Bel Tutulması
Bel tutulması, beldeki kasların istemsiz olarak kasılması sonucu hareket yeteneğinin kısıtlanması olup tedavisinde; istirahat, uygun egzersiz yapmak ve ilaç kullanımı uygulanmaktadır.
Bel Tutulması Nedir?
Halk arasında bel tutulması olarak bilinen bel bölgesindeki kasların ve omurganın incinmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bel tutulması beldeki kasların, omurganın, sinirlerin veya destek dokunun çeşitli nedenlere bağlı hasarlanması sonucu gelişen ağrı ve belde tutukluktur. Bel tutulması kas spazmının sonucunda görülür. Beldeki kaslarda spazm (istemsiz kasılma) gelişir ve kaslar sertleşir. Kişilerde belin kitlenmesi şeklinde hareket yeteneğinde azalma tariflenebilir.
Bel tutulması her yaş grubundan kişilerde görülebilir. Özellikle obezlerde, ağır işlerde çalışan kişilerde, hareket esnekliği azalmış yaşlılarda, ve düşme sonrasında sık karşılaşılan bir rahatsızlıktır. Gebelikte bel tutulması, gebelik döneminde bel bölgesinin taşıdığı ağırlığın artmasına bağlı sık karşılaşılan bir rahatsızlıktır. Ani bel tutulması kazalardan sonra sık gerçekleşir.
Bel tutulması bazen bel fıtığı ile karıştırılmaktadır. Bel tutulması ile bel fıtığının farkı bu rahatsızlıklarda etkilenen unsurların farklı olmasıdır. Bel fıtığı omurgayı ve sinirleri etkileyen kronik bir hastalık iken bel tutulması öncelikli olarak kasların hasarıyla gelişen bir rahatsızlıktır.
Yaşam kalitesini etkileyen bir durum olduğundan bel tutulması mutlaka önemsenmeli ve tedavi edilmelidir. Tekrarlayan ve tedavi edilmeyen bel tutulmaları kalıcı sakatlıklara neden olabilir, altta yatan kronik bir hastalık gözden kaçabilir.
Bel Tutulması Belirtileri Nelerdir?
Bel tutulmasında nedene göre belirtiler farklılık gösterebilir. En sık şikayet bel bölgesi kaslarının spazmına bağlı gelişen şiddetli ve keskin bel ağrısıdır.
Diğer belirtiler:
- Hareket esnekliğinin azalması: Bel tutulması uzak nesnelere uzanma, ayak uçlarına dokunma, yere eğilme, esneme gibi hareketlerde kısıtlılığa neden olabilir.
- Merdiven çıkmada ve yürümede zorlanma: Bacakların belden alacağı destek azaldığından kişi günlük aktivitelerinde dahi zorlanabilir. Bacaklarda güçsüzlük gelişebilir. Ağrı duyulması hareket etmekten uzaklaşılmasına neden olabilir.
- İstirahatte ağrı: Özellikle uykuda bel bölgesi üzerine yatıldığında ağrı hissedilebilir. Sağa sola dönerken şiddetlenen ağrı ve harekette kısıtlılık uyku kalitesini etkileyebilir.
- Bel bölgesinde kramplar: Kramp tarzında ağrı beldeki kasların gerilmeye bağlı spazmında görülür. Kaslar istemsiz olarak kasılı kalır ve ağrı gelişir.
- Belde karıncalanma hissi: Hareket kısıtlılığı uyuşma ve karıncalanma hissine neden olabilir.
Bel Tutulması Nedenleri Nelerdir?
Bel tutulmasına çevresel ve genetik birçok faktör neden olabilir.
Bel tutulması nedenleri:
- Belin zorlanması: Bel bölgesini zorlayıcı hareketler yapmak kasların aşırı gerilmesine neden olur. Zorlanma sonucunda yumuşak doku ve omurgadaki eklemler hasar görür, kaslar aşırı kasılır.
- Ağır yük kaldırmak: Ağır eşyaların taşınması, merdiven çıkarken yük taşımak, sırtta ağır yük taşınması belde sakatlıklara neden olabilir. Belin aniden ağır yüke maruz kalması destek dokunun hasarına neden olabilir.
- Kazalar: Bel bölgesi düşme ve darbelerde sık hasarlanan bir bölgedir, ani bel tutulması gelişebilir.
- Stres: Günlük hayatta aşırı strese maruz kalmak kas kasılmalarını artırabilir.
- Beldeki sinirlerin hasar görmesi: Omurgadan geçen sinirler belden belli seviyelerde çıkarak vücuda dağılırlar. Bu sinirlerin dışardan basınçla hasar görmesi ağrıya ve belde tutukluğa neden olabilir.
- Omurganın yanlış duruşu: Duruş bozukluğu omurganın gereksiz yere ağırlık taşımasına ve gerilmesine neden olur. Kamburluk, Skolyoz (omurgada yana eğrilik), beldeki içe girintinin fazla olması belde zorlanmaya ve bel tutulmasına neden olabilir.
- Belin soğuğa maruz kalması: Bel bölgesinin soğuk havaya veya aşırı rüzgara maruz kalması bel tutulmasına neden olabilir.
- Gebelik: Hamilelerde bel tutulması kilo alımı ve belin maruz kaldığı ağırlık artışına bağlı görülebilir. Bel çukurunun fazla içe dönük olması ve duruş bozukluğu gebelerde bel ağrısı ve bel tutulmasına neden olabilir. Gebeliğin ilk 3 ayında hormonlar kemik ve bağlarda gevşetici etki gösterir, ağırlık artışına karşın kemiklerdeki gevşeme belin zorlanmasına ve ağrıya neden olabilir.
- Sedanter Yaşam: Egzersiz yapılmaması ve sedanter (hareketsiz) yaşam tarzı bel bölgesinin esnekliğinin azalmasına neden olur, bel tutulması ve bel ağrısının görülme sıklığını artırır.
- Obezite: Aşırı kilolu kişilerde bel bölgesi fazla yük taşımak zorunda kalır, bel tutulması ve ağrı gelişebilir.
- Genetik: Genetik faktörlerin etkili olduğu Ankilozan Spondilit (halk arasında Bel Romatizması) hastalığı 20-40 yaşları arası kişilerde bel tutulmasına neden olmaktadır. Doğuştan bel bölgesindeki eğrilikler de tekrarlayan bel tutulmasına neden olabilir.
Bel Tutulması Teşhisi
Bel tutulması tanısı genel olarak hastanın Fizik Muayenesi ile konulabilir. Hekim gerekli gördüğü durumlarda radyolojik görüntüleme testlerine başvurabilir.
Tanı koymada izlenebilecek yöntemler:
- Tıbbi Geçmiş: Hastanın şikayetlerinin ne olduğu, ne zaman başladığı ve nasıl başladığı hekimin ilk olarak sorması gereken sorulardır. Mevcut hastalıkları ve bel tutulmasına eşlik eden şikayetler de dikkate alınmalıdır. Bel tutulmasının travma sonrası olup olmadığı eşlik eden kırık ihtimali de düşünülerek mutlaka sorgulanmalıdır. Tekrarlayıcı olup olmaması genetik hastalıkların tanıda göz önünde bulundurulması açısından önemlidir. Bel bölgesinden geçirilmiş operasyonlar ve hastanın yaşam tarzı da tıbbi geçmişinde bilinmesi gereken noktalardır.
- Fizik Muayene: Hastadan detaylı tıbbi geçmiş öğrenildikten sonra hekim hastayı muayene etmelidir. Bel tutulmasında harekette kısıtlılığın derecesine ve bacaklarda güçsüzlüğün olup olmamasına bakılabilir. Yürüme, ayakta durma, öne eğilme ve beli doğrultmada ağrı veya uyuşma muayenede not edilmelidir.
- Radyolojik Görüntüleme: Bel tutulmasının travmadan sonra gelişmesi veya tekrarlaması söz konusuysa hekim görüntüleme testlerine başvurabilir. Kemik yapıyı iyi gösteren X-Ray grafi (Röntgen) veya yumuşak dokuları gösterebilen Bilgisayarlı Tomografi tercih edilebilir. Bel fıtığından şüpheleniliyorsa MR (Manyetik Rezonans) ayırıcı tanı için kullanılabilir.
Bel Tutulması Tedavisi
Bel tutulması önemli bir rahatsızlıktır ve erken tedavi edilmesi hasarın durdurulması için gereklidir.
Bel tutulmasında yapılması gereken çeşitli tedavi yöntemleri şunlardır:
- İstirahat: Ani bel tutulmasında yapılması gereken ilk tedavi bölgenin stabilize (sabitlenmesi) edilmesidir. İstirahat etmek ve bel bölgesinin sabit tutulması iyileşmesini hızlandırabilir. Egzersizlere bir süre ara verilmesi, yük taşımadan kaçınılması ve merdiven çıkılmaması da önerilebilir.
- Duruş Bozukluğunun Düzeltilmesi: Omurganın doğru pozisyonda olması bel tutulmasının iyileşmesi ve tekrarlamaması için önemlidir. Uyurken sırt üstü yerine yüz üstü yatılması omurganın yükünü azaltabilir. Masa başı işte çalışanlar belini destekleyerek oturmalı, kambur durmaması sağlanmalıdır.
- Stresten Uzak Durmak: Vücudun stresten uzak tutulması beldeki kasların gerilmesini azaltabilir.
- Egzersiz: İstirahat sonrası hastalar düzenli olarak hafif egzersizlere başlayabilir. Bel bölgesinin esnekliğini arttıran çekme-germe hareketleri önerilebilir. Hafif tempolu yürüyüşler, yüzme ve yoga hareket kısıtlılığının azaltılmasına yardımcı olabilir. Fazla kilolu olanların kilo vermesi bel bölgesinin yükünü azaltabilir. Hareketsiz yaşam tarzına sahip kişilerin düzenli egzersize başlaması sağlanabilir. Bel tutulması egzersizleri bölgenin güçlendirilmesine ve rahatsızlığın tekrarlamamasına yardımcı olabilir.
Bel tutulmasında ağrıyı hafifletebilecek bazı egzersizler:
- Öne doğru eğilerek ayak parmaklarına dokunma,
- Yüz üstü yatarken başın ellerden destek alarak yukarı kaldırılması (Kobra duruşu),
- Diz çökerek oturulması ve kollarla öne uzanma,
Bu egzersizler 30 saniye süreyle yapılabilir, bel bölgesinin esnemesine ve kuvvetlenmesine yardımcı olabilir.
- Fizik – Tedavi: Ağrının azaltılmasında ve bel bölgesi kaslarının gevşemesinde tercih edilebilir.
- Sıcak ve Soğuk Uygulama: Ani bel tutulmasında zorlanmaya bağlı şişlik ve ağrı gelişebilir. Belli aralıklarla soğuk uygulama yapılabilir. Soğuk uygulamada buz cilde direk temas ettirilmemelidir. İlk 2 gün soğuk uygulama yapılabilir. 2 gün sonrasında ağrı ve sertliğin hafiflemesi için sıcak uygulama yapılabilir. Sıcak uygulamada cildin yakılmamasına dikkat edilmelidir.
- Beslenme: Bel bölgesindeki kas ve kemiklerin güçlenmesi bel tutulmasının tekrarlamasını önleyebilir. Kalsiyum ve Fosfor içeren gıdalardan süt, yoğurt, peynir, brokoli, fasulye, mercimek tüketilebilir. D Vitamini eksikliği de ülkemizde sık görülen ve bel tutulmasını kolaylaştıran bir rahatsızlıktır. D Vitamini takviyesi beslenme diyeti veya ilaç halinde alımı önerilebilir.
- İlaç Tedavisi: Egzersiz yapması uygun olmayan hastalarda ve ilaçsız tedavinin ağrıyı hafifletmediği hastalarda ilaç tedavisi tercih edilebilir. Kullanılan ilaçlar:
- Ağrı Kesiciler: Bel tutulmasında eşlik eden kas-eklem ağrılarında kullanılabilir. Parasetamol etken maddesi bu grupta tercih edilebilir. Bel tutulması iğne tedavisi sık kullanılır ancak enjeksiyonla vücuda ilaç alınması çok önerilmemektedir. Enjeksiyon yerinde kızarıklık, şişlik, iğnenin sinire değmesi durumunda uyuşma görülebilir.
- Steroid Olmayan Antiinflamatuar İlaçlar: Parasetamolün yeterli etki göstermediği durumlarda tercih edilebilir. Daha etkili ilaçları içerir. Sindirim sistemi rahatsızlıkları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Gebelik ve emzirme döneminde kullanılması çok önerilmemektedir.
- Topikal Kas Gevşeticiler: Bel bölgesinde topikal olarak kullanılabilir. Günde birkaç kez ağrılı bölgeye sürülebilir.
- Narkotik Analjezikler: Bel tutulmasında ağrının çok şiddetli olduğu durumlarda kullanılır. Ciddi yan etkileri olduğundan dikkatli kullanılmalıdır.
Bel Tutulması Tedavi Edilmezse
Bel tutulmasının tedavi edilmemesiyle bel ağrısı ve harekette kısıtlılık ilerleyebilir. Yaşam kalitesinde belirgin azalma görülebilir. Kas ve omurga hasarının devam etmesi kalıcı sakatlıklara neden olabilir. Yaşlı hastalarda hareket kısıtlılığı yürümede bozulmaya ve düşmelere neden olabilir. Erken tanı ve tedavi hasarın ilerlememesi için çok önemlidir.
Bel Tutulmasına Ne İyi Gelir?
Bel tutulmasından sonra zorlayıcı hareketlerden uzak durulması ve istirahat edilmesi olumlu etki gösterebilir. İlk 48 saat soğuk uygulama, sonrasında sıcak uygulama ağrının kontrol altına alınmasını sağlar. Düzenli egzersiz yaparak bel bölgesinin esnetilmesi ve güçlendirilmesi bel tutulmasının tekrarlamamasında olumlu etki sağlayabilir. Kilo verilmesi bel bölgesinin yükünü hafifletebilir. Doğru duruş pozisyonunun öğrenilmesi sakatlıkların görülme sıklığını azaltabilir.
Beslenmenin dengeli olması ve sağlıklı gıdalardan oluşması kas ve kemik sağlığı için önemlidir. Kalsiyum, Fosfor ve D vitamininden zengin gıdaların tercih edilmesi bu dönemdeki şikayetlerin azalmasına yardımcı olabilir.
Bel Tutulmasına Ne İyi Gelmez?
Ağır işlerde çalışılması ve duruş bozuklukları bu rahatsızlığın gelişmesine ve tekrarlamasına neden olabilir. Fazla kilolu olmak ve hareketsiz yaşam tarzı süreci olumsuz etkileyebilir. Uygun olmayan ağır egzersizler, belin zorlanmasına ve kasların zedelenmesine neden olabilir. Yanlış pozisyonda uyumak bel bölgesinin gerilmesini artırabilir ve bel ağrıları uyku kalitesini bozabilir.
Bel Tutulması İlaçları
Çeşitli ilaç etken maddeleri bel tutulması tedavisinde kullanılabilir. İlaçlar gebelerde, emzirenlerde, kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda mutlaka hekim kontrolünde yan etkileri göz önünde bulundurularak verilmelidir.
Bel tutulmasında kullanılan çeşitli ilaç grupları ve etken maddeler:
Ağrı Kesiciler
- Parasetamol ilk tercih edilen ilaç etken maddesidir. Yaşlılarda ve gebelerde de güvenle kullanılabilir ve yan etki açısından güvenilir olduğundan bel ağrısının şiddetine göre hekim tarafından günlük dozu ayarlanabilir.
- Yan Etkileri: baş dönmesi, bulantı, kusma, karın ağrısı, kabızlık
- NSAİİ (Non-Steroid Anti İnflamatuar İlaçlar): Bu ilaç grubu Parasetamolden daha etkili ilaçlardan oluşur. Ağrı kesici ve kas gevşetici olarak sık kullanılır. Ciddi gastrointestinal (sindirim) sistem yan etkileri olduğundan dikkatli kullanılmalı ve mide koruyucu ilaçla birlikte reçete edilmelidir. Gebelerde, emzirme dönemindeki kadınlarda ve geçirilmiş mide kanaması olan hastalarda bu ilaçlar kullanılmamalıdır.
- Yan Etkileri: Dispepsi (mide yanması),karın ağrısı, hazımsızlık, perfore ülser, kansızlık, böbrek fonksiyonlarında bozulma, deri döküntüsü. Bu grupta bulunan ilaç etken maddeleri:
- Aspirin
- Ibuprofen
- Naproksen
- Diklofenak
- Ketoprofen
- Etodolak
- Selekoksib
- Topikal Kas Gevşeticiler: Lokal olarak ağrılı bölgeye uygulanan ilaçlardır. Günde birkaç kez ağrılı bölgeye sürülebilir, kısa süreli ağrıların tedavisinde etkilidir. Gebelerde, emzirenlerde ve yaşlılarda uygun olan ilaç seçilmelidir.
- Yan Etkileri: Deri döküntüsü, egzama, kızarıklık, kaşıntı, ürtiker. Bu grupta bulunan ilaç etken maddeleri:
- Tiyokolşisin
- Flurbiprofen
- Nimesulid
- Lidokain
- Kapsaisin
- Narkotik Analjezikler: Şiddetli ağrının Parasetamol veya NSAİ ilaçlarla tedavi edilemediği durumlarda daha etkili narkotik ağrı kesicilere başvurulabilir. Ciddi yan etkileri bulunur.
- Yan Etkileri: Kabızlık, ruhsal ve fiziksel bağımlılık, huzursuzluk, bulantı, alerjik reaksiyonlar, solunum depresyonu. Bu grupta bulunan ilaç etken maddeleri:
- Morfin
- Kodein
- Heroin
- Meperidin
- Fentanil
- Difenoksilat
Hamilelikte Bel Tutulması
Bel tutulması gebelerde sık görülebilen bir rahatsızlıktır. Erken dönemde gebelerdeki ilk şikayetlerden biri olabilir, eşlik eden bel ağrısı hafif veya şiddetli olabilir.
Hamilelikte vücudun doğuma hazırlığı için kemik ve destek ligamentlerin gevşemesi gerekir, bu gevşeme hormonlarla sağlanır. Vücuttaki tüm kemik ve eklemleri etkileyen bu durum bel bölgesinin de sağlamlığında azalmaya neden olabilir. Hamilelikte bel tutulması bu nedenle sık görülebilir.
Gebelerde veya gebelik şüphesi olan kadınlarda tedavi düzenlemesi hekim kontrolünde olmalıdır, hekime bu durum hakkında mutlaka bilgi verilmelidir. Parasetamol etken maddeli ilaçların kullanımı genellikle güvenilirdir. Ancak diğer grup ilaçların kullanılması sakıncalı olabilir. Rahatsızlığın şiddetine göre bu ilaçların doz ayarlaması hekim tarafından düzenlenmelidir.
Gebelerde yoga ve hafif tempolu yürüyüş hem bel bölgesinin rahatlaması hem de sağlıklı bir gebelik için hastalara önerilebilir. Bu dönemde kilo alımı da kontrol edilmeli, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Kilo almamak için az yemek bebeğin anne karnındaki gelişimini olumsuz etkileyebilir, böyle durumlarda bir beslenme uzmanından destek alınabilir.
Bel Tutulması için Hangi Doktora Gidilir?
Bel ağrısı ve hareket ederken belde zorlanma şikayetleri görüldüğünde mutlaka uzman hekime başvurulmalıdır. Bel tutulmasının tanı ve tedavisi için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı bir hekime başvurulması gerekir. Erken tanı ve tedavi kalıcı sakatlıkların gelişmemesi için önemlidir.
Bel tutulması ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Bel Tutulması Kaç Günde Geçer ?
Bel tutulması rahatsızlığının iyileşmesi neden olan duruma göre değişiklik gösterir. Genellikle istirahat ve ilaç tedavisi ile bir haftada düzelir. Eşlik eden kireçlenme, belde kırık öyküsü, romatizmal hastalığı olanlar ve fazla kilolu olanlarda bel bölgesinin onarılması daha uzun sürebilir. Bu nedenle bel tutulmasının erken fark edilmesi ve neden olan etkenden uzak durulması iyileşmede önemli rol oynar.
Bel Tutulmasına Ne Yapılır ?
Bel tutulmasının görüldüğü ilk 48 saat soğuk uygulama ağrı ve şişliği önlemede yardımcı olabilir. Cilde direkt temas etmeyen ve 20 dakikadan uzun sürmeyen soğuk uygulama önerilir. 2 günden sonra bölgedeki kasların rahatlaması için sıcak uygulama yapılabilir. Sıcak uygulamada cildin yanmamasına ve cilde uzun süreli temas etmemesine dikkat edilmelidir. Bel bölgesinin dinlendirilmesi yapılabilecek kolay tedavi yöntemlerinden biridir. Sırt üstü yerine yüz üstü veya yanlara dönerek uyumak beldeki ağırlığı azaltarak rahatlamasına yardımcı olabilir.