Geçmeyen Öksürük
Geçmeyen öksürük, öksürüğün 8 haftadan uzun sürmesi durumu olup, ilaç kullanımı ve hayat tarzı değişikliği ile iyileşme göstermektedir.
Geçmeyen (Kronik) Öksürük Nedir?
Öksürük Nedir?
Öksürük daha çok bir hastalık belirtisi olarak görünse de aslında vücudun hastalıklara karşı mücadelesinde hayati bir öneme sahip olan bir savunma mekanizmasıdır. Öksürük, akciğerleri enfeksiyon ve iltihabi hadiselerden koruyarak mukus, mikrop ve yabancı partikülleri solunum yollarından uzaklaştırır.
Öksürük Nasıl Olur?
Öksürük, havayı akciğerlerin derinlerine çeken bir başlangıç soluklanması ile başlar. Daha sonra, glottis (nefes borusunun ağzı) kapanır, nefes borusu üzerine bir kapak yerleşmiş olur. Üçüncü basamak, göğüs kafesi, karın ve diyafram kaslarının güçlü bir şekilde kasılmasıdır. Normal soluk alıp verirken bu kaslar havayı rahatça akciğerlerden burun ve ağza doğru iter. Ancak glottis kapandığında, hava dışarı çıkamaz, bu nedenle hava geçişlerinde çok yüksek bir basınç oluşur. Sonunda gırtlak dili açılır. Hava dışarıya doğru hızlı bir şekilde atılır.
Kronik (Geçmeyen) Öksürük Nedir?
Arada bir öksürmek genellikle normal olarak karşılanabilir. Basit bir nezle ve soğuk algınlığından bronşit ve zatürreye kadar birçok hastalık bir süre inatçı öksürüklere sebep olabilir. Ancak bu gibi hastalıklara eşlik eden öksürük birkaç gün ila birkaç hafta (<3 hafta) arasında genellikle geçer. Bu akut öksürük olarak ifade edilir. Kronik öksürük terimi ise öksürüğün 8 haftadan uzun sürmesi durumunda kullanılır. Özellikle faranjit ve grip sonrasında izlenen ve 3-8 hafta arasında süren öksürük tipi ise subakut öksürük olarak adlandırılır.
Kronik öksürük en sık hastane başvurusu nedenlerinden biridir. Bunun bir sebebi kronik öksürüğün birçok farklı sistemin bozukluğunda izlenebiliyor olmasıdır. Bunun yanında kronik öksürük, hastanın uyku kalitesinde bozulmaya, yorgunluğa, iş performansında bozulmaya ve idrar kaçırmamaya da neden olabilir. Öksürüğün sebebini bulmak ve gerekli tedaviyi almak için birçok hastalıkta bu durumun görülebilmesi nedeniyle çoğu zaman farklı branşlardan doktorlara başvurulması gerekebilir.
Geçmeyen Öksürük Nedenleri Nelerdir?
Kronik öksürük birçok farklı hastalıkta görülebilmektedir. Bazı nedenler kronik öksürük ile başvuran hastalarda sıklıkla izlendiği için kronik öksürüğü olan hastalarda genellikle önce bu nedenler araştırılır.
Bunlar: Geniz akıntısı, astım, reflü, kronik bronşit, enfeksiyonlar, ACE inhibitörleri (tansiyon ilacı) ve sigara kullanımıdır.
Sigara içmek kronik öksürüğün en sık nedenlerinden biridir. Er yada geç sigara içenlerin çok büyük bir kısmında kronik bir öksürük gelişir. Sigaranın toksik etkisi ve neden olduğu akciğer hastaları bu öksürüğün gelişmesinde ve ilerlemesinde rol oynar. Sigarayı bırakmak uzun vadede sigaraya bağlı kronik öksürüğün tedavisinde en başarılı yöntemdir.
Astım daha çok nefes darlığıyla ilişkilendirilen ve hava yollarında aşırı duyarlılığının izlendiği bir solunum yolu hastalığı olsa da bazı astım türlerinde sadece öksürük görülebilmektedir. Özellikle geceleri izlenen ve bazen uykudan uyandıran bu öksürük var olan bir astım hastalığının belirtisi olabilir. Astım hastalarında aynı zamanda fiziksel efor ve stres durumlarında da öksürük izlenebilmektedir.
Geniz akıntısı kronik öksürüğün en sık nedenlerinden biridir. Burun akciğerlere girecek olan havanın filtrelenmesinden de sorumludur. Mikroplar, toz parçacıkları ve çeşitli kimyasallar burunda bir hasara veya iltihaba neden olduğunda burun daha çok mukus üretir. Bu mukus çoğunlukla normal mukusa göre daha akışkan ve berraktır. Bu akışkan mukus burnun arkasında boğaza doğru aktığında sinirleri uyararak öksürüğü tetikler. Alerjik bünyelerde ve bilinen alerjenlere kronik maruziyet durumunda geniz akıntısına bağlı öksürük sıklıkla izlenir.
Reflü hastalığı da kronik öksürüğün izlendiği hastalıklardan biridir. Aynı astım hastalarında olduğu gibi reflü hastalığında da öksürük bazen bu hastalığın tek belirtisi olabilir. Mideden yemek borusuna doğru çıkan mide asidinin yarattığı hasar öksürüğe neden olur. Reflü hastalığına bağlı öksürük sıklıkla geceleri ve yemeklerden sonra öksürük olur.
Kronik bronşit hastalarının büyük bir çoğunluğu kronik öksürükten de mustariptir. Bu hastalıkta bronşlarda var olan iltihap hava yollarının daralmasına ve aşırı mukus salgısına neden olur. Bu da öksürüğü tetikler. Kronik bronşiti olan hastalarda mevsimler, alerjiler ve enfeksiyonlar gibi çeşitli nedenlerle alevlenmeler de izlenir. Öksürüğün şiddetlenmesi, sıklaşması veya karakter değiştirmesi kronik bronşit alevlenmesini düşündürür.
Enfeksiyonlarda izlenen öksürük genellikle birkaç hafta içinde düzelme gösterse de bazı durumlarda enfeksiyonlar da kronik öksürüklere sebep olabilmektedir. Bazen enfeksiyonlar atlatıldıktan sonra da öksürük bir süre daha devam edebilmektedir. Vücutta kronik enfeksiyona yol açan bazı mikroplar haftalar hatta aylar süren öksürüklere neden olabilmektedir. Özellikle akciğerin mantar enfeksiyonları ve tüberküloz (verem) enfeksiyonlarında bu uzun süreli öksürük sıklıkla izlenmektedir.
ACE inhibitörleri birçok farklı kullanım alanı olan bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve diyabet gibi hastalıkları olanlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ilaç grubunun bilinen yan etkilerinden biri de inatçı bir öksürüktür. Bu ilacı kullanan hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde bu yan etki izlenir. Bu yan etki izlenmesi halinde öksürüğün şiddeti ve uygun bir alternatif ilaç olması durumunda ilaç değişikliğine gidilebilmektedir.
Bu nedenler dışında da kronik öksürüğe sebep olan bazı durumlar bulunmaktadır. Çevresel kimyasallar, stres, kalp hastalıkları, boğmaca, kistik fibrozis (kalıtsal bir hastalık), sarkoidoz (kronik iltihabı bir hastalık) ve bronşiolit gibi birçok durumda da kronik öksürük sıklıkla izlenmektedir. Bu da kronik öksürüğün teşhis ve tedavisinin uzun bir zaman alabilmesine neden olmaktadır.
Geçmeyen Öksürük Teşhisi
Kronik öksürük birçok farklı durumda izlenebilmektedir. Farklı sistemlerin bozukluklarına bağlı olarak gelişebilmesi, bazı hastalıklarda tek belirti olarak izlenmesi, çeşitli çevresel koşulların tetikleyebilmesi ve belirtilerin yavaş gelişmesi nedeniyle kronik öksürüğün arkasında yatan nedenin bulunması zaman alabilmekte ve farklı bölümlerden birçok doktorun incelemesi gerekebilmektedir. Kronik öksürüğün teşhisinde öksürüğün karakteri ve öksürüğe eşlik eden faktörler teşhiste çok büyük bir öneme sahiptir.
Anamnez ve Fizik Muayene
Teşhisteki en önemli adım ayrıntılı bir anamnezdir. Hastaların doktor başvurusunda öksürüğün karakterini, eşlik eden belirtileri, bilinen diğer hastalıklarını ve kullandığı ilaçları doğru bir şekilde söylemesi teşhisin konmasını büyük oranda kolaylaştırmaktadır. Sigara kullanımı, ACE inhibitörleri ile tedavi ediliyor olmak, kronik bronşit, astım veya reflü hastalıklarının varlığı bu aşamada sorgulanır ve bunlardan birinin varlığında öncelikle bu hastalıklara yönelik tedavi başlanır veya sigara/ilaç kullanımı sonlandırılır.
Fizik muayene de öksürük teşhisinde büyük bir rol oynamaktadır. Fizik muayene sırasında hastada yoğun geniz akıntısı izlenebilir, faranjit görülebilir veya akciğer seslerinin anormal olduğu fark edilebilir. Bu durumda teşhis konulabilir veya teşhisin kesin olarak konulabilmesi için çeşitli ek testler istenebilir.
Laboratuvar Testleri
Laboratuvar testleri kronik öksürükte özellikle çeşitli iltihabi durumlar veya enfeksiyonların araştırılmasında tercih edilir. Koyu kıvamlı ve yeşil renkli balgam, yüksek ateş ve sık nefes alma gibi belirtilerin varlığında sıklıkla laboratuvar testleriyle arkada yatan enfeksiyon araştırılır. Hemogram ve CRP bu durumda en sık istenen laboratuvar testlerindendir.
Solunum Fonksiyon Testleri, Spirometri (SFT)
Solunum fonksiyon testleri akciğer fonksiyonlarıyla ilgili çok değerli bilgiler veren testlerdir. Spirometri ile ne kadar nefes alındığı ve bu nefesin nasıl verildiği ölçülür. Öksürük ile birlikte özellikle nefes darlığının da varlığında eğer doktor olası bir astımdan şüphelenirse bu solunum fonksiyon testini isteyebilmektedir.
Röntgen ve Tomografi
Kronik öksürüğü olan hastalarda sıklıkla istenen testlerden biri de akciğer röntgenidir. Aslında öksürüğün astım, geniz akıntısı ve reflü gibi birçok nedeninde akciğer grafisi herhangi bir özellik taşımaz. Fakat zatürre, tüberküloz, kanser ve diğer çeşitli akciğer hastalıklarının teşhisi veya dışlanması için bu test büyük bir öneme sahiptir. Aynı zamanda akciğer röntgeni dışında sinüs röntgeni istenebilmektedir. Özellikle bu test kulak burun boğaz doktorları tarafından sinüzitten şüphelenildiğinde istenir.
Akciğer tomografisi genellikle akciğerlerde bir bozukluğun varlığından şüphelenildiğinde ve akciğer röntgeninde bu şüpheyi destekleyen herhangi bir bulgu olmaması durumunda istenir. Yapılan araştırmalara göre akciğer tomografisi tek başına kullanıldığında kronik öksürüğün altında yatan hastalığın bulunmasında yetersizdir. Bu yüzden kronik öksürükte bir tarama testi olarak kullanılmamaktadır.
Reflünün İncelenmesi
Kronik öksürüğün arkasındaki sebebin reflü olduğu düşünüldüğünde genellikle reflünün teşhisi için gereken testleri yapmaktansa hızlı bir şekilde tedavisine başlanarak belirtiler izlenir. Belirtilerde uzun süreli bir rahatlama görülmesi durumda teşhis konur. Bazı durumlarda ise reflünün incelenmesi gerekebilmektedir. Bu testler arasında endoskopi, baryumlu özofagus pasaj grafisi ve 24 saatlik pH monitorizasyonu gibi testler bulunmaktadır.
Geçmeyen Öksürük Tedavisi
Yeni başlayan öksürük genellikle reçetesiz alınan ilaçlar, bitkisel tedaviler ve hayat tarzı değişikleri (sigarayı bırakmak gibi) ile birkaç hafta içerisinde düzelme gösterir. Çoğu zaman herhangi bir destek tedavisi almadan kendiliğinden de düzelme izlenir. Kronik öksürüğü olan hastalarda ise tedavi arkada yatan hastalığa göre değişiklik göstermektedir. Tedavide öksürük kesicilerdense arkada yatan asıl hastalığın tedavisi tercih edilir.
Bazı durumlarda kronik öksürüğün arkasındaki nedenin teşhisi verilen tedavi ile şikayetlerin gerilemesi ile konur. Kronik öksürüğün en sık sebepleri olan üst solunum yolu bozuklugu, astım, enfeksiyonlar ve sindirim sistemi bozukluğunun tedavisi büyük oranda ilaç tedavisi ve hayat tarzı değişikliklerinin içerir. Bu bağlamda altta yatan hastalığa göre antihistaminikler, kortikosteroidler, dekonjestanlar, bronkodilatatörler, antibiyotik ve antifungaller ve mide asiditesini azaltmaya yarayan ilaçlar sıklıkla kronik öksürüğün tedavisinde tercih edilirler.
Bu hastalıkların tedavisi dışında var olan öksürüğün rahatlatılması amacıyla doktor tarafından uygun görülmesi halinde çeşitli öksürük ilaçları da kullanılır. Bu öksürük ilaçları kendi içerisinde hem etki mekanizmaları hem kullanım alanları açısından farklılık gösterir. Bu ilaçlar arasında en sık kullanılanlar antiasitler (öksürük kesiciler), mukokinetikler (balgamı akışkan hale getiren ilaçlar) ve mukolitikler (balgamı parçalayarak atılmasını kolaylaştıranlar) bulunmaktadır.
Geçmeyen Öksürük Tedavi Edilmezse
Kronik öksürük hastaların hayat kalitesini büyük ölçüde etkileyebilir. Tedavi edilmediği takdirde arkada yatan olası bir hastalığın ilerlemesi dışında birçok olumsuzluğu da beraberinde getirir. Fiziksel yorgunluk, uyku bozuklukları, kas seğirmeleri kronik öksürükte zaman içerisinde görülebilmektedir. Bunların yanında idrar tutmada güçlük, ses kısıklığı, göz içi kanamalar, baş dönmeleri ve fıtık gibi birçok durumda kronik öksürük nedeniyle ortaya çıkabilmektedir.
Geçmeyen Öksürüğe Ne İyi Gelir?
Kronik öksürükte verilen tedavinin ile birlikte bazı hayat tarzı değişiklikleri de sıklıkla hastalara tavsiye edilir. Atılacak ilk adım eğer sigara kullanılıyorsa hemen sigaranın bırakılmasıdır. Pasif içicilik de aktif içicilik kadar zararlı olabilmektedir. Bu yüzden sigara dumanından her şekilde uzak durmak gerekmektedir.
Sigarayı bırakmanın yanında sık su içmek de kronik öksürüğü olan insanlarda belirtilerin rahatlamasını sağlamaktadır. Aynı zamanda ılık tuzlu su ile yapılan gargaralar ve nemli hava solumak da öksürüğün şiddetini azaltabilmektedir.
Özellikle kronik öksürüğe eşlik eden mide şikayetleri varsa yenilecek ve kaçınılacak gıdalara dikkat edilmelidir. Yağlı ve aşırı baharatlı gıdalardan uzak durulmalı, çay ve kahve gibi içeceklerde aşırıya kaçılmamalı ve tercihen bol lifli gıdalar tercih edilmelidir.
Geçmeyen Öksürüğe Ne İyi Gelmez?
Sigara kronik öksürüğün hem sıklığını artırır hem de akciğerlerde sebep olduğu bozukluklar nedeni ile durumun çok daha kötü hale gelmesine yol açabilir. Bu nedenle sigarayı bırakmak kronik bronşitte ilk atılacak adımdır.
Bunun yanında havanın kalitesi de kronik öksürükte büyük bir önem taşımaktadır. Toz, duman ve havadaki diğer hasar verici maddeler kronik öksürüğe sebep olabilir veya var olan kronik öksürüğün şiddetlenmesine neden olabilir.
Kronik öksürükte dikkat edilmesi gereken bir başka husus reçetesiz alınabilen öksürük ilaçlarıdır. Bu gibi ilaçlar özellikle yeni başlayan (akut) öksürükte belirtileri rahatlatmak amacı ile üretilmiştir. Bu nedenle kronik öksürükte kullanımı bazı diğer bozukluklara yol açabilmekte veya var olan durumun daha da kötüye gitmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle 3 haftadan uzun süren öksürüklerde herhangi bir ilaç kullanmadan önce mutlaka doktor başvurusunda bulunulmalıdır.
Geçmeyen Öksürük İlaçları
Kronik öksürüğün tedavisinde kullanılan ilaçlar ikiye ayrılırlar. Birincisi altta yatan hastalığın tedavisi, ikincisi ise var olan öksürüğün rahatlatılmasına yönelik olarak verilen tedavilerdir. Kronik öksürük birçok farklı hastalıkta izlenebilmektedir. Akut öksürükten farklı olarak kronik öksürükte öncelik altta yatan hastalığın teşhisi ve tedavisidir. Bu nedenle kronik öksürüğün tedavisinde sıklıkla kronik öksürüğün en sık nedenleri olan üst solunum yolu bozukluklarının, astımın, enfeksiyonların ve reflü hastalığının tedavisi kullanılır.
Antihistaminikler, Kortikosteroidler ve Dekonjestanlar
Bu ilaçlar kronik öksürükte en sık kullanılan ilaçlardandır. Özellikle alerjilere ve geniz akıntısına bağlı olduğu düşünülen kronik öksürükte bu ilaçlar sıklıkla tercih edilir. Her ilaç grubunun çeşitli yan etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle bazı hastalıklarda kullanımları sadece doktor tavsiyesi üzerine olmalıdır.
Antihistaminikler (difenhidramin-desloratadin gibi) basitçe alerji ilaçlarıdır. En sık izlenen yan etki yorgunluk ve uyku halidir.
Dekonjestanlar (fenilefrin) ise burundaki damarları daraltarak sıvı miktarını azaltır. Özellikle geniz akıntısı olan hastalarda tercih edilirler. Çarpıntı hissi bu ilaç grubunda en sık izlenen yan etkilerdendir.
Steroidler (Mometazon furoat, budesonid, deksametazon) olası yan etkileri nedeniyle kronik öksürüğün tedavisinde sıklıkla tercih edilmez. Solunum yollarının iltihabı bozukluklarına bağlı gelişen kronik öksürükte öncelikle intranazal (burun içi) olarak kullanılır. Buna karşın steroidler astıma bağlı geliştiği düşünülen kronik öksürükte sıklıkla kullanılmaktadır. Bu durumda daha çok inhaler (hava ile alınan) steroidler kullanılır. Astımın şiddetine ve hastaya olan uygunluğuna göre ağız yoluyla veya damar yoluyla da verilebilen steroidler bulunmaktadır.
Astım İlaçları
Kronik öksürüğün sebebinin astım olduğu düşünüldüğünde astıma yönelik verilen tedaviler tercih edilir. Tedavide sıklıkla inhaler steroidler ve bronkodilatörler (bronş genişleticiler) tercih edilir. Bu ilaçlar hava yollarındaki iltihabı azaltır ve hava yollarının genişlemesini sağlar. Bronkodilatörlerde en sık izlenen yan etkiler kalp atışında hızlanma, çarpıntı hissi ve baş ağrısıdır. Bronşit hastalarında görülen öksürük de bu tedavi yöntemleri ile sıklıkla rahatlama gösterir. Bu tedavi yöntemlerinin dışında lökotrien reseptör antagonistleri de kronik öksürük izlenen astım hastalarında tercih edilen ilaçlardandır.
Antibiyotikler
Antibiyotikler de kronik öksürüğün tedavisinde kullanılan ilaçlardandır. Arkada yatan bir enfeksiyonun varlığı anlaşıldığında bu enfeksiyonun türü de araştırılır. Kronik öksürüğe neden olan bir enfeksiyon bakteriyel, fungal (mantar) veya mikobakteriyel ajanlar tarafından oluşmuş olabilir. Bunların tedavi yöntemleri farklı olduğu için özellikle mantar (aspergillus) ve mikobakteriyel (tüberküloz) enfeksiyonlardan şüphelenildiğinde laboratuvar testlerinin dışında bilgisayarlı tomografi ve balgam kültürü gibi ek testler istenebilmektedir.
Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde ek test istenmeden antibiyotik tedavisine başlanıp hastalığın belirtileri izlenerek tedavinin etkinliği incelenebilmektedir. Tedavide penisilinler, makrolidler veya kinolonlar tercih edilebilir. Mantar enfeksiyonlarında ve tüberküloz enfeksiyonunda uzman görüşü dahilinde özel tedavi protokolleri uygulanır.
Sindirim Sistemi Bozukluklarına Yönelik Tedaviler
Kronik öksürüğün sebebinin var olan reflü hastalığına bağlı olarak geliştiği düşünüldüğünde bu hastalığa yönelik tedavi başlanır. Bazen sadece yemek ve hayat alışkanlıklarının değiştirilmesi ile bile öksürük rahatlayabilmektedir.
İlaç tedavisinde genellikle prokinetik ajanlar (mide boşalmasını hızlandıran), H2 reseptör blokerleri (ranitidin) ve proton pompa inhibitörleri (rabeprazol) tercih edilir. Bu ilaçlar mide asiditesinin azaltılmasında kullanılırlar. İlaç tedavisi ile uzun süreli bir rahatlama görülmemesi durumunda özellikle solunum yollarına aspirasyon (solunum yollarına kaçma) izlenen hastalarda cerrahi tedavi düşünülebilir.
Öksürüğün Rahatılmasına Yönelik İlaçlar
Antitusifler (levodopropizin, oksalamin) daha çok kuru öksürüğün eşlik ettiği akut öksürükte kullanılırlar. Kronik öksürükte kullanımı sınırlıdır. Çalışmalar özellikle kronik öksürük en sık sebeplerinden olan astım, reflü ve ace inhibitörü kullanımına bağlı gelişen kronik öksürükte kullanımlarının anlamlı bir fayda sağlamadığını göstermiştir.
Aynı zamanda KOAH ve bronşiektazi gibi bozuklukların varlığında bu ilaçlar öksürüğü engelleyerek mukus birikiminin artmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle bu ilaçlar daha çok yeni başlayan öksürükte kullanılmalı ve öksürüğün uzaması halinde bırakılarak doktor başvurusunda bulunulmalıdır.
Mukolitikler (asetilsistein) ve mukokinetik (bromeksin) ilaçlar balgamın atılmasını kolaylaştıran ilaçlardır. Özellikle KOAH ve kistik fibroz gibi yoğun balgam ile karakterize hastalıklarda balgamın atılmasını kolaylaştırabilirler. Öksürük sıklığını artırabilirler. Bulantı kusma, mide irritasyonu ve ishal gibi yan etkileri bulunmaktadır.
Çocuklarda ve Bebeklerde Geçmeyen Öksürük
Çocuklarda ve bebeklerde de kronik öksürük izlenebilmektedir. Bu yaş grubundaki hastalarda sık izlenen sebepler yetişkinlerdeki sebeplerle benzerlik göstermektedir. Aynı yetişkinlerde olduğu gibi bu yaş grubunda da en sık sebepler; astım, geniz akıntısı, reflü, enfeksiyonlar, sigara dumanına maruziyettir.
Bu yaş gruplarında özellikle dikkat edilmesi gereken husus yabancı cisim aspirasyonlarıdır. Bu yabancı cisimler yemek, oyuncak ya da herhangi başka bir şey olabilir. Bu durum en sık 2-4 yaş arası çocuklarda izlenir. Çocuklarda 2-3 haftadan uzun süren bir öksürük fark edildiğinde mutlaka bir doktor başvurusunda bulunulmalıdır.
Geçmeyen Öksürük için Hangi Doktora Gidilir?
Daha önce de bahsedildiği gibi kronik öksürük birçok farklı sistemin bozukluklarına bağlı olarak gelişebilmektedir. Bu nedenle uzman doktor başvurusundan önce olası etkenler düşünülmeli ve öksürüğün özelliklerine dikkat edilmelidir. Öksürüğün ne zaman başladığı, ne sıklıkla olduğu, günün hangi saatinde daha çok olduğu, fark edilen bir tetikleyicinin veya yatıştırıcının olup olmadığı, öğünlerle ilişkili olup olmadığı ve eşlik eden diğer şikayetler not edilmelidir.
Bu bilgiler ile Aile Hekimlerine başvuru yapıldığında aile hekimi uygun gördüğü teşhisi koyup altta yattığını düşündüğü hastalığın tedavisini verebilir veya araştırılması üzerine uygun gördüğü bölüme hastayı yönlendirebilir. Günümüzde hastane başvurularının büyük bir kısmının nedeni inatçı öksürüklerdir. Dahiliye, Kulak Burun Boğaz ve Göğüs Hastalıkları bölümleri en sık başvurulan bölümlerdir.
Kronik öksürük her zaman ciddi bir hastalığın belirtisi olmayabilir. Fakat durumlarda öksürük ciddiye alınmalıdır. Özellikle yüksek ve uzamış ateş, aşırı balgam, kanlı balgam, şiddetli nefes darlığı, kilo kaybı, aşırı yorgunluk, öksürükten bağımsız göğüs ağrısı, gece terlemesi ve yoğun hırıltı varlığında ivedilikle bir doktor başvurusunda bulunulmalıdır.
Geçmeyen öksürük ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Geçmeyen Öksürük İçin Ne Yapılmalıdır?
Kronik öksürük 8 haftadan uzun süren öksürüklere verilen isimdir. Kendiliğinden geçmeyen ve 8 haftadan uzun süren bir öksürük fark edildiğinde mutlaka bir doktor başvurusunda bulunulmalıdır. Hastaların doktor başvurusunda öksürüğün karakterini, eşlik eden belirtileri, bilinen diğer hastalıklarını ve kullandığı ilaçları doğru bir şekilde söylemesi teşhisin konmasını büyük oranda kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle doktor başvurusunda bulunulmadan önce öksürüğün karakterleri not edilmelidir.