaybı Ameliyatı

Nedenine göre bazen işitme kayıplarında ameliyatlar da tedavi yöntemi olabilirler.

Kolesteatom dediğimiz orta ve iç kulakta iyi huylu hücre çoğalması ya da doğuştan gelen anatomik bozukluklarda ameliyat tek çaredir. Otoskleroz ya da tümör varlığında da cerrahiye başvurulur.

  • Kolesteatomda dış kulaktan yapılan bir kesi ile ilgili bölgeye ulaşılır ve kolesteatom temizlenir.
  • Anatomik bozukluklarda ise tam gelişmemiş ya da gelişim sürecinde tıkanmış olan yerler kesi ile açılır.
  • Otosklerozda kireçlenmiş kemiklerin çıkarılması ve yerlerine protez kemikler konması söz konusudur.
  • Akustik nörinom ya da Schwanomma dediğimiz işitme siniri tümörü için ise tümörün cerrahi çıkarımı uygulanır.

Kulak ve kulakla ilgili yapılar anatomik olarak çok dar bir alanda ve komşuluklarında birçok yapıyı bulundurdukları için, yapılacak müdahaleler çok hassas müdahalelerdir.

Çocuklarda ve Bebeklerde İşitme Kaybı

İşitme kaybı sıklıkla ileri yaşlarda yaşa bağlı ortaya çıkan bir tablo ise de çocuk ve bebeklerde görülmesi de mümkündür. Çocuklarda en sık nedeni tekrarlayan orta kulak iltihabıdır.

Bazı çocuklar buna yatkın olurlar. Doğru ve etkin tedavi muhtemel komplikasyonları engellemek için önem arz eder.

Çocuk ve bebeklerde menenjit gibi beyin zarının enfeksiyonlarının da işitme kaybı yapabileceğini bilmek gerekir.

Beyin dokusunu enfeksiyonu olan ensefalit de bir işitme kaybı nedeni olabilir.

Özellikle 4 yaş altı, yani beyin yapıları yüzde yüz gelişimini tamamlamamış çocuklarda yüksek ateşe bağlı havale de işitme sinirine hasar vererek işitme kaybı nedeni olabilir.

Ülkemizde çocuk doğar doğmaz ilk günlerde yapılan testlerden birisi de işitme testidir. Doğuştan bir işitme kaybı varsa potansiyel tedavileri (koklear implant gibi) olanaklı kılmak için erken teşhis önemlidir.

Hakeza bebeklerde doğuştan olabilecek bir dış kulak yolu anatomisi bozukluğu da bir işitme kaybı nedenidir ve çocuğun konuşma yeteneklerini kazanacağı yaşlardan önce derhal cerrahi olarak tedavi edilmelidir.

İşitme Kaybı için Hangi Doktora Gidilir?

İşitme kaybı varlığı ya da şüphesi durumunda KBB (Kulak Burun Boğaz) hekimlerine başvurulmalıdır.

Hekim şikayetlerinizin ışığında sizi ilk olarak odyogram ismi verilen işitme testine tabi tutacak, daha sonra gerekli görmesi haline ilave tetkikler isteyecektir.

Odyogram, işitme kaybı şüphesi durumunda öncelikle uygulanan testtir. Karakteristik özellikleri işitme kaybının tipi ve şiddeti hakkında önemli bilgiler verecektir.

İşitme kaybı şüphesi durumunda vakit kaybedilmeden hekime başvurulmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın

İşitme kaybı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Sinirsel Tip İşitme Kaybı Düzelir Mi?

Sinirsel tip işitme kaybında sorun sesleri beyinde ilgili bölgeye ileten işitme sinirinde hasarlanmadır. Sinir vücutta kendini yenileyebilen dokulardan birisi değildir. Dolayısıyla sinirsel tip işitme kaybında düzelme beklenmez. Bu durumda işitme cihazı uygulaması yapılır.

Dr. İsmail Hakkı Şencan

Ani İşitme Kaybı Kaç Günde Düzelir?

Ani işitme kaybı en az 3 ardışık frekansta en az 30'ar desibellik işitme kaybının 3 günden az sürede oluşmasıdır. Düzelip düzelmeyeceği ya da kaç günde düzeleceği tamamen nedene bağlıdır. Tesbit edildiğinde ya da şüphelenildiğinde vakit kaybedilmeden KBB bölümüne başvurulmalıdır. 

Ani işitme kaybı viral enfeksiyonlardan ani yüksek sese maruz kalmaya, kulağa ya da başa alınan darbeden kulak zarında oluşabilecek problemlere dek geniş bir yelpazeden köken alabilir. Tekrarlayıp tekrarlamayacağını öngörmek zor olsa da ani işitme kaybı yaşamış birisinin hiç yaşamayana göre daha yüksek nüks riski taşıdığı söylenebilir.

Dr. İsmail Hakkı Şencan

Geçici İşitme Kaybı Ne Kadar Sürer? 

Bazen yoğun sese maruz kaldığımız zamanlarda ya da kulak yorgunluğuna eklenen başka durumlar var ise geçici işitme kaybı oluşabilir. Geçici işitme kaybının genelde saatler ya da en geç 1 gün içerisinde toparlanması beklenir. Herhangi bir uzama halinde hekime derhal başvurulmalıdır.

Dr. İsmail Hakkı Şencan

Orta Kulak İltihabında İşitme Kaybı Ne Zaman Geçer?

Orta kulak iltihabında işitme kaybı rastlanabilen bir durumdur. Burada gerek yapıların enfekte olması gerekse o bölgede enfeksiyona bağlı birikecek sıvı işitme kaybına neden olur. Genellikle iltihabın tedavisi ile işitme kaybı da düzelir. Nadiren de olsa tedaviye geç başlandığı durumlarda kalıcı kayıpların oluşması mümkündür.

Dr. İsmail Hakkı Şencan

Kulak Kiri İşitme Kaybı Yapar Mı?

Kulak kirinin zamanla kulak yolunda birikimi iletim tipi işitme kaybı nedeni olabilir. Böyle bir durumda endişe edilmeden bir KBB hekimine başvurulmalıdır. Kendi başına kulak kirini temizlemek için agresif davranmak hem kiri daha ileriye itebilir hem de kulak zarına zarar vermeye neden olabilir.

Dr. İsmail Hakkı Şencan

Bebeklerde İşitme Kaybı Düzelir Mi?

Bebeklerde işitme kaybı eğer doğuştan gelen bir patolojiye bağlı, sinirsel ya da beynin işitmeyi algılayan bölümünde meydana gelmiş bir durum ise düzelmesi beklenmez. Bu durumda kohlear implant gibi alternatif tedaviler gündeme gelir. 

Eğer işitme kaybının nedeni enfeksiyonlar veya benzeri kalıcı olmayan durumlarsa  altta yatan nedenin zamanında tedavisi işitme kaybının da kalıcı olmadan çözümlenmesi ile sonuçlanır.

Dr. İsmail Hakkı Şencan