Beyin Damar Tıkanıklığı
Beyin damar tıkanıklığı, boyun ve kafa içerisindeki damarların tıkanması durumu olup tıkanıklığı ortadan kaldırmak için ilaç kullanımına veya cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır.
Beyin Damar Tıkanıklığı Nedir?
Beyin damar tıkanıklığını anlamak için kanın beyne nasıl geldiğini bilmek gerekir. Kalp pompaladığı temiz kanı ana damar olan aort vasıtasıyla tüm vücuda taşır. Aort vasıtayla kan beyne iki şah damarı (karotis) ve vertebral damar ile taşınır.
Karotis iç karotis (beyni besler) ve dış karotis olarak (yüzü ve kafatasını besler) ikiye ayrılır. Tüm bu damarlar beynin tabanında Willis Poligonu (çemberi) adı verilen yapı içinde birleşirler.
Beynin oksijen ve kan şekeri (glikoz) gibi besinlere gereksinimi muazzamdır. Vücut ağırlığın ortalama olarak %2’si kadar olan beyin kabinin vücuda gönderdiği kanın yaklaşık %20’sine ihtiyaç duymaktadır.
Eğer beyni besleyen damarlarda bir aniden tıkanıklık gelişirse beyin fonksiyonlarında bozulma etkilenen bölgeye göre değişiklik gösterir. Kan akımının azalması ile başlayan beyin dokusundaki değişim çok kısa bir süre içinde doku ölümü (infarktüs) ile geri dönüşümü zor olan bir noktaya varır. Beyin hücrelerinin ölümü özellikle iç karotis damarın %50’in tıkanması ile başlar ve dakikalar içinde ciddi beyin hasarı gerçekleşir.
Beyin Damar Tıkanıklığı Belirtileri Nelerdir?
Beyin damar tıkanıklığı özellikle iç karotis arter tıkanıklığı komplikasyon (inme) gelişene kadar belirtisiz olabilir. Damar içi tıkanmalarının yıllar içinde yavaş yavaş oluşmasıyla hastalarda belirti göstermeyebilir. Bazen tıkanma çok hızlı ve aniden gelişerek hastada ciddi belirtiler oluşabilir. Beyin damar tıkanıklığının en karakteristik belirtileri geçici iskemik atak ve inmedir. Ciddi beyin damar tıkanıklığı sonucunda hastalarda ölüm riski artmaktadır.
Geçici iskemik atak (geçici felç): Genellikle bir damar çevresini etkileyen, kısa ve geçici kan akımın kesilmesi sonucunda görülür. Oluşturduğu klinik ya da belirtiler en geç 24 saat içinde ortadan kaybolur.
Kısmi felç: Geçici felçten farklı olarak ortak belirtiler 24 saat içinde ortadan kaybolmazlar. Kısmı felç tanısını genel olarak doktor muayenesi sonucunda konulur.
İnme (serebrovasküler olay): Etkilenen damarların tıkanma oranı %85 üstünde olup buradaki belirtiler kalıcı ve hastayı ölüme götürecek kadar tehlikelidir.
Geçici iskemik atak ve inmenin ortak belirtileri ise şu şekildedir:
- Vücudun bir yarısında tümüyle kuvvet kaybı ya da zayıflık görülür. Hastalarda kısmı felç gelişebilir.
- Özellikle hastalar vücutlarının sol kısmını unuturlar (ihmal sendromu). Örneğin hastalar makyaj yaparken yüzlerinin sol tarafına dokunmaz ya da saçlarının sağ tarafını toplayıp sol tarafına dokunmazlar.
- Yürüme bozuklukları, el ve ayaklarda kuvvetsizlik ve güç kaybı görülür.
- Vücudu koordine etmede güçlük çekerler. Yürüyüş bozuklukları sıklıkla hastalara eşlik eder.
- Çift görme, görme alanının yarısı veya bir kısmında görme kaybı gelişir.
- Devamlı baş dönmesi atakları (vertigo) ile düşme sıklıkları görülür.
- Giyinme, saç tarama, diş fırçalama ya da eşyaları tutma gibi fiziksel ihtiyaçları yapmada güçlük ya da zorluk yaşarlar.
- Okuma ve yazma fonksiyonlarında azalma ve konuşulan dili anlamakta ve kullanmakta güçlük çekerler. Özellikle peltek konuşma gibi konuşma bozuklukları hastalarda sık görülür.
- Yutma bozukluğu ile oluşan yeme içme alışkanlıklarındaki değişiklikler sıklıkla görülür.
- Hastalar ilerleyen dönemlerde idrarlarını ve dışkılarını tutamazlar (inkontinans)
Kısaca beyni besleyen sol karotis arteri tıkandığı zaman kişilerde vücudun sağ bölümünde kaslarda güçsüzlük, zayıflık ve hissi kaybı gelişmektedir. Özellikle sağ eklemlerde görülen uyuşma ve karıncalanma karakteristik belirtilerdir.
Beyin Damar Tıkanıklığı Nedenleri Nelerdir?
Ateroskleroz (damar sertliği) beyin damar tıkanıklığı oluşmasındaki en büyük nedendir. Ateroskleroz yavaş ve zamanla gelişebilen damar hastalığıdır. Bazı durumlarda hastalığın hızlı bir şekilde ilerlemesi mümkündür. Ateroskleroz hastalığın karakteri damarın en iç tabakasında biriken yağ, kolestrol ve diğer metabolik atıkların birleşmesi ile oluşan “plak” adı verilen yapısal bozukluktur.
Bu plak varlığında daralan damarlarda kan akışı azalır ya da damar içi komple tıkanarak kan akışı durur.
Beyin damar tıkanıklığı risk faktörleri:
- Kontrolsüz kolesterol seviyesi: Özellikle düşük iyi kolesterol (HDL-Kolesterol) ve yüksek kötü kolesterol (LDL-Kolesterol) seviyeleri varlığında risk artmaktadır.
- Yüksek kan basıncı (Hipertansiyon): Kişinin kan basıncı 140/90 mmHg değerinde ve üstü ise ateroskleroz oluşma riski vardır. Eğer hastanın diyabeti ya da kronik böbrek rahatsızlığı var ise kan basıncı 130/80 mmHg değerinde ve üstünde ise risk varlığı söz konusudur.
- Sigara veya tütün ürünleri: Sigara damarlarda hasar ve daralma yaparken kolesterol seviyesini ve kan basıncını yükseltmektedir. Sigara aynı zamanda dokuların oksijen ile buluşmasını engeller.
- İnsülin direnci: Bu durum vücudun insülini düzgün bir biçimde kullanmadığı anlarda meydana gelir. İnsülin kan şekerinin hücre içine girmesine yardımcı olan bir hormondur. Aktif olarak kullanılmadığı zamanlarda diyabet gelişir.
- Diyabet: Vücutta kan şekeri seviyesi çok yükseklere çıkabilir özellikle insülin yapımında ya da kullanımındaki yetersizlikler yüzünden.
- Aşırı kilo ve obezite: Özellikle aktif bir yaşamı ya da spor yapmayı tercih etmeyen sağlıklı kişilerde ateroskleroz riski artıran faktörler (kolesterol, yüksek kan basıncı) hızlı bir şekilde gelişebilir.
- Sağlıksız yeme alışkanlıkları: Aşırı tuzlu ve trans yağda hazırlanmış yiyecekler, aşırı hayvansal yağ bazlı ürünler ve aşırı şeker tüketimi ateroskleroz riskini artırmaktadır.
- Yaş: Yaş ile birlikte ateroskleroz riskinde artmaktadır. Ailede erken kalp hastalığı öyküsü ya da baba veya erkek kardeşe 55 yaşından önce kalp hastalığı teşhisi konulursa veya anneye 65 yaşından önce kalp hastalığı teşhisi konulursa ateroskleroz riski artmaktadır.
Moyamoya hastalığı: Özellikle Willis çemberi ve iç karotis damarı zamanla tıkanmasına yol açarak beyne giden kan akımını azaltan bir hastalıktır. Beyin anjiyosunda tipik bir görüntüsü olan bu hastalık çok nadir görülmektedir.
Takayasu Arteriti: Nabızsızlık Hastalığı olarak da bilinen bu rahatsızlıkta kalpten çıkan ana damar (aorta) ve arterlerin zamanla inflamasyona (iltihaplanma) bağlı olarak daralması veya anevrizma (balonlaşma) gelişmesi ile giden damar hastalığıdır. Bu oluşan aorta tıkanıklığı beyne giden şah damarlarının gerekli kan ile dolmasını engelleyerek beyin fonksiyonlarında harabiyet oluşturur.
Fibromusküler displazi: Genellikle orta yaşlı kadınlarda görülen nadir bir hastalıktır. Hastaların orta ve büyük arterlerinin duvarlarında anormal hücresel büyüme gözlenir. Bu büyüme ile damarlarda daralma oluşmaktadır. Bu anormal büyüme anjiyografide arterlerin “İpe dizilmiş tesbih tanesi” gibi görünmesine neden olabilir. Özellikle beyne ve böbreğe giden damarlarında görülmektedir.
Şah damarı diseksiyonu (yırtılması): Yırtılma arterin duvarının iç tabakasında gerçekleşir. Kan akışı bu yırtılma ile katmanlar arasına girerek damar duvarında şişme yapar. Bu şişme beyne olan kan akışını durdurmaktadır. Üstelik yırtılma ile damar içi pıhtılaşma riski artarak beyin damar tıkanıklığı gelişebilir.
Karotis cisim tümörleri: Şah damarının boyun bölgesinden yukarı kısmında dallara (çatal benzeri) ayrıldığı bölgede kendini gösteren bir tümör dokusudur. Çok nadir görünse de şah damarının kolları olan küçük damarlara baskı yaparak beyne giden damarlarda daralma yapmaktadır.
Beyin Damar Tıkanıklığı Teşhisi
Öncelikle hastanın geçmiş hastalık dönemi ve aile öyküsü, ateroskleroz ve kalp hastalıkları için var olan risk faktörleri araştırılır ve buna yönelik anamnez alır.
Şah (Karotis) damarlarını dinleme (Oskültasyon): Şah damarlarında oluşan belli bir tıkanma varlığında (plak) damar içinden geçen kan akımının hızı ve akış doğallığı değişmektedir. Değişen bu akış sesi şah damarı üstüne konan bir stetoskop ile dinlendiği vakit bir uğultu benzeri bir ses yani üfürüm şeklinde duyulur. Üfürümü duyan doktor ateroskleroz şüphesi ile birden fazla tetkik isteyebilir.
Tam kan sayımı: Kanda pıhtılaşma ne kadar sürede oluşuyor ya da kandaki şeker miktarının ne kadar olduğunu doktorlar öğrenmek isteyebilir. Bu yüzden yapılacak kan testleri risk faktörlerini araştırma ve buna göre tedavi planlaması için istenmektedir.
Renkli Doppler Ultrasonografi (RDUS): Damar içindeki kan akışını değerlerime için yapılan en sık görüntüleme yöntemidir. Cilt bütünlüğünü bozmadığı için invaziv olmayan bir prosedürdür. Hamilelerde ve hassas hastalarda güvenli bir şekilde kullanılmaktadır. Burada ses dalgaları kullanılarak karotis arterlerinin iç yapısındaki tıkanıklık ve kan akım düzensizlik tespit edilir.
Karotis Anjiyografi: Karotis arterlerinin görüntülemesinde altın standart olarak kabul görmektedir. Hastaya öncesinde kontrast madde verilerek kasık ya da kol damarlarından kateter (uzun ince bir tüp) ile girilir ve karotis arterlere ulaşılarak damarın yapısı ve kan akımı görüntülenir. Kontrast maddeye karşı nadir olarak komplikasyonlar (böbrek hasarı) gelişebilir.
Manyetik Rezonans Anjiyografi (MRA): Burada Manyetik rezonans (MR) aleti ile birlikte damar yolu ile verilen kontrast madde kombinasyonu ile damarlar görüntülenir. Çok sık uygulanan bir yöntem değildir.
Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi (BT Anjiyografi): Yine koldan verilen kontrast madde ile beyin damarları ayrıntılı bir şekilde (3 boyutlu) görüntülenir.
Beyin Damar Tıkanıklığı Tedavisi
Genel olarak tedavideki amaç var olan damar tıkanıklığını ortadan kaldırmak ve inme (felç) oluşmasını en aza indirmek veya önlemektir. Tedavi şekilleri arasında yaşam tarzını değiştirme, ilaç tedavisi verme ve bazı kritik durumlarda cerrahi tedavi uygulaması gibi alternatifler kullanılır.
Beyin damar tıkanıklığı tedavisi aşağıdaki durumlara göre değişebilir:
- Hastanın yaşı, sağlık durumu ve hastalık geçmişi
- Hastalığın kapsamı ve etki mekanizması
- Hastanın belirtileri ve fiziksel durumu
- Belirli ilaçlara, prosedürlere ve tedavi girişimli cerrahi müdahalelere karşı hastanın toleransı
- Hastalığın tedavi ile izleyeceği seyir
- Hastanın fikri ve tedaviden beklentileri
Yaşam tarzı değişiklikleri: Değiştirilebilir ya da ortadan kaldırılabilir risk faktörleri sırası ile; sigara, yüksek kolesterol seviyesi, yüksek tansiyon, diyabet, uygunsuz beslenme ve kötü beslenme alışkanlıkları. Bu saydığımız risk faktörleri doktor tavsiyesi ile verilecek diyet tarzı listeler ile ortadan kalkabilir ve hastalarda ateroskleroz varlığında oluşan beyin damar tıkanıklıkları azalabilir hatta önlenebilir.
İlaç tedavisi seçeneği damar içindeki daralmanın yüzde kaç oranında olduğuna ve hastanın durumuna göre değişmektedir. Beyne giden damarlarda tıkanma oranı %50’den az hastalar için ilaç tedavisi iskemik inme (felç) riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Bunlar arasında yüksek tansiyonu kontrol eden antihipertansifler, kolesterol seviyelerini düşüren ilaçlar ve kan pıhtılaşmasını engelleyen antiplatelet ilaçlar ve kanı incelten antikoagülan tedavisi yer alır.
Ameliyat tercihi ise büyük oranda tıkanmış geniş damarlara uygulanmaktadır. Bu müdahale ile plak tabakasının damar içinden uzaklaştırması ile damar içinde kan akışı tekrar sağlanarak ileride oluşabilecek inme riski ortadan kaldırılır.
Cerrahi tercih özellikle ilaç tedavisi ile belirtileri ve riskleri ortadan kalkmayan hastalara önerilmektedir. Geçici iskemik atakları yıl içinde çok tekrarlayan ve yüksek oranda damar tıkanıklığı (%85) olan hastalarda ameliyat tercihi ilk sıradadır.
Beyin Damar Tıkanıklığı Tedavi Edilmezse
Beyin damar tıkanıklığı zaman içinde tedavi edilmezse beynin ne kadar süre kan akışından yoksun olduğuna ve beynin hangi bölümünün etkilendiğine bağlı olarak bazen geçici veya kalıcı sakatlıklara neden olabilir. Özellikle uzun süre müdahale edilmeyen ciddi tıkanıklarda ölüm riski yüksektir.
Oluşabilecek komplikasyonlar şunlardır:
- Felç veya kaslarda hareket kaybı: Vücudun bir tarafında felç olabilir veya yüz ve kollarda olan kasların kontrolü kaybolabilir.
- Konuşma veya yutma güçlüğü: Felç gelişimine bağlı olarak hastaların ağız içinde ve sindirim sistemi içinde yer alan kaslarının kontrolünü etkileyerek, net bir şekilde konuşamama, yutamama veya yemek yeme zorlaştırabilir. Ayrıca konuşma, okuma veya yazma da dahil olmak üzere birçok eylemi yapmak zorlaşır.
- Hafıza kaybı veya düşünme güçlüğü: Özellikle beynin hafıza merkezine kan akışı azalırsa hastalarda unutkanlık görülür. Zaman ve mekan algılama kapasitesi düşer.
- Duygusal problemler: Hastalar duygularını kontrol etmekte daha fazla zorluk çekebilir veya depresyon gelişebilir
- Vücudun inmeden etkilenen kısımlarında ağrı, uyuşma veya diğer olağandışı duyumlar oluşabilir. Örneğin, bir inme sol kolunuzdaki hissinizi kaybetmenize neden olursa, o kolda rahatsız edici bir karıncalanma hissi gelişebilir.
- Davranış ve kişisel bakımda yaşanan aksaklıklar: Hastalar kişisel bakım ve günlük ev işleri için yardıma ihtiyaç duyarlar.
- Tedavi altına alınmayan beyin damar tıkanıklarında beyin çok uzun süre oksijen ve kandan yoksun kaldığı için ölüm meydana gelebilir.
Beyin Damar Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?
Beyin damar tıkanıklığı riskini artıran sebepleri tespit etmek ve tedavisini gerçekleştirmek ilerde oluşabilecek inme (felç) gelişimini en aza indirmektedir.
- Yüksek tansiyon kontrolü: Hipertansiyon kontrolü inme riskini azaltan en önemli faktördür. Eğer hastanın yüksek tansiyonu kontrol altına alınırsa geçici iskemik atak ya da inme riski büyük ölçüde azalacaktır.
- Düşük kolesterol seviyesi ve dengeli beslenme: Düşük kolesterollü ve düşük trans yağ bazlı yiyecekleri tüketme ile damar içinde ateroskleroz birikimi riski azaltılabilir. Eğer hasta tek başına kolesterol seviyesini kontrol edemiyorsa doktor kontrolü altında kolesterol düşürücü ilaç kullanabilir.
- Sigarayı bırakma: Sigara damar tıkanması riskini artıran bir risk faktörüdür. Eğer sigara bırakılırsa ileri dönemde oluşacak damar tıkanıklığı dolayısıyla inme riskini azaltacaktır.
- Diyabet tedavisi: Diyet, egzersiz ve kilo kaybı ile kan şekeri seviyesi normal aralığına geri gelebilir. Eğer bu değişiklikler hastaya yardım etmez ise doktor kontrolü altında hastaya kan şekeri düzenleyici ilaçlar verilebilir.
- Daha fazla sebze meyve tüketimi: Özellikle sebze ağırlıklı bir beslenme ile diyete eklenecek meyve çeşitliliği damar tıkanıklığı riskini azaltacaktır.
- Egzersiz: Günde en az 30 dakika yapılacak egzersiz (yürüyüş, yüzme ya da bisiklet binme) ile kan damarlarında kan akışını rahatlatır hatta yüksek tansiyon ve kolesterol seviyesini normal düzeye getirmede etkilidir.
- Alkol ve reçetesiz ilaçlar: Özellikle yüksek alkol tüketimi hastalarda yüksek tansiyon nedeni olarak beyin damar yapısını bozarak inme ya da felç riskini yükseltir. Bu iki risk faktörünü yaşam tarzlarından uzaklaştıran kişiler inme riskini azaltırlar.
Beyin Damar Tıkanıklığı Ne İyi Gelmez?
Kontrol altına alınmayan ateroskleroz risk faktörleri beyin damar tıkanıklığı gelişme riskini artırmaktadır.
Bu riskler şu şekildedir:
- Kontrol altına alınmayan hipertansiyon hastalığı ateroskleroz için tüm yaşlarda büyük bir risktir.
- Ailesel yatkınlık özellikle yüksek kan kolesterol seviyelerine neden olan lipoprotein yapısındaki bozukluklar risk faktörüdür (ailesel hiperkolesterolemi)
- Sigara büyük bir risk faktörüdür. Son yıllarda ateroskleroz riskinin kadınlarda yükselmesinden sorumlu tutulmaktadır.
- Diyabet metabolizmayı etkilediği kadar damar içi tıkanmalara yatkınlığı artırarak damar tıkanıklığı riskini artırır.
- HDL (iyi kolesterol) seviyesi 40 ve altı olan kişilerde ve LDL (kötü kolesterol) seviyesi 130 ve üstü olan kişiler damar tıkanıklığı gelişme riski büyük olan kişilerdir.
- Yüksek kilolu ve obezite tanısı almış kişiler.
Beyin Damar Tıkanıklığı İlaçları
Teşhis sonrası damar içi darlıklar ciddi ya da şiddetli değilse ve hastada belirgin şikayetler olmuyorsa, ya da yaş ve diğer riskler nedeniyle cerrahi müdahale yapılamıyor ise ilaç tedavisine geçilebilir. Tedaviye oluşturan ilaçlar şunlardır:
Antiplatelet İlaçlar
Kullanılan ilaçlar: Asetilsalisilik asit, Klopidogrel, Prasugrel
Beyni besleyen arterlerde plak (ateroskleroz) biriktikten sonra beyne giden damarlarda tıkanma oluşabilir. Bu plak yırtılırsa, vücudun doğal yanıtı olarak kan hücreleri yırtılma etrafında pıhtılaşır, böylece trombositler (kan hücresi) aktive olur ve bir kan pıhtısı (kitle) oluştururlar. Böylelikle damarı bloke eder ve kanın beyin hücrelerinin bir kısmına ulaşmasını engeller.
Antiplatelet ilaçlar beyne giden damarlarda tıkanıklık oluşmasını azaltabilir. Çünkü trombositlerin birbirine yapışmamasını ve kan pıhtısı oluşturmasını azaltıp damarlarda anormal pıhtılaşmayı önlerler.
Antikoagülan İlaçlar
Kullanılan ilaçlar: Heparin, Warfarin, Dabigatran, Rivaroxaban
Genellikle kan inceltici olarak bilinen antikoagülanlar, kanın pıhtılaşmasını önleyen veya azaltan, pıhtılaşma süresini uzatan ilaçlardır. Trombotik bozukluklarında (derin ven trombozu gibi) antikoagülanlar kullanılır. Oral antikoagülanlar birçok kişi tarafından hap veya tablet şeklinde alınır veya hastanelerde çeşitli intravenöz (damar içi) antikoagülan dozaj formları kullanılır.
Antihiperlipidemik İlaçlar
Kullanılan ilaçlar: Atorvastatin, Simvastatin, Lovastatin
Özellikle kolesterol seviyesi yüksek olan kişilerde “statin“ grubu ilaçlar hastanın HDL (iyi kolesterol) yükseltirken LDL (kötü kolesterol)seviyesini düşürerek beyin damar tıkanıklığı riskini azaltmaktadır.
Antihipertansif İlaçlar
Kullanılan ilaçlar: Labetalol, Enalapril, Nicardipine
Beyin damar hastalığı gelişmesinde yüksek tansiyon en büyük risk faktörüdür. Antihipertansif ilaçları doktorun tavsiye ettiği doz ve sıklıkla alan hastalarda kan basıncında düşme ve hastanın ilerde yaşayacağı damar hastalıklarından korunması sağlanmış olur.
Beyin Damar Tıkanıklığı Ameliyatı
Başka bir inme veya geçici iskemik atak geçirme riskinizi azaltmak için, doktorunuz geniş bir plak tarafından daraltılmış bir arterin açılması için bir cerrahi müdahale önerebilir. Seçenekler durumunuza bağlı olarak değişir, ancak şunları içerir:
Balon anjiyoplasti ve stent tedavisi: Stentli karotis anjiyoplasti, karotis endarterektomi ameliyatı olamayan riski yüksek olan hastalar için bir seçenektir. Bu, çok küçük bir içi boş tüpün veya kateterin kasıktaki bir kan damarından karotis arterlere ilerletildiği minimal invaziv (cilt bütünlüğü bozulmayan)bir prosedürdür.
Kateter yerleştirildikten sonra arteri açmak için bir balon şişirilebilir ve bir stent yerleştirilir. Stent, atardamarı açık tutmak için kullanılan ince metal örgü tarzında yapılmış silindir benzeri bir tüptür. Prosedür sırasında plak parçalarının kopup vücudun başka bir damarını tıkama (distal emboli) riski olduğundan emboli koruma cihazı adı verilen bir cihaz kullanılabilir. Emboli koruma cihazı, prosedür sırasında parçalanıp dağılabilecek plak partiküllerini yakalamak için bir tel üzerine tutturulmuş bir filtredir (küçük bir sepet gibi).
Karotis Endarterektomi: Karotis endarterektomi, boyunda bulunan karotid arterlerde var olan plak ve pıhtıları çıkarmak için kullanılan bir prosedürdür.
Endarterektomi, karotis arterlerdeki tıkanıklık oranı %70 ve üstünde olan hastalarda, belirtileri tehlikeli oranda ciddi olan kişilerde ileride oluşacak inmenin önlenmesinde yardımcı olabilir.
Gebelikte Beyin Damar Tıkanıklığı
Gebelikte beyin damar tıkanıklığına bağlı belirtiler ya da inme gibi ciddi problemler genç annelerde çok nadir görülmektedir. Gebelik süresince değişen hormonal dengeler ve kilo artışı ile gelen fiziksel değişimler damar tıkanıklığı riskini artırmaktadır.
Bu değişimler şu şekilde sıralayabiliriz:
- Hamilelik sırasında yüksek tansiyon: Hamile kalmadan önce sağlıklı tansiyon seviyeleri olan bazı kadınlarda hamilelik sırasında yüksek tansiyon geliştirebilir. Hamilelik sırasında yüksek tansiyona sahip olmak hamile kadınlarda veya yakın zamanda doğum yapmış kadınlarda inmenin önde gelen sebeplerindendir.
- Preeklampsi (Gebelik zehirlenmesi) hamilelik sırasında daha şiddetli bir yüksek tansiyon türüdür. Preeklampsi görme problemlerine, baş ağrılarına, ellerde ve yüzlerde şişme, erken doğum ve düşük doğum ağırlıklı bir bebeğe neden olabilir. Şiddetli bir yüksek tansiyon atağında hastalarda inme riskini artırmaktadır.
- Gestasyonel diyabet (Gebelik diyabeti): Bazı kadınlar hamilelik sırasında aniden gestasyonel diyabet adı verilen bir durum olan kan şekeri ile ilgili problemler geliştirir. Gebelik diyabeti, hamilelik sırasında yüksek kan basıncı ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kalp hastalığı ve inme riskini artırır.
- Aşırı kan pıhtılaşması: Hamile olmak kanın pıhtılaşma olasılığını artırır, bu da inmeye yol açabilir. Özellikle hamile kadınların ayaklarındaki şişme (ödem) buradaki kan akışını azaltarak sistemdeki kan hareketliliği azalmaktadır. Kan iyi dolaşmazsa, pıhtılaşma olasılığı daha yüksektir.
Çocuklarda Beyin Damar Tıkanıklığı
Çocuklarda altta yatan diğer hastalıklar neticesinde damar tıkanıklığı riski artmaktadır. Özellikle beyin damar tıkanıklığı çocuklarda çok nadir görülen bir hastalıktır. Beyin damar tıkanıklığına neden olacak altta yatan hastalıklardan bazıları şunlardır:
- Kalp hastalıkları: Doğuştan gelen kalp hastalıkları kalp ve damar sistemi etkileyerek beyin kan akımını bozarak çocuklarda beyin damar tıkanıklıklarına bağlı inme (felç) görülebilmektedir.
- Kan hastalıkları: Özellikle orak hücreli anemi hastalarında kan hücreleri yarım ay benzeri bir şekildedir ve bunlar daha az esnek olduğu için damarlar içinde sıkışırlar. Bu sıkışmalar neticesinde çocuklarda damar tıkanıklığına bağlı inme (iskemik) görülmektedir.
- Enfeksiyon: Suçiçeği hastalığı çok nadir olarak çocuklarda inme görülme sıklığını artırmaktadır. Diğer enfeksiyonlar arasında menenjit, beyin apsesi, sepsis (kan zehirlenmesi) ve ensefalittir (beyin iltihabı).
Beyin Damar Tıkanıklığı için Hangi Doktora Gidilir?
Beyin damar tıkanıklığı teşhis ve tedavisi için hastanelerin Nöroloji bölümüne başvurmak gereklidir.
Özellikle şu belirtilere sahipseniz:
- Baş ağrısı ile gelen baş dönmesi ve kusma
- Kollarda ağrı, karıncalanma ve his kaybı
- Konuşma bozuklukları
- El veya ayaklarda güç ve his kaybı
- Göze perde inme ya da kısmı görme kaybı
- Denge ve koordinasyon kaybı, solunum bozuklukları
En yakın zaman içinde bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Erken tanı ve tedavi seçenekleri hastalığın seyrini olumlu yönde değiştirecektir.
Beyin damar tıkanıklığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Beyin Damar Tıkanıklığı Nasıl Açılır?
Beyin damar tıkanıklığı tedavisi belirtilere ve tıkalı damarın ne oranda tıkalı olduğuna bağlıdır. Hastanın şikayeti yok ve düşük oranda tıkanıklık var ise ilaç ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tıkanıklık ve belirtileri azaltılır. Hastanın eğer şikayetleri ciddi ve tıkanıklık oranı yüzde 70 ve üstü ise cerrahi müdahale ile tıkalı damarlar açılabilir. Nihai sonucu doktorunuz size uygun tedavi şekilleri ile netleşeceğini unutmayınız.
Beyin Damar Tıkanıklığı Baş Ağrısı Yapar Mı?
Özellikle beyin damar tıkanıklığı neticesinde gelişen geçici iskemik atak (inme) öncesinde kişiler ciddi baş ağrısı yaşayabilirler. Baş ağrısının inmenin erken tanımlanmasında ve önlenmesinde kritik önemi olabilir. Özellikle baş ağrısıyla birlikte baş dönmesi ve kusma görülüyorsa geçici bir inme atağı geçiriyor olabilirsiniz. Bu belirtiler migren hastalığında ait olabilir.Bu yüzden baş ağrısının sebebi migren ya da beyin damar tıkanıklığı ile ilgili olduğunu anlamak için uzman bir doktor muayenesi gereklidir.
Beyin Damar Tıkanıklığı Unutkanlık Yapar Mı?
Ciddi beyin damar tıkanıklığı sonucunda gelişecek inme ile beynin hafıza merkezi (Hipokampus) etkilenerek kişilerde hafıza kaybı görülmektedir. Hafıza kaybı tedavisiz bir şekilde zamanla (3 ay ya da 1 yıl) düzelebilir. Bazı durumlarda bu hafıza kaybı gittikçe daha karmaşık bir hal alabilir. Tedavi alternatifleri çok olsada size uygun tedavi ve bu tedavinin süresi uzman bir doktor görüşü ile belirlenir.